Jump to content

Peygamberin evliliklerini yeniden okuyalım


Recommended Posts

1 minute ago, Hasan Akçay said:

 

 

 

Affedersiniz, yanlışlıkla 3:6 yazmışım;

doğrusu, siz de kolayca farkettmişsiniz, 4:6'dır.

4:6'yı müzakere etmek istiyor musunuz?

 

Soruyu zaten yukarda sordum.

 

Arapça büluğ ve büluğa ermek nedir, hangi kelimeler kullanılır?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 84
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

54 minutes ago, sağduyu said:

 

Soruyu zaten yukarda sordum.

 

Arapça büluğ ve büluğa ermek nedir, hangi kelimeler kullanılır?

 

 

İhtilam.

"İhtilam"a ermemiş çocuklarınız -ellezîne lem yebugel "hulum"e... (2:58)

 

Nikah ve ihtilam eş anlamlıdır.

 

Örneğin

24: 60 

nikah beklentisi kalmamış OTURAN (bir bakıma YATALAK) kadınlardan söz eder -el KAVÂiDU mimen nisâ illétî lâ yercûne nikah... . 

4:6'daki nikah kelimesi de odur. Yetimleri onların ilk ihtilamına kadar gözlemleyin -vebtelul yetâmé hattâ izâ belagun nikah.

 

"İhtilam"a eren bir çocuk 

cinsel ilişkide bulunabilir yani o güce sahiptir artık

ama henüz evlenme ehliyeti (rüşd) edinmemiştir.  

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, Hasan Akçay said:

 

 

İhtilam.

"İhtilam"a ermemiş çocuklarınız -ellezîne lem yebugel "hulum"e... (2:58)

 

Nikah ve ihtilam eş anlamlıdır.

 

Örneğin

24: 60 

nikah beklentisi kalmamış OTURAN (bir bakıma YATALAK) kadınlardan söz eder -el KAVÂiDU mimen nisâ illétî lâ yercûne nikah... . 

4:6'daki nikah kelimesi de odur. Yetimleri onların ilk ihtilamına kadar gözlemleyin -vebtelul yetâmé hattâ izâ belagun nikah.

 

"İhtilam"a eren bir çocuk 

cinsel ilişkide bulunabilir yani o güce sahiptir artık

ama henüz evlenme ehliyeti (rüşd) edinmemiştir.  

 

Nikah nasıl ihtilamla eş anlamlı oluyor? Böyle saçmalık mı olur? İhtilam olan çocuk nikahlanmış mı oluyor? Sen evlendiğinde ben nikahlandım demek yerine ihtilam oldum mu dedin yoksa? Bırak, güldürme insanı. İnsan bu kadar saçmalar mı?

 

Yahu 4:6'da nikah deniyor, ne ihtilamından bahsediyorsun? Bu put madem ihtilam diyecek, ne diye doğrudan ihtilam demiyor? 24:58'de ihtilam demesini biliyor da 4:6'da neden dememiş?

 

Bir de 24:60'ı örnek vermişsin, ki konuyla hiç alakası yok, orada bahsedilen yaşlanmış ve nikah beklentisi kalmamış kadınlardan bahseder. Oturan, yatalak kelimelerini nerenden uydurdun?

 

Bak, Kuran senin gibileri nasıl tanımlamış:

 

3:78. Onlardan bir grup var ki, Kitab’dan olmadığı hâlde Kitab’dan sanasınız diye (okudukları) Kitap’tanmış gibi dillerini eğip bükerler ve, “Bu, Allah katındandır” derler. Hâlbuki o, Allah katından değildir. Bile bile Allah’a karşı yalan söylerler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 minutes ago, Hasan Akçay said:

Yazdıklarımı anlamamışsın

ve bana hitaben pis sözler ederek 

ilgisiz şeyler yazmışsın.

 

Özür dile.

 

Yazdığın iletinin en başına bakacağım; 

özür dilediysen iletini okuyacağım.

özür dilemediysen okumuyacağım.

 

Saçmaladığın ortaya çıkınca yine ağlamaya başlamışsın. Yahu ister oku, ister okuma, umurumda bile değil. Ayrıca sanma ki o iletileri senin için yazıyorum, o iletileri aklını ve mantığını devreye sokan, düşünmeye ve soru sormaya başlayan insanlar için yazıyorum. Senden bu saatten sonra ne köy olur ne kasaba. İnsan bu saate kadar bu dinin ne olduğunu anlamadıysa bu saatten sonra hiç anlamaz, araplar senin beynini mühürlemiş, çalışmıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yine Hasan Akçay konuya saçma ithamlarla dadanmış. Bu adamın yazdıklarını görünce midem bulanıyor. Hayattan soğuyorum.

1400 yıllık islam fıkıhı, tefsiri, pratiği ortada Hasan Akçay, yalan söyleyip bu dini aklayamazsın. Senin yahudi olduğundan şüpheleniyorum. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yahudiler ve Vatikan şu an Türklerin müslüman kalmasından ve  çok sayıda Arap müslümanın gelmesinden çok mutlular.

1400 yıllık intikamlarını alıyorlar.

Türkiye onlar için iyi bir sömürge olacak.

Öyle düşünme demeyin.

Ilımlı, ılımsız her islamcı dincinin arkasında bunlar var.

Türkiye aydınlanırsa ekonomik pazarlarını kaybedeceklerini çok iyi biliyorlar.

Şu an Türk ekonomisinin çoğu bunların elinde.

Hasan Akçay’da bunların piyonu.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 29.07.2019 at 00:44, Kindi said:

 

 

Safiyyeye diyor ki ; 

 

Sana iki teklifim olacak 

1- Müslümanlığı seç seni eşim olarak alayım hür ol

2- Eğer müslümanlığı seçmessen de azatlısın hürsün istediğin yere gidebilirsin diyor

 

zorlama yok, baskı yok 

 

ama Hz. Safiyye ilkini seçiyor

Bunu ispatlaman gerekiyor. Sizlerin ahlaksız muho'yu müdafaa etmek için söylemeyeceğiniz yalan yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, Kindi said:

Buhari senin için güvenilir kaynak o zaman. Muho'nun rezilliklerini anlatırken buhari'den alıntı yaptığımızda diğer müsloşlar gibi kıvırmayacaksın. Ha az buçuk mantık sahibi olan insan, hemen katliam ardından bu mutlu aile tablosunu yemez ama buharı kaynaklarını sana kabul ettirmek kazanımı ile kabul edelim bakalım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

 

Kurân-ı Kerîm

kişilerin evlenebilecek konuma gelmeleriyle alakalı olarak bir takım ölçütler koymuştur.

Bu ölçütlerden en önemlisi Nisâ sûresinin 6. ayetinde geçer. Orada evlilik çağı diye bir kavram kullanılır

ve bu "evlilik çağı"nın da aynı ayette rüşd olduğu gösterilir. 

 

Rüşd, kişinin toplum içierisinde

saygınlık kazandığının,

birey olduğunun, 

hem kendisi için hem de bakmakla yükümlü olduğu kişiler için güvenilir bir birey olduğunun göstergesidir.

 

Öte taraftan Kurân-ı Kerîm'de

evliliğin tarafları olarak kadın ve erkeğin namuslu olması gerektiğine dair şart,

mehir alan ya da mehir veren kişi olduklarına dair vurgular

ancak ve ancak reşid duruma gelmiş kişiler için söz konusudur.

 

Tüm bu kriterlerden hareketle, Kurân-ı Kerîm'e göre

bir kişinin reşid olmadan evlenmesi ya da velileri tarafından evlendirilmesi 

kabul edilebilir değildir.

 

*

 

Ve Prof Abdülaziz Bayındır:

 

 

 

Profesör Bayındır'a katılmadığım hususlar var;

videonun altında görüş belirtme imkanı tanınsaydı

bunları orada belirtebilirdim.

.

 

 

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
10 hours ago, Kindi said:

 

Sana kaynak sorulunca hadis getireceksin, din propagandası yapan dincilerin tek taraflı, at gözlüğü ile yaptığı yorumları değil.

 

Mesela şöyle:

 

Fasil:KİTÂBU`S-SALÂT

Konu:Câriye âzad edip evlenmek;Hayber Gazâsı;Sabah namazının vakti

Ravi:Enes b. Mâlik

Baslik:HAYBER GAZÂSINA ÇIKAN RESÛLULLÂH (SALLA`LLÂHU ALEYHİ VE SELLEM) İN FETİHDEN ÖNCE SABÂH NAMAZINI KARANLIK İKEN KILMASI

Hadis:Enes der ki herifler (sabah vakti) işlerinin başına (gitmek üzere evlerinden) çık(ıp da bizi gör)ünce: "Amanın, (işte) Muhammed!", (Râvî Abdü`l-Azîz b. Süheyb`in bâzılarından rivâyetine nazaran da:) "İşte Muhammed! İşte hamîs! Yâni ordu!" di(ye bağırış)dılar. Enes der ki: Hayber`i anveten (yâni harben) ele geçirdik. Seby toplandı. (Derken) Dihye (b.Halîfetü`l-Kelbî) gelip: "Yâ Nebiyya`llâh, bana sebyden bir câriye ver." dedi. "(Haydi) git de bir câriye al." buyurdu. (Dihye) safiyye bint-i Huyey b. Ahtab`ı aldı. Biri, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`e gelip: "Yâ Nebiyya`llâh, Dihye`ye (Benû) Kureyza ile (Benü`n-) Nadîr`in seyyidesi olan safiyye bint-i Huyeyy`i verdin. (Halbuki) o, Senden başkasına münâsib olamaz." dedi. Bunun üzerine: "Onu da, onu da çağırınız." buyurdu. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem safiyye`ye nazar edince (Dihye`ye): "Bundan başka bir câriyeyi sebiyden al." di(ye emret)di. Enes der ki: (Resûl-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem) safiyye`yi ı`tâk ve tezevvüç buyurdu ve âzâtlığını kendisine sadâk (yâni mehr) etti. Nihâyet yol üzerinde iken Ümmü Süleym, safiyye`yi aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm için cihazlayıp gece olunca gerdeğe koydu. Artık Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem güveyi olmuştu. Sabah olunca: "Kimde bir şey varsa getirsin." buyurdu. Kimi yağ, (kimi başka şey) getirdi. (Râvî der ki: Enes) Sevîkı yâni kavudu da saydı zannederim. Enes der ki: (Hazır olan) cemâat, hays yap(ıp ye)diler ki, Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in velîmesi bu olmuş oldu.

HadisNo:241

 

Peygambere bak, savaşta ele geçirdiği kadınları cariye olarak adamlarına dağıtıyor, adamlardan birisi güzel bir cariye seçince Muhammed cariyeyi adamın elinden alıyor, kendine ayırıyor, sen git başka birisini al diyor.

 

Bak, böyle hadisi hiç yorum katmadan doğrudan verince İslam denen dinin çirkin yüzü ortaya çıkıyor.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 hours ago, Hasan Akçay said:

Kurân-ı Kerîm

kişilerin evlenebilecek konuma gelmeleriyle alakalı olarak bir takım ölçütler koymuştur.

Bu ölçütlerden en önemlisi Nisâ sûresinin 6. ayetinde geçer. Orada evlilik çağı diye bir kavram kullanılır

ve bu "evlilik çağı"nın da aynı ayette rüşd olduğu gösterilir. 

 

Nisa 6. Yetimleri deneyin. Nikaha erdiklerinde, eğer reşid olduklarını görürseniz, mallarını kendilerine verin.

 

Şu ayetten nikah için rüşt arandığını çıkarmak sadece salaklıkla açıklanamaz, aynı zamanda art niyetle, sahtekarlıkla, ikiyüzlülükle, kaypaklıkla açıklanabilir.

 

Bir insan ne kadar salak olursa olsun, ayette rüşdün sadece mallarını vermekle ilgili olduğunu, nikahla hiç bir ilgisinin olmadığını anlar

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, malta erigi yazdı:
11 saat önce, Kindi yazdı:

Buhari senin için güvenilir kaynak o zaman. Muho'nun rezilliklerini anlatırken buhari'den alıntı yaptığımızda diğer müsloşlar gibi kıvırmayacaksın. Ha az buçuk mantık sahibi olan insan, hemen katliam ardından bu mutlu aile tablosunu yemez ama buharı kaynaklarını sana kabul ettirmek kazanımı ile kabul edelim bakalım.

 

Hocam bu müsloşların işleri güçleri yalan dolan olduğunu bildiğim için üşenmedim baktım

 

Alıntı

Fasıl:NİKAH BÖLÜMÜ

Konu:Resulullah (sav)'ın Zevceleri

Kaynak:Buhari, Salat 12, Ezan 6, Salatu'l-Havf 6, Cihad 102, 130, Menakıb 27, Megazi 38; Müslim, Nikah 464, (1367); Ebu Davud, Haraç ve'l-İmaret 21, (2996, 2997, 2998); Nesai, Nikah 79, (6, 131-134)

Ravi (r.a.):Enes

Hadis:Resulullah (sav) Hayber'e geldi. Allah kaleyi fethetmeyi müyesser kılınca, kendisine Safiyye Bintu Huyey İbni Ahtab'ın güzelliğinden bahsedildi. Safiyye'nin kocası savaş sırasında öldürülmüştü. Kadın daha yeni evlenmişti. Aleyhissalatu vesselam, ganimetten pay olarak kendisine onu seçti. Oradan Safiyye ile birlikte çıktılar. Revha nam mevkiye geldiler. Aleyhissalatu vesselam orada gerdek yaptı. Sonra küçük bir yaygı içerisinde has (denen hurma, yağ ve keş'ten mamul bir yemek) hazırladı. Sonra bana: "Etrafındakileri çağır!" buyurdu. Bu, Resulullah (sav)'ın Safıyye için verdiği düğün yemeği idi. Sonra oradan Medine'ye hareket ettik. Resulullah (sav) Safiyye için, bineğinin terkisine bir örtü seriyordu. Sonra devesinin yanıda çömelip dizini dayadı. Safiyye (ra), dizine basarak deveye bindi.

Kayıt No.:5617  

 

Aynen tahmin ettiğim gibi teklif falan yok, safiyeyi ganimet olarak alıp tecavüz ediyor..

Link to post
Sitelerde Paylaş
22 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

İhtilam.

"İhtilam"a ermemiş çocuklarınız -ellezîne lem yebugel "hulum"e... (2:58)

 

Nikah ve ihtilam eş anlamlıdır.

 

Örneğin

24: 60 

nikah beklentisi kalmamış OTURAN (bir bakıma YATALAK) kadınlardan söz eder -el KAVÂiDU mimen nisâ illétî lâ yercûne nikah... . 

4:6'daki nikah kelimesi de odur. Yetimleri onların ilk ihtilamına kadar gözlemleyin -vebtelul yetâmé hattâ izâ belagun nikah.

 

"İhtilam"a eren bir çocuk 

cinsel ilişkide bulunabilir yani o güce sahiptir artık

ama henüz evlenme ehliyeti (rüşd) edinmemiştir.  

Hasan Bey , iletişim kurma konusunda ki başarılı üslübunuzu ve insani yönünüzü takdir etsem de , kutsal metinleri anlam yönünden çarpıtmak ve akla zarar tevil ve yorumlarınızı eleştirmeden geçemeyeceğim , çünkü bu derece tevile , yoruma izin verildikten sonra misal '' Bugün sıcak bir gün ''' gibi basit bir cümle kurulduğunda bile ''sıcak '' aslında şu manaya geliyor olabilir , bugün diye belli bir günün cümle başına konulmuş olması anlamını henüz bilmediğimiz belli bir vakte işaret ediyor olabilir vs.. vs...…….. böylesi türden cambazlıklarla! buna olağanüstü anlamlar yüklenebilir bundan kolay ne var ki yani , bu sizin yaptığınız iş mi şimdi elinizi vicdanınıza koyun, Eğer yorumlamalarınızda sınırları belirgin ve net bir ölçü mekanizması belirlerseniz bu çok daha muteber olur kanaatindeyim saygılar selamlar .. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, Duru akıl said:

Hasan Bey , iletişim kurma konusunda ki başarılı üslübunuzu ve insani yönünüzü takdir etsem de , kutsal metinleri anlam yönünden çarpıtmak ve akla zarar tevil ve yorumlarınızı eleştirmeden geçemeyeceğim , çünkü bu derece tevile , yoruma izin verildikten sonra misal '' Bugün sıcak bir gün ''' gibi basit bir cümle kurulduğunda bile ''sıcak '' aslında şu manaya geliyor olabilir , bugün diye belli bir günün cümle başına konulmuş olması anlamını henüz bilmediğimiz belli bir vakte işaret ediyor olabilir vs.. vs...…….. böylesi türden cambazlıklarla! buna olağanüstü anlamlar yüklenebilir bundan kolay ne var ki yani , bu sizin yaptığınız iş mi şimdi elinizi vicdanınıza koyun, Eğer yorumlamalarınızda sınırları belirgin ve net bir ölçü mekanizması belirlerseniz bu çok daha muteber olur kanaatindeyim saygılar selamlar .. 

 

 

Alıntıladığınız iletimde

cambazlık ettiğim kelime hangisidir;

lütfen belirtir misiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

Alıntıladığınız iletimde

cambazlık ettiğim kelime hangisidir;

lütfen belirtir misiniz.

Hay hay , efendim şimdi şöyle arzedeyim ;birincisi  burada söz konusu ihtilam ve nikah arasında eş anlamlılık teorisini ortaya atma gerekçeniz nedir,  , çünkü ihtilam olmak ilk deneyim bağlamında kişinin dini açıdan mükellef sayılması anlamına geldiği(buluğa ermek) oldukça meşhurdur . Bir diğer konu da'' Rüşd ''kavramı  evlenme salahiyeti değil de maddi yükümlülükleri çekip çevirebilecek bir zihinsel donanıma sahip olma yeterliliğini çağrıştırıyor (siyak-sibak meselesini de göz önünde bulundurur isek) çünkü bu kavram da hukuk terimleri arasında sıklıkla geçen bir kavramdır , teşekkür ederim .

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Duru akıl said:

Hay hay , efendim şimdi şöyle arzedeyim ;birincisi  burada söz konusu ihtilam ve nikah arasında eş anlamlılık teorisini ortaya atma gerekçeniz nedir,  çünkü iHTiLAM olmak ilk deneyim bağlamında kişinin dini açıdan mükellef sayılması anlamına geldiği (buluğa ermek) oldukça meşhurdur . Bir diğer konu da'' Rüşd ''kavramı  evlenme salahiyeti değil de maddi yükümlülükleri çekip çevirebilecek bir zihinsel donanıma sahip olma yeterliliğini çağrıştırıyor (siyak-sibak meselesini de göz önünde bulundurur isek) çünkü bu kavram da hukuk terimleri arasında sıklıkla geçen bir kavramdır , teşekkür ederim .

 

 

Sizin de isabetle belirttiğiniz üzere

iHTiLAM olmak ve (buluğa ermek)

aynı şeydir.

 

Bir de bu iki kelimeye siz

dini açıdan yani islam açısından bakıyorsunuz 

ama öyle bir şey olamaz.

 

Yani ihtilam, eğer ihtilam olanları mükellef yapsaydı

yalnızca müslümanlar değil

ihtilam olan herkes mükellef olurdu; yahudi, Hristiyan, ateist...

 

Lütfen! Tıp var bilim var; akıl var izan var

yani örneğin Türkiye'de 13'ünde aybaşı olduğuna göre cinsel ilişkide bulunma gücüne sahiptir diye

hâlen kendisi* bebek olan bir kız... annelik ehliyetini kazanmış mıdır?

 

*

 

Alıntıladığınız iletimde ihtilam ve nikahın eş anlamlılığı ise

özel olarak 24:60 ve 4:6 bağlamında söz konusu edilmiştir;

yoksa genel olarak nikah, nikah kıymaktır yani evlenmek.

 

"Nikah"ın

"göstergesi ihtilam olan cinsel ilişkide bulunma gücü" olduğunu

Muhammed Esed, Arap filologlara gönderme yaparak,

24:60'a düştüğü 84 nolu dipnotta belirtiyor. Oraya bakılabilir.

 

Daha söylenmesi gerekenler var

ama şimdilik bu kadar.

 

_________________________________________________________________

 

*Bir bilim adamının bununla ilgili anısını okudum; yazıyı bulursam getireyim:

 

Bu toplantıya gelirken yol kenarında küçük bir kız gördüm, diyor bilim adamı;

küçük kız, bir şey olmuş şarampola düşmüş... ağlıyordu. 

Bebeğine mi ağlıyordu, kendisine mi? (Zira kendisi bebekti henüz.)

Ağlıyordu yalnızca. Şarampola düşen bebeğini kaldırıp almadan, alamadan.

.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
7 saat önce, Ebu Kafir yazdı:

 

Hocam bu müsloşların işleri güçleri yalan dolan olduğunu bildiğim için üşenmedim baktım

 

 

Aynen tahmin ettiğim gibi teklif falan yok, safiyeyi ganimet olarak alıp tecavüz ediyor..

 

 

Burada teklif kısmı rivayet edilmemiş diye sadece bu hadise bakarak öyle bir teklif yok hükmü mü çıkarılıyor .

 

Bu hadiste yoksa benim sana verdiğim kaynaklardaki hadiste var

 

sana şimdi hadis usulü mü anlatayım sayfalarca kendinize göre işinize geldiği gibi anlam çıkartıyorsunuz.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...