Jump to content

Taksonomi (sınıflandırma, kategorize etme) nedir? Neden ihtiyaç duyarız?


Recommended Posts

Evren madde ve enerjiden ibarettir.  Madde sürekli devinim halindedir. 

Her oluşum; son değerlendirmede bu iki şeye indirgenebilir.

Bilinç bir bakıma farklılıkların farkına varmaktır. Farklılıkları sınıflandırabilmek, isimlendirebilmek, anlamlandırabilmektir. Her şeyi madde ve hareketine ve de enerjiye bağlarsanız. Bu iki olguya indirgerseniz.

O zaman da bütün kavramlar birbirine karışır. Bir bilinç, diğerine hiçbir şekilde meramını anlatamaz. Hatta bilinç denilen şey bile ortaya çıkamaz.

Canlı cansız kavramları birbirine karışır. Elementlerin özgün davranışlarını canlılık kategorisine sokabilir. bilinçli davranıyor diyebilirsiniz.

İlkellik ve gelişkinlik kavramları birbirine karışır. İlerilik ve gerilik kavramları birbirine karışır.

Parça ve bütün birbirine karışır.

Evren ve insan birbirine karışır.

Evren canlıdır. 

Biz evreniz.

gibi sonuçlara ulaşabilirsiniz. Bu sonuç çok akıllı ve bilinçli çıkarsama mıdır? Bilimsel bir çıkarsama mıdır?

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, drekinci yazdı:

Evren madde ve enerjiden ibarettir.  Madde sürekli devinim halindedir. 

Her oluşum; son değerlendirmede bu iki şeye indirgenebilir.

Bilinç bir bakıma farklılıkların farkına varmaktır. Farklılıkları sınıflandırabilmek, isimlendirebilmek, anlamlandırabilmektir. Her şeyi madde ve hareketine ve de enerjiye bağlarsanız. Bu iki olguya indirgerseniz.

O zaman da bütün kavramlar birbirine karışır. Bir bilinç, diğerine hiçbir şekilde meramını anlatamaz. Hatta bilinç denilen şey bile ortaya çıkamaz.

Canlı cansız kavramları birbirine karışır. Elementlerin özgün davranışlarını canlılık kategorisine sokabilir. bilinçli davranıyor diyebilirsiniz.

İlkellik ve gelişkinlik kavramları birbirine karışır. İlerilik ve gerilik kavramları birbirine karışır.

Parça ve bütün birbirine karışır.

Evren ve insan birbirine karışır.

Evren canlıdır. 

Biz evreniz.

gibi sonuçlara ulaşabilirsiniz. Bu sonuç çok akıllı ve bilinçli çıkarsama mıdır? Bilimsel bir çıkarsama mıdır?

Hoşgeldin sevgili drekinci kardeşim. Umarım sağlığın iyidir.

İçinde yaşadığımız evren o kadar olağan üstü bir mekandır ki, onun gizemini çözmeye yönelik her teşebbüs bilinçli bir çıkarsamanın ürünü olsa da, yeterince bilimsel olmayabilir.

Evrenin bir köşesinde madde canlı davranışlar sergiliyor ve geride kalan kısmı potansiyel olarak canlı nitelikler arzediyorsa, evrenin tümü için canlıdır demek mantıklı bir çıkarımdır.

Aynı şekilde, evreni oluşturan madde bizleri de oluşturduğu için bizlerin de evren olmamız mantıksız bir çıkarım değildir.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrenin neden canlı olması gerektiğini aşağıdaki adresde tartışmıştım. Bu basit bir konu değil. Çünkü biraz da felsefeye kaçıyor.

Evrenin bizler olması ise anlaşılması kolay ve nisbeten basit bir kavram.

 

https://haci-haci.typepad.com/evren_canli_midir/

 

EVREN CANLI MIDIR?-8

SORU: Bütün özellikleri aynı değilse evrene canlı denilebilir mi? Panteistler bile bütün(evren) ile bütünün parçasını(canlıları) bir tutmazlar.

CEVAP: Yaşayan her canlıda canlı ve cansız kesim vardır.Tırnaklar cansızdır, örneğin. Kıllar cansız sayılır. Derinin keratin tabakası cansızdır.
Canlı varlıklarda cansız dokular vardır. Ama bunlardan bile daha önemli olarak evrenin canlı olduğunu kabul etmek zorunluğu vardır. Çünkü evrende madde kendi kendine organize olduktan sonra canlılık ortaya çıkmıştır.

Başka bir deyişle evrende canlı varlıklar evren dışı ve üstü bir mekanizma ile değil, cansızların uyduğu fizik kanunları ile kendiliğinden ortaya çıkmışlardır.

Evrenin genel olarak cansız olduğu iddiası, canlı varlıkların ilahi veya cansızların uymadığı çok farklı bir mekanizma ile ortaya çıktığını telkin etmektedir.

Oysa cansız maddelerin uyduğu bütün fizik kanunlarına canlılar aynen uyarlar. Canlılar  başka spesifik kanunlardan yararlanmadan canlılık kazanmışlardır.

Evrende bilinç ve insanda doruğa ulaşan akıl ve entelektüalite de maddenin davranış biçimlerinden biridir ve kendi kendine ortaya çıkmıştır.

Evrende akıllı, mantıklı, entelektüel canlılar var mıdır? Onlar evrende kendi kendilerine ortaya çıkmışlar mıdır?

O halde evren canlıdır ve canlı olma potansiyeli ile ortaya çıkmıştır. Yani Big Bang'le ortaya çıkan evren, daha başlangıç dönemlerinde canlılık potansiyeline sahiptir.

Evrenin yaşi 13,7 milyar yıldır. Canlılığın dünyadaki yaşi 4 milyar yıldır.
Evrenin akıllı bir canlı olmadığını iddia eden görüş, canlılığın doğa dışı bir varlık olduğunu ve bir yaratıcı ile ortaya çıktığını iddia etmiyorsa, bu görüşü kesin olarak yanlıştır.

Evrenin küçük de olsa yalnız bir kısmının canlı olması, tümünün canlı potansiyeli olması demektir. Bu potansiyel dünyada ve belki de henüz bilmediğimiz başka gezegenlerde de kendini manifest etmiştir.

Evrenin canlı olup olmadığı yeni olmayıp, yıllardır tartışılan bir konudur.  Ama şimdiye kadar bu sorunun cevabı kesin olarak verilmiş değildir. Biz burada bu sorunun cevabını kesin olarak veriyoruz.  Evrenin canlı olmasından başka olasılık yoktur. Evren kesin olarak, en ufak bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde canlıdır. 

Nedenlerini sıralayalım:

Evrende var olan canlılar yine evrende var olan enerji ve maddeden (elementlerden) oluşmuşlardır.

Canlılar cansız dediğimiz maddenin bütün davranış repertuvarına sahiptirler.

Canlılar cansız maddenin uyduğu fizik yasalarına aynen uyarlar.

Canlılar için ayrı ve özgün fizik yasaları yoktur.

Canlılar ve cansızlar arasında elementer ve moleküler düzeyde fark yoktur. Fark onların davranışlarındadır.

Evrende enerji sürekli bir dönüşüm içindedir. Canlılık enerji dönüşümünden başka birşey değildir.

Evrende enerji yok olmaz. Zamanla enerjinin kullanılabilirliği azalır. Buna entropi denir ki canlıların yaşamına da hükmeder ve yaşlılıktan sorumludur.

Evrende enerji sürekli olarak bir yerden diğer yerlere taşınır. Canlının vücudunda da aynı mekanizma mevcuttur.

Canlıların varlıklarını sürdürebilmeleri için dışardan sürekli olarak enerji sağlamaları gerekir. Yıldızlar varlıklarını sürdürmek için madde olarak depolanan enerjiyi, maddeyi kuantum mekanik süreçlerle birleştirerek veya parçalayarak açığa çıkarırlar ve etrafa yayarlar.

Canlılarda ve cansız evrende sürekli bir enerji devinimi ve dönüşümü vardır.

Canlılığı oluşturan maddeler ve onların cansız karşılığı kendi kendilerine örgütlenme paradigmasına uyarlar.

Kasırgalar ve tayfunlar ve canlılar iki ekstremde yer alan ve kendi kendilerine örgütlenen otokatokinetik sistemlerdir.

Maddenin davranış biçimlerinden biri de canlılıktır. Canlılık maddenin olağanüstü bir davranış örnegi değildir.

Bilim insanları arasında canlılığın maddenin olağan davranışları sonucu ortaya çıktığı konusunda genel bir konsensus vardır.

Canlılarda maddenin davranışı karmaşıktır ama, bu karmaşıklık yüzmilyonlarca yıl içinde ilk canlıda organize olmuş, milyarlarca yıl içinde canlılarda günümüzdeki şeklini almıştır.

Canlı olmak için maddenin olağanüstü davranışlarda bulunmaması, bize canlılığın evrenin diğer gezegenlerinde de ortaya çıkmaması için bir neden olmadığını göstermektedir.

Canlı madde cansız maddenin devamı olduğuna göre ve evrenin her yerinde canlılık kendiliğinden ortaya çıkabileceği için bütün evreni cansız yerine canlı kabul etmek zorunluğu vardır. Şu anda cansız olan gezegenlerde de ilerde canlılığın ortaya çıkmayacağının kesinliği yoktur. Evren hem bir gezegende canlılık kazanmıştır, hem de bütün gezegenler söz konusu olunca, potansiyel olarak canlıdır.

Evrenin canlı olmayıp, yalnız bir köşesinin veya bazı köşelerinin canlı olduğunu iddia etmek, canlılığa cansızlıktan farklı birtakım nitelikler atfetmektir. Davranışları dışında, yalnız canlı varlıkların sahip olduğu özgün nitelikler yoktur. Canlılık evrende madde ve enerjinin davranış biçimlerinden biridir.


Canlılık ve cansızlık birbirleri ile iç içedir. Canlılık ve cansızlık birbirlerinin devamıdır.

Canlılık ve cansızlık fiziksel olarak aynı şeylerdir.

Ben bunları yazabiliyor ve sizler bunları okuyabiliyorsanız....


HEPİMİZ EVRENİZ.

HEPİMİZ CANLIYIZ.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 dakika önce, haci yazdı:

Evrenin neden canlı olması gerektiğini aşağıdaki adresde tartışmıştım. Bu basit bir konu değil. Çünkü biraz da felsefeye kaçıyor.

Evrenin bizler olması ise anlaşılması kolay ve nisbeten basit bir kavram.

 

https://haci-haci.typepad.com/evren_canli_midir/

 

 

Peki bizler bu bilince tekrar ulaşabilir miyiz? Veyahut şöyle sorayım, dönüşebileceğimiz herhangi bir formda, bir zamanlar insan olduğumuzu anlayabilir miyiz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, haci yazdı:

 

Soru yeterince açık değil.

Şuan bir bilince sahibiz. Gördüğümüz ve keşf ettiğimiz ne varsa daha üstün akla ve entellektüaliteye sahip başka varlıklar şimdilik yok diyoruz. Bu sahip olduğumuz bilinci, yani insan olduğumuz bilincini öldükten sonra, eğer varsa, dönüşebiliceğimiz yeni formda insan olduğumuzu bilebilir miyiz? Kısacası öldükten sonra bu bilincin oluşması ihtimali var mı? Varsa bunu bilebilir miyiz başka bir formda iken?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrene canlı. insana evren diyebilirsiniz.

Ben (canlı / cansız) sınıflandırılmasına da karşıyım da diyebilirsiniz.

Her madde  fizik yasaları uyarınca davranıyor o halde her madde canlıdır. da diyebilirsiniz.

Canlıların davranışlarını belirleyen, biyolojik ve veya psikolojik yasalar da sonuçta fizik yasalarına uymak zorundadır da diyebilirsiniz.

o zaman at izi ile it izi birbirine karışmaz mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, memjan21 yazdı:

Şuan bir bilince sahibiz. Gördüğümüz ve keşf ettiğimiz ne varsa daha üstün akla ve entellektüaliteye sahip başka varlıklar şimdilik yok diyoruz. Bu sahip olduğumuz bilinci, yani insan olduğumuz bilincini öldükten sonra, eğer varsa, dönüşebiliceğimiz yeni formda insan olduğumuzu bilebilir miyiz? Kısacası öldükten sonra bu bilincin oluşması ihtimali var mı? Varsa bunu bilebilir miyiz başka bir formda iken?

Ölüm bilincin sonudur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 dakika önce, drekinci yazdı:

Evrene canlı. insana evren diyebilirsiniz.

Ben (canlı / cansız) sınıflandırılmasına da karşıyım da diyebilirsiniz.

Her madde  fizik yasaları uyarınca davranıyor o halde her madde canlıdır. da diyebilirsiniz.

Canlıların davranışlarını belirleyen, biyolojik ve veya psikolojik yasalar da sonuçta fizik yasalarına uymak zorundadır da diyebilirsiniz.

o zaman at izi ile it izi birbirine karışmaz mı?

 

Neden karışsın? Onlar aynı şeyler değil. Karışmaları için bir neden göremiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayrıca ben taksonomi ye neden ihtiyaç duyarız? konusunu irdelemek ve incelemek için başlığı açtım.

Çok bilindik, bilim tarafından da rahatlıkla kullanılan bilimsel kavramların içini boşaltmak, kavram kargaşası denilen bir sonuca götürür hepimizi.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, drekinci yazdı:

Ayrıca ben taksonomi ye neden ihtiyaç duyarız? konusunu irdelemek ve incelemek için başlığı açtım.

Çok bilindik, bilim tarafından da rahatlıkla kullanılan bilimsel kavramların içini boşaltmak, kavram kargaşası denilen bir sonuca götürür hepimizi.

 

Evet sen başlığa göre taksonomiye neden ihtiyaç duyulduğu konusunu tartışmak istiyorsun ama, diğer konulara daha çok önem verdiğin izlenimi uyanıyor.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, haci yazdı:

Evrim ilerde vuku bulacak değişikliklerdir diyebiliriz ama bunun tartışılması istenen konu ile alakası yok.

Canlılığın evrim ve entropi ile alakası yok mu? Neden alakası olmasın? Her şey hem canlı hem cansız görüntüsü vermiş olmuyor mu hacı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, memjan21 yazdı:

Canlılığın evrim ve entropi ile alakası yok mu? Neden alakası olmasın? Her şey hem canlı hem cansız görüntüsü vermiş olmuyor mu hacı?

Canlılığın evrim ve entropi ile alakası olabilir ama bu başlık altında tartışacağımız konu ile (taksonomi) hiç alakası yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Taksonominin en temel konusu ben ve benim dışımdakilerdir. Ben neyim? Benim dışımdakiler. dünya ve evren nedir? vs.

Sevgili hacı. Ben hala bıraktığın yerde otluyorum. Otladığım çayırın hepsine ot demiyorum. Hepsi de bitkidir demiyorum.

Binbir çeşit bitki, binbir çeşit ot var. sarımsak var, soğan var, prasa var enginar var, biber var patlıcan var vs. Bunların ayrımını yapmazsam, bilincim körelir. Hangi otu daha fazla sevdiğimi, hangi otun hangi özellikleri olduğunu sana nasıl anlatabilirim. 

Üstelik bu ayrımları, bu sınıflandırmaları biz yapmamışız. Doğada evrimsel süreçlerde oluşmuş. Bize de tanımlamak ve isimlendirmek kalmış.

Bu tanımlamalar ve isimlendirmeler de farklılıklar göstermektedir. Nasıl ki izolasyonlar farklı türlerin ortaya çıkışlarında etkenlerden biri ise, aynı şekilde tanımlamalar ve isimlendirmeler de izole topluluklarda farlılıklar gösterir. Obje aynı olmasına karşın her dilde farklı isimlendirmeler ve tanımlamalar vardır.

Canlılığın başlangıç moleküllerinden başlayarak canlı cansız ayrımını yapmaya çalışırsak. Molekülün organik veya inorganik olduğunu tanımlamakta zorlukla karşılaşabiliriz. Örneğin proteinler, yağlar, aminoasitler kovalent bağları olan her element  canlı maddeler midir?

Bunlar canlı değil fakat canlılığın temel yapı taşlarıdır. Tek başlarına cansız maddelerdir. 

Şimdi ben kalkıp yağlara canlı dersem. Suya canlı dersem. DNA ya RNA ya canlı dersem canlı/cansız ayrımında açmaza düşerim. Her şey canlıdır, hidrojen canlıdır. karbon canlıdır. azot canlıdır kimyasal tepkimelere giren her element, fizik yasaları uyarınca davranan her her madde canlıdır, evren canlıdır. ve hatta evren bilinçli canlıdır demeye kadar işi götürürsem. Canlılığın da içine ederim cansızlığın da.

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 dakika önce, drekinci yazdı:

Taksonominin en temel konusu ben ve benim dışımdakilerdir. Ben neyim? Benim dışımdakiler. dünya ve evren nedir? vs.

Sevgili hacı. Ben hala bıraktığın yerde otluyorum. Otladığım çayırın hepsine ot demiyorum. Hepsi de bitkidir demiyorum.

Binbir çeşit bitki, binbir çeşit ot var. sarımsak var, soğan var, prasa var enginar var, biber var patlıcan var vs. Bunların ayrımını yapmazsam, bilincim körelir. Hangi otu daha fazla sevdiğimi, hangi otun hangi özellikleri olduğunu sana nasıl anlatabilirim. 

Üstelik bu ayrımları, bu sınıflandırmaları biz yapmamışız. Doğada evrimsel süreçlerde oluşmuş. Bize de tanımlamak ve isimlendirmek kalmış.

Bu tanımlamalar ve isimlendirmeler de farklılıklar göstermektedir. Nasıl ki izolasyonlar farklı türlerin ortaya çıkışlarında etkenlerden biri ise, aynı şekilde tanımlamalar ve isimlendirmeler de izole topluluklarda farlılıklar gösterir. Obje aynı olmasına karşın her dilde farklı isimlendirmeler ve tanımlamalar vardır.

Canlılığın başlangıç moleküllerinden başlayarak canlı cansız ayrımını yapmaya çalışırsak. Molekülün organik veya inorganik olduğunu tanımlamakta zorlukla karşılaşabiliriz. Örneğin proteinler, yağlar, aminoasitler kovalent bağları olan her element  canlı maddeler midir?

Bunlar canlı değil fakat canlılığın temel yapı taşlarıdır. Tek başlarına cansız maddelerdir. 

Şimdi ben kalkıp yağlara canlı dersem. Suya canlı dersem. DNA ya RNA ya canlı dersem canlı/cansız ayrımında açmaza düşerim. Her şey canlıdır, hidrojen canlıdır. karbon canlıdır. azot canlıdır kimyasal tepkimelere giren her element, fizik yasaları uyarınca davranan her her madde canlıdır, evren canlıdır. ve hatta evren bilinçli canlıdır demeye kadar işi götürürsem. Canlılığın da içine ederim cansızlığın da.

Canlılık ile cansızsik iç içe mıdır? Bunu nasıl anlatabilirsiniz sayın drekinci?

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 31.05.2019 at 14:00, drekinci said:

Evren madde ve enerjiden ibarettir.  Madde sürekli devinim halindedir. 

Her oluşum; son değerlendirmede bu iki şeye indirgenebilir.

Bilinç bir bakıma farklılıkların farkına varmaktır. Farklılıkları sınıflandırabilmek, isimlendirebilmek, anlamlandırabilmektir. Her şeyi madde ve hareketine ve de enerjiye bağlarsanız. Bu iki olguya indirgerseniz.

O zaman da bütün kavramlar birbirine karışır. Bir bilinç, diğerine hiçbir şekilde meramını anlatamaz. Hatta bilinç denilen şey bile ortaya çıkamaz.

Canlı cansız kavramları birbirine karışır. Elementlerin özgün davranışlarını canlılık kategorisine sokabilir. bilinçli davranıyor diyebilirsiniz.

İlkellik ve gelişkinlik kavramları birbirine karışır. İlerilik ve gerilik kavramları birbirine karışır.

Parça ve bütün birbirine karışır.

Evren ve insan birbirine karışır.

Evren canlıdır. 

Biz evreniz.

gibi sonuçlara ulaşabilirsiniz. Bu sonuç çok akıllı ve bilinçli çıkarsama mıdır? Bilimsel bir çıkarsama mıdır?

 

Bunlar bilimsel bir çıkarım değil. Bunlar en fazla olsa olsa, felsefi bir çıkarım olabilir. 

 

Bilimsel olarak, ilkellik, gelişkinlik, ilerilik, gerilik gibi kavramlar zaten söz konusu değildir. O birbirine karışmasının da sebebi, bilimsle değil, daha çok algısal ve felsefi olması nedeniyledir.

 

EVren canlıdır ya da cansızdır da diyemezsin, canlı demek, gene bizim algımız açısından maddenin bir takım falliyetlerine verdiğimiz addan ibarettir, gene bilimsel yanı pek yoktur.

 

Bilimi önce ikiye ayırmanız lazım. Bilimsel olan kısım, deney, gözlem ve ölçüm sonucunda elde edilen bilgilerdir. Bunun ötesi işin teorisidir ve hepsi de budur. Üretilen bu teoriler ve felsefenin bilimsel olduğu söylenemez, temel olarak.

 

Eğer bir teori (yada felsefe) temelinin çeşitli bilimsel bilgilerden alıyor ve onlarla ters düşmüyorsa, ona bilimsel teori, bilimsel çıkarım vs. denebilir. Fakat senin yazdıkların, herhangi bir bilimsel temele dayanmıyor, felsefe üzerinden felsefe yapıyorsun.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 hours ago, drekinci said:

Taksonominin en temel konusu ben ve benim dışımdakilerdir. Ben neyim? Benim dışımdakiler. dünya ve evren nedir? vs.

Sevgili hacı. Ben hala bıraktığın yerde otluyorum. Otladığım çayırın hepsine ot demiyorum. Hepsi de bitkidir demiyorum.

Binbir çeşit bitki, binbir çeşit ot var. sarımsak var, soğan var, prasa var enginar var, biber var patlıcan var vs. Bunların ayrımını yapmazsam, bilincim körelir. Hangi otu daha fazla sevdiğimi, hangi otun hangi özellikleri olduğunu sana nasıl anlatabilirim. 

Üstelik bu ayrımları, bu sınıflandırmaları biz yapmamışız. Doğada evrimsel süreçlerde oluşmuş. Bize de tanımlamak ve isimlendirmek kalmış.

Bu tanımlamalar ve isimlendirmeler de farklılıklar göstermektedir. Nasıl ki izolasyonlar farklı türlerin ortaya çıkışlarında etkenlerden biri ise, aynı şekilde tanımlamalar ve isimlendirmeler de izole topluluklarda farlılıklar gösterir. Obje aynı olmasına karşın her dilde farklı isimlendirmeler ve tanımlamalar vardır.

Canlılığın başlangıç moleküllerinden başlayarak canlı cansız ayrımını yapmaya çalışırsak. Molekülün organik veya inorganik olduğunu tanımlamakta zorlukla karşılaşabiliriz. Örneğin proteinler, yağlar, aminoasitler kovalent bağları olan her element  canlı maddeler midir?

Bunlar canlı değil fakat canlılığın temel yapı taşlarıdır. Tek başlarına cansız maddelerdir. 

Şimdi ben kalkıp yağlara canlı dersem. Suya canlı dersem. DNA ya RNA ya canlı dersem canlı/cansız ayrımında açmaza düşerim. Her şey canlıdır, hidrojen canlıdır. karbon canlıdır. azot canlıdır kimyasal tepkimelere giren her element, fizik yasaları uyarınca davranan her her madde canlıdır, evren canlıdır. ve hatta evren bilinçli canlıdır demeye kadar işi götürürsem. Canlılığın da içine ederim cansızlığın da.

 

Taksonominin böyle bir konusu falan yok, taksonomi ne sen ne de senden başkaları ile uğraşır. 

 

Basit, bilinen algısal olguları bilimsel realite ile karıştırma, onlar nesnelleştirme safsatasına düşüyorsun. Bu dediklerinin "Aklını göster o zaman" tribinden bir farkı yok. Canlı diye bir şey yok, o, senin aklın nasıl vücudunun bir fonksiyonu ise, aynı şekilde maddenin bir fonksiyonu.

 

Eğer, bir zaman makinesi icat edip geçmişe, mesela eski yunana gidebilseydin. Giderken yanında ASIMO gibi bir robot götürseydin, herkes en kutsal şeyinin, artık Zeus'mu olur, Şarap küpü mü her ne ise, onun canlı olduğuna yemin ederdi. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...