Jump to content

Karikateist'in İddiasına Cevap (77-99)


Recommended Posts

77-)Herhalde çelişki gibi görülen şey “Eni, gökle yerin genişliği kadar olan…cennet” ifadesi ile “Genişliği (eni), göklerle yer arası kadar olan… cennet” ifadesidir.

 

Önce şunu belirtelim ki, bu ayetlerin hiçbirinde “göklerle yer arası kadar...” ifadesi yoktur.

 

Ali İmran Suresi'ndeki ayette “semavat = gökler” çoğul şeklinde, Hadid Suresi'ndeki ayette ise, “sema = gök” tekil olarak kullanılmıştır. Bunda bir çelişki yoktur. Çünkü, “sema” kelimesi bir cins isim olduğu için çoğul (gökler) manasını da vermektedir. Nitekim  Türkçe’de de bunu görüyoruz; bazen “gök”, bazen de “gökler” diyoruz ve aynı şeyi kastediyoruz.

 

Diğer bir farklı nokta da şudur: Ali İmran Suresi'ndeki ayette -meal olarak- “…genişliği/eni göklerle yer (genişliği kadar)olan cennet” şeklindedir. Hadid Suresi'ndeki ayette ise, “...genişliği/eni gökle yer genişliği gibi (kadar) olan cennet” şeklindedir.

 

Yani tek fark, Ali İmran Suresi'nde teşbih edatı olan “Kef” harfi kullanılması, Hadid Suresi'nde ise bu edatın kullanılmamasıdır; fakat mana aynıdır. Bu bir tefennün sanatıdır. Biri teşbih-i sarih, diğeri teşbih-i beliğdir, yani çelişki yoktur.

78-)Mealciler tarafından yanlış çevrilen ayetlerin başında gelmektedir. Ayette “sümme” kelimesi geçiyor ve Arapça’da “sümme” kelimesi bir çok anlamlara gelmektedir. “Sümme” kelimesi “birde,dahası” gibi anlamlara gelir ve o ayetlerde “sonra” kelimesi yerine “birde,dahası” gibi kelimeler kulllanılması gerekir.

79-)Her şeyden önce bu iddianın çok zorlama olduğunu belirtmek istiyorum. Bu ayette belirtilen geminin o dönemde insanların gördüğü ve rüzgar ile hareket eden gemiler olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca ayette geçen “gemi” kelimesi incelendiğinde konu daha iyi anlaşılacaktır. Arapça’da genel anlamda “gemi” kelimesinin karşılığı “el- sefinu” dur. Fakat bu ayette “el-cevari” kelimesi kullanılmıştır. Tercüme edildiğinde bu kelime de gemi olarak meallerde çevrilmektedir. Bu kelime cereyan etmek, akmak anlamına “Cerea” fiilinden türer. Eski Türkçe’de kullanılan “ceryanda (rüzgarda)kalmak da bu kökten gelir. Harfi cer ile kullanılırsa “cereyne” kelimesi de “gemilerin hoş bir rüzgar ile onları alıp götürdüğü..” anlamına gelmektedir. Yine aynı kökten türeyen “cariyetün” kelimesi ise gemi, bulut, rüzgar anlamlarında kullanılmaktadır. Dolayısıyla bu kelimeyi sadece gemi olarak çevirmek tam karşılığını vermemektedir. Türkçe’den bir örnek vermek gerekirse “yelkenli” kelimesi bir gemi türüdür. Ama bu kelimenin içinde o geminin nasıl hareket ettiği de anlatılmaktadır. Yelkenli dendiğinde bu tür gemilerin rüzgar ile hareket ettiği ifade edilmiş olur. Benzer şekilde yukarıdaki ayette gemi diye çevrilen “el-cevari” kelimesinin içinde rüzgar ile hareket ettiği ifadesi zaten vardır. Bu anlam kelimenin kökünde mevcuttur. Sonuç olarak ayette ifade edilen, o dönemde insanların gördüğü, rüzgarla hareket eden gemilerdir. Zaten o ayette kullanılan ve gemi olarak çevrilen kelimenin kendisi de rüzgarla hareket eden gemi anlamına gelmektedir. Bu konuda yapılan eleştirilerin yanlış olduğu ortadadır. Bu eleştirinin dile getirilmesinin sebebi Arapça bilgi eksikliği ve önyargıdır. Eğer ayet önyargısız bakılsa, kastedilen mana kolaylıkla anlaşılmaktadır. Ayrıca kısaca ayette geçen kelimenin kökü incelense konu görüldüğü gibi kolayca çözülebilmektedir.

80-)Boş bir agümandır.

81-)Bu ayette “big bang” olayını anlatmaktadır.

82-)Nuh tufanı olayı Dünya’nın her yerinde olmadı sadece bir bölgede olmuştur ve arkeolojik olarak ise ispat edilmiştir. Biraz araştırırsanız Nuh Tufan’ın arkeolojik olarak ispat edildiğini göreceksiniz.

83-)Tevbe Suresi’nin başını okuduğunuz zaman “savunma savaşı” olduğunu göreceksiniz.

84-)O dediğin ayet “Nuh kıssasını” anlatmaktadır.

85-)Ayet yok.

86-)Kur’an’da “Mikail” adlı bir melek olduğu geçmemektedir.

87-) Rahman Suresi’nde Allah , iki denizden inci ve mercan çıktığını bize bildirir. Ayette acı ve tatlı sulardan bahsedilmez. Sadece “iki deniz” ifadesi geçer ve bu iki denizden insanların geçim kaynağı olan inci- mercan çıktığı  ifade edilir. Furkan 52. Ayette ise biri tatlı diğeri tuzlu iki sudan bahsedilir ama inci-mercan’dan bahsedilmez! Dolayısı ile iki farklı surede bahsedilen her iki ayette de bilime aykırı bir şey yoktur.

88-)Boş bir argümandır.

89-)Kur’an’da geçen “huri” kelimesi “kadın” anlamına gelmez.Çünkü “huri” kelimesi “sohbet arkadaşı” anlamına gelir. Kur’an’da hem kadına hemde erkeğe ödül olarak cennet verilecektir ve Hem kadına hem de erkeğe “huri(sohbet arkadaşı)” verilecektir.

90-) Kur’an’da geçen “yeşa’u” kelimesi “dilediğine/dileyen” anlamına gelir. BKNZ(2:258,2:223,7:19,7:161,18:29,25:45,27:87,34:13 ve 39:15) bu ayetlerde “yeşa’u” kelimesi geçer ve “dilediğine/dileyene” anlamında geçer. Yani Allah “dilediğine/dileyene” doğru yola/hidayete ulaştırır.

91-) Kur’an’ın bu ifadesi, sonsuz  bir ilim ve kudrete işaret etmek üzere bize şu mesajı veriyor: "milyonlarca cisimlerin, galaksilerin, sistemlerin ortak adı olan “gök”, havada, boşlukta, bir dayanağı olmadığı halde dönüp duruyor. Bu -âdeta- sonsuz ebatta olan göğün boşlukta durması, bir serçe kuşu gibi havada kanat çırpması ve yere düşmemesi, ancak Allah’ın sonsuz ilim ve kudretiyle mümkündür. Yoksa her zaman düşüp yerin üstüne kapanabilir.  Son cümlenin, insanın aklına göre bir ifade olduğu düşünülmelidir.

 

Gök ifadesinden güneş sistemini anlamak da mümkündür. Çünkü, genel olarak insanların gökten anladığı dünyanın da içinde bulunduğu güneş sistemidir.  Bu açıdan bakıldığında, ayetin açıkça itim ve çekim kanunlarına işaret ettiği görülmektedir. Çünkü, güneş sistemini ayakta tutan bu kanunlardır. Bu kanunları yapan, ancak bütün evreni bütün detaylarıyla dizayn edip düzenleyen bir ilim ve kudret sahibi olabilir ki o da ancak Allah’tır.

 

“Şüphesiz Allah gökleri ve yeri, yerinden kayıp yok olmaktan koruyan Allah’tır.  Şayet onların onlar yerlerinden kayıp yok olmaya yüz tutarlarsa, onları Allah’tan başka kimse tutamaz.”(Fatır, 35/41) mealindeki ayette ise, göklerin yanında yerküresinin de havada boşlukta olduğuna, Allah’ın iradesi olmazsa her an yerinden kayıp, yörüngesinden çıkabileceğine işaret edilmiştir.

 

Başka bir ayette, “Göğü de korunmuş bir tavan yaptık. Yine de onlar gökyüzünün âyetlerine aldırmıyorlar.” (Enbiya 21/32) buyurularak göğün bir tavan olduğuna dikkat çekilir. Bu ayetin ve soruda geçen ayetin, bazı ilmi buluşlara da işaret ettiği söylenebilir.

 

92-) Varsayalım ki bir adam öldü ve geride 3 kız evlât, bir ana, bir baba ve eşini bıraktı.Ayetlere göre mirasın paylaşımı şöyle olacaktır:

 

Mirastan 3 kız evlâda 2/3, ana ve babanın her birine 1/6, eşine 1/8 kalacaktır.

 

Bu durumu matematiksel olarak hesaplarsak:

 

2/3 + 1/6 + 1/6 +1/8 = 27/24 = 1.25 olur. (Halbuki sonucun 1 olması gerekirdi).

 

Bu sonuç Kuranda verilen oranların hatalı olduğunu göstermektedir. Çünkü miras % 112.5 olarak mirasçılara dağıtılamaz. % 100 ün üstünde bir dağıtım olanaksızdır.

 

Bir örnekle bu durumu açıklayalım:

 

Bir adam öldüğünde geride kalan vârisler şunlar olsun: Eşi, 3 kızı, annesi ve babası.

 

Kız çocuklarına mirasın 2/3, anneye 1/6, babaya 1/6, eşine 1/8 olarak taksim edilecektir.

 

Adamın vasiyet ve borçları ödendikten sonra kalan mirasının120.000 lira olduğunu varsayalım

 

120.000 x 2/3 = 80.000 ( 3 kız’a)

 

120.000 x 1/6 = 20.000 (anneye)

 

120.000 x 1/6 = 20.000 (babaya)

 

TOPLAM: 120.000 lira.

 

Görüldüğü gibi adamın eşine mirastan hiç pay kalmadı.

 

Eğer eşe’de verilebilse 120.000 x 1/8 = 15.000 lira alması gerekirdi. O zaman mirasın 135.000 lira olması gerekirdi. İşte bu durum açıkça gösteriyor ki Kur’an ayeti hatalıdır.(haşa)…..

 

CEVAP : …………………………………………………………

Önce Kuran’da miras paylaşımla ilgili ayetlerin meallerini yazalım….

 

Nisa Suresi, 11. ayet;

 

ALLAH size çocuklarınız hakkında öğütte bulunuyor. Erkek, kadının iki katı pay alır. Mirasçılar sadece kadın olup iki kişiden fazla iseler terekenin üçte ikisi onlarındır. Çocuk sadece bir kadınsa terekenin yarısı onundur. Ölen kişi ardında çocuk bırakmışsa, ana ve babasının her birisine altıda bir düşer. Çocuğu yok da kendisine sadece ana ve babası varis oluyorsa bu durumda annesine üçte bir pay düşer. Kardeşi varsa bu durumda annesine altıda bir düşer. Tüm bu paylaşma oranları, ölenin yaptığı vasiyetten ve borçların ödenmesinden sonra gelir. Analarınız, babalarınız ve çocuklarınızdan hangisinin size daha yararlı olduğunu bilemezsiniz. Bu ALLAH’ın yasasıdır. ALLAH Bilendir, Bilgedir.

 

Nisa Suresi,12. ayet;

 

Çocukları yoksa, hanımlarınızın bıraktığı mirasın yarısı sizindir. Çocukları var ise, bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Bu pay, borçlarının ödenmesinden ve yaptıkları vasiyetteki payların dağıtılmasından sonradır. Çocuklarınız yoksa bıraktığınızın dörtte biri onlarındır. Çocuklarınız varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. Bu pay, borçlarınızın ödenmesinden ve yaptığınız vasiyetteki payların dağıtılmasından sonradır. Miras bırakan erkeğin veya kadının, çocuğu ve eşi olmayıp bir erkek veya bir kız kardeşi var ise bu durumda herbirine altıda bir düşer. Bundan fazla iseler, üçte biri paylaşırlar. Bu paylaşım vasiyetteki payların dağıtılmasından ve borçların ödenmesinden sonra uygulanmalıdır ki kimseye zarar verilmesin. Bu, ALLAH’tan bir vasiyettir. ALLAH Bilir, Şefkatlidir.

 

Nisa Suresi, 176. ayet;

 

Sana danışıyorlar. De ki: ‘ALLAH size eşsiz ve çocuksuz olan kişinin mirası hakkında şu hükmü açıklıyor: Ölen erkeğin çocuğu olmayıp bir kız kardeşi varsa, bıraktığı mirasın yarısı kız kardeşinindir. Fakat, (ölen kişi) çocuğu olmayan kız kardeşse, erkek kız kardeşinin mirasının tamamını alır. Varisler iki kız kardeş ise, bırakılanın üçte ikisi onlarındır. Kardeşler, erkeklerden ve kadınlardan oluşuyorsa, erkeğe kadının iki katı kadar pay verilir.’ Şaşırmamanız için ALLAH size böylece açıklıyor. ALLAH her şeyi Bilendir.

 

Bu ayetlerin ışığında çıkarımlar;

 

1- ON BİRİNCİ AYETTE EŞLER OLMADIĞI ZAMAN MİRASIN NASIL PAY EDİLECEĞİNİ ELE ALMAKTADIR

 

a)- Allah çocuklardan erkekler için iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder.

b)- Bu ayette eşlerin olmadığı bir paylaşımdan söz etektedir. Yani Varis olan çocukların kız, erkek anne ve Baba, ve kardeşler olduğu zaman mirasın nasıl bölüşüleceği konusunda bilgi vermektedir.

c)- kız iki veya ikiden çok olduğu zaman mirasın 2/3 üne sahiptirler. Baba ve anne mirasın kalan kısmına yani 1/3 hissenin anne 1/3 baba ise 2/3 hisseye sahiptir. Çünkü erkek Erkek, çocuk olduğu zaman mirasçı baba ve anne her biri için 1/6 olmakta idi.

 

2- ON İKİNCİ AYETTE EŞLERDEN HERHANGİ BİRİNİN HAYATTA OLMASI İLE ORTAYA ÇIKAN BÖLÜŞÜM

 

a)- Eğer kadın ölür erkek ona mirasçı kalırsa ve çocukları yok anne ve baba ona mirasçı ise mirasın yarısı erkek olan eşindir. Eğer çocukları varsa bu durumda ¼ dü erkek olan eşe aittir. Kalan miktar çocuklara tarif edilen oranda bölüşmek üzere çocuklara aittir. Çocukları varsa erkek olan eşe mirasın ¼ oranında pay alır kalan miktarın tamamı Çocuklara kalır anne ve babaya eş ve çocuklar olduğu zaman pay düşmez.

b)Eğer erkek eş ölür kadın eş hayatta ise ve çocukları yok da anne ve babası varsa mirasın ¼ ona kalan diğer miktar anne ve babaya aittir.

c) Yine erkek eiş ölür de kadın eş mirasçı ise ölen eşin çocukları da varsa bu durumda eş kalan mirasın 1/8 zini alır kalan miktar çocuklara tarif edilen dişiye verilenin iki katı erkeğe verilmek üzere pay edilir.

d)- eşlerden her hangi biri varsa çocuk ve baba yoksa kardeşleri varsa erkek ve kız kardeş varsa 1/6 kardeşlere 1/6 anneye kalan miktar da eşine olmaktadır.

e)- Eğer kardeşler birden çok kızlar ve erkekler ise bu durumda kalan mirasın 1/3 oranında eşit olarak bölüşürler. 1/6 anneye ve kalan miktar da kalan eşe kalır. Burada unutulmaması gereken eş çocuksuz ve babasız ise erkek el mirasçı ise kalan mirasın yarısını kadın eş kalmışsa kalan mirasın vasiyet ve borcun düşülmesinden sonra ¼ ne hak sahibidir.

 

3- NİSA SURESİ  176. AYET EŞLERİN VE ÇOCUKLARIN VE BABANIN OLMADIĞI BİR MİRASIN PAYLAŞTIRILMASINDAN SÖZ ETMEKTEDİR

 

a)—Ölen kişilerin çocuğu babası ve eşi yoksa bir tek kız varsa ½ kız kardeşe kalan miktar da anneye kalır o da ½ oranındadır.

b)- ölen kişinin kız kardeşi yoksa sadece anne varsa kalan mirasın tamamı anneye aittir.

c)- Ölen kişinin kız kardeşi iki ise bu durumda mirasın vasiyet ve borcun düşülmesinden sonra2/3 oranı kız kardeşlerinin 1(3 oranı da anneye aittir.d)- Eğer kardeşler dişili erkekli ikiden çok ise yine mirasın 2/3 oranında erkeğe dişinin iki hissesi olarak bölüştürülür. Kalan 1/3 hisse anneye ait olur. Yine bunlar vasiyet ve borcun düşülmesinden sonradır.

SONUÇ :

1- Ölenlerden geriye kalanlardan mirasa hak sahibi olanlar, Çocuklar, eşler,anne, baba, ve kardeşlerdir.

2- Çocuklar ve eşlerden eğer birisi varsa kalan miras sadece çocuklar ve eşler arasında pay edilir,

3- ölen eşlerden eğer babası ve çocuğu yoksa sadece anneleri varsa o zaman kardeşlere de miras düşmektedir.

4- Baba ve anne varsa eş ve çocukları da yoksa sadece mirasa baba ve anne hak sahibidirler.

5- Koca ölürse ve çocuğu da yoksa kadın eş mirasın ¼ düne hak sahibidirler. Eğer çocukları varsa mirasın 1/8 zine hak sahibidirler. Geri kalan miktar Çocuk yoksa anne ve babaya varsa diğer çocuklar mirasa dişiler bir erkekler iki hisse olarak paylaşırlar.

6- sayılanlar içerisinde mirasa hak sahibi olan bir tek anne varsa mirasın tamamına anne sahip olur. Eğer bir tek kız veya erkek kardeş varsa mirasın tamamına bir tek erkek veya kız kardeş sahip olur.

7- Baba eş ve çocukların olmadığı zamana kardeşlere ancak pay düşmektedir.

8- Eş baba ve çocuklar olmadığı zaman kardeşlerden erkek olanlara dişinin iki hissesi kadar düşmektedir.

9- eğer eşlerden biri hayatta olursa çocukları ve babası da yoksa kız kardeşler ve erkek kardeşler 1/6 oranında hisseye sahip olurlar.

10- Miras bölünürken mutlaka vasiyet ve borçların düşülmesinden sonra olması gerekir.

 

Şimdi meşhur örneğimize dönelim;

 

Örneğe konu mirasta geride vefat eden kişinin hanımı ve çocukları hayatta olduğuna göre bu durumda terekenin paylaşılması NİSA 12 ayetinin konusudur.Yani ölen adamın terekesinden anne ve babası pay alamaz.Hanımı ve kızları arasında pay edilir. Mirasın 1/ 8 ‘ i hanımına geriye kalan 7/8 ise kızları arasında eşit olarak pay edilir. Konuyu anlamak bu kadar KOLAY.

 

Demek ki Kuran’ı anlamamaya kendini şartlayan hem gelenekçi ekol ve hem de Kuran düşmanları aynı noktada bir kez daha buluşmuşlardır ve bu kadar basit bir konuyu bile sanki içinden çıkılamayan ve hatalı bir durum varmış gibi lanse etmeye çalışmaktadırlar. Oysa zaten Allah’ın kelamında, matematiğin kendisini de yaratmış olan Allah’ın haşa hata yaptığını iddia etmek başlı başına bir akıl tutulmasıdır.

 

93-94)Boş bir argüman

95-)”Cin” kelimesinin anlamı “görünmeyen varlık” anlamına gelir. Görümeyen varlığın ispatını yapamazsın.

96-)Ayet yok.

97-)5:38’de geçen mealde “Bu ALLAH'ın öngördüğü bir caydırma yöntemidir.” Yani Allah, hırsızlık suçunu azaltmak için böylebir caydırıcı ceza alıyor. O ayette geçen “kesin” kelimesinin Arapça’sı “fektau”dur. Kur’an’da geçen “fektau/kesmek” kelimesi hep mecazi anlamda geçmektedir. BKNZ(2:166,2:27,3:127,6:94,6:45,7:72,8:7,13:25) ayetlerde “kesmek/fektau” kelimesi kullanılıyor ve hep mecazi anlamda kullanılıyor.

98-) Size şunlar yasaklandı: Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren analarınız, süt bacılarınız, karılarınızın anaları, kendileriyle gerdeğe girdiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız, öz oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi bir arada almanız.

Yukarıdaki ayette kimlerle evlenmenin haram edileceği söylüyor. Ahzab 50’de ise geçen kişilerle evlenmesi zaten Mü’minlere helaldir. Ahzab 50-52’de geçen ayetler Muhammed’in evliliği konusunda aleyhinedir.Yani Ahzab 50’de geçen kişiler evlenmek Mü’minlere helaldir. Ahzab 52’yi okuduğun zaman Muhammed’in bunlarının dışındaki kişiler ile evlenmesi yasaktır!

99-)2:165,5:82,12:8,12:30,19:13,19:96,20:39,29:25,30:21,38:32,26:23,58:22,60:1,60:7,76:8 ve 100:8 bu ayetleri oku!

Link to post
Sitelerde Paylaş
51 dakika önce, karamsarhuman yazdı:

Image result for karikateist evrenin geniÅlemesi ayetiImage result for karikateist evrenin geniÅlemesi ayetiImage result for karikateist evrenin geniÅlemesi ayeti

Nebe 33'de "ve kevaibe" kelimesi geçer anlamı "eşler/eş" demektir. Nebe 33'de "etraben" kelimesi geçer anlamı "birbirine denk" demektir. Yani anlamı "birbirine denk eş/eşler" demektir. "huri" kelimesi "kadın" anlamına gelmez. "Huri" kelimesinin anlamı" konuşma arkadaşı/sohbet arkadaşı anlamına gelir.  Naziat 30'da "dehaha" kelimesi geçer. Lisanul Arab kitabını bakarsanız, "dehaha" kelimesinin yuvarlaklık anlamı verdiğini göreceksiniz. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, KuranMumini2698 yazdı:

Nebe 33'de "ve kevaibe" kelimesi geçer anlamı "eşler/eş" demektir. Nebe 33'de "etraben" kelimesi geçer anlamı "birbirine denk" demektir. Yani anlamı "birbirine denk eş/eşler" demektir. "huri" kelimesi "kadın" anlamına gelmez. "Huri" kelimesinin anlamı" konuşma arkadaşı/sohbet arkadaşı anlamına gelir.  Naziat 30'da "dehaha" kelimesi geçer. Lisanul Arab kitabını bakarsanız, "dehaha" kelimesinin yuvarlaklık anlamı verdiğini göreceksiniz. 

evladım, senin kafana taşla vursak,düzelirmi acaba? google amca bile huriyi kadın olarak yazmış bu birrr.

 vikipedia bile huriyi kadın olarak yazmış bu ikiii.... 

 

İslam dinine göre, cennette yaşayan, son derecede güzel olan kızlara verilen ad.

 

gilman cennette bıyığı yeni terlemiş erkek hizmetçi....

 

?:0_80cbc_37a71a73_L:

 

ahada bunlara inanmammı diyorsun? ahada buyur sizin teistlerde huriyi kadın olarak, anlatmış,

 

 

 

Huri veya Arapça kullanım şekliyle Hûr (Arapça: حور‎), Cennet kadınlarını ve bu kadınların güzelliklerini ifade eden bir tabir.

 

 yok hala kesmedimi ?seni daha fazla bilgimi istiyorsun? 

 

hayy hayy memnuniyetle bayım..

 

https://sorularlaislamiyet.com/cennette-erkeklere-huri-verilecektir-kadinlarin-ahiretteki-evlilik-durumu-nasil-olacaktir-0

 

birde vildanlar varmışşmışş cenette,, 

 Vefat eden müşriklerin çocuklarının cennette hizmetçi olması demek, kafirlerin cenette olması demektir.

(Biz, Cehennemi kâfirler için bir zindan yaptık.) [İsra 8

 

(Tartıları hafif gelip hüsrana uğrayanlar,(kafirler) Cehennemde ebedi kalır.)[Müminun 103]

 

muhammedin kafası karışık... :0_80cbc_37a71a73_L:
 

 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
25 dakika önce, karamsarhuman yazdı:

evladım, senin kafana taşla vursak,düzelirmi acaba? google amca bile huriyi kadın olarak yazmış bu birrr.

 vikipedia bile huriyi kadın olarak yazmış bu ikiii.... 

 

İslam dinine göre, cennette yaşayan, son derecede güzel olan kızlara verilen ad.

 

gilman cennette bıyığı yeni terlemiş erkek hizmetçi....

 

?:0_80cbc_37a71a73_L:

 

ahada bunlara inanmammı diyorsun? ahada buyur sizin teistlerde huriyi kadın olarak, anlatmış,

 

 

 

Huri veya Arapça kullanım şekliyle Hûr (Arapça: حور‎), Cennet kadınlarını ve bu kadınların güzelliklerini ifade eden bir tabir.

 

 yok hala kesmedimi ?seni daha fazla bilgimi istiyorsun? 

 

hayy hayy memnuniyetle bayım..

 

https://sorularlaislamiyet.com/cennette-erkeklere-huri-verilecektir-kadinlarin-ahiretteki-evlilik-durumu-nasil-olacaktir-0

 

birde vildanlar varmışşmışş cenette,, 

 Vefat eden müşriklerin çocuklarının cennette hizmetçi olması demek, kafirlerin cenette olması demektir.

(Biz, Cehennemi kâfirler için bir zindan yaptık.) [İsra 8

 

(Tartıları hafif gelip hüsrana uğrayanlar,(kafirler) Cehennemde ebedi kalır.)[Müminun 103]

 

muhammedin kafası karışık... :0_80cbc_37a71a73_L:
 

 

Kur'an'da "huri" kelimesi "sohbet arkadaşı/konuşmak" olarak geçmektedir. BKNZ(3:52,5:111,5:112,18:34,18:37,58:1) bu ayetlerde "huri/havari" kelimesi kullanılmaktadır ve "konuşmak" anlamında kullanılmıştır. Kur'an'da "İsa'nın Havarileri(sohbet arkadaşları)" bahsetmektedir. Bunlar İsa'nın kadınları mı ? Kur'an'da "Huri" kelimesi "sohbet arkadaşı/konuşma" olarak kullanılıyor. Eğer kadınlar olsaydı ayetlerde "nisa" kelimesi kullanılırdı.  

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, KuranMumini2698 said:

Kur'an'da "huri" kelimesi "sohbet arkadaşı/konuşmak" olarak geçmektedir. BKNZ(3:52,5:111,5:112,18:34,18:37,58:1) bu ayetlerde "huri/havari" kelimesi kullanılmaktadır ve "konuşmak" anlamında kullanılmıştır. Kur'an'da "İsa'nın Havarileri(sohbet arkadaşları)" bahsetmektedir. Bunlar İsa'nın kadınları mı ? Kur'an'da "Huri" kelimesi "sohbet arkadaşı/konuşma" olarak kullanılıyor. Eğer kadınlar olsaydı ayetlerde "nisa" kelimesi kullanılırdı.  

 

Huri, putun müslüman erkeklere vereceği sex robotlarıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...