Jump to content

Nisa-34 dövün diyorsa bir sonraki ayet neyin nesi?


Recommended Posts

  • İleti 101
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

6 minutes ago, akılsızşuursuzatom said:

sizin dediğiniz  ayetten  çıksa  bile  yani  dövun meselesi...Nuşuz  eden  itaatsizlik  eden  yani  erkeğin  kişiliğini  hiçe  sayan  evlilik  normalarina  riayet  etmeyen  kadın  dovülebilir. Yani  durum  sizin  dediğiniz  gibi  olsa  bile  faraza. 

 

İddian ne? Ayet dövün mü diyor yoksa uzaklaştırın mı? Kıvırıp duracağına önce ayetten ne anladığında karar kıl. Madem ayette dövün dendiğine karar kılacaktın başta neden dövün demiyor dedin? Baştan dövün demiyor diyerek zaten dövme eyleminin yanlış olduğunu kabul etmiş oluyorsun. Baştan yanlış kabul ettiğin eylemi daha sonra meşrulaştırmaya çalışmak da nasıl bir mantık?

 

Baban ananı ayaklarını yıkamadı diye tekme tokat dövse helal olsun babama anamı ne güzel dövüyor diye alkış tutacaksın demek ki. Kafa yanlışı yapanın hatasına bahane üretmeye çalışınca böyle olur.

 

Nisa 128. Eğer bir kadın kocasının, kendisine kötü davranmasından, yahut yüz çevirmesinden endişe ederse, uzlaşarak aralarını düzeltmelerinde ikisine de bir günah yoktur. Uzlaşmak daha hayırlıdır. 

 

Erkek aynı eylemi yaptığında uzlaşma öneren ama kadın yaptığında dövün diyen ilkel bir arap zırvalığını da ancak senin gibi arap tapıcılar savunur.

 

Ne diyor Nisa 4'de, yatakları ayırın. Nasıl olsa erkeğin bir sürü karısı, ayrıca cariyeleri var, o yüzden karıyla yatakları ayırmasında sorun yok erkek açısından. Daha baştan erkeğe birden fazla kadınla evlenme izni vererek kadını erkeğin kölesi yapmış, dövün demesi de gayet normal.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Onları DARB edin -vadrib ûhunne

 

Darb etmek 

değişik anlamlara gelen bir kelime.

 

Örneğin

1. iktidardan düşürmek (hükümet darbesi yapmak),

2. misal getirmek (darbı mesel ile anlatmak),

3. uzaklaştırmak (Kurân'ı sizden darbeder miyiz, Zuhruf 5),

4. sefere çıkmak (darebtum fil ard, Nisâ 101)

 

Bir cümledeki "darb"ın doğru anlamı

"söz gelişi"nden,

"sözün gelişi"nden anlaşılır.

.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
36 dakika önce, Hasan Akçay yazdı:

Onları DARB edin -vadrib ûhunne

 

Darb etmek 

değişik anlamlara gelen bir kelime.

 

Örneğin

1. iktidardan düşürmek (hükümet darbesi yapmak),

2. misal getirmek (darbı mesel ile anlatmak),

3. uzaklaştırmak (Kurân'ı sizden darbeder miyiz, Zuhruf 5),

4. sefere çıkmak (darebtum fil ard, Nisâ 101)

 

Bir cümledeki "darb"ın doğru anlamı

"söz gelişi"nden,

"sözün gelişi"nden anlaşılır.

.

yani nisa  34  te  ne  olarak  anlaşılacak?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sözün gelişi...

 

Ve "nuşûz"undan endişelendiğiniz kadınları (vellétî  tehâfûne "nuşûz"ehunne)

1. uyarın (faızûhunne),

2. yataklarında yalnız bırakın (vahcurûhunne),

3. uzak tutun (vadribûhunne).

 

Bu 3 yaptırımın hepsi aynı esnada uygulanır.

 

Yani

yabancı bir erkekle örneğin flört etmek suretiyle nuşûz suçu işleyen karınızı

"böyle uyugunsuz hareket etmeyi bırak!" diye uyarın;

o esnada yatağında yalnız bırakın

ve o esnada, örneğin babasının evine gitmesini sağlamak suretiyle, uzaklaştırın.

 

Bu 3 yaptırımı

eğer başka bir kadınla flört ederseniz

karınız SiZE uygular.

 

Yani

"boyu devrilesi herif, böyle uygunsuz davranmayı bırak!" diye sizi uyarır,

aynı esnada battaniyeyi koltuğunuza sıkıştırıp salonda yatmaya yollar,

sizin eve yaklaşmanızı yasal yoldan engellemek suretiyle sizi uzaklaştırır.

 

Nisâ 34, 35 ve 128 bir bütün olup

boşanmaya varan yaptırımlardan söz ederler

yani ya aranızı düzelteceksiniz

ya da güzellikle boşanacaksınız.

.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, Hasan Akçay said:

Onları DARB edin -vadrib ûhunne

 

Darb etmek 

değişik anlamlara gelen bir kelime.

 

Örneğin

1. iktidardan düşürmek (hükümet darbesi yapmak),

2. misal getirmek (darbı mesel ile anlatmak),

3. uzaklaştırmak (Kurân'ı sizden darbeder miyiz, Zuhruf 5),

4. sefere çıkmak (darebtum fil ard, Nisâ 101)

 

Bir cümledeki "darb"ın doğru anlamı

"söz gelişi"nden,

"sözün gelişi"nden anlaşılır.

.

 

Şark kurnazına bak, kelimenin asıl anlamını görmezlikten gelmiş. Darp dövmek, vurmak anlamına gelir, senin verdiğin anlamlar yan anlamlar.

 

Şimdi bu herif bilmiyor mu darp etmek fiilinin dövün, vurun anlamına geldiğini, bal gibi de biliyor. Peki neden asıl anlamını görmezden geliyor?

 

1 hour ago, Hasan Akçay said:

yabancı bir erkekle örneğin flört etmek suretiyle nuşûz suçu işleyen karınızı

 

Bak, bak, kendini haklı çıkarmak nasıl da senaryo yazıyor. İçinde biraz dürüstlük, doğruluk, şeref olan birisi sadece kendini haklı çıkaracak örneklere bakmaz, tam aksi örneklere de bakar, onları da değerlendirir. Mesela kadın çok iyi yaptığı bir işi yapmak istiyor ama adam yapmasını istemiyor, ya da kocasının saçma isteklerini yerine getirmek istemiyor. Bu eylemler de nüşuza girer mi?

 

2 hours ago, akılsızşuursuzatom said:

yani nisa  34  te  ne  olarak  anlaşılacak?

 

Ne anlaşılacağı 1400 yıldır ortada zaten, bu saatten sonra neyi değiştireceğiniz sanıyorsunuz? Açık açık dövün diyor işte.

Link to post
Sitelerde Paylaş
22 hours ago, akılsızşuursuzatom said:

peki  nasıl  kadınlar  dövülecekmiş  suçsuz  hiçbir  yanlış  hareketi  olmayan  kadınlar  mı?

 

Şiddetin, ataerkil vandallığın özrü, ilahi bir kitapta yeri olabilir mi? 

İki saniye içinde tükürdüğünü yaladığın gözden kaçmıyor bu arada..

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 hours ago, Hasan Akçay said:

Onları DARB edin -vadrib ûhunne

 

Darb etmek 

değişik anlamlara gelen bir kelime.

 

Bir cümledeki "darb"ın doğru anlamı

"söz gelişi"nden,

"sözün gelişi"nden anlaşılır.

 

İlahi, tanrı sözü olduğu iddiasındaki bir metin üzerine bu kadar yorum yapmak bir nevi şirk ve küfrün ta kendisi..

Aynı zamanda o metni aşağılamakmış gibi geliyor bana.

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 hours ago, teflon said:

 

İlahi, tanrı sözü olduğu iddiasındaki bir metin üzerine bu kadar yorum yapmak bir nevi şirk ve küfrün ta kendisi..

Aynı zamanda o metni aşağılamakmış gibi geliyor bana.

 

 

O metinde ilahî olan

anlamdır,

dil değildir.

 

Dil Arapçadır

ki beşerî dildir,

ilahî değil.

 

Arapların günlük yaşamında hangi kelimeler kullanıldıysa

o metinde o kelimeler kullanılmıştır;

bunda ilahîlik vehmetmenin o yüzden lüzumu yok.

 

Örneğin uzaklaştırın -vadribûhnunne (Nisa 34)

 

Kurân'ı sizden uzaklaştırır mıyız -e fe nadribu ankumuz zikr (Zuhruf 5).

Eline bir demet sap al ve onunla döv -huz biyedike dı'san fadrib bih (Sâd 44).

Vurun boyunlarının üstüne -fadribû fevkal e'nâk (Enfal 12)

 

Kısacası bu

sözün gelişine göre kelimelerin DOĞRU anlamda okunmasıdır;

yorum yapmak değildir. 

 

*

 

Ateistsiniz; elbet eleştireceksiniz Kurân'ı

ama sözün gelişini kâle almadan

kelimeleri yanlış anlamlandıran "beşer"i suçlayacaksınız,

doğru anlamı vahyeden "ilah"ı suçlamıyacaksınız.

.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Hasan Akçay said:

doğru anlamı vahyeden "ilah"ı suçlamıyacaksınız.

 

Putu suçlayan falan yok, sadece senin gibi kıçı başı ayrı oynayanları, apaçık yalan söyeyenleri suçlayan var. Nisa 34'de apaçık dövün diyor işte, bu gerçeği inkar etmek, saklamaya çalışmak suçluluk psikolojisinden başka bir şey değil.

 

Türkçe anlamıyorsan bir de ingilizce çevirisi verelim istersen.

 

Abdullah Yusuf Ali -İngilizce-:
4.34 - Men are the protectors and maintainers of women, because Allah has given the one more (strength) than the other, and because they support them from their means. Therefore the righteous women are devoutly obedient, and guard in (the husband's) absence what Allah would have them guard. As to those women on whose part ye fear disloyalty and ill conduct, admonish them (first), (next), refuse to share their beds, (and last) beat them (lightly); but if they return to obedience, seek not against them means (of annoyance): for Allah is most high, great (above you all).

Muhammed Marmaduke Pickthall -İngilizce-:
4.34 - Men are in charge of women, because Allah hath made the one of them to excel the other, and because they spend of their property (for the support of women). So good women are the obedient, guarding in secret that which Allah hath guarded. As for those from whom ye fear rebellion, admonish them and banish them to beds apart, and scourge them. Then if they obey you, seek not a way against them. Lo! Allah is ever High Exalted, Great.

M Hilali and Muhsin Khan:
4.34 - Men are the protectors and maintainers of women, because Allah has made one of them to excel the other, and because they spend (to support them) from their means. Therefore the righteous women are devoutly obedient (to Allah and to their husbands), and guard in the husband's absence what Allah orders them to guard (e.g. their chastity, their husband's property, etc.). As to those women on whose part you see ill-conduct, admonish them (first), (next), refuse to share their beds, (and last) beat them (lightly, if it is useful), but if they return to obedience, seek not against them means (of annoyance). Surely, Allah is Ever Most High, Most Great.

Abdul Majid Daryabadi:
4.34 - Men are overseers over women, by reason of that wherewith Allah hath made one of them excel over anot her, and by reason of that which they expend of their substance. Wherefore righteous women are obedient, and are watchers in husbands absence by the aid and protection of Allah. And those wives whose refractoriness ye fear, exhort them, and avoid them in beds, and beat them; but if they obey you, seek not a way against them; verily Allah is ever Lofty, Grand.

Ali Quli Qara:
4.34 - Men are the managers of women, because of the advantage Allah has granted some of them over others, and by virtue of their spending out of their wealth. So righteous women are obedient, care-taking in the absence (of their husbands) of what Allah has enjoined (them) to guard. As for those (wives) whose misconduct you fear, (first) advise them, and (if ineffective) keep away from them in the bed, and (as the last resort) beat them. Then if they obey you, do not seek any course (of action) against them. Indeed Allah is all-exalted, all-great.

Faridul Haque:
4.34 - Men are in charge of women, as Allah has made one of them superior to the other, and because men spend their wealth for the women; so virtuous women are the reverent ones, guarding behind their husbands the way Allah has decreed guarding; and the women from whom you fear disobedience, (at first) advise them and (then) do not cohabit with them, and (lastly) beat them; then if they obey you, do not seek to do injustice to them; indeed Allah is Supreme, Great.

Hajj Abdalhaqq and Aisha Bewley:
4.34 - Men have charge of women because Allah has preferred the one above the other and because they spend their wealth on them. Right-acting women are obedient, safeguarding their husbands' interests in their absence as Allah has guarded them. If there are women whose disobedience you fear, you may admonish them, refuse to sleep with them, and then beat them. But if they obey you, do not look for a way to punish them. Allah is All-High, Most Great.

Muhammad Abdel Haleem:
4.34 - Husbands should take good care of their wives, with  (the bounties) God has given to some more than others and with what they spend out of their own money. Righteous wives are devout and guard what God would have them guard in their husbands' absence. If you fear high-handedness from your wives, remind them (of the teachings of God), then ignore them when you go to bed, then hit them. If they obey you, you have no right to act against them: God is most high and great.

Muhammad Asad:
4.34 - MEN SHALL take full care of women with the bounties which God has bestowed more abundantly on the former than on the latter, and with what they may spend out of their possessions. And the right­eous women are the truly devout ones, who guard the intimacy which God has (ordained to be) guar­ded. And as for those women whose ill-will you have reason to fear, admonish them (first); then leave them alone in bed; then beat them; and if thereupon they pay you heed, do not seek to harm them. Behold, God is indeed most high, great!

Muhammad Habib Shakir:
4.34 - Men are the maintainers of women because Allah hasmade some of them to excel others and because they spend outof their property; the good women are therefore obedient, guardingthe unseen as Allah has guarded; and (as to) those on whosepart you fear desertion, admonish them, and leave them alone inthe sleeping-places and beat them; then if they obey you, do notseek a way against them; surely Allah is High, Great.

Muhammad Mahmud Ghali:
4.34 - Men are the ever upright (managers) (of the affairs) of women for what Allah has graced some of them over (some) others and for what they have expended of their riches. So righteous women are devout, preservers of the Unseen for. And the ones whom you fear their non-compliance, then admonish them and forsake them in their beds, (Literally: a madajic= reeclining) and strike them, (i.e. hit them lightly) yet in case they obey you, then do not seek inequitably any way against them; surely Allah has been Ever-Exalted, Ever-Great.

Muhammad Marmaduke Pickthall:
4.34 - Men are in charge of women, because Allah hath made the one of them to excel the other, and because they spend of their property (for the support of women). So good women are the obedient, guarding in secret that which Allah hath guarded. As for those from whom ye fear rebellion, admonish them and banish them to beds apart, and scourge them. Then if they obey you, seek not a way against them. Lo! Allah is ever High Exalted, Great.

Sheikh Muhammad Sarwar:
4.34 - Men are the protectors of women because of the greater preference that God has given to some of them and because they financially support them. Among virtuous women are those who are steadfast in prayer and dependable in keeping the secrets that God has protected. Admonish women who disobey (God's laws), do not sleep with them and beat them. If they obey (the laws of God), do not try to find fault in them. God is High and Supreme.

Abdullah Yusuf Ali:
4.34 - Men are the protectors and maintainers of women, because Allah has given the one more (strength) than the other, and because they support them from their means. Therefore the righteous women are devoutly obedient, and guard in (the husband's) absence what Allah would have them guard. As to those women on whose part ye fear disloyalty and ill conduct, admonish them (first), (next), refuse to share their beds, (and last) beat them (lightly); but if they return to obedience, seek not against them means (of annoyance): for Allah is most high, great (above you all).

Wahiduddin Khan:
4.34 - Men are protectors of women, because God has made some of them excel others and because they spend their wealth on them. So virtuous women are obedient and guard in the husband's absence what God would have them guard. As for those from whom you apprehend infidelity, admonish them, then refuse to share their beds, and finally hit them (lightly). Then if they obey you, take no further action against them. For God is High, Great.

Thomas B. Irving:
4.34 - (VI) Men are the ones who should support women since God has given some persons advantages over others, and because they should spend their wealth (on them). Honorable women are steadfast, guarding the Unseen just as God has it guarded. Admonish those women whose surliness you fear, and leave them alone in their beds, and (even) beat them (if necessary). If they obey you, do not seek any way (to proceed) against them. God is Sublime, Great.

Syed Vickar Ahamed:
4.34 - Men are the protectors and maintainers of women, because Allah has given the one more (strength) than the other, and because they support them from their means. Therefore the righteous women are devoutly obedient, and guard in (the husbands) absence what Allah would have them guard. As to those women on whose part you fear disloyalty and ill-conduct, caution (and warn) them (against the specific faults, at first), refuse to share their beds (next), beat them (lightly, at the very last); But if they return to obedience, seek not against them means (of angering them): Truly, Allah is Most High (Ali'i), Most Great (Kabir).

M. J. Ahmed and Samira Ahmed:
4.34 - The men (are) taking care of matters for livelihood on (for) the women with what God preferred/favoured some of them (men and women) on some, and with what they spent from their (M) properties/possession , so the correct/righteous females are obeying humbly , worshipping humbly, protecting/safekeeping to the invisible with what God protected ; and those whom  you fear their  quarrel (disobedience) , so advise/warn them  and desert/abandon them  in the place of lying down (beds), and ignore/disregard/push them  , so if they obeyed you, so do not oppress/transgress on them  a way/method, that God was/is high, mighty/great.

Hamid S Aziz:
4.34 - Men are qawwam (have charge of, are protectors, maintainers) of women in that Allah hath made them superior in strength (or advantages), and in that they expend of their wealth (in support of women). So virtuous women are devoted (or obedient), careful (in their husband's) absence, as Allah has cared for them. But those whose perverseness you fear, admonish them (first) and (then) remove them from your bedchambers, and (lastly) chastise them lightly (or punish by showing disapproval, withdrawing affection, separating) ; but if they obey you, then do not seek a way against them; verily, Allah is Exalted and Great.

Amatul Rahman Omar:
4.34 - Men are the full maintainers of women, because Allâh has made one of them excel the other, and because men spend out of their wealth on them. So virtuous women are those who are obedient (to Allâh) and guard (their own chastity as well as the rights and secrets of their husbands even) in (their) absence, as Allâh has guarded (the women's rights). As for those women (on whose part) you apprehend disobedience and bad behavior, you may admonish them (first lovingly) and (then) refuse to share their beds with them and (as a last resort) punish them (mildly). If they, then, obey you, you shall seek no other way against them. Indeed, Allâh alone is High, (and) Great.

 

Bu çeviriler de bile çevirenler yanlışı savunmanın suçluğu içinde vicdanlarını rahatlatmak adına hafifçe falan gibi kendi yorumlarını eklemişler.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nisâ 34: vadrib ûhunne

 

https://www.islamawakened.com/quran/4/34/

go away from them (Dr. Laleh Bakhtiar)

depart away from them (Safi Kaskas)

separate from them (The Monotheist Group)

turn away from them (Mohammad Shafi)

 

http://kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.php?sure=4&ayet=34

onları evden çıkarın ( Yaşar Nuri Öztürk)

onları geçici olarak evden uzaklaştırın (Bayraktar Bayraklı)

onları çıkarın. (Edip Yüksel)

kendilerini rahat bırakın (Süleymaniye Vakfı)

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 hours ago, Hasan Akçay said:

Nisâ 34: vadrib ûhunne

 

https://www.islamawakened.com/quran/4/34/

go away from them (Dr. Laleh Bakhtiar)

depart away from them (Safi Kaskas)

separate from them (The Monotheist Group)

turn away from them (Mohammad Shafi)

 

http://kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.php?sure=4&ayet=34

onları evden çıkarın ( Yaşar Nuri Öztürk)

onları geçici olarak evden uzaklaştırın (Bayraktar Bayraklı)

onları çıkarın. (Edip Yüksel)

kendilerini rahat bırakın (Süleymaniye Vakfı)

 

Sen 3-4 örnek bulursun ben 1000, 10000 tane bulurum, sadece çeviri ile değil hadis ve tefsir ile de desteklerim ama karşındaki insan inkarcı, kafasını kuma gören birisi olduktan sonra ne fark eder?

 

1400 yıldır dövün olarak anlaşılmış, uygulanmış bir ayetin anlamını bu saatten sonra nasıl değiştireceksiniz? Kimi kandıracağınızı sanıyorsunuz?

 

En iyisi puta soralım sen ne demek istedin bu ifade ile diyeceğim ama put ortalarda yok değil mi? Nerede bu put ha? Neden bir elçi daha gönderip ben orada şunu kastettim diye meseleye açıklık getirmiyor?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 11.08.2019 at 07:17, akılsızşuursuzatom said:

ben  durumun  ilginç  olmasından  bahsettim.Darabehünne  uzaklaştirin  anlamına  gelir.Mesela  hz.muhammed  hz.aiseyi  babasının  evine  göndermiştir  bir  süreliğine 

 

Darabehünne uzaklaştırın anlamına falan gelmez... Dümdüz şekilde, dövün anlamına gelir.

 

Bain talak denen bir şey vardır, bilir misin? 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, anibal yazdı:

 

Darabehünne uzaklaştırın anlamına falan gelmez... Dümdüz şekilde, dövün anlamına gelir.

 

Bain talak denen bir şey vardır, bilir misin? 

 

 

 

 

bilirim  geri  dönüşsüz  anlamda  boşanma  yani  rici  talak gibi  değil 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 minutes ago, akılsızşuursuzatom said:

bilirim  geri  dönüşsüz  anlamda  boşanma  yani  rici  talak gibi  değil 

 

Değil işte.. 

 

Eğer adam karıyı dövüp, edip, bir siktir git falan demişse, bu bain talak olur. Sen karıyı döverken, eğer öyle yapmış, postalamışsan, her iki taraftan birer hakem gelir, sizin aranızı yapar veya sizi boşar. Bain talakta, boşadığın karıyı geri alabilirsin. burada bahsedilen mevzu da budur, o ufak aklın basmaz bu işlere, çünkü olayı bilmiyorsun. 

 

Olayı gene anlamadın di mi? Karıyı dövdün, siktir git falan deyip evden kovdun. Karı şimdi boş mu, değil mi? İşte o hakemler buna karar verir. Ama, boş ol demişsen, o rici talaktır, üç talak ettiysen, bir şekilde, o karı başkasıyla sikişmeden tekrar evlenemezsin. Rici talak, boş ol demekle yapılan, akinken, öyle hır gür olmadan yapılan boşamadır. 

 

Hakimler, boş olsun derse, bu gene bain talak olur, çoğu islamcı buna böyle hükmeder. Adam karıyı tekrar nikahlayabilir. 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, anibal yazdı:

 

Değil işte.. 

 

Eğer adam karıyı dövüp, edip, bir siktir git falan demişse, bu bain talak olur. Sen karıyı döverken, eğer öyle yapmış, postalamışsan, her iki taraftan birer hakem gelir, sizin aranızı yapar veya sizi boşar. Bain talakta, boşadığın karıyı geri alabilirsin. burada bahsedilen mevzu da budur, o ufak aklın basmaz bu işlere, çünkü olayı bilmiyorsun. 

 

Olayı gene anlamadın di mi? Karıyı dövdün, siktir git falan deyip evden kovdun. Karı şimdi boş mu, değil mi? İşte o hakemler buna karar verir. Ama, boş ol demişsen, o rici talaktır, üç talak ettiysen, bir şekilde, o karı başkasıyla sikişmeden tekrar evlenemezsin. Rici talak, boş ol demekle yapılan, akinken, öyle hır gür olmadan yapılan boşamadır. 

 

Hakimler, boş olsun derse, bu gene bain talak olur, çoğu islamcı buna böyle hükmeder. Adam karıyı tekrar nikahlayabilir. 

 

 

 

şunu  anlamadım  oradaki  darebehunne  kelimesine  uzaklaştirin  anlamı  verilirken  boşanma  maksadiyla  yapılan  bir  uzaklaştirma  mı  olur. Yoksa  kadını  ailesinin evine  gönderme  süre  tanima  hatayı  anlama  fırsatı  verme  manasinda  olmaz  mı  bu  durum?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Diyanet in kendi sayfasındaki meal şöyle:

 

"Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılmasına bağlı olarak ve mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar. Sâliha kadınlar Allah’a itaatkârdırlar. Allah’ın korumasına uygun olarak, kimsenin görmediği durumlarda da kendilerini korurlar. (Evlilik hukukuna) baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür."

 

Bu durumda Nisa 34 e göre kesin bir emir var. Eğer bu ülke şeriat hükümlerine göre yönetilseydi, bu ayete göre verilecek fetva da kesinlikle "dövün" şeklinde olacaktı. 

 

Sonuç olarak, sebepler tartışılabilir olsa da, sonuç değişmeyecek gibi. Çokta eğip bükmemek lazım. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 minutes ago, akılsızşuursuzatom said:

şunu  anlamadım  oradaki  darebehunne  kelimesine  uzaklaştirin  anlamı  verilirken  boşanma  maksadiyla  yapılan  bir  uzaklaştirma  mı  olur. Yoksa  kadını  ailesinin evine  gönderme  süre  tanima  hatayı  anlama  fırsatı  verme  manasinda  olmaz  mı  bu  durum?

 

Öyle değil işte, dedik ya..

 

Eğer o hırsla kadına defol git, siktir git falan dersen, bu durumda, karı boş olacak mı, olmayacak mı?

 

Bir de şu mesele vardır, eğer karının mehri, mehri müeccel ise, mehrini vermek gerekir mi falan filan... 

 

İşte bu durumda, ne olacak, karı boş oldu mu, ne oldu şimdi? Orada geçen, "aralarının açılması", "şikak" mevzusudur, kelime böyle ayette. Şikak, "eşlerden herbirisi, ötekinin yer almadığı bir tarafta bulunuyor ve o yöne çekiyor" gibi bir anlama gelir, anlaşılmayan şey bu.

 

İşte o hakemler buna karar verir, birleşin edin derler ya da demezler. Ama onlar boş olsunlar demezse, karı boş sayılmaz, o duruma mahsus. Bu boşama, bain talaktır, mutlaktır, karı koca ilişkisi o an biter. 

 

Ve burada, hatasını tanıma falan şeysi olmaz. Bu, şikak durumunda uygulanacak, yani adamın karıyı evden siktir etmesi ile yapılacak durumu anlatır. Bu durumda, çok erkek, yok ben onuboşamadım, çıkarmadım falan derlermiş. Bu da bir dert olurmuş, çünkü birde dayak yiyen karı var ortada, gitmem ben diyen. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 minutes ago, dursun said:

Diyanet in kendi sayfasındaki meal şöyle:

 

"Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılmasına bağlı olarak ve mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar. Sâliha kadınlar Allah’a itaatkârdırlar. Allah’ın korumasına uygun olarak, kimsenin görmediği durumlarda da kendilerini korurlar. (Evlilik hukukuna) baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür."

 

Bu durumda Nisa 34 e göre kesin bir emir var. Eğer bu ülke şeriat hükümlerine göre yönetilseydi, bu ayete göre verilecek fetva da kesinlikle "dövün" şeklinde olacaktı. 

 

Sonuç olarak, sebepler tartışılabilir olsa da, sonuç değişmeyecek gibi. Çokta eğip bükmemek lazım. 

 

 

 

Arapça bilmeyince, her şeyi öyle eğip bükmek kolay.

 

Ayette denen, dövün, yani darp, tokat, sırtına kırbaç vurma falan. Kemik kırma, dişini dökme falan, "helak". Öldürme, recm etme falan ise "had".

 

Olay bundan ibaret. Ayetteki kelimenin darp, yani dövme olduğu, tartışmaya bile değmez. Zira, zaten ayette bir öncesinde herc, yani uzaklaştırma olayı mevcut. Kimi nereye uzaklaştırıyorsun. Yataklarınızı ayırın demiyor ki, herc edin, yani uzaklaştırın diyor. Bu başka yatakta yatsın falan demek ile aynı kapıya çıkan, geniş bir kavram. 

 

Kurtubi mesela, konuyu aynen şöyle izah eder:

 

 

Quote

Bu husus böylece sabit olduğuna göre, şunu bil ki: Aziz ve celil Allah, Kitab-ı Kerîminde açıktan açığa dövmeyi yalnız burada ve bir de büyük hadleri gerektiren suçlarda emretmiştir. Böylelikle onların, kocalarına olan masiyetleri ile büyük günahlar işlemekle onaya çıkan masiyeti eşit tutmuş gibidir. Bu konuda da İmâmlara (İslam devletinin yetkililerine) değil de görevi ve yetkiyi kocalara vermiştir. Yüce Allah'ın kadınları kocalara emanet olarak vermesi, bu konuda kocalara güvenmesi sebebiyle de şahid ve beyyineye gerek kalmaksızın; hakimlere değil de kocalara bu yetkiyi vermiştir.

 

Bu en çok gözden kaçan şeydir. Ama, oradaki o, hecr olayının üzerinde bir ton tartışma vardır. Taberi, bunun karıyı uzaklaştırma, yatakta seks yapmama falan değil, karıyı bir yere bağlama ve dövme olduğunu iddia eder. Deveyi bağlama, deveyi hecr etme gibi yani. Taberi mevzuyu şu hadise bağlar:

 

Quote

 

Nihayet bu hususta ona serzenişlerde bulunuldu. O da, hem kendisine hem de diğer kumasına serzenişte bulundu. Birinin saçını diğerine bağladıktan sonra onları ağır bir şekilde dövdü. Öbür kuması kendisini daha iyi koruyorken, Esma, kendisini korumadığından darbeler daha çok ona isabet ediyordu. Esma bu durumundan babası Ebû Bekr (radıyallahü anh)'a şikayette bulundu. Babası ana şöyle dedi: Kızcağızım sabret. Çünkü Zübeyr salih bir insandır. Belki cennette senin eşin olur. Bana ulaştığına göre, bir koca evlendiği ilk hanım ile cennette de evlenir. Taberî burdan hareketle, bir taraftan lâfzın bu manaya muhtemel olması, diğer taraftarı da ez-Zübeyr'in bu davranışı dolayısıyla bağlayıp düğümleme anlamına geldiği görüşünü ortaya attı ve böyle bir açıklamada bulundu.

 

 

Zavallı müslümanlar işte. Kendileri beğenmiyor, içine sindiremiyor bedevinin rezil ve vahşi dinini, ama eğecez, bükecez diye kıvır babam kıvır, yazık la kimin çocuğuysa bunlar..

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, anibal said:

 

Arapça bilmeyince, her şeyi öyle eğip bükmek kolay.

 

Ayette denen, dövün, yani darp, tokat, sırtına kırbaç vurma falan. Kemik kırma, dişini dökme falan, "helak". Öldürme, recm etme falan ise "had".

 

Olay bundan ibaret. Ayetteki kelimenin darp, yani dövme olduğu, tartışmaya bile değmez. Zira, zaten ayette bir öncesinde herc, yani uzaklaştırma olayı mevcut. Kimi nereye uzaklaştırıyorsun. Yataklarınızı ayırın demiyor ki, herc edin, yani uzaklaştırın diyor. Bu başka yatakta yatsın falan demek ile aynı kapıya çıkan, geniş bir kavram. 

 

 

Tam aksine,

ayetteki "darabe"nin dövmek olMAdığı kesindir

çünkü o darabe nuşûz suçunun cezasıdır.

 

Eşit suçun eşit cezası olur

 

Örneğin

zina suçunu işleyen kadına da erkeğe de

eşit ceza verilir (24:2).

 

Ama ceza olarak

4:34'te nuşûz suçunu işleyen kadın darb edildiği halde

4:128'de nuşûz suçunu işleyen erkek darb edilmiyor.

 

4:24'teki darbedin eğer dövün olsaydı

eşit suça eşit ceza kuralı gereğince

kadınlar nuşûz eden kocalarını döverdi. 

 

*

 

Yataklarınızı ayırın demiyor ki... iddiasına gelince,

diyor güzel kardeşim, fahcurûhunne fîl medâcı' diyor,

onları yataklarında yalnız bırakın demek bu.

 

yataklarında -l medâcı'

.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...