Jump to content

İrade iyilik kötülük ve sınanma ile ayetlerde fitne bela kavramları


Recommended Posts

Kur'an-ı Kerimde  fitne bela gibi kavramlar geçer. bela test etmektir.test  sınavında doğru 1 yanlış ise birden çoktur.testi hazırlayan kuvvetli çelidiriciler ile  yanlışa doğru adeta şeytani vesvese gibi sevk eder ki bakalım  doğruyu bilen kişi bildiğinden ne kadar emin ve bu kadar çeldiriciye rağmen doğruyu öyle emin ve yakin şekilde bilir ki çeldiriciler milyon olsa  o yine yanılmaz gider direkt doğruyu hakikati seçer.
hepsi doğru tek şıkktan ibaret test olmaz. zira test olması için doğru ve yanlış çeldirici ile beraber olması gerekir ki kişi irade bilgi tecrübe donanımı ile doğruyu seçebilsin ki imtihanın bilgiyi kişiyi ölçme manası olsun.
irade tek başına iyi veya kötü değildir.kullanıma göre iyi veya kötü olur.neşter ile hastayı tabib ölümden kurtarır iken ,hırsız ise aynı neşter ile sağ adamı öldürebilir hasta hale koyabilir.irade bir araçtır.nefis ilim sabır fıtrat terbiye ortam şeytan vesevese cazibe ise o iradeyi iyi veya kötü manada yönlendirir.
ayetlerde geçen test imtihan deneme manasındaki bela kelimesi aslında dilimizde sadece başa gelen kötü şey manasında iken kadim sözlüklerde Allahın kişiye iyi şeyler verip bakalım şükredecek mi  veya kötü bir şey verip bakalım sabr edecekmi diye sınama ve denemesidir.yani insan iyi bir şey ile de denenebilir aslında iyi cazibeli mal mülk makam evlat eş vb şeyler ile imtihan daha tehlikeli ve kışkırtıcıdır.adam piyangodan yüklü para kazanır  kısa süre içinde ne yapacağını şaşırır karısını boşar kumara başlar sefahate dalar alkolik olur sonra o parayıd akısa sürede kaybeder sağlığındanda eşinden de olur. oysa bir peynir zeytin ile şu yaşa kadar huzur ile gelebilmiş idi. huzur maddi şey değildir.
hz ibrahimin kesmek üzere oğlu ismaili yere yatırması esnasında Allahtan nida gelir sınavı kazandın sen sadıksın şüphesiz bu senin için açık bir bela idi test idi. belau mübin ap açık bir imtihan.şeytan için ise advu mübin apaçık düşman. yani asla iyilik düşünmeyen ve hep kötülük yapmak için fırsat kolayan zerre iyilik taşımayan demektir.
yine bela kavramı 
14/6:"Hani Mûsâ kavmine, “Allah’ın size olan nimetini anın. Hani O sizi, Firavun ailesinden kurtarmıştı. Onlar sizi işkencenin en ağırına uğratıyorlar, oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. İşte bunda size Rabbinizden büyük bir imtihan vardır” demişti. "
hz ibrahimin oğlunu Allah için kurban etme niyeti ile firavunun doğacak erkek çocuktan kurtulmak için erkek çocukları kesmesi de belaı mübin ve azimdir.

malum dur ki makam yükseldikçe testin imtihanın çeldiricileri artar ve sınav zorlaşır. o yüzden en büyük denemeler sınavlar hep peygamberlerin başına gelmiştir.
21/35:" كُلُّ نَفْسٍ ذَٓائِقَةُ الْمَوْتِۜ وَنَبْلُوكُمْ بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةًۜ وَاِلَيْنَا تُرْجَعُونَ
Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz."
7/168: وَقَطَّعْنَاهُمْ فِي الْاَرْضِ اُمَمًاۚ مِنْهُمُ الصَّالِحُونَ وَمِنْهُمْ دُونَ ذٰلِكَۘ وَبَلَوْنَاهُمْ بِالْحَسَنَاتِ وَالسَّيِّـَٔاتِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
Biz onları yeryüzünde parça parça topluluklara ayırdık. Onlardan iyi kimseler vardır. İçlerinden öyle olmayanları da vardı. Belki dönüş yaparlar diye de onları güzellikler ve kötülükler ile sınadık."
67/2:"الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ
O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır."

ayetlerde geçen  test sınama manasında diğer bir kelime fitnedir.fitne fesat kötülük manasında kullanıldığı gibi test deneme sınama manasında da kullanılmıştır
fitne esasında ateş ile yakmak denemek manasındadır
altın gümüş dinarın kalitesini sınamak için ateşe koyulur
veya altın ve gümüş  filizleri ateşte eritilir her türlü karışık maddeden arınıp saf hale getirilir
kadim sözlüklerde  bu mana : " 
فتن 
الأَزهري وغيره: جِماعُ معنى الفِتْنة الابتلاء والامْتِحانُ والاختبار، وأَصلها مأْخوذ من قولك فتَنْتُ الفضة والذهب إِذا أَذبتهما بالنار لتميز الرديء من الجيِّدِ، وفي الصحاح: إِذا أَدخلته النار لتنظر ما جَوْدَتُه، ودينار مَفْتُون."
fitne ibtila imtihan sınav  ihtibar anlamında ve aslı şudur ki gümüş ve altını ateşte eritip her türlü kötü kusurlu şeylerden temyiz ve tefrik eylemektir 
dinarı meftun yani ateşte sınanmış ve kalitesi ortaya çıkmış para demektir.meftun aslında denenmiş sınanmış demek. aynı zamanda bir şeye alışmış bırakamayan aşık olmuş mecnun aklı gitmiş manalarıa vardır fettan ise aklı başından alacak kadar fitne veren demektir bu her cazib şey olabilir mal mülk makam  evlad eş v.s

yine çok ilginçtir kuyumculara ve ateşte yanan karataşlara bir nevi kömüre de fettan denmiştir
kuyumcu da altın ve gümüşü ateş ile imtihan ediyor.bir ayette yakıtı insan ve taşlar olan cehennemden kendinizi ve ehlinizi koruyunuz.
demek  cehenneme düşen bir nevi ateşe meftun olmuş fettandır gibi bir hal Allahu alem.
(ويسمى الصائغ الفَتَّان، وكذلك الشيطان، ومن هذا قيل للحجارة السُّود التي كأَنها أُحْرِقَتْ بالنار: الفَتِينُ، وقيل في قوله: يومَ همْ على النار يُفْتَنُونَ، قال: يُقَرَّرونَ والله بذنوبهم.)
şeytana da bu yüzden fettan denilmiş zira oda ateştendir ve ateş ile sınar vesvese ile saptırır günahı süsler. o yüzden günah ve kötülük cazib görünür 
(لفَتَّانِ؛ الفَتَّانُ: الشيطانُ الذي يَفْتِنُ الناس بِخداعِه وغروره وتَزْيينه المعاصي)
22/53: " لِيَجْعَلَ مَا يُلْقِي الشَّيْطَانُ فِتْنَةً لِلَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ
" İnsana bir zarar dokunduğu zaman bize yalvarır. Sonra, kendisine tarafımızdan bir nimet verdiğimiz vakit, «Bu bana ancak bilgimden dolayı verilmiştir» der. Hayır o, bir imtihandır(fitne), fakat çokları bilmezler."

Allah, şeytanın verdiği bu vesveseyi, kalplerinde hastalık bulunanlar ile kalpleri katı olanlara bir imtihan vesilesi kılmak için böyle yapar. Hiç şüphesiz ki o zalimler, derin bir ayrılık içindedirler.
"
günahkar müslümanların  cehenneme gidişi bir nevi tozdan kirden pastan arınması temizlenmesi manasındadır ateş en iyi temizleyicidir.
kafirler  ise aslı küfr olduğu için ne kadar yansa yine temizlenmez manasıda olabilir
***
şu katidir ki imtihan test ateş vb şeyler iyiyi kötüden bileni bilmeyenden anlayanı anlamayandan ayıran bir mahiyete sahibtir.esasen sınav sonunda kalanlar var  diye iyileri seçme temyiz ve tefrik etme amelyesinden vazgeçilemez zira çürük ile sağlamı ayırmak mühimdir.
ve yine bela ve fitneden anlaşılan şudur ki sınama sadece kötü ile olmaz pek ala iyi şey ilede olabilir
ayettlerde sizi hayır ve şerr ile deneriz veya mal ile evlat ile korku ile açlık ile hastalık ile de sınarız test ederiz bakalım nimet verilen şükr eder mi kötülük başa gelen sabr eder mi.
bu gün görmekteyiz ki insanlara makam mevki verildi mi sevinirler geri alındı mı düşman kesilirler.
insan fıtratı biraz bencil olup iyi ve güzel olan her şey her daim kendinin olsun ister ancak bu dünya hayatı iyi ve kötü sağlık ve hastalık açlık ve tokluk korku ve emniyet ile karışık gitmektedir ve her hal içinde insan imtihana tabiidir.
efendim neden açlık varmış hastalık varmış neden çok zengin de var çok fakirde 
o zengin bakalım şükredecekmi veya fakiri görüp yardım edecek mi diye test edilecek
o fakirde bakalım sabır mı edecek yoksa isyan mı edecek diye sınava tabii olur her kesin sınavı durumuna göredir.sınav her zaman ve zemini kapsayan şumullu bir haldir


 

tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

firavun mal mülk zenginlik ve kudret verildikçe azmış şükrü bırakmış ego sunu ilahaştırmış kibri ile ilahlalık taslayarak sınavı kaybetmiştir.

bir çok peygamber de şiddetli bela musibet elem keder ile sınanmış ve sabır ile yükselmiş ve sınavı kazanmışlardır

sınama hem iyi hem kötü şey ile olabilmektedir.

irade bir seçim kabiliyetidir.bir nevi  direksiyon gibi yönü değişitirir. gidecek yönü belirlemez. gidecek yönü yolu rotayı  akıl şuur sahibi şoför belirler

bu yüzden madem iradeyi Allah verdi neden  iyilik ve kötülük Allahtandır denilmez.

bu direksiyon ile yanlış yola girip o kötü yolda kaza yapan şoförün arabaya direksiyonu koyan firmayı suçlamasıdır oysa o direksiyon sana tabiidir iyi doğru rota belirleme sana aittir.

direksiyon bir alettir yönü belirlemez değiştirmeni sağlar.

yönlendirme ve rotayı belirleyende bizzat nefsimiz ilmimiz tecrübemiz her şeyimizdir.

 

yine hız limitini aşıp aşmama da bize bağlıdır.

şayet hızlanıp kaza yapsa arabadaki hız düzeneği suçlanmaz

hız insanı bir nevi  insanı uçurur zevk verir nefsine hoş gelir

kendini tutamaz hızlandıkça hızlanır sonra takla atar

oysa normal hızla gitmek bazen trafik kalabalığında adım adım ilerlemek sabır ister sabr ede ede kontollü olmayı öğrenir.

sabır testinden geçmeden ehliyet ve silah ruhsatı verilmemelidir

arabada bir nevi silah gibidir kazalarda çok masum ölmektedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
36 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

firavun mal mülk zenginlik ve kudret verildikçe azmış şükrü bırakmış ego sunu ilahaştırmış kibri ile ilahlalık taslayarak sınavı kaybetmiştir.

bir çok peygamber de şiddetli bela musibet elem keder ile sınanmış ve sabır ile yükselmiş ve sınavı kazanmışlardır

sınama hem iyi hem kötü şey ile olabilmektedir.

irade bir seçim kabiliyetidir.bir nevi  direksiyon gibi yönü değişitirir. gidecek yönü belirlemez. gidecek yönü yolu rotayı  akıl şuur sahibi şoför belirler

bu yüzden madem iradeyi Allah verdi neden  iyilik ve kötülük Allahtandır denilmez.

bu direksiyon ile yanlış yola girip o kötü yolda kaza yapan şoförün arabaya direksiyonu koyan firmayı suçlamasıdır oysa o direksiyon sana tabiidir iyi doğru rota belirleme sana aittir.

direksiyon bir alettir yönü belirlemez değiştirmeni sağlar.

yönlendirme ve rotayı belirleyende bizzat nefsimiz ilmimiz tecrübemiz her şeyimizdir.

 

yine hız limitini aşıp aşmama da bize bağlıdır.

şayet hızlanıp kaza yapsa arabadaki hız düzeneği suçlanmaz

hız insanı bir nevi  insanı uçurur zevk verir nefsine hoş gelir

kendini tutamaz hızlandıkça hızlanır sonra takla atar

oysa normal hızla gitmek bazen trafik kalabalığında adım adım ilerlemek sabır ister sabr ede ede kontollü olmayı öğrenir.

sabır testinden geçmeden ehliyet ve silah ruhsatı verilmemelidir

arabada bir nevi silah gibidir kazalarda çok masum ölmektedir.

ne  sacmaliyorsunuz  siz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

fitne sınanma demektir.

altın ateşle insan şehvet ile sınanır demişlerdir

esasen insan da sonunda ateşle sınanır hale gelir.

bir nevi cehennem narın(ateşin) cennet(nur) un tecellisidir

nur yakmaz aydınlatır huzur verir.

ateş yakar azab elem verir.

esasen insan günümüzde altınla da gümüşlede dinar ve dirhem ilede sınanıyor.

zenginlik fakirlikten daha tehlikeli bir sınavdır ve çetindir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

demek ki sınama sınav imtihan iyi ve kötü karışık bulunan bir şeyde iyileri kötülerden tefrik ve temyiz etmektir.

nasıl ki çamurla bir çok atık ile karışık bulunan petrol rafineride kaynatılır her kalem kendi buharlaşma sıcaklığı gelince buharlaşır ayrılır sonra damıtılıp sıvılaştırılıp ayrılır

insan da aynıdır.

her türlü bela ve fitnenin filtresinden geçen insan kaba ve atık ise filtreden geçmez ince ve latif ve iyi ise filtreden geçer işer yarar şekilde ayrıştırılır

bir nevi cehennem  ve cennet ayrıştırma yeridir

atıklar ateşe verilir işe yarayan kısım  cennete gider.

Link to post
Sitelerde Paylaş

istemek ile dilemek farklı manalara sahiptir.
esasen ingilizcede desire arzu demek olup akla gelen fantastik hayali şeylerdir sonra bunlar işlenir adeta bulut gibi bir şekle bürünür istek olur yani wish sonra gerçekleştirmek için seçim arefesinde seçilip pratize edilirse  dilek dilemek olur ingilizcesi ile will willing
arapçada da wish manasıda irade yüridu r-v-d kökünde bir fiildir. ve bu sadece insanlara değil
cansızlar içinde kullanılmıştır. denilebilir ki  cansız nasıl irade eder ?
evet daha önce dediğimiz gibi irade bir mekanizmadır  direksiyon gibi. sonra akıl nefis vb duyular ile seçim yapılır sağamı solamı  hangi yöne gideceği ise irade den çıkıp fiil olmuş olur
misal olarak yıkılmayı irade eden isteyen duvar  denilmiştir.Kur'anı Kerimde belli mühiö kavramlar bazen bir kez geçer. ve bir kez geçenler çok mühimdir.
irade fiili kafirler müminler yani zişuur için kullanıldığı gibi Allah içinde kullanılmış ancak duvar gibi cansız olanlar içinde kullanılmıştır.
18/77:" فَانْطَلَقَا۠ حَتّٰٓى اِذَٓا اَتَيَٓا اَهْلَ قَرْيَةٍۨ اسْتَطْعَمَٓا اَهْلَهَا فَاَبَوْا اَنْ يُضَيِّفُوهُمَا فَوَجَدَا ف۪يهَا جِدَارًا يُر۪يدُ اَنْ يَنْقَضَّ فَاَقَامَهُۜ قَالَ لَوْ شِئْتَ لَتَّخَذْتَ عَلَيْهِ اَجْرًا"
rahmetli elmalılı orjinal mealinde:
" Bunun üzerine yine gittiler, nihayet bir karyenin ehline vardılar ki bunları müsafir etmekten imtina ettiler, derken orada yıkılmak isteyen bir divar buldular, tuttu onu doğrultuverdi, isteseydin, dedi: her halde buna karşı bir ücret alırdın" 
yıkılmak isteyen duvar demiş ki en doğrudu budur.zira orjinal ayette :" ف۪يهَا جِدَارًا يُر۪يدُ اَنْ يَنْقَضَّ " yani yıkılmak isteyen yıkılmayı irade eden duvar dır tam çevirisi.

diğer meallerde yıkılmak üzere olan bir duvar gördüler diye çevirmişler ki bu  yanlıştır.önüne gelen meal yazmış.

bu arada edip yüksel hasan basri çantay ve hayrat neşriyatta ki nurcuların yazıcı kolu sanırım yıkılmak isteyen duvar demişler hakklarını yemeyelim

ali bulaç misal yıkılmaya yüz tutmuş duvar demiş ki bence yanlış

az arapça bilen bile bunu öyle çevirmez.


" يُر۪يدُ " istemek demek olup irade demektir.ancak dikkat edilirse orda hızır için :"isteseydin ücret alırdın" yani akıl şuur sahibi  biri için irade isteme kullanılmamış  onun yerine "شِئْتَ " yani dilemek kullanılmış. inşaAllah daki de aynı شِئْتَ  fiilidir ki dilemek demek. yani Allah izin verirse dilerse manasındadır
yine hz adem ve eşi için cennete istediğin ağaçtan dilediğin gibi ye derken irade kullanılmamış شِئْتَ  fiili kullanılmıştır. yani  irade wish istek arzulamak شِئْتَ  te dilemek artık seçim yapmak realize etmek demektir.
ancak شِئْتَ  fiili daha çok Allah c.c. için kullanılmıştır. ingilzice meallerde şea شِئْتَ  will wiiling olarak tercüme edilmiş irade isteme ise wish olarak tercüme edilmiş ki doğrudur ingilizce de arapça gibi kuvvetli bir dildir. ne yazık ki türkçemizde nüanslar kayboluyor esasen kaşğarlının divanına ki türkçe daha kuvvvetlidir şu an ki dilimiz ne yazık ki kuşa dönmüş.
yine ayetlerde dünyayı isteyene irade edene dünyayı veririz ahireti iseyenede ondan veririrz denilmiş ki irade isteme tek başına mücerred olarak bir mekanizmadır akıl şuur vicdan ilim ile birleşirse dileme seçme meydana gelir.
misal aklı yönden gelişmemişler seçmen olamazlar  veya akli melekesinde sorun olanlar seçme kabiliyetine sahip değiller zira seçme dileme sadece isteme arzu ile gerçekleşmez soför gibi başa akıl şuur yardımı ile seçecek.
misal zihinsel engelli bir vatandaşı oy kabinine götürüp istediğin kağıdı zarfa koy sandığa getir o sandığa oyu atar yani irade etti ama seçim yapamadı başka akıl sahibi biri kendisi yaptı
bur forumda hem islami hem inkarcı seviye ne yazık ki  istenilen seviyede değil
lafın tamamını anlatmak zorunda kaldığımız içinde yoruluyoruz
oysa belli seviye de leb demeden l desen tamam leblebi diyor diyecekler:)
irade meyl demektir. meyl bir tarafa eğilme demektir
misal duvar yıkılırken bir tarafa yıkılmayı irade ediyor yani istyor yani tabiatında var ama seçerek yapmıyor ama hızır duvarı düzeltiren irade şuur dileme ile yıkılmanın ters yönüne doğru düzeltiyor
duvarı düzeltiğinde ücret alma ile almama ise dilemeye şiete ye bağlanıyor.yani dilerse ücreti alır.

 

***

lafın kısası irade meyl demektir. meyl bir tarafa eğrilme yönelme demektir

duvar bir tarafa doğru yıkılırken irade ediyor ancak seçemiyor zira akıl nefis ilim şuur yok

misal sıvı halde suyukarıdan aşağıya  akma iradesine sahiptir yani yağmur yağar damla toplanır yukarıdan aşağıya doğru sel olur akar

ama aynı su buz olsa donsa adeta ölmüş gibi soğuk ve hareketsiz yatar demek ki buz da ölü gibi sabit meyle iradeye sahiptir denebilir

gaz halinde su ise aşağıdan yukarıya doğru gitme irade ve meylindedir.

aynı su kar dolu veya yağmur halinde aşağı düşme meyl ve iradesindedir.

ama adam selden korunmak için bariyer yapar bu bilinçli bir tercihtir 

ama yağmur amanda sel olup evi basmayayım demez diyemez .

tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, kavak yazdı:

 

Hayırdır?

Bu sabah kalkarken yataktan mı düştün? :D

Hayır  bi  ton  zırva  söylemiş  sebebide  muamma  neyi  açıklama  gayretinde  onu  çözemedim  o  yüzden  böyle  sordum. Tutturmuşlar  imtihan  seçim. diye  her  şeyi  yüklemişler  o  yüzden  gerildim  biraz 

Link to post
Sitelerde Paylaş

şartlanmış tek yönü bakanları muhatap almıyorum.

başka yere yazdığım mesajımla cevap vereyim:

"

ancak bazı islami  sitelerden robot gibi copy paste etmek ile iş çözülmez

sorularla islamiyet gibi siteler nurculara ait olup her şeyi risale ile açıklar lar

oysa risaleler tefsirlerden sadece birisidir

 

bir dünya ulemanın tefsiri var.

 

sadece tek tv izlemek tek gazete okumak tek dergi okumak tek kişinin kitablarını okumak

tek yemek yemek  saçlarını ortadan ayırıp ekoseli gömlek giyen tipler robota dönüştü

sorgulamadan öl de ölür vur de vurur

bu tehlikelidir

 

islam asla karakteri fitratı yok etmez

o ilahi fıtrat üzerine inşa eder yani temeli yükseltir

yine islam akletme düşünme serbet özgür imana ehemmiyet verir

aklını başkasına kiralama iradeni robot gibi devreden çıkarma omurgasız  iradesiz  gibi şeyler Kur'an asla onaylamaz

misal: sahabe hz peygamberin savaşta söylediği plan için:

ey Allahın resulu bu dediğiniz Allahtan gelen vahiy midir yoksa sizin kendi düşünceniz diye sorar

hz peygamber benim düşüncem dediğinde

sahabe de kendi fikrini söyler

yine hz ömer hutbe irad ederken üstündeki gömlek fazla çıkınca cemaaten bir sahabi kılıcını çekip hesap sorar

neden benim payımdan gömlek çıkmadı diye

 

yine bir kadın hz peygambere gidip kocası hakkında şikayet eder mücadele süresinde kadını onaylayacak şekilde ayet iner

hz ömerin  hz peygambere bazı ikazları yine ayet ile desteklenmiştir

ayetler hz peygamberi meşveret şura danışarak işlerini yapmasını salık verir

 

mutlak itaat şeyhlere üstadlara hocalar olmaz sadece Allaha ve resulune olur.

 

her ne kadar risaleciler cemaatız falan desede üstadları tarikat mantığına sahiptir

tarikatlerde müridlerini ölü yıkayıcı elinde ki ölü gibi teslimiyet ister

ölünün yıkayıcıya direnmesi mümkün değil ne tarafa çevirse oraya döner

"

***

ne yazık ki risaleci taifesi adeta üsdatlarını masum mehdi yanılmaz sorgulanmaz bir mertebeye yükseltip adeta putlaştırmışlar

bu şirktir ve en büyük günahdır

bir çok noktada çifir ebced gibi muğlak şeyler ile güya Kur'anın mucizevi yönlerini gösterelim derken zorlamalar ile

işin ucu kaçmıştır

 

her alim kendi zamanın çocuğudur o andaki malumak e tefekkürden bağımsız yazamaz

şimdi yazsalar farklı tefsirler yazarlar

ancak biz onları sorgulanmaz erişilmez deyip papağan gibi tekrar edersek ilerleme gelişme olmaz

Kur'an bizim akıl ve ruhumuz üzerine özel olarak inzal oluyor

atalarını körükörüne taklid imandan çıkarır

 

hz ibrahim babasından başlayarak putları kırdı

ne yazık ki tevhid dini islamda bir dünya put inşa ediliyor

ama Kur'an ibrahim as eli ile hz peygamber eli ile onları kırmış ve yıkmıştır.

 

***

tavsiyem arapça öğrenin bizzat orjinal metinden Kur'anı okuyunuz

dahası arapça bir dünya tefsirleri d eokuma şansınız doğar

maturidi zemahşeri taberi razi beyzavi bir dünya tefsir var bunlardan faydalanmak ufkumuzu genişletir idrakimizi artırır

tek kaynağa tek kişiye bağlanmak sapmamıza neden olabilir 

 

 

tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, kavak yazdı:
  24 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

ne  sacmaliyorsunuz  siz?

 

4 saat önce, kavak yazdı:

 

Hayırdır?

Bu sabah kalkarken yataktan mı düştün? :D


Akılsız atom gerçek bir kişi olsaydı Tesbîtin mantıklıydı.
Bir nurs cunun (nogot) yaptığı bu basit tesbîtlere hiç bir nurs cu "ne saçmalıyorsun" demez.
Ancak bir ateist bu tepkiyi verir.
Akılsız atom tiyatrocusu şifreyi karıştırdı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ben tarikatçı nurici filan asla değilim

Kur'an ve sahih sünnet tek referansımdır

bunun dışında her şey iftira ve hezeyandır

tarikatçi müşrikler in kuru iftiraları bize yapışmaz.

 

atom ateist mi mümin mi bilemem

ancak risale sahifelerinden çok kopyaladığı açıktır.

**

konu boylarını aştı galiba

konu ile alakalı yazamıyorlar

işi magazine sardılar

lütfen konu ile alakalı yazılsın

 

nursici olsun tarikatçı olsun Kur'an ve sahih sünnet ile rabıtaları güçlü ise

zarar gelmez.ancak cehalet içinde ise kendini mümin sanır ancak hakikatte küfür içinde olabilir.

 

tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, HATEM yazdı:

 


Akılsız atom gerçek bir kişi olsaydı Tesbîtin mantıklıydı.
Bir nurs cunun (nogot) yaptığı bu basit tesbîtlere hiç bir nurs cu "ne saçmalıyorsun" demez.
Ancak bir ateist bu tepkiyi verir.
Akılsız atom tiyatrocusu şifreyi karıştırdı.

ilginç bir yaklaşım ateist olduk sonunda ha :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaratılan herşey ALLAH 'a bağımlı ve onun hakimiyetinde  ise   özgür irade yoktur.

İnsan eylemlerini seçimlerini  ALLAH'ın yarattığı tasarladığı beden, beyin,yüklediği bilgi  ile yapar.

İnsanda özgür irade var diyen  insanı  tanrılaştırır.

Bu ise şirktir.

@HATEM gibi Panteist  panenteist yaklaşımı kabul edip çözdüğünü zannedenlerde ihlas süresine  uymazlar.İnsan ALLAH'ın parçası değildir.ALLAH Doğurmamıştır.Doğurulmamıştır.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Her canlının çocuğu kendi cinsinden olur.
Hakk Teâlâ nın oğlu olsaydı kendisi gibi olurdu.
Halbuki O, mutlak Tektir. İkinci bir Mutlak tek olmaz.
Varlıkta Mutlak Tek olup, Bütün varlığı kuşatan bir ikinci Varlık veyâ Zât yoktur. Olmaz, Olsaydı bu âlemler olmazdı.

Hakk Teâlâyı Mutlak tek olarak anlayamayanlar, varlık düzeyleri müsâde etmediği için anlayamayanlar,,
Hakk Teâlâyı ve Kâinâtı birbirinden ayrı olarak görmekten başka düşünemezler.
Akıl, ikili ve çoklu düşünme kabiliyetine sâhiptir.
İkilik (karşıt )ve çoklu düşünce kabiliyetiyle Kader mevzûsu nda çelişik gibi gözüken problemler çözülemez.
Her şeyi Tek'in içinde değerlendirme irfânına erişmiş kişi bu konudaki bütün problemleri çözer.
Bu noktada, kulların irâdesinin Hakk'ın irâdesinden ayrı görmemek gerekir.
Kutsal ve Münezzeh olan Allah'ı nasıl, iyi ve kötü insânların irâdeleriyle ve fiilleriyle özdeştirebilirsin diye bir i'tirâz yapılırsa,
Özetle, Allah'ın (c.c.) nâmütenâhî (sonsuz), isim ve şuunâtlarının açığa çıkmasının zorunlu iktizâsı (gereği) diyerek açıklayabiliriz.

Allah ile âlemler arasındaki münâsebeti,
Çömlekçi ve çömlekler veyâ Mütâhit ve apartman arasındaki münâsebet gibi sırf hâlik ve mahlûk münâsebetine indigeyenler,
İkilikten çıkıp Tevhîdin özüne vâkıf olamazlar. İhlâs sûresini de lâyıkı vechiyle anlayamazlar.
Çelişmek şöyle dursun,, İhlâs sûresi ile en uyumlu yorumlar bizdedir.
Herşey "O" dur.
Fakat hiçbir mukayyed varlık "O" değildir. O'nun parçası da değildir.
"HÛ" vallahu "EHÂD"

Link to post
Sitelerde Paylaş

gerçekten irade konusu  islami literatürde hayli tartışılmıştır.

islam da önceleri cebriyeciler denilen taife insanda irade yoktur robot gibi Allah ne planladı ise ona göre oynar demektedir ki

emevi taifesi bu fikri pek sevmişlerdir.zira yaptıklarından kul sorumlu olmaz deyip sorumluluk almadan rahatça yönetme kapısı açılmıştır

 

sonra kaderiyeciler ve mutezile tam ters mahiyette hayır insan mutlak özgür iradeye sahiptir kul fiilinin seçicisi ve yapıcısıdır o yüzden insan sorumludur demişlerdir

ki emeviler bunları pek sevmeyip bazi tabiilerini asmışlardır.

ehli sünnet denilen ekser taife ise kulli cuzi irade kesb gibi kavramlar ile insanda özgür irade olduğu ancak Allahın külli iradesinin tayin ettiği bir sahada serbest olduğunu

yine eşarile kul seçer ister Allah yapar demektedir zira iradeyi mevcud kabul etmişlerdir

maturi di taife ise ki katıldığım görüş budur hayır irade itibari ve izafidir mevcud değildir o yüzden kul hem seçer irade eder ister hemde fiilini yapar zira Allah o fiili özgürce yapması için ona kudret ve kuvvet vermiştir. ancak eşariler efendim kuvvet irade den evel yoktur irade anında Allah tarafından verilir yaratılır demektedirler evet bu da pek yabana atılmaz

 

sufi taife ise zaten cebriyeci mantık gibi insanı robot gibi kabul etme meylinde hep olmuşlardır

o yüzden müridinin aklını iradesini zaten iptal edip haşa Allah gibi kendine mutlak itaat ister.

 

eşari taifeden olan Gazalliniye çok noktada katılmasamda donanımlı bir felsefi altyapıya sahib olduğu neden ile irade konusunda söyledikleri ile benim yukarıda söylediğim tam birbirine paraleldir.

 

yukarıda irade isteme fiili duvar içinde kullanılmış

o yüzden irade direksiyon gibi bir seçme mekanizması ancak onu kullanan harekete geçiren şoför gibi akıl şuur nefis kudret sahibi insandır veya insani kabiliyetlerdir demiştik

 

merhum Gazalli de irade ve ihtiyar(ihtiyar ayetlerde ayrıca geçmekte ancak şiete de geçmektedir) şunları demiştir:

"Gazzâlî ise irade ile ihtiyar arasındaki ilişkiyi şu şekilde ifade eder: “İhtiyar, insanın idrak etmekte -dolayısıyla karar vermekte- tereddüde düştüğü bir konuda aklın yol göstermesi sayesinde doğan özel bir iradedir ... Duyu ve mütehayyileye dayanan veya aklın kesin kararından gelen bir hüküm ortaya çıkmadıkça iradenin harekete geçmesi düşünülemez.” Gazzâlî’ye göre bir şeyin iyi olduğuna dair bilgi onun yapılması gerektiği hükmünü verdirir; hüküm iradeyi, irade kudreti, kudret de fiili meydana getirir (İḥyâʾ, IV, 254-255). İhtiyar kavramı bilinçli ve özgür bir seçimi ifade ettiği, bu sebeple de literatürde daima cebir teriminin karşıtı olarak kullanıldığı için bu kavramla psikolojik alandan ahlâkî alana geçiş yapılmaktadır. İhtiyarî fiil sıradan bir yöneliş olmayıp ahlâkî bir şuurla davranışta bulunmadır, bu anlamıyla da iradeden daha özeldir.
"

 

 

tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

toprağı bol olsun Aristo da irade konusunda yine seçme icra aşamasında aklı devreye koyar tüm fiilerde irade mekanizması akıl eşliğinde seçer demektedir:

" Aristo’ya göre hayvanî nefsin idrak edici ve harekete geçirici olmak üzere iki esaslı gücü vardır. İnsan nefsinde bunun karşılıkları bilici ve yapıcı güçlerdir. Nefsin hareket ettirici gücü arzudur, bunun şehvâniyye ve gadâbiyye şeklinde iki kolu vardır. Arzu insanı harekete geçiren dinamik ruhî eğilim olup istek, öfke ve iradeyi içine alır. Şevk ve irade birer arzu türünden ibarettir. Buna göre irade akla bağlı olan fikrî bir arzudur; şevk ve şehvet ise duyum ve tahayyülden ileri gelir. Böylece Aristo’ya göre irade sonuçta aklın uygun gördüğü hedefleri istemekten ibarettir (Kitâbü’n-Nefs, s. 50, 124-126, 139, 155). "

 

***

aristo nun :"irade akla bağlı olan fikrî bir arzudur"   

demesi hayli ilginçtir

fikri arzu  bu çok güzel bir tanım

yani arzu var  hayvani bir şevkle isteme var

ancak akıl devreye girip hüküm verir

ancak öfke cinnet şehvet benzeri duyular çok güçlü olup aklı devreden çıkarırsa

akıldan yoksun hayvani arzular ile gerçekleşen bir fiil olur ki insanı yıkıma götürür.

farabi ibni sinanın aristodan etkilenmesi boşuna değil

adam Kur'ana mutabık ve muvafık konuşuyor.

tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Allahın insana yüklediği bilgi olsa neden kitap peygamber göndersin

evet fıtri belli donanımlar var evet boş sahife gibi değil ama disk gibi hazır kalıplar ile yüklü değil

şayet böyle olsa idi her kes robot gibi aynı davranış sergilemesi gerekir

görüyoruz ki başkasının hayatını kurtarmak uğruna kendi hayatını veren  fedakar insanlar olduğu gibi

kendi hayatını kurtarmak için başka hayatları yok eden vampirlerde var yani taban tabana zıtlar

demek ki  insan belli bir skalada   saat sarkacı gibi gidip gelebilir biz buna melekten üstün şeytandan aşağı diyebiliriz  

yani insan hareket alanı esasın kısıtlı sınırlı değil çok geniş

 

insanda özgür iradeyi  murad eden yine Allahtır

kendi iradesinin sınırı yok zira yaratan ehkamil hakimin O dur.

ama insana cuzi iradeyi vermiştir.

 

teşbihte hatta olmasın

bir fabrika patronu gelir koltuğuna oturur canı istediği anda kimseden izin istemeden çıkar gider yine istediği saate gelir

ama bir işçi patrondan yada aşağıdaki müdürden izin almadan çıkamaz

ancak  bu sınırlama onu ne zaman ve ne kadar ve ne iş için izin isteyeceğini sınırlamaz.

yani kendi durum ve ihtiyaç ve isteğine göre yapar 

 

veya öğrenci sınıftan ihtiyaç anında hocadan izin ister çıkar

öğretmen ise müdürden ister çıkar

ama müdür  kimseden istemeden işi olsa gider yapar gelir

zira öğretmen sınıfından müdür okuldan sorumludur

 

makam kudret hüküm artıkça irade de şumullu hale gelir

**

maide 64: " وَقَالَتِ الْيَهُودُ يَدُ اللَّهِ مَغْلُولَةٌ ۚ غُلَّتْ أَيْدِيهِمْ وَلُعِنُوا بِمَا قَالُوا ۘ بَلْ يَدَاهُ مَبْسُوطَتَانِ يُنْفِقُ كَيْفَ يَشَاءُ ۚ وَلَيَزِيدَنَّ كَثِيرًا مِنْهُمْ مَا أُنْزِلَ إِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ طُغْيَانًا وَكُفْرًا ۚ وَأَلْقَيْنَا بَيْنَهُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاءَ إِلَىٰ يَوْمِ الْقِيَامَةِ ۚ كُلَّمَا أَوْقَدُوا نَارًا لِلْحَرْبِ أَطْفَأَهَا اللَّهُ ۚ وَيَسْعَوْنَ فِي الْأَرْضِ فَسَادًا ۚ وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ

:Bir de Yahudiler, "Allah’ın eli bağlıdır" dediler. Söylediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın ve lânete uğrasınlar! Hayır, O’nun iki eli de açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun, sana Rabbinden indirilen (Kur’an) onlardan birçoğunun azgınlık ve küfrünü artıracaktır. Biz onların arasına kıyamete kadar düşmanlık ve kin saldık. Her ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa, Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışırlar. Allah, bozguncuları sevmez.
"

***

eskiden keyfe mayeşa diye deyim vardı yani keyfi nasıl bilir ise nasıl isterse onu yapanlar için

yada layusel yani sorgulanmaz sual sorulmaz olan

bunlar Allahın sıfatlarıdır 

onun irade ve kudretini sınırlayan yoktur zira tüm hikmet hakimiyet kudret O ' nda dır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...