Jump to content

Askeri darbeler konusundaki iki yüzlülük


Recommended Posts

27 Mayıs ve 28 Şubat'ı savunan bazı kişiler utanmadan 12 Mart'ı ve 12 Eylül'ü lanetliyor. Kenan Evren'i "pis darbeci, pis faşist" deyip mümkün olduğunca kötülüyorlar mesela.

 

Atatürkçü Düşünce Derneği bir keresinde Twitter'da açıkça 27 Mayıs'ı öven bir paylaşım yapmıştı. Aktroller ise bunu görünce kudurdular. Derneğe soruşturma açıldı hatta bu paylaşım yüzünden. Bunun üzerine paylaşım kaldırıldı ve ADD'nin sitesinden bir yazı paylaşıldı. Neymiş efendim ADD darbe karşıtıymış, darbelerden çok çekmiş falan filan... Delikanlı gibi ya savunduğunun arkasında duracaksın ya da konuşmayacaksın.
 

12 Mart yapılırken de sözde demokrat ve darbe karşıtı olan sol kesim darbecilere alkış tutmuştu. Zira 12 Mart'tan önce orduda sol darbe planı yapan bir grup vardı. Bu yüzden 12 Mart'ı ilk başta sol bir darbe zannedip destekleyenler olmuştu. Halbuki gerçek tam tersiydi. 12 Mart aslında sol bir darbenin engellenmesiydi.

 

Darbe seçiciliği yapan solcular darbelerin arasındaki farkları öne sürerek 27 Mayıs'ın devrim, diğerlerinin ise darbe olduğunu(tabi bazıları 27 Mayıs'ın yanına 28 Şubat'ı da ekliyor)iddia ediyor. Hem 27 Mayıs gibi darbenin ağababası olan bir harekata methiyeler düzüp hem de darbe karşıtı takılmak nasıl bir iki yüzlülüktür? 27 Mayıs düpedüz bir darbedir. Seçilmiş bir başbakanı indirip asmak bir darbe değildir de nedir?

 

Mesele demokrasi ise eğer 12 Eylül, 27 Mayıs'tan daha demokratik bir harekettir. Çünkü 12 Eylül'ün arkasında koskoca Türk halkının yüzde 90'ından fazlası vardı. 27 Mayıs'ın da elbette ki bir tabanı vardı ama 12 Eylül ile kıyas edilemez.

 

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının; veyahut Erdal Erden'in asılması bunlara göre faşizm, insanlık suçu falan iken Menderes'in asılması devrim oluyor. 

 

Bir diğer iki yüzlülük ise her kesim sadece kendini mağdur gibi göstermeye çalışıyor. Ülkücüler ve dinciler sürekli kendi 12 Eylül mağdurlarını ön plana çıkartıyor. Asılan solcuları, komünistleri hiç umursamıyorlar. Keza solcular da sadece kendi mağdurlarını önemsiyor ve 12 Eylül sadece solcuları hedef almış gibi bir algı yaratmaya çalışıyor. Alparslan Türkeş, Muhsin Yazıcıoğlu, Fethullah Gülen, Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Kadir Mısıroğlu gibi pek çok 12 Eylül mağduru gerici ve dinciyi görmezden geliyorlar. 

 

27 Mayıs; sol kesimin lanse ettiği gibi sol bir hareket ya da onların anladığı anlamda bir devrim falan da değildir. Mesela Cemal Gürsel'in vikipedi sayfasında aynen şöyle bir bilgi geçiyor:

"ABD ile SSCB arasındaki Küba Füze Krizinde, batı tarafında Türkiye'nin komünizme karşı koruyuculuk görevini yürüttü."

Yani 27 Mayıs'ın lideri olan Cemal Gürsel düpedüz komünizm karşıtı birisiydi.

 

Keza 28 Şubat da sol bir darbe falan değildir, alakası dahi yoktur. Çevik Bir mesela, adam Evren'in yaveriydi zaten. Kendisi Evren'den çok şey öğrendiğini söylemiştir. Ayrıca Evren Paşa öldüğü zaman cenazesine katılan sayılı kişilerden birisidir. Evren Paşa da 28 Şubat'ı sonuna kadar desteklemiş ve "Çok iyi oldu" demişti. 

 

Bana göre ise 15 Temmuz hariç her darbe Kemalisttir. Aralarındaki farklılık gibi görünen unsurlar ise Kemalist düşüncenin farklı şartlar ve farklı durumlar karşısında verdiği doğal olarak farklı tepkilerdir. 27 Mayıs ve 12 Eylül'e sebep olan şartlar birbirlerinden çok ama çok farklıdır. Birincisinde darbeye sebep olan hükümet iken öbüründe halk içerisindeki bazı politik aktivistler ve anarşist gruplardır. Dolayısıyla 27 Mayıs sadece hükümete karşı yapılırken 12 Eylül halkın belirli kesimlerini hedef almıştır.

 

Yukarıda yazdıklarımdan dolayı sakın benim 27 Mayıs karşıtı olduğum falan zannedilmesin. Darbeyi de Menderes itinin asılmasını da sonuna kadar savunuyorum. 

 

Hiçbir darbe sebepsiz yapılmamış, hiçbir darbede de durup dururken suçsuz insanlar hedef alınmamıştır. 

tarihinde Faşist Ateist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kennedy suikasti de darbedir mesela. Suikastin arkasında israilin olduğu söylenir . İsrail'i kuran da İngilteredir denir.(Lawrence den beri gelen İngiliz fitneciliği ,iki yüzlülüğü mü diyelim ) 60 da Menderes, Kennedy, Malcolm x, Martin Luther King, Che Guevara öldürülmüştü. (listede başka kimler var bilmiyorum . Gandhi de vardı galiba ). Böyle pespeşe önemli popüler ,yükselmekte olan, sevilen liderlerin öldürülmeleri tesadüf değil gibi geliyor bana. Belki ölüm listesi önceden hazırlanmıştı. Listede de bu isimler vardı ve sırayla infaz gerçekleşti  Kennedy'in Menderes'in asılma kararına mektupla karşı çıktığını duymuştum. Ne derece doğru bilemem. Ama  listedekilerin hepsi bir şekilde muhalif olmalıydı  . Her ne kadar fazla cesur ulu orta anlatılan şeylerin doğruluğundan kuşkulansamda Menderes 'in iç hesaplaşmaya kurban gittiği söylenmekte.Menderes'in yahudi kökenli olduğu ve  Türkiye yi yönetmek , söz sahibi olmak için yarışan Yahudi  aileler arasında ki rekabetin kurbanı olduğu iddia edilir .Öldürülecekler in listesinin yapıldığı teorisi bu düşünceyi çöpe atmakta. Kennedy katolikti, Che  marksisti , Malcolm x zenci haklarını savunan son dönem islami kimliğiyle öne çıkan bir liderdi, Martin Luther King de halkının özgürlüğünü savunan biriydi,Gandhi zaten Tanrının adamıydı . (Liste varsa eğer Gandhi 'nin masumiyeti Listedekileri aklamaya yeter )

Öldürülenlerin ortak noktası, yaşasalardı ne olurdu sorusuna verilecek cevapta gizli. Menderes'in hata yapan ama idam edilecek kadar kötü biri olmadığını düşünenlerdenim . Ölüm listesi varsa ,Listedekileri öldürenler  bana göre"kötü " ydü ve karanlık tarafı temsil ediyordu. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...