Jump to content

Vicdan Herhangi Bir Topluma Ait Değil


Recommended Posts

13 saat önce, ck789 yazdı:

oksitosin neye göre saldıglanıyor niye x kişisine salgılanıyor da y kişisine salgılanmıoyor

 

Karşı cinsten bahsediyorsan erkek arzuladığı kızı ... kaçmasın diye oksitosin ve vazopressin (aşk) salgılanıyor.

tarihinde Türk Ateist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 51
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

12 saat önce, Nuri Kara yazdı:

Sen bunu sevmek aklıma yattımı diyorsun, seni sevmicem diyebiliyormusun? İnsan kimi seveceğini seçemez. Akıl olmadığı kesin anlayacağın.

İyi de sevgi iyiliğin kesin bir  kaynağı diyemeyiz, rölatif bir şey, kategorize edilemez. Öldürmeyi seven seri katillerde var.

Sevgi iç güdülerin orta beyin ve kortekste sentezinden oluşuyor ve yani bireysel,  genetik ve çevresel tam rasyonel olmayan bir akıl süzgecinden geçiyor, kimi yanlış, kimi doğru yorumluyor. Ortada net bir şey olmadığından sevginin iyilik kaynağı olduğu hakkında net bir yorum yapamayız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 saat önce, ateistik yazdı:

 

Karşı cinsten bahsediyorsan erkek arzuladığı kızı ... kaçmasın diye oksitosin ve vazopressin (aşk) salgılanıyor.

 

İlk olarak sevgi sadece karşı cinse duyulmaz, karşı cinsten bahsetse bile tek gecelik ilişki hiçmi duymadın, okuduğunu anla sonra yaz bundan sonra alıntıladığın şeye cevap niteliği taşısın.

 

 

3 saat önce, Abdülmalik yazdı:

İyi de sevgi iyiliğin kesin bir  kaynağı diyemeyiz, rölatif bir şey, kategorize edilemez. Öldürmeyi seven seri katillerde var.

Sevgi iç güdülerin orta beyin ve kortekste sentezinden oluşuyor ve yani bireysel,  genetik ve çevresel tam rasyonel olmayan bir akıl süzgecinden geçiyor, kimi yanlış, kimi doğru yorumluyor. Ortada net bir şey olmadığından sevginin iyilik kaynağı olduğu hakkında net bir yorum yapamayız.

 

Ben spesifik bir sevgiden bahsediyordum, belirteyim bir canlıya karşı duyulan sevgi. Sevginin nasıl olduğunu açıklamışsın, elbette fiziksel sebepleri var. El atmışken neden sevdiğinide açıklasana.

 

Sevginin iyilik kaynağı olduğu hakkında net bir yorum yapamazsın, ben yaparım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 saat önce, Nuri Kara yazdı:

Fikirleriyle mücadele varsa zaten arkadaşlık biraz zor olur. Benim ilk başta dediğim ateist arkadaşımla hiç tartışmıyoruz biz. Zaten bunun ismi saygı olmaz, birisini değiştirmeye çalışıyorsanız o sizin kabüllenmediğiniz birisidir; aynı şeyleri tekrarlamak yerine bir kere söylersiniz, o zaman tartışmasız bir evlilik, arkadaşlık vs. olabilir. Yani bende iyi olduğunu düşündüğüm bir insanla beni kabüllenmediği için ilişkimi bitirmiştim. 

 

İşte ben de tam bu nedenle arkadaşlık etmem, etmiyorum diyorum. Saçma sapan fikirleri olan, açıklamalarında dini ögeler bulunan biriyle arkadaşlık etmeyi etmek hem vakit kaybıdır hem de rahatsız edicidir benim için. Onu değiştirmeye çalışmam, ama kabul edip hayatıma da almam. Bana uzak, Allah'ına yakın olsun dindar kişi.

 

Seni ve ateist arkadaşın arasında elbette sorun olmaz, çünkü sen yobaz bir Müslüman değilsin. Hatta sanıyorum dini inancın da yok veya değişime uğramış biçimde duruyor. Benim inançlı arkadaşlarım da öyle. Onlarla birbirimizi kabullenmekten de öte, inanç veya inançsızlığımızla karşılıklı dalga geçip güleriz falan. Bunlar deistik hayat yaşayan, namazla oruçla hiç işi olmayan gayet güzel insanlar. 

Ama dindar daha başka bir şey. Dediğim gibi, yobazlık, koyu dindarlık zaten mücadele edilmesi gereken bir durum hepimiz için.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Nuri Kara yazdı:

 

İlk olarak sevgi sadece karşı cinse duyulmaz, karşı cinsten bahsetse bile tek gecelik ilişki hiçmi duymadın, okuduğunu anla sonra yaz bundan sonra alıntıladığın şeye cevap niteliği taşısın.

 

 

 

Ben spesifik bir sevgiden bahsediyordum, belirteyim bir canlıya karşı duyulan sevgi. Sevginin nasıl olduğunu açıklamışsın, elbette fiziksel sebepleri var. El atmışken neden sevdiğinide açıklasana.

 

Sevginin iyilik kaynağı olduğu hakkında net bir yorum yapamazsın, ben yaparım.

 

Buna ben de katılıyorum. Sevgi normal ya da normale yakın bir insanı daha düşünceli, daha iyi, daha mutlu biri haline getirme gücüne sahip. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Türk Ateist yazdı:

 

İşte ben de tam bu nedenle arkadaşlık etmem, etmiyorum diyorum. Saçma sapan fikirleri olan, açıklamalarında dini ögeler bulunan biriyle arkadaşlık etmeyi etmek hem vakit kaybıdır hem de rahatsız edicidir benim için. Onu değiştirmeye çalışmam, ama kabul edip hayatıma da almam. Bana uzak, Allah'ına yakın olsun dindar kişi.

 

Seni ve ateist arkadaşın arasında elbette sorun olmaz, çünkü sen yobaz bir Müslüman değilsin. Hatta sanıyorum dini inancın da yok veya değişime uğramış biçimde duruyor. Benim inançlı arkadaşlarım da öyle. Onlarla birbirimizi kabullenmekten de öte, inanç veya inançsızlığımızla karşılıklı dalga geçip güleriz falan. Bunlar deistik hayat yaşayan, namazla oruçla hiç işi olmayan gayet güzel insanlar. 

Ama dindar daha başka bir şey. Dediğim gibi, yobazlık, koyu dindarlık zaten mücadele edilmesi gereken bir durum hepimiz için.

 

Ben kendimi koyu bir dindar olarak görüyorum ama tabii Allah ne ister sorusuna farklı cevaplar verdiğim için yobazlıktan sıyrıldığımı düşünüyorum.

 

Benimkide laf ya sanki ateiste saygı duyması beklenemez bir dindardan, ama bence bir ateistten bir dindara(kendisine saygı duyan) saygı duyması beklenebilir. Yani kendi halinde dinini yaşayan birine ne denilebilirki.

 

Tabii arkadaşlıktan ne beklenir bu öznel bir konu, "açıklamalarında dini ögeler bulunan biriyle arkadaşlık etmeyi etmek hem vakit kaybıdır hem de rahatsız edicidir benim için." bunu diyorsanız yapçak birşey yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, Nuri Kara yazdı:

Ben kendimi koyu bir dindar olarak görüyorum ama tabii Allah ne ister sorusuna farklı cevaplar verdiğim için yobazlıktan sıyrıldığımı düşünüyorum.

 

Benimkide laf ya sanki ateiste saygı duyması beklenemez bir dindardan, ama bence bir ateistten bir dindara(kendisine saygı duyan) saygı duyması beklenebilir. Yani kendi halinde dinini yaşayan birine ne denilebilirki.

 

Tabii arkadaşlıktan ne beklenir bu öznel bir konu, "açıklamalarında dini ögeler bulunan biriyle arkadaşlık etmeyi etmek hem vakit kaybıdır hem de rahatsız edicidir benim için." bunu diyorsanız yapçak birşey yok.

 

Bak işte, ille de saygı duymaktan bahsediyorsun. 

Saygı ciddi ciddi lüks bir şey. Haketmek lazım. Ben dindarların inançlarına, genel olarak insanların neye inandığına karışmıyorum, bunlarla ilgilenmiyorum da. İsterse gidip fareye tapar insan. 

Ama saygı duymak başka bir şey. İnsanların inançlarına saygı duymak zorunda değilim, genel olarak duymuyorum da. İnsanların istedikleri şeye inanma hak ve özgürlükleri olduğunu biliyor ve bunu dibine dek kabul ediyorum. Saygı duyabileceğim en fazla bu hak olur.

 

Ortada dindarlık varsa, orada zarar vardır. Dışarıdaki insanları geç, kendi çocuğuna zarar verir dindar. En önce kendi çocuğunun haklarını ihlal eder, ona saygı duymaz. Böyle biri bana ateist olduğum için saygı da duymasın. Lazım değil. Ben de ona duymuyorum zaten.
İşte tam da bu nedenlerden ötürü dindar biriyle arkadaşlık etmeyi aynı zamanda iki yüzlülük olarak görüyorum, kendim için. 

 

Geçen senelerde biriyle sohbet ediyorduk. Konu nasıl başladı hatırlamıyorum ama inançsız olduğu belirtmem gerekti. Gerekmedikçe belirtmem, insanlarla oturup din tartışmaktan da pek hoşlanmam. Herkesle tartışılmaz.

Neyse işte, ben ateist olduğumu belirtince adam bana çok içten bir şekilde "Elbette olabilir, sonuna kadar saygım var" dedi.

Bak bu bana küfürdür işte. Hiç hoşlanmam bu tavırdan. Nefret ederim. Sen kimsin ki benin ateistliğime saygı duyduğunu söyleyerek beni kabul görmek isteyen biri gibi görüyorsun? Ateist olmak hoşgörüye, saygıya, ihtiyaç duyan bir durum değil. Acayip bir şey değil, aykırı değil, marjinal değil, kötü zaten hiç değil. Saygı duyarım demek, beni uç ve belki de kabul edilemez bir şeyin içinde görmek ve onu kabul ederek yüce gönüllülük göstermek anlamı taşıyor.

 

Biz zaten insanlara kafadan, daha en baştan saygılı davranıyor ve olduğu haliyle kabul ediyoruz. Dindara da dinsize de. 

Saygı insanın kendisiyle ilgili bir şeydir zaten. Ama fikirlere, inançlara vb saygı duymak zorunluluğunuz yok. Ben çoğuna duymuyorum, başkalarından da öyle sahte bir saygıyı beklemiyorum. Gösterildiğinde de istemiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Türk Ateist yazdı:

 

Bak işte, ille de saygı duymaktan bahsediyorsun. 

Saygı ciddi ciddi lüks bir şey. Haketmek lazım. Ben dindarların inançlarına, genel olarak insanların neye inandığına karışmıyorum, bunlarla ilgilenmiyorum da. İsterse gidip fareye tapar insan. 

Ama saygı duymak başka bir şey. İnsanların inançlarına saygı duymak zorunda değilim, genel olarak duymuyorum da. İnsanların istedikleri şeye inanma hak ve özgürlükleri olduğunu biliyor ve bunu dibine dek kabul ediyorum. Saygı duyabileceğim en fazla bu hak olur.

 

Ortada dindarlık varsa, orada zarar vardır. Dışarıdaki insanları geç, kendi çocuğuna zarar verir dindar. En önce kendi çocuğunun haklarını ihlal eder, ona saygı duymaz. Böyle biri bana ateist olduğum için saygı da duymasın. Lazım değil. Ben de ona duymuyorum zaten.
İşte tam da bu nedenlerden ötürü dindar biriyle arkadaşlık etmeyi aynı zamanda iki yüzlülük olarak görüyorum, kendim için. 

 

Geçen senelerde biriyle sohbet ediyorduk. Konu nasıl başladı hatırlamıyorum ama inançsız olduğu belirtmem gerekti. Gerekmedikçe belirtmem, insanlarla oturup din tartışmaktan da pek hoşlanmam. Herkesle tartışılmaz.

Neyse işte, ben ateist olduğumu belirtince adam bana çok içten bir şekilde "Elbette olabilir, sonuna kadar saygım var" dedi.

Bak bu bana küfürdür işte. Hiç hoşlanmam bu tavırdan. Nefret ederim. Sen kimsin ki benin ateistliğime saygı duyduğunu söyleyerek beni kabul görmek isteyen biri gibi görüyorsun? Ateist olmak hoşgörüye, saygıya, ihtiyaç duyan bir durum değil. Acayip bir şey değil, aykırı değil, marjinal değil, kötü zaten hiç değil. Saygı duyarım demek, beni uç ve belki de kabul edilemez bir şeyin içinde görmek ve onu kabul ederek yüce gönüllülük göstermek anlamı taşıyor.

 

Biz zaten insanlara kafadan, daha en baştan saygılı davranıyor ve olduğu haliyle kabul ediyoruz. Dindara da dinsize de. 

Saygı insanın kendisiyle ilgili bir şeydir zaten. Ama fikirlere, inançlara vb saygı duymak zorunluluğunuz yok. Ben çoğuna duymuyorum, başkalarından da öyle sahte bir saygıyı beklemiyorum. Gösterildiğinde de istemiyorum.

Bende inananların inançlarına saygı duymuyorum, kurancılar hariç. Ateistlerin inançlarına saygı duyuyorum; kişiye saygıya gelince inanırların bazılarına ateistlerin bazılarına, kurancıların bazılarına saygım var. Oda hakettikleri için, yani saygı pekçok şekilde hakedilebilir, tek bir yönüne bakmak yerine genel olarak bir insana bakıyorum. Saygı duymadığım insanlar ise başkalarına zararı olmadıkça, benden uzakta hayatlarını sürdürsünler. Çok farklı düşünmüyoruz aslında.

 

Bende size hariç bir ateistle karşılaşsam bir ortam oluşursa saygı duyduğumu belirtirdim(siz sevmiyorsunuz.). Kabül görme ihtiyacı olduğunu düşündüğümden değilde ortadaki soru işareti kalksın diye. Malum genelin ateistlere bakışı ortada. Aynı zamanda bir hristiyanla karşılaşsam, bir eşcinselle karşılaşsamda söylerim ama bir kadınla karşılaşsam söylemem. Kendini tanıtmak gibi aslında, ben o çoğunluktan değilim demiş olurum. Yoksa bencede acaip birşey değil bu saydıklarım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 27.09.2019 at 09:34, Nuri Kara yazdı:

Sevginin iyilik kaynağı olduğu hakkında net bir yorum yapamazsın, ben yaparım.

Sevgi rasyonel bir kavram değil, net bir tarifi yok. İyilik kavramı olarak nitelendirilemez.

İnsan annesini sever ama başka anneleri sevmez, başkalarıda senin anneni sevmez, halbuki anne annedir, gördüğün gibi bu işin bir standartı yok. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 26.09.2019 at 19:29, Nuri Kara yazdı:

Birinden bahsedeyim. Sevgi!; Biri dogmalara inandığı halde severse dogmalara rağmen ona zarar veremez. 99'dan çokdaha fazla ben onu lafın gelişi söylemiştim. Kendin gözlemle.

İyiliğin Kaynakları:

 

Empati, sevgi, onur, akıl, vicdan, azim, kanaat, saygı, merak, korkusuzluk, birtakım dogmalar, yalnızlığa göğüs gerebilmek, kendini üstün görmemek, sadece aklına ve vicdanına güvenmek dogmaları reddetmek, hakkı gözetmek, vefa, şükür, sabır, iman, pişman olmak, birşeyleri olduğu gibi görmeye çalışmak(gerçek arayışı), toplumcu olmamak, bencil olmamak, hoşgörü, bilgisizliğini kabüllenmek(hoşgörü, iyiye yormak gibi), anlamak, değer kaynağının doğru olması, ihtiyaçtan fazlasına yüz çevirmek, kendin olmak... uzar gider.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 27.09.2019 at 23:47, ck789 yazdı:

işte bunlar hep hoş-görü. aslında hoş olduğunu kabul etmediğin şeyi hoşmuş gibi görme ve lütfetme

 

 

 

 

 

Evet, hoşgörü gerçekten de lütuf gibi sunulur ve karşı tarafı küçümseyici bir tavır taşır. Bana "Saygı duyan" adamın bu tavrının beni sinirlendirme nedeni de bu. 

Toleransla hoşgörü arasındaki fark aslında belirgin ama genel olarak aynıymış gibi düşünülür.

 

Burada dindarla tartışırken bize hoşgörü gibi ulvi değerlerden bahsettiklerinde "Esas hoşgörülü olanlar ateistlerdir, sizin akıl dışı inançlarınıza ve onlarla ilgili ritüellerinize hoşgörü gösterenler bizleriz" derdim, anlamazlardı.

 

Vaktim olursa hoşgörü ve tolerans konusundaki başlığınıza yazmaya çalışırım ben de. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...