Jump to content

Aklın ve bilimsel düşüncenin önerdiği yaklaşım ateizm midir?


Recommended Posts

quora yı seven arkadaşa ordan bir iki alıntı  bilim objektif mi değil mi tabii bunlarda subjektif yorumlar:)

başlık:"Is science 100% objective?"

"

Science is a process for creating reliable models for prediction and control of the natural world.  However, it is dependent on human perception, which is fundamentally unreliable.  For example, your perceptions could be spoofed without your knowledge.  Also, you live only in the current instant; the past is only models and memories.  You can never return to the past to validate models of the past.

However, the universe is remarkably predictable.  That predictability leads some people to errantly dismiss the intrinsic frailties of science.  You can ignore the frailties without apparent negative consequences, and somehow, that justifies an incomplete, naïve view of science.

Your decision to rely on any particular scientific model is a value judgment.  No scientific model can be proven to necessarily relate to reality.  Furthermore, 'reliability' is relative, and dependent not only on individual values, but also on circumstances.

Indeed, science is defined by utility.  Good science is defined not by the methodology used to create models, but by the usefulness of the resulting models.

For example, suppose I had a magic wand.  Suppose that I could wave my magic wand, and *bing*, I turn the moon green.  That would be science, regardless of how that technology were developed, and regardless of whether I had any theory of operation.

"

2. kişi:

"

There is no such thing as 100% objectivity in science because the foundational assumptions and method of science itself are not dictated by nature and forced upon us. Consequently, what is discovered by the scientific method of inquiry is true only relative to the conventions of science that are selected by the scientific community, and could have been chosen otherwise.

Even the 'hard data' of measurements only have well-defined meaning relative to the conventions of measurement that are chosen by the scientific community, and could be chosen otherwise, as is evident by the evolution of metrology and the periodic redefinition of basic units of time and length. Nature does not force upon us a particular standard for the measurement of time, for example. Yet scientific measurements of time would have little meaning unless they all were calibrated and traced back to a common universal standard. So, even scientific data are not 100% objective.

Science provides such reliable and universal knowledge not because it is 100% objective, but because it endeavors to precisely define universal methods for making measurements and correlating them consistently with each other. To the extent that we adhere to such controlled observations, we will have the assurance that what is observed will not be distorted by arbitrary uncontrolled factors. That is, by controlling observations, what is observed is clearly distinguished from what is observing. Only by clearly defining what is subjective, is an object clearly defined relative to that.

The situation is analogous in some ways to mathematical knowledge. There is no such thing as a purely objective truth in mathematics. The truth of a theorem is only defined relative to axioms and rules of inference that are freely assumed, and could be chosen otherwise. Once they are chosen, of course, then theorems are either true or false (or undecidable) relative to that freely chosen foundation. And it is only by making the definitions, axioms, and rules of inference completely clear and rigorous that we can have complete certainty of theorems relative to them.

"

***

bu arkadaşlara katılıyorum

hem metotlar hem paradigma hemde bilim insanları subjektiftir.

bu gün  tıp en objektif dal olması gerekir ama

çin tıbı   hind tıbı bilmem ne tıpı diye bir dünya tıp var batı tıp tek objektif  ama:)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 123
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

arkadaş sanki bilimin paradigma ve metotları din gibi ayet gibi değişmez gökten inmiş te subjektif değilmiş

evet kainatın kuralları kanunları objektiftir ancak onları keşfe çalışan insanın metotları subjektiftir yarın başka paradigma çıkar şu an ki bilim paragiması tamamen değişebilir

temel çok şey hala teori düzeyinde ve gittikçe subjektivite belirisizlik artıyor

 

objektif olan tek şey hakikatlerdir. hakikatte değişmeyen sabit olandır.

diğer her şey izafidir.

evet matematikte veya fizikte kanun düzeyindeki şeyler formüller bir nevi hakikatleri andırır ama yarın öbür gün onlarda yanlışanabilir değişebilir

 

objektif olabilmek için her şeyi ihata etmen bilmen kuşatman gerekir.

kamera objektifi bile objektif değil serabı su görebilir suyu görmeyebilir bir çok illizyon ışık oyunu var

kaşık hakikatte sağlam suda kırıktır 

 

bilim insan eseri olduğu içine kusurludur eksiktir izafidir yanlışlanabilir belli temel kabullere dayanır ki onlarda subjektiftir

bilim de bir çok şey önkabullerle başlar yok şunu yok farz et bunu var say gibi.

 

hakikat kelimesi Kur'ani bir kelimedir ingilizce de ki truth real fact right gibi kavramlar ile karşılanamıyor

objektif diye ben sadece hakikatleri bilirim

 

ha kainatın temel kanunları hakikatleri var 

ama bilim o hakiketlerden anladığı görebildiğinin adıdır ki oda  hakikatten hep eksiktir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
41 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

teist ve a-teist leride  artı ve eksi yani yüklü deyip tarafsız olamazlar dolayısı ile aslındda  az zorlasan bilimde yapamazlar demeyemi getiriyor

bilim yapabilirler. kimsenin kimseye bilim yapma ruhsatı vermesi ya da bilim yapamaz demesi mümkün değil. bilimsel yönteme uygun her çalışma bilime uygundur. bu çalışmaları ateist yapmış teist yapmış fark etmez. 

 

benim rahatsız olduğum nokta bilimin bu görüşlere taraf edilmeye çalışılması. "bilim materyalisttir" bilim madde dışı bir şey yok demektedir anlamına geliyor. yani bilimi ateist bir çizgiye çekmeye çalışıyor. halbuki bilim maddeyi inceliyor bir yerde kendi işine bakıyor. madde dışı şeyler bilimin alanı değil zaten gözlenemez, incelenemezler. birileri bu konuda bilim şöyle diyor böyle diyor diyerek bilimi kendi taraflarına alet etmeye çalışıyorlar. 

 

41 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

evet bilimin metotları denilen şeyler hangi paradigmanın eserdiri acaba?

ne kadar objektiftir o metotlar?

Bilim tamamen madde ile yani obje ile ilgileniyor. Maddeler arası ilişkilerin kanunlarını açıklıyor. Bilimsel metod gayet objektiftir. Bilimin yöntemine itirazınız var mı ki şu şu sebeplerden dolayı bilimsel yöntem objektif değildir dediğiniz bir nokta var mı? Bu çok iddialı olur.

 

41 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

mutlak manada objektif ideolojiden düşünceden arındırılmış bilim adamı var mı?

arkadaş bilim adamları objektif  değiş subjektif olabilir diyor ama

Evet bilim adamları objektif olmayabilir. Bu durumda ortaya koydukları bilimsel kabul edilmez. Tek bir bilim adamı bir şey dedi diye kabul etmiyoruz ki bilim adamları kendi başlarına otorite değillerdir. Ortaya koydukları hipotezler, teoriler bilimsel olarak bilimsel yöntemlere göre incelenir. Bilimsel olarak kabul gördükten sonra doğruluğundan bahsedebiliriz. Yoksa birileri bilim insanı sıfatını aldı diye her dediğine tabi ki inanacak şu kişi söylüyorsa doğrudur diyecek değiliz. "Tanrı zar atmaz" ifadesi buna çok uygun işte. Einstein bile söylese bir söylem bilimsel değilse değildir.  Öznel görüştür.

 

Yani objektif, esas olan bilimsel yöntemdir, bilim insanları değil. Bunun için insana değil yönteme, disipline güveniyoruz.

 

41 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

ancak bilimin dayandığı kuramlar aslında birer ideolojidir

Bilim herhangi bir idealojiye dayanmıyor. Bilimsel yönteme dayanıyor. Bilimsel yöntemi eleştireceksiniz buyrun eleştrin neden objektif değil açıklayın.

 

İdeoloji demek ön kabul demek. Bilim neyi herhangi bir temele dayandırmadan kabul ediyor? Böyle bir şey yok ki. Bilim tamamen deney, gözlem sonucu elde ettiği verilere göre bilimsel çalışmalar yapıyor. 

 

41 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

siz bilimin ve metotlarının objektifliğini bir örneklendirinde anlayalım

Örneğin kütle çekim veya yer çekimi kanunu. Bu konuda bir sürü deney yapılmış, ölçümlerde bulunulmuş buna göre şu kütledeki cisim şu yükseklikten bırakılırsa şu hızda şu sürede yere düşer denmiş. Bilim insanları bunu ölçmüş biçmiş böyledir demiş. Bu objektif bir yaklaşım değil mi? Kalkıp tanrı böyle dediği için bu hızda düşmüştür ya da evren kendi kendine vardır bunun için bu böyledir vs. demiyorlar. Sadece ölçüp biçtikleri gerçekleri söylüyorlar. Bence gayet objektif. Sizce değilse neden değil?

 

41 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

materyalizm ile bilim ayrılmaz temeli orası

 

Bilim evreni daha detaylı açıkladıkça insanların eskiden sebebini açıklayamadıkları konulara yanıt oldukça insanlar meteryalizm ile bilimi ilişkilendirmeye başladılar. Her şeyin bilim ile açıklanabileceğini düşünmeye başladılar. Ama bu insanların yorumudur. Bilimsel çalışmalar böyle bir iddia da bulunmaz. Bilim basit anlamda ölçer biçer bunların sonuçlarını açıklar. Materyalizm maddeden daha fazlası yoktur her şey maddedir diyor. Bilim böyle bir şey demiyor ki neden bilim materyalist olsun. 

 

Dindar bir insan bilimsel yönteme uygun bir şekilde bilimsel bir çalışmada bulununca, yani kendi deney gözlemlerini açıklayınca bu kişi materyalist mi olmuş oluyor. Her şey maddedir mi demiş oluyor? Böyle bir şey tabi ki söz konusu değil. Bilimsel çalışmalarda böyle felsefi konulara yer verilmez. Bilim insanlarının da bilim yapmabilmesi için böyle ön kabullerde bulunması gerekmez. 

tarihinde ck789 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
25 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

bu arkadaşlara katılıyorum

hem metotlar hem paradigma hemde bilim insanları subjektiftir.

bu gün  tıp en objektif dal olması gerekir ama

çin tıbı   hind tıbı bilmem ne tıpı diye bir dünya tıp var batı tıp tek objektif  ama:)

 

Attığınız Quoradaki yorumlar bilim insanların idealojik olmasından dolayı bilim nesnel değildir vs. demiyorlar. %100 anlamda objektif olamaz çünkü insan algısı kırılgandır, ölçüm cihazları tam anlamıyla güvenilemez diyorlar. Her şey görecelidir falan diyorlar. Bilimsel teoriler falan zaten zaman içerisinde değişebiliyor yine bilimsel yöntem içinde. Aksi halde bilim de din gibi sorgulamaz bir disiplin olurdu. Eienstein ın görelilik kanunu mesela modern fiziğin kurucusu kabul edilen Newton'un modelini aslında çökertmiştir. Bugün hala okullarda Newton öğretiliyor tabi ki bir çok sistemi açıklamak için yeterli olduğu, bilimsel yöntemi iyi anlattığı için. 

 

En objektif bilim aslında dışa en bağımsız bilimdir. Tıp kimya ile biyoloji ile daha bir çok bilim dalıyla ilgilidir, bu bilim dalları da deney, gözleme yani dış etmenlere bağlıdır. En objektif bilimler formel bilimlerdir. Evrende olmayan, evreni modellemede kullanılan mantık, matematik, geometri gibi bilimler. Bunlarda kolay kolay hipotez, teori falan çökertilmez. Çünkü ölçüm cihazlarına, insan algısının hatalarına yer yoktur. 

 

Hakikat kelimesine katılıyorum zaten çok iddialı biraz da felsefi bir kelime. Bilim ingilizcedeki fact kelimesi ile ilgilenir, dünyevi bir anlamı vardır ötesi hakkında bir yorum içermez. Türkçeye gerçek diye çevrilmiş, maddi bir kavram olarak düşünebiliriz bunu. Hakikat maddeden ötesini de kapsıyor gibi geliyor bana. 

23 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

bilim insan eseri olduğu içine kusurludur eksiktir izafidir yanlışlanabilir belli temel kabullere dayanır ki onlarda subjektiftir

bilim de bir çok şey önkabullerle başlar yok şunu yok farz et bunu var say gibi.

Bilim varlığı var sayar ve varlıklar arası ilişkiler ile ilgilenir. Artık onun da ötesi felsefedir. Varlığı var saydığı için mi subjektiftir. Bu bana çok zorlama geliyor :D .

 

Sizin iddianıza göre insan hiçbir şeyi bilemez gibi bir anlam çıkıyor. Yanlış mı anlıyorum? Biraz felsefeye kayıyor açıkçası bu. 

 

Bilimin yöntemi objektiftir. Ortaya çıkan sonuçlar tabi ki sınırlı deney, gözlem sonuçlarıdır yani mükemmel değildir. Atomu en küçük parçacık kabul ediyorduk şimdi atom altı parçacıklarla ilgileniyor bilim. Bu bilimsel çalışmalara neden gölge düşürsün. Asıl bilimin geliştiğini gösteriyor. 

 

27 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

ha kainatın temel kanunları hakikatleri var 

ama bilim o hakiketlerden anladığı görebildiğinin adıdır ki oda  hakikatten hep eksiktir

Bence de bilim "her şeyi" yani sizin "hakikat" dediğiniz şeyi mutlak olarak açıklayamacak. Bilimin alanına girmeyen felsefi konular var. Bunlar her zaman insanların yorumuna açık olacak bence de. Bu nedenle zaten bilimin farklı felsefi görüşlere, inançlara taraf edilmeye çalışılmasından rahatsız oluyorum. Bilim deneyini yapamayacağı, gözlemleyemeceği, üzerinde kesin olarak akıl yürütemeyeceği konular hakkında yorum yapmıyor. İnsanlar onun ortaya çıkarttığı bilimsel factlere bakıp çıkarımda bulunuyorlar sonra bilim diyor diyolar. Bunu çok yanlış buluyorum.

 

Quora linklerini de bu arada arkadaş "bilim materyalisttir" bu da "bilimsel bir gerçektir" dediği için attım.  Yoksa kılavuzum quora değil :D . Tabi oradaki fikirlere de bakarım perspektif katar ama öznel olduklarının farkındayım. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

quora yı bırakalım da haydi şu linki iyice bir oku derim:

https://plato.stanford.edu/entries/scientific-objectivity/

bilimin de bir felsefesi vardır dinlerin de felsefesini yapmışlar ama dinler bahusus islam felsefeyi aşkındır zira felsefe reality ve fact ile ilgilenir düşünce aklın eserdir

mantık da düşüne eseri ve felsefe basamağı ancak her şeye aktarılmış matematik fizik vb objektif denilen bilimlerin hepsinin mantığı felsefesi vardır

bu temellerden koparılamaz.

 

her şey esasen o hakikate ulaşmak için çabalar  ancak insan aklı madde alemine takılıp kalıyor

vahiy sezgi dediğim aklı aşkın hakikatler bu engelleri bertaraf ediyor

 

bu gün bilim balı incceliyor sütü inceliyor örümcek ağını inceliyor ancak onları basit taklidler dışında yanaşamıyor bile yani daha henüz  işin emekleme aşamasında bilim

arılar karıncalar örümcekler güvercinler çözülebilmiş değil

akıl şuur bilinç canlılık ruh vb. kavramlar anlaşılmış değil

haydi ruhu şuuru boş verinde

aklı b bilinç canlılığı tarif edin oda yok

kör topal karanlık bir oda da aslında var olmayan kara bir kediyi bir körün bulmasına benzer salt aklı ve bilim

 

yinede izafiyet ve kauantum teorileri belki sonra bu alanlara yakınlaşabilir diye umud ediyorum 

ancak bilimsel metot ve paradigmaların  kendileri  yapı ve mantık olarak kör topal ve engel bir çok şeyi bulmada başarmada

bu şuna benzer ayaklar yürüme içindir ancak ters oldukları için yürüme yönü gözler ile ayaklar beraber gidemiyor ters ters yürüyüp bir yere toslayacak.

 

tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
46 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

objektif olabilmek için her şeyi ihata etmen bilmen kuşatman gerekir.

 

burayı kaçırmışım da anladığım kadarıyla siz objektif sözcüğünü ilahi hakikat gibi falan düşünüp bilim haddini aşıyor şeklinde yorumlamışsınız. şimdi objektif ne demek onu kenara koyalım o da ayrı bir tartışma olacak çünkü. bilim temel olarak ölçüp biçiyor bunun sonuçlarını söylüyor yani ölçüme dayalı verilerle hareket ediyor. yoksa mutlak bilgiyi, hakikati bulmak falan gibi bir iddiası yok. zaten böyle bir şey dese "bilim materyalist" olurdu. ben de öyle olmadığını söylüyorum. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilimin ön kabulleri var aslında onlarda şunlar, varlık vardır ve deneylenebilir, gözlemlenebilir. Yani bundan da vazgeçeceksek tamam artık felsefi bir yere kaymış oluruz. Tabiki varlık var mıdır sorusuna deney gözlemle vs. cevap veremeyiz. Bilim o noktayı kabul ediyor. Var kabul ettiğini varlığı inceliyor. Bunun için matematik de var, atomlar da var. Bu çizgide kendi yöntemliyle bilgi ortaya koyuyor. Bunlar tarihi süreç içinde yanlışlanıp yeni doğrular ile gelişmeye devam ediyor. Yani değişken bir şey, dogmatik değil. Ben kendi sınırları için bilimin tarafsız olduğunu düşünüyorum. Attığınız linkte de temel olarak objektif bir şey olabilir mi üzerinden gidilmiş. Tamam bu felsefenin konusu, artık o seviyeye geldiysek zaten hiçbir şeyden kesin olarak emin olamayız. Felsefede cevap değil soru esastır. 

 

Bilim felsefesi diye bir felsefe alanı da var aslında ama bu da bilimin değil felsefenin konusu :D . Attığınız linkteki argümanlarda buna benziyor. Biraz da bilgi felsefesi üzerine kafa yorulmuş. Yani bilgi bilinemez vs. diyip komple bilimi kestirip atabiliriz de. Bilim bilginin bilinebileceğini de kabul ediyor ön kabullerden bahsedeceksek.

 

Sizin bilimsel yöntemle ya da bilimin ön kabulleri ile ilgili bir itirazınız mı var yoksa objektif kelimesine mi takıldınız. Yoksa bilimin mutlak hakikati yani her şeyi açıklamayacağını ben de kabul ediyorum. Sanki böyle bir şey mümkünmüş, bilimin böyle bir iddiası varmış gibi bilimi kendi inançlarına, inançsızlıklarına çekenleri eleştiriyorum hatta.

 

14 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

aklı b bilinç canlılığı tarif edin oda yok

bunla ilgili bilimsel çalışmalar var. canlılığın oluşumu, bilincin oluşumu üzerine de var. bu forumda da en çok tartışılan konular hatta bunlar. bu çaılşmaları da ben de yeterli görmüyorum, gelişse bile "her şeyi" açıklayabileceklerini düşünmüyorum.

 

ruh vs. bilimin çalışma alanı değil çünkü deney, gözlem uygulanamıyor. bilinç ve canlılığın oluşumu konusunda uygulanabiliyor, bunları inceliyor bilim. İlk canlılığın oluşumu biyoloji de abiyogenez altında inceleniyor. biliç de yine biyolojinin çeşitli alanları altında inceleniyor, konuya ben tam hakim değilim ama bilimin konusu bunlar çünkü deney, gözlem mümkün.

 

18 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

bilimsel metot ve paradigmaların  kendileri  yapı ve mantık olarak kör topal ve engel bir çok şeyi bulmada

bu bayğaı kişisel görüş olmuş. bilimin hangi ön kabullerine itirazın var, bilimsel yöntemi neresi akla mantığa aykırı bunu açıklamanız lazım. bilimin her şeyi açıklama gibi bir derdi yok dediğim gibi. bu yöntemle hakikat açıklanamaz yeterli değil diyecekseniz. bilim hakikati açıklıcam, her şeyi açıklıcam, her şeyin cevabı ben de falan demiyor. felsefi konularda hiçbir şey söylemez mesela bilim. Herhangi bir eylemi yapmak ahlaki olarak yapmak doğru mudur, çiçek güzel midir vs gibi sorular mesela bilimsel değildir. Bilim bu konularda da bir şey söylemez. Yani her şeyi açıklıcam diye bir iddiası yoktur. Kör topal dediğiniz bu mu? 

Link to post
Sitelerde Paylaş

ölçünün kendisi objektif değil ki  sonucu objektif olsun.

yanlış bir metre ile ölçsen sonuç doğru çıkmaz 

ha metre doğru olsun yanlış ölçülse tekrarlanıp doğrulanabilir

bu tuzun kokması gibi bir şey 

bilim zaten yapı olarak mutlak değildi hep izafi idi varsayımlara dayandı

bu gün ateistler bilimi  din yerine ikame etmeye çalışıyor evrim bilim filan değil doğmatik bir felsefik ideolojidir

akıllı tasarım evrimle kıyaslanmayacak kadar  güya var olan bilimsel objektifliğe daha yakındır ama  görmezden gelinip dışlanıyor

 

bir misal vereyim:radyal keratotomi denilen korneanın çizilerek miyop kusurunu düzeltme  yöntemi kazaen bulunmuştur. yani öyle hipotezle falan klasik metotla gitmemiştir.

bisikletten düşen birinin gözlükleri kırılır korneasına batar rus doktor o camları temizlediken sonra doğal olarak camlar korneayı kesmiştir adamın görmesinde iyileşme görülmüş  doktor şaşırmış yani miyop iyileşmiş ondan sonra bisiklet tekerleklerinden telmihen radiyal yuvarlak ismi verilmiş operasyon tekniğine.

ne nerden gelir bilinmez  yıllarca düşünürsün bulamazsın basit ve hesapta olmayan küçük bir şey kafanda ampul yaktırır aydınlatır seni.

"

History of radial keratotomy

The first attempts at refractive surgery by making incisions in the cornea took place in the 1930s, when Japanese ophthalmologist, Tsutomu Sato, conducted his early experiments into anterior and posterior keratotomy. These experiments continued after World War II, but without achieving any known reliable results.

The next step forward happened by accident – literally. In 1974, a Russian ophthalmologist, Svyatoslav Fyodorov, removed glass from the eye of a boy who had been in a bicycle accident – his glasses had shattered upon impact and glass particles had become lodged in his eye.

In an attempt to save his vision, Fyodorov performed a procedure during which he made a number of radial incisions in the boy’s eye, extending in a radial pattern from the pupil to the periphery of the cornea, ironically, rather like the spokes in a bicycle wheel.

The glass was removed and, after allowing time for the wounds to heal, Fyodorov examined the eyes again and was surprised to discover that the boy’s vision had improved significantly. In fact, his visual acuity was superior to that achieved before his accident. From this discovery, the radial keratotomy procedure first came about.

While radial keratotomy did prove to be reasonably successful and very popular, particularly in the 1980’s, its main limitation was that the success of the procedure was very dependent on the skill of the surgeon. The procedure might have found greater success, however, a technically superior alternative was already on the horizon – laser eye surgery."

 

***

daha önce yazmıştım elektrik süpürge hortumu niye nefes borusuna benziyor diye

vacumlu makineyi bulan kişi  tozlu koltuğa mendilini toz torbası gibi dayayıp nefesi içine çekmiş toz mendilde toplanmış emmeli temizlik keşfedilmiş.

yani vacumlu doğal sistem zaten solunum sistemimiz

bir çok keşif tabiatta yaratılan fıtri modellerden alınmış esnlenmiş.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

bizimde dediğimiz bu.

dinler mutlak hakikatler ile uğraşır

bilimi din yerine ikame etmeye çalışanlara söyleyeceksin

bilimin konusu maddedir 

madde tanecikler ile beraber kayboldu ortaya dalga enerji çıktı şimdi tamamen paradigma değişti kuantum zaten ordan ortaya çıktı paradigma yetersiz kalıyordu

enerji ve dalga ise canlılık ruh şuur akıl gibi kavramları açıklamada daha faydalı en azında maddenin dar kalıplarına hapsedilmeyen yöntemlere sahip.

 

ne ise uzun konu

ateistler ile tartışman daha faydalı olabilir zira bilim ve materyalizmi onlar esas alıyor .

benim itirazim sınırlı yanlışlanabilir subjektif bilimin hakikatlerin yerine ikame edilmeye çalışılması bu kantar bu sikleti taşıyamaz.

iyi yazışmalar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

ölçünün kendisi objektif değil ki  sonucu objektif olsun.

yanlış bir metre ile ölçsen sonuç doğru çıkmaz 

ha metre doğru olsun yanlış ölçülse tekrarlanıp doğrulanabilir

bilim bunları doğru kabul üzerine yaptığı çalışmalarla koyuyor. bunları yanlış kabul ediyorsanız felsefi anlamda bilimsel bilginin bir değeri yoktur. bu noktada söylenecek çok bir şey yok neticede bu da felsefi bir görüştür. sizin bu yaklaşımınıza göre akıl, gözlem yoluyla bilgi elde edilemez oluyor. 

 

18 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

bu gün ateistler bilimi  din yerine ikame etmeye çalışıyor

bundan ben de rahatsızım bu başlık da tam olarak bunun üzerine. 

 

18 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

evrim bilim filan değil doğmatik bir felsefik ideolojidir

evrim bilimdir çünkü deney gözleme dayanır. bilimsel bilgiye itibar etmeyebilirsiniz tabi bu kişisel felsefi görüşünüzdür. felsefede de yeri vardır. dogmatik de değildir çünkü her gün gelişiyor. dogmatik bilgi sabittir. 

 

bilime illa dogmatik diceksek kurucu kabullerine dogmatik diyebiliriz yaptığı çalışmalara değil. bilim varlık vardır, bu varlıklar deney gözlem akıl ile incelenebilir, bilgi de böyle elde edilebilir der. bunlar dogmatik değişmez ilkeleridir yaptığı çalışmalar da bunun üzerine kuruludur. buna itiraz edip reddebilirsiniz felsefi olarak bu mümkün ama bu bilimsel bilginin kendi kabulleri ve yöntemi içinde tutarlı bir şekilde ortaya konduğu gerçeğini değiştirmez. 

 

24 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

bir misal vereyim:radyal keratotomi denilen korneanın çizilerek miyop kusurunu düzeltme  yöntemi kazaen bulunmuştur. yani öyle hipotezle falan klasik metotla gitmemiştir.

bisikletten düşen birinin gözlükleri kırılır korneasına batar rus doktor o camları temizlediken sonra doğal olarak camlar korneayı kesmiştir adamın görmesinde iyileşme görülmüş  doktor şaşırmış yani miyop iyileşmiş ondan sonra bisiklet tekerleklerinden telmihen radiyal yuvarlak ismi verilmiş operasyon tekniğine.

ne nerden gelir bilinmez  yıllarca düşünürsün bulamazsın basit ve hesapta olmayan küçük bir şey kafanda ampul yaktırır aydınlatır seni.

Bilimsel gelişmelerin tarihici süreci ile bilimsel yöntem farklı şeyler. Bu olaydan sonra miyop tedavisi üzerine yayınlayan akademik bir makale varsa bisikletten kazadan falan değil deney gözlemden bahseder. Yer çekiminin keşfi de Newton'un başına elma düşmesi hikayesine dayandırılıyor ama bilimsel boyutta yer çekimi, kütle çekim kanunu ile bu hikayenin bir ilgisi yok.

 

32 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

daha önce yazmıştım elektrik süpürge hortumu niye nefes borusuna benziyor diye

vacumlu makineyi bulan kişi  tozlu koltuğa mendilini toz torbası gibi dayayıp nefesi içine çekmiş toz mendilde toplanmış emmeli temizlik keşfedilmiş.

yani vacumlu doğal sistem zaten solunum sistemimiz

bir çok keşif tabiatta yaratılan fıtri modellerden alınmış esnlenmiş.

Burdan nasıl bilimsel yöntem eleştirisi çıkıyor anlamadım. İnsan doğadan esinlenebilir tabi ki doğada yaşıyor bundan doğal ne olabilir :D . Doğadan esinlenip ortaya koyduğu eserler bilimsel yöntem ile neden çelişsin. Bilim zaten doğayı inceliyor. Tabiat dinlerin tekelinde mi? Fıtrat dinlerin kabulü, bilim sadece doğayı var kabul edip inceliyor. Fıtrat falan gibi kavramların bilimsel açıdan bir değeri yok. Bilim maddi olarak ne varsa onu inceler. 

 

17 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

bizimde dediğimiz bu.

dinler mutlak hakikatler ile uğraşır

bilimi din yerine ikame etmeye çalışanlara söyleyeceksin

bilimin konusu maddedir

 

Aslında bunu söylüyorum :D . İşin garibi gerçekten de bilimi din yerine koyanlara söylüyorum bunu yani ateistlere söylüyorum bu tartışmada açıkçası bir testin gelip itiraz edeceğini beklemiyordum. 

 

Benim de dediğim mutlak hakikat, her şeyin açıklanması falan bilimin konusu değildir, felsefenin konusudur. 

 

Bilim ise sadece madde ile ilgilenir. Mutlak hakikati açıklıcam, her şeyi açıklıcam demez. Tanrı vardır, yoktur gibi konularda yorumda bulunmaz. Bunları felsefeye bırakır. 

 

Materyalist felsefe de bilimsel değildir, dinler de bilimsel değildir. "Tanrı var mıdır?" sorusu da bilimsel olarak incelenebilecek bir soru değildir. Bilim kendi alanında çalışılr bunları muhatap almaz. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 hours ago, ck789 said:

Bilim gözlemleyemediği, tespit edemediği şeyler hakkında "yoktur" hükmüne varmaz. Her geçen gün daha fazlasını gözlemektedir zaten bilim. Daha newton zamanı gözlemleyebildiği kadarını kabul edip gözlemleyemediğine yok demiş olsaydı bilim nasıl ilerleyecekti. Neden atom altı parçacıkları araştırmak için uğraştı bilim, bir zamanlar atomdan daha fazlasını gözlemleyemiyordu "yok" diyip bırakırdı senin mantığına göre.

 

Bilim gözlemleyebileceği şeyler ile ilgilenir. Gözlemleyemeceği, deneylendiremeyeceği konularda ise yorum yapmaz. 

 

Bak, tipik teist osuruktan üfürmesine tabi kalmışsın.

 

Sen, "amanda tanrı var" dersen, o zaman bu bilimsel olarak bakılacak bir şey tarif eder. Buna da bakılır ve yokluğu görülür. Olan bu.

 

Bir türlü anlamadın. Eğer var diyorsan, bu olay orada biter ve artık bilimin konusu haline gelir. Newton zamanı kimse çıkıp "valla billa nötrino var" falan demiyordu ki, kimse çıkıp varmış yada yokmuş desin.

 

Felsefe ile, yani akıl yürüterek bir şeyin varlığını iddia edebilirsin. Ki o parçacıklarda böyle ortaya atılmış şeylerdir. Sonra da bakarsın. Yoksa, yoktur, tıpkı tanrı gibi.

 

Bak şimdi, bir ether yada esir vs. neyse mevzusu vardır. Işık bir dalga, bu dalgayı taşıyacak bir ortam lazım denerek, varlığı felsefe ile ortaya konmuştur. Ve bakılmış, aynı şekilde yokluğu gösterilmiştir. 

 

Bir türlü, ateizmi de var eden asıl mevzunun, birilerinin çıkıp "tanrı var" demesi ve tanrıyı akıl yürütmenin ötesinde varlık olarak ortaya koyması olduğunu görebilmiş değilsin.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 hours ago, ck789 said:

 

https://tr.wikipedia.org/wiki/Materyalizm

Maddecilik "fiziksel maddenin tek veya esas gerçeklik olduğu" yönündeki kuramdır.

 

Materyalizm açık şekilde madde harici hiçbir şey "yok" diyor. Tek gerçek madde diyor. Materyalist olmak için madde dışı bir şey "yok" demek gerekmiyorsa sana göre materyalist felsefe nedir? Ne anlıyorsunuz materyalist diyince? Tanımlar ortada, kavramları eğip büküyorsunuz. 

 

Kavramları eğip büken kendinsin. Materyalist dediğin zaman, maddeden öte bir şey içermeyen ve ötesini reddeden bir durumdan bahsedersin. Ve o kafanın lamadığı şey, "materyalist" bir sıfat, bir nitelemedir. Materyalist terimini tek başına kullanmazsın. Kulllanabileceğin en yalın ve yaygın şey, yaklaşımdır. Eğer, kafan ağrıyınca, kafana girmiş bir cinden bahsetmiyorsan, işte bu materyalist yaklaşımdır. Ve bunu anlamış değilsin. İçeriğinde maddeden öte, hariç bir şey bulundurmayan ve hatta bulundurmamaya özen gösteren her şeye, materyalist sıfatı koyarsın.

 

Şimdi, yağmur yağması açıklarken, orada olmadığı açık olan bir sürü şeyin, iddia edilen yaklaşık bir kaç yüz bin tanrının, bir sürü melekmiş, periymiş vs. vs. alayının da "bu bu ve bu yok" diye sayılması mı gerekir? Yağmur, doğal bir şeydir, yoğunlaşan su buharından ibarettir" demek, materyalist bir yaklaşım değilse nedir?

 

10 hours ago, ck789 said:

dünyanın ekseninin eğikliğini sebebi bilimsel bir sorudur. deney gözlemle ölçümle belirlenebilir. tanrının varlığı ise felsefefi bir sorudur. bilimsel yöntem ile ele alınabilecek bir şey değildir. bilim bununla ilgilenmez bir "var" ya da "yok" gibi bir sonuca varmaz.  

 

 

İdealojisi, felsefi olmaması idealojik, felsefi vs. anlamda tarafsız olduğunu gösterir işte. Tarafsızlıktan ne anlıyorsunuz? Materyalist diyen sizsiniz bilime benim böyle bir iddiam yok ki. Bilim hiçbir idealoji hiçbir felsefe ile ilgisi yoktur. Tarafsızdır. Materyalist felsefe doğrudan tanrının varlığını reddediyor. Bilim niye böyle bir şeye taraf olsun, çalışma alanının dışında kalan bir şey hakkında yorum yapsın. Tarafsız olduğu için böyle felsefi, idealojik, dini konuları muhatap almaz.

 

Tanrının varlığı felsefi bir mevzu falanda değildir. Bilimsel açıdan, götlerine kazığı yiyen dincilerin, tanrı mevzusuna bir zemin arama gayretinde ibarettir bu terane. Akıl var fikir var, ne tanrısı yahu?

 

Tanrının felsefi açıdan da tartışılabilir hiç bir tarafı yoktur. Felsefi olarak ta tanrı, bir safsatadan ibarettir. 

 

Yokluğun ispatını falan istemiyorum. Klasik ateist papağanlığıa başlamana gerek yok. Burda testik bir argüman ortaya koymuyorum. Bilim tanrının varlığı yokluğu hakkında yorumda bulunmaz çünkü bu felsefi bir konudur diyorum. Kimse bir şey ispat etmek zorunda değil. Öznel görüş diyip geçersin. Bilimin materyalist olduğunu yani tanrıyı reddettiğini iddia eden sensin. Yok böyle bir şey. Bilim tanrı vardır ya da yoktur falan demiyor. Materyalist falan değildir. Materyalizm madde dışında bir şey yoktur "varsayım"ına dayanan felsefi bir görüştür. Bilimin bunla bi işi yok. Maddeyi incelemek onun dışında bir şey olmadığını söylemek anlamına gelmez. Burda bu sonuca varıyosan bu kesin öznel yorumundur. Yoksa çıkart akademik çalışma madde dışı bir şey yoktur diyen göster. O kadar link attık bilim materyalist midir diye tartışmış insanlar hala bunu bilimsel bir gerçek gibi ortaya koymaya çalışyorsun. Bariz öznel bir konu, isteyen istediğni söylüyor. Bilim materyalisttir diyen tek  bir bilimsel çalışma yoktur.

 

Bunun bilimle ne ilgisi var, materyalizm ile ne ilgisi var? Bilimsel bir soru mu bayağı öznel bir soru. 

 

Geç o zaman bu teraneleri de, yap yokluğun ispatını. Bilim tanrının varlığını iddia edersen, bir cevabı kapı gibi koyar: Yok öyle bir şey. Bu felsefi bir konuda olamaz, zırvalığın felsefesi olmaz. 

 

VE şu materyalist olmayan bilimin, materyalist olmayan tek bir makalesini, bulgusunu getirsen de görsek? 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, anibal yazdı:

Bir türlü, ateizmi de var eden asıl mevzunun, birilerinin çıkıp "tanrı var" demesi ve tanrıyı akıl yürütmenin ötesinde varlık olarak ortaya koyması olduğunu görebilmiş değilsin

Bunu sayenizde gördüm. Tamemen tepkiseldir bu yaklaşıma göre ateizm. Buradaki tepkisellikten siz rahatsız olmuyorsunuz ama bu tepkisellik temelsizliği gösteriyor. idealizm/materyalizm karşıtlığı mesela birbirnin zıttı olmasına rağmen birbirlerine tepki olarak doğmamıştır. Felsefi anlamda ikisinde kendi görüşlerini destekleyen argümanları vardır. 

 

Birilerinin "tanrı var mıdır" gibi bilimsel olarak ele alınamayacak bir soru ortaya atıp buna "vardır" demesi, aklı selim insanların buna koşup "yoktur" demesini gerektirmez. Bu yaklaşım bilimsel falan da değildir. Bilim aklın, deneyin, gözlemin ispatlayabileceği konular ile ilgilenir. Tanrı gibi muğlak bir kavram ile uğraşmaz, bu konularda çalışma yapıp "vardır" veya "yoktur" deme gibi bir şey söz konusu değil bilimsel yöntemde. Bunu felsefeye bırakır. 

 

10 saat önce, anibal yazdı:

Eğer var diyorsan, bu olay orada biter ve artık bilimin konusu haline gelir

"Var demiyorum" neden süreki var diyormuşum gibi bunun üzerinden argüman üretiyorsunuz. Tanrının varlığı yokluğu konusu bilimsel olarak ele alınabilecek bir konu değildir diyorum. 

 

Bilimin konusu birilerin varlık konusundaki iddiaları değildir, deneylenenebilir, gözlemlenebilir, üzerinde akıl yolu ile kesin yargılara varılabilir konulardır. Varlık nedir, Tanrı nedir, var mıdır yok mudur vs. gibi kesin sonuca varılamayacak konular felsefenin alanıdır. Nötrünonun varlığı konusu bilimseldir çünkü özellikleri net olarak tarif edildiği sürece deney gözlem ve akıl yürütme ile incelenebilir. Tanrının varlığı, yokluğu ise böyle bir konu olmadığı için bilim tarafından konu edilmez. Hakkında "vardır" ya da "yoktur" gibi bir sonuca varmaz bilim, bunu incelemez. 

 

Bilim önüne konan "tanrı vardır" gibi her iddiayı muhatap alsaydı tepkisel bir disiplin olurdu. Halbuki bilim tepkisel bir disiplin değildir. Kendi ön kabulleri ile sistematik bir biçimde kendi alanını inceler. Birileri bu alanın sınırları dışında bir soru sorduğunda muhatap almaz.

 

10 saat önce, anibal yazdı:

VE şu materyalist olmayan bilimin, materyalist olmayan tek bir makalesini, bulgusunu getirsen de görsek?

Bilimsel hiç bir makale materyalist ön kabulleri içermez, içermesi de gerekmez. Bilim gözlemlenebilir evreni inceler, ötesi hakkında vardır, yoktur gibi bir hükme varmaz çünkü kendi yönteminin dışına çıkmış olur.  "Madde ve enerji dışında hiç bir şey yoktur" diyen bilimsel bir makale yoktur. Bunu diyen materyalist felsefedir. 

 

10 saat önce, anibal yazdı:

Eğer, kafan ağrıyınca, kafana girmiş bir cinden bahsetmiyorsan, işte bu materyalist yaklaşımdır. Ve bunu anlamış değilsin. İçeriğinde maddeden öte, hariç bir şey bulundurmayan ve hatta bulundurmamaya özen gösteren her şeye, materyalist sıfatı koyarsın.

Bu materyalist değil, akılcı, pozitifist yaklaşımdır. Akılcı yaklaşım bilgi ile ilgilidir, varlık ile ilgili değildir. Kafan ağırınca bunun sebebini bilebileceğin şeylerde aramak pozitifist bir yöntemdir. Cin gibi varsayımsal bir konu üzerinden doğru bilgiye ulaşmaya çalışmak pozitifist değildir. Bunun yerine bildiğin gerçekler üzerinden akıl yürütürsün. Burada bilgiden bahsediyoruz, varlıktan değil. Buna bi itirazım yok zaten. Doğru bilgiye pozitifist yolla ulaşılabilir, buna ben de katılıyorum. Bunun varlık,  yoklukla bir ilgisi yok. Pozitiftler de çıkıp pozitifist yöntemle elde edilen doğru bilgi tüm varlığı açıklar, her şeyi açıklar demiyor. Doğru kabul edilecek bilginin temelleri ile ilgilidir pozitifizm. 

 

Bilimsel yöntem de akıl yürütme açısından pozitifist düşünce ile büyük ölçüde örtüşür. Burada varlık gibi soyut kavramlardan değil, doğru bilgi nasıl elde edilmelidir gibi konulardan bahsediyoruz. Pozitif bilimler de materyalist olacak diye bir şey yoktur. Materyalizm varlık ile ilgilenir. Pozitifizm bilgi ile ilgilenir. Bilimin, pozitif düşüncenin bilgi elde etme yöntemine benim bir itirazım yok zaten

 

Pozitifist düşünce bizi mutlak materyalizme götürmez.  Pozitif bilimlerin de "sadece madde vardır, ötesi yalandır" gibi bir iddiası yok. Maddeyi bildiğimiz, gözlemleyebildiğimiz için onu temel alıp onun üzerine bilgi üretiliyor pozitif bilimlerde. Tanrı gibi konulara da bu yöntem içerisinde yer vermiyorlar. Bilinemeyecek şeyler üzerinden değil, bildiklerimiz üzerinden doğru bilgiye ulaşmaya çalışıyorlar. 

 

 

tarihinde ck789 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, ck789 said:

Bunu sayenizde gördüm. Tamemen tepkiseldir bu yaklaşıma göre ateizm. Buradaki tepkisellikten siz rahatsız olmuyorsunuz ama bu tepkisellik temelsizliği gösteriyor. idealizm/materyalizm karşıtlığı mesela birbirnin zıttı olmasına rağmen birbirlerine tepki olarak doğmamıştır. Felsefi anlamda ikisinde kendi görüşlerini destekleyen argümanları vardır. 

 

Birilerinin "tanrı var mıdır" gibi bilimsel olarak ele alınamayacak bir soru ortaya atıp buna "vardır" demesi, aklı selim insanların buna koşup "yoktur" demesini gerektirmez. Bu yaklaşım bilimsel falan da değildir. Bilim aklın, deneyin, gözlemin ispatlayabileceği konular ile ilgilenir. Tanrı gibi muğlak bir kavram ile uğraşmaz, bu konularda çalışma yapıp "vardır" veya "yoktur" deme gibi bir şey söz konusu değil bilimsel yöntemde. Bunu felsefeye bırakır. 

 

Hala aynı salak salak laf üstündesin. Bir şeyin varlığını iddia edip, kanıtlayamıyorsan, yoktur. Yeterince açık mı? Bilim adamları, şu, bu, toplanıp ellerine fener alıp tanrıyı aramaya gittiklerini falan mı sanıyorsun sen şimdi? Tanrının varlığı gösterilemediğine göre, bilimsel olarak, tanro yok, bu bu kadar basit. Ve göstermekte iddia edenin sorunu, işi mi yok milletin bi de tanrı aramaya gidecek? İddia eden gösteremediğine göre, gayet bilimsel olarak, tanrı yoktur.

 

 

1 hour ago, ck789 said:

"Var demiyorum" neden süreki var diyormuşum gibi bunun üzerinden argüman üretiyorsunuz. Tanrının varlığı yokluğu konusu bilimsel olarak ele alınabilecek bir konu değildir diyorum. 

 

Senin deyip dememenin çok önemi yok, birileri var diyor ve gösteremiyor işte. Demek ki tanrı yok. Eğer tanrının olabileceğini falan iddia ediyorsan, bunu da göstermek senin sorunun. Olabilirlikte gösterilebilen bir şey zaten.

 

1 hour ago, ck789 said:

Bilimin konusu birilerin varlık konusundaki iddiaları değildir, deneylenenebilir, gözlemlenebilir, üzerinde akıl yolu ile kesin yargılara varılabilir konulardır. Varlık nedir, Tanrı nedir, var mıdır yok mudur vs. gibi kesin sonuca varılamayacak konular felsefenin alanıdır. Nötrünonun varlığı konusu bilimseldir çünkü özellikleri net olarak tarif edildiği sürece deney gözlem ve akıl yürütme ile incelenebilir. Tanrının varlığı, yokluğu ise böyle bir konu olmadığı için bilim tarafından konu edilmez. Hakkında "vardır" ya da "yoktur" gibi bir sonuca varmaz bilim, bunu incelemez. 

 

Herhangi bir şeyin varlığı, bilimin konusudur. Tanrı varmıdır, yokmudur falan gibi mevzular da bilimsel olarak bakılır, bakılmalıdır. Felsefe kasarak ne nötrinonun varlığı yokluğu, ne de tanrının varlığı yokluğu ortaya konamaz. Bilimin varlık sebebi budur, felsefe denen zibidiliklerin ürettiği böyle zırvalardan kurtulmak.

 

 

1 hour ago, ck789 said:

 

Bilim önüne konan "tanrı vardır" gibi her iddiayı muhatap alsaydı tepkisel bir disiplin olurdu. Halbuki bilim tepkisel bir disiplin değildir. Kendi ön kabulleri ile sistematik bir biçimde kendi alanını inceler. Birileri bu alanın sınırları dışında bir soru sorduğunda muhatap almaz.

 

Bilim zaten tepkiseldir, ne olmasını bekliyordun ki?

 

 

1 hour ago, ck789 said:

 

Bilimsel hiç bir makale materyalist ön kabulleri içermez, içermesi de gerekmez. Bilim gözlemlenebilir evreni inceler, ötesi hakkında vardır, yoktur gibi bir hükme varmaz çünkü kendi yönteminin dışına çıkmış olur.  "Madde ve enerji dışında hiç bir şey yoktur" diyen bilimsel bir makale yoktur. Bunu diyen materyalist felsefedir. 

 

O ufak aklın şunu almıyor: Bilim genelleme yapmaz. Bilim, olmayan herşeyi yazamaz, yazmaz. Eğer makale yazarken, orada maddi olmayan hiç bri şeyi kullanamıyorsan, bu bilimin materyalist olduğunu gösterir. Bunu anlamak o kadar mı zor?

 

1 hour ago, ck789 said:

 

Bu materyalist değil, akılcı, pozitifist yaklaşımdır. Akılcı yaklaşım bilgi ile ilgilidir, varlık ile ilgili değildir. Kafan ağırınca bunun sebebini bilebileceğin şeylerde aramak pozitifist bir yöntemdir. Cin gibi varsayımsal bir konu üzerinden doğru bilgiye ulaşmaya çalışmak pozitifist değildir. Bunun yerine bildiğin gerçekler üzerinden akıl yürütürsün. Burada bilgiden bahsediyoruz, varlıktan değil. Buna bi itirazım yok zaten. Doğru bilgiye pozitifist yolla ulaşılabilir, buna ben de katılıyorum. Bunun varlık,  yoklukla bir ilgisi yok. Pozitiftler de çıkıp pozitifist yöntemle elde edilen doğru bilgi tüm varlığı açıklar, her şeyi açıklar demiyor. Doğru kabul edilecek bilginin temelleri ile ilgilidir pozitifizm. 

 

O dediğin pozitifst yaklaşıma, birileri boklamak için, materyalizm, materyalist falan demiş diye, bir şey değişmez. Kafanı ağrıtanın ne olduğunu bilebileceğin şeylerde aramak, materyalist bir eylemin ta kendisidir. 

 

1 hour ago, ck789 said:

 

Bilimsel yöntem de akıl yürütme açısından pozitifist düşünce ile büyük ölçüde örtüşür. Burada varlık gibi soyut kavramlardan değil, doğru bilgi nasıl elde edilmelidir gibi konulardan bahsediyoruz. Pozitif bilimler de materyalist olacak diye bir şey yoktur. Materyalizm varlık ile ilgilenir. Pozitifizm bilgi ile ilgilenir. Bilimin, pozitif düşüncenin bilgi elde etme yöntemine benim bir itirazım yok zaten

 

Pozitifist düşünce bizi mutlak materyalizme götürmez.  Pozitif bilimlerin de "sadece madde vardır, ötesi yalandır" gibi bir iddiası yok. Maddeyi bildiğimiz, gözlemleyebildiğimiz için onu temel alıp onun üzerine bilgi üretiliyor pozitif bilimlerde. Tanrı gibi konulara da bu yöntem içerisinde yer vermiyorlar. Bilinemeyecek şeyler üzerinden değil, bildiklerimiz üzerinden doğru bilgiye ulaşmaya çalışıyorlar. 

 

 

 

Pozitifist düşünce falan diye bir bok yok. Sıçıp durma şurda. Söylemedik mi sana, bilim materyalist ve daha fazlası olan bir şeydir, bilim materyalizmden ibaret değildir. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, anibal yazdı:

Bilim adamları, şu, bu, toplanıp ellerine fener alıp tanrıyı aramaya gittiklerini falan mı sanıyorsun sen şimdi?

Bu benim söylediğimin tam tersi. Bilim tanrının varlığı yokluğu konusunu incelemez diyorum. Tabi ki bilim tanrıyı falan aramaz. Konusu değildir.

 

3 dakika önce, anibal yazdı:

Senin deyip dememenin çok önemi yok, birileri var diyor ve gösteremiyor işte.

Ateizmin tek muhatapı teistler midir? Agnostisizmin ne dediğininin bir önemi yok mu?

 

6 dakika önce, anibal yazdı:

Olabilirlikte gösterilebilen bir şey zaten

Felsefi konular bilimsel açıdan incelenebilir şeyler değil.

 

8 dakika önce, anibal yazdı:

Bilim zaten tepkiseldir, ne olmasını bekliyordun ki?

Bilim herhangi bir görüşe cevap olsun gibi bir gaye gütmez. Kendi kurallarıyla kendi alanını tarafsız bir biçimde inceler. Dini otoriteler bir şeyleri sorgulanamaz ilan etmeden önce de insanlar akıl sahibi varlıklar olduğu için doğayı bilimsel yöntemde olmasa da inceliyorlardı. Bugün bilimsel düşünce skolastik düşünceyi yıktı diye bilim skolastik/sorgulamaz düşünceyi yıkmak için ortaya çıkmıştır diyemez.

 

10 dakika önce, anibal yazdı:

Tanrı varmıdır, yokmudur falan gibi mevzular da bilimsel olarak bakılır, bakılmalıdır. Felsefe kasarak ne nötrinonun varlığı yokluğu, ne de tanrının varlığı yokluğu ortaya konamaz.

"Nötrino var mıdır?" sorusu bilimsel bir sorudur. Nötrinolar bilimsel yöntem ile incelenebilecek, deney gözlem ile incelenebilecek şeylerdir. Felsefi anlamda tanrı kavramı ise böyle bir şey değildir. "Tanrı var mıdır?" sorusu bilimsel bir soru mudur? Böyle olsa hakkında bilimsel çalışma yapılırdı. Var ya da yok gibi bir hükme varılırdı. Bilimsel bir soru olmadığı için bu konuda bir çalışma yok.

 

10 dakika önce, anibal yazdı:

Bilimin varlık sebebi budur, felsefe denen zibidiliklerin ürettiği böyle zırvalardan kurtulmak.

Felsefe ortaya mutlak bir şey koymuyor, illa bu böyledir demiyor yani dogmatik değildir. Bilim felsefenin değil sorgulanamaz/dogmatik/skolastik düşüncenin karşısındadır. Felsefe bilimin alanı dışında kalan şeyleri bile sorgulayan düşünce sistemidir. Bilim felsefi sorulara cevap aramaz bunları da muhatap almaz. 

 

18 dakika önce, anibal yazdı:

Pozitifist düşünce falan diye bir bok yok.

Gülmedim. Pozitif bilimler pozitifizist düşünceyi değil de materyalist düşünceyi mi baz alıyor? Pozitif bilimlerin pozitifist düşünce ile hiçbir ilgisi yok mu?

 

On 20.09.2019 at 19:22, anibal yazdı:

bilim, basbaya materyalisttir. 

19 dakika önce, anibal yazdı:

bilim materyalist ve daha fazlası olan bir şeydir, bilim materyalizmden ibaret değildir. 

 

"bilim materyalisttir" diyordun, şimdi daha fazlası diyorsun. Ortaya net bir koymuyorsun. Bunu şöyle de diyebiliriz bilimin materyalizm, idealizm vs. gibi varlığa yönelik hiçbir felsefe ile ilişkisi yoktur. Bilim varlık felsefesi ile değil, bilgi ile ilgilenir. Bilimsel yöntem ile incelenerek bilinebilecek şeyler bilimin konusudur. Bu yöntem ile incelenemeyecek, bilinemeyecek şeyler ise bilimin konusu değildir.

 

36 dakika önce, anibal yazdı:

Kafanı ağrıtanın ne olduğunu bilebileceğin şeylerde aramak, materyalist bir eylemin ta kendisidir. 

Doğru bilgiye ancak deney, gözlem, akıl, mantık ile ulaşılabileceğini savunan düşünce akımıdır pozitifizmdir. Yani cevabın "bilebilecek" şeylerde aranması pozitifizmdir. Benim bunla bir sorunum yok zaten bunu reddetmek bilimi reddetmek olur.

 

Metaryalizm ise madde dışında hiçbir şey yoktur diyen felsefi görüştür. Bunun pozitifizm ile bir alakası yoktur. Pozitifizm bilgi biri materyalizm varlık ile ilgilenir.

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
24 minutes ago, ck789 said:

Bu benim söylediğimin tam tersi. Bilim tanrının varlığı yokluğu konusunu incelemez diyorum. Tabi ki bilim tanrıyı falan aramaz. Konusu değildir.

 

Nerdeymiş bu bilim? Gidelim kendine bir soralım ha, ne dersin? 

 

Aptalca bir bakış açısıyıla, bilimi bir kilise falan sanıyorsun. Bak, olayın şu kadar basit olduğunu bile göremiyorsun: Tanrı var -> Gösteremiyorsun -> O zaman tanrı yok. İşte hepsi bu. Bilim dediğin şeyin senin iddianın üstüne elektron mikroskopları, teleskoplarla falan yürümesini mi bekliyorsun? Bir iddia varsa, otomatikman bilim oradadır. Tanrı var, bir iddiadır ve bilim bak tam burada, şu anda, şimdi. VE hani diyor, gösteremiyorsun, o zaman tanrı yok diyor. Bak işte, nasıl uğraşıyor bilim görebildin mi?

 

24 minutes ago, ck789 said:

 

Ateizmin tek muhatapı teistler midir? Agnostisizmin ne dediğininin bir önemi yok mu?

 

Agnostisizm falan çıkıp kendince bir şeyler diyebilir. Dilin kemiği yok, herkes bir şeyler diyecektir. 

 

24 minutes ago, ck789 said:

Felsefi konular bilimsel açıdan incelenebilir şeyler değil.

 

Varlık bir felsefe değil, bilim konusudur. Kaç defa diyeceğiz, bu kadar mı kalın senin kafan? Dincilerin, bilime sarıp boylarının ölçülerini almasıyla, yalanlarına bir zemin arama gayretinden ibarettir bu sadece. Din ve tanrının felsefe içinde safsatadan başka hiç bir anlamı yoktur. 

 

24 minutes ago, ck789 said:

Felsefe ortaya mutlak bir şey koymuyor, illa bu böyledir demiyor yani dogmatik değildir. Bilim felsefenin değil sorgulanamaz/dogmatik/skolastik düşüncenin karşısındadır. Felsefe bilimin alanı dışında kalan şeyleri bile sorgulayan düşünce sistemidir. Bilim felsefi sorulara cevap aramaz bunları da muhatap almaz. 

 

Bir doğmadan ibaret olan tanrı teranesi de, işte aynen bu sebepten felsefenin de konusu falan değildir.

 

24 minutes ago, ck789 said:

Gülmedim. Pozitif bilimler pozitifizist düşünceyi değil de materyalist düşünceyi mi baz alıyor? Pozitif bilimlerin pozitifist düşünce ile hiçbir ilgisi yok mu?

 

Poztifist düşünce diye bir halt yok. Sap, saman falan ne varsa karıştırıyorsun. Materyalist yaklaşım, nesneleri niteler, derki, madde, enerji falan gibi var olduğu bilinen şeylerin ötesi kabul edilemez. Pozitifist düşünce dediğin şey ise, elde edilen verinin nasıl yorulacağına dair tavırdır. Aralarındaki farkı bilmeyip, sanki ikisi aynı şeyin üzerinde çalışan şeyler gibi sayıklıyorsun.

 

24 minutes ago, ck789 said:

 

"bilim materyalisttir" diyordun, şimdi daha fazlası diyorsun. Ortaya net bir koymuyorsun. Bunu şöyle de diyebiliriz bilimin materyalizm, idealizm vs. gibi varlığa yönelik hiçbir felsefe ile ilişkisi yoktur. Bilim varlık felsefesi ile değil, bilgi ile ilgilenir. Bilimsel yöntem ile incelenerek bilinebilecek şeyler bilimin konusudur. Bu yöntem ile incelenemeyecek, bilinemeyecek şeyler ise bilimin konusu değildir.

 

Bilim, materyalisttir ve daha fazlasıdır. Materyalist bakışla, insanı bir madde olarak niteleyebilirsin, ama onun hareketini niteleyemezsin. Yani, hız mesela, materyalist bakışın alanının dışında kalır. Benzer şekilde, sosyoloji vs. gibi bilimlerde. 

 

24 minutes ago, ck789 said:

 

Doğru bilgiye ancak deney, gözlem, akıl, mantık ile ulaşılabileceğini savunan düşünce akımıdır pozitifizmdir. Yani cevabın "bilebilecek" şeylerde aranması pozitifizmdir. Benim bunla bir sorunum yok zaten bunu reddetmek bilimi reddetmek olur.

 

Metaryalizm ise madde dışında hiçbir şey yoktur diyen felsefi görüştür. Bunun pozitifizm ile bir alakası yoktur. Pozitifizm bilgi biri materyalizm varlık ile ilgilenir.

 

 

Pozitifizm, sana doğru cevabın içinde melekler, şeytanlar, tanrılar falan olmayacak demez. Bunu diyen, materyalizmdir, senin koyduğun isimle.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
28 dakika önce, anibal yazdı:

Tanrı var -> Gösteremiyorsun -> O zaman tanrı yok

Bu yukardaki aynı önermeyi bilimsel bir makalede gösterebilsen aslında konu kapanacak.

 

Benim iddiam şu "Tanrı var" önermesinin bilimsel açıdan hiçbir değeri yoktur. Bu nedenle bu konuda yapılmış bilimsel bir çalışma yoktur.

 

32 dakika önce, anibal yazdı:

Din ve tanrının felsefe içinde safsatadan başka hiç bir anlamı yoktur. 

Bir doğmadan ibaret olan tanrı teranesi de, işte aynen bu sebepten felsefenin de konusu falan değildir.

Dinlerde tanrı kavramı dogmatiktir felsefede değildir. Felsefe tanrı kavramını gayet sorgular zaten felsefenin işidir. Felsefi akımlar zaten "tanrı yoktur" da diyebilir. Bunda da bir sorun yok çünkü bunlar mutlak kaide değildir. Ateizmin felsefi bir görüş olduğuna zerre itirazım yok. Bilimsel gösterilmeye çalışılmasını eleştiriyorum. Yoksa felsefe tanrı kavramını reddebilir doğdudur.

 

36 dakika önce, anibal yazdı:

Poztifist düşünce diye bir halt yok. Sap, saman falan ne varsa karıştırıyorsun. Materyalist yaklaşım, nesneleri niteler, derki, madde, enerji falan gibi var olduğu bilinen şeylerin ötesi kabul edilemez. Pozitifist düşünce dediğin şey ise, elde edilen verinin nasıl yorulacağına dair tavırdır. Aralarındaki farkı bilmeyip, sanki ikisi aynı şeyin üzerinde çalışan şeyler gibi sayıklıyorsun.

Bilim bilgi ile ilgilidir. Pozitivizm de gerçek bilginin akıl, mantık ile edileceğini savunur. Yani bilim bilgiyi ele aldığı için pozitifizm ile ilgilidir. 

Materyalizm varlık ile ilgilidir. Madde dışında bir şey yoktur der. Bilim bunla ilgilenmez çünkü bu felsefedir. Bilim, bilgi ile ilgilenir. 

 

43 dakika önce, anibal yazdı:

Bilim, materyalisttir ve daha fazlasıdır. Materyalist bakışla, insanı bir madde olarak niteleyebilirsin, ama onun hareketini niteleyemezsin. Yani, hız mesela, materyalist bakışın alanının dışında kalır. Benzer şekilde, sosyoloji vs. gibi bilimlerde. 

Hız da maddi bir süreçtir, gözlemlenebilir. Senin tabirine göre materyalist bakışla incelenebilir. Sosyolojik olaylar da maddi süreç olarak ele alınabileceğini iddia ederler materyalistler. Diyalektik materyalizm sosyal bilimler, ekonomi vs tamamen maddi süreç olarak ele alır, tüm felsefe bunun üzerine kuruludur. Evrende madde olarak bulunmayan matematik, mantık, geometri gibi konular ise formel bilimlerin konusudur. Formel bilimler ise  doğrudan pozitivizm ile ilgilidir. Materyalizm formel bilimleri de içeren düşünce dünyasını da maddenin bir sonucu olduğunu iddia eder mesela. Bilimin temelini oluşturan pozitifist düşünce ise böyle iddialar ile ilgilenmez. Neyin neyden oluştuğu, maddeden fazlası varmıdır yok mudur, madde mi düşünceyi oluşturur falan uğraşmaz. akıl, mantık, deney, gözlem ile doğru bilgiye ulaşılabileceğini söyler sadece. Bilgi ile ilgilenir yani, felsefe ile değil.

 

52 dakika önce, anibal yazdı:

Pozitifizm, sana doğru cevabın içinde melekler, şeytanlar, tanrılar falan olmayacak demez. Bunu diyen, materyalizmdir, senin koyduğun isimle

Materyalizmin tanımını ben yapmıyorum. Materyalizm maddeden başka hiçbir şey yok diyen felsefe akımdır. Bu tanımda bir sorun mu var?

 

Pozitivizm ise ilke olarak deney, gözlem, akıl, mantığa dayalı bilgi edinme sistemidir. Melek, şeytan, tanrı vs gözlemlenebilir şeyler değildir. Deney gözlem olarak ele alınamayacakları için pozitifist bilgi edinme sürecinde yeri yoktur. 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 hours ago, ck789 said:

Bu yukardaki aynı önermeyi bilimsel bir makalede gösterebilsen aslında konu kapanacak.

 

Bunun için gidip kimsenin makale yazacağını mı düşünüyorsun?

 

7 hours ago, ck789 said:

Benim iddiam şu "Tanrı var" önermesinin bilimsel açıdan hiçbir değeri yoktur. Bu nedenle bu konuda yapılmış bilimsel bir çalışma yoktur.

 

Bu mevzuları hala anlamış değilsin. Bu konuda bilimsel çalışma yapmak, iddia sahibinin sorunudur. Zira burada bilimsel bir iddia, yani gözlem sonucu ortaya konması gereken bir iddia söz konusu. Velakin ortada gözlem yok.

 

Bu bir önerme değil, bu bir iddia. Ve evet, bu iddianın bilimsel olarak hiç bir değeri de yok. Başından beri dediğimzi de bu. Hiç bir değerinin olmaması, zaten bu iddianın çürütülmüş olduğu demek.

 

7 hours ago, ck789 said:

 

Dinlerde tanrı kavramı dogmatiktir felsefede değildir. Felsefe tanrı kavramını gayet sorgular zaten felsefenin işidir. Felsefi akımlar zaten "tanrı yoktur" da diyebilir. Bunda da bir sorun yok çünkü bunlar mutlak kaide değildir. Ateizmin felsefi bir görüş olduğuna zerre itirazım yok. Bilimsel gösterilmeye çalışılmasını eleştiriyorum. Yoksa felsefe tanrı kavramını reddebilir doğdudur.

 

Hala aynı yerde otluyorsun. Felsefe tanrıyı falan sorgulamaz. Tanrıyı aklamak kafasıyla bir takım felsefeler uydurulur, hepsi bu. 

 

Ateizm felsefi falan bir görüş değildir. O kalın kafan bunu anlamadı. Deizm, agonstizm vs. için felsefefi bir şeyler diyebilirsin, ama ateizm öyle bir şey değildir. Ateizm, teizm denen şeyi kabul etmemekten ibarettir. Anlamak bu kadar mı zor?

 

Ve ateizm, bilimsel bir görüştür, varsa, hani nerde? Bundan daha saf, daha yalın bir bilimsel görüş olabilir mi?

 

7 hours ago, ck789 said:

 

Bilim bilgi ile ilgilidir. Pozitivizm de gerçek bilginin akıl, mantık ile edileceğini savunur. Yani bilim bilgiyi ele aldığı için pozitifizm ile ilgilidir. 

Materyalizm varlık ile ilgilidir. Madde dışında bir şey yoktur der. Bilim bunla ilgilenmez çünkü bu felsefedir. Bilim, bilgi ile ilgilenir. 

 

Gene o ufak kafanın almadığı bir şey daha. Bilimin madde dışında bir şeyden bahsettiğini gördün mü sen hiç? Bak şapşal, işte sana materyalist olmayan izahat:

 

Newton bunu görmüş ve kuramının uygulamasında karşılaşmış olduğu bu çetin matematiksel zorlukların tümünün üstesinden gelememiş olmanın verdiği kötümserlik havası içerisinde Güneş Sistemi’nin içindeki cisimlerin karşılıklı etkileşimi sonucunda zamanla dağılabileceğini, Tanrının ara sıra sistemi tekrar düzene sokması gerektiğini ileri sürmüştü. Böylece Tanrı, bir mutlakiyet idaresinin, her buyurduğu yasa olan hükümdarı durumundan indiriliyor, ancak bir “meşrutiyet” idaresinin başı olarak kalıyordu. Artık rolü, kurulu düzen rayından çıktığı zaman tekrar yörüngesine oturtarak yasaların korunması ile sınırlandırılmıştı. Newton’un bu “saatçibaşı-Tanrı” kavramına çağdaşları bile güldüler. Alman filozof ve matematikçi Leibniz şöyle diyor: “Her şeye gücü yeten Tanrının arasıra saatini kurması gerekiyor, aksi halde saat duracak… Çünkü durmadan işleyebilen mekanizma yapacak kadar beceri gösterememiş. Ara sıra da bir saatçibaşı gibi makinesini  temizlemesi ve onarması gerekiyor”.

 

Bak bu da materyalist izahat:

 

Sonraki yüzyılda gelen genç matematikçiler, Newton’un karşılaşmış olduğu matematiksel güçlüklerin büyük bir kısmını yenmeyi başardılar. Özellikle Fransızlar’ın Newton’u diye tanımlanan matematikçi Pierre Simon de Laplace (1749-1827) Güneş Sistemi içerisindeki hareketlerin hiçbir doğadışı veya doğaüstü gücün karışmasına gerek olmaksızın Newton çekim yasasının matematiksel sonucu olarak açıklanabileceğini gösterdi.

Napolyon ile Laplace arasında geçmiş ve Newton kuramının parlak başarıları karşısında bilim insanlarında egemen olmaya başlayan “Aydınlanma Çağı”nın akılcı felsefesini yansıtan bir konuşma oldukça ilginçtir. Büyük bilim insanı ile karşılaştığı bir gün Napolyon ona şu soruyu sordu: “Çalışmalarınızı gördüm, çok beğendim. Ancak bir şey dikkatimi çekti, hiçbir yerde Tanrıdan söz etmiyorsunuz”. Laplace’ın ünlü yanıtı şu oldu: “O varsayıma, gerek duymadım”.

 

Hangisi daha bilimsel duruyor sence, newtonun içinde tanrı olan izahatı mı, laplace'ın bugünde geçerli olan izahatı mı?

 

7 hours ago, ck789 said:

 

Hız da maddi bir süreçtir, gözlemlenebilir. Senin tabirine göre materyalist bakışla incelenebilir. Sosyolojik olaylar da maddi süreç olarak ele alınabileceğini iddia ederler materyalistler. Diyalektik materyalizm sosyal bilimler, ekonomi vs tamamen maddi süreç olarak ele alır, tüm felsefe bunun üzerine kuruludur. Evrende madde olarak bulunmayan matematik, mantık, geometri gibi konular ise formel bilimlerin konusudur. Formel bilimler ise  doğrudan pozitivizm ile ilgilidir. Materyalizm formel bilimleri de içeren düşünce dünyasını da maddenin bir sonucu olduğunu iddia eder mesela. Bilimin temelini oluşturan pozitifist düşünce ise böyle iddialar ile ilgilenmez. Neyin neyden oluştuğu, maddeden fazlası varmıdır yok mudur, madde mi düşünceyi oluşturur falan uğraşmaz. akıl, mantık, deney, gözlem ile doğru bilgiye ulaşılabileceğini söyler sadece. Bilgi ile ilgilenir yani, felsefe ile değil.

 

 

Hız maddi bir "süreçtir", bir nesne değil. Materyal, süreçler vs. değil, valıklar, nesneler üzerinde tanımlıdır. Bilim hız ve işte formel bilim dediğin şeyleri de, materyalist bakış ile kapsar. 

 

 

7 hours ago, ck789 said:

Materyalizmin tanımını ben yapmıyorum. Materyalizm maddeden başka hiçbir şey yok diyen felsefe akımdır. Bu tanımda bir sorun mu var?

 

Yaptığın şey tanımdan başka her şeye benziyor. Koca bir felsefeyi, aldın, ahanda diye üç kelmeye sığdırdın güya. Dialektik materyalizm ya da metafizik materyalizmi nereye sokmayı düşünüyorsan artık. Materyalizm, bir felsefe, ama senin sandığından çok daha büyük, kapsamlı bir felsefe.

 

7 hours ago, ck789 said:

Pozitivizm ise ilke olarak deney, gözlem, akıl, mantığa dayalı bilgi edinme sistemidir. Melek, şeytan, tanrı vs gözlemlenebilir şeyler değildir. Deney gözlem olarak ele alınamayacakları için pozitifist bilgi edinme sürecinde yeri yoktur. 

 

 

Melek, şeytan falan, var olmayan şeyerdir. Pozitivizm de derki, bir şey gözlemlenemiyorsa, yoktur; gözlem olmadan bilgi elde edemezsin. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 dakika önce, anibal yazdı:

Bunun için gidip kimsenin makale yazacağını mı düşünüyorsun?

Bilimsel bir konu olmadığı için Tanrının varlığı yokluğu konusuda bilimsel makale yazılamayacağını söylüyorum.

 

11 dakika önce, anibal yazdı:

Zira burada bilimsel bir iddia, yani gözlem sonucu ortaya konması gereken bir iddia söz konusu.

Hangi bilimsel iddia? "Tanrı vardır" ya da "Tanrı yoktur" bilimsel iddialar değildir. Bu sözde iddialar bilimin konusu değildir.

 

12 dakika önce, anibal yazdı:

Hiç bir değerinin olmaması, zaten bu iddianın çürütülmüş olduğu demek.

Ortada bir bilimsel iddia yok. Ortada olmayan bir iddia nasıl çürütülmüş kabul edilebilir. 

 

12 dakika önce, anibal yazdı:

varsa, hani nerde? Bundan daha saf, daha yalın bir bilimsel görüş olabilir mi?

Bu argüman şuna cevap olabilirdi "Tanrı vardır ve bu bilimsel bir gerçektir". Bunu diyene "varsa, hani nerde? bilimsel olarak ispatla" diyebilirsin. Ortada böyle bir iddia yok. Felsefi anlamdaki tanrı kavramının bilimsellik iddiası yok. Sen tanrı iddialarını bilimsel bir iddia olarak kabul ederek "varsa, hani nerde?" diyorsun. Felsefi anlamdaki tanrının bilimsellik iddiası yok.

 

Doğru ahlaki davranış da yoktur bilimsel açıdan. Varsa hani nerde? Bilimsel makale var mı, şu davranış ahlaki olarak doğdudur diye? Canlılarda ahlak kavramının oluşumu vs. üzerine olabilir böyle çalışmalar ama ahlak nedir, doğru davranış nedir diye bilimsel bir çalışma olmaz. Bilimin alanı değildir. Bilimin her şeyi açıklama iddiası yoktur. 

 

26 dakika önce, anibal yazdı:

“O varsayıma, gerek duymadım”.

 

Hangisi daha bilimsel duruyor sence, newtonun içinde tanrı olan izahatı mı, laplace'ın bugünde geçerli olan izahatı mı?

Laplace tabi ki daha bilimsel. Varsayımlardan kaçınmak tam olarak bir pozitivistin yapması gerekendir ve bilimsel yöntemde esas olan budur. Varsayımlar hakkında hükümde bulunmadan kendini bunlardan soyutlarayak akıl ve deneyin bilgisi ile ilgilenmek. 

 

Bu arada Newton arada kaynamasın. Newton bilim insanı değil midir sonuçta kendini inançtan tam olarak soyutlamamış. 

 

Bu yazının bilimvegelecek dışında bi kaynağını bulamadım. Muhammedin Tümceleri diye bir kitapta da geçiyor ama asıl kaynağını bulamadım. Asıl kaynağı da eklerseniz sevinirim. 

 

45 dakika önce, anibal yazdı:

Dialektik materyalizm ya da metafizik materyalizmi nereye sokmayı düşünüyorsan artık

Diyalektik materyalizm gayet de madde gibi gözlenmebilir şeyler dışı her şeyi reddeder. Sosyal bilimler, ekonomi, tarih görüşü bunun üzerine kuruludur. Sosyolojik olayları da maddi süreç olarak ele alır.

 

Metafizik materyalizmi duymadım yalan yok. kaynak varsa incelemek isterim.

 

40 dakika önce, anibal yazdı:

Bilim hız ve işte formel bilim dediğin şeyleri de, materyalist bakış ile kapsar. 

Bilim formel biliimlerin kaynağı maddedir diye bir iddiada bulunmaz. Yani materyalist değildir. Formel bilimleri kendi alanında inceler.

 

42 dakika önce, anibal yazdı:

Pozitivizm de derki, bir şey gözlemlenemiyorsa, yoktur; gözlem olmadan bilgi elde edemezsin

Pozivizm gözlenmeyemiyorsa yoktur demez. Doğru bilgiye gözlemlenebilir, akıl mantık ile değerlendirilebilir şeyler ile ulaşılır der. Bu gözlenmeyemediği şeyler hakkında "yoktur" dediğin anlamına gelmez. Bunların doğru bilgiye ulaşmak adına argüman olarak kullanılmasını reddeder.

 

Bir yerde düşünce dünyasının laikliği gibi düşünebilirsin pozitivizmi. Laiklik nasıl tanrının varlığını reddetmeden siyasi alandaki argümanlardan soyutlamayı ilke ediniyorsa pozitivizm de tanrının varlığı gibi felsefi konuları doğru bilginin edinimi için kaynak olarak kabul etmeyerek bilimsel düşünceden soyutlar. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...