Jump to content

Belgesel hipotez


Recommended Posts

Bugün Wiki'de böyle bir başlık gördüm, dinlerin insanlar tarafından yazıldığını zaten biliyoruz, bu başlıkta bu konu biraz geniş ele alınmış, bilgi bakımından yararlı bir kaynak.

 

Belgesel hipotez (İngilizce: Documentary Hypothesis [DH]) veya Wellhausen hipotezi; Tevrat'ın, yani Musa'nın beş kitabının, birbirlerinden bağımsız, paralel ve tam hikâyelerden oluştuğunu ve redaktörler (düzenleyiciler) tarafından bir dizi düzenlemelerden geçtikten sonra son hâlini aldığını iddia eden hipotez. Kesin olmamakla birlikte, uzmanlar arasında hikâyelerin genel olarak dört kaynaktan birinden geldiği görüşü hâkimdir.

Tutarsız metinleri uzlaştırmaya ve geleneksel açıklamaları reddedip uyum sağlamaya çalışırken bazı 18. ve 19. yüzyıl dinbilimcileri; Tevrat'ın, kendi içinde tam ve bağımsız olan ve zaman zaman tutarsız kaynaklardan gelen hikâyelerden oluştuğuna kanaat getirdiler. Bu hipotez 19. yüzyılda gelişti ve temel olarak 4 ana kaynağın varlığı görüşünde birleşildi. Bu kaynaklar, MÖ 10. yüzyılda yazıldığı düşünülen Yahvist ((J) - Jahwist) ve MÖ 8 ila 6. yüzyıllar arası yazıldığı düşünülen Elohist (E), Tesniyeci ((D) - Deuteronomist) ve Ruhbani ((P) - Priestly source) kaynaklardır.[1] Kaynaklar, redaktörler (R) tarafından derlenip son halini aldı. Son derleme MÖ 6 ile 5. yüzyıllar arasında gerçekleşmiştir.

Julius Wellhausen'in bu hipoteze katkısı JEDP kronolojik sırasını sunmak oldu. İsrail'in dinî tarihine ve bu zamandan beri yükselen ruhban sınıfının gücüne uyumlu olarak şu formülü sundu:

Belgesel hipotez, 20. yüzyılda dinbilimcilerinin odaklandığı konu olurken Tevrat'ın kaynağı konusundaki çeşitli modellerin ana çerçevesini oluşturdu.[2] Çeşitli düşünürler bu hipoteze eklemeler yapıp zamanla geliştirdi. Fakat, 20. yüzyılın sonlarına doğru, Whybray'in bu hipotezi çürütmeye çalışan tezleriyle Belgesel hipotez taraftarları sayısında düşüş gerçekleşti. Bunun üzerine, Rolf Rendtdorff ve Thomas L. Thompson gibi dinbilimciler, Wellhausen hipotezinin özünden uzaklaşarak Tevrat'ın temellerini bulmak için farklı görüşler ortaya attılar. Sayıları azalmasına rağmen bugün başta Amerika Birleşik Devletleri'nde olmak üzere Belgesel hipotezin doğruluğuna inananlar hâlen mevcuttur.

Wellhausen öncesi

17. yüzyılda Musa'nın Tevrat'ın yazarı olduğu görüşü başta Orta ve Batı Avrupa olmak üzere Batı dünyasında detaylıca tahkik edilmeye başlandı. 1651'de Thomas Hobbes, Leviathan kitabının 33. bölümünde Tesniye 34:6 ("Bugün de mezarının nerede olduğunu kimse bilmiyor", yazarın, Musa'nın ölümünden çok sonra yaşadığını ima eder), Tekvin 12:6 ("O günlerde orada Kenanlılar yaşıyordu", yazarın yaşadığı zaman Kenanlıların artık bu topraklarda yaşamadığını ima eder) ve Sayılar 21:14'teki (Musa'nın önceki kitaptaki amellerine işaret eder) pasajlar nedeniyle kitabın Musa tarafından yazılmış olamayacağını belirtir. Isaac de la Peyrère, Baruch Spinoza, Richard Simon ve John Hampden de aynı sonuca varmıştır fakat onların çalışmaları kınanıp bazıları hapse atılmıştır, Spinoza öldürülmeye çalışılmıştır.[3]

1753'te Jean Astruc, Conjectures sur les mémoires originaux, dont il paraît que Moïse s'est servi pour composer le livre de la Genèse isimli kitabı isimsiz olarak yayınladı. Kitabın amacı Hobbes ve Spinoza'nın fikirlerini çürütmekti; onların çalışmaları için "son yüzyılın hastalığı" dedi. Astruc, tekrarlanan hikâyelerin hepsinin Musa tarafından yazıldığını, editör tarafından birleştirilirken akıl karıştırdığını belirtmiştir.[4]

Astruc'un kaynak eleştirisi ilerleyen zamanlarda çoğu Alman olmak üzere dinbilimciler tarafından ele alınıp geliştirildi. 1780'den sonra Johann Gottfried Eichhorn, Astruc'un sadece Tekvin üzerinde yaptığı analizi Beş Kitap üzerine yaydı ve 1823'te Musa'nın bu kitapların yazarı olamayacağı sonucuna vardı. 1805'te Wilhelm de Wette, Tesniye'nin üçüncü bağımsız bir kaynak olduğunu savundu. 1822'lerde Friedrich Bleek, Yeşu kitabının Tesniye aracılığıyla beş kitabın devamı olduğu sonucuna vardı, diğerleri ise Tesniyeci kaynağın Hakimler, Krallar ve Samuel kitaplarına yayıldığını belirledi. 1853'te Hermann Hupfeld, Elohist kaynağın aslen iki kaynaktan oluştuğunu belirtip Ruhbani kaynağı bu kaynaktan ayıkladı; Hupfeld ayrıca, Tevrat'ı dört kaynaktan derleyen redaktörün önemi üzerinde durdu. Tevrat'taki her şey sadece bu dört kaynaktan gelmemektedir; örneğin Levililer'in 17 ila 26. bölümleri Kutsal Kod'u içermektedir.[5]

Uzmanlar ayrıca bu dört kaynağın ne zaman, kim tarafından ve neden yazıldığını bulmaya çalışmıştır. De Wette 1805'te, Tevrat'ın Davud'dan önce yazılmış olamayacağını belirtir çünkü D kaynağı Yoşiyahu zamanıda Kudüs Tapınağı'ndaki rahiplerden bahseder. Tevrat'ın hazırlanış sırasında PEJD, EJDP, JEDP gibi görüşler mevcut olup tam olarak bir sonuca varılamamıştır.[6]

Wellhausen (veya Graf–Wellhausen) hipotezi

1876/77'de Wellhausen Die Composition des Hexateuch'ı (Hexateuch, Tevrat ve Yeşu kitabıdır) yayınlayıp Tevrat'taki dört kaynak hipotezini sundu; bunu 1878'deki Prolegomena zur Geschichte Israels ("İsrail Tarihine Önsöz") takip etti, bu eserde antik İsrailoğullarının dini gelişimi doğaüstü olaylara yer vermeyen laik gözle ele alındı. Wellhausen'in, hipotezin yaratılışında çok az katkısı oldu fakat eski düşünürlerin çalışmalarını detaylıca birleştirip bir sonraki asır için yol açtı.[1]

Kaynakları ayırt etmek

Wellhausen'in kaynakları ayırt etme kriterleri kendisinden bir asır önce geliştirilmişti: tarz (örneğin kelime seçimleri); ulu isimler; çifte ve bazen üçlü hikâyeler. J'nin anlatım tarzı şıktı, E'nin anlatım tarzı da şık olmasına rağmen J kadar değildi, P'nin anlatım tarzı ise kuru ve yasal bir stildeydi. Kelime seçimleri, örneğin Tanrı'nın kullanılan isimleri, Horeb Dağı'nın kullanılışı (E ve D) veya Tanrı'nın dağı olarak Sina Dağı (J ve P); Ahit sandığı gibi ayinsel nesnelerin kullanımı (J'de kullanılmasına rağmen E'de bahsedilmemiştir); Hakimlerin (P'de bahsedilmemiştir) ve peygamberlerin (sadece E ve D'de bahsedilmiştir) statüleri; Tanrı'nın insanlarla iletişim yolu (J'de Tanrı direkt konuşur, E'de rüyalar yoluyla, P'de rahipler yoluyla) gibi kriterler kaynakların belirlenmesinde rol oynamıştır.[7]

Kaynakların tarihi

Wellhausen, tarihleri bulabilmek için yola 2 Krallar 22:8-20'den yola çıkmıştır. Bu pasajda "Yasa Kitabı" veya "Tanıtım" olarak da tercüme edilen "Tora tomarı"nın Kudüs Tapınağı'nda, sekiz yaşında kral olan Yoşiya'nın hükümdarlığının on sekizinci yılında baş rahip Hilkiya tarafından bulunduğu anlatılır. Yoşiya bu kitapta okuduklarından sonra dini reform gerçekleştirip Tapınak dışındaki altarları yıktırır, Tapınak dışında kurban kesilmesini yasaklar, sadece Yehova'ya ibadet edilmesinde ısrar eder. 4. yüzyılda Jerome bu kitabın Tesniyeolduğunu belirtir; 1805'te ise De Wette bu yasaların Tesniye'deki 12-26 arası ayetleri olduğunu ve Yoşiya'nın desteğiyle Hilkiya tarafından yazıldığını ileri sürer. Tesniye Yoşiya'yı el üstünde tutar. 1 Krallar 13'te, 300 yıl önce öngörüldüğü gibi Bet-El'deki kafir rahipleri yok etmek için Yehova'nın seçtiği kişini kendisi olduğu anlatılır.[8]

D'nin tarihteki yeri bulunduktan sonra Wellhausen, Karl Heinrich Graf'ın J-E-D-P teorisi üzerinde odaklanır; bu zamanda bu teori destek görmemekteydi çünkü ilk kaynağın P olduğu düşünülmekteydi fakat Wellhausen P'nin kitaba önsöz eklediğini o yüzden ilk kaynak gibi göründüğünü dile getirdi.[9] J ve E'yi ilk monarşi yıllarına bağlayıp J'nin MÖ 950'lerde ve E'nin MÖ 850'lerde yazıldığını, P'nin de Pars hakimiyeti altında sürgün sonrasında MÖ 500'lerde hazırlandığını belirtir. Bu tezini desteklemek için dini ibadetlerin doğal gelişimini baz almıştır: Tekvin, Samuel ve Hakimler kitaplarında, monarşinin ilk yıllarında görüldüğü gibi altarlar yüksekteydi ve Yeşu gibi liderler tarafından seçilen herhangi bir kişi sunu veya kurban sunabilirdi, fakat sürgün sonrasında Tapınak merkezli din rahipler tarafından kontrol edildiği için sunu ve kurbanların sadece Harun soyundan gelenlerin yapıldığı görülür.[10]

Dört kaynak, bir dizi redaktör tarafından düzenlendi; önce J, E ile birleştirilip JE yaratıldı, ardından D eklenip JED metni oluşturuldu, son olarak da P eklenip JEDP yaratıldı ve en sonunda da Tevrat oluşturuldu. Spinoza ve Hobbes'e kadar dayanan tezden alıntı yaparak Wellhausen son redaktörün Pars imparatoru I. Artaserhas'ın buyruğu altındaki Ezraolduğunu düşünür.[11]

Hipotezin ana hatları (Wellhausen'in formülasyonu)

Wellhausen'in belgesel hipotezine göre, Tevrat dört farklı kaynaktan gelmektedir ve hepsi kendi içinde bir bütündür. Bu kaynaklar aynı hikâyeleri ve aynı karakterleri anlatmasına rağmen verdiği "mesajlar" farklıdır. Bu dördü "redaktörler" tarafından, belgelerin özüne sadık kalmaya çaba gösterilerek iki kere derlendi.

J, Yahvist kaynak

Ana madde: Yahvist
index.php?q=aHR0cDovL3VwbG9hZC53aWtpbWVk
 
11. yüzyıla ait Targum'la birlikte Tevrat elyazması.

Belgesel hipotez, bu kaynakta Yehova'nın insansılaştırıldığı, Yehova'nın kişisel ziyaretlerde bulunduğu ve Çıkış 3'ten önce şahsi adıyla anıldığını belirtir.[12] Tevrat'ta Yehova isminin kullanıldığı yerlerin Yahvist kaynağa bağlanması en yaygın yanlışlıklardan biridir çünkü Tesniyeci, Elohist ve Ruhbani kaynaklar da Tanrı'nın diğer isimleri yanında bu ismi kullanırken Yahvist kaynaklar özellikle Çıkış 3'ten önce sadece ve sadece bu ismi kullanmaktadır.[13] Tekvin'in ve Çıkış'ın yarısını ayrıca Sayılar kitabında bazı parçaların kaynağını oluşturan ve en eski kaynak olduğu düşünülen Yahvist kaynakta, Yehuda Krallığı ve bu topraklarda yaşayan halkın tarihine özel bir ilgi duyduğu gözlemlenir. J, belagatli bir dil kullanır. Uzmanlar bu kaynağın MÖ 950'lerde bir araya getirildiğini düşünmektedir.[14]

Yahvist kaynak, zamansız felsefi bir teolojiden ziyade tarihî teoloji sunar. Yahova'nın karakteri yaptıklarıyla bilinir. Yahvist kaynak, Yehova'yı, insanoğlunun ve insanlık tarihinin ilk yıllarıyla resmeder (Tekvin 2-11). Yahvist katkılar kapsamlı bir tarih yerine ileriki nesiller için önemli olan episotlar aktarır. Bu episotlar, insanın faniliğini, yaşamak için çalışmanın gerekliliğini, birçok dilin varlığını, kardeşler arasındaki rekabeti, insanoğlunun Tanrı'nın sınırlarını zorlayan denemelerini kapsar. Aile görüşü teolojik bağlamda ele alınmış olup birçok yerde günah-ceza-af dizisi yer alır.[15]

Yahvist kaynakta, İbrahim'in çağrılışı, İsrail'in ve atalarının tarihleri mevcuttur. Aynı kaynak, Yehova'nın, İsrail ulusunun kendi ulusu olduğunu, onları varettiğini, koruduğunu, Kenan topraklarına yerleştirdiğini, İbrahim, İshak ve Yakup'a verdiği sözü tuttuğunu anlatır. Yahvist kaynak İsrail tarihinde günah-ceza-erdem dizisini aktarırken bundan da önemlisi Yehova'nın güçlü bir tedarik edici ve halkının ihtiyaçlarını karşılayan bir Tanrı olarak resmeder. En büyük fazilet Yehova'ya olan bağlılıktır.[16] Yahvist ayrıca İsrail'in kaderinde büyük bir millet olacağı, komşularına karşı üstünlük sağlayacağı ve Yehuda kabilesinden krallar çıkaracağını belirtir.[17] Yahvist teolojisi İsrail'in sınırlarını da aşıp tüm ulusların İbrahim aracılığıyla kutsanacağını bildirir.[18] Sodom ve Gomora, Yahvist kaynağa atfedilir.[19]

E, Elohist kaynak

Ana madde: Elohist

Çıkış 3'e kadar kullanılan Tanrı'nın şahsi ismi Yehova'nın yerine tanrı(lar) için kullanılan genel bir terim olan Elohim kullanıldığı görülür. DH'e göre Elohim, Yehova'ya kıyasla gayrişahsidir; örneğin, kendisini birebir göstermek yerine rüyalar, peygamberler ve melekler aracılığıyla iletişime geçer.[20] E, Yehova'nın insanoğlunu yaratışını tasvir etmez, onun yerine İsrail'in atası İbrahim'in kutsallığını aktarmakla hikâyesine başlar.[21] Çıkış 3'ten sonra hem J hem E tanrının ismi olarak Yehova'yı kullanmaya başladığı için bu noktadan sonra hikâyelerin hangi kaynağa bağlı olduğunu bulmak güçleşir. E, J ile paralellik gösterip hikâyeleri yineler. Tekvin'in üçte birini, Çıkış'ın yarısını ve Sayılar kitabının bir kısmını oluşturur. E, başlangıçta insansı olarak tasvir ettiği tanrıyı Elohim olarak isimlendirirken yanan çalı olayının ardından Yehova ismini de kullanmaya başlar. Kısmen belagatli bir dil kullanan E, İsrail Krallığı ve Şilo rahipliği üzerine odaklanır. Uzmanlar Elohist kaynağın MÖ 850'lerde derlendiğini düşünmektedir.[14]

Elohist teoloji dört kilit unsura odaklanır: 1) peygambersi liderlik, 2) Tanrı korkusu, 3) ahit ve 4) tarihî teoloji. Peygambersi liderlikte dört anahtar isimden bahsedilir (İbrahim, Yakup, Yusuf, Musa) ve peygamber olarak sunulan bu kişiler tasavvur ve rüya yoluyla Tanrı'nın vahiylerini almıştır.[22] Elohist'in Tanrı korkusu konsepti İbrahim'in oğlunu kurban etmeye gitmesiyle aktarılmıştır.[23] Ahit konsepti ise Çıkış 24'teki ahit töreni başta olmak üzere birçok yerde aktarılır.[24] Buluşma için çadır kurma[25] ve İsrail'in ayaklanıp Sina'da altın buzağıya tapmaları Elohist kaynakta İsrail'in Tanrıyla olan anlaşmayı bozma eğiliminde olduğunu gösterir.[26][27] E'nin tarihî teolojisi, J'ninkine kıyasla daha çok İsrail ulusu üzerine odaklanmıştır. İsrail tarihinin amacı dinîdir: "Rahiplerin krallığı ve kutsal bir ulus" olmak.[28]

D, Tesniyeci kaynak

Ana madde: Tesniyeci

M. Noth'a göre, Tesniyeci kaynak MÖ 6. yüzyılda, Babil Sürgünü zamanında, sürgünün, İsrail'in Yehova'ya olan sadakatin azaldığını göstererek haklı çıkarmaya çalışmak amacıyla yazılmıştır.[29] Yehova'ya olan sadakat, Tesniye kanunlarına uymakla ölçülmekteydi. İsrail ve Yehuda kanunları takip etmekte başarısız olduğu için Tanrı tarafından yıkımı tasarlanmıştır.[30] "Ama Tanrınız RAB'bin sözünü dinlemez, bugün size ilettiğim buyrukların, kuralların hepsine uymazsanız... Lanetler üzerinize gelecek ve size ulaşacak"[31]Tevrat'taki D Tesniye ile sınırlıdır fakat Tanah'ın Yeşu, Hâkimler ve Krallar kitaplarında da bulunur. Yasa törenlerinin nasıl uygulanacağını belirtir ve Çıkış ile Sayılar kitabındaki hikâyeleri tekrarlar. Tanrı için Yehova Eloheynu terimi kullanılır, bu, Kitab-ı Mukaddes'te "Tanrımız RAB" olarak tercüme edilmektedir. Uzmanlar bu kaynağın MÖ 650 ila MÖ 621 yılları arasında derlendiğini düşünür.[14]

G. von Rad'a göre Noth, Tesniyeci kaynağın Tanrı'nın yargılayışı olarak düşünür fakat Tesniye Tarihi'ndeki Yehova'nın inayetini gözden kaçırmıştır. D, Yehova'nın sözlerinin hâlen yapılmakta olduğunu ve ileriki zamanlarda amacına ulaşacağını belirtir. Bir taraftan Tanrı, kurallara uymadıkları için İsrail ve Yehuda'yı yıkacağını öngörürken, diğer taraftan 2 Samuel 7'de Natan'ın kehaneti gereği Tanrı'nın Davud'a yıkımı engelleyeceği sözü verdiği anlatılır; ve bu 1 ve 2. Krallar kitaplarında da yinelenir.[32]

H.W. Wolff'a göre, Tesniye Tarihi'ndeki D'de dinden cayma, ceza, tövbe ve imana gelme belirtilir. Wolff, D'nin amacının sürgündekilere düzenin ikinci aşamasında olduklarını ve "Yehova'ya tövbe için yakarmaları"nı öğütlediğini savunur.[33] Yehova'nın önceden İsrail ile olan düzenine göre sürgünün amacı Tanrı'ya dönmektir.

P, Ruhbani kaynak

Ana madde: Ruhbani kaynak
index.php?q=aHR0cDovL3VwbG9hZC53aWtpbWVk
 
Yahvist, Elohist ve Ruhbani kaynaklar ve redaktörlerinkatkılarının ilk dört kitap üzerindeki dağılımı.

DH, Ruhbani kaynağın Tanrı için ilk çağdaki gibi Elohim ismi kullanıldığını belirtir (Tekvin 1-11). El Şaday, Tanrı için kullanılan ilk özel isimdir, bu isim patriarklara sunulmuş ve bu dönem için ayrılmıştır. P'de Yehova ismi Musa'dan sonra kullanılmaya başlandı.[34] P, Tanrı'yı/Yehova'yı tüm dünyanın yaratıcısı, iyi olan ve lütfunu ihsan eden olarak tasvir edilir. Tüm dünyaya hâkim olduğunu ima etmek için insanları kendi suretinden yarattığı anlatılır.[35] P, listeleri (özellikle soy ağaçları), tarihleri, sayıları ve kanunları içerir. Tanrının insanlardan uzak ve acımasız tasviri de bu kaynağa atfedilir. P, kısmen J ve E'yi yineler fakat detayları biraz değiştirip rahipliğin önemi üzerine odaklanır. P, Tekvin'in beşte birini, Çıkış ve Sayıların önemli bir bölümünü ve Levililerin hemen hemen hepsini oluşturur. Wellhausen'e göre P'nin edebî niteliği düşüktür. Uzmanlar bu kaynağın MÖ 600-400 dolaylarında derlendiğine inanır.[14]

Ruhbani kaynak, Yehova'nın ilgisinin ayinler olduğunu belirtir. Sünnet anlaşması, beslenme kanunları ve tapınaktasarımları Ruhbanî kaynağa atfedilir.[36] P'ye göre Yehova'nın varlığı ve kutsamaları krallar aracılığıyla değil, merkezî ibadet yerinde rahipler aracılığıyla aktarılır.

Ruhbanî kaynak, yer, zaman ve sosyal yapıyı resmîleştirir. Evrenin merkezi, Musa'ya sunulan tapınak modelinde olduğu gibi, ibadethanedir. Bu belli noktada Yehova kendisini insanlara sunmak istemiştir.[37] Yehova Şabat'a dair zamansal bir düzen kurmuştur: yedi gün, yedi ay, yedi yıl, yedi kere yedi yıl.[38] Sosyal yapı açısından P'ye göre, Yehova kendini "ismini bilen" özel kişilere sunmuştur. Rahiplik, ayin sistemi ve kanunlar, rahip kuşamı içinde kendini evrensel bir düzen olarak sunar.[39]

R, Redaktör

Ana madde: Redaktör

Tevrat'ın ilk düzenlemesi (Rd1) ~MÖ 750'de J ile E'nin birleştirilmesiyle (JE) oluşturulmuştur. İkinci düzenlemede (Rd2) ise ~MÖ 400'de JE, D ve P birleştirilmiştir (JEDP).

Belgesel hipotez, Pers imparatorunun İbrani millî birliği kurmasını arzu etmesi sebebiyle JE, P ve D metinlerinin birleştirildiğinin duyurulduğunu savunur. JE ve P rakip tarihler ve dini görüşleri dile getirir; P ve D rakip kanun kodları sunar. Bunların hepsi herhangi bir grubu saf dışı bırakmamak için ödün vermeden bir araya getirilmesi gerekmekteydi, fakat farklılıklar aza indirgenip, halka tarihin ve kanunların ne olduğu açık bir şekilde anlatılmalıydı.

Çoğu uzman, redaktörün, zamanında Pers imparatoru tarafından desteklenen Ezra olduğuna inanır.[40] Dini metinleri koruma yetkisi kendisinde bulunan Ezra bu metinleri Babil Sürgününden gelirken yanında getirdi. Nehemya Kitabı'na göre, Ezra sürgünden yeni gelen halka bu metinleri okuduğunda, halk bazı şeylerin yeni olduğunu ve daha önce onlara bunların okunmadığını anladı.[40] Özellikle, P kaynağına atfedilen Sukot bayramı bu zamana kadar uygulanmamıştı.[40]

Ezra, Harun soyundan gelen bir rahip olduğu için P-vari metinler yanlısıydı; R tarafından eklenen metinlerde de bu karakteristik bulunmaktadır.[41] P ve R arasındaki benzerlik uzmanlarda ilk önce R'nin aslında P'nin bir parçası olduğu izlenimini yarattı. Fakat bu doğru olsaydı P, Tora'da JE'yi yinelemezdi, onun yerine bu metni ikame ederdi. Dolayısıyla bu görüş bugün itibar görmemektedir.

Ayrıca katib olan Ezra'nın Tora'ya karşı özel bir ilgisi vardı: "Ezra kendini RAB'bin Yasası'nı inceleyip uygulamaya ve İsrail'de kuralları, ilkeleri öğretmeye adamıştı"[42]. Eski (Yahudi olmayan) bir geleneğe göre, Yahudi dini metni olmayan ve doğruluğu şüpheli olan 2. yüzyıla ait 4. Ezra Kitabında Tora'nın Babilliler tarafından Kudüs Tapınağı yok edildiğinde yandığını ve vahiy yoluyla Ezra'nın Tora'yı tekrar yazdığına inanılır. Bu gelenek Jerome tarafından 4. yüzyılda bildirilmiştir ve halkın Ezra'nın Tora'yi yenileyeci kişi olmasına karşı çıkmadıklarını söylemiştir.

Wellhausen sonrası

20. yüzyılın büyük bir kısmında Wellhausen'in hipotezi Tevrat'ın kökeni hakkında yapılan araştırmalarda ana hatları oluşturdu. Bazı önemli eklemeler, Mısır'dan çıkış, Vadedilmiş Toprakların işgali, ahit ve Sina/Horeb'deki vahiylerin vs sözlü geleneğin bir parçası olduğunu düşünen Albrecht Alt ve Martin Noth tarafından yapıldı.[43] Aynı anda Amerikan Palestinoloji okulunda William F. Albright tarafından Tekvin ve Çıkış'taki hikâyelerin MÖ 1. binyılda yazıldığı fakat MÖ 2. binyılın hikâyeleri anlatıldığı ortaya çıkarıldı.[44] Bu tip ufak gelişmelerle bu hipotez, inananları açısından, daha kabul edilebilir bir hal aldı. 20. yüzyılın ortalarında bu hipoteze karşı çıkanların sayısında azalma olup hipotez evrensel anlamda kabul görmeye başladı.[45]

Bu durum R. N. Whybray'in 1987'deki görüşleriyle değişti. Bu zamana kadar Tevrat'ın oluşumunda üç temel model söz konusuydu: Belgesel (Tevrat'ın birbirinden bağımsız tam hikâyeler anlatan farklı kaynakların birleşmesiyle oluştuğunu belirtir); Eklemeli (tek orijinal bir kitaba sonradan düzenlemeler yapıldığını belirtir); Parçalı (kaynaksız ve dağınık parçaların bir araya getirildiğini belirtir). Eklemeli ve Parçalı'ya kıyasla Belgesel model ispatlanması en zor olandır çünkü antik İsrail ve din gelişimi üzerinde detaya iner. Whybray, varsayımların mantıksız ve çelişkili olduğunu ileri sürer. Ona göre DH, bağımsız kaynaklar istikarlı iken redaktör tarafından düzenlenip istikrarsızlaştırıldığına inanmaktadır.[46]

Whybray'den sonra teori ve modellerde artışlar göründü ve birçoğu Wellhausen'nin modelinden kökten farklıydı. Örneğin, H. H. Schmid, J'nin olmadığını ve en sonda sadece bir tane redaktör olduğunu savunur.[47] Teşhis edilebilir kaynakların ortadan yok olmasıyla kaynak tarihlerinde de sorunlar çıkmaya başladı. Bunu sonucunda bazı uzmanlar, Belgesel hipotezden uzaklaşıp yeni modeller üzerinde durdurlar; örneğin, Tevrat tek bir yazarın veya bir cemaatin eseridir. Rolf Rendtorff ve Erhard Blum Tevrat'ta J ve E'yi saf dışı bırakıp, belgeselden ziyade Tevrat'ın parçalı modelle oluşturulduğunu düşünür.[48] John Van Seters ise Tevrat'ın eklemeli olarak geliştirildiğini düşünür.[49] En radikal teklif Thomas L. Thompson'dan gelmiştir; ona göre son redaktör Haşmonayim zamanına kadar uzanır.

Başta ABD'de olmak üzere belgesel hipotez yanlıları hâlâ bulunmaktadır.[50] Richard Elliott Friedman'ın Whybray'e cevap olarak yazdığı Who Wrote the Bible? ("Ahit'i kim yazdı") (1987) ve The Bible with Sources Revealed ("Kaynakları ortaya çıkarılarak Ahit") (2003) kitaplarında redaktörün tarihsel durumu gereği tutarsızlıklara göz yummak zorunda kaldığını belirtir. Friedman'ın dört kaynağı Wellhausen'inkine oranla farklılık gösterir çünkü ona göre P Hezekiya zamanında yazılmıştır.[51] Ayrıca J'nin E'den sonra, MÖ 722'den kısa bir süre önce yazıldığını ve sonradan JE olarak birleştirildiğini ve P'nin JE'yi çürütme amaçlı yazıldığını belirtir.

Tevrat'ın yüzyıllar içinde farklı kişilerin ellerinden geçerek son halini MÖ 1. binyılın ortalarında tamamlandığını savunan Belgesel hipotez'in terminolojisi ve anlayışı, Tevrat'ın kökeni hakkında tartışan bilimadamlarına bilgi sunarken artık 20. yüzyılın ilk üçte ikilik bölümündeki gibi münazaralara egemen olmamaktadır. "Eski tanıtımlardaki kutsallaştırılan bulgular yok olmuştur, bunun yerine bilimadamları, cesaret kırıcı, fazlasıyla karmaşık birbirleriyle yarışan teorilerle yüzleşmektedir ve yorum tarzıyla ifade edilen bu teoriler 'ürkekler' için değildir."[52]

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...