Jump to content

Mükemmel böbreklerimiz tesadüfle,basit diyaliz makinası bilim ve akılla mı oluşur?


Recommended Posts

  • İleti 89
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

7 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

her kese iyi sahurlar:)

pardon iyi uykular:)

pardon iyi yazışmalar.

 

Hemen kaytarma; benim diğer konudaki sorularımı yanıtladıktan sonra ne halin varsa gör.

Önemli bir tez hazırlıyorum, sadece iki minnacık soru.

Bekliyorum ha...

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hakikat sabittir güçlüdür daima merkezdedir sarsılmaz

 

Bazı yerlerde sıcağa kızıp güneşe ateş edenler çıkıyor

bazı yerlerde aya yıldıza küfredenler oluyor

 

güneş yerden atılan taşlardan küfürlerden mermilerden korkmaz

 

yine ışımaya ısıtmaya devam eder

 

yıldızlar küçük görünmekten korkmazlar zira büyük olduklarını bilirler

 

hakikatlere küfür hakaret taş atma onlara zerre zarar vermez

altına  teneke demek le altın teneke olmaz

 

elmasa cam demekle elmas değer kaybetmez

yine sarraf ellinde gerçek değeri anlaşılır

ama horuz bir inci bulsa götürüp bana bir avuç yem ver der.

 

şu katidir ki hakikat er geç galib gelecek

batıl yok olacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 saat önce, nogodbutAllah yazdı:

Hakikat sabittir güçlüdür daima merkezdedir sarsılmaz

 

Bazı yerlerde sıcağa kızıp güneşe ateş edenler çıkıyor

bazı yerlerde aya yıldıza küfredenler oluyor

 

güneş yerden atılan taşlardan küfürlerden mermilerden korkmaz

 

yine ışımaya ısıtmaya devam eder

 

yıldızlar küçük görünmekten korkmazlar zira büyük olduklarını bilirler

 

hakikatlere küfür hakaret taş atma onlara zerre zarar vermez

altına  teneke demek le altın teneke olmaz

 

elmasa cam demekle elmas değer kaybetmez

yine sarraf ellinde gerçek değeri anlaşılır

ama horuz bir inci bulsa götürüp bana bir avuç yem ver der.

 

şu katidir ki hakikat er geç galib gelecek

batıl yok olacaktır.

 

 

Çok güzel yazmışsın..

8milyar insan var,farklı tekâmülde, herkes aynı hakıkate bakıyor ama kendi algısı doğrultusunda yorumluyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 14.05.2019 at 23:48, nogodbutAllah said:

Hakikat sabittir güçlüdür daima merkezdedir sarsılmaz

 

Bazı yerlerde sıcağa kızıp güneşe ateş edenler çıkıyor

bazı yerlerde aya yıldıza küfredenler oluyor

 

güneş yerden atılan taşlardan küfürlerden mermilerden korkmaz

 

yine ışımaya ısıtmaya devam eder

 

yıldızlar küçük görünmekten korkmazlar zira büyük olduklarını bilirler

 

hakikatlere küfür hakaret taş atma onlara zerre zarar vermez

altına  teneke demek le altın teneke olmaz

 

elmasa cam demekle elmas değer kaybetmez

yine sarraf ellinde gerçek değeri anlaşılır

ama horuz bir inci bulsa götürüp bana bir avuç yem ver der.

 

şu katidir ki hakikat er geç galib gelecek

batıl yok olacaktır.

 

Elbette, hakikat galip gelecek, en başta şu allah denen zırvalık olmak üzere batıl yok olacaktır. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 14.05.2019 at 23:48, nogodbutAllah yazdı:

Hakikat sabittir güçlüdür daima merkezdedir sarsılmaz

 

Bazı yerlerde sıcağa kızıp güneşe ateş edenler çıkıyor

bazı yerlerde aya yıldıza küfredenler oluyor

 

güneş yerden atılan taşlardan küfürlerden mermilerden korkmaz

 

yine ışımaya ısıtmaya devam eder

 

yıldızlar küçük görünmekten korkmazlar zira büyük olduklarını bilirler

 

hakikatlere küfür hakaret taş atma onlara zerre zarar vermez

altına  teneke demek le altın teneke olmaz

 

elmasa cam demekle elmas değer kaybetmez

yine sarraf ellinde gerçek değeri anlaşılır

ama horuz bir inci bulsa götürüp bana bir avuç yem ver der.

 

şu katidir ki hakikat er geç galib gelecek

batıl yok olacaktır.

Hakikaten mi? Hakikat tek değildir. Bilim doğruyu parçaliyor size göre de, hakikat kime göre cevaplaniyor acaba. Kimin hakikat anlayışını esas almalıyız, müslümanlarin mı yoksa öteki dinlerin mi, yoksa benim mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 14.05.2019 at 23:48, nogodbutAllah yazdı:

Hakikat sabittir güçlüdür daima merkezdedir sarsılmaz

 

Bazı yerlerde sıcağa kızıp güneşe ateş edenler çıkıyor

bazı yerlerde aya yıldıza küfredenler oluyor

 

güneş yerden atılan taşlardan küfürlerden mermilerden korkmaz

 

yine ışımaya ısıtmaya devam eder

 

yıldızlar küçük görünmekten korkmazlar zira büyük olduklarını bilirler

 

hakikatlere küfür hakaret taş atma onlara zerre zarar vermez

altına  teneke demek le altın teneke olmaz

 

elmasa cam demekle elmas değer kaybetmez

yine sarraf ellinde gerçek değeri anlaşılır

ama horuz bir inci bulsa götürüp bana bir avuç yem ver der.

 

şu katidir ki hakikat er geç galib gelecek

batıl yok olacaktır.

Çocuk yapıp,varoluşa zorladıkları kişiye,yedi katlı göğün üstündeki allah seni sınamak için yarattı diyenlerin gerçekle,gerçeklikle,doğrularla işi olmaz.Neden olmaz.

 

Birincisi,eğer sınav yapan allah var olmuş olsaydı,onun sınavına giren kişiler de çocuk yapanlarca üretilmiş olurdu.Yani bu allah,üreme özelliği verdiği insanlara,sınayacağı kişileri ürettirmektedir ve onlar aracılığıyla sınavı dayatmakta ve cehennemi için yakıt ürettirmektedir.Çocuk yapanlar da,yaptıkları kişiye sınavı dayatırlar ve o kişinin canı ile cehennem kumarı oynarlar.Şimdi sen bir müslüman olarak,çocuk yaptım,sınavı dayattım ve o kişinin canı ile cehennem kumarı oynadım der misin?Diyebilir misin?Sınavın dayatılması ve cehennem kumarının oynanması,cehennem için yakıt üretimi anlamına gelen doğuma karşı çıkabilir misin?Hadi çık bakalım.Müslüman olarak kalabilecek misin?Gerçeklikten,gerçekten,doğrulardan söz ediyoruz ya hani,gerçeğin ve doğrunun ışığı.Hadi çık bakalım.

 

İkincisi,Adem ile Havvanın şeytan tarafından tuzağa düşürülüp,yeryüzüne sürülmesiyle birlikte,onların soyundan gelenler de yeryüzüne sürülmüşlerdir.Doğum Ademler ile Havvaların tuzağa düşürülüp,yeryüzüne sürülmesi anlamına gelir.Yani doğum şeytani bir eylemdir.Adem ile Havvayı tuzağa düşürüp,yeryüzüne sürdüren şeytana sövenler,şeytan allahlık adı altında yine bunu yapıyor.Ama neden olduğu doğuma,varoluşa zorladığı kişiye bakıp allah sınamak için yarattı diyen çok da,şeytan da tuzağa düşürüp,yeryüzüne sürülmeye neden oldu diyen yok.Sen doğuma bakıp,bunu diyebilir misin,gerçeğin ve doğrunun ışığı?Diyemezsin.Çünkü bunu dediğin an,allah ile şeytanın aynı olduğunu kabul edersin.Bunu dediğin an müslüman olarak kalamazsın.

 

İşin özü,senin bir müslüman olarak,iman putuna tutsak edilerek kuranda yanlış,tutarsızlık bulma hakkı elinden alınmış,islamı eleştirme yolu kapatılmış biri olarak senin islamdan çıkaran,islam karşıtı gerçeklerle ve doğrularla işin olamaz,iman putuna tutsak olduğun sürece.Sen ancak yalanların,yanlışların savunucusu olursun,o yüzeysellik ve sığlığınla,o ataları tarafından atalar dini islama inanmaya programlanmış,iman putuna tutsak edilmiş zihninle.Sonra da kendi durumuna bakmadan,ataları tarafından başka dinlere inanmaya programlanmış kişilere akılsızlar dersin o cahil kibrin ve pişkinliğinle.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

ateizmin bizzat kendi kavramları yok:)

hakk ve batıl Kur'ani islami kavramlardır

bizzatihi inkar ettiğiniz  kavramları kullanıp savunma yapmak batıldır .

hakk gelir batıl zail olur.

 

ingilizce Kur'an çevirilerine baktım

hakkı bir truth bazılarında reality diye çevirmiş.

aslında true doğru karşıtı false dır

arapçası sıdk kizbdir

oysa hakkın zıddı batıldır reality dahi hakkı karşılamıyor.

right true reality değil hakk.

Hakk sabit değişmez daima merkezde olan diğer her şeyin temeli olan şeydir.

hakikat değişmez sabittir diğer her şey değişse dahi hakikati esas alır yani hakikat değiştirir ama kendisi sabit kalır

bu biraz formüllere benzer

dairenin çevre formülü hep aynıdır yarıçap değişse de

formül değişmez.zira hakikatir

Hakk cenabı Hakkın ismidir 

manası :Hak; varlığı gerçek olan, varlığı hiç değişmeden duran; varlığı ve ilâhlığı kesin olan, hükmünün gereğini yerine getiren demektir.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
42 minutes ago, nogodbutAllah said:

ateizmin bizzat kendi kavramları yok:)

hakk ve batıl Kur'ani islami kavramlardır

bizzatihi inkar ettiğiniz  kavramları kullanıp savunma yapmak batıldır .

hakk gelir batıl zail olur.

 

ingilizce Kur'an çevirilerine baktım

hakkı bir truth bazılarında reality diye çevirmiş.

aslında true doğru karşıtı false dır

arapçası sıdk kizbdir

oysa hakkın zıddı batıldır reality dahi hakkı karşılamıyor.

right true reality değil hakk.

Hakk sabit değişmez daima merkezde olan diğer her şeyin temeli olan şeydir.

hakikat değişmez sabittir diğer her şey değişse dahi hakikati esas alır yani hakikat değiştirir ama kendisi sabit kalır

bu biraz formüllere benzer

dairenin çevre formülü hep aynıdır yarıçap değişse de

formül değişmez.zira hakikatir

Hakk cenabı Hakkın ismidir 

manası :Hak; varlığı gerçek olan, varlığı hiç değişmeden duran; varlığı ve ilâhlığı kesin olan, hükmünün gereğini yerine getiren demektir.

 

 

 

Şu laflara hastirden başka denecek hiç bir laf yok aslında.

 

Ama biraz aristo falan okusan hani, senin bedevi o islam denen şeyi sıçmadan kaç asır evvel bu kavramları anlatmış onlar?

 

Ha bu arada geri zekalı, truth ile true, başka şeylerdir, bir sözlük bari al kendine.

 

Hastir bile denmeye değmeyecek bir şapşalsın, hepsi o.

 

tarihinde anibal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 11.05.2019 at 23:38, nogodbutAllah said:

"4 illet falan gerekli değildir. Bunlar mantıksal bir zorunluluk değildir. Pratikle ve bilimle de örneklendirilebilir."

 

bunları bir zahmet örneklendirin

ben kendi açımdan 4 illet saydım

sayın bakalım illetsiz bir şey mümkün mü

ve ya kaç illet ile bir şey oluşur

şayet detaylandırman yazılırsa afaki hayali kalır

bunun neyine cevap yazılacak

iddia var ispat yok

o yüzden lütfen yazacağınız şeylere delil getirin misal verin ispat edin ki kıymeti olsun

 

Şu çok sevdiğin(!) kuantumdaki bazı hadiselerden(!) başlayabiliriz işe, ne dersin? :) 

 

Ya da mesela 2 hidrojen ve bir oksijen neden bir araya gelir? (Olasılığını hiç hesapladın mı)  ..Gayesi nedir? Faili nerdedir?

Bu daha başlangıç.

Bir kar kristali, ya da kendilerini dahi kopyalayan kristal yapılı kil minerallerindeki gaye nedir, fail nerdedir?

Bir protein neden katlanır? Neden "öyle" katlanır? Ya da bir hücrenin etrafındaki yağlı bir zar neden (ve nasıl) olur? Fail ve gaye?

Dediğim gibi, bu daha başlangıç.

Tabi senin önce tümevarım ve mantıksal zorunluluk gibi kavramları öğrenmen, birbirinden ayırt etmen gerekiyor.

 

Fail ve gaye mantıksal bir zorunluluk falan değildir. Etrafta ibadullah bolca da örneği vardır.

Nano ölçeğe indiğin vakit misal, ortada fail ve gaye falan kalmaz. Orada sadece ısıl titreşimler ve termodinamik vardır. Ve diğer temel kuvvetler.

Ha böyle bir zorunluluk varsa eğer, bu tanrı da hokka altına gider.

 

1-Herşeyin bir faili vardır.

2- Tanrının yoktur       ........?

 

2. önerme birincinin "değili". Yani "değili de" doğru olan bir önermeler silsilesi. Üzerinde durduğunuz şeyin temeli bu işte.

Yani mantıksızlık ve safsata. Yani daha temel yok.

 

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 10.05.2019 at 16:32, nogodbutAllah said:

akıl ve mantık daha mükemmel ve karmaşık olanın   ilim hikmet irade gaye ve akıl ile oluşmasına onay verir

kaldı ki daha basit olanı dahi tesadüfe vermez

 

bu istiklal marşı gibi kafiyeli sanatlı şiiri tesadüfe

rastgele bir çocuğun karalamalarınıda akla ilme vermek gibidir.

 

böbrekler nokta kadar bir madden yok hükmündeki bir  su damlasından teşekkül ediyor

yani madden yok hükmünde ancak içindeki ruh cevher program onu mükkemmel kusursuz dengeli yüzlerce uyumlu biçimli irtibatlı organlardan müteşekkil bir canlıya bedene dönüştürüyor

embriyolojik gelişme mucizedir yavaş yavaş o şekilsiz şeyin şekle bürünmesi belli organların öncellikle teşekkülü sonra dokular organlar sistemler derken mükemmel bir yapı dikilip ayayağa kalkıyor yürüyor konuşuyor umum uzuvları çalışmaya başlıyor

 

nerde kör sağır madde nerde bu ulvi yüce hikmetli sanatlı yapı

 

sinanın camiilerini diğerlerinden ayıran tuğla taş beton değildir madden aynıdır

ayıran ruhdur ilimdir sanattır ince dakik nizami cevheridir mimarın

 

 

 

Dinci yanılgısı,

 

Atomlar akılsızdır, atomlar küçüktür, dolayısıyla atomlardan oluşan şey de akılsız ve küçük olmalıdır ama değil, bu da cinleri ve şeytanları ispatlıyor. 

 

Ama buna alternatif düşünme şekli var.

 

O da sizin gibileri omuzuna alıp yükselten, hayatınızı kazanmanız için size toplum oluşturan, bilim ve teknikle hayatınızı sürdürmenizi sağlayan akılcı pozitivist düşünce. Sizin saçmalama lüksünüz olsun diye çalışan akıllı insanlar olmasaydı kıçınızı tahtayla silecektiniz.  

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 10.05.2019 at 16:45, sağduyu yazdı:

Bu salağın kafası sadece şuna çalışıyor, anlayamıyorsam o zaman arap bedevisinin kıçından salladığı palavralar doğrudur. Böyle salakça mantık mı kurulur?

 

Ayrıca bunun gibiler o kadar salak ki aslında kendi dinlerini doğruladıklarını sanırken tüm dinleri doğruladıklarının farkında bile değiller. Be geri zekalı mal, senin bu argümanlarını her dinci kendi dinine rahatça yontar, daha sonra hangi mantıkla kendi dininin en doğru din olduğunu iddia edeceksin?

 

Kehf:  (74) Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!” dedi. (80) “Çocuğa gelince, anası babası mü’min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.”

 

Al, mesela şu ayetlerdeki şu ayetlerdeki rezilliği, saçmalığı, insanlık dışı eylemi açıklasana. Ama yok, bu ve bunun gibi ayetlere gözlerini kaparlar, gözrmezlikten gelirler, boş boş yazıp dururlar.

 

adam dinden bahsetmemiş bile niye bukadar aşşağılama gereği duydun ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 minutes ago, Zihinsel Orgazm said:

 

adam dinden bahsetmemiş bile niye bukadar aşşağılama gereği duydun ?

 

 

Quote

akıl ve mantık daha mükemmel ve karmaşık olanın   ilim hikmet irade gaye ve akıl ile oluşmasına onay verir

kaldı ki daha basit olanı dahi tesadüfe vermez

 

bu istiklal marşı gibi kafiyeli sanatlı şiiri tesadüfe

rastgele bir çocuğun karalamalarınıda akla ilme vermek gibidir.

 

böbrekler nokta kadar bir madden yok hükmündeki bir  su damlasından teşekkül ediyor

yani madden yok hükmünde ancak içindeki ruh cevher program onu mükkemmel kusursuz dengeli yüzlerce uyumlu biçimli irtibatlı organlardan müteşekkil bir canlıya bedene dönüştürüyor

embriyolojik gelişme mucizedir yavaş yavaş o şekilsiz şeyin şekle bürünmesi belli organların öncellikle teşekkülü sonra dokular organlar sistemler derken mükemmel bir yapı dikilip ayayağa kalkıyor yürüyor konuşuyor umum uzuvları çalışmaya başlıyor

 

nerde kör sağır madde nerde bu ulvi yüce hikmetli sanatlı yapı

 

sinanın camiilerini diğerlerinden ayıran tuğla taş beton değildir madden aynıdır

ayıran ruhdur ilimdir sanattır ince dakik nizami cevheridir mimarın

 

Şu iletinin neresinde dinden bahsedilmemiş? Dinden bahsedildiğini anlayabilmen için bazı anahtar kelimeler mi olması lazım? Yazı baştan aşağı din kokuyor, sen buna bir şey demiyorsun, gelmiş benim yazıya muhalefet ediyorsun.

 

Kehf:  (74) Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!” dedi. (80) “Çocuğa gelince, anası babası mü’min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.”

 

Bunun gibi sürüyle insanlık dışı, akıl, mantıktan, adalet ve vicdandan uzak ayetler içeren bir bir din aşağılanmaz da ne yapılır, böyle bir rezilliğe inanan, bunu savunan insanlar aşağılanmaz da ne yapılır? Yahu şöyle bir hikayenin savunulacak, kutsananacak, yüceltilecek nesi var?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

titreşim,dinamik kanun ve kuvvetler

elim bacağım kolumda kas 

kalbimde kas

kalbimdeki titreşim kolumda bacağımda elimde olsa idi

ben hiçbirini kendi kontolümle hareket ettiremezdim

elektrik çarpmış gibi kalb gibi kasılan gevşeyen bir şey olurdu

 

düşün tüm bedenin kalb gibi kasılıp gevşiyor hiç kontol edemiyorsun

bazen değişik tikler ve felç ile kontol edilmeyen durumlar olduğunda daha net anlaşılır

öte yandan kalbim elim ayağım gibi isteğe bağlı kas olsa idi belli süre hareket ettirirdik sonra kramp girer yorulur dururduk kalbte dururdu ölümde gelirdi

işte bütün bu hikmetli iradeli şuurlu yapıların yerli yerinde olması zaten işi  farklı kılıyor

öyle bilim filim madde evrim devrim tesadüf ile açıklanacak şey değil

kaldı  ki bilim evrim v.s modern bir şey sonradan ortaya çıkan şeyler

bunlar ortada yok ikende tüm canlılar kozmik sistemler aynı sistemle ürer beslenir ölür dönerlerdi

 

su mucizevi bir moleküldür

neden h2o da h202 değil veya h0 değil

diyenlar bir h2o2 yi denesin farkı göreceklerdir:))

 

su gerçekten mucizevi tek bir moleküldür

molekülde atomların açısal dizilişleri sayıları kurdukları bağların özellikleri enerji seviyeleri elektron ssayı ve seviyeleri hepsi

baştan aşağı mucizedir

su oksijence negatiflik hidrojence pozitiflik gösterir 

"

Su, iki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşan, H2O moleküler yapısına sahip inorganik bir maddedir. İyonik olarak da bir hidrojen iyonunun (H+), bir hidroksit (OH-) iyonuna bağlanması şeklinde tanımlanır.

Suyun molekül yapısı düzgün dörtyüzlü şeklindedir. Bu geometrik şeklin tepesinde oksijen atomu, birbirlerine komşu olmayan alt iki köşede oksijene bağlanmış iki hidrojen atomu ve diğer iki köşede ise ortaklanmamış elektron çiftleri bulunur. Hidrojen atomları oksijen atomuna 104,5 derecelik bir açıyla bağlanmışlardır. Bu açıya bağ açısı denir.

Suyun molekül yapısı dipol özelliktedir. Molekülün çevresinde elektrik dağılımı homojen değildir. Yapının oksijen tarafında elektron yoğunluğu fazla olup negatif yük (-) durumundadır. Benzer şekilde hidrojen tarafında ise elektron dağılımı görece düşüktür ve pozitif yük (+) durumundadır. Kısacası su, molekülün kendi içindeki yapı incelendiğinde, bir tarafı pozitif diğer tarafı negatif elektrik yükünde bir molekül yapısına sahiptir. Fakat, dışarıdan bakıldığında suyun molekül yapısı elektriksel olarak nötrdür.

Dipol karakterdeki moleküllerde olduğu gibi suda da katı ve sıvı halde hidrojen bağı kurulması oldukça kolaydır. Bir molekülün ortaklanmamış elektron çiftleri ile diğer molekülün hidrojen çekirdeği arasında bir hidrojen bağı oluşur. Bu durumu ortaya çıkaran karşılıklı elektrostatik reaksiyondur. Hidrojen bağıyla su moleküllerinin birbirlerine bağlanma olayı kohezyon gerilim olarak adlandırılır. Su moleküllerinin katı halde tamamı, oda sıcaklığında yüzde 70 kadarı ve 100 C suda neredeyse yarısı bahsedilen hidrojen bağlarıyla birbirlerine bağlanmış durumda bulunurlar.

Sulu çözeltilerde, çözeltinin içerisinde bulunan moleküllerin anyon ve katyonlarının her biri su molekülleri tarafından çevrelenmiş bir durumda bulunurlar. Katyonlar(+), su moleküllerini negatif tarafından çekerken, anyonlar(-) ise pozitif tarafından aynı çekimi uygular. Yüksüz polar yapıya sahip moleküller su molekülleri arasında bulunan hidrojen bağını kırarak, bu bağı kendileri kurarlar. Şekerin suda iyi çözünmesinin sebebi yüksüz, polar yapıya sahip olmasından ötürüdür

"

 

****

su molekülündeki en ufak değişiklik hayatı söndürür

malum su donduğunda hacmi genişler hafifler ve katısı sıvısında yüzer

o yüzden  nehir göl deniz donduğunda kaymak gibi üsten buz tutar ve dahi buz kırılsa yüzeyde yüzer asla dipe çöküp canlıları bitkileri helak etmez.

şayet aksi olsa idi tüm denizler nehirler buz kesilirdi hayat yok olurdu

kanımız çoğu sudur

suyun malum yapısında da oksijen bulunur

acaba kanımız neden diğer gazlar değilde oksijen ile alışveriş yapar hayat bulur?

 

bunları görmemek için ama olmak lazım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

titreşim,dinamik kanun ve kuvvetler

 

biz yaratılıştan yaratmadan bahsederken irade ilim kuvvet kudret  hikmet basir sem gibi şeyleri bir arada kast ediyoruz.

kuvvet tek başına bir şeyi meydana getirebilir mi hayır

aynı şekilde ilim irade  de tek başına olmaz.

 

misal:bir odaya girdik bir bebek ağzınada emzik emekliyor bir masa var üzerinde istiklal marşı gibi kafiyeli şiir var

bebeğe bakıyoruz ne ilim ne irade ne kuvvet ne kudret var bunu yazamaz

 

bebek emekler bu kaba motor ama eline kalem tutup yazı yazamaz bu ince motor becerisidir daha henüz gelişmemiş

dahası bebek zaten masa yüksek eli oraya yetişemez.

yeniden odaya girdik bir keçi var.aynı şekilde masa üzerinde şiir

keçi bunu yazamaz ne ilim ne irade ne akıl ne edebi bilgi ne kafiye bilir keçi ancak gider o kağıdı afiyetle yer.

 

yeniden odaya girdik bir amca var az konuştuk okuma yazması yok ama kalem tutabilir yani kuvveti var ilmi yok

buda yazamaz

 

yeniden bir kez daha girdik odaya elleri ayakları  felç biri duruyor.edebiyatçı biri şiiri biliyor 

yani ilmi var iradesi var  ama kudreti kuvveti yok. oda yazamaz.belki başkasına yazdırabilir tek başına yazamaz yani iştirak olabilir

 

yeniden girdik edebi nazım bilgisi olan sağlam iradeli kuvveti yerinde birisi var

daha şüphe çeker mi ki hem ilmi hem iradesi hem kuvveti hem hikmeti olan bu zat veya bu vasıflara sahibi biri ancak yazabilir

 

Allah c.c. hem ilmi hem iradesi hem hikmeti hem kudreti hem hikmet sem basar alim halık sani musavir dir bu kadar insan ve diğer canlıların ilmini iradesini kuvvetini aşan bu sistemleri

 

ancak o yaratabilir.

güneşi ondan başka kim gökyüzüne asabilir tüm canlılar bir araya gelse yapamaz.

dünyayı ondan başka kim çevirebilir

 

bir çocukta kuvvet var ama ilim olmadığı harfleri bilmediği için karalar  evet harfleri yazmakta karalamakta kuvvet gerektirir ancak karalamakta ilim yoktur tesadüfilik rastgelelik vardır

ancak harfleri yazmak o harflerin kalıp ve şablonlarını bilmek  kalemi misal "O" harfini yazmak için bir noktadam başlayıp yine o noktaya getirip kapatmak gerekir şayet az açıklık olsa o harf oluşmaz.demek ki harfleri yazmak kuvvet yanında tecrübe ve ilim gerektirir.

 

kör kuvvet cahil kuvvet nizamlı hikmetli bir şey meydana getirmez. 

 

atomlar birer alfabedir  moleküller birer kelime hücreler harf dokular kelime organlar cümledir sistemler kitap beden kütüphanedir

tek başına bir harf dahi ilim irade kudret hikmet isterken bir kitap nasıl tesadüfe verilebilir.

 

her şey birbiri ile uyumlu

göz güneş ile akciğer hava ile mide gıdalar ile kulak sesler ile gece uyku ile uyumludur. adeta bir saatin çarkları gibi  tüm sistemi bilen biri ancak bu uyumu yaratabilir.

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

titreşim,dinamik kanun ve kuvvetler

 

biz yaratılıştan yaratmadan bahsederken irade ilim kuvvet kudret  hikmet basir sem gibi şeyleri bir arada kast ediyoruz.

kuvvet tek başına bir şeyi meydana getirebilir mi hayır

aynı şekilde ilim irade  de tek başına olmaz.

 

misal:bir odaya girdik bir bebek ağzınada emzik emekliyor bir masa var üzerinde istiklal marşı gibi kafiyeli şiir var

bebeğe bakıyoruz ne ilim ne irade ne kuvvet ne kudret var bunu yazamaz

 

bebek emekler bu kaba motor ama eline kalem tutup yazı yazamaz bu ince motor becerisidir daha henüz gelişmemiş

dahası bebek zaten masa yüksek eli oraya yetişemez.

yeniden odaya girdik bir keçi var.aynı şekilde masa üzerinde şiir

keçi bunu yazamaz ne ilim ne irade ne akıl ne edebi bilgi ne kafiye bilir keçi ancak gider o kağıdı afiyetle yer.

 

yeniden odaya girdik bir amca var az konuştuk okuma yazması yok ama kalem tutabilir yani kuvveti var ilmi yok

buda yazamaz

 

yeniden bir kez daha girdik odaya elleri ayakları  felç biri duruyor.edebiyatçı biri şiiri biliyor 

yani ilmi var iradesi var  ama kudreti kuvveti yok. oda yazamaz.belki başkasına yazdırabilir tek başına yazamaz yani iştirak olabilir

 

yeniden girdik edebi nazım bilgisi olan sağlam iradeli kuvveti yerinde birisi var

daha şüphe çeker mi ki hem ilmi hem iradesi hem kuvveti hem hikmeti olan bu zat veya bu vasıflara sahibi biri ancak yazabilir

 

Allah c.c. hem ilmi hem iradesi hem hikmeti hem kudreti hem hikmet sem basar alim halık sani musavir dir bu kadar insan ve diğer canlıların ilmini iradesini kuvvetini aşan bu sistemleri

 

ancak o yaratabilir.

güneşi ondan başka kim gökyüzüne asabilir tüm canlılar bir araya gelse yapamaz.

dünyayı ondan başka kim çevirebilir

 

bir çocukta kuvvet var ama ilim olmadığı harfleri bilmediği için karalar  evet harfleri yazmakta karalamakta kuvvet gerektirir ancak karalamakta ilim yoktur tesadüfilik rastgelelik vardır

ancak harfleri yazmak o harflerin kalıp ve şablonlarını bilmek  kalemi misal "O" harfini yazmak için bir noktadam başlayıp yine o noktaya getirip kapatmak gerekir şayet az açıklık olsa o harf oluşmaz.demek ki harfleri yazmak kuvvet yanında tecrübe ve ilim gerektirir.

 

kör kuvvet cahil kuvvet nizamlı hikmetli bir şey meydana getirmez. 

 

atomlar birer alfabedir  moleküller birer kelime hücreler harf dokular kelime organlar cümledir sistemler kitap beden kütüphanedir

tek başına bir harf dahi ilim irade kudret hikmet isterken bir kitap nasıl tesadüfe verilebilir.

 

her şey birbiri ile uyumlu

göz güneş ile akciğer hava ile mide gıdalar ile kulak sesler ile gece uyku ile uyumludur. adeta bir saatin çarkları gibi  tüm sistemi bilen biri ancak bu uyumu yaratabilir.

 

 

 

anlamazlar  bu hakikatleri  boşuna  uğraşmayın  

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 minutes ago, nogodbutAllah said:

yine boşa gitmez

en azında kendim yazar kendim okurum:)

bildiğimi tekrar etmiş olurum:)

bu biraz kendin çal kendin oyna gibi oldu

ama ne yapalım:)

okumak kadar yazmakta mühimdir

ama ne okuduğumuzda bir o kadar mühimdir.

 

 

Put fazladan bir kaç huri verir, değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...