Jump to content

Gerçek Rastgelelik, Kuantum Fiziği, Klasik Fizik, Özgür İrade


Recommended Posts

34 dakika önce, anibal yazdı:

 

Olayları karıştırıyorsun.

 

Bir çuval parayı alıp, apartmanın tepesinden boşaltsan, hangisinin yazı, hangisinin tura geleceğini hesaplayabilirsin. Bu hesaplanabilir bir şey. Ha, rüzgar, havadaki toz taneleri falan filan derken, bir sürü şeyi ölçebiliyor olmana rağmen ölçmeye üşendiğin için, olayı rasgeleliğe vurursun. Bu başka bir şey.

 

Yakıtı havada biten uçağın düşmediği de çok olmuştur. Düşeni de çok olmuştur. Air france'nın bir uçağı, okyanusun ortasında yakıtı bittiği halde, bilmem kaç yüz km ötedeki adaya inip kurtulabilmişti mesela. Bunu bilmekte gene mümkün, ama bilmezsin şu noktada. Velakin bu da gene hesap edilebilri bir mevzudur, yani, yeterince şey bilirsen, sonucu da bilirsin.

 

Ama sana söylediğimiz, her şeyin böyle olmadığı. Bazı şeyler, bilemeyeceğin, ölçemeyeceğin şeylerdir. İşte bu noktada olup bitenler, her zaman rasgele olacaktır ve sonuçları da bilinemez. Yani, bazı şeyler, hesaplanamaz, bilinemez, bu bazen teknik imkansızlık, bazende olayın ölçmeye izin vermeyen hali gereğidir. 

 

Bilgisayar saniyede ne kadar işlem yaparsa yapsın, bir sürü şeyi çözemeyecektir. Ama geriye kalan çok çok daha sürü sürü şeyleri de çözecektir. Mevzu, o çözülemeyen şeylerin ne kadar çözülebilenleri etkileyebileceğidir. Buna da malum kelebek etkisi denir. 

 

 

İşte mevzu bilgi seviyesi ve hesaplama yeteneğine göre değişiyor. Ölçme ve hesaplama konusunda sadece insanı bile referans alsan yine birinin imkansız dediğini diğeri yeteneği ölçüsünde başarabilir.

 

Ama mevzu bu değil tabiki.  Olay günümüz insan potansiyelinin sınırlarini aşan bir olaydır. 100 sene sonraki insan yeteneğine göre birçok imkansız denilen şeyle ölçülebilir ve olağan hale gelebilir.

 

Bu yolda gittiğimizde herşeyin bir olay cizgisine sahip olduğu ve önceden bilinebilecegi görülebilir.

 

Bilinmesi imkansız denilen bir şey varsa o da özgür iradedir.

 

Örneğin senin karnının açıkcağı kesin birşey ve yemek seçenekleri de bilinen kesinlikle arasında.. hatta hangi yemeği yediğinde kabiz mi olacaksın ne kadar gaz çıkaracaksın bunlari bilebilirsin ama hangisini seçeceğini bilemezsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 40
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

anti madde ile madde çarpıştığında,bunların enerji patlamasıyla ortadan kalktığı,(hiçlik) daha sonrada hiçlikten varlığa doğru

daha küçük ama farklı boyutlarda tekrar oluşması , sizce dengemidir? bu olasılık sonsuza  dek sürerse  biz bunun denge 

olup yada olmadığını nasıl gözlemleriz? ayrıca

yüksek enerjili çarpışmalarda madde parçacık çiftlerinin anti-madde parçacık çiftlerinden yüzde 1 oranında fazla olması

matematiksel denge denklemini ihlal etmezmi? biz buna denge diyemeyiz.

 

1920 lerde yaşıyan einstein anti maddeyi nerden bilicek?

E=mc2  bu formüle göre, anti madde ve madde çarpışınca enerjiye dönüşür,

ama cernde gözlemlenen, anti maddenin madde ile çarpışması sonucunda enerjiye dönüşmeden, yok olmaları

ve anlık daha küçük ve farklı boyutlarda tekrar ortaya çıkmalarıdır. bana burası ilginç geliyor,

yoksa einstein formülü havagazımı?üretiyor, burası ciddi anlamda irdelenir.

kuantum fiziği ile özgür irade aynı başlıkta olmasını doğru bulmuyorum, her iki kavram oldukça farklıdır.

kuantum fiziğine rastgelelik katabilirsiniz, ama özgür irade denince  metafizik olduğu için, aniden

rastgelelik bir anda anlamını yitiriyor. doğal olarak. 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

https://www.bbc.com/turkce/haberler/2013/03/130314_higgs_parcacigi

 

size garip gelicek ama

 anti madde ile karadelikler arasında bir bağ olduğunu düşünüyorum..

atom altı parçaçıkları, çarpıştırıldığında, önce enerjiye dönüşüyor, sonrada anti madde ortaya çıkıyor.

eğer anti madde biz olsaydık, dokunduğumuz her madde anında parçalanıcak  ve yok olucaktı,

tıpkı karadeliklerin emerek yok ettiği herşey gibi.

 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

 

2 hours ago, Düşünen Hayvan said:

 

İşte mevzu bilgi seviyesi ve hesaplama yeteneğine göre değişiyor. Ölçme ve hesaplama konusunda sadece insanı bile referans alsan yine birinin imkansız dediğini diğeri yeteneği ölçüsünde başarabilir.

 

Ama mevzu bu değil tabiki.  Olay günümüz insan potansiyelinin sınırlarini aşan bir olaydır. 100 sene sonraki insan yeteneğine göre birçok imkansız denilen şeyle ölçülebilir ve olağan hale gelebilir.

 

Bu yolda gittiğimizde herşeyin bir olay cizgisine sahip olduğu ve önceden bilinebilecegi görülebilir.

 

Bilinmesi imkansız denilen bir şey varsa o da özgür iradedir.

 

Örneğin senin karnının açıkcağı kesin birşey ve yemek seçenekleri de bilinen kesinlikle arasında.. hatta hangi yemeği yediğinde kabiz mi olacaksın ne kadar gaz çıkaracaksın bunlari bilebilirsin ama hangisini seçeceğini bilemezsin.

 

Bilinmesi aslında en kolay olan, özgür irade denen teranedir. Onu hesaplamak, bilmek çok kolay. Sorun beyninin içini sana zarar vermeden okuyabilecek bir şey bulmak ki, çok sürmez yapılması. 

 

Bahsettiğimiz şeyi hala anlamış değilsin.

 

Bazı şeyleri ölçmek mümkün değildir. Bu, ölçecek aletinin olmaması, ölçecek vaktinin olması falan falan mevzuları değil, o şeyin ölçülemez olmasından kaynaklanır. En iyi örneği, kuantum mevzularıdır. 

 

Ölçemediğin bir şeyin de değerini alıp, hesaplamada kullanıp, neler olacağını tespit edemezsin. 

 

Özgür irade dediğin terane, beynin, hormonların, kan değerlerin vs. vs. karmaşık bir şey, ama hepsi ölçülebilir şeyler. Ve bir gün ölçülecektirde, teknoloji o yönde gidiyor. Ama ölçülemez şeylerde var kainatta, alet, teknoloji yetersizliği değil, bilfiil ölçülmesi imkansız olduğu için.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, karamsarhuman said:

anti madde ile madde çarpıştığında,bunların enerji patlamasıyla ortadan kalktığı,(hiçlik) daha sonrada hiçlikten varlığa doğru

daha küçük ama farklı boyutlarda tekrar oluşması , sizce dengemidir? bu olasılık sonsuza  dek sürerse  biz bunun denge 

olup yada olmadığını nasıl gözlemleriz? ayrıca

yüksek enerjili çarpışmalarda madde parçacık çiftlerinin anti-madde parçacık çiftlerinden yüzde 1 oranında fazla olması

matematiksel denge denklemini ihlal etmezmi? biz buna denge diyemeyiz.

 

1920 lerde yaşıyan einstein anti maddeyi nerden bilicek?

E=mc2  bu formüle göre, anti madde ve madde çarpışınca enerjiye dönüşür,

ama cernde gözlemlenen, anti maddenin madde ile çarpışması sonucunda enerjiye dönüşmeden, yok olmaları

ve anlık daha küçük ve farklı boyutlarda tekrar ortaya çıkmalarıdır. bana burası ilginç geliyor,

yoksa einstein formülü havagazımı?üretiyor, burası ciddi anlamda irdelenir.

kuantum fiziği ile özgür irade aynı başlıkta olmasını doğru bulmuyorum, her iki kavram oldukça farklıdır.

kuantum fiziğine rastgelelik katabilirsiniz, ama özgür irade denince  metafizik olduğu için, aniden

rastgelelik bir anda anlamını yitiriyor. doğal olarak. 

 

Yüksek enerjili çarpışmalarda falan, madde ve antimadde aynı oranda üretilir, bunun tersini gösteren bir şey yok. 

 

Parçacık çarpışmaları, her zaman madde veya antimadde üretecek diye bir şey yok. Gereken, tabiri caizse, parçacık değil, enerji çarpışması. Bu da hızlandırıcıda pek olmayan bir şey. Kaldı ki bu da çok istenmez, istenen maddeleri parçalamaktır, üretmek değil. O işe yarayan hızlandırıcılarda var elbette, bilhassa antimadda, antihidrojen falan üretmek için. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 dakika önce, anibal yazdı:

 

Parçacık çarpışmaları, her zaman madde veya antimadde üretecek diye bir şey yok. Gereken, tabiri caizse, parçacık değil, enerji çarpışması. Bu da hızlandırıcıda pek olmayan bir şey. Kaldı ki bu da çok istenmez, istenen maddeleri parçalamaktır, üretmek değil. O işe yarayan hızlandırıcılarda var elbette, bilhassa antimadda, antihidrojen falan üretmek için. 

 

 

atom altı parçacıklarını hızlandırırak çarpıştırınca , anti madde üretilmiş olmuyormu?söz konusu anti madde üretimi bu şekilde 

oluyor, bunu biliyor olmalısınız sayın anibal, amaç üretmek değil ama anti madde bu amaç doğrultusunda, üretiliyor, 

anti madde başka türlü gözlemlenemez, dolayısiylede anti madde üretmek tabiri daha dogru olucaktır.

amaç gözlem değilse, anti madde üretmek ne işe yararki.?.

bence siz amacı yanlış anlamışsınız, burda asıl amaç,parçalamak değil, anti maddeyi gözlemlemektir. 

bunuda hızlandırarak ve parçalıyarak yapıcaklar, demekki asıl hedef anti maddde ve gözlemlerdir. 

 

 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
4 minutes ago, karamsarhuman said:

atom altı parçacıklarını hızlandırırak çarpıştırınca , anti madde üretilmiş olmuyormu?söz konusu anti madde üretimi bu şekilde 

oluyor, bunu biliyor olmalısınız sayın anibal, amaç üretmek değil ama anti madde bu amaç doğrultusunda, üretiliyor, 

anti madde başka türlü gözlemlenemez, dolayısiylede anti madde üretmek tabiri daha dogru olucaktır.

amaç gözlem değilse, anti madde üretmek ne işe yararki..

bende siz amacı yanlış anlamışsınız, burda asıl amaç,parçalamak değil, anti maddeyi gözlemlemektir. 

bunuda hızlandırarak ve parçalıyarak yapıcaklar, demekki asıl hedef anti madddeve gözlemler. 

 

 

 

Öyle olmuyor o iş. Hızlandırıcılarda her zaman antimadde üretilmesi istenmez, zira keşmekeş başlar. Dedektör kısmında çeşitli şekillerde bu işlem görece engellenebilir. Sık başvurulan bir yöntem, dedektörün doğasıdır, enerjiyi emersin oradan ya da madde ve antimaddeyi ayrışmaya zorlamayacak şekilde elektrik alanda tutarsın falan. Bunu yapmazsan, elinde bir sürü antimadde, madde ve gama ışını olur, oluşacak kuark, higgs bozonu falan hemen hiç bir şeyi göremezsin. 

 

Antimadde üretmek için özel hızlandırıcılar kullanılır yada hızlandırıcı bu işi yapacak şekilde yapılandırılır. En sık kullanılan yöntem, parçacıkları alıp, metal bir bloğa çarpmaktır. Bunu yapan şeylere de, antiproton yavaşlatıcı denir. Böylece, üretilen antimadde aletten çekilir, gerektiği yerde kullanılır. Mesela bir ara antihidrojenin spektrumunu ölçüyorlardı falan.

 

Bazı gözlemler, antimadde ile yapılabildiği gibi, zaten antimaddenin kendisi de başlı başına bir inceleme konusudur. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
34 dakika önce, anibal yazdı:

 

Öyle olmuyor o iş. Hızlandırıcılarda her zaman antimadde üretilmesi istenmez, zira keşmekeş başlar. Dedektör kısmında çeşitli şekillerde bu işlem görece engellenebilir. Sık başvurulan bir yöntem, dedektörün doğasıdır, enerjiyi emersin oradan ya da madde ve antimaddeyi ayrışmaya zorlamayacak şekilde elektrik alanda tutarsın falan. Bunu yapmazsan, elinde bir sürü antimadde, madde ve gama ışını olur, oluşacak kuark, higgs bozonu falan hemen hiç bir şeyi göremezsin. 

 

Antimadde üretmek için özel hızlandırıcılar kullanılır yada hızlandırıcı bu işi yapacak şekilde yapılandırılır. En sık kullanılan yöntem, parçacıkları alıp, metal bir bloğa çarpmaktır. Bunu yapan şeylere de, antiproton yavaşlatıcı denir. Böylece, üretilen antimadde aletten çekilir, gerektiği yerde kullanılır. Mesela bir ara antihidrojenin spektrumunu ölçüyorlardı falan.

 

Bazı gözlemler, antimadde ile yapılabildiği gibi, zaten antimaddenin kendisi de başlı başına bir inceleme konusudur. 

 

 

o zaman anti madde tesadüfenmi bulundu? diyorsunuz, amaç atomları parçalamak ise, hadronlar sadece bu iş tasarlandıysa

anti madde , olmsa bile, çarpışmanın kati süretle bir amacı olduğu aşikardır.

 

burda amaç büyü khadron çarpıştırıcısı, yapma süreci+20 yıl=çarpıştırma=anti madde  sonuçta anti  madde tesadüfende

 keşfedilse bile onu keşfetmek için hzırlanan hadronların tesadüf olması mantıksızdır .atomları hızlandırmanın yalnızca çarpıştırmak  olduguna inanmıyorum, mutlaka fizik ötesi veya kuantum

un biilnmeyen altına inerek, farklı birşeyler bulmaya çalıştılar.

 

 ve  sonuçta buldukları anti  madde  ise, bir amaçtır. çünkü ne olduğunu bilmediğiniz birşey keşfetmek bilimin işidir

koskoca bilim adamları sadece atommu çarpıştırarak eğleniyormu? diyorsunuz güldürmeyin beni..

 

anti madde özellikle muazzam enerjiler üretmek için kullanılır. 

anti maddnın 1 gramıyla kuantum motorlara güç verilerek yıldızlararası, seyata yapılabilir. bu proje

 20 yıl içinde olucaktır. düşünün 1 gram ile trilyonlarca km. yolculuk..

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
24 minutes ago, karamsarhuman said:

o zaman anti madde tesadüfenmi bulundu? diyorsunuz, amaç atomları parçalamak ise, hadronlar sadece bu iş tasarlandıysa

anti madde , olmsa bile, çarpışmanın kati süretle bir amacı olduğu aşikardır.

 

burda amaç büyü khadron çarpıştırıcısı, yapma süreci+20 yıl=çarpıştırma=anti madde  sonuçta anti  madde tesadüfende

 keşfedilse bile onu keşfetmek için hzırlanan hadronların tesadüf olması mantıksızdır .atomları hızlandırmanın yalnızca çarpıştırmak  olduguna inanmıyorum, mutlaka fizik ötesi veya kuantum

un biilnmeyen altına inerek, farklı birşeyler bulmaya çalıştılar.

 

 ve  sonuçta buldukları anti  madde  ise, bir amaçtır. çünkü ne olduğunu bilmediğiniz birşey keşfetmek bilimin işidir

koskoca bilim adamları sadece atommu çarpıştırarak eğleniyormu? diyorsunuz güldürmeyin beni..

 

anti madde özellikle muazzam enerjiler üretmek için kullanılır. 

anti maddnın 1 gramıyla kuantum motorlara güç verilerek yıldızlararası, seyata yapılabilir. bu proje

 20 yıl içinde olucaktır. düşünün 1 gram ile trilyonlarca km. yolculuk..

 

La havle...

 

Bak, soru basit: x2 = 4 ise, x kaçtır?

 

Hah, bu basit şey kaç senedir biliniyor ve sonucun -2 ve 2 olarak iki sonuçlu olduğu da biliniyor. Ve senin o meşhur formülünde ne var: E = mc2

 

Eğer bu formülü tersten okursan, yani enerjiden madde çıkarmaya çıkarsan, o kare yüzünden elinde muhakkak -m ve m olacaktır, zira, aynı E değeri, c ve -c için geçerlidir. Yaninin yanisi, antimadde tesadüfen falan bulunmaz, azıcık matematik bilen ve o formülü bilen herkesin çıkarabileceği bir sonuçtur.

 

Antimadde üretmek etmek öyle çok aman aman bir iş değildir. Şimşek bile antimadde üretiyor olabilir her gün, her çaktığı noktada. 

 

Ve o hızlandırıcılar, dur bir antimadde üretelim edelim diye yapılmıyor, kaç defa söyledik. Antimadde ilginç bir şey değil, maddenin antisi sadece, hepsi o. Ve antimadde 1928 yılından beri var, somut olarak, üzerinde deneyler falan yapılıyor. Üretmek içinde öyle dev hadron çarpışıtırıcılar falan gerekmiyor. Git bir tane muz al, kafi, en azından her 75 dakikada bir, muz sana bir adet pozitron üretecektir. Sorun, o antimaddeyi saklamak olacaktır sadece, hepsi o.

 

Bugün, antimadde hiç bir şey için kullanılmıyor, çeşitli bilimsel deneyler dışında. Yarın belki daha ucuza üretecek, bir şekilde saklayacak bir formül bulunur, o başka mevzu. Muazzam enerjiler harcamadan, enerji üretecek kadar antimadde elde edecek, saklayabilecek bir yolda bilinmiyor.

 

Koskoca bilimadamları, atomları çarpıştırıp antimadde bulacaz diye uğraşmıyor. Atomları çarpıştırıp, kırıp parçalayarak, onların içinde neler olduğunu bulmaya çalışıyor. 

 

 

tarihinde anibal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, anibal yazdı:

 

 

Bilinmesi aslında en kolay olan, özgür irade denen teranedir. Onu hesaplamak, bilmek çok kolay. Sorun beyninin içini sana zarar vermeden okuyabilecek bir şey bulmak ki, çok sürmez yapılması. 

 

Bahsettiğimiz şeyi hala anlamış değilsin.

 

Bazı şeyleri ölçmek mümkün değildir. Bu, ölçecek aletinin olmaması, ölçecek vaktinin olması falan falan mevzuları değil, o şeyin ölçülemez olmasından kaynaklanır. En iyi örneği, kuantum mevzularıdır. 

 

Ölçemediğin bir şeyin de değerini alıp, hesaplamada kullanıp, neler olacağını tespit edemezsin. 

 

Özgür irade dediğin terane, beynin, hormonların, kan değerlerin vs. vs. karmaşık bir şey, ama hepsi ölçülebilir şeyler. Ve bir gün ölçülecektirde, teknoloji o yönde gidiyor. Ama ölçülemez şeylerde var kainatta, alet, teknoloji yetersizliği değil, bilfiil ölçülmesi imkansız olduğu için.

 

 

İrade senin beyninde gerçekleşen kimyasal tepkimeler değil onları kontrol etme yeteneğidir. Beynin yaydığı çoğu sinyal çözülüyor zaten. İrade denen şey bedenden farklı.. önce istiyorsun sonra beden zaten kimyasal tepkimesini veriyor.  İşte o özgür irade kısmı karışık şimdilik.  
 
Hayvanlarda bu yok. Seks yapmak için o mevsimin gelmesi gerekir. İsteyince yapamazlar. Ama insan aç karnına  10 tane sıralar çünkü beden özgür iradeye göre cevap veriyor.  

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

- ℏ2/ 2m* ∂2ψ/ ∂x2 +V(x)Ψ =iℏ*∂ψ /∂t

 

Bu kuantum dalga denklemi buradan konuşalım Ψ fonksiyonu parçacığın potansiyel enerjisine göre bu denkleme yerleştirildiğinde grafiğin 1.Bölgesi madde 3. Bölgesi anti madde.. ama parçalı fonksiyonlar alındığında biri diğerinin tam zıddı değil yani biri - diğeri + değil.

 

Buradan özgür iradeye bağlantıyı siz kurun.

 

 

 

 

 

 

tarihinde Düşünen Hayvan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, anibal yazdı:

 

 

Antimadde üretmek etmek öyle çok aman aman bir iş değildir. Şimşek bile antimadde üretiyor olabilir her gün, her çaktığı noktada. 

 

Ve o hızlandırıcılar, dur bir antimadde üretelim edelim diye yapılmıyor, kaç defa söyledik. Antimadde ilginç bir şey değil, maddenin antisi sadece, hepsi o. Ve antimadde 1928 yılından beri var, somut olarak, üzerinde deneyler falan yapılıyor. Üretmek içinde öyle dev hadron çarpışıtırıcılar falan gerekmiyor. Git bir tane muz al, kafi, en azından her 75 dakikada bir, muz sana bir adet pozitron üretecektir. Sorun, o antimaddeyi saklamak olacaktır sadece, hepsi o.

 

Bugün, antimadde hiç bir şey için kullanılmıyor, çeşitli bilimsel deneyler dışında. Yarın belki daha ucuza üretecek, bir şekilde saklayacak bir formül bulunur, o başka mevzu. Muazzam enerjiler harcamadan, enerji üretecek kadar antimadde elde edecek, saklayabilecek bir yolda bilinmiyor.

 

Koskoca bilimadamları, atomları çarpıştırıp antimadde bulacaz diye uğraşmıyor. Atomları çarpıştırıp, kırıp parçalayarak, onların içinde neler olduğunu bulmaya çalışıyor. 

 

 

şimşeklerin anti madde üretmesi önemli değildir, önemli olan şimşek anti maddeyi üretirken onları nasıl gözlemliyeceğimizdir.

atomları hızlandırmak için çarpıştırmak için hadron gerekir.

 

şimşeklerin anti maddde ürettiğini neyle gözlemlemeyi düşünüyorsun.?

muzun 1 adet pozitron üretmeside önemli değil, sizde anlama sorun var sanırım, bu pozitronları nasıl saklıyacaksın?

anti maddeyi önce saklamak  gerekiyorki sonrada kullanılabilir olsun öyle değilmi?

pozitron üretmek için hadrona ihtiyacımız var, 

saklamak içinde yine hadrona ihtiyacımız, çünkü anlık gözlemleri çok kısadır.

bunun içinde gözlem gerekir. sonrada üretmek.

anti hidrojen üretmek kolaydır. çünkü anti hidrojenler.Antihidrojen, proton ve elektronun antiparçacıkları olan antiproton ve pozitrondan oluşan atomdur.Antimadde parçacıklarından oluşabilecek en küçük atom olduğu için antihidrojenin üretilmesi daha büyük antimadde atomlarına göre daha kolaydır. 

İlk anti madde 1995 yılında üretildi. Sadece 9 adet anti hidrojen atomu üretildi. Sonraki yıllarda milyonlarca üretildi ama boş bir balonun içerisi doldurmayacak kadar. Şöyle ki Cern’de üretilen tüm anti madde, madde ile bir araya getirilseydi bir ampulü birkaç dakika yakacak kadar enerji ortaya çıkardı. Anti madde üretimi oldukça verimsiz bir işlem. Ürettiğinden çok daha fazla enerji tüketiyor. Harcadığı enerjinin yaklaşık olarak sadece 0,0000000001 ‘lik kısmı geri dönüyor.

asıl sorun anti madde üretmek değil sayın anibal asıl sorun anti maddeyi saklıyabilicek zamanımız az oldugu gerçegidir. 

öyle bir muzla anti madde pozitron üretemezsiniz, yıldırım anti madde üretiyorsa, bunu saklamak için hadronlar gerekiyor, yoksa sadece gözlemlersiniz o kadar.

sayın anibal anti madde 1928 den beri yok  sadece teori olarak 1928 de bulunduğu iddia edilmişti. bunu pratiğe dökmek içinde 1995 te hadron çarpıştırıcı yapıldı boşuna demiyoruz, 20 yıl uğraştılar. 

gözlem için..

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, karamsarhuman said:

şimşeklerin anti madde üretmesi önemli değildir, önemli olan şimşek anti maddeyi üretirken onları nasıl gözlemliyeceğimizdir.

atomları hızlandırmak için çarpıştırmak için hadron gerekir.

 

şimşeklerin anti maddde ürettiğini neyle gözlemlemeyi düşünüyorsun.?

muzun 1 adet pozitron üretmeside önemli değil, sizde anlama sorun var sanırım, bu pozitronları nasıl saklıyacaksın?

anti maddeyi önce saklamak  gerekiyorki sonrada kullanılabilir olsun öyle değilmi?

pozitron üretmek için hadrona ihtiyacımız var, 

saklamak içinde yine hadrona ihtiyacımız, çünkü anlık gözlemleri çok kısadır.

bunun içinde gözlem gerekir. sonrada üretmek.

anti hidrojen üretmek kolaydır. çünkü anti hidrojenler.Antihidrojen, proton ve elektronun antiparçacıkları olan antiproton ve pozitrondan oluşan atomdur.Antimadde parçacıklarından oluşabilecek en küçük atom olduğu için antihidrojenin üretilmesi daha büyük antimadde atomlarına göre daha kolaydır. 

İlk anti madde 1995 yılında üretildi. Sadece 9 adet anti hidrojen atomu üretildi. Sonraki yıllarda milyonlarca üretildi ama boş bir balonun içerisi doldurmayacak kadar. Şöyle ki Cern’de üretilen tüm anti madde, madde ile bir araya getirilseydi bir ampulü birkaç dakika yakacak kadar enerji ortaya çıkardı. Anti madde üretimi oldukça verimsiz bir işlem. Ürettiğinden çok daha fazla enerji tüketiyor. Harcadığı enerjinin yaklaşık olarak sadece 0,0000000001 ‘lik kısmı geri dönüyor.

asıl sorun anti madde üretmek değil sayın anibal asıl sorun anti maddeyi saklıyabilicek zamanımız az oldugu gerçegidir. 

öyle bir muzla anti madde pozitron üretemezsiniz, yıldırım anti madde üretiyorsa, bunu saklamak için hadronlar gerekiyor, yoksa sadece gözlemlersiniz o kadar.

sayın anibal anti madde 1928 den beri yok  sadece teori olarak 1928 de bulunduğu iddia edilmişti. bunu pratiğe dökmek içinde 1995 te hadron çarpıştırıcı yapıldı boşuna demiyoruz, 20 yıl uğraştılar. 

gözlem için..

 

Sana ne diyoruz: Antimadde üretmek basit, nilyar dolarlık hızlandırıcıya falan ihtiyacın yok, nasıl saklayacağını bul, kafi.

 

İlk anti madde, 1928 falandı, üretildiğinde. Biraz sağlam, doğru düzgün araştır evvela. Dediğin şey, anti-hidrojen, kavramları doğru kullanırsan, doğru anlarsın. Dahası, ilk anti-hidrojenin üretilmesi ikinci dünya savaşı zamanına raslar, fakat gücünün farkında olmakla, askeri bir sır olarak uzun yıllar saklanmıştır. 

 

Antimaddeyi saklamak için hadronlar falan gerekmez, dediğim gibi, kavramları anlamıyor, yanlış kullanıyorsun. Hadron dediğin şey, proton, nötron falan. MEzonları hiç saymıyorum, zaten durduk yerde yok olup giderler kendi kendilerine, foton, elektron falan olurlar. 

 

Antimadde üretmenin sorun olmadığın da zaten söyleyen benim. Koskoca multimilyar dolarlık çarpıştırıcıda antimadde üretmenin bir amaç olduğunu geveleyen sendin. 

 

Yıldırım anti madde üretiyormuş:

 

https://www.livescience.com/61013-lightning-radioactive-particle-accelerator.html

 

Muzda, Potasyum-40 içerir ki, güzelce bozulan kararsız bir şeydir ve bozununca da antimadde üretir: pozitronlar. Sorun bunların muzun içinde 3-5 atom boyu ancak gidebileceği, bir maddeye çarpıp yok olacak olmaları sadece. 

 

Anderson, 1928 yılında, bulut odasıyla deneyler yaparken, pozitronu keşfeder. Üzerine phd falan yapar ve bulgularını defaten test edip, sonunda 1932 yılında yayınlar. Ve bu keşfyle de, 1936'da nobel kazanır. Tarih bilgin, fizik bilginden de berbat....

 

Ve tekrar öğreteyim sana: Antimadde üretmek için, koskoca hızlandırıcı gerekmez. Adamların elinde bilinen en hayvan gibi hızlandırıcı varken, bir de ayrıca antiproton yavaşlatıcıları vardır, deneyler için gereken antimaddeyi üretmek için:

 

https://home.cern/science/accelerators/antiproton-decelerator

 

Terimleri falan, herşeyi karıştırıyorsun. 1995'ten çok öncede çeşit çeşit antimadde ortalıkta fink atıyordu. Tamamen yapay olarak antimadde üretmek, başka bir iş. Ama doğada, doğal şekilde antiproton üreten bir sürü işlem var zaten. Antimadde üreteceksen, bu doğal yolları kullanmak çok çok daha ucuzdur, ama herhalde bir kw enerji verecek antimadde için, bilmem kaç megawatt harcarsın, mevzu bu olur.

 

 

 

 

 

 

tarihinde anibal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, anibal yazdı:

 

Sana ne diyoruz: Antimadde üretmek basit, nilyar dolarlık hızlandırıcıya falan ihtiyacın yok, nasıl saklayacağını bul, kafi.

 

İlk anti madde, 1928 falandı, üretildiğinde. Biraz sağlam, doğru düzgün araştır evvela. Dediğin şey, anti-hidrojen, kavramları doğru kullanırsan, doğru anlarsın. Dahası, ilk anti-hidrojenin üretilmesi ikinci dünya savaşı zamanına raslar, fakat gücünün farkında olmakla, askeri bir sır olarak uzun yıllar saklanmıştır. 

 

Antimaddeyi saklamak için hadronlar falan gerekmez, dediğim gibi, kavramları anlamıyor, yanlış kullanıyorsun. Hadron dediğin şey, proton, nötron falan. MEzonları hiç saymıyorum, zaten durduk yerde yok olup giderler kendi kendilerine, foton, elektron falan olurlar. 

 

Antimadde üretmenin sorun olmadığın da zaten söyleyen benim. Koskoca multimilyar dolarlık çarpıştırıcıda antimadde üretmenin bir amaç olduğunu geveleyen sendin. 

 

Yıldırım anti madde üretiyormuş:

 

https://www.livescience.com/61013-lightning-radioactive-particle-accelerator.html

 

Muzda, Potasyum-40 içerir ki, güzelce bozulan kararsız bir şeydir ve bozununca da antimadde üretir: pozitronlar. Sorun bunların muzun içinde 3-5 atom boyu ancak gidebileceği, bir maddeye çarpıp yok olacak olmaları sadece. 

 

Anderson, 1928 yılında, bulut odasıyla deneyler yaparken, pozitronu keşfeder. Üzerine phd falan yapar ve bulgularını defaten test edip, sonunda 1932 yılında yayınlar. Ve bu keşfyle de, 1936'da nobel kazanır. Tarih bilgin, fizik bilginden de berbat....

 

Ve tekrar öğreteyim sana: Antimadde üretmek için, koskoca hızlandırıcı gerekmez. Adamların elinde bilinen en hayvan gibi hızlandırıcı varken, bir de ayrıca antiproton yavaşlatıcıları vardır, deneyler için gereken antimaddeyi üretmek için:

 

https://home.cern/science/accelerators/antiproton-decelerator

 

Terimleri falan, herşeyi karıştırıyorsun. 1995'ten çok öncede çeşit çeşit antimadde ortalıkta fink atıyordu. Tamamen yapay olarak antimadde üretmek, başka bir iş. Ama doğada, doğal şekilde antiproton üreten bir sürü işlem var zaten. Antimadde üreteceksen, bu doğal yolları kullanmak çok çok daha ucuzdur, ama herhalde bir kw enerji verecek antimadde için, bilmem kaç megawatt harcarsın, mevzu bu olur.

 

 

 

 

 

 

 

Ellaaam adam çözmüş işi..

 

Kuantum konusunda konusacaksaniz bütün formüller yukarıdaki denklemden cikiyor.

 

Ülker çikolatalı gofret ile anti madde ve kuantumun bağlantısını bulana bir koli gofret hediye ediyorum..

 

Madde ve antimadde denen şey çok kısa bir süre sonra kocaman bir " pardon" olacaktır. 

 

Ayrıca konuya açıklık getirmek için soruyorum, özgür irade ve kuantum ile nasıl bağlantıya geçilecek?

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 saat önce, anibal yazdı:

 

Sana ne diyoruz: Antimadde üretmek basit, nilyar dolarlık hızlandırıcıya falan ihtiyacın yok, nasıl saklayacağını bul, kafi.

 

İlk anti madde, 1928 falandı, üretildiğinde. Biraz sağlam, doğru düzgün araştır evvela. Dediğin şey, anti-hidrojen, kavramları doğru kullanırsan, doğru anlarsın. Dahası, ilk anti-hidrojenin üretilmesi ikinci dünya savaşı zamanına raslar, fakat gücünün farkında olmakla, askeri bir sır olarak uzun yıllar saklanmıştır. 

 

Antimaddeyi saklamak için hadronlar falan gerekmez, dediğim gibi, kavramları anlamıyor, yanlış kullanıyorsun. Hadron dediğin şey, proton, nötron falan. MEzonları hiç saymıyorum, zaten durduk yerde yok olup giderler kendi kendilerine, foton, elektron falan olurlar. 

 

Antimadde üretmenin sorun olmadığın da zaten söyleyen benim. Koskoca multimilyar dolarlık çarpıştırıcıda antimadde üretmenin bir amaç olduğunu geveleyen sendin. 

 

Yıldırım anti madde üretiyormuş:

 

https://www.livescience.com/61013-lightning-radioactive-particle-accelerator.html

 

Muzda, Potasyum-40 içerir ki, güzelce bozulan kararsız bir şeydir ve bozununca da antimadde üretir: pozitronlar. Sorun bunların muzun içinde 3-5 atom boyu ancak gidebileceği, bir maddeye çarpıp yok olacak olmaları sadece. 

 

Anderson, 1928 yılında, bulut odasıyla deneyler yaparken, pozitronu keşfeder. Üzerine phd falan yapar ve bulgularını defaten test edip, sonunda 1932 yılında yayınlar. Ve bu keşfyle de, 1936'da nobel kazanır. Tarih bilgin, fizik bilginden de berbat....

 

Ve tekrar öğreteyim sana: Antimadde üretmek için, koskoca hızlandırıcı gerekmez. Adamların elinde bilinen en hayvan gibi hızlandırıcı varken, bir de ayrıca antiproton yavaşlatıcıları vardır, deneyler için gereken antimaddeyi üretmek için:

 

https://home.cern/science/accelerators/antiproton-decelerator

 

Terimleri falan, herşeyi karıştırıyorsun. 1995'ten çok öncede çeşit çeşit antimadde ortalıkta fink atıyordu. Tamamen yapay olarak antimadde üretmek, başka bir iş. Ama doğada, doğal şekilde antiproton üreten bir sürü işlem var zaten. Antimadde üreteceksen, bu doğal yolları kullanmak çok çok daha ucuzdur, ama herhalde bir kw enerji verecek antimadde için, bilmem kaç megawatt harcarsın, mevzu bu olur.

 

 

 

Alıntı

 

 

 

 

 

yahuuu 1928 anti maddeyi neyle üretmişler, traktörlemi?  bak evladım ilk anti madde 1995 yılında üretildi.

şunu bi anlasan 1928 anti maddeyi gözlemlediler ama fakat üretmediler.. kafan almıyormu? evladım.. animallığın tuttu  yine 

 

1928-1936 dönemlerinde bilmciler  anti madde ürettikleri için değil keşfettikleri için nobel aldılar, 

yaaa arkadaş bazen senin beyin gidip geliyor, yahuuu anti madde diyorum,anti hidrojen değil.

anti maddenin saklanması için, hadron depoları şarttır. sonuçta anti maddenin etrafını sarmak 

 ve kuşatmak gerekir..gözlem ancak bu şekilde oluşur.

1 yıllık anti madde ile sadece 5 dakikalık 28 watlık ampül yakıcaksam anti madde üremek zaman kaybı değilmidir ?sayın anibal..

 

bak öğrenmek istiyorsan, bu kaynakta tam olarak anti maddenin tarihçesi yatıyor.. 

anti maddenin yapayımı olur? yahuuu benimle dalgami geçiyorsun?sen o megawatları ve cigawatları al

formülleride al, mikroskopları ve teleskoplarıda al, 

hepsi senin olsun, evde üstüne oturarak anti madde üretirsin.. ne gerek var? hadronlara.. 

 1928 te ürettikleri anti madde değil,  anti parçacıgın bilmsel olaral hipotezidir.

buyur buda formülü   (Yani X=2 ve X=-2).. :0_80cbc_37a71a73_L:

 

http://www.hurriyet.com.tr/antimaddenin-kisa-tarihi-16331087

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

eeeeeee bu gösterdğin kaynak bildiğimiz hadron dedektörü parçaçık hızlandırıcı bununla anti hidrojende üretirsin, anti maddede

 

biz farklı birşeymi? anlatıyoruz, sayın  anibal.

sayın biyologcu sayın çok sayın beyefendi..:0_80cbc_37a71a73_L:

 

https://home.cern/science/accelerators/antiproton-decelerator

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, karamsarhuman said:

 

yahuuu 1928 anti maddeyi neyle üretmişler, traktörlemi?  bak evladım ilk anti madde 1995 yılında üretildi.

şunu bi anlasan 1928 anti maddeyi gözlemlediler ama fakat üretmediler.. kafan almıyormu? evladım.. animallığın tuttu  yine 

 

1928-1936 dönemlerinde bilmciler  anti madde ürettikleri için değil keşfettikleri için nobel aldılar, 

yaaa arkadaş bazen senin beyin gidip geliyor, yahuuu anti madde diyorum,anti hidrojen değil.

anti maddenin saklanması için, hadron depoları şarttır. sonuçta anti maddenin etrafını sarmak 

 ve kuşatmak gerekir..gözlem ancak bu şekilde oluşur.

1 yıllık anti madde ile sadece 5 dakikalık 28 watlık ampül yakıcaksam anti madde üremek zaman kaybı değilmidir ?sayın anibal..

 

bak öğrenmek istiyorsan, bu kaynakta tam olarak anti maddenin tarihçesi yatıyor.. 

anti maddenin yapayımı olur? yahuuu benimle dalgami geçiyorsun?sen o megawatları ve cigawatları al

formülleride al, mikroskopları ve teleskoplarıda al, 

hepsi senin olsun, evde üstüne oturarak anti madde üretirsin.. ne gerek var? hadronlara.. 

 1928 te ürettikleri anti madde değil,  anti parçacıgın bilmsel olaral hipotezidir.

buyur buda formülü   (Yani X=2 ve X=-2).. :0_80cbc_37a71a73_L:

 

http://www.hurriyet.com.tr/antimaddenin-kisa-tarihi-16331087

,

Zavallı budala....

 

Git Anderson'a sor, neyle ürettiniz diye.

 

Kendi yazdığın şeyi bile okumaktan aciz bir geri zekalı budalasın. Ben bu gerçeği söyleyince de, hakavet makavet diye zırlıyorsunuz öyle...

 

Quote

Dirac’ın bu konuşmasından kısa bir süre önce, 1932’de Amerika’da, California Institute of Technology’den Carl Anderson, kozmik parçacıkları incelerken ilginç bir durumla karşılaştı. Kendi sözleriyle, ‘Pozitif elektrik yüklü ama elektronla aynı kütlede bir şey’ bulmuştu, ne olduğuna anlam veremiyordu.
Bir yıldan fazla süreyle bu konuda çalıştı, yüzlerce, binlerce gözlem yaptı ve sonunda ilk anti-parçacığı, pozitif elektrik yüklü elektronu, yani kendi verdiği isimle pozitronu keşfetti Anderson.

 

Nerden buldu pozitronu Anderson? Zaman makinesiyle big bangtan mı getirdi? Dangalak, bu dünyada bulabileceğin tüm antimadde, bir şekilde üretilmiş antimadde olacaktır, şapşal herif.

 

Ha, yukardaki bilgi de yanlış, Anderson, 1928'te bulduğu pozitronu 1932 yılında makale olarak yayınladı. Sorun, adamın 1928 te bulduğu şeyin ne olduğunu henüz bilmiyor olmasıydı. 

 

https://science.sciencemag.org/content/76/1967/238

 

Tam bir şapşalsın, sana doğruyu göstereni, anlatanı da inkar etmek, reddetmek, siz yobaz şapşalların en iyi bilinen tarafıdır zaten.

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

On 25.04.2019 at 22:19, Sütlü Kase yazdı:

Durup dururken, ortada herhangi bir sebep yokken, o durumu meydana getiren sonuçlarla doğrudan ilgili olmadan bir şey öylece x den y ye dönüşebilir mi ?

 

Evet öyle bir şey olabilir gibi görünüyor. 

 

Yinede ortada bir kanıt yok... 

 

Eğer bir yere yıldırım düşseydi bunun sebebini bilebilirdik, 2000 yıl önce olsa bilemezdik. 

 

Bir şeyin tamamen rastgele olduğu nasıl kanıtlanır ? Onunla ilgili her şeyi biliyorsan hala rastgele kalmaya devam eder mi ?

Peki onunla ilgili her şeyi bilmiyorsan hala rastgele diyebilir misin ?

 

Kısaca bilmiyorum ama cevap şimdilik evet gibi duruyor. 

Kuantum mekaniğinde nedensiz olay olmaz.

Çünkü klasik fizikde  nasıl  maksimum dalga yüksekliği ile minimum dalga yüksekliği toplamını sıfır kabul ediliyorsa kuantum mekaniğinde enerjilerin toplamı sıfır kabul ediliyor.

nedensiz kabul etselerdi sıfıra eşitlemezlerdi.

 

tarihinde Karabiber tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Karabiber said:

 

Kuantum mekaniğinde nedensiz olay olmaz.

Çünkü klasik fizikde  nasıl  maksimum dalga yüksekliği ile minimum dalga yüksekliği toplamını sıfır kabul ediliyorsa kuantum mekaniğinde enerjilerin toplamı sıfır kabul ediliyor.

nedensiz kabul etselerdi sıfıra eşitlemezlerdi.

 

 

Kunatum fiziğinde falan, bir şeyler olur, sebebi de olmaz. Hatta hemen her şey sebepsiz olur nerdeyse. 

 

Öncelikle, sebep ve gerek konusunu ayırmak gerekir. Potasyum 40 atomu, kararsızdır, bu yüzden bozulup bir positron çıkarması gerektir. 

 

Ama binlerce senedir güzel güzel duran atomun şu an şurada bozunup bu işi yapmasının bir sebebi yoktur. Yani, bu gereğin gerçekleşmesi süreci, hemen hemen her zaman sebepsiz gerçekleşir. O yüzden de, bir atomun ne zaman bozunacağını bilemiyoruz. Sadece, bir sürü atom varsa, bunların en az yarısının şu kadar zamanda bozunacağını söyleyebiliyoruz. 

 

Bahsedilen şeyler gerektir, yani proton elektronu çeker, elektron elektronu iter falan, birer gerektir. Ama onların işleyişi sebeptir ki, bu seviyede her şey sebepsiz gerçekleşir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Karabiber yazdı:

 

Kuantum mekaniğinde nedensiz olay olmaz.

 

Çünkü klasik fizikde  nasıl  maksimum dalga yüksekliği ile minimum dalga yüksekliği toplamını sıfır kabul ediliyorsa kuantum mekaniğinde enerjilerin toplamı sıfır kabul ediliyor.

nedensiz kabul etselerdi sıfıra eşitlemezlerdi.

 

 

Karpuzlar uçabilir 

 

çünkü atların 4 bacağı vardır. 

 

Bu yazdığım saçmalığı yanlışlayacak bir şey bulduğun zaman hatanı göreceksin. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...