Jump to content

Big Bang kozmolojisine dayalı argüman hakkında


Recommended Posts

Big Bang kozmolojisine dayalı argüman: Big Bang tekillik anıdır ve tekillikten öngörülebilecek bir şey çıkmayacağı bilinen bir gerçektir. Tanrı’nın bu evreni içinde insanın var olmasını sağlayacak bir şekilde bilinçli olarak yaratmış olması gerekir, dolayısıyla tekillik gibi sonucu belirsiz bir mekanizma bu maksat için kullanılamaz. Tekillikten insanı barındıran bir evrenin çıkması garanti olmadığından, bu durum evrenin sebebinin bilinçsiz bir mekanizma olması gerektiğini gösterir diyen bir argümandır.

 

Bu çalışma ise bizimle şu bilgileri paylaşmaktadır: http://acikerisim.selcuk.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/123456789/9776/217459.pdf?sequence=1

 

  • Büyük Patlama acaba olduğundan daha yavaş, ya da daha hızlı olmuş olsaydı ne olurdu? Bu patlamanın kendiliğinden olduğu ya da hızının rasgele olduğu söylenebilir mi? Paul Davies’in ifadeleriyle, Büyük Patlama [olduğundan] daha zayıf olmuş olsaydı, kozmos, büyük çatırtıda neredeyse geriye, kendi içine çökmüş olacaktı. Öte yandan daha güçlü olmuş olsaydı, kozmik malzeme hızla dağılmıştı ki gökadalar şekillenmeyeceklerdi. Her bir yolun, evrenin gözlenen yapısının patlayıcı enerjinin birbirine tamamen uygun olan çekim uygulayan güce çok hassas olarak dayandığı görünüyor.

 

  • Evrenin ince ayarlanmışlık (fine-tuning) kanıtı, son zamanlarda John Leslie, William Lane Craig, Richard Swinburne gibi filozoflar, Freeman Dyson ve Paul Davies gibi bilimadamları ve Hugh Montefiore gibi teologlar başta olmak üzere pek çok kişi tarafından tasarım (design) kanıtı bağlamında kullanılmaktadır. 

 

  • Yine Yaran’a göre; Yeryüzündeki akıllı yaşamın varlığının zorunlu şartları olan kozmik rastlantıların ve evrenin ince ayarlarının, çağdaş tasarım kanıtının ilk öncülünün en yeni ve en etkileyici göstergeleri olduğu görülmektedir, yani evrende yüksek derecede bir düzen vardır, ya da kısaca evren düzenlidir. Bunlar, hatta evrenin sadece düzenli olduğunun değil, aynı zamanda olağanüstü derecede ve dikkate değer bir şekilde düzenli ve ince-ayarlı olduğunu göstermektedir ve bu durum, sadece kozmik tarihin son zamanlarında ya da yeryüzünü çevreleyen alanda değil, aynı zamanda ilk aşamalarından bu yana evrenin bütün kısımlarında böyledir. Bu, tasarım kanıtı için öyle açık ve net bir fenomendir ki mutlaka bir açıklama gerektirmektedir.

 

  • Swinburne’e göre de, “Yeni bilimsel araştırma, evrenin ‘ince ayarlandığı’[fine-tuned] gerçeğine dikkat çekmektedir. Big-Bang zamanındaki özdek-enerji, hayatı meydana getirecek belirli bir yoğunluğa ve gerileme hızına sahip olmak zorundaydı.”

 

  • Eğer [patlama anındaki] nükleer zayıf kuvvet hissedilir derecede daha güçlü olsaydı, o zaman Büyük Patlama tüm hidrojeni yakıp helyuma dönüştürürdü. Böyle bir durumda su ve sabit yıldızlar uzun ömürlü olamazdı. Onu hissedilir derecede zayıflatmak da bu kez hidrojeni yok ederdi. İlk anlarda oluşan nötronlar protonlara dönüşmezdi. Nükleer güçlü kuvvet, yıldızların içinde çok miktarda karbonun yaratılması için, olduğundan belki yüzde bir oranı kadar küçük bir orandan ne daha güçlü ne de daha zayıf olmalıdır.

 

Ve ayrıca:

 

  • William L. Craig, madde, uzay ve zamanın içinden çıktığı bu tekilliği ‘yokluk’ olarak tanımlamakta ve bu konuda şöyle demektedir: “Sonsuz yoğunluk” hali ‘hiçbir şey’e [nothing] tamamen eşittir. Gerçek dünyada sonsuz yoğunluğa sahip olacak hiçbir şey olamaz. Eğer bir cisim herhangi bir kütleye sahipse o zaman sonsuzca yoğun olamaz… Bu durumda, Büyük Patlama modelinin tam anlamıyla uygulanışın [bizi] gerçekten mecbur ettiği şey yoktan yaratılıştır (criatio ex nihilo)
Link to post
Sitelerde Paylaş

asıl soru şu: big bengin patlıyarak hiçlikten varlık oluşumu aşaması gerçekten patlıyarak oluşan süreçmidir? 

 

çünkü bu kavram karmaşasında, aklımda ciddi soru işaretleri var, çünkü big beng değişken oldugu için..big beng ispatlandı.. ama.. patlama teorisi

henüz ispatlanmadı, hala teori aşamasında, evrenin genişlemesi pekala, patlamadanda olabilir.(anlık hidrojen ve helyum anlık varoluşlada mümkündür..bence patlama  bir kusurdur...zaten hidrojen biticek helyum aşaması 

içine çökme aşaması be bommmmmmmmmmmm   karade lık aşaması...)

 

evrendeki cisimler ,hiçlikten anlık oluşum ile,sabit boyutta var olabilr. örnegin jüpüter genişlemiyor.

genişleyen evren, genişleyen karanlık madde, acaba karanlık madde ve karadelikler, tanrı, parçacıgı olabilrmi?

 

sonuçta fiizksel yasalarla genişliyor..tanrıda fiziksel yasaların bir parçası olabilirmi?

 

 kritik! soru! tanrı hem hiçliğin hemde varlıgın yasası olabilirmi?

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
6 minutes ago, karamsarhuman said:

asıl soru şu: big bengin patlıyarak hiçlikten varlık oluşumu aşaması gerçekten patlıyarak oluşan süreçmidir? 

 

çünkü bu kavram karmaşasında, aklımda ciddi soru işaretleri var, çünkü big beng değişken oldugu için..big beng ispatlandı.. ama.. patlama teorisi

henüz ispatlanmadı, hala teori aşamasında, evrenin genişlemesi pekala, patlamadanda olabilir.

 

evrendeki cisimler ,hiçlikten anlık oluşum ile,sabit boyutta var olabilr. örnegin jüpüter genişlemiyor.

genişleyen evren, genişleyen karanlık madde, acaba karanlık madde ve karadelikler, tanrı, parçacıgı olabilrmi?

 

sonuçta fiizksel yasalarla genişliyor..tanrıda fiziksel yasaların bir parçası olabilirmi?

 

 kritik! soru! tanrı hem hiçliğin hemde varlıgın yasası olabilirmi?

 

Olup biten bir şey için, ahanda bu iş şunun eseri, yok yok bu olmasa olmazdı gibi tonla martaval sayabilirsiniz. 

 

Basitçe, meşhur bir süper zenci vardır, bilir misiniz? Ha, yazının devamının muhatabı sen veya herhangi biri değildir, ona göre okumanız beklenir.

 

Şimdi çıkıp desem ki, "Senin ve sülalenizin sıçabiliyor olmanızın sebebi, seni ve sülaleni siken süper zencidir. Eğer süper zenci sizi götten sikiyor olmasaydı, nasıl olacakta sıçacaktınız?"

 

Ve tabi arkası kolaydır artık: Sıçıyor olmanız, süper zencinin kanıtıdır, ispatıdır, şimdi ona secde edip dömelin.

 

İşte bu amanda big bang zart zurt teraneleri, bundan ibarettir. Her şey ortada, olması ve bitmesi için, o şeylerin varlığı yetiyor, bu da apaçık görülüyor. Ama çıkıp böyle bir süper zenci uyduruyorsan, bu ancak senin götverenin, itin teki olmanı ispatlar hepsi de bu.

 

Ve bu teraneler içinde aynısı geçerlidir. Ahanda big bang olması içinde tanrı lazım demek, götverenlik, ibnelik, orospu çocuklupu ve diğer bilinen her türlü aşşağılık ve rezil hali göstermekten ibarettir. 

 

Tanrı bir götverenliğin lafından ibarettir, ötesi de ancak orospu çocukluğu, berisi ise ancak itlik ve şerefsizliktir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Patlama dışa doğru değil içe doğru gerçekleşti.

 

Evren ise gördüğün maddeden ibaret değil.

Schrodinger teorisine göre evrende herşey olmuş bitmiş olabilir. Bizim yaptigimiz ise yaşadığımızı zannetmek..

 

Gördüğünüz galaksiler milyonlarca ışık yılı ötede ve bize gelen şey sadece onların ışıkları belki yerlerinde bile yoklar şuanda..

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 minutes ago, Düşünen Hayvan said:

Patlama dışa doğru değil içe doğru gerçekleşti.

 

Evren ise gördüğün maddeden ibaret değil.

Schrodinger teorisine göre evrende herşey olmuş bitmiş olabilir. Bizim yaptigimiz ise yaşadığımızı zannetmek..

 

Gördüğünüz galaksiler milyonlarca ışık yılı ötede ve bize gelen şey sadece onların ışıkları belki yerlerinde bile yoklar şuanda..

 

 

Patlama olduğunu nerden biliyorsun ki? 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, Düşünen Hayvan yazdı:

Patlama dışa doğru değil içe doğru gerçekleşti.

 

Evren ise gördüğün maddeden ibaret değil.

Schrodinger teorisine göre evrende herşey olmuş bitmiş olabilir. Bizim yaptigimiz ise yaşadığımızı zannetmek..

 

Gördüğünüz galaksiler milyonlarca ışık yılı ötede ve bize gelen şey sadece onların ışıkları belki yerlerinde bile yoklar şuanda..

 

anibala göre, patlama, içe dogru değil dışa doğru gerçekleşmiştir, çünkü anibala göre, evreni süpeer zenci  patlatmış hemde dışa dogru, ilginç bir tez, gelecekte çok tutar bu hipotez... anibal bu tez sayesinde fenomen olur, :0_80cbc_37a71a73_L:

Link to post
Sitelerde Paylaş
31 dakika önce, Düşünen Hayvan yazdı:

 

 

Evren ise gördüğün maddeden ibaret değil.

Schrodinger teorisine göre evrende herşey olmuş bitmiş olabilir. Bizim yaptigimiz ise yaşadığımızı zannetmek..

 

Gördüğünüz galaksiler milyonlarca ışık yılı ötede ve bize gelen şey sadece onların ışıkları belki yerlerinde bile yoklar şuanda..

 

dostum similasyon teorisi hakkında ne düşünüyorsun..bu teoride oldukça güçlü bir hipotezdir.ve benim ilgi alanıma girer.

 

Image result for simülasyon teorisi

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 minutes ago, karamsarhuman said:

dostum similasyon teorisi hakkında ne düşünüyorsun..bu teoride oldukça güçlü bir hipotezdir.ve benim ilgi alanıma girer.

 

Image result for simülasyon teorisi

 

Her tür martavalı uydurabilirsiniz, ama bunların adı teori falan olmaz. Ha, belki spekülasyon, belki hipotez falan olur. Ama çok zaman, bu simülasyon lafı gibi kıçtan uydurma olur.

 

Ha, uydurduğun şey, böyle kıçtan uydurma ise, ciddiye ve kaale alınmaz. He, tamam, tamam denir çok zaman, sen de sanırsın ki "valla kabul ettiler, bak, kabul ediliyor"

 

Senin bu söylediğinde spekülasyondan ibarettir, en iyi niyetle bakarsak. Ama şu halde, bu dediğin spekülasyondan çok kıçtan sallama kategorisine giriyor.

 

Şöyle ki, bu ettiğin lafın iyi kötü bir somut şeye dayanması gerekiyor. Senin özelinde, o simülasyonu yapacak şeyi bir şekilde gösterebilmen gerekiyor. Bir kıçtan sallama olarak, bu mesnetsiz iddianın normalde cevap bile verilmemesi gerekir, ama onu bir tür spekülasyon olarak kabul edelim.

 

Şimdi nedir spekülasyon? Efenim, big bang zamanına bakıyoruz. Daha doğrusu uzaya bakıyoruz. Öyle devasa kara delikler var ki, öyle böyle değil. 

 

Kara delikler ilk çıktığında, yani ilk bahsedildiğinde bir teorinin parçası olarak, bir hipotezdi. Yani, teorinin kapsamında olması mümkün, ama olup olmadığı bilinmeyen şeylerdir. Bir şekilde gözlendiler, teorinin kendisi oldular sanki şimdi. 

 

İşte o gözlediğimiz kara delikler, bizim teorimize uymuyor, çünkü nerdeyse big bangla aynı yaştalar. Onları sıradan devasa kara deliklerden ayıran şey bu. Şimdi deniyor ki, "efenim, kainatın ilk zamanlarında, kara madde ile sıradan madde birleşip devasa yıldızlar oluşturdu. Bu devasa yıldızlar kara maddeyi yaktı, bitirdi, asıl yakıtları kara maddeydi. Sonra da yakıtları bitince, işte o karadelikler oldular" Bu bir spekülasyon, orada olduğu bilinen kara madde, o kara delikler falan. Ama ötesi, hatta hipotez olması için bile yeterli değil. Ve sorunları da katır yüküyle.

 

Gelgelim senin bu simülasyon teranene. Bu teranenin ciddiye alınabilecek bir tarafı yok, çünkü somut hiç bir şeyi yok. O yüzden de ciddiye alınmıyor zaten. 

 

Denemesi basit. Şu teleskoplar var ya, malum teleskoplar. Chandra, Hubble gibi uzay teleskopları da dahil. Onların hepsi, her türlü gözlem isteğine açıktır. Yani, şuradaki bir akademisyen, "efenim hadi şuna bir bakalım" der, zaman ayrılır, gözlem gerçekleştirilir. Gidip başvur bakalım, başvurun ne muamele görecek? Emin ol direk çöpe gidecektir. Fakat, mesela, adamın biri başvurmuştu. "Yahu hep şuna buna bakıyorsunuz, bir kere de boşluğa bir bakın, hiç bir şey olmayan yere.". Bu abes gibi görülen istek, Hubble'ın en çok zaman ayırdığı istek oldu ve aşağıdaki resim elde edildi. 

 

deep space hubble image ile ilgili görsel sonucu

 

Ve bu resimde, kainat hakkında bildiklerimizi baştan yazdırdı nerdeyse. 

 

Bilimin gelişmesi, ciddi bir demokrasi ister. Mevzu kıçtan sallama dahi olsa, normal koşullarda, araştırılması için gerekli imkanlar azami sağlanmaya çalışılır. Bu, bilimin gelişmesi için gereklidir. Fakat, bunları alıp böyle forumlarda falan amanda hakikat budurculuk oynamaya çıkmak için kullanırsanız, işiteceğiniz, okkalı bir kalaydan öteye gitmez. Zira bu, yapılan diğer tonla çalışmaya falan hakaretten öteye gitmez. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 17.04.2019 at 15:48, haci said:

Evren genişliyor.. Bu bir gözlem. Teorilerin bu gözlemle uyumlu olması gerekir.

 

 

Tam olarak gözlem değil aslında. Bir takım gözlemlerden çıkan bir teori, sağlam bir teori. 

 

O gözlemlere dair başka teoriler falan da var, ama pek sağlam değil o kadar. 

 

Fiziğin en büyük dertlerinden biri, "Herşeyin teorisi" ni bulmak. O gözlemler, tek tek, kendi başlarına çok şekilde açıklanabilir. Hatta, belki en doğrusu da bu olabilir. Ama fizikçiler, bir teori olsun, her şeye yetsin kafasıyla, onları genelde görmezden gelirler. Bunun da sorunu, çok zaman, o tek teoriyi, mutlak gözlemmiş gibi algılayıp, başka şeyleri de çarpıtıp o teoriye uydurmaya çıkmaları olur. Sonuçta bu da, asırlardır bilimi sakat ve kadük bırakan şey olmuştur.

 

Geçmişin tek teorisi, "tanrı" idi. Yağmur niye yağıyor? Tanrı yağdırıyor. Deprem niye oluyor? Tanrı ceza kesiyor. İnsan nasıl var oldu? Tanrı ademi yarattı ya işte. Kainat nasıl var oldu? Tanrı 6 günde yarattı, yedinci günde yan gelip yatarak dinlendi ya, bu hakikati inkar mi ediyorsun?

 

Bugün, benzer tek teori arayışları, o geçmişin tanrı teorisinden farklı değil. Ve bunun bir şekilde aşılması gerekiyor. Bu tür teorilerin başında da big bang geliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, anibal yazdı:

 

 

Tam olarak gözlem değil aslında. Bir takım gözlemlerden çıkan bir teori, sağlam bir teori. 

 

 

 

Tam olarak gözlem. Hubble tarafından yapılmış bir gözlem. Bu gözlemi açıklamak gerekiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, haci said:

 

Tam olarak gözlem. Hubble tarafından yapılmış bir gözlem. Bu gözlemi açıklamak gerekiyor.

 

Hubble'ın yaptığı gözlem, en fazla uzaktan gelen ışığın kırmızıya kaydığını gösteriyor. 

 

Bu belki, uzaktan gelen ışığın enerjisinin azalması, tabiri caizse yorulması da olabilir. Fotonun enerjisi azalırsa, malum rengi kızarır.

 

Ha, bu da bir açıklamadır, bir teoridir. Öteki de elbette. Bu enerji azalmasını açıklamak daha karmaşık, o yüzden okkamın usturasına takılabilir tabi. Fakat, bu, sorunu gidermez. 

 

Dahası genişleyen evren, illa bir big bang'tan gelmek zorunda da değil. 

 

Yani gözlenen şey, evrenin genişlediği değil, ışığın kırmızıya kaydığı. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

evren gerçekten genişliyormu? hubble teleskopuna ne kadar? güvenebiliriz, somut verilerle alınmış bu resim, galaksileri,

samanyollarını evrenin en uzak  ve en eski noktasından  gözlemliyorsa, o zaman anibala soralım, evrenin bu kadar geniş biçimde,

gözlemleyen hubble neden? karadelikleri gözlemliyemedi, çünkü  bu forumda bir bir üyenin aklına gelmeyen şey benim aklıma,

 geldi, peki karadeliklerde gözlem içnde olması gerekmiyormu? madem karadelikleri artık gözlemliyebiliyoruz.. eee karadelikler nerde? göremiyorum..sonuçta o kadar galaksi içinde bir samanyolunu yutan karadelik olmazmı? yahuu. bu nasıl gözlem?

 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
9 minutes ago, karamsarhuman said:

evren gerçekten genişliyormu? hubble teleskopuna ne kadar? güvenebiliriz, somut verilerle alınmış bu resim, galaksileri,

samanyollarını evrenin en uzak  ve en eski noktasından  gözlemliyorsa, o zaman anibala soralım, evrenin bu kadar geniş biçimde,

gözlemleyen hubble neden? karadelikleri gözlemliyemedi, çünkü  bu forumda bir bir üyenin aklına gelmeyen şey benim aklıma,

 geldi, peki karadeliklerde gözlem içnde olması gerekmiyormu? madem karadelikleri artık gözlemliyebiliyoruz.. eee karadelikler nerde? göremiyorum..sonuçta o kadar galaksi içinde bir samanyolunu yutan karadelik olmazmı? yahuu. bu nasıl gözlem?

 

 

 

Bri de böyle teraneler var...

 

Samanyolunu yutan bir karadelik yok, olsaydı, merak etme her yerimizle görürdük. ama eminim, sen galaksileri yutan karadelik demeye çıkmışsındır, onlardan çokca var, adlarına quasar deniyor. 

 

Hubble teleskopuna, diğer teleskoplara olduğu kadar, yani çok ama çok güvenebilirsin. Ne görüyorsa, onu gösterir zira. Mesele, o gördüğün şeyden bir şey çıkarıyorsan, ona ne kadar güvenebileceğin olur. O da merak etme, yeterince güvenilirdir, zira denli densiz herkes tonla eleştirecek, varsa eksiğini keleğini falan bin kere bulup çıkaracaktır. 

 

Hubble, karadelikleri görebilecek kadar büyütebilen bir teleskop değil. Bir karadeliği görebilmen için, dünya büyüklüğünde falan bir teleskop gerekiyor zira, bugünün teknolojisi ile. 

 

Kainat senin sandığından, düşündüğünden, tahayyül edebileceğinden falan çok çok daha büyük. Kara delik ise, çok ama çok küçük ve de üstüne çok çok sönük, bildiğin kapkara. Bunu anlarsan, neden göremediğini de görürsün.

Link to post
Sitelerde Paylaş

sayın anibal, tefeccüğümü maruz görün ama ben o resimde, quasarda göremedim.:lol: ayrıca quasarlar samanyolunu tam yutmadıgı sürece (içine tam çökmediği sürece ona karadelık diyemeyiz öyle değilmi? 

benım gördüğüm galaksiler, samanyolları 13. 7 milyar yıl öncesını görüyorum.....

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 minutes ago, karamsarhuman said:

sayın anibal, tefeccüğümü maruz görün ama ben o resimde, quasarda göremedim.:lol: ayrıca quasarlar samanyolunu tam yutmadıgı sürece (içine tam çökmediği sürece ona karadelık diyemeyiz öyle değilmi? 

benım gördüğüm galaksiler, samanyolları 13. 7 milyar yıl öncesını görüyorum.....

 

Sen quasar göresin diye çekmediler zaten. İlla görecem diyorsan, hallice bir dürbün falan al kendine. 

 

Önce şunu öğren: Samanyolu, kainattaki trilyonlarca galaksiden sadece birinin adı. Sadece bizim olduğumuz galaksinin adı. 

 

Quasar, bir kara delik ve onun tarafından yenip yutulan bir galaksiden oluşur. Yani, bir quasar varsa, orada bir kara delikte vardır. 

 

Sen o zamanı neyle, nasıl görüyorsun, bunu bilmek pek mümkün değil. Sanırım işkembeden sallıyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gezegen uydulari, gezegenin etrafinda

gezegenler yildizlari etrafinda

Yildizlar birbirleri ve galaksi icinde merkez etrafinda,

galaksiler uydusu oldugu galaksi etrafinda ilerler/döner

Normalde olmasi gereken toplam kütlesiyle uzay dokusunda yapacagi egrilik ile bir kümenin ona uzak baska bir kümeyi yörüngesinde tutmasidir, bunu bekleriz. Durum cok farkli kümeler arasindaki mesafe giderek aciliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 minutes ago, deadanddark said:

Gezegen uydulari, gezegenin etrafinda

gezegenler yildizlari etrafinda

Yildizlar birbirleri ve galaksi icinde merkez etrafinda,

galaksiler uydusu oldugu galaksi etrafinda ilerler/döner

Normalde olmasi gereken toplam kütlesiyle uzay dokusunda yapacagi egrilik ile bir kümenin ona uzak baska bir kümeyi yörüngesinde tutmasidir, bunu bekleriz. Durum cok farkli kümeler arasindaki mesafe giderek aciliyor.

 

Buna da kara enerji deniyor, bir başka dert fiziğin başına.

 

Galaksiler, merkezi hızlı, çevresi yavaş dönmesi gerekirken, her tarafı aynı hızda dönüyor, buyur başına başka bir dert, buna da kara madde deniyor. 

 

Bunlar, tamamen yorumdan ibaret birer madde ve enerji, hiç bir şekilde direk gözlenebilmiş değiller, böyle gözlemlerin yorumlanmasından ibaret çıkarımlar. Ne kara maddenin maddeyle alakası var, ne kara enerjinin enerji ile. Belki öyle değil, ama biz henüz bunu bilmiyoruz. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...