Hasan Akçay 0 Ağustos 17, 2019 gönderildi Raporla Share Ağustos 17, 2019 gönderildi (düzenlendi) 47 minutes ago, Kaz said: @Hasan Akçay Sizi keyfi anlam vermekle eleştiriyorum ama sizi farklı görüş olarak kabul etmek zorundayım. Uzaklaştırmayı ifade etmek için darebe fiilini kullanmak zorunda değildi ama onu kullanmış ya kuran açık değil yada sen. İçerikte tam olarak bu anlama işaret ediyor. Benim gördüğüm o ki gerçek açık ve basittir, o yüzden inanamayız; koskoca gerçek bu kadar da basit olamaz ki deriz ve onu içtenlikle arıyor olduğumuz halde görmemeye kendimizi mahkum ederiz. Siz, sevgili Kaz, cesur davranıyorsunuz bu hususta; sizi candan kutluyorum. Ana dili Arapça olanların Nisâ 34'ü tartışmalarına bir çok kez katıldım genellikle yalnızca okumak suretiyle ama görüş belirterek katıldığım da oldu. Örneğin "kavvâm"ın taşıdığı anlam Nisâ 135'te ne ise Nisâ 34'te odur; öyle olması gerekir dedim. Bana hak verdiler ve yaptığım o açıklamayı ondan sonra ilginç bir şekilde referans gösterdiler. Evet, akıl gerçeği arıyor ve aklın yolu bir; ateist olmak, mümin olmak anadili Arapça olmak, Türkçe olmak... fark etmiyor. . Ağustos 17, 2019 tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Ağustos 17, 2019 gönderildi Raporla Share Ağustos 17, 2019 gönderildi 23 minutes ago, Hasan Akçay said: Benim gördüğüm o ki gerçek açık ve basittir, o yüzden inanamayız; koskoca gerçek bu kadar da basit olamaz ki deriz ve onu içtenlikle arıyor olduğumuz halde görmemeye kendimizi mahkum ederiz. Siz, sevgili Kaz, cesur davranıyorsunuz bu hususta; sizi candan kutluyorum. Ana dili Arapça olanların Nisâ 34'ü tartışmalarına bir çok kez katıldım genellikle yalnızca okumak suretiyle ama görüş belirterek katıldığım da oldu. Örneğin "kavvâm"ın taşıdığı anlam Nisâ 135'te ne ise Nisâ 34'te odur; öyle olması gerekir dedim. Bana hak verdiler ve yaptığım o açıklamayı ondan sonra ilginç bir şekilde referans gösterdiler. Evet, akıl gerçeği arıyor ve aklın yolu bir; ateist olmak, mümin olmak anadili Arapça olmak, Türkçe olmak... fark etmiyor. . Evet, koskoca gerçek çok basit: Kuran muhammed denen bedevinin uçkur meselesi için söylediği laflardan ibarettir. Bu kadar basit işte. Bak, hani diyorsun ya, akıl var, izan var.... Bu ne gerzek, ne akılsız, ne izansız bir tanrıdır ki, lan bu beyinsiz bedeviler bunu dövün anlar, karıları döver diye aklına gelmiyor, orada açapık şekilde dövün diyerek buna sebebiyet veriyor. Bunu aklın alıyor mu? Bir yaşar nuri denen dallama vardı. Dedikodulara göre, ölümüne yakın biraz ıslah olmuş, doğru yolu bulup deist olmuş falan. O bir meal yazdı zamanında. Böyle "uzaklaştırın" diyordu. Sonra, biraz daha akil baliğ olunca, tekrar meal yazdı bu kezde dövün diyordu. Ve açık açık dedi, araplar da, allahta, darabeyi dövün manasında kullanıyor. Basitçe, tarih tekrarlardan ibarettir, sanırım biraz daha arapça öğrenirsen, darabe dövme olacaktır sende. Sonra biraz daha okuyunca da, ıslah olur, doğru yolu bulup ateist olursun, ya da hiç olmadı deist falan. Zira, akıl fikirden bahseden, az buçuk olsa da akla fikre sahipse, en kolay, en basit gerçek olan, allahın bir martavaldan ibaret olduğunu kolayca görecektir. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts