Jump to content

Rene Descartes Tanrını varlığından neden şüphe duymuyor?


Recommended Posts

3 dakika önce, karamsarhuman yazdı:

Görüntünün olası içeriÄi: 1 kiÅi, yazı

Dindar bir freeze brain enfeksiyonlu olsa hemen bu da bir sinav der, tanri karismaz, o sabirlidir. Cezayi diger tarafta keser.

Ya peki diger tanrilar. Onlarin islam tanrisindan ne farki var. Onlardan biride neden sinav yapiyor olmasin. Deistin tanrisida sabirlidir belki.

Islamin allahinin özelligi nedir. Allahi diger tanrilardan daha özel ve tek yapan özellikler nedirki digerlerinde bulunmasin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

matematik geometri tecrübelerden filan soyutlanmış olmaz

konulmuş ilahi bir sistemdir  sabiteleri vardır kanunları vardır

insan gelişe gelişe onu bulur keşfeder en sonda kanunlarına ulaşır zirve noktaya gelir.

 

misal sayı yok  ikende sayma var dı

eski insanlar koyunları akşam ağıla gelirken her koyun girdiğinde  topladığı taşlardan birisini yana ayırır

şayet koyun ve taş aynı anda biterse koyunlar tamdır

 

veya fıtri olarak insanlar saymayı parmakları ile yapar

parmak sayımız ondur

insanın kullandığı sayı sistemide onluk sayı sistemidir

bilgisayar ikiliği kullanır ya bir ya sıfır

en gelişmiş sayı sistemi 10 luktur

zihin hayal düşünme bağlantı kurma keşif insana bahşedilmiş özelliklerdir

çalıştırdığında doğal olarak ilerler konulmuş sistemleri keşf eder icad edemez.

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, kavak yazdı:

 

Bu insan ürünü malum kitabın bizim nazarımızda hiçbir değeri yok dememize rağmen, yine de bununla bizi ikna etmeye çabalıyorsunuz.
Ya bizleri hiç tanımıyorsunuz ya da bizimle, affedersiniz, daşsak geçmeye çalışıyorsunuz.
Bu mudur, yani ?
"Dağ fare doğurdu" desem, yeridir bence.

Ben en iyisimi şu malum tanrıyı beklemeye devam edeyim.

Benimle bağlantı kurduğunda, size de bildirmeyi ihmal etmeyeceğim.

Neyse...

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, HATEM yazdı:

 

 

Burada yazdığının aynısını facebook sayfanda yazmışsın.İçinde cevap namına birşey yok.

Allah'ı görüyormuşda idrak edemiyormuş.

Görelimde idrak etmesi kalsın.?

Sözde herşeye gücü yeten Allah'ın konuşma ve yazma özürlüsü.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 dakika önce, Karabiber yazdı:

Burada yazdığının aynısını facebook sayfanda yazmışsın.


Aynısı değil,, aynısı olsaydı burada link verip paylaşmazdım.
Burada link paylaşma sebebim, ilâve açıklama da değil.
Kavağa saygısızlık olmasın diye son iletisine verdiğim cevâbı görsün istedim.
Sizinle tartışmak sizi dövmek beni bıktırdı, kan kokusu iğrendirdi,  ellerim nasırlaştı artık... O yüzden son cevabı burada değil sayfamda vereyim istedim.
 

 

18 dakika önce, Karabiber yazdı:

İçinde cevap namına birşey yok.


Bakmak ile görmek farklı şeyler. Sizler bakıyorsunuz ama göremiyorsunuz.
 

19 dakika önce, Karabiber yazdı:

Allah'ı görüyormuşda idrak edemiyormuş.


Ben değil, âyetin hedefi "bütün gözler"
Bütün gözler görüyor
Evet, idrâk edemiyor.

Ben sizin gibi "sapık alevî" ? değilim ki, kendimde olmayan fazîletlerimle övüneyim.
âyet-i kerîmedeki ifâdeyi kendime tahsîs edeyim.

 

24 dakika önce, Karabiber yazdı:

Görelimde idrak etmesi kalsın.?


Görüyorsun da idrâk edemiyorsun.
Bir şey okuduğun zamân daha karşıdakinin ne söylediğinin formel yapısını anlamıyorsun.
Bakmak görmenin altındadır, bakar kör olmak daha kötü.

"...Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü ordadır..." Bakara 115
 

 

27 dakika önce, Karabiber yazdı:

Sözde herşeye gücü yeten Allah'ın konuşma ve yazma özürlüsü. 


Yoo
Hem konuşuyor hem de yazıyor.
Çünkü Kâinatta Fâil olan Allahtır.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, sağduyu yazdı:

Hem de sıçıp batırıyor, fail put çünkü.


Belirli canlılara göre ya'nî sınırları belli yapılara ve tabiatlara göre,,
Bu canlıların sınırlı bir konumları ve sınırlı bir yapıları olduğu için, kendilerine özel tabiatları olduğu için,,
Bu belirli canlılar, doğaları gereği,, ba'zı şeyleri pis, çirkin, nâhoş olarak değerlendirirler.
Meselâ insân,
Dışkı, kân, leşten hastalıktan v.b. hoşlanmaz. Sınırlı doğası bunları çirkin görür. Doğasının devâmı için de zarârlıdır.
Fakat sınırlarından kurtulup, Bütünsel veyâ kuşbakışı bakabilirsen, her bir canlının kötü olarak değerlendirdiği hiç bir şeyin ama hiç bir şeyin mutlak bir kötü olmadığını anlarsın.
Her bir parçanın bütünde bir yeri ve görevi olduğunu,, âlemde hiç bir parçanın bu kötüdür diye âlemden çıkarılmasının gerekmediğini hattâ mühimm görev ifâ ettiğini anlarsın.
Meselâ dışkının kötü kokusu bizi rahatsız eder, temâs etmemiz bizi hasta eder.
Halbuki, Dışkıdan beslenen böceklere ve bakterilere göre dışkı çok faydalıdır, çok güzeldir.
Âlemde her yönden kötü, her yönden çirkin, her yönden zarârlı hiçbirşey yoktur.

Yaptığın i'tirâz husûsunda bilmelisin ki,
Sıçıp batırmak kokutmak,, sınırlı bir doğası olan insân için geçerlidir,
Senin gibi odanın ortasına .ıçan, kutsalları lekeleyen bir eksik akıllı için yapılan bu fiil, insânlık nezdinde elbette kötüdür, kötü bir fiildir.
Fakat Bütün varlıkta, Mutlak fâil olan için,, sende tecellî eden için bu kötü değildir. Şeytân kötüdür, Fakat şeytânda tecellî eden kötü değildir.
Kötü, çirkin, zarâr,, sınırlı varlıkların yapılarının, zamân ve konumlarının bir değerlendirmesidir.
Mutlak varlık ve Mutlak fâil için her şey sırf hayırdır, sırf cemâldir, sırf faydadır.
 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, HATEM yazdı:

 

"...Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü ordadır..." Bakara 115
Yoo

Hem konuşuyor hem de yazıyor.
Çünkü Kâinatta Fâil olan Allahtır.
 

 

Eyy İslamcı,

Bir insanın cihad ile farz olunduğu halde burada sanal klavyeden zaten inanmayacağını belirtmiş kişilere karşı cevap yetiştirmesi sizce cihad mıdır?

Veya siz kör-topal mısınız? Sizi bu farz dan alıkoyan nedir?

 

2/190' a göre amel etsen , buna mukabil savunma ile gelsen gene cık!

Çünkü dünyada faiz gerçeği aleni(Müslümanlara daimi savaş farz olalı çoook uzun zaman oldu).. Yani yeryüzünde fitne- fesat hakim. Bir Müslümanın küçük cihad' a evrilebilmesi için bütün şartların stabil olmazı gerekir. Yani yeryüzüne islam/kuran hükmetmesi gerekir. İman ettim islamı seçtim iddiasında isen sana düşen hicret ve Allah ve Resulüne harp ilan eden faizci dünyaya karşı savaş açmaktır. Ki zaten Allah inananları galip getireceğini sana vaad etmiş iken seni yeryüzünü fesaddan arındırmaktan alıkoyan nedir? Yoksa savaşmaktan/ölmekten mı korkmaktasın? 

 

-Kendilerine kitap verilenlerden Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini (İslam) din edinmeyen kimselerle, küçülüp boyun eğerek elleriyle cizye verecekleri zamana kadar savaşın." (Tevbe Suresi, 29)
 

2-216 Savaş size farz kılındı, gerçi o size hoş gelmez. Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa ki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.

 

2-218 Şüphesiz ki iman edenlere, Allah yolunda hicret edip, cihad edenlere gelince, işte onlar, Allah'ın rahmetini umarlar. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

 

4-74 O halde geçici dünya hayatını, ebedî ahiret hayatı karşılığında satacak olanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Her kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, her iki durumda da biz ona yarın pek büyük bir mükafat vereceğiz.

 

4: 77 Kendilerine, "Ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın, zekatı verin" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca hemen içlerinden bir kısmı insanlardan, Allah'tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve "Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın? Ne olurdu bize azıcık bir müddet daha tanımış olsaydın da biraz daha yaşasaydık?" derler. Onlara de ki: "Dünya zevki ne de olsa azdır, ahiret, Allah'a karşı gelmekten sakınan için daha hayırlıdır ve size kıl kadar haksızlık edilmez."

tarihinde poseiodon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
23 dakika önce, poseiodon yazdı:

 

Eyy İslamcı,

Bir insanın cihad ile farz olunduğu halde burada sanal klavyeden zaten inanmayacağını belirtmiş kişilere karşı cevap yetiştirmesi sizce cihad mıdır?

Veya siz kör-topal mısınız? Sizi bu farz dan alıkoyan nedir?

 

2/190' a göre amel etsen , buna mukabil savunma ile gelsen gene cık!

Çünkü dünyada faiz gerçeği aleni(Müslümanlara daimi savaş farz olalı çoook uzun zaman oldu).. Yani yeryüzünde fitne- fesat hakim. Bir Müslümanın küçük cihad' a evrilebilmesi için bütün şartların stabil olmazı gerekir. Yani yeryüzüne islam/kuran hükmetmesi gerekir. İman ettim islamı seçtim iddiasında isen sana düşen hicret ve Allah ve Resulüne harp ilan eden faizci dünyaya karşı savaş açmaktır. Ki zaten Allah inananları galip getireceğini sana vaad etmiş iken seni yeryüzünü fesaddan arındırmaktan alıkoyan nedir? Yoksa savaşmaktan/ölmekten mı korkmaktasın? 

 

-Kendilerine kitap verilenlerden Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini (İslam) din edinmeyen kimselerle, küçülüp boyun eğerek elleriyle cizye verecekleri zamana kadar savaşın." (Tevbe Suresi, 29)
 

2-216 Savaş size farz kılındı, gerçi o size hoş gelmez. Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa ki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.

 

2-218 Şüphesiz ki iman edenlere, Allah yolunda hicret edip, cihad edenlere gelince, işte onlar, Allah'ın rahmetini umarlar. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

 

4-74 O halde geçici dünya hayatını, ebedî ahiret hayatı karşılığında satacak olanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Her kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, her iki durumda da biz ona yarın pek büyük bir mükafat vereceğiz.

 

4: 77 Kendilerine, "Ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın, zekatı verin" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca hemen içlerinden bir kısmı insanlardan, Allah'tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve "Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın? Ne olurdu bize azıcık bir müddet daha tanımış olsaydın da biraz daha yaşasaydık?" derler. Onlara de ki: "Dünya zevki ne de olsa azdır, ahiret, Allah'a karşı gelmekten sakınan için daha hayırlıdır ve size kıl kadar haksızlık edilmez."

 

Haklısın, bunların Filistin'de , Suriye'de , Irak'ta , Mısır'da savaşmaları gerekirken burada telefonlarını eskitiyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
45 minutes ago, HATEM said:


Belirli canlılara göre ya'nî sınırları belli yapılara ve tabiatlara göre,,
Bu canlıların sınırlı bir konumları ve sınırlı bir yapıları olduğu için, kendilerine özel tabiatları olduğu için,,
Bu belirli canlılar, doğaları gereği,, ba'zı şeyleri pis, çirkin, nâhoş olarak değerlendirirler.
Meselâ insân,
Dışkı, kân, leşten hastalıktan v.b. hoşlanmaz. Sınırlı doğası bunları çirkin görür. Doğasının devâmı için de zarârlıdır.
Fakat sınırlarından kurtulup, Bütünsel veyâ kuşbakışı bakabilirsen, her bir canlının kötü olarak değerlendirdiği hiç bir şeyin ama hiç bir şeyin mutlak bir kötü olmadığını anlarsın.
Her bir parçanın bütünde bir yeri ve görevi olduğunu,, âlemde hiç bir parçanın bu kötüdür diye âlemden çıkarılmasının gerekmediğini hattâ mühimm görev ifâ ettiğini anlarsın.
Meselâ dışkının kötü kokusu bizi rahatsız eder, temâs etmemiz bizi hasta eder.
Halbuki, Dışkıdan beslenen böceklere ve bakterilere göre dışkı çok faydalıdır, çok güzeldir.
Âlemde her yönden kötü, her yönden çirkin, her yönden zarârlı hiçbirşey yoktur.

Yaptığın i'tirâz husûsunda bilmelisin ki,
Sıçıp batırmak kokutmak,, sınırlı bir doğası olan insân için geçerlidir,
Senin gibi odanın ortasına .ıçan, kutsalları lekeleyen bir eksik akıllı için yapılan bu fiil, insânlık nezdinde elbette kötüdür, kötü bir fiildir.
Fakat Bütün varlıkta, Mutlak fâil olan için,, sende tecellî eden için bu kötü değildir. Şeytân kötüdür, Fakat şeytânda tecellî eden kötü değildir.
Kötü, çirkin, zarâr,, sınırlı varlıkların yapılarının, zamân ve konumlarının bir değerlendirmesidir.
Mutlak varlık ve Mutlak fâil için her şey sırf hayırdır, sırf cemâldir, sırf faydadır.
 

 

Ne doğaları gereği, özel tabiatları gereği falan diye sayıklayıp duruyorsun? Madem putunun her boku yarattığına inanıyorsan, sorumlusunun da o olduğunu kabul edeceksin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, HATEM yazdı:


Aynısı değil,, aynısı olsaydı burada link verip paylaşmazdım.
Burada link paylaşma sebebim, ilâve açıklama da değil.
Kavağa saygısızlık olmasın diye son iletisine verdiğim cevâbı görsün istedim.
Sizinle tartışmak sizi dövmek beni bıktırdı, kan kokusu iğrendirdi,  ellerim nasırlaştı artık... O yüzden son cevabı burada değil sayfamda vereyim istedim.
 

 


Bakmak ile görmek farklı şeyler. Sizler bakıyorsunuz ama göremiyorsunuz.
 


Ben değil, âyetin hedefi "bütün gözler"
Bütün gözler görüyor
Evet, idrâk edemiyor.

Ben sizin gibi "sapık alevî" ? değilim ki, kendimde olmayan fazîletlerimle övüneyim.
âyet-i kerîmedeki ifâdeyi kendime tahsîs edeyim.

 


Görüyorsun da idrâk edemiyorsun.
Bir şey okuduğun zamân daha karşıdakinin ne söylediğinin formel yapısını anlamıyorsun.
Bakmak görmenin altındadır, bakar kör olmak daha kötü.

"...Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü ordadır..." Bakara 115
 

 


Yoo
Hem konuşuyor hem de yazıyor.
Çünkü Kâinatta Fâil olan Allahtır.

 

Ben alevi değilim.

İftira atıp tutma.

Ayetler delil değildir.

Allah' ının konuşması yazması varsa gelsin foruma. :)

İdrak  eden ettiğini yazar ve gösterir.

Bilimde teorilere değil gözlem ve deneylere nobel ödülü verilir.

İdrak etmek yetmiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, HATEM yazdı:

 

 

 

Muhterem

Benim iletimi Facebook´a mı taşıdınız ?

Bunun için benden izin almadan, bunu nasıl yaparsınız ?

Lütfen benimle ilgili oradaki tüm verileri siliniz, ki benim Facebook´la işim olmaz. Olmasını da istemiyorum.

Benimle tartışmak istiyorsanız, bunu burada yapınız.

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, poseiodon yazdı:

 

Eyy İslamcı,

Bir insanın cihad ile farz olunduğu halde burada sanal klavyeden zaten inanmayacağını belirtmiş kişilere karşı cevap yetiştirmesi sizce cihad mıdır?

Veya siz kör-topal mısınız? Sizi bu farz dan alıkoyan nedir?

 

2/190' a göre amel etsen , buna mukabil savunma ile gelsen gene cık!

Çünkü dünyada faiz gerçeği aleni(Müslümanlara daimi savaş farz olalı çoook uzun zaman oldu).. Yani yeryüzünde fitne- fesat hakim. Bir Müslümanın küçük cihad' a evrilebilmesi için bütün şartların stabil olmazı gerekir. Yani yeryüzüne islam/kuran hükmetmesi gerekir. İman ettim islamı seçtim iddiasında isen sana düşen hicret ve Allah ve Resulüne harp ilan eden faizci dünyaya karşı savaş açmaktır. Ki zaten Allah inananları galip getireceğini sana vaad etmiş iken seni yeryüzünü fesaddan arındırmaktan alıkoyan nedir? Yoksa savaşmaktan/ölmekten mı korkmaktasın? 

 

-Kendilerine kitap verilenlerden Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini (İslam) din edinmeyen kimselerle, küçülüp boyun eğerek elleriyle cizye verecekleri zamana kadar savaşın." (Tevbe Suresi, 29)
 

2-216 Savaş size farz kılındı, gerçi o size hoş gelmez. Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa ki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.

 

2-218 Şüphesiz ki iman edenlere, Allah yolunda hicret edip, cihad edenlere gelince, işte onlar, Allah'ın rahmetini umarlar. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

 

4-74 O halde geçici dünya hayatını, ebedî ahiret hayatı karşılığında satacak olanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Her kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, her iki durumda da biz ona yarın pek büyük bir mükafat vereceğiz.

 

4: 77 Kendilerine, "Ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın, zekatı verin" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca hemen içlerinden bir kısmı insanlardan, Allah'tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve "Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın? Ne olurdu bize azıcık bir müddet daha tanımış olsaydın da biraz daha yaşasaydık?" derler. Onlara de ki: "Dünya zevki ne de olsa azdır, ahiret, Allah'a karşı gelmekten sakınan için daha hayırlıdır ve size kıl kadar haksızlık edilmez."


Tilki Vaaz vermeye başladığında Gözünüz tavuklarda olsun...

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, HATEM yazdı:


Tilki Vaaz vermeye başladığında Gözünüz tavuklarda olsun...

 

Alıntı

İman ettim islamı seçtim iddiasında isen sana düşen hicret ve Allah ve Resulüne harp ilan eden faizci dünyaya karşı savaş açmaktır. Ki zaten Allah inananları galip getireceğini sana vaad etmiş iken seni yeryüzünü fesaddan arındırmaktan alıkoyan nedir? Yoksa savaşmaktan/ölmekten mı korkmaktasın? 

 

Bu apaçık, soruya cevap verebilmiş mi bu dinci- sırtlan, sayın forum ahalisi? 

 

"Gerek hafif gerek ağır silahlı olarak hep birlikte savaşa çıkın, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edin."

Tevbe sûresi (9), 41

"Allah, mü'minlerden mallarını ve canlarını kendilerine verilecek cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler. Bu, Tevrat, İncil ve Kur'an'da sabit Allah'ın bir va'didir. Allah'tan başka verdiği sözde duran ve yerine getiren kim vardır? Öyleyse O'nunla yapmış olduğunuz bu alışverişe sevinin. Gerçekten bu büyük başarıdır."

Tevbe sûresi (9), 111

 

"Ey iman edenler! Sizi acı bir azaptan kurtaracak ticareti size göstereyim mi? Allah'a ve Resûlüne inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. İşte bu takdirde O, sizin günahlarınızı bağışlar, sizi zemininden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur. Seveceğiniz başka bir şey daha var: Allah'tan yardım ve yakın bir fetih. Mü'minleri bunlarla müjdele."

Saf sûresi (61), 10-13

Nitekim Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem: "Cihad amellerin zirvesidir; kubbesidir" (Tirmizî, Fezâilu'l-cihâd 22) ve "İslâm'ın zirvesi, kubbesi cihaddır"  (Tirmizî, Îmân 8; İbni Mâce, Fiten 22) buyurmuştur. Kitabımızda 1525 numara ile gelecek olan uzun bir hadisin sadece bir cümlesini teşkil eden bu rivayetin tamamını orada ele alacağız. 

Müşriklerin, kâfirlerin, zâlim ve fâsıkların hükmü altında bir esaret hayatı yaşayıp zillete katlanmaktansa, Allah yolunda, hak ve hakikat uğrunda mal ve canla savaşarak ya şehit ya gazi olmak elbette daha şerefli ve daha faziletlidir. Bu üstün inanç ve asil duygu, müslüman toplumları tarih boyunca başı dik ve hür yaşatmış, cihadı onların hayatının vazgeçilmez bir parçası haline getirmiştir. İşte büyük kurtuluş, büyük murada eriş budur. Cihaddaki diğer bir nimet de Allah'tan bir zafer, düşmanlara karşı bir galibiyet ve yakın bir fetihtir.

Kur'an'da cihadla ilgili daha pek çok âyet vardır. Burada onlardan sadece bir kaçına işaret edilmekle yetinilmiştir.

 

 

Ezik sırtlan görünümlü tavvuk! Cihad dinini tavuk dini diye burada yalanla pazarlıyor.. Ezik ki ne eziik sırtlantavvuk(hipridmi?)..

ışidciye git dötün yiyorsa anlat derdinide görelim nasıl dayak atıyormuşsun. ?ateiste ne senin ılımlı çakma yenisüsliman dinciliğinden!..

tarihinde poseiodon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...