Jump to content

Peygamberin evliliklerini yeniden okuyalım


Recommended Posts

42 dakika önce, Kindi yazdı:

Burada teklif kısmı rivayet edilmemiş diye sadece bu hadise bakarak öyle bir teklif yok hükmü mü çıkarılıyor .

 

Bu hadiste yoksa benim sana verdiğim kaynaklardaki hadiste var

 

sana şimdi hadis usulü mü anlatayım sayfalarca kendinize göre işinize geldiği gibi anlam çıkartıyorsunuz.

 

Teklif konusunda ısrarlıysanız bunu gösteren sahih hadisi asıp kanıtlamanız uygun olur, desteksiz akıl yürütme ve tefsir denemeleri iddianızı kanıtlamıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 84
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

55 minutes ago, Kindi said:

 

 

Burada teklif kısmı rivayet edilmemiş diye sadece bu hadise bakarak öyle bir teklif yok hükmü mü çıkarılıyor .

 

Bu hadiste yoksa benim sana verdiğim kaynaklardaki hadiste var

 

sana şimdi hadis usulü mü anlatayım sayfalarca kendinize göre işinize geldiği gibi anlam çıkartıyorsunuz.

 

 

 

Şaklaban herif hala benim vediğim kaynaklardaki hadislerde var diye kıvırıp duruyor, varsa versene o hadisleri.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

Sizin de isabetle belirttiğiniz üzere

iHTiLAM olmak ve (buluğa ermek)

aynı şeydir.

 

Bir de bu iki kelimeye siz

dini açıdan yani islam açısından bakıyorsunuz 

ama öyle bir şey olamaz.

 

Yani ihtilam, eğer ihtilam olanları mükellef yapsaydı

yalnızca müslümanlar değil

ihtilam olan herkes mükellef olurdu; yahudi, Hristiyan, ateist...

 

Lütfen! Tıp var bilim var; akıl var izan var

yani örneğin Türkiye'de 13'ünde aybaşı olduğuna göre cinsel ilişkide bulunma gücüne sahiptir diye

hâlen kendisi* bebek olan bir kız... annelik ehliyetini kazanmış mıdır?

 

*

 

Alıntıladığınız iletimde ihtilam ve nikahın eş anlamlılığı ise

özel olarak 24:60 ve 4:6 bağlamında söz konusu edilmiştir;

yoksa genel olarak nikah, nikah kıymaktır yani evlenmek.

 

"Nikah"ın

"göstergesi ihtilam olan cinsel ilişkide bulunma gücü" olduğunu

Muhammed Esed, Arap filologlara gönderme yaparak,

24:60'a düştüğü 84 nolu dipnotta belirtiyor. Oraya bakılabilir.

 

Daha söylenmesi gerekenler var

ama şimdilik bu kadar.

 

_________________________________________________________________

 

*Bir bilim adamının bununla ilgili anısını okudum; yazıyı bulursam getireyim:

 

Bu toplantıya gelirken yol kenarında küçük bir kız gördüm, diyor bilim adamı;

küçük kız, bir şey olmuş şarampola düşmüş... ağlıyordu. 

Bebeğine mi ağlıyordu, kendisine mi? (Zira kendisi bebekti henüz.)

Ağlıyordu yalnızca. Şarampola düşen bebeğini kaldırıp almadan, alamadan.

.

Şahsi kanaatim o ki , gayet yerinde , bilgilendirici bir paylaşım olmuş hakkını vermek gerek teşekkürler değerli paylaşımınız için , sadece sonda yazdığınız alıntının konuyla ilgisi nedir onu kısaca izah eder misiniz Hasan Bey , hani şu bilim adamı ve düşen bebekten söz eden kısım ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 hours ago, Duru akıl said:

Şahsi kanaatim o ki , gayet yerinde , bilgilendirici bir paylaşım olmuş hakkını vermek gerek teşekkürler değerli paylaşımınız için , sadece sonda yazdığınız alıntının konuyla ilgisi nedir onu kısaca izah eder misiniz Hasan Bey , hani şu bilim adamı ve düşen bebekten söz eden kısım ?

 

 

Ön kabullerden arınmış tavrınız için

ben teşekkür ederim.

 

O bilim adamının anlattığından benim çıkardığım:

 

Küçük kız

biyolojik olarak annedir, tamam, bebek yapmış

ama annelik ehliyetini edinmemiş yani, Nisâ 6'daki kelimeyi kullanalım, rüşde ermemiş;

ruhen KENDiSi bir bebek. 

 

Bir şey olmuş, belki ayağı taşa takılmış;

kucağında bebeğiyle birlikte şarampola yuvarlanmış. 

Ruhen de anne olsaydı ilk yapacağı şey yerinden fırlamak ve bebeğini kapıp kucaklamak olurdu

ama yalnızca ağlamış. 

 

Bilim adamınının anlattığında

beni asıl etkileyen söz şu oldu:

 

O ağlayan

anne değildi,

bir bebekti. 

 

Sevgili Duru Akıl, Nisâ 6'da üzerinde durulan da aynen bu.

 

Yetimlerinizi ihtilama ermelerine kadar gözetin

 vebtelul yetâmé hattâ izâ belagun nikahe...

 

Arkadan bir ŞART ifadesi geliyor:

 

Sonra onların bir kısmında rüşd bulur iSENiZ 

fe iN énestum minhum rüşden

mallarını onlara verin -fedfeû ileyhim emvalehum...

 

Madem reşid olmuş durumdadırlar

malları üzerinde kendileri tasarrufta bulunabilirler artık.

Örneğin erkek iseler evlenirken mehir verebilirler,

kadın iseler doğurdukları bebeklerine uygun gıda ve giysi satın alabilirler...

 

Ama EĞER reşid değil iSELER

mallarını kendilerine vermeyin;

evlenemezler, haram haram.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...