Jump to content

Aklın ve bilimsel düşüncenin önerdiği yaklaşım ateizm midir?


Recommended Posts

Bu soru aslında ateizm hakkında çok temel bir soru, forumda eski konulara da baktım ama ne diye aratacağımı da bilemediğim için ayrı başlık açıyorum. Negatif ateizm ile ilgili olabilir ama sırf bu konuya değinen bir başlık bulamadım. Daha önce tartışıldıysa link atıp geçebilirsiniz :D

 

Sorum şu. Dinleri, teistik argümanları bir kenara bırakalım. Öznel olduğu için vicdanı da bir kenara bırakalım. Geriye rehber olarak aklımızın, insanlığın kümülatif bilgi birikimi olan bilimin ve bu bilimin ana aracı olan bilimsel yöntemin kaldığını düşünelim. Rasyonel bir insan olarak akıl, mantık ve bilimin bize önerdiği düşünce tarzı ve yaklaşım ateizm midir? Ben böyle olmadığını düşünüyorum. Bence akıl ile ortaya konan bilimsel yöntem çok spesifik alanlarda ve koşullarda çok spesifik kuralları ortaya koyan, ideal olarak tümevarım yöntemini kullanan bir disiplindir. Bilmediği şeyler hakkında ortaya bir önerme koymaz. Kendi dar çalışma alanını en doğru ve teyit edilebilir şekilde anlatmaya çalışır. Bu bağlamda bence inançların akıl ve bilimsel yöntem ile ilgisi yoktur. Aklın ve bilimin inançları doğrulaması veya reddetmesi mümkün değildir. Matematiği bir kenara koyarsak bilim bize maddi dünyanın nasıl çalıştığını anlatmaya çalışılır. Felsefe ve inançlar ise bunun daha ötesini ile ilgilidir.

 

Bu sebepten dolayı pozitif ateizmin "Tanrı'nın varolması mümkün değildir" önermesi bana temelsiz geliyor. Akıl ve bilim tanrının varlığı ve yokluğu hakkında bir şey söylemiyor. Öyleyse bu önermenin temeli nedir? Negatif ateizmdeki "Varolduğu kanıtlanmadığı sürece bu iddiayı kabul edemem" duruşu ise bana bir düşünce tarzından ya da bir yöntem ile varılmış sonuçtan ziyade ilkesel bir durum gibi geliyor. Negafit ateizm temel olarak "Tanrının var olup olmadığını bilmiyorum, ortada bir delil olmadığı için reddediyorum" anlamına mı geliyor. Bu durumda tanrının var olup olmaması noktasında bilinemezci bir tutum sergilemiş olmuyor mu? Açıkçası bence de akla, bilime en yatkın duruş bu agnostik çizgidir çünkü kendi çalışma alanının farkındadır ve bunun ötesini bilemeyeceğini kabul etmiş olur. 

 

İlgili bir diğer soru da şu, ateizm bir düşünce tarzı mıdır, inanç mıdır, yoksa rasyonel düşüncenin götürdüğü bir sonuç mudur? Ateistler tarafından inanç olarak kabul edilmediğini düşünüyorum fakat bir sonuç olarak da ele alınabilir mi? İnanca dair pek çok soru akıl, mantık ve bilimin çalışma alanında değil. Ateizm felsefenin alanına giren pek çok soruyu cevapsız bırakmıyor mu, bu bağlamda bir aklın ve bilimin götürdüğü bir sonuç olamaz diye düşünüyorum. Bu durumda düşünce tarzı olarak mı ele almak gerekiyor, öyleyse bu düşünce tarzı nedir ve temel amacı, rotası, yöntemi nedir?

tarihinde ck789 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 123
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Akıl ve bilimsel düşünce, hiç bir şey önermez. 

 

Bilim insanlığın kümülatif bilgi birikimi falan değildir. Bilim, bir yöntemdir. 

 

Din ile bilimi, aynı amaca yönelik iki yöntemdir, aslında, en azından temel olarak. İkiside, olan biteni anlamak üzerine bir takım metotlar içerir. 

 

Dinin yöntemi, örneğin rüyaya yatmaktır. Yada işkembeden sallamaktır, uydurmaktır. Bir takım sorulara, bu şekilde cevap vermeye gider.

 

Bilim ise, gözlem, doğrulama, ölçme biçme gibi bir takım yöntemler tarif eder. 

 

Burda bilim bağımsız bir durumdur, kendi yolundadır. 

 

Ateizm ise, işte o din denen şeyin bilgi olarak ürettiği şeyleri kabul etmeme halidir. Bunun için bilime falan da ihtiyaç yoktur. Üç bin yıl önce anlatılmış bir masal, aman bir adem varmışta, hatta onun kaburga kemiğiniden yapılma bir havva varmışta gibi bir masala kanmamak için bilime falan ihtiyaç yoktur.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
37 dakika önce, anibal yazdı:

Akıl ve bilimsel düşünce, hiç bir şey önermez. 

 

Bilim insanlığın kümülatif bilgi birikimi falan değildir. Bilim, bir yöntemdir. 

 

Din ile bilimi, aynı amaca yönelik iki yöntemdir, aslında, en azından temel olarak. İkiside, olan biteni anlamak üzerine bir takım metotlar içerir. 

 

Dinin yöntemi, örneğin rüyaya yatmaktır. Yada işkembeden sallamaktır, uydurmaktır. Bir takım sorulara, bu şekilde cevap vermeye gider.

 

Bilim ise, gözlem, doğrulama, ölçme biçme gibi bir takım yöntemler tarif eder. 

 

Burda bilim bağımsız bir durumdur, kendi yolundadır. 

 

Ateizm ise, işte o din denen şeyin bilgi olarak ürettiği şeyleri kabul etmeme halidir. Bunun için bilime falan da ihtiyaç yoktur. Üç bin yıl önce anlatılmış bir masal, aman bir adem varmışta, hatta onun kaburga kemiğiniden yapılma bir havva varmışta gibi bir masala kanmamak için bilime falan ihtiyaç yoktur.

 

 

Evet bilim, yöntem olarak bilimsel yöntem kullanan farklı alanlardaki çalışmalar bütünüdür. Burada tanımsal bir hata yapmışım. Bilime bilgi birikimi demek doğru değil. Bahsetmeye çalıştığım bilimsel yöntemdi. Yani salt akla dayalı nesnel olguların incelenmesiydi. Bu bence de tanrının varlığı yokluğu konusunda hiçbir şey önermez. Bu nedenle ateizmin nasıl tanrının yokluğu sonucuna vardığını anlayamıyorum. tanrının varlığı yokluğu aklın ve bilmin çalışma alanında değildir. öyleyse ateizm kendine temel olarak neyi alıyor. böyle bir temel yoksa ateizmde en basit haliyle tanırının yokluğuna inanmaktır. yani bir inançtır. herhangi bir temeli olmayan diğer inançlardan da bi farkı yoktur.

 

Dinleri reddetmek ateizm midir? Açıkçası bu yaklaşımdan ateistlerin de rahatsız olacağını düşünüyorum çünkü ateizmi dinlere tepki olarak doğmuş bir düşünce seviyesine indirgiyor. Bu konuda ayrı bir başlık açmayı düşünüyordum tepkisel ateizm hakkında ne düşünüyorsunuz diye. Dinlere, dindarlara kızıp ateist olmak mantıklı, tutarlı bir duruş mu? 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, ck789 said:

 

Evet bilim, yöntem olarak bilimsel yöntem kullanan farklı alanlardaki çalışmalar bütünüdür. Burada tanımsal bir hata yapmışım. Bilime bilgi birikimi demek doğru değil. Bahsetmeye çalıştığım bilimsel yöntemdi. Yani salt akla dayalı nesnel olguların incelenmesiydi. Bu bence de tanrının varlığı yokluğu konusunda hiçbir şey önermez. Bu nedenle ateizmin nasıl tanrının yokluğu sonucuna vardığını anlayamıyorum. tanrının varlığı yokluğu aklın ve bilmin çalışma alanında değildir. öyleyse ateizm kendine temel olarak neyi alıyor. böyle bir temel yoksa ateizmde en basit haliyle tanırının yokluğuna inanmaktır. yani bir inançtır. herhangi bir temeli olmayan diğer inançlardan da bi farkı yoktur.

 

Dinleri reddetmek ateizm midir? Açıkçası bu yaklaşımdan ateistlerin de rahatsız olacağını düşünüyorum çünkü ateizmi dinlere tepki olarak doğmuş bir düşünce seviyesine indirgiyor. Bu konuda ayrı bir başlık açmayı düşünüyordum tepkisel ateizm hakkında ne düşünüyorsunuz diye. Dinlere, dindarlara kızıp ateist olmak mantıklı, tutarlı bir duruş mu? 

 

Bilim hakkında, en çok bilinen yanlış şey: "salt akla dayalı nesnel olguların..." 

 

Bilim, aklı reddeder, garip gelebilir, ama öyledir. Bilim, aklın yerine gözlemin, ölçülebilirliğin konduğu bir yaklaşımdır. 

 

Ateizmin tanrının yokluğu sonucuna nasıl ulaştığı bir soru, bir mesele değil. Mesele, birilerinin nasıl tanrının varlığı sonucuna ulaştığı. Briisi çıkıp işkembeden amanda tanrı var diye sallıyor, ama onu hiç bir şekilde gösteremiyor. Neden bu sallamasyonu kabul etsin ki birileri?

 

Olay aslında basittir. Tüm dindarlar, aslında ateisttir. Nasıl yani dersen, mesela, Allah denen bedevi zırvasına inanana sorarsan, ra, amon, zeus, şiva vs. vs. gibi bir kaç yüz bin tanrının hiçbirinin olmadığını söyleyecektir. Eğer, bir müslümanın neden zeus'un varlığını kabul etmediğini anlarsan, olayı anlamış olursun.

 

Ateizm, tanrının yokluğuna inanç falan değildir. Ateizm, teknik olarak, bilimsel bir yaklşaım içindedir. O yüzden de her naney hadi batayizler buna da cevap versin derler, atayizlerden herşeye bilimsel bir cevap beklerler. Olay gayet basittir: Varsa, hani nerde? hiç bir şekilde gösterilemeyen, varlığına dair hiç bir emare olmayan bir şeyin var olduğunu kabul etmek gibi bir dangalaklıkla, hasitr diyerek onu reddetmek aynı şey midir?

 

Dinleri reddetmek ateizm değildir. Ateist olup, dindar olanlarda vardır. Tanrıya inanıp dinleri reddedenlerde. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
43 dakika önce, ck789 yazdı:

Bu sebepten dolayı pozitif ateizmin "Tanrı'nın varolması mümkün değildir" önermesi bana temelsiz geliyor. Akıl ve bilim tanrının varlığı ve yokluğu hakkında bir şey söylemiyor. Öyleyse bu önermenin temeli nedir?

Her şeyi neden-sonuç ilişkisi içinde değerlendiyorsak Tanrı’yı da bu kategori içine sokmalıyız. Dinciler gibi onun nedeni yoktur deyip zırvalamak olmaz. 

Tanrının nedeni, oluşum süreci, madde ve zamandan bağımsız olup olmadığı, bilgiyi nasıl elde ettiği sadece kişisel hezeyanlarla açıklanabilir. Kişisel hezeyanlar da bilim için çöp değeri taşır.

 

Anibalin’ de belirttiği gibi esas soru dinciler Tanrı’nın varlığına nasıl ulaştılar?  olmalıdır, “Ateistin Tanrı kesinlikle yoktur” çıkışı değil. Üst kısımda belirttiğim gibi tanrı vardır klişesi tamamen kişisel hezeyanların  ürünüdür.  Bu bilim için çöp değerinde olduğu için benim içinde çöp değerindedir.

Kanıtsız bir şey yok hükmündedir. 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
19 dakika önce, anibal yazdı:

 

Bilim hakkında, en çok bilinen yanlış şey: "salt akla dayalı nesnel olguların..." 

 

Bilim, aklı reddeder, garip gelebilir, ama öyledir. Bilim, aklın yerine gözlemin, ölçülebilirliğin konduğu bir yaklaşımdır. 

 

Ateizmin tanrının yokluğu sonucuna nasıl ulaştığı bir soru, bir mesele değil. Mesele, birilerinin nasıl tanrının varlığı sonucuna ulaştığı. Briisi çıkıp işkembeden amanda tanrı var diye sallıyor, ama onu hiç bir şekilde gösteremiyor. Neden bu sallamasyonu kabul etsin ki birileri?

 

Olay aslında basittir. Tüm dindarlar, aslında ateisttir. Nasıl yani dersen, mesela, Allah denen bedevi zırvasına inanana sorarsan, ra, amon, zeus, şiva vs. vs. gibi bir kaç yüz bin tanrının hiçbirinin olmadığını söyleyecektir. Eğer, bir müslümanın neden zeus'un varlığını kabul etmediğini anlarsan, olayı anlamış olursun.

 

Ateizm, tanrının yokluğuna inanç falan değildir. Ateizm, teknik olarak, bilimsel bir yaklşaım içindedir. O yüzden de her naney hadi batayizler buna da cevap versin derler, atayizlerden herşeye bilimsel bir cevap beklerler. Olay gayet basittir: Varsa, hani nerde? hiç bir şekilde gösterilemeyen, varlığına dair hiç bir emare olmayan bir şeyin var olduğunu kabul etmek gibi bir dangalaklıkla, hasitr diyerek onu reddetmek aynı şey midir?

 

Dinleri reddetmek ateizm değildir. Ateist olup, dindar olanlarda vardır. Tanrıya inanıp dinleri reddedenlerde. 

 

Elde edilen verinin değerlendirilemesi akıl ile mümkündür. Sebep-sonuç ilişkisi yine mantıksal yani akla dayalı bir ilişkidir. Matematik, teorik fizik gibi gözlemi baz almayan bilimsel çalışma alanları da vardır. Bilim aklı her türlü çıkarım ve önerme ortaya koymada aklı ve mantığı kullanır. 

 

Açıkçası konu niye bilimin tanımına geldi anlamadım. Benim iddiam bilimin maddi dünyayı inceledği ve tanrının varlığı yokluğu ile ilgilenmemesidir. Bu nedenle ateizmin sanki bilimselmiş gibi gösterilmesini doğru bulmuyorum. Bilimin çalışma alanının sınırlarını düşünürsek ve bilimsel düşünce ateizme değil agnostizme yakındır. 

 

Konunun ilk cümlesinde dinleri kenara bırakalım dendiği halde sanki teist argümanlar iddia edilmiş gibi dindarlar üzerinden ateizmi savunmuşsunuz. dinler ve dindarlar hakkında tonla sorunun tabi ki farkındayım fakat bunların hiçbiri felsefi anlamdaki tanrı kavramını bağlamaz. bilimin tanrı hakkında bir şey iddia etmediğini de değiştirmez.

 

ateizm bilimsel bir yaklaşım içinde değildir. bilimsel yöntem eldeki verilere göre sonuca varır, bu sonuç kabul ya da red olabilir. tanrının varlığı ise bilimin çalışma alanının dışındadır. benzer şekilde bilim ahlaki değerlerin varlığını da reddetmez ya da kabul etmez. epistemoloji hakkında da yorumda bulunmaz. bunlar basit şekilde bilimin çalışma alanında değildir. bilim her şeye cevap verme iddiasında değildir. 

 

7 dakika önce, Abdülmalik yazdı:

Her şeyi neden-sonuç ilişkisi içinde değerlendiyorsak Tanrı’yı da bu kategori içine sokmalıyız. Dinciler gibi onun nedeni yoktur deyip zırvalamak olmaz. 

Tanrının nedeni, oluşum süreci, madde ve zamandan bağımsız olup olmadığı, bilgiyi nasıl elde ettiği sadece kişisel hezeyanlarla açıklanabilir. Kişisel hezeyanlar da bilim için çöp değeri taşır.

 

Anibalin’ de belirttiği gibi esas soru dinciler Tanrı’nın varlığına nasıl ulaştılar?  olmalıdır, “Ateistin Tanrı kesinlikle yoktur” çıkışı değil. Üst kısımda belirttiğim gibi tanrı vardır klişesi tamamen kişisel hezeyanların  ürünüdür.  Bu bilim için çöp değerinde olduğu için benim içinde çöp değerindedir.

Kanıtsız bir şey yok hükmündedir. 

 

Sebep-sonuç ilişkisini tanrıya uygulamaya çalışmak bilimin çalışma alanını olan maddi fiziki dünyanın ilkelerini metafiziğe uyarlamaya çalışmak olmuyor mu? akıl ve aklın üzerine inşa edilmiş bilimsel yöntem bizim maddi dünyayı anlamak için elimizdeki en önemli araçtır fakat bu bilimsel yöntemi her soruyu cevaplayabilecek bir araç konumuna sokmaz. Tanrının varlığı dahil bir çok felsefi soru - ki bunun içine estetik de girer, etik de girer, bilgi felsefesi de girer - bilimsel yöntem ile ele alınabilecek konular mıdır? Bilim için bu sorular çöp değerinde değildir, basitçe bilimin çalışma alanında değildir, muhatabı değildir. Çöp olarak görmek de bu soruları muhatap almak anlamına gelir, bilim bunları muhatap almıyor felsefenin alanına bırakıyor. Bu nedenle bilimsel yöntemi felsefi konuları ele alırken kullanmamalıyız.

 

Özetle söylediğim bilimin tanrının varlığı ve yokluğu hakkında bir iddiası olmamasıdır. Bilimin çalışma alanında olmayan bir konuyu bilimsel bir şeymiş gibi gösterip ateizmi bilim ile ilişkilendirmeye çalışmak doğru değil. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

pozitif  ateizm. saçmalıkta  negatif  ateizmin  Tanrı yı  kabul  etmemek  için  direttiğini  düşünüyorum. Tanrı nın  varlığına  dair  delil  saymaya  başlasak  akşam  olur  burada.

 

Pozitif ateizmde  "Tanrı'nın varolması mümkün değildir" bana doğrudan inançmış gibi geliyor. Temellendirilemeyen, net olarak bilinemeyecek bir konu hakkında kesin bir hükme varmak ancak inanç ile mümkün olabilir. Bu açıdan pozitif ateizm bence bilimsellikten son derece uzaktır. Negatif ateizm ise bilmediği kabul ediyor fakat yine de bir sonuca varıyor. Bilmediğini kabul ettiğin anda sonuca varmaktan uzak durmak gerekir diye düşünüyorum. Bu nedenle agnostik yaklaşım bana daha tutarlı geliyor. 

 

Tanrının varlığı ya da yokluğu, bu konuda ortaya konan argümanların geçerliliği, geçersizliği ateistlerin sonuca varmakta kullandığı argümanları temellendirmedikleri gerçeğini bence değiştirmiyor. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
46 dakika önce, ck789 yazdı:

 

Elde edilen verinin değerlendirilemesi akıl ile mümkündür. Sebep-sonuç ilişkisi yine mantıksal yani akla dayalı bir ilişkidir. Matematik, teorik fizik gibi gözlemi baz almayan bilimsel çalışma alanları da vardır. Bilim aklı her türlü çıkarım ve önerme ortaya koymada aklı ve mantığı kullanır. 

 

Açıkçası konu niye bilimin tanımına geldi anlamadım. Benim iddiam bilimin maddi dünyayı inceledği ve tanrının varlığı yokluğu ile ilgilenmemesidir. Bu nedenle ateizmin sanki bilimselmiş gibi gösterilmesini doğru bulmuyorum. Bilimin çalışma alanının sınırlarını düşünürsek ve bilimsel düşünce ateizme değil agnostizme yakındır. 

 

Konunun ilk cümlesinde dinleri kenara bırakalım dendiği halde sanki teist argümanlar iddia edilmiş gibi dindarlar üzerinden ateizmi savunmuşsunuz. dinler ve dindarlar hakkında tonla sorunun tabi ki farkındayım fakat bunların hiçbiri felsefi anlamdaki tanrı kavramını bağlamaz. bilimin tanrı hakkında bir şey iddia etmediğini de değiştirmez.

 

ateizm bilimsel bir yaklaşım içinde değildir. bilimsel yöntem eldeki verilere göre sonuca varır, bu sonuç kabul ya da red olabilir. tanrının varlığı ise bilimin çalışma alanının dışındadır. benzer şekilde bilim ahlaki değerlerin varlığını da reddetmez ya da kabul etmez. epistemoloji hakkında da yorumda bulunmaz. bunlar basit şekilde bilimin çalışma alanında değildir. bilim her şeye cevap verme iddiasında değildir. 

 

 

Sebep-sonuç ilişkisini tanrıya uygulamaya çalışmak bilimin çalışma alanını olan maddi fiziki dünyanın ilkelerini metafiziğe uyarlamaya çalışmak olmuyor mu? akıl ve aklın üzerine inşa edilmiş bilimsel yöntem bizim maddi dünyayı anlamak için elimizdeki en önemli araçtır fakat bu bilimsel yöntemi her soruyu cevaplayabilecek bir araç konumuna sokmaz. Tanrının varlığı dahil bir çok felsefi soru - ki bunun içine estetik de girer, etik de girer, bilgi felsefesi de girer - bilimsel yöntem ile ele alınabilecek konular mıdır? Bilim için bu sorular çöp değerinde değildir, basitçe bilimin çalışma alanında değildir, muhatabı değildir. Çöp olarak görmek de bu soruları muhatap almak anlamına gelir, bilim bunları muhatap almıyor felsefenin alanına bırakıyor. Bu nedenle bilimsel yöntemi felsefi konuları ele alırken kullanmamalıyız.

 

Özetle söylediğim bilimin tanrının varlığı ve yokluğu hakkında bir iddiası olmamasıdır. Bilimin çalışma alanında olmayan bir konuyu bilimsel bir şeymiş gibi gösterip ateizmi bilim ile ilişkilendirmeye çalışmak doğru değil. 

Peki  bilimsel  yöntemin  içerisine  Tanrı yı  da  katsak  bu  kez de  teistler  öyle  bir  varlıktan  bahsediyor  ki bilimle  deneyle  doğrudan  veya  dolaylı  ispat  olamayacağını  düşündükleri  için  imkansız  hale  getirenler  sanki  teistler  gibi  bilim  Tanrı ya  dair  bir  veri  neden  bulamasın?  Yoksa  ateizmle  bilimin  alakası  yok  yani  ateist  tanrı kavramını  reddeden  kişidir en  basit  tabiriyle. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, ck789 yazdı:

Sebep-sonuç ilişkisini tanrıya uygulamaya çalışmak bilimin çalışma alanını olan maddi fiziki dünyanın ilkelerini metafiziğe uyarlamaya çalışmak olmuyor mu? akıl ve aklın üzerine inşa edilmiş bilimsel yöntem bizim maddi dünyayı anlamak için elimizdeki en önemli araçtır fakat bu bilimsel yöntemi her soruyu cevaplayabilecek bir araç konumuna sokmaz. Tanrının varlığı dahil bir çok felsefi soru - ki bunun içine estetik de girer, etik de girer, bilgi felsefesi de girer - bilimsel yöntem ile ele alınabilecek konular mıdır? Bilim için bu sorular çöp değerinde değildir, basitçe bilimin çalışma alanında değildir, muhatabı değildir. Çöp olarak görmek de bu soruları muhatap almak anlamına gelir, bilim bunları muhatap almıyor felsefenin alanına bırakıyor. Bu nedenle bilimsel yöntemi felsefi konuları ele alırken kullanmamalıyız.

 

Özetle söylediğim bilimin tanrının varlığı ve yokluğu hakkında bir iddiası olmamasıdır. Bilimin çalışma alanında olmayan bir konuyu bilimsel bir şeymiş gibi gösterip ateizmi bilim ile ilişkilendirmeye çalışmak doğru değil. 

Tanrı fikri sadece bir hezeyan, yani sanrı, kanıtı olmayan bir iddia. Şimdiye kadar kimse Tanrı’nın kanıtını objektif biçimde sunamadı. Kişisel sanrılar ciddiye alınmaz.

Yok hükmünde deği, yoktur. Estetik, etik, felsefenin ölçülebilir değerleri varsa bilimin konusu olur, niye olmasın?

 

Bilim aslında Tanrı konusunda birşey söylemiyor değil söylüyor, piyasadaki mevcut Tanrı’ların olmadığını bize ispatladı. Ama başka bir Tanrı var mı? Bilim bunu nasıl bilebilir? Şöyle bilebilir. Neden- sonuç ilişkisi dahilinde açıklanamayan bir olgu varsa belki. O da şimdiye kadar olmadı, olmayacakta.

 

Neden- sonuç ilişkisine değinmek istiyorum. Yıldırım’ın nedenini bilmeyen antik insanlar bunu Tanrı’nın gazabına bağladılar hatta Kuran dahil kitaplarına yazdılar. Şimdi yıldırımın belli nedenler ve koşullarda oluştuğunu biliyor, korkmuyor, önlemimizi alıyoruz. Herhangi bir Tanrı’ya da atıf yapmıyoruz. Bak Tanrı ortadan kayboldu, gördün mü?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

pozitif  ateizm. saçmalıkta  negatif  ateizmin  Tanrı yı  kabul  etmemek  için  direttiğini  düşünüyorum. Tanrı nın  varlığına  dair  delil  saymaya  başlasak  akşam  olur  burada.

Şu develeri ne güzel yarattım, benden daha iyi kimse yaratamaz diyen Tanrı’nın delilleri mi? 

 

Tanrının varlığına dair tek kanıt bile getiremezsin, çünkü yok. Evrendeki herşeyin bir nedeni vardır. Herşey maddenin etkileşimi nedeniyle oluşur. Herhangi bir olguda bilinmeyen bir müdahale, nedensizlik gösteremezsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
19 dakika önce, Abdülmalik yazdı:

Şu develeri ne güzel yarattım, benden daha iyi kimse yaratamaz diyen Tanrı’nın delilleri mi? 

 

Tanrının varlığına dair tek kanıt bile getiremezsin, çünkü yok. Evrendeki herşeyin bir nedeni vardır. Herşey maddenin etkileşimi nedeniyle oluşur. Herhangi bir olguda bilinmeyen bir müdahale, nedensizlik gösteremezsin.

tabikide  neden  sonuç  var  çünkü  tanrı nın  yaratis  biçimi  bu  siz  oluşturma  deyin  farketmez.Madde  madde  diyorsunuz  bu  maddede  her şey  var  demek  ki 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, ck789 said:

 

Elde edilen verinin değerlendirilemesi akıl ile mümkündür. Sebep-sonuç ilişkisi yine mantıksal yani akla dayalı bir ilişkidir. Matematik, teorik fizik gibi gözlemi baz almayan bilimsel çalışma alanları da vardır. Bilim aklı her türlü çıkarım ve önerme ortaya koymada aklı ve mantığı kullanır. 

 

İşte, bu noktada yanılıyorsun. Verinin değerlendirilmesi, felsefe ile yapılır. Matematikte zaten felsefenin bir türevidir ki öyle şeylere rasyonel deriz. Sosyoloji de böyledir. Velakin, bazı bilimsel yöntem ve prensipler felsefeye uyarlanmış olduğu gibi, bu gibi şeylere de bilim denmektedir. Fakat bu bilim ile, felsefenin ayrılma noktası olduğu gerçeğini değiştirmez. 

 

 

Quote

Açıkçası konu niye bilimin tanımına geldi anlamadım. Benim iddiam bilimin maddi dünyayı inceledği ve tanrının varlığı yokluğu ile ilgilenmemesidir. Bu nedenle ateizmin sanki bilimselmiş gibi gösterilmesini doğru bulmuyorum. Bilimin çalışma alanının sınırlarını düşünürsek ve bilimsel düşünce ateizme değil agnostizme yakındır. 

 

İşte gene, sana dincilerin empoze ettiği, "maddi dünya" gibi bir teraneye takılıyorsun. Maddi dünya diye bir şey yok. Olan kocaman bir kitle olarak varlık var, buna kainat de, ne dersen de ve bilimin alanı işte varlığın tamamı. 

 

Ve eğer sen bir varlıktan bahsediyorsan, tanrı da bu varlık kümesinde girer ve bilimin ilgi alanına elbette girer. Ama, bilimin bu noktada diyeceği şey, "yok ki, olsa dükkan sizin" olacaktır. Tanrı hakkında, ne bileyim çapı, eni, boyu, kilosu vs. herneyse, hiç bir bilginin olmayışı, tanrının bilimsel olarak yok olduğu anlamına gelir zaten, tartışmasız bir şekilde.

 

Quote

Konunun ilk cümlesinde dinleri kenara bırakalım dendiği halde sanki teist argümanlar iddia edilmiş gibi dindarlar üzerinden ateizmi savunmuşsunuz. dinler ve dindarlar hakkında tonla sorunun tabi ki farkındayım fakat bunların hiçbiri felsefi anlamdaki tanrı kavramını bağlamaz. bilimin tanrı hakkında bir şey iddia etmediğini de değiştirmez.

 

Gene dincilerin dolduruşundan yola çıkıyorsun. Amazondaki bilmem ne kabilesinin, teizm, tanrı falan gibi hiç bir derdi yok. Kimse gelip onlara amanda allah var falan dememiş, o yüzden ateizm gibi de bir kavramları yok. Bugün iddia olan, teizm denen zırvalıklar. Bu zırvalıkların varlığı, ateizm denen şeyi var eden zaten. Adam çıkıyor, tonla zırvalıyor, yalan atıyor, palavra sıkıyor, bunlara inanmıyorsun diye de seni ateist olarak sıfatlandırıyor, hepsi bu. 

 

 

Quote

ateizm bilimsel bir yaklaşım içinde değildir. bilimsel yöntem eldeki verilere göre sonuca varır, bu sonuç kabul ya da red olabilir. tanrının varlığı ise bilimin çalışma alanının dışındadır. benzer şekilde bilim ahlaki değerlerin varlığını da reddetmez ya da kabul etmez. epistemoloji hakkında da yorumda bulunmaz. bunlar basit şekilde bilimin çalışma alanında değildir. bilim her şeye cevap verme iddiasında değildir. 

 

Ateizmin bilimsel bir yaklaşım içinde olması falan da gerekmez zaten. Bir lafın yalan, zırvalık olduğunu görmek için,  bilime falan hacet yoktur.

 

Bilim ahlaki değerlerin varlığını da kabul eder, çünkü gerçekten vardırlar. Ama bilim bunların dinler denen zibidiliklerden gelmediğini de gösterir. Bilim, sana şu şu ahlak kuralı, iyi, kötü, güzel, çirkin diyemez, ama sana onun var olup olmadığını gayet güzel söyleyebilir. 

 

Quote

 

Sebep-sonuç ilişkisini tanrıya uygulamaya çalışmak bilimin çalışma alanını olan maddi fiziki dünyanın ilkelerini metafiziğe uyarlamaya çalışmak olmuyor mu? akıl ve aklın üzerine inşa edilmiş bilimsel yöntem bizim maddi dünyayı anlamak için elimizdeki en önemli araçtır fakat bu bilimsel yöntemi her soruyu cevaplayabilecek bir araç konumuna sokmaz. Tanrının varlığı dahil bir çok felsefi soru - ki bunun içine estetik de girer, etik de girer, bilgi felsefesi de girer - bilimsel yöntem ile ele alınabilecek konular mıdır? Bilim için bu sorular çöp değerinde değildir, basitçe bilimin çalışma alanında değildir, muhatabı değildir. Çöp olarak görmek de bu soruları muhatap almak anlamına gelir, bilim bunları muhatap almıyor felsefenin alanına bırakıyor. Bu nedenle bilimsel yöntemi felsefi konuları ele alırken kullanmamalıyız.

 

Özetle söylediğim bilimin tanrının varlığı ve yokluğu hakkında bir iddiası olmamasıdır. Bilimin çalışma alanında olmayan bir konuyu bilimsel bir şeymiş gibi gösterip ateizmi bilim ile ilişkilendirmeye çalışmak doğru değil. 

 

Metafizk denen şey, bir osuruktan teyyaredir. Osuruğun gazı bile değil, zortlaması kadar ancak hükmü vardır. Tamamen uydurma bir zırvalıktan ibaret olan metafizik falan gibi tantanalarla uğraşmak, boş işten ibarettir.

 

Bilimin önüne koyuyorsan, bilimsel olarak tanrı yok. Bu gayet açık, kesin olarak böyle. Sen, herhangi bir bilimsel makalede, tanrı sayesinde şu oldu falan dendiğini görüyor musun hiç mesela?

 

Sebep sonuç ilişkisini tanrıya uyarlayamazsın zaten. Zira, falanca sonuca tanrının sebep olduğunu tespit edebilmiş değilsin hiç bir şekilde. Yani, amanda şu kendi kendine olamaz diyerek, bir  tanrı var edemezsin. Tanrıyı gösterip, onun o işi yapmakta sebep olarak olacağını gösterirsin. Basitçe, çölün ortasında bir kayada, hiyeroglifler bulursan, bunu buraya uzaylılar gelmiş, çöl cinleri gelmiş yazmış falan diyemezsin. En fazla, mısırlılar buraya gelmiş diyebilirsin. 

 

Daha iyi anlaşılacak bir örnek vereyim. Tutankamonun mezarında müthiş bir yüksek teknoloji ürünü bulundu: Demir bir bıçak. Mısırlılarda demir yoktu, en azından o devirde. O zamanlar mısır, bronz çağındaydı hala, dünyanın kalanı gibi. Şimdi bu, amanda firavuna tanrılar demir bıçak vermiş demek mi olur mesela? 

 

Eğer, tanrıyı bulur, bir kainat yarattığını gösterebilirsen, işte ancak o durumda bu kainati o tanrının yarattığını iddia edebilir, sebep olarak onu gösterebilirsin. Firavunun hançerine de bu sebeple tanrının hediyesi diyemiyorsun. 

 

Ha, merak ettiysen, o devirde sahra çölüne düşen bir meteordan alınmış o demir. Başka örneği yok ortada. 

tarihinde anibal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

pozitif  ateizm. saçmalıkta  negatif  ateizmin  Tanrı yı  kabul  etmemek  için  direttiğini  düşünüyorum. Tanrı nın  varlığına  dair  delil  saymaya  başlasak  akşam  olur  burada.

Tanrı hakkında saydığın deliller deney ile doğrulanmış olursa say.
salt akıla dayanıyorsa boşuna sayma. :)

Deneysiz akıl ile herşeyi var yaparsın.

tarihinde mirasyedi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
12 minutes ago, akılsızşuursuzatom said:

tabikide  neden  sonuç  var  çünkü  tanrı nın  yaratis  biçimi  bu  siz  oluşturma  deyin  farketmez.Madde  madde  diyorsunuz  bu  maddede  her şey  var  demek  ki 

 

Eh, var işte, ne istersen hepsi o maddenin içinde. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, akılsızşuursuzatom said:

pozitif  ateizm. saçmalıkta  negatif  ateizmin  Tanrı yı  kabul  etmemek  için  direttiğini  düşünüyorum. Tanrı nın  varlığına  dair  delil  saymaya  başlasak  akşam  olur  burada.

 

Eğer seni siken bir süper zencinin varlığına dair deliller saymaya başlarsak...

 

Emin ol o liste ile aynı uzunlukta, hatta aynı maddelerden çıkar ve gene o ancak o liste kadar zırvalıktan ibaret olabilir. ,

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
34 dakika önce, Abdülmalik yazdı:

Tanrı fikri sadece bir hezeyan, yani sanrı, kanıtı olmayan bir iddia. Şimdiye kadar kimse Tanrı’nın kanıtını objektif biçimde sunamadı. Kişisel sanrılar ciddiye alınmaz.

Yok hükmünde deği, yoktur. Estetik, etik, felsefenin ölçülebilir değerleri varsa bilimin konusu olur, niye olmasın?

 

Bilim aslında Tanrı konusunda birşey söylemiyor değil söylüyor, piyasadaki mevcut Tanrı’ların olmadığını bize ispatladı. Ama başka bir Tanrı var mı? Bilim bunu nasıl bilebilir? Şöyle bilebilir. Neden- sonuç ilişkisi dahilinde açıklanamayan bir olgu varsa belki. O da şimdiye kadar olmadı, olmayacakta.

 

Neden- sonuç ilişkisine değinmek istiyorum. Yıldırım’ın nedenini bilmeyen antik insanlar bunu Tanrı’nın gazabına bağladılar hatta Kuran dahil kitaplarına yazdılar. Şimdi yıldırımın belli nedenler ve koşullarda oluştuğunu biliyor, korkmuyor, önlemimizi alıyoruz. Herhangi bir Tanrı’ya da atıf yapmıyoruz. Bak Tanrı ortadan kayboldu, gördün mü?

 

Bu başlıktaki temel argümanlardan anladığım şu ki bugünkü ateizm gerçekten de varlığını teizmden alıyor. Başlıkta özellikle tanrı fikrini dinlerden uzak felsefi bir kavram üzerinden işlemeye çalışmama rağmen temel itirazlar dinlerin tanrıları üzerinden oldu. Benim bunlarla ilgili hiçbir iddiam yok. Yıldırım örneği ya da dini kitaplardaki binlerce bilimle çelişen örnekler dinlerin tanrılarını bağlar. Bilim de bunları çürütmektedir. Felsefi anlamda bunların hiçbir hükmü yoktur. Bilim nasıl ahlak, estetik, epistemoloji hakkında yorum yapmıyorsa varlık felsefesi alanında da yorum yapmamaktadır. Benim temel olarak vurgulamaya çalıştığım olay ateizmin bilimsel olmadığıdır. Deizm ne kadar inançsa ateizmde o kadar inançtır. Bilmediği bir konu hakkında net bir sonuca varmaktadır. Bilim elinde veri olmadığı konu hakkında bir sonuca varmaz. 

 

Bu arada ateizmin özünde tepkisel bir felsefi görüş olmadığnın farkındayım. Başlıktaki argümanların teist tanrı inancı üzerinden kurgulandığı için böyle bir ifade kullandım. Öyle bir savunuluyor ki kutsal kitaplardaki iddialar bilimle örtüşse, bugünün dindarları müthiş ahlaklı olsa ateizm çökecek sanırsınız. Halbuki felsefi bir görüş dönemin koşullarından bağımsızdır. Bu tarz yaklaşım ateizmi tepkisel bir konuma sokar. Sanki ateizmin varlığı dinlere olan tepkiymiş gibi bir anlam çıkar. Yani dinler olmasa ateizm olmayacakmış sonucuna varılır. Halbuki tabi ki durum bu değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

tabikide  neden  sonuç  var  çünkü  tanrı nın  yaratis  biçimi  bu  siz  oluşturma  deyin  farketmez.Madde  madde  diyorsunuz  bu  maddede  her şey  var  demek  ki 

Madde de bir şey olduğu filan yok, aldığın enerji ile vücudundaki organik maddelerin kararlığını koruyup,  öğrendiklerini taklit ediyorsun bunu da entropi adına bilinçsizce yapıyorsun, ha entropi birşey dikte eder mi? Dışarıdan enerji alımı imkanı varsa bunu canlılara öğretir. Tabi bir anda değil, milyonlarca yılda.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Just now, ck789 said:

 

Bu başlıktaki temel argümanlardan anladığım şu ki bugünkü ateizm gerçekten de varlığını teizmden alıyor. Başlıkta özellikle tanrı fikrini dinlerden uzak felsefi bir kavram üzerinden işlemeye çalışmama rağmen temel itirazlar dinlerin tanrıları üzerinden oldu. Benim bunlarla ilgili hiçbir iddiam yok. Yıldırım örneği ya da dini kitaplardaki binlerce bilimle çelişen örnekler dinlerin tanrılarını bağlar. Bilim de bunları çürütmektedir. Felsefi anlamda bunların hiçbir hükmü yoktur. Bilim nasıl ahlak, estetik, epistemoloji hakkında yorum yapmıyorsa varlık felsefesi alanında da yorum yapmamaktadır. Benim temel olarak vurgulamaya çalıştığım olay ateizmin bilimsel olmadığıdır. Deizm ne kadar inançsa ateizmde o kadar inançtır. Bilmediği bir konu hakkında net bir sonuca varmaktadır. Bilim elinde veri olmadığı konu hakkında bir sonuca varmaz. 

 

Bu arada ateizmin özünde tepkisel bir felsefi görüş olmadığnın farkındayım. Başlıktaki argümanların teist tanrı inancı üzerinden kurgulandığı için böyle bir ifade kullandım. Öyle bir savunuluyor ki kutsal kitaplardaki iddialar bilimle örtüşse, bugünün dindarları müthiş ahlaklı olsa ateizm çökecek sanırsınız. Halbuki felsefi bir görüş dönemin koşullarından bağımsızdır. Bu tarz yaklaşım ateizmi tepkisel bir konuma sokar. Sanki ateizmin varlığı dinlere olan tepkiymiş gibi bir anlam çıkar. Yani dinler olmasa ateizm olmayacakmış sonucuna varılır. Halbuki tabi ki durum bu değildir.

 

Teizm, öyle bir şey değil.

 

Teizm, binlerce senedir, kendi felsefesi, kültler, fikirleri ve sözde varllıkları ile bir yapı oluşturmuş halde. Ve binlerce senedir, insanlara nasıl düşüneceklerini bile teizm empoze etmiş. Örneğin, daha 100 sene bile eski değil, hem de ABD'de, bir çalışmanın "iyi de tanrı bunun neresinde" diyerek reddedildiği, kabul edilmediği olmuştur. Darwin'in evrim teorisi dahi örneğin.

 

Ateimze bakarsan, aslında basit "A" - "Teizm". Yani, teizmin karşıtlığı, teisit iddiaların kabul edilmeyişi. Haliye, teizm yoksa, ateizmde otomatikman olmayacaktır.

 

Bir şeyi söyledik. Aslında teistlerin alayı ateisttir, zira kendi tanrıları dışındaki herşeyi inkar ederler. Eğer, bir müslümana gider, neden Zeus'a inanmadığını sorarsan, işte Ateizmin ardında olup biteni de anlamış olursun.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet. Bilim materyalisttir dolayısıyla ateisttir. Doğa üstü hiçbir şeyin olmadığını söyler. Bilimsel bulgular da hiçbir şeyin yoktan var olamayacağını yani yaratılamayacağını ve yaratılmadığını söyler, evreni tanrı yarattı iddiasını açıkça reddeder. Evrim gerçeği ise yaratılış iddialarını çöpe atar, her şeyin doğada, evrimsel süreçle meydana geldiğini açıkça ifade eder. Ölümden sonra hayat/ahiret iddiaları ise bilim için hiçbir şey ifade etmez. Kanıtlanamayan bir şey yoktur, zaten olmadığı için de kanıtlamayacaktır :) Bilim = materyalizm/ateizm'dir.

tarihinde Mistik Filozof tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...