Jump to content

Utanç Raporu


Recommended Posts

Ankara Barosu ‘FETÖ’ operasyonuyla gözaltına alınan beş kişinin Ankara Emniyet Müdürlüğü Mali Şube Müdürlüğü’nde işkence gördüğünü tespit ederek rapor hazırladı.

 

Eski Dışişleri personeli olduğu belirtilen ve işkence iddialarıyla ilgili olarak isimleri bildirilen 6 kişiyle kapalı bir odada görüşme gerçekleştirdiğini belirten Baro, hazırladığı raporda “Dinlenen kişilerin anlatımları birbirleri ile çelişmemekte, aksine uyum göstermektedir. Anlatımlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, kişilerin darp, cebir izi bırakılmayacak şekilde işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını doğrulamaktadır” dedi.

 

Raporda şu bilgilere yer verildi:

 

Görüşülen 6 kişinin tamamı “mülakat” adı altında görüşmelere götürüldüklerini, burada itirafçı olmaya zorlandıklarını, tehdit ve hakaretlere maruz kaldıklarını ifade etmişlerdir. Görüşülen 6 kişinin tamamı birden fazla defa mülakata çıkarıldıklarını, mülakatta kendilerine psikolojik baskı uygulandığını, mülakatı gerçekleştiren kişileri görseler teşhis edebileceklerini ifade etmişlerdir.

Görüşülen 6 kişiden 5’i mülakatlar haricinde işkenceye ve kötü muameleye maruz kaldığını ifade etmiştir. Görüşme yapılan 1 kişi bizzat bir işkence ve kötü muameleye maruz kalmadığını, ancak aynı koğuşta kaldığı kişilerden ve Sulh Ceza Hakimliğine gözaltı süre uzatım işlemleri sırasında toplu olarak görüldüklerinde orada bulunan diğer kişilerden işkence ve kötü muamele iddialarını duyduğunu ifade etmiştir. Bu kişinin duyum üzerine anlatımları kötü muamele ve işkenceye maruz kalan kişilerin anlatımları ile uyumludur. Yine bu kişinin işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını duyduğunu beyan ettiği isimler ile işkenceye ve kötü muameleye maruz kaldığını beyan eden kişilerin isimleri arasında farklılık gözlemlenmemiştir.

İşkence ve kötü muameleye maruz kaldığı ifade eden 5 kişinin ortak anlatımlarına göre; bu kişiler (bir kişi cumartesi gecesi, bir kişi cumartesiyi pazara bağlayan gece, üç kişi ise pazar gecesi) gözaltındaki tutuldukları koğuşlardan çıkarıldıklarını, Ankara İl Emniyet Genel Müdürlüğü Mali Suçlar Soruşturma Bürosunun giriş katında bulunan bölümü getirildiklerini (bir kişi bu yere kelepçesiz getirildiğini, dört kişi ise ters kelepçeli olarak getirildiğini ifade etmiştir.)büronun girişindeki dar koridorda kapısında “girilmez” yazılı kapıdan içeri sokulduklarını, buradan karanlık bir odaya sokulduklarını, karanlık odaya bırakan kişilerin çıktıklarını, karanlık odada yüzlerini karanlık sebebiyle göremedikleri kişilerin, kendilerini önce duvara yasladıklarını, gözlerini bağladıklarını (ters kelepçe takılmayan kişi bu odada ilk olarak kendisine ters kelepçe takıldığını ifade etmiştir.) sonrasında diz çöktürdüklerini, bir süre süründürdüklerini, jop ile kafalarına vurulduğunu, konuşmazlarsa jopu makatlarına sokulmakla tehdit edildiklerini, karanlık odadaki kişilerin jopu vücutlarında gezdirdiklerini ifade etmişlerdir.

Bu yaşananların ardından; 3 kişi tamamen soyulduklarını, 1 kişi belden altı soyulduğunu, 1 kişi ise pantolonun yarıya kadar soyulduğunu ve devamında; tamamen ve bel altı soyulan toplam 4 kişi, tekrar ters kelepçelenerek cenin pozisyonuna getirildiklerini, makatlarında jop gezdirildiğini, bu sırada konuşmaları konusunda tehdit ve hakaretlere maruz kaldıklarını, kendilerine bir ile iki dakika arasında değişen süreler verildiğini, sonrasında “ikinci aşamaya geçiyoruz” denilerek makatlarına yağ veya kayganlaştırıcı olduğunu düşündükleri bir madde döküldüğünü, yine makatlarında jop gezdirilerek işkenceye maruz kaldıklarını ifade etmişlerdir. 1 kişi ise pantolonun çıkarılmaya çalıştığını, pantolonunun yarıya kadar zorla çıkarıldığını, zorlayarak geri çektiğini, vücudunda ve kıyafetleri üzerinde iken jop gezdirerek işkenceye maruz kaldığını ifade etmiştir.

Raporda işkenceye maruz kaldığını ifade eden 5 kişinin kendilerine işkence eden kişilerin Mali Suçlar Soruşturma Bürosunda yüzünü gördükleri ve sesini duydukları kişilerden farklı kişiler olduklarını ifade ettikleri dile getirildi. 

İşkence yapanlardan birinin “biz dışarıdan geldik, profesyonel bir ekibiz” diye söylemde bulunduğunu ifade ettikleri bildirildi.

Ankara Barosu’nun raporunda, görüşmek istenilen kişilerden üç kişinin ise etkin pişmanlıktan yararlandığı ve ifadelerinin alınıp bırakıldığı belirtilerek, şöyle denildi:

 

“AİHS ve diğer uluslararası sözleşmelerde de yazılı olduğu üzere doktor raporunun varlığı tek başına işkence ve kötü muamele yaşanmadığının göstergesi değildir. Yukarıda tespitlere konu anlatımlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; kişiler kolluk görevlisi nezaretinde doktor muayenesine hukuka aykırı bir şekilde çıkarılmıştır. Dinlenen kişilerin anlatımları birbirleri ile çelişmemekte, aksine uyum göstermektedir. Anlatımlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, kişilerin darp, cebir izi bırakılmayacak şekilde işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını doğrulamaktadır. Yukarıdaki tespitler de dikkate alınarak ilgililer hakkında derhal soruşturma başlatılmalı ve işkence suçuna göz yuman ve işkence suçunu işleyen kişiler başta olmak üzere kişilerin maddi ve manevi varlığına saldırıda bulunan kişilerin tespit edilerek cezalandırılması gerekmektedir.”

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 saat önce, malta erigi yazdı:

Işkence insanlık suçudur, kime yapıldığı fark etmez. Ayrıca şu anda feto ile alakası olmayan, ancak fetocu iftirası ile senelerdir mahpus durumda olan inssnlar var.

 

Evet insanlık suçudur(Sözüm zaten resmi adi(insan yaşam hakkı suçu) suçlularadır). Lakin bunlar(fetöcüler) insan olamaz(haşere bunlar)..Bana işkence yapan, evrenselhukuk tanımaz sistemin k*pğine(Bunlar gayri hukuki- işkenceci- katil fetöcü dincimidir? Kemalist postundakiler midir artık? Her kimseler artık..) karşı duygularımı ifade ettim sadece!. Kimse düşünce ve kanaatinden ötrü kınanamaz. AY md' si..

 

tarihinde poseiodon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 31.05.2019 at 00:58, poseiodon yazdı:

fetöcüleri asmayıp niye besliyorlar ki? Ergenekon İşkencecisi fetöcülere bile merhamet dedikleri bu olsa gerek değil mi?

İşte gerçek adalet budur.

 

Akp feto ismini kullanıyor.

 

Örneğin seçim akşamı YSK baskın bir tavır sergileyip CHP den İstanbul'u alamayınca a haberde Sadi güvenin karısı fetocu diye haber yaptılar.

 

İşte feto akp nin bu konuda çok işine yarıyor Allah'ın bir lütfu...

 

Diğer konularda da feto tehdidiyle zenginleri gözaltına alıp fidye karşılığı serbest bıraktılar.

 

Başka konularda da örneğin THY diyelim.. suçsuz insanları gözaltına alıp tehdit ile müdürün fetocu olduğuna dair ifadesini alıyorlar , sonra da müdürü açığa alıp yerine kendi adamlarını koyuyorlar. Seçmen de bu numarayı yiyor.

 

Bu sistem  sadece İmamoğlu yada macoglu ile gitmez. Fatih portakal yada irfan değirmenci ile gitmez. Halkın topyekûn mücadelesi gerekir. Biri bizi kurtarsın mantığı yada Mehdi saçmalığı ile duzelmez.  ABD ve Avrupa toplumları bunu başardı. Siyasetçi taşıt olmak istese de halk izin vermedikçe faşist olması mümkün değildir.

 

Arabın boklu firmasında çalışan personel,  yapılan siktiri boktan uygulamalara direnmeye başlarsa işte o zaman bir ışık belirir.

 

Ama yaz tatili kredi kartı borcu, 2 çocuk , cep telefonu taksidi , ev kredi borcu gibi şeylerle insanları kapana kistirdilar. Bu yüzden mücadelenin birinci adımı borçlanmadan yaşamaktan geçer.

 

Cumhuriyet döneminde insanlar peşin para kullanır , yatırımını yüzük, bilezik olarak evinde saklardı. Şimdi bu yok.

 

Araba , telefon internet ve tatil ile milleti soydular, hayal satıp onları borclandirdilar.

 

Şimdi kurtuluşun yolu da önce borctan kurtulmaktan geçiyor. Özellikle internette harcanan boş vaktin çoğu para olarak devletin cebine giriyor.

Onların tek güvencesi paradır. Buradan vurursan hepsi yalvarmaya başlarlar.

 

tarihinde Düşünen Hayvan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...