Jump to content

İkircikliğin Manasızlığı


Recommended Posts

İki şekilde açıklanan birşey yoktur, arkasındaki sebepler aranmazda arkasındaki sebep aranır, birşeyin sebebini bulduğumuzda başka sebepler aramaya kalkmayız. Evrim yaradılış inancını bu yüzden çökertir, sebep bulunduğu zaman artık ikinci bir sebep gereksizdir, yanlıştır, saçmadır... Çünkü birşeyin iki tane sebebi birden olamaz. Topa vuran her zaman bir kişidir; yemeği yiyen bir kişidir; onu oraya koyan bir kişidir, iki kişi olamaz... evrimde böyledir eğer insan evrimle oluştuysa tanrı yarattı demek yanlıştır vede insan evrimle oluşmuştur...

 

Tanrı kavramı herzaman bilgisizlikten beslenmiştir, bilimin gelişmesiyle bu kapı kapanmıştır... Zira insan artık onu oraya koyanın kim olduğunu bilir duruma gelmiştir, kendisinin varlığının sebebini bulmuştur. Ve bir iddiam var, zaman ilerledikçe tanrının beslendiği diğer bilgisizlikten nemalandığı konular bir bir ortadan kalkacak. Eğer tanrıya bu yüzden inanıyorsanız, siz olmasanızda birkaç nesil sonra bu inanç apaçık bir şekilde çürütülecek, zira yavaş yavaş dökülmeye başladı.

 

Tanrıya inanan biri olarak söylemeliyimki tanrının varlığını bilimsel olarak ispatlamaya çalışmak boş bir çabadır. Bilim insana nesnelliği sunar, sebep sunar, açıklama yapar, gözlerine inanmasını söyler, duyduklarına, kokladığına inanmasını söylerde hislerine inanmasını söylemez, ben tanrıya hislerim yüzünden inanıyorum... izine orada rastlıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, Nuri Kara yazdı:

Bilim insana nesnelliği sunar, sebep sunar, açıklama yapar, gözlerine inanmasını söyler, duyduklarına, kokladığına inanmasını söylerde hislerine inanmasını söylemez, ben tanrıya hislerim yüzünden inanıyorum... izine orada rastlıyorum.

 

Bu tespit yanlış ve eksik bir tespittir.

Bilim hisler olmadan yapılamaz, çünkü saydığınız duyular hislere bağlıdır, his olmadan duyular algılayamaz ve karar veremez.

Bilimin ilk aşaması olan ve soru eksenli felsefe de hislere bağlıdır.

Bilim his ile maddeyi birleştirir, somut kanıtlar ortaya koyar, bunun adına bilgi denir.

Dinler ise maddeyi metafizik olarak algılar ve onu nötr noktasına hapsederek, kaynağı bilinmeyen salt hisleri baz alır.

Salt hisleri baz alan bir anlayış biçimi uydurmayla, hayalle, kurguyla kendine çeşitli varlıklar yaratır ve buna bir de kural uydurarak olmayan bir dünyayı yaşam biçimi haline getirir.

Dinler bu kurguyu korkuyla, sistemle dayatarak ve sorgulamayı yasaklayarak birkaç dinciyi  besleme üzerine kurulmuştur.

Bilime dayanmayan hislerde tanrı korkusu ağır basar, hisler bilgi ile doldurulmadığı müddetçe hislerin esiri olma potansiyeli olacaktır.

Bu yüzden hislerinizin klavuzu bilim olmalı.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, Nuri Kara yazdı:

ben tanrıya hislerim yüzünden inanıyorum...

Burada yanılıyorsun, hislerin de sana öğretilen, yaşadıkların, anladığının bir yansımasıdır. Bu subjektif bir yanılsama,  tam gerçek değil. Bu da hayatı ve bilimi henüz anlamadığını gösterir. Çünkü bilim objektifdir, taraf tutmaz. Hislerin yerine bilime güvenmelisin.

 

tarihinde Abdülmalik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
7 saat önce, bilgivehis yazdı:

 

Bu tespit yanlış ve eksik bir tespittir.

Bilim hisler olmadan yapılamaz, çünkü saydığınız duyular hislere bağlıdır, his olmadan duyular algılayamaz ve karar veremez.

Bilimin ilk aşaması olan ve soru eksenli felsefe de hislere bağlıdır.

Bilim his ile maddeyi birleştirir, somut kanıtlar ortaya koyar, bunun adına bilgi denir.

Dinler ise maddeyi metafizik olarak algılar ve onu nötr noktasına hapsederek, kaynağı bilinmeyen salt hisleri baz alır.

Salt hisleri baz alan bir anlayış biçimi uydurmayla, hayalle, kurguyla kendine çeşitli varlıklar yaratır ve buna bir de kural uydurarak olmayan bir dünyayı yaşam biçimi haline getirir.

Dinler bu kurguyu korkuyla, sistemle dayatarak ve sorgulamayı yasaklayarak birkaç dinciyi  besleme üzerine kurulmuştur.

Bilime dayanmayan hislerde tanrı korkusu ağır basar, hisler bilgi ile doldurulmadığı müddetçe hislerin esiri olma potansiyeli olacaktır.

Bu yüzden hislerinizin klavuzu bilim olmalı.

 

"Hisler bilgi ile doldurulmadığı müddetçe hislerin esiri olma potansiyeli olacaktır." Haklısınız, gerçekte orada olmayan şeylerden etkilenmeye başlayabilir, bilgisizliği yüzünden, bilimsizliği yüzünden... Hislerin tek klavuzu bilim olamaz, gücü yetmez. Eğer böyle bir insan olsaydı; muhtemelen deli denirdi, insan bile denmeyebilirdi.

 

 

3 saat önce, burbachi yazdı:

''birşeyin iki tane sebebi birden olamaz. '' bu laf çok saçma.makro bir gözlem ile böyle bir şey düşünülmüş. mikro durumlarda farklıdır.

Bir insanın annesi belliyse vede bir insanın atası belliyse(neanderthal) artık ona yaratılmış denemez, ancak bir süreçle yaratılmış denilebilir... çokda saçma değil anlayacağın.

 

Mikro alemde; bir partikül aynı anda birden fazla yerde bulunabiliyorsa aynı anda birden fazla şeye sebep olabilir... mikro alemde bunun neden böyle olduğunu düşünüyorsun?

 

 

1 saat önce, Abdülmalik yazdı:

Burada yanılıyorsun, hislerin de sana öğretilen, yaşadıkların, anladığının bir yansımasıdır. Bu subjektif bir yanılsama,  tam gerçek değil. Bu da hayatı ve bilimi henüz anlamadığını gösterir. Çünkü bilim objektifdir, taraf tutmaz. Hislerin yerine bilime güvenmelisin.

 

Hislerin yerine bilime güvenmelisin?; aklın yerine vicdanına güvenmelisin, demek gibi oldubu bence. Böyle birşey mümkün değil, ikisi bir araya getirilemez... kesiştiği boktalar vardır tabii ama kesişmediği noktalar tamamen birbirlerinden ayrıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...