Jump to content

Bu kadın gibi cesur olabilir misiniz?


Recommended Posts

19 dakika önce, tit@n yazdı:

 

Yaşadığınız ülkenin sizde karnesini paylaşırmısınız?

Matematik-Anadil-Fen Bilimi dersleri haftalık saati yabancı dil dersinden az olsun lütfen..

Konunun dinle ne alakası var sayın kavak? Böyle artniyetli bir çıkarıma nasıl alet olursunuz lütfen akli selim olunuz. 

 

Veya inceleyin TRT nin haberi ile başlık açılsaydı ve başlıkta kocaman fotoğraf olmasaydı bu yorumlar yapılabilirmiydi? 

Yani sorunu hem yaratıp, hemde niyet okuyup, karşı tarafa ifitra atan artniyetli ajitasyon yapan@bilgivehis olduğu alenidir?

 

bkz; https://www.trhaberler.com/egitim/mahkemeden-zorunlu-din-dersi-icin-emsal-karar-h361473.html

 

Karne fotoğrafı yok, dolayısı ile sorunda yok..

 

 

Arkadaş,

kusura bakmayın hiç uğraşamam ki internet çağındayız, istediğiniz her bilgiye anında ulaşabilirsiniz.

Artı konu sahibi din boyutunun tartışılmasından yana ki konu sahibi olarak buna hakkı var.

Din meselesine gelince, olay mahkemeye intikal etmiş mi?. Etmiş.

Eğer din dersleri seçmeli ise, yani bireylerin seçme hakkı var, o zaman nasıl oluyorda kurumlar işi yokuşa sürüyorlar.

Var mı bunu yapmaya hakları ?

Konu sahibi de bunu önemli gördüğü için ki çok önemlidir, konuyu buraya taşımış.

 

 

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, tit@n yazdı:

 

Laik anayasa kendisi ile diyanet işlerini bünyesine alarak zaten çelişmektedir.

Keza gene okullarda din dersi de aynı çelişkinin bir devamıdır. Din dersi diyanet işleri kurumunca isteyenlere verilmelidir.. Bu işin çözümü bireysel dava yolu değildir.

 

Diyanet isleri nedir, kacak elektrik kullananlardan bir farki varmidir bu kurumun.  Din ile ilgili her iș milletin kicindan kan emen kene gibidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konu sahibine bir şey dediğimiz yok ki,

Kendisi bizim yorumlarımıza direk saldırı vaziyeti almış. Sizlere de(af edersiniz aklınıza) çaktırmadan hakaret etmiş. Bizim paylaştığımız fikriyatta en ufak bir art niyet yok iken, gereksiz yere ajitasyon yapması kendisinin art niyetine karinedir. Okumazsın olur biter bizim yorumlarımızı..

Başlığın altında gördüğümüz fotoğrafa yorum yapmamızdan daha doğal ne olabilir ki? Konuyla alakalı yazı olur ancak olsa olsa bu! Alıp haberi ve fotoğrafı başka bir başlık mı açalım yani? İyi benim için sorun yok. Forum moderaratöründen ricam Türkiye de zorunlu-seçmeli yabancı ders saaati haftalık matematik-Türkçe-Fen bilimleri toplam ders saatinden fazla diye başlık açsın.. Biz de düşüncelerimizi oraya taşıyalım. Benim için bir sorun yok yani.. 

tarihinde tit@n tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, deadanddark yazdı:

Diyanet isleri nedir, kacak elektrik kullananlardan bir farki varmidir bu kurumun.  Din ile ilgili her iș milletin kicindan kan emen kene gibidir.

Başlık sahibi kızıyor lütfen bu tür sorularınızı yetkili makamlara sorun.. Diyanet işleri devletin bir resmi kurumudur. Sizin benim düşüncem bunu değiştirmeyecektir. Çünkü kurumu kuran kişi zaten dogmakutsaldır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 15.06.2019 at 02:31, bilgivehis yazdı:

Diktatörlüğün hakim olduğu, faşizmin zirveye çıktığı, yüzbinlerce muhalifin zindanlara atıldığı, işsiz bırakıldığı, psikolojik işkence altına alındığı, milyonların sindirildiği, özgürlüğün iki dudak arasına sıkıştığı ve dinin toplum üzerine yağmur olup zihinleri körelttiği böyle bir ülkede bir kadın, bütün bunlara meydan okuyarak kızını zorunlu din dersinden muaf tutmayı başarma cesaretini göstermiştir. 

Bu kadının alnından öpüyor ve ondaki cesaretin zerresini de olsa köşeye sinmişlerden temenni ediyorum.

 

 

"Selnur Aysever, çocuğunun zorunlu din dersinden muaf tutulması talebiyle 5 Ekim 2017'de İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bir dilekçe vermişti. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, başvuruyu 10 Kasım 2017'de "Hristiyan ya da Musevi dinlerinden birine mensup olduğunuzu belgelendirin" diyerek reddetmişti."

 

Aynı başvuruyu ben de yapmış ve tamamen aynı yanıtı almıştım. Buna ek olarak bana "Eğer Alevi iseniz AİHM'ye başvurun, davayı mutlaka kazanırsınız" demişlerdi. O zaman anayasa henüz değişmemiş, AİHM'ye başvurmak zorlaşmamıştı ve bu davalara Türkiye'de pek bakılmıyordu. Ama bakılsa bile gidip dava açmazdım. Benim amacım çocuğumu aptal din dersinden ve din baskısından korumaktı, dava açınca o dava en iyi ihtimalle iki yıl sürecekti ve çocuk süre zarfında din dersine girmeye devam etmek zorunda olacaktı. Ne anladım ben bu işten...

 

Demek istediğim, benim aydınlık için mücadele etmek, topluma örnek olmak vb amaçlarım hiç yoktu. Tek amacım çocuğumu din saçmalığına inanmıyorken ondan sorumlu olması, iğrenç Arapça dua ve sureleri ezberlemek zorunda bırakılması ve bunlardan not almak için çalışmaya zorlanmasının önüne geçmekti. 

Selnur Aysever'in taşıdığı kaygıları hiç taşımadım. Çocuğumun beynini yıkarlar, travmalar yaşar vb endişelerim hiç yoktu. Elbette beynini yıkayamazlardı veya onu inançlı biri haline getiremezlerdi ya da izlettikleri dandik filmlerle korkutamazlardı. Ama din dersinden de iyi not almak için papağan gibi Arapça sureler ezberlemek, iğrenç din ahlakını öğrenmek, o rezil hadislerle ve geleneksel saçma öğretilerle muhatap olmak son derece gereksiz. Din dersine deli gibi çalışmak yerine oturup kitap okusun, başka yazılılarına çalışsın, hatta hiçbirini yapmayıp yalnızca oyun oynasın. Çok çok daha verimli ve yararlı saatler geçirir.

 

Ben de gittim ertesi gün Hristiyan yaptım çocuğu. Kimliği alıp okula ibraz ettim ve din derslerinden daima muaf oldu.

Ayrıca Selnur Aysever gibi din derslerinde sınıftan çıkartmadım onu. Hocalarına her zaman "Benim çocuğum din dersinden muaf ama sizin için sakıncası yoksa ve kendisi de tercih ederse sınıfta kalmasını isteyeceğim" dedim, bayıla bayıla kabul ettiler. Aynı anda "Evet, o Hristiyan ama biz inançsız bir aileyiz, kızımıza hiçbir dini öğretmedik, lütfen ona Hristiyanlık hakkında da soru sormayın" dedim. Sormadılar tabii.

 

Hristiyan bir ülkede yaşasaydım ve onu Hristiyan baskıdan kurtarmak için başka dine geçmek geçmek daha pratik bir yol olarak görünseydi yine aynısını yapardım. Yani amaç çocuğu dinden korumaksa yollar çok. Ama bunu idealist bir mesele, bir savaş haline getirmek bana pek samimi gelmiyor. Çocuk o mücadele sırasında aylarca, yıllarca o derse girmek zorunda. Ben buna göz yummak istemedim, yummadım da. Çünkü o dönemler Fethullah çok popüler ve güçlüydü, din baskısı en tepelerdeydi. Seçmeli dersler bile Muhammed'in hayatı, şu bu şeklinde idi ve herkes girmeye mecbur kalıyordu. Biz hepsinden kurtulduk, basit bir kimlik değiştirme ile.

 

Valla ben o zamanlar da forumda, din dersinden yakınan ateist arkadaşlara gidin çocuğun dinini değiştirin, kurtulun diyordum ama anladım ki pek öyle kolay bir şey değil bu. Yetişkin de olsalar, ateistler, kendi aile ve çevrelerine de bir şekilde hesap veriyor, onlar ne der diye düşünüyorlar. 

Benim annem babam da direkt destekledi ve hemen git değiştir dedi. Sanıyorum bu bir rahatlık, güven sağlıyor insana. Bilemiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Burası bir devlet okulu değil gibi duruyor. Devlet okullarında bu kadar yabancı dil dersi verilmez. 

 

Bu genelde özel okulların huyudur. Ailelerde genelde çocukları yabancı dili, özellikle ingilizceyi iyi bilsin isterler zaten. 

1871817431_Adsz.thumb.png.343e951049a853ab548b00acb699bd70.png

 

http://ttkb.meb.gov.tr/www/haftalik-ders-cizelgeleri/kategori/7

 

 

Kaynaksız, desteksiz atıp tutmak bizim insanımızın huyudur zaten. 

 

 

Hele, hele ingilizce öğrenmeye karşı kişiler görüyorum burada onlara yanıt vermeye hiç değmez..

 

 

 

 

Edit: Bu arada din dersi zorunlu ders olarak gösterilmiş (liselerde de aynı şekilde)

 

 

 

tarihinde Sütlü Kase tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
37 dakika önce, Türk Ateist yazdı:

Aynı başvuruyu ben de yapmış ve tamamen aynı yanıtı almıştım

 

Sevgili kardeşim, bu içten yazın için teşekkür ediyor ve aynı başarıya sessiz-sedasız ulaştığın için ayrıca tebrik ve takdir ediyorum.

Aslında bu açıklamanız bir nevi sürpriz cevap niteliğinde oldu, zira sana böyle bir şey denedin mi gibi sormayı düşünüyordum, çünkü senden böyle bir girişim olabileceğini tahmin ediyordum, sormadan almış olduğum cevap beni fazlasıyla memnun etti.

 

Konuyla uzaktan ilgili bir durum benim başıma gelmişti.

Zanedersem 19 yaşındaydım, bir işe girecektim.

Ne iş yapacağımı sorduğumda patron bana şu cevabı verdi,

"Bizler çalışırken, sen de bizlere dini kitaplar okuyacaksın".

Bu durum bir ateist için kabullenemez gibi görünür, lakin bilgimi geliştirmek ve din uydurmaları hakkında daha geniş bilgi sahibi olmak için bunu fırsat sayıp memnunlukla kabul ettim, çünkü o zamanlar bu konular üzerinde  araştırma dönemimdi.

Patrona bu işi kabullendiğimi, ancak beni namaza-niyaza davet etmemelerini ve ateist olduğumu söyledim.

Patron sanki sevinmiş gibi "sorun yok" dedi.

Tabi onun neye sevindiğini tahmin etmek zor değildi, aklınca bir ateiste dini kitaplar okutmanın mutluluğunu tadacaktı.

Oysa asıl mutlu olan ve için için gülen bendim, o kitapların bir ateisti daha çok olgunlaştırdığının farkında değildi...

tarihinde bilgivehis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, Türk Ateist yazdı:

 

"Selnur Aysever, çocuğunun zorunlu din dersinden muaf tutulması talebiyle 5 Ekim 2017'de İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bir dilekçe vermişti. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, başvuruyu 10 Kasım 2017'de "Hristiyan ya da Musevi dinlerinden birine mensup olduğunuzu belgelendirin" diyerek reddetmişti."

 

Aynı başvuruyu ben de yapmış ve tamamen aynı yanıtı almıştım. Buna ek olarak bana "Eğer Alevi iseniz AİHM'ye başvurun, davayı mutlaka kazanırsınız" demişlerdi. O zaman anayasa henüz değişmemiş, AİHM'ye başvurmak zorlaşmamıştı ve bu davalara Türkiye'de pek bakılmıyordu. Ama bakılsa bile gidip dava açmazdım. Benim amacım çocuğumu aptal din dersinden ve din baskısından korumaktı, dava açınca o dava en iyi ihtimalle iki yıl sürecekti ve çocuk süre zarfında din dersine girmeye devam etmek zorunda olacaktı. Ne anladım ben bu işten...

 

Demek istediğim, benim aydınlık için mücadele etmek, topluma örnek olmak vb amaçlarım hiç yoktu. Tek amacım çocuğumu din saçmalığına inanmıyorken ondan sorumlu olması, iğrenç Arapça dua ve sureleri ezberlemek zorunda bırakılması ve bunlardan not almak için çalışmaya zorlanmasının önüne geçmekti. 

Selnur Aysever'in taşıdığı kaygıları hiç taşımadım. Çocuğumun beynini yıkarlar, travmalar yaşar vb endişelerim hiç yoktu. Elbette beynini yıkayamazlardı veya onu inançlı biri haline getiremezlerdi ya da izlettikleri dandik filmlerle korkutamazlardı. Ama din dersinden de iyi not almak için papağan gibi Arapça sureler ezberlemek, iğrenç din ahlakını öğrenmek, o rezil hadislerle ve geleneksel saçma öğretilerle muhatap olmak son derece gereksiz. Din dersine deli gibi çalışmak yerine oturup kitap okusun, başka yazılılarına çalışsın, hatta hiçbirini yapmayıp yalnızca oyun oynasın. Çok çok daha verimli ve yararlı saatler geçirir.

 

Ben de gittim ertesi gün Hristiyan yaptım çocuğu. Kimliği alıp okula ibraz ettim ve din derslerinden daima muaf oldu.

Ayrıca Selnur Aysever gibi din derslerinde sınıftan çıkartmadım onu. Hocalarına her zaman "Benim çocuğum din dersinden muaf ama sizin için sakıncası yoksa ve kendisi de tercih ederse sınıfta kalmasını isteyeceğim" dedim, bayıla bayıla kabul ettiler. Aynı anda "Evet, o Hristiyan ama biz inançsız bir aileyiz, kızımıza hiçbir dini öğretmedik, lütfen ona Hristiyanlık hakkında da soru sormayın" dedim. Sormadılar tabii.

 

Hristiyan bir ülkede yaşasaydım ve onu Hristiyan baskıdan kurtarmak için başka dine geçmek geçmek daha pratik bir yol olarak görünseydi yine aynısını yapardım. Yani amaç çocuğu dinden korumaksa yollar çok. Ama bunu idealist bir mesele, bir savaş haline getirmek bana pek samimi gelmiyor. Çocuk o mücadele sırasında aylarca, yıllarca o derse girmek zorunda. Ben buna göz yummak istemedim, yummadım da. Çünkü o dönemler Fethullah çok popüler ve güçlüydü, din baskısı en tepelerdeydi. Seçmeli dersler bile Muhammed'in hayatı, şu bu şeklinde idi ve herkes girmeye mecbur kalıyordu. Biz hepsinden kurtulduk, basit bir kimlik değiştirme ile.

 

Valla ben o zamanlar da forumda, din dersinden yakınan ateist arkadaşlara gidin çocuğun dinini değiştirin, kurtulun diyordum ama anladım ki pek öyle kolay bir şey değil bu. Yetişkin de olsalar, ateistler, kendi aile ve çevrelerine de bir şekilde hesap veriyor, onlar ne der diye düşünüyorlar. 

Benim annem babam da direkt destekledi ve hemen git değiştir dedi. Sanıyorum bu bir rahatlık, güven sağlıyor insana. Bilemiyorum.

 

Merhaba,çocuğunuza nasıl bir eğitim veriyorsunuz?

 

Sorduğu dini ve inanç ile ilgili sorulara verdiğiniz cevaplar neler?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...