Jump to content

ateistin cevapsız kaldığı anlar.


Recommended Posts

  • İleti 133
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

3 saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

peki tesadüf  nedir  sizce evrendeki  doğa daki  anlamıyla?

Sonsuz sayıda protein kombinasyonu, nükleik asitlerin oluşumu, fosfolipid hücre zarı ve duvarı oluşumu, bu hücrenin içine nükleik asitlerin girmesi tesadüf değil, bunlar o an ki dünya koşullarında oluşumu kaçınılmazdı.

Uygun proteinin bazı hücreleriniçine girmesi ise tesadüf olarak değerlendirilebilir ama bana  göre o da tesadüf değildir. Yolda yürürken para bulman ya da boka basman gibi bir şey, her insanın başına gelebilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mesela iki zar atıyorsun, 3 geliyor. 3 tüm olasılıklar arasında olan bir durum. Zarların tekrar üç gelme olasılığı, zarı tutuş biçimin, atış hızın, havanın yoğunluğu vs vs.. yani aynı koşullar tekrar sağlandığında yine üç gelir. Canlılıkta bunun gibi. Yaşam için uygun şartlar sağlandığı için ortaya çıkmıştır. Ama kontrolü yok. Einsteinın şöyle bir sözü vardır,

 

'yaşamanın iki yolu vardır: biri hiçbirşeyin mucize olmadığını düşünmek, diğeri herşeyin mucize olduğunu düşünmek.'

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 26.07.2019 at 14:33, akılsızşuursuzatom said:

Dedi ki - selimiye camisini yapan biri var mıdır +vardır -peki sana 4 seçenek sunacağım bunlardan birini seçmeni isticem -1. Seçenek tuğlalar kendi kendine dediler ki biz bu camiyi yapalım -2.seçenek bir projeye göre bu kendi kendine oluştu -3.seçenek kör sağır ve akılsız bu camiyi inşa etmiştir -4. Seçenek ise mimar Sinan inşa etmiştir + 4. Seçenetir -doğru aklı olan 3 şıkı seçmez.

Bununla  beraber  dna  örnek  veriliyor.Kendi  kendine  olamaz  gibisinden.Konu  hiç  dine  gelmedi  yani  kurana  falan  gelmedi.Hep  bu  minvalde  ilerledi.En  sonunda  ateist  çocuk  sıkışınca  Allah'ı  göster  demeye  getirdi. Muslumanda  nasıl  görünecek  ki  maddeyi  yapan  maddeyle  aynı  değildir.Masayi  yapan  masa  cinsinden  değildir  dedi.

 

Baştan aşağı aptalca ve de cahilce bir örnek.

 

-En başta bir kere, insanlar tarafından, bir amaç doğrultusunda imal edilmiş bir şey örnek gösteriliyor. Neden? Neden doğadaki muadil örnekler verilmiyor? Mesela bir kar kristali?

- İkinci olarak da, o tuğlalar makro evrene dair birimlerdir. Atom ve atom altı düzeydeki kuvvetlere tabi değiller. Misal atomlar kovalent bağ yapar. Bunun tuğla örneğindeki eşdeğerini getirebilir misin? Tuğlalar kendiliğinde bağ yaparlar mı mesela? Eğer yapmıyolarsa, salak mısın ki bu örneği getiriyorsun?!

- Atom altı düzeyde ısıl titreşimler vardır. Bunun tuğla ölçeğindeki, tuğlaların bulunduğu ortamdaki karşılığını getirebilir misin? 

- Atom altı ölçekte entropik kuvvet ya da yönelimler gayet etkindir..4 temel kuvvet vardır. Bunların selimiye camii ve tuğla ortamındaki karşılıklarını getirebilir misin?

 

Basitçe şu: Atom ve atom altı dünyaya karşılık cami örneğini getirmişsin. O vakit bunları tüm faktörleri ile birebir "eşleştirebilmen" gerekir. Aksi takdirde örneğin ve benzetmen geçersizdir. 

Özetle de şu: Eğer atom altı dünyasındaki kuvvet ve faktörler, ısıl titreşim ve diğer tüm etkenler, termodinamik..o tuğlalar için de geçerli olsaydı, evet o tuğlalar kendi başına camiye öncülük edecek ön yapıları oluşturur, akabinde doğal seçilim ve evrime karşılık gelen bir süreç de devreye girerse, o tuğlaların içinde olduğu süreç, kendi kendine camiyi oluşturur!

 

DNA örneğine gelince, DNA'nın bir kerede kendi kendine oluşması gibi bir zorunluluk yok. Hatta böyle bir şey yok. Ama o şark kurnazı dinci muhtemelen bunu böyleymiş gibi aktarıyor. Bunun için önce RNA dünyasına ve ribozimlere dönmen gerekiyor. Ve bu bağlamda DNA bir anda, bir kerede olmasa da, o sürecin sonunda kendiliğinden oluşur! Ama o cahil dincinin bunların herhangi birinden zerre haberi yok işte. Adı üzerinde: Cahil!

 

On 26.07.2019 at 15:06, akılsızşuursuzatom said:

evren  ve doğa  buna  işaret  ediyor.canlilarin  burada  ortaya  çıkıp  bilinc  sahibi  olması  bir  zatın  iradesini  yani  istemesini  gösterir. Evren  gibi  muazzam  büyük  ve  karmaşık  yapı  için  sonsuz  güçlü  olması  lazım ve de  neyin  nerede  olacağını  hangi  canlı da neresinde  neye  yarar  şeylerin  olması  gerektiğini  yani  her şeyi  bilmesi  lazım. Bunlar  olmazsa  bir  şeylerin  eksik  olduğunu  her  akıl  sahibi  anlar .Maddeyi  kendi  haline  bıraksak  yani  atomlar  şuursuzca  hareket  etse  ( dışarıdan  bir  güç  irade  bilgi  müdahil  olmasa  at onlar bu  yapıları  oluşturamaz hele  ki  bilinçli  canlılar  ortaya  çıkaramaz. 

 

Bütün diğer saçmalıkları geçiyorum da, neden sonsuz güç? Neye, hangi kritere göre? Hangi referans çatısına göre? Elinizde evren yapımı ve tanrılığın el kitabı falan var da, ona bakıp mı söylüyorsunuz bunları? Ve siz gerizekalıların anlamamakta ısrar ettiği husus şu: Düzen için, zeka, bilinç, şuur falan gerekli değildir. Hatta ve hatta tam tersinde, akıl bilinç ve şuurun oluşabilmesi için madde gereklidir. Ve madde zaten kendi halinde. Başka halini mi gördünüz bunların da atıp tutuyorsunuz...

 

Canlılığı oluşurken bizzat görmediğiniz için atıp tutmaktasınız. Ama size gözünüzün önünde naklen cereyan eden bir kar kristalinin tasarımcısını, şuurunu falan sorunca susmaktasınız. Neden? Cevap versene şuna..O kar kristalinin arkasındaki şuur, bilinç nerde hani?

 

Kaos başlığında sordun cevap verdik. Tık çıkmadı. En özeti şu: Kaos + termodinamik. Herşey için geri kalan kuvvetlerle birlikte bunlar yeterli.

 

On 26.07.2019 at 18:04, akılsızşuursuzatom said:

işte  bunu  yapan  bir  insan  tasarımcı  var. 

 

Be mankafa. Adı üzerinde, adam sana doğadaki süreci simüle ediyor. Onu simüle etmeden nasıl gösterecek be angut! Sana diyor ki, doğada böyle bir algoritma olması yeterli. Kurguya şuna buna değil, sürece bak. Var olanı örneklendiriyor sana. Zaten var olanı. Doğada var olanı. 

 

On 26.07.2019 at 23:40, akılsızşuursuzatom said:

müslüman kişinin  argümanlarındaki  hatalar neydi  sizce  videoda  ki  bu  videolar  saçmaliķsa  karşıt  yanitlarin olduğu  videolar  hazırlanmalı  değil  mi  bu  kişilere  karşı  veya  tartışma  ortamı  nasıl  sağlanabilir sizce?

 

Saçmalıklar yukarıda işte. Ortam falan sorup durma bana. Ne bileyim ben! Onu sizin vandal dincilerinize soracaksın.

 

On 27.07.2019 at 13:49, akılsızşuursuzatom said:

ayrıca  video da  anlatılan  şu  değil  mi  her şey  cansız  atomdan  oluşuyor.Mesela  bir  tasta  aynı  atomdan  canlı  olan  insanda  aynı  atomlardan  ama  birinde  bilinç  ortaya  çıkarken  cansız maddelerde  bilinç  ortaya  çıkmıyor.Musluman  olanın  esas  sormak  istediği  bu  sanırım. 

 

Burada ne demek istediğini anlayan beri gelsin..Taşla beyindeki atomların kompozisyonu aynı mı? İçinden geçtikleri süreç aynı mı?

 

On 27.07.2019 at 15:58, nogodbutAllah said:

yani dünyadaki araba örneğinden tecrübe etmiş ki dönme için en uygun form dairedir yuvarlaklıktır niye kare üçgen koymamış teker yerine

madem rastgelelik tüm geometrik şekilleri rastgele üreteceksin 

 

video da da görülmüştür ki inanma iman akıllı bilinçli bir süreçtir

inkar ise bilmeme anlamama üzerine kurulu duygusal ve gözleri kapalı bir inattır.

 

Sen idrak edebilesin diye öyle yapmış. Daire ile. Çünkü başka türlüsünü anlamlandırabilecek misin? Anlamlandırabileceğin birşeyle özdeşlik kurabilmen için. O seçilim ve algoritmadan her haltı çıkarır da, senin sınırlı zekan bunu anlar mı? Önemli olan prensip. Sen prensibini anladın mı olayın onu de bize. Ne anladın yaz bakalım. Rastgelelik ve deterministik bir süreç var mı yok mu orada..

 

Videoda görülen şey bir algoritmanın yeterli olduğu. Soru ise doğada bunun olup olmadığı. Cevap? Evet var. Hem de alası var. Bir de milyarlarca yıl, üzerine. Üzerine bir bardak su içebilirsin artık bunun.

 

On 28.07.2019 at 15:08, nogodbutAllah said:

ilk başta yumuşak jell kıvamında top gibi bir hücre  sonra bölünerek çoğalma dokular kaslar kemikler kıkırdaklar organlar organların şekil ve yerleri bağlantıları sistemler hepsi daha önceden belli bir plan olmadan oluşamaz

insan bedeninden daha basit  yapılar ev veya bir insan plastik maketi dahi plan ölçme hesap kitap olmadan oluşmaz dizayn edilmez iken

insan gibi karmaşık bir yapının tek hücreden değişerek plansız hesapsız gelmesi imkanızdır

işte  radyason kaynaklı bazı mutasyonlarda veya kanserlerde hücrelerin büyümesi bölünmesi kontrolden çıkıyor dev kafalar dev eller ayaklar orantısız uzuvlar oluşmaya başlıyor

demek ki normal sağlıklı insan gelişimi tamamen ince dakik program proje ve plana ölçüye tabii ki simetrik bir yapı aynı şekilde meydana geliyor

 

insan gelişimi büyük bir mucizedir dar kalıplar ile açıklanamaz

 

 

İnsan ölçeği ile atom altı ölçeğin arasındaki farkları idrak edebilecek bilgi, ve bunları yoğuracak zeka seviyesine ulaşmadan bunları anlamanız imkansız. Ama siz cahillikte ısrarcısınız. 

Hepsi olur ve yeri geldikçe açıklanır. Daha kimse açıklanamazlığını kanıtlamayadı bunların.

 

Kafan az biraz çalışsa plastik maket vb. gibi makro ölçekteki örnekleri, bi amaç-erek ilişkisi içerisinde üretildiği bilinen örnekleri verip durmazsın, ama çapınız bu kadar işte.

 

Ama şuncacık kar kristali nasıl oluşuyor deyince, bu en basit örnekte dahi susup kalırsınız. Biraz gurur olacak önce tabi. O olmayınca olmuyor.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
8 hours ago, melih007 said:

 

Bu forumda havada uçan laflara bakarsak serserilik yapmam OLASIDIR..

 

Tesadüf bakış açına göre değişiyorsa zaten bir şey tanımlamaya gerek yok. Sen zarı attığın anda zara çarpan bir lazer ışığın oraya 22 yazması ve sonucun 22 gelmesi tesadüf olamaz mı? Doğada lazer ışık da var , zar da var, zarı atan da.. neresi mucize sence?  
 
Bir kabın için 107 elementi koyup da canlılık beklemek ne ise bu da o işte.  Daha önceden de söyledim DNA iç enerjisini  yükseltecek şekilde oluşmuş. Bunun doğal olarak oluşması tesadüf ise konuşan kedi yada çiftleşen kurbağa ile  arı da olması gerekirken olmuyor.   
 
Hatta şuna bak, insan hayvanların doğasını mahvederken hiçbiri karşı koymuyor. İsteseler sadece karıncalar bile tüm insanlığı yok edebilir. Ama insan kendi doğasına karışanı yok ediyor.  
 
Tesadüf ile olasılığı karıştırmışsın biraz. Olasılık bilinen  durumlardan olası sonuçları hesaplar.  
 
Tesadüf ise herşeyi kapsar. Yemek pişirirken prinç proteinlerinin salyangoza dönüşmesi tesadüftür.  
 
Mucize ise zaten yok. Bunu ortaya atarak konuyu bulandırdın.  
 
Şimdi söyle bakalım zn ile hcl sizden akıllı mı? Akıllıysa bu bir tesadüf mu? Tesadüfse insanın salaklığı bir mucize olacak...işte mucize ???

 

 

 

Öncelikle sakin olursan herkes birşey öğrenecek.

 

Senin tesadüf tanımını kimse kullanmıyor. Kimsenin pilavın salyangoza dönüşeceğini iddia ettiği de yok. 

"Ateistler şöyle inanır" diyeceğin zaman onların yaptığı ve yapacağı bir tanım üzerinden git, yoksa boşluğa savuruyorsun.

 

Yeniden yazıyorum, tesadüfün tanımı bu:

 

Tesadüf: olasılığın vuku bulması sonucunda gözlemcinin bakış açısına göre düşük bir olasılığın gerçekleşmesi.

 

Yani tesadüf iddiası 1) olasılıklara bağlı ve 2) göreceli, yani şahsın bakış açısına bağlı.

O yüzden hristiyan yartılışçılar tesadüfleri olasılıksal hesaplarla ifade ederler.

 

Mesela hristiyan yaratılışçıların kozmolojik argümanlarındaki iddia şu: evrende hayat olabilmesi için fizik kurallarında çok ince bir ayar gerekir ve bu ayarın olma olasılığı da şu kadarda (10^50 gibi çok büyük bir sayı söylerler) birdir diye iddia ederler. Aynı şekilde proteinlerin biraraya gelmesinin olasılığı şu kadarda bir gibi olasılıklar ortaya atarlar. Olasılıkları da tabii ki kendi işlerine gelen belli kısıtlar çerçevesinde hesaplarlar. Böyle hesapları da hiç bir üniversite yayınlamaz, genele bakıldığında hristiyan yaratılışçıların yazdığı "popüler bilim" kitaplarında ya da bunları kaynak veren ortadoğuluların kopyala yapıştır metinlerinde bulursun.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dincilerin bilmediği veya çarpıttığı konu şu,

Dünyada hayat tesadüfen başlamadı, başlaması için herşey mevcuttu ve başladı.

Hayat bir kez başladıktan sonra çok büyük bir aksilik olmadıkca gelişerek devam edecekti.

Niye gelişecekti? 

Sonsuz bir protein ve nükleik asit kombinasyonu, bunların etkileşimi ve bunları koruyan bir hücre zarı, zırh meydana geldi. Her üçlü nükleik asit ( kodon) fizik kanunlarına göre spesifik bir aminoasit  ile bağlandı.

Uygun proteini absorbe eden hücre lafını yukarıda yanlış olarak kullanmış olabilirim ama bu başka bir hücreden fagosite edilmiş işe yarar  muhtemelen başka bir nükleik asittir. Ve o uygun proteini absorbe ettiği nükleik asitle kodlamaya başlamış olabilir. 

Sonsuz olasılıktaki nükleik asit kombinasyonu sonsuz olasılıkta protein kombinasyonu yaratabilir, bu protein kombinasyonuna milyonlarca farklı olasılıklarda inorganik element yapıya katılabilir. Bu sonsuz  kombinasyon, sonsuz sayıdaki hücrelerin bir kısmında daha uzun  süre devamlılığı sağlayacak  optimal enerjiye hizmet edebilir (Sonsuz olasılık varsa herşey mümkündür). 

Hayatta hiçbir şey tesadüf değildir, dinozorların kafasına meteor çarpmasından başka.

Ribozom ve multi hücre cumhuriyeti kavramını siz araştırın.

 

 

tarihinde Abdülmalik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir şey daha ekleyelim:

 

Evren kaç yaşında? Kabaca 13 milyar yıl.

Peki insan düzeyinde bilinç kaç yaşında? Kabaca 250.000 yıl.

Yani yine kaba tabiri ile atom denen nanenin, bu düzeyde bir bilinç yaratması 12,75 milyar yılını almış.

Tanrı derseniz de, tanrının.

 

O vakit eşleşmeyi doğru yapmak adına,

İnsan bilincini de 12,75 milyar yıl ileriye sarıp, karşılaştırmayı öyle yapacaksınız.

12,75 milyar yıllık bir gelişme, bilgi birikimi. Düşünsenize..

 

Atomun (ya da tanrının) 12,75 milyar yılda yapabildiğine karşılık, bilinç bu sürede ne(ler) yapabilir..?

Şu an itibari ile bilim ve teknolojide geldiğimiz noktadan hareketle kendi adıma bir tahminde bulunayım:

Bence çok daha iyisini yapar. Bu evrenin de, bu insanın da, bu bilincin de..

 

İşte bilinçsiz atom ile, bilinçli şuurlu bir akıl(insan) arasındaki fark (olsa olsa) budur. 

Atoma da, tanrıya da rahmet okutur.

 

Sonra, evrenin 13 milyar yılda yapabildikleri ile

İnsanın bir kaç yüzyılda yapabildiklerini kıyaslayıp da şaşırmayın.

Biraz akıllı, biraz da adil olun. İkisi aynı şey zaten, bu konu özelinde.

 

Bunu yaptığınız zaman zaten şaşırmayı bırakacaksınız.

Bunun için olsa olsa, ancak şuursuz bir atom 13 milyar yıl uğraşırdı zaten diyeceksiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, melih007 said:

Bakış açına göre tesadüf yada değil. O zaman bunu somutlaştıralım.  
Zn+ hcl her defasında sulu ortamda hidrojen çıkarıyorsa bu tesadüf müdür?  
Olayı 6 öğeli zardan dışarı çıkartıp dna oluşumuna getirdiğin zaman da tesadüfen diyebilirmisin

 

Bahsettiğin tepkimeler tesadüf değil, zorunluluktur.

DNA oluşumu için tesadüften diyebilir misinden kastın nedir?

 

Quote

Aynı olay milyarlarca kez tekrarlanıyorsa beklenmeyen durum olmaktan çıkar, kesin gözüyle bakılır. İşte falcılıkla veya tesadüfle  bilim arasındaki fark budur. Bilim bu kesinliğin varlığını araştırır.  
Bunu çoğu kez söyledim, evrim bir kural mı yoksa tesadüf mü?  
Eğer kural ise neden insan lehine ilerlemiş, eğer tesadüf ise neden konuşan bir kedi yok.  

 

Bilim "nasıl"ı araştırır. Sistemin nasıl çalıştığına bakar. İşin sonunda kesinsizlik yorumu da olan kuantum da çıkabilir..

Evrim tesadüf değildir. Doğal seçilimle determine edilmiş gayet deterministik bir süreçtir.

 

Kural kısmına gelince, evrimin altında yasalar var. Temel fizik kanunları. Ama evrimi tek başına o fiziksel kurallara, ya da o ilk örnek gösterdiğin tepkimelere indirgeyemezsin. Neden? Değişken ve dinamik, etkileşimli bir  "çoklu süreç" çünkü. Her daim aynı sonucu vermek zorunda ya da durumunda değil. Sonunu da garanti edemezsin. Tikel iki hidrojen bir oksijenin tepkimeye girmesi bağlamında. Tesadüf ya da kural şeklinde bir ikilem yok yani ortada.

 

Bir sistem düşün: bir süzgeç var, yukarıdan taşlar dökülüyor, her çeşit taş; iri, ufak, yuvarlak, kare vb..Süzgeç ise sürekli değişiyor. Kendi içinde. Bazen tamamı aynı oluyor. Bazen bir bölümü geniş, bir bölümü dar, bir bölümü kare vb. olabiliyor. Yalnız genişlik hiçbir zaman 1mm'nin altına düşmüyor bir kısmı için. Ancak artabiliyor. Ancak arttığı zaman şekil de değiştiriyor.

 

Şimdi altta biriken taşları düşün. Her daim değişecek, ama yine her daim 1mm'lik taşlar birikmeye devam edecektir. Diğer taşlar ise, süzgecin şekil ve değişiklerine edilgen olarak birikecektir. Bu sistemin arkasında temel fizik yasaları ve kurallar vardır. Ama bu sistem ve beraberinde yaşanan süreç için bir kural diyebilir misin..Kural olsa dahi, bunun bir yönü vardır diyebilir misin? Kural, sana bir yönü koşullar mı? Çünkü süzgecin bir sonraki adımda ne şekilde değişeceğine, ya da uzun süre aynı kalıp kalmayacağına dair hiçbir garanti yok. Taşların kendi şekil ve büyüklüklerinin nasıl değişeceğine dair bir garanti de yok, değişikliğin üzerinde bir insiyatifi de yok. Sadece genel bir mod var. O da 1mm'Lik taşlar. Evrim örneğinde bakteriler. Tek hücreliler. 

 

Sen ama mesela işte, kalkıp o sürecin sonunda altta birikmiş en büyük ve en karmaşık şekilli taşları kendi öznel estetik algına göre "lehte" ve seçilmiş kabul ediyorsun. Birikmek anlamında en başarılıları ise en küçük olanlar. Süzgeç orada olduğu sürece onlar orada olacak. Diğerleri garanti değil.

 

İnsan lehine ilerlemek diye bir şey yok. O senin şahsi, öznel yorumun. Her canlı bir iş koluna özelleşmiş. Bukalemun renk değiştirmeye, yarasa sonar sistemine, köpekbalıkları türlü karmaşık algı sistemlerine..vb. vb..İnsan da işte, beyne, üst beyine, neo-kortekse özellleşmiş. Tek hücreliler zaten doğal nişi doldurmuş, artık oraya giremezsin. Sıkıntıya giriyorsan, seçilim baskısı varsa eğer, başka bir işkoluna yöneleceksin. Ormandan çıkıp savanlara yöneldiysen eğer, belki de orman o konuda uzmanlaşmış canlılarca doldurulduğu için, ya da ormanlar azaldığı için, o vakit ayağa kalkmak zorunda kalacaksın.

 

Savanlar belki de o anda mevcut tüm canlılar için bir fırsattı. Ama bunu ancak, o an itibari ile mevcut fiziksel imkanları ayağa en verimli şekilde kalkmalarına imkan verecek tür değerlendirebildi. Primatlar. İleriye atıldı. Öne çıktı. Kartlar yeniden dağıtıldı. Doğal seçilim, denge ve ayakta daha iyi durabilmek lehine işlemeye başladı. Boşa çıkan eller beyni nakş gibi işledi. Ateş bulundu şu bu oldu...Primatlar savanarın ve önlerine çıkan bu fırsatın semeresini sonuna kadar bu şekilde aldılar. Ama ormanda rahatları yerinde olsaydı eğer, ormandan bir adım ileriye gitmezler, öylece kalırlardı..

 

Bu bağlamda konuşan kedi falan gibi abes önerme ve beklentilerin yeri ve lüzumu yok. Bu iş istemekle olmuyor.

Evrim ne bir tesadüftür, ne de senin kast ettiğin anlamda bir kuraldır.

Çevreye edilgen bir sistemin, genotipini kendisi belirleyemeyen birimlerin nasıl bilinçli bir yönü olabilir ki..?

 

Şunca basit bir konuyu şunca senedir nasıl kafan almamış, hayret ediyorum.

Süzgeç-taş örneğinin çok daha iyisi verilebilir. Aklına gelen yazsın.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, melih007 said:

 

Bakış açına göre tesadüf yada değil. O zaman bunu somutlaştıralım.  
 
Zn+ hcl her defasında sulu ortamda hidrojen çıkarıyorsa bu tesadüf müdür?  
 
Olayı 6 öğeli zardan dışarı çıkartıp dna oluşumuna getirdiğin zaman da tesadüfen diyebilirmisin.  
 
Aynı olay milyarlarca kez tekrarlanıyorsa beklenmeyen durum olmaktan çıkar, kesin gözüyle bakılır. İşte falcılıkla veya tesadüfle  bilim arasındaki fark budur. Bilim bu kesinliğin varlığını araştırır.  
 
Bunu çoğu kez söyledim, evrim bir kural mı yoksa tesadüf mü?  
 
Eğer kural ise neden insan lehine ilerlemiş, eğer tesadüf ise neden konuşan bir kedi yok.  
 
 

 

 

İkimiz de şimdi aynı şeyleri söylüyoruz. Bir olguyu gözlemlediğinde hep aynı sonucu veriyorsa tesadüf değil. Sebebini araştırırsın, neden öyle olduğunu bulursun. Bunu zaten biliyorsun, sadece konuyu tamamlamak açısından yazıyorum. 

 

Evrim, doğada görülen bir mekanizma. Matematiksel ifade olarak doğada keşfedilmiş üreteç fonksiyonlardan birisi. Bu mekanizmayı kullanarak insanlar şu an araç gereç yapma peşinde. Konuyla iligli onbinlerce makale yayımlandı. Her yıl da yüzlercesi ekleniyor.  

 

Rastgelelik, bu mekanizmanın adımlarından bir tanesi. Adına rastgelelik koymamızın sebebi de genlerdeki mutasyonların nerede olacağını ve ne miktarda olacağını fiziksel süreçleri inceleyerek belirleyemiyoruz. Fakat evrim mekanizması rastgelelik olmazsa olmaz diye bir kural yok. Stohastik fonksiyonu[1] çıkartıp heuristik fonksiyon[2] koyabiliyorsan evrim çok daha iyi çalışır, yani optimal duruma daha hızlı yakınsar. Fakat bir özelliğini kaybeder. Stohastik fonksiyon, evrimin parametresiz çalışmasını sağlıyor. Yani içine herhangi bir tasarım koymadan çalışmasını. 

 

Doğada halihazırda bulunan, ve günümüzde yapay zeka araştırmalarının da konusu olan bu mekanizmanın çalışma şekli şöyle (doğadaki tezahürünü söylemiyorum, sadece çalışma adımlarını söylüyorum)

 

Algoritmanın çalışması için önce bir çevre ve bir nüfus gerekiyor. Burada herhangi bir rastgelelik yok.

Sonra bu nüfusun her bir elemanının genlerinde rastgele değişiklikler yapılıyor. (Örn. gagası daha uzun, bacağı daha kısa vs.) Mutasyondan kasıt bu. Burada rastgelelik söz konusu. 

Sonra bu nüfustan çevreye uyanları alıp diğerlerini ayırıyorsun, çevreye daha iyi uyum sağlayanları kendi aralarında çoğaltıyorsun. Burada da rastgelelik yok. Genetik algoritmanın en can alıcı noktası mutasyon adımı değil, burası. Yani seçilim adımı. 

 

"Tesadüf tesadüf" diyip durmalarının sebebi bu. Genetik algoritmanın üç aşamasından biri olan mutasyon adımındaki rastgelelikten bahsediliyor. Sonra neden uzun boylu ya da tank ağırlığında ya da tek zıplamayla ağaca çıkan hayvanlar var denince de tesadüf olduğu söyleniyor. Mekanizmayı bilince neden konuşan kedi olmadığını da anlayabiliyorsun. Çünkü konuşan kedinin oluşması için gerekli şartları bir araya getiren bir doğal ortam oluşmamış.

 

Ama çamurda yüzgece benzeyen ayaklarıyla yürüyen balıklar için gerekli doğal ortam oluşmuş.

Kanadını açıp suyun üstünde bir süre uçan balıklar için de gerekli doğal ortam oluşmuş.

 

Bence bunlara tesadüf demek işin özünde yatan mekanizmaya biraz haksızlık. Çünkü mekanizmanın sadece tek adımını ön plana çıkartıyor.  

 

[1] Burada stohastik'ten kastım içinde rastgelelik içeren süreçler. Örneğin: zar atmak, yazı-tura atmak gibi, elimizde mükemmel veri olsa hep tahmin edebileceğimiz, mükemmel veri olmadığı için sayıp gelen sonuçlara baktığımız olaylar. 

 

[2] Heuristik fonksiyondan kastım içinde bulunduğun duruma göre gidilecek en iyi yöne karar veren bir mantık eklemek. Örneğin: amaç yukarı gitmek ise ve yakında bir yokuşun başlangıcı varsa oraya doğru ilerlemek gibi.

 

tarihinde bayşapka tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 28.07.2019 at 17:18, sağduyu yazdı:

Git de tapındığın kitapları oku. Dincilere bir de dinlerini anlatmak zorundayız sanki. Herif daha tapındığı kitapta ne yazdığından habersiz, ben bunları dile getirince uydurmuş oluyorum, kafaya bak!

sen ilk önce git liberal hristiyanlık ne demek onu öğren herife bak gelmiş burda bildiğini zannetiği şeyler hakkında artislik yapıyor bide sana kendi artisliğinimi öğretiyim

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, liberalhristiyan yazdı:

sen ilk önce git liberal hristiyanlık ne demek onu öğren herife bak gelmiş burda bildiğini zannetiği şeyler hakkında artislik yapıyor bide sana kendi artisliğinimi öğretiyim

Liberal Hristiyanlık ne demek? Hristiyan olsun, taştan olsun anlayışımı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 28.07.2019 at 19:26, Ebu Kafir yazdı:

İleti sayısı falan mı doldurmaya çalışıyorsun? yani yazmış olmak için zırvalamış sın ne dediğin belli değil.

Beyin hasarı vakıaların da derin kişilik değişimleri, bilişsel kayıplar, dil, matematik, sözcükleri anlamada sorun yaşama vb.  durumlar gayet net bilinen ve binlerce

örneği olan durumlardır, yine alzheimer hastalığı beyin doku yıkımından ileri gelir, yıkım arttıkça hastalık ağırlaşır. 

Zaten bunlara dahi gerek yok, siz cahil dincilerde biraz beyin olsa, anibal'in dediği gibi içki içen insanda olan kişilik değişimleri bile bilincin fiziksel temelli olduğuna gayet net bir kanıttır.

ileti sayısı doldurunca ne oluyo paramı alıyorum sanki laf çarpıtmak için boş konuşmussun siz dinciler tarzı konuşman da  felan ne kadar cahilce dinlere inanıyoruz diye farklılaşamayacağımız anlamına gelmiyor ayrıca alzheimer bunama hastalığıdır sadece beyin dokusu yıkımı ile oluşmaz kanserde sebep olabilir hormonal bozuklukta ayrıca ben bir miktar beyin dokusundan bahsetmişim önceki gönderimde  dediğim gibi bir miktar beyin dokusu olmaması veya hasar görmesi bütün beyni etkilemediği durumlar vardır  

Link to post
Sitelerde Paylaş
21 dakika önce, Abdülmalik yazdı:

Niye araştıralım? Madem gelmişsin öğret, öyle değil mi?

karen armstrongun fikirleri ile karşılaştıysan eğer evet genelde onlardır temel olarak çoğunlumuz (çoğunlumuz diyorum çünkü özgür bir mezhep olduğumuzdan herkes istediğine inanır mesela aramızda ateistlerde vardır hristiyan ateistler tanrının varlığını kabul etmezler ancak hristiyan kültürünü desteklerler ayrıca bu insanları aşağılamadan önce modern ateizmin nereden geldiğini ve nasıl orataya çıktığını araştır)incili veya diğer kitapları tanrı kitabı değilde tanrı edebiyatı olarak görürüz incilin içinde hiç tanrı sözü yok demiyorum ancak paulun mektuplarıda tanrı sözü değildir liberal hristiyanlık protestanlığın en önemli birinci konumundadır fundemental fikirler ikinci sıradadır bugün lgbt hakları kürtaj hakkı gibi birçok sosyal mesele bizim desteklediğimiz konulardır bazı insanlara görede LH masonluktan önceki son duraktır ve bu gerçekten doğru bir çok LH  aynı zamanda masondur veya masonluk felsefesiylede  ilgilenir Genelde LH lerin %90 ı liberal ekonomi ye destek verir modern veya klasik fark etmez Amerikanın çoğu başkanı LH dir Harvard ve benzeri kurumlarda LH ler tarafından kurulmuştur Genel bilgi larak bunları verebilirim ancak bizi belli bir kalıp altında toplamak istemem o yüzden araştırmanı istedim. Bir konu hakkında en az 5 fikir var mesela kendimden örnek vermek gerekirse 

Evrimi destekliyorum

incil(ya da kutsal kitap) tanrı kitabı değildir ancak tanrı sözü içerir

Lgbt ve kürtaj günah değidir

İsa ve onun yaptıkları  dışındaki mucizelerin tanrının gücünü yansıttığını düşünüyorum yani metafor yapılmıştır gerçekte yoktur

Kuranı kesinlikle kabul etmiyorum (bazı LH ler kabul ederler)

muhammed peygamber değildir ancak fikirleri önemli bir kişidir

evrensel kurtuluşa inanıyorum bazen reenkarnasyon arasında kalıyorum

Kapitalizmi destekliyorum(bir protestan olarak çok doğal)

teslise inanıyorum ...

 

 

 

tarihinde liberalhristiyan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, liberalhristiyan said:

sen ilk önce git liberal hristiyanlık ne demek onu öğren herife bak gelmiş burda bildiğini zannetiği şeyler hakkında artislik yapıyor bide sana kendi artisliğinimi öğretiyim

 

Enayiliğin, salaklığın başka bir çeşidi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...