Jump to content

Yaşadığı En Kolay Ispat Edilecek Kişidir Peygamberimiz


Recommended Posts

Dünyada yaşadığına dair benzerine az rastlanır bir şekilde binlerce delil bulunan tek kişi peygamberimizdir. Peygamberimizin arkadaşları akrabaları görüştüğü kimselerin isimleri o isimlerin akrabaları görüştüğü kimselerin şecereleri  YAZILI OLARAK GÜNÜMÜZE KADAR GELMİŞTİR.Anadoluda bile seyyid yani peygamberin akrabası kişiler halen mevcut. İsim isim biliniyor binlerce isim var DÜNYADA BÜTÜN YAKINLARI TEK TEK TESİPİT EDİLMİŞ GÜNÜMÜZE KADAR GELMİŞ  BAŞKA KİMSE YOK

dünyada yaşadığı en kolaya ispat edilecek kişi peygamberimizdir

binlerce söylenmiş sözü var hadisler

şeceresi dedesinden başlıyarak günümüze kadar bellidir

hepsini bir kenara koyun KURAN var adı geçiyor

hadi bunları da bir kenara koyun mezarı doğduğu ev Mekke ve medinede ve diğer şehirlerde yaşadığına dair ev mescid vs

Alevilerde mi yalancı

Peygamber torunun şehid edildiği Kerbela da mı hayaldi

Endülüsü fetheden sahabe de mi hayali

hz ömer de mi bir sürü fetih yapmış hayali

PEKİ DAHA ÖNEMLİ BİR SORU SORAYIM

ÖYLE BİRİ YOKDA ÇOK EVLENMESİNDEN TUTUN HAYATININ BİR ÇOK ALANINI ELEŞTİRDİĞİNİZ KİŞİ KİM

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öncelikle, Orta Çağ’ın başlarında yaşamış bir insanın yaşadığına dair nasıl bir kanıt olabilir? Ekşi Sözlük ve Ateist Forum gibi yerlerde gördüğüm üzere, ki hiç şaşırmıyorum da, insanlar neredeyse video kayıtları ve doğum belgeleri gibi kanıtlar beklemektedir. Orta Çağ’ın başlarında yaşamış bir insanın yaşadığına dair bu tip kanıtlar bulmak imkânsızdır. O devirde yaşadığını düşündüğünüz her kim için “kesin” bir kanıt beklerseniz bekleyin bulamazsınız. Ancak o dönemde o insan adına yazılmış belgeler ya da tarihçilerin bir şekilde ondan bahsettiği belgeler bir kanıt yükümlülüğü taşıyabilir.

Muhammad-Letter-To-Heraclius.jpg?resize=

Elbette Hz. Muhammed’in var olduğuna dair görülen en büyük kanıtlar Kur’an-ı Kerim, hadisler, erken dönem siyer ve İslâm tarihi çalışmalarıdır. Kimileri “İyi de bunlar zaten çoğunlukla Müslümanların eserleri, tarafsız olmalarını bekleyebilir miyiz?” diyebilirler. Fakat bunun cevabı “Evet” olmalıdır. Çünkü çok uzunca bir zaman Muhammed diye bir kimsenin yaşamadığına dair hiçbir rivayet ya da eser elimize ulaşmamıştır. Fakat bunun aksine onun var olduğunu söyleyen ve hayatını anlatan eserler vardır. “Peygamber’i konu alan gerek Müslümanların yazdığı gerekse Müslüman olmayanların yazdığı bütün bu eserler halk tarafından kurgulandı ve Peygamber’in yaşamadığına dair hiçbir iddianın da gelmeyişi yine o halkın yaptığı bir oyundu. Kur’an-ı Kerim’i o Arap halkı yazdı.” gibi bir söz söylemek dayanaksız bir komplo teorisinden öte bir şey olmayacaktır. Çünkü elimizdeki verilerin en iyi açıklamasını yapmaya çalışan tarih bilimine göre, o devirde yaşan bir insanın gerçekten yaşadığına dair kocaman bir literatürün çıkması ve aksi yönde hiçbir şey söylenmemesi elbette onun yaşadığına dair büyük bir kanıt olacaktır. Böyle bir iddiada bulunan bir kimse o halkın nasıl böyle bir kitabı yazmaya başladığından tutun [o halkın] o kadar müşriğe karşı nasıl mücadele ettiklerine kadar bütün tarihi hiçbir dayanağa sahip olmadan kendi zevkince baştan yazmış olacaktır. Dolayısıyla tarihçilerin kahir ekseriyeti Peygamber’in tarihi bir kişilik olduğunu kabul etmiştir.

“Peygamber’in var olmaması mümkündür.” diyenlere ise cevabımız şöyledir: Tarih bilimi elimizdeki verilerin en makul açıklamasını vermeye çalışır ve İslâm’a dair koskocaman bir literatürün en iyi açıklaması da elbette Hz. Muhammed’in yaşadığını kabul etmektir. Hz. Muhammed’in hiç yaşamamış olması -tıpkı yarın Güneş’in doğmayacağının, şu anda rüyada olduğumuzun mümkün olması gibi- mümkündür. Fakat bunun mümkün olması, tersi bir görüşü benimsememizi elbette mantıksız kılmaz. Eğer Hz. Muhammed’in var olmadığı iddia edilirse, onun var olduğunu söyleyen ve birçok şey aktaran kocaman bir literatürün çöpe atılması gerekmektedir. Fakat eğer kocaman bir literatürü çöpe atıyorsak, çöpe atmamız için makul açıklamaların sunulması gerekir. Oysa Hz. Muhammed’in var olmadığını söyleyenler bir komplo teorisinden öte bir şey söylememektedir. Eğer böyle bir şey iddia edeceklerse tarihi verileri bir bir baştan sona makul bir şekilde açıklamaları gerekir. Eğer bu yapılmaz elbette akla en yatkın olan kabul Peygamber’in yaşadığı yönündedir. 

Robert G. Hoyland’ın bu İslâm’dan bahseden ilk kaynakları konu edindiği Seeing Islam as Others Saw It adında bir kitabı vardır. Kitabın içinde dönemin Müslüman olmayan kimselerin metinlerinden ve Müslüman olan kimselerin metinlerinden Yunan kaynakları, Kıpti ve Ermeni kaynakları, Doğu-Batı Suriye kaynakları, Latin kaynakları ve Çin kaynakları vardır. Bu kaynaklarda Hz. Muhammed’ten bahsedilmektedir. Örneğin Temmuz 634 tarihinde yazılan Doctrina Jacobi (Jacob’ın Öğretileri) eserinde Araplar arasında peygamber olduğunu iddia eden bir kişinin olduğuna değinilir.[1] Papaz Thomas, 640 yılında yayınlanan eserinde Hz. Muhammed’ten söz eder.[2] Bagratuni Piskoposu Sebeos ise 660 yılında yazdığı eserinde bir tüccar olan Hz. Muhammed’ten söz eder.[3] John bar Penkaye ise 680’lerde yazdığı eserinde Arapların lideri olan Hz. Muhammed’ten söz eder.[4] Bununla beraber, Hz. Muhammed’in farklı ülkelerin otoritelerine yazdığı İslâm’a davet mektupları da bulunmaktadır.[5] Belirtmek gerekir ki Peygamber hakkındaki eserlere özellikle de 680-720 yıllarında fazlasıyla rastlanmaktadır. Fakat özellikle de 6. yüzyılda Arap coğrafyası tarafından bize ulaşmış ne kadar tarihi metnin mevcut olduğu düşünülünce bu pek de ilginç olmayacaktır. Yani Peygamber’den özellikle de o öldükten sonra bahsedilmeye başlanması ilginç değildir, meselâ Peygamber’in yaşadığı dönemde Arap coğrafyasında şiirler yaygın olsa da yazılı eserlerin pek yaygın olmadığı açıktır.[6] İnsanlar sanki 10 yüzyıldan bile daha önce yaşayan bir insanın yaşadığına dair kanıtların bugün yaşan bir insanla aynı olacağını zannetmektedir. Hatta bazıları Napolyon ile Hz. Muhammed’in yaşadığına dair kanıtları karşılaştırmaya çalışmaktadır. Gülünç olan şu ki Napolyon 1700-1800 yıllarında(Yeni Çağ’ın sonunda ve Yakın Çağ’ın başında) yaşamışken Hz. Muhammed 500-600 yıllarında(Ortaçağ’ın başında) yaşamıştır. Aralarında neredeyse iki çağ ve binden fazla sene olan bu insanların yaşadığına dair kanıtlar konusunda birçok farklılık tabii ki olacaktır. Bununla birlikte yaşadıkları coğrafya farklıdır. Sonuç olarak, Hz. Muhammed’in tarihi bir kişilik olduğuna (yaşadığına) dair kanıtlar yaşadığı döneme göre gayet açıktır. Bazılarının neredeyse günümüzdeki insanlarla Hz. Muhammed’in yaşadığına dair kanıtları karşılaştırmaya çalışması, yani tarih bilimini böyle bir hâle düşürmeleri gerçekten üzücüdür. Hâlâ Hz. Muhammed’in yaşamadığını düşünen varsa kendisini İslâm tarihini A’dan Z’ye eleştiren bir kitap yazmaya davet ediyoruz ki iddiasının ne ölçüde makul olduğunu görelim, aksi halde bu iddia pek de benimsenecek bir iddia olmayacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Laf kalabalıklarına karnımın tok olduğunu tekrar etmiş olayım.

Bütün laf kalabalıklarının cevabı konu hakkında açmış olduğum başlıklarda mevcuttur. Bunlara Hoylan'dın kolleksiyonu da dahildir. Konuya katkı yapmak istersen, oraya yazabilirsin. Ben karışmam, arkadaşlar yardımcı olurlar.

Uzun uzun gevezelik etmek yerine Muhammed ile eşzamanlı tek bir tane tarihi belge getirirsin ve konuyu bitirirsin. Bunu yapmadığın sürece, konu hakkında ağzından dökülen her kelime bir yalan olur.

 

Tabi bu söylediklerim okuyan ve okuduğuu anlayanlar için geçerlidir.

 

Sevgiler

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammed ile ayni dönemde yașamıș sahte peygamberlerden bahsediyorlar. Birtanesi mektup ile peygamberlige ortak oldugunu yazmıș sözde, mektubuna cevapta almıș. 

Inanilir gibi degil, babasinin annesinin dedesinin amcalarinin kadinlarinin bile bir ismi var ama kendisi yok. Bu nasil bir senoryodur, peter jackson bunu film yapsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 hours ago, DreiMalAli said:

Laf kalabalıklarına karnımın tok olduğunu tekrar etmiş olayım.

Bütün laf kalabalıklarının cevabı konu hakkında açmış olduğum başlıklarda mevcuttur. Bunlara Hoylan'dın kolleksiyonu da dahildir. Konuya katkı yapmak istersen, oraya yazabilirsin. Ben karışmam, arkadaşlar yardımcı olurlar.

Uzun uzun gevezelik etmek yerine Muhammed ile eşzamanlı tek bir tane tarihi belge getirirsin ve konuyu bitirirsin. Bunu yapmadığın sürece, konu hakkında ağzından dökülen her kelime bir yalan olur.

 

Tabi bu söylediklerim okuyan ve okuduğuu anlayanlar için geçerlidir.

 

Sevgiler

 

 

:) hahha tavra bak sanırsın yerçekimini bulmuş

ateistlerin bile ciddiye almadığı mantıksız bir fikri savunan sensin

delil getirmesi gereken kişi de sen olacaksın ki ciddiye alınasın

dünyada yaşadığının ıspatı en kolay kişi peygamberdir binlerce delil var

tamam

başka kaynak mı istiyon

ALEVİLER

biliyorsun islam kaynaklarını kabul etmezler

onlarda mı bu sana göre masalın içinde

HZ ALİ MALUM PEYGAMBERİMİZİN AMCAOĞLU

o da mı hayali

kerbelada mı hayali

sorularım ve delillerim bunlar mı

hayır

yukarıda yazdım birini bile cevaplama cesaretini gösteremedin çünkü

 vereceğin bir cevap YOOOOOOOOOOOK

Link to post
Sitelerde Paylaş

ispat nedir? önce bunu ispatlayın.. ispatın ne olduğunu? ispatlarsanız, inanırlar. benım 7 kuşak önceki akrabalarımı be nispatlarım 

 dna testiyle siz nasıl isaptlıyacaksınız mahooo ve çetesini onu düşünün.... madem mahooo yaşadı o zaman şimdi onun torunu 

 nerde yaşıyor? mahooo gerçekse torunuda gerçektir.. hani nerde torunu bulsanıza ,

 

isanın eşi olmadı onun bulamayız ama mahoonun avratlarından binlerce piç dogurduğu gerçeği var ,

 

eee hani nerde bu piçlerin torunları, mekkede medinede hadi bulun bulursanız bana haber verin.

şeytan yardımcınız olsun.......(nahh bulursunuz), :0_80cbc_37a71a73_L:

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 4 weeks later...

O dönemin kayıtlarının tamamını abbasiler yok etmeseydi belki dolu kaynak bulacaktik Muhammed ile ilgili ve onu daha yakindan taniyacaktik. Ne yazık ki tarihi araplar yok etmiştir. Bu nedenle kuran bir efsane olmaktan öteye gidemeyecek bir kitaptır bana göre. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aylar önce başka bir başlıkta bir soru sormuştum ancak yanıt alamamıştım. Bu başlıkta tekrar sorma ihtiyacı hissettim:

 

Şimdi;


Diyanet'in İslam Ansiklopedisi'ndeki HUDEYBİYE ANTLAŞMASI maddesinde diyor ki:

 

"Hz. Ali'nin kaleme aldığı barış antlaşması metni, Hz. Peygamber ve Süheyl b. Amr tarafından imzalandı. Antlaşmaya; müslümanlardan Ebû Bekir, Ömer, Osman, Abdurrahman b. Avf, Sa‘d b. Ebû Vakkas, Ebû Ubeyde b. Cerrâh ve Muhammed b. Mesleme; müşriklerden Mikrez b. Hafs ile Huveytıb b. Abdüluzzâ şahitlik ettiler.

Hudeybiye Antlaşması, Kur’ân-ı Kerîm’de müslümanlar için “feth-i mübîn” ve “nasr-ı azîz” olarak nitelendirilmiştir (el-Feth 48/1, 3).

Bu antlaşma, İslâm tarihinde bir dönüm noktası teşkil eder."

 


Başka bir ansiklopedide de diyor ki:

 

"628 yılında iki tarafın da onayladığı bir kâtip tarafından şahitlerin huzurunda yazılıp imzalanan bu antlaşma özellikle, Kureyşliler’in müslümanları resmen tanımalarının ilk işareti ve yazılı belgesi olmasından dolayı büyük önem taşımaktadır."

 

 

Peki, 628 yılında yapıldığı söylenen bu pek mühim(tarihî) antlaşmanın yazılı belgesinin akıbeti ne olmuştur??

 

Muhafaza edilmiş midir?? Edilmişse, nerededir??

 

Eğer yok edilmişse, bunun sebebi (ve varsa hikmeti), müslümanlarca nasıl açıklanmaktadır??

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, hulas yazdı:

Peki, 628 yılında yapıldığı söylenen bu pek mühim(tarihî) antlaşmanın yazılı belgesinin akıbeti ne olmuştur??

 

Muhafaza edilmiş midir?? Edilmişse, nerededir??

 

Eğer yok edilmişse, bunun sebebi (ve varsa hikmeti), müslümanlarca nasıl açıklanmaktadır??

 

Şimdi sen sordun ya. Onlar bir tane uydurmaya başlamışlardır.  40 yıl sonra din kitaplarına konmak üzere muho imzalı bir deri parçası resmini de koyarlar.

 

Tabi bu olay da fil olayı gibi.. arkeologların incelemesine izin vermezler. Yassah hemşerim derler.

 

Aslında özeti şu, Allah hayaleti  dinini koruyamamistir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...