Jump to content

Kur-an'ı Kendime Göre Yorumluyorum, İtirazı Olan Varmı?


Recommended Posts

İman kavramını ele alacağım, iman etmek düşünüp anlamaktır; iman etmeyenler düşünüp anlamayanlardır, düşünüp anlamak akletmektir, vazgeçebilmektir. Bu yüzden temizlik imandandır, çoğunun sandığının aksine Kurana inanmayan birisi iman edebilir. Hatta Kurana inanmaması imandan olabilir.

 

Ben ateistler, müslümanların hepsi gibi yorumladığımı inkar etmeyeceğim; yüzlerce Kuranın içinden neden benim söylediğim doğru olmasın. Yoksa ilk yorumlayan yorumlama hakkını tekelinemi aldı, bin yıldır aynı şeyin yapılması onu Kurandan yapmaz.

tarihinde Nuri Kara tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kendime göre yorumlarken aklı, vicdanı vede Kuranın bütününü ele alıyorum. Kuranı nefretine, kolaylığa, menfaatine... göre yorumlayandan daha ulvi ve ulvi olan Kurana yakışır. Ben aklınıza ve vicdanınıza sunuyorum, kimse benim yorumlarıma teslim olmasın. Salat'ı ele alacağım, namaz değildir, soru sormaktır; zekatı ele alacağım, soru sorduktan sonra doğru bulduğunu uygulamaktır bu yüzden çokca salatla anılır.

 

Yüzlerce Kuranın içinden hangisinin doğru olduğunu nasıl anlayacaksınız? Ateistler kötü olanı seçecek, umursamazlar için hangisi olursa olsun, vicdanlı aklı başında olanlar iyi olanı seçecek. Nefretini kusmak isteyenler işidin yorumuna gidecek. Bazısı çevresine bakacak(gizlice) sonra hangisini kabul ediyorlarsa onu seçecek. Gelecek kipi kullanmışım, hay aksi. Seçti deseydim daha iyiymiş.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

İstersen maydonoza tap, ateistleri bağlamaz lakin sorun kendi dindoşlarında..

İslam=kuran değildir.

İslam=kuran+sünnet+icma+kıyas'tır.

Örneğin ezan, sünnet olmak, bayram namazı, cuma namazı, vb. kuran'da yoktur.

İslam=kuran demek için 1400 yıldır uygulana gelen islam'ın %70'ini çöpe atman gerekir.

Bu da seni müslüm değil yalnızca islam tandanslı deist yapar.

Müslümlerin kitabını referans alan ama müslüm olmayan  bu tuhaf anlayışı benimseyenlere bid'at ehli denir ve islam anlayışında kafir olmaktan daha kötüdür.

 

Laik sistemde sıkıntı yok istediğin gibi kafana göre takılabilirsin elbet, lakin islam devletinde bu tarz islam dışı inanışlara sapıp küfre düşenler önce uyarılır, devamında, kol-bacak kesilmesi ve ölüm gibi cezalara çarptırılırlar. Bizden uyarması..  

Link to post
Sitelerde Paylaş

Araplar aynı Nuri’nin yaptığı gibi Kuran’ı kendi kafalarına göre yorumlamışlardır. 

Kuranda namaz yoktur, salat vardır. Salat namaz değildir.

Kuranda oruç vardır ama orucun tam olarak ne olduğu anlatılmaz. Cinsel ilişki ve et yeme yasağı olabilir.

Kuranda kurban kesme yoktur.

Hac için Bekke tarif edilir ( Kudüs veya Petra civarı)

 

Ayet tefsirlerinin, hadislerin hepsi yalandır. Kuranda çok daha başka şeylerden bahsedilmektedir.

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Ebu Kafir yazdı:

İstersen maydonoza tap, ateistleri bağlamaz lakin sorun kendi dindoşlarında..

İslam=kuran değildir.

İslam=kuran+sünnet+icma+kıyas'tır.

Örneğin ezan, sünnet olmak, bayram namazı, cuma namazı, vb. kuran'da yoktur.

İslam=kuran demek için 1400 yıldır uygulana gelen islam'ın %70'ini çöpe atman gerekir.

Bu da seni müslüm değil yalnızca islam tandanslı deist yapar.

Müslümlerin kitabını referans alan ama müslüm olmayan  bu tuhaf anlayışı benimseyenlere bid'at ehli denir ve islam anlayışında kafir olmaktan daha kötüdür.

 

Laik sistemde sıkıntı yok istediğin gibi kafana göre takılabilirsin elbet, lakin islam devletinde bu tarz islam dışı inanışlara sapıp küfre düşenler önce uyarılır, devamında, kol-bacak kesilmesi ve ölüm gibi cezalara çarptırılırlar. Bizden uyarması..  

Onlar benim dindaşlarım değil, islam tandanslı demene üzüldüm çünkü ben Kuranı İncili Tevratı kendime göre yorumluyorum. Yani Kuranın özel bir yeri yok bende.

 

Ben bidatlarına bidat ettiğimi düşünüyorum, yorumlamak toplumla çelişmediğin sürece sorun değil insanlara göre.

 

İslam sadece Kurana göre yaşayan birine göre İslam=Kurandır. İslamı sünnete icmaya kıyasa göre yaşayana göre İslam=sünnet+icma+kıyas+1\2 Kurandır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 hours ago, Nuri Kara said:

İman kavramını ele alacağım, iman etmek düşünüp anlamaktır; iman etmeyenler düşünüp anlamayanlardır, düşünüp anlamak akletmektir, vazgeçebilmektir. Bu yüzden temizlik imandandır, çoğunun sandığının aksine Kurana inanmayan birisi iman edebilir. Hatta Kurana inanmaması imandan olabilir.

 

Ben ateistler, müslümanların hepsi gibi yorumladığımı inkar etmeyeceğim; yüzlerce Kuranın içinden neden benim söylediğim doğru olmasın. Yoksa ilk yorumlayan yorumlama hakkını tekelinemi aldı, bin yıldır aynı şeyin yapılması onu Kurandan yapmaz.

 

İmanla düşünmeyi nasıl bir araya getirdin ki? İman sorgusuz sualsiz inanmak demektir. Mesela bir arap bedevisi bana inanmayan herkesi bir tanrı sonsuza kadar yakacak demişse ve sen de bu saçmalığa inanmışsan iman etmişsin demektir, tersi imansızlıktır.

 

Al, şu iki ayeti yorumla bakalım:

 

Nisa (150-151):  Şüphesiz, Allah’ı ve peygamberlerini inkâr edenler, Allah’a inanıp peygamberlerine inanmayarak ayrım yapmak isteyenler, “(Peygamberlerin) kimine inanırız, kimini inkâr ederiz” diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isteyenler var ya; işte onlar gerçekten kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, sağduyu yazdı:

 

İmanla düşünmeyi nasıl bir araya getirdin ki? İman sorgusuz sualsiz inanmak demektir. Mesela bir arap bedevisi bana inanmayan herkesi bir tanrı sonsuza kadar yakacak demişse ve sen de bu saçmalığa inanmışsan iman etmişsin demektir, tersi imansızlıktır.

 

Al, şu iki ayeti yorumla bakalım:

 

Nisa (150-151):  Şüphesiz, Allah’ı ve peygamberlerini inkâr edenler, Allah’a inanıp peygamberlerine inanmayarak ayrım yapmak isteyenler, “(Peygamberlerin) kimine inanırız, kimini inkâr ederiz” diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isteyenler var ya; işte onlar gerçekten kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.

Burdaki peygamberlerine ibaresi önemli. İman etmek inanmaktır: düşünüp anladığına inanmaktır. Bir kısmına inanıp bir kısmına inanmamak ise tutarlı bir davranış değildir. Yani senin sandığın gibi buna inanmayanları yakarım gibi bir durum söz konusu değil. Bugünkü müslümanlarda Kuranın bir kısmına inanıp bir kısmına inanmıyorlar. İnanmak(iman etmek) herkesin sandığının aksine inandım demek değildir yaşamaktır. Fark olarak birisi ezbere bir şeyi yaparsa o iman etmiş olmaz. Taklit etmiş olur. İman anladığını yapmaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İstediğini yorumla , istediğine inan, istersen kendine yeni bir kuran yaz onun peygamberi sen ol.

Laik sosyal hukuk devletinde;

toplumsal ahlak anlayışında 

Kadın haklarında

Hayvan haklarında 

Çocuk haklarında medeni hukuk kurallarını çignemedigin sürece istersen kurbağa yi yorumla ona tap, kimsenin umrunda olmaz. İnancın için bir başkasının özel hayatına müdahale etmedigin surece; istersen dinazora tap. 

tarihinde Salvolimpos tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
22 saat önce, Nuri Kara yazdı:

Kendime göre yorumlarken aklı, vicdanı vede Kuranın bütününü ele alıyorum. Kuranı nefretine, kolaylığa, menfaatine... göre yorumlayandan daha ulvi ve ulvi olan Kurana yakışır. Ben aklınıza ve vicdanınıza sunuyorum, kimse benim yorumlarıma teslim olmasın. Salat'ı ele alacağım, namaz değildir, soru sormaktır; zekatı ele alacağım, soru sorduktan sonra doğru bulduğunu uygulamaktır bu yüzden çokca salatla anılır.

 

Yüzlerce Kuranın içinden hangisinin doğru olduğunu nasıl anlayacaksınız? Ateistler kötü olanı seçecek, umursamazlar için hangisi olursa olsun, vicdanlı aklı başında olanlar iyi olanı seçecek. Nefretini kusmak isteyenler işidin yorumuna gidecek. Bazısı çevresine bakacak(gizlice) sonra hangisini kabul ediyorlarsa onu seçecek. Gelecek kipi kullanmışım, hay aksi. Seçti deseydim daha iyiymiş.

 

 

 

İslam gizli saklı bir din değil. Kutsal kitabı ortada, hadisler ortada, siyerler ortada. Sen elbette dilediğin gibi yorumlayabilirsin ama diğer insanlar senin yorumuna katılmak ve onu kabul etmek zorunda değil. 

En önemlisi de pratiktir aslen. Dinin ana dili Arapça. Arapça konuşan ve yazan, yani ana dili Arapça olan Müslüman toplumlar bu dini 1400 yıldır ciddi ciddi pratik ediyor. Söz konusu İslam ve onun kutsal kitabı vb olunca mecburen biz de orijinal metinlere bakıyor, dinin çıktığı topraklara mutlaka gözatıyoruz.

Hoş, Türkçe meal ve tefsirler de bir iki istisnası hariç, Arap İslam'ını destekliyor. 

 

Demek istediğim, sen dilediğin gibi yorumlayıp yaşama hakkına sahipsin ama başkalarının senin yorumunu desteklemesini beklemen kabullenilebilir değil.

Bizde herkesin İslam'ı farklı zaten. Dini okumamışlarınki zaten hepten farklı ama okumuş olup da vicdan ve sağduyusuna uymadığı için kendince yorumlayanlarınki de farklı. Bu tip insanları seviyoruz, ama bizi ikna etme çabalarından pek hoşlanmıyoruz.

Bence sen vicdana uygun olduğunu düşündüğün yorumları Müslümanlarla paylaşmalı ve onları ikna etmeye çalışmalısın. Bilhassa yobazları.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 26.09.2019 at 20:58, Nuri Kara yazdı:

Kendime göre yorumlarken aklı, vicdanı vede Kuranın bütününü ele alıyorum. Kuranı nefretine, kolaylığa, menfaatine... göre yorumlayandan daha ulvi ve ulvi olan Kurana yakışır. Ben aklınıza ve vicdanınıza sunuyorum, kimse benim yorumlarıma teslim olmasın. Salat'ı ele alacağım, namaz değildir, soru sormaktır; zekatı ele alacağım, soru sorduktan sonra doğru bulduğunu uygulamaktır bu yüzden çokca salatla anılır.

 

Yüzlerce Kuranın içinden hangisinin doğru olduğunu nasıl anlayacaksınız? Ateistler kötü olanı seçecek, umursamazlar için hangisi olursa olsun, vicdanlı aklı başında olanlar iyi olanı seçecek. Nefretini kusmak isteyenler işidin yorumuna gidecek. Bazısı çevresine bakacak(gizlice) sonra hangisini kabul ediyorlarsa onu seçecek. Gelecek kipi kullanmışım, hay aksi. Seçti deseydim daha iyiymiş.

 

 

Senin ki yorum değil çarpıtma. 

Yüzlerce Kuran yok tek Kuran var.

Tebbet süresi yorumunu yapda öğrenelim. :)

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrının sözü kişiden kişiye farklı anlaşılamaz. 

 

Çünkü bu gönderilme sebebi ile çelişir. 

 

 

 

bir kitabı yüz binlerce kişiden sadece bir tanesi farklı yorumluyorsa, sorunun yorumlayan da olması beklenir. Ancak günümüzdeki gibi her kafadan farklı sesin çıktığı, her gerçek inananın farklı yorumlayabileceği gibi bir durum ortaya çıkıyorsa sorun kitaptadır. 

 

Öncelikle tanrının kitabını veya kitaplarının farklı yorumlayamayacağını anlaman gerek. 

tarihinde Sütlü Kase tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Türk Ateist yazdı:

 

İslam gizli saklı bir din değil. Kutsal kitabı ortada, hadisler ortada, siyerler ortada. Sen elbette dilediğin gibi yorumlayabilirsin ama diğer insanlar senin yorumuna katılmak ve onu kabul etmek zorunda değil. 

En önemlisi de pratiktir aslen. Dinin ana dili Arapça. Arapça konuşan ve yazan, yani ana dili Arapça olan Müslüman toplumlar bu dini 1400 yıldır ciddi ciddi pratik ediyor. Söz konusu İslam ve onun kutsal kitabı vb olunca mecburen biz de orijinal metinlere bakıyor, dinin çıktığı topraklara mutlaka gözatıyoruz.

Hoş, Türkçe meal ve tefsirler de bir iki istisnası hariç, Arap İslam'ını destekliyor. 

 

Demek istediğim, sen dilediğin gibi yorumlayıp yaşama hakkına sahipsin ama başkalarının senin yorumunu desteklemesini beklemen kabullenilebilir değil.

Bizde herkesin İslam'ı farklı zaten. Dini okumamışlarınki zaten hepten farklı ama okumuş olup da vicdan ve sağduyusuna uymadığı için kendince yorumlayanlarınki de farklı. Bu tip insanları seviyoruz, ama bizi ikna etme çabalarından pek hoşlanmıyoruz.

Bence sen vicdana uygun olduğunu düşündüğün yorumları Müslümanlarla paylaşmalı ve onları ikna etmeye çalışmalısın. Bilhassa yobazları.

Benim yorumumu kabül etsinler demiyorum zaten ama herkes başkasının yorumuna tabii olduğunu kabül etmeli. Ateistler başkasının yorumunu eleştirdiğini kabül etmeli.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, mirasyedi yazdı:

Senin ki yorum değil çarpıtma. 

Yüzlerce Kuran yok tek Kuran var.

Tebbet süresi yorumunu yapda öğrenelim. :)

 

Yüzlerce Kuran yok tabiiki sen takılma, bir tane var oda senin kafanda. :)

 

 

Bir saat önce, Sütlü Kase yazdı:

Tanrının sözü kişiden kişiye farklı anlaşılamaz. 

 

Çünkü bu gönderilme sebebi ile çelişir. 

 

 

 

bir kitabı yüz binlerce kişiden sadece bir tanesi farklı yorumluyorsa, sorunun yorumlayan da olması beklenir. Ancak günümüzdeki gibi her kafadan farklı sesin çıktığı, her gerçek inananın farklı yorumlayabileceği gibi bir durum ortaya çıkıyorsa sorun kitaptadır. 

 

Öncelikle tanrının kitabını veya kitaplarının farklı yorumlayamayacağını anlaman gerek. 

İlk önce gönderilme sebebi senin yorumun. Miras ayetlerini bile farklı yorumlayabiliyorlar, kitaba kusur bulmadan bunu bir düşün. Herşey farklı yorumlanabilir, özellikle üstünden 1400 yıl geçmişse.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, Nuri Kara yazdı:

Yüzlerce Kuran yok tabiiki sen takılma, bir tane var oda senin kafanda. :)

 

 

İlk önce gönderilme sebebi senin yorumun. Miras ayetlerini bile farklı yorumlayabiliyorlar, kitaba kusur bulmadan bunu bir düşün. Herşey farklı yorumlanabilir, özellikle üstünden 1400 yıl geçmişse.

Benim kafamda değil yazılı olarak tek kuran var.
Karl marxın yazdığı kitabada Kuran diyorsan o başka tabi. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
37 dakika önce, Nuri Kara yazdı:

 

İlk önce gönderilme sebebi senin yorumun. 

 

Anlamadım benim yorumum derken ? İnsanlığa yol gösterme amacı ile gönderilen bir şey, herkes tarafından farklı yorumlanırsa nasıl olur da yol gösterebilir ?

Gönderilme sebebini mi reddediyorsun ? 

 

Alıntı

Miras ayetlerini bile farklı yorumlayabiliyorlar, kitaba kusur bulmadan bunu bir düşün. 

 

Her şeyi farklı yorumluyorlar bende onu diyorum ya... 

 

Alıntı

Herşey farklı yorumlanabilir, özellikle üstünden 1400 yıl geçmişse.

 

Hayır yorumlayamazsın, önce yukarıdaki yol gösterme çelişkisini kaldır, ondan sonra yorumlayabilir olursun.

 

Öyle hoop diye yorumlanır işte yaaaa diyemezsin, diyeceksen söyle seninle tartışarak vakit kaybetmeyeyim zaten pek huyum değildir buralara yazmak.

tarihinde Sütlü Kase tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
18 dakika önce, Sütlü Kase yazdı:

 

Anlamadım benim yorumum derken ? İnsanlığa yol gösterme amacı ile gönderilen bir şey, herkes tarafından farklı yorumlanırsa nasıl olur da yol gösterebilir ?

Gönderilme sebebini mi reddediyorsun ? 

 

 

Her şeyi farklı yorumluyorlar bende onu diyorum ya... 

 

 

Hayır yorumlayamazsın, önce yukarıdaki yol gösterme çelişkisini kaldır, ondan sonra yorumlayabilir olursun.

 

Öyle hoop diye yorumlanır işte yaaaa diyemezsin, diyeceksen söyle seninle tartışarak vakit kaybetmeyeyim zaten pek huyum değildir buralara yazmak.

Tevrat neden gönderildiyse İncil neden gönderildiyse Kuranda o yüzden gönderildi yani hükmü baki kalacak ve hiç değiştirilemeyecek diye bir kaide yok. Bu kitaplar toplumlarına indi ve bütün dünya faydalandı, başka ne diyebilirim bilmiyorum. Söyleyebileceğim şey değiştirilemeyecek diye bir kaide oladığı, ki akıl ve vicdan olduğu için çoğu ayetin olmazsa olmaz olması bir gereklilik olmaktan çıkıyor. Bu gereklilik bence kitaplar ana geliş amaçlarıdır. Bunların ne olduğuna gelince birisi cennet gibi gözlenemeyecek olanlar, diğerleride vardır mutlaka ama söylemesi zor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
21 hours ago, Nuri Kara said:

Burdaki peygamberlerine ibaresi önemli. İman etmek inanmaktır: düşünüp anladığına inanmaktır. Bir kısmına inanıp bir kısmına inanmamak ise tutarlı bir davranış değildir. Yani senin sandığın gibi buna inanmayanları yakarım gibi bir durum söz konusu değil. Bugünkü müslümanlarda Kuranın bir kısmına inanıp bir kısmına inanmıyorlar. İnanmak(iman etmek) herkesin sandığının aksine inandım demek değildir yaşamaktır. Fark olarak birisi ezbere bir şeyi yaparsa o iman etmiş olmaz. Taklit etmiş olur. İman anladığını yapmaktır.

 

Nisa (150-151):  Şüphesiz, Allah’ı ve peygamberlerini inkâr edenler, Allah’a inanıp peygamberlerine inanmayarak ayrım yapmak isteyenler, “(Peygamberlerin) kimine inanırız, kimini inkâr ederiz” diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isteyenler var ya; işte onlar gerçekten kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.

 

Mesela "İşte onlar gerçekten kâfirlerdir." ifadesini baz alarak Muhammed'e inanmayanlara gerçek kafirler diyebilir miyiz?

 

"Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır." ifadesini baz alarak bu gerçek kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlamış mı Allah?

 

Bir insana inanmamak neden alçaltıcı bir azaba maruz kalmayı gerektiriyor?

 

Bir de kafirlere hazırlanan bu azap neymiş, ona bakalım.

 

9:68 -Allah, erkek kadın bütün münafıklara ve bütün kâfirlere cehennem ateşini ebedî olarak vaad buyurdu. O ateş onlara yeter. Allah onlara lânet etmiştir. Onlara bitmez tükenmez bir azap vardır.

9:73 -    Ey Peygamber, kâfirlerle ve münafıklarla savaş. Onlara karşı katı ol. Onların varacakları yer cehennemdir ve orası ne kötü bir yerdir.

2:24 -Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının.

3:131 -   Kâfirler için hazırlanmış olan ateşten sakının.

17:8 -    Olur ki Rabbiniz size merhamet eder. Ama siz tekrar dönerseniz biz de döneriz. Cehennemi, kâfirler için kuşatıcı bir zindan yaptık.
33:64 -    Şu muhakkak ki, Allah kâfirleri lânetlemiş ve onlara çılgın bir ateş hazırlamıştır.

39:32 -    Allah'a karşı yalan söyleyen ve doğru kendisine geldiği zaman onu yalan sayandan daha zalim (daha haksız) kim olabilir? Kâfirlerin yeri cehennemde değil midir?

40:6 -    İşte o nankörlük eden kâfirlere Rabbinin (azab) sözü öyle hak oldu. Onlar, mutlaka cehennemliktirler.

48:13 -    Kim Allah'a ve Rasulüne iman etmezse şüphesiz biz, kâfirler için çılgın bir ateş hazırlamışızdır.

66:9 -    Ey Peygamber! Kâfirler ve münafıklarla savaş, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O gidilecek yer, ne de kötüdür!

 

4:56 -Şüphesiz ki âyetlerimizi inkâr eden kâfirleri biz yarın bir ateşe atacağız. Derileri piştikçe azabı duysunlar diye, kendilerine başka deriler vereceğiz. Çünkü, Allah gerçekten çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

 

7:41 -    Onlara cehennemde ateşten bir yatak, üstlerine de (ateşten) örtüler vardır. Biz zalimleri işte böyle cezalandırırız.

 

7:50 -    Cehennemdekiler, cennettekilere: "Bize biraz su akıtın veya Allah'ın size verdiği rızıktan bize de verin." diye seslenirler. Cennettekiler de: "Allah, bunların ikisini de kâfirlere haram kıldı." derler.

 

9:35 -    O gün o altın ve gümüşlerin üstü cehennem ateşinde kızdırılacak da bunlarla alınları, yanları ve sırtları dağlanacak (onlara): "İşte bu kendi canınız için saklayıp biriktirdiğiniz şeydir. Haydi şimdi tadın bakalım şu biriktirdiğiniz şeyin tadını!" denilecek.

 

14:16 -    Ardından da Cehennem vardır, orada kendisine irinli su içirilecektir.

 

14:17 -    Onu yutmaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve her yandan ona ölüm gelecek, fakat o ölemez. Arkasından da çetin bir azab gelecektir.

 

18:29 -    Ve de ki: O hak Rabbimizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Çünkü biz zalimler için öyle bir ateş hazırlamışız ki, duvarları, çepeçevre onları içine alacaktır. Eğer feryad edip yardım isteseler, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. O ne kötü bir içecek ve ne kötü bir dayanma yeri!

 

21:98 -    Siz ve Allah'dan başka taptıklarınız, cehennemin yakıtısınız; oraya gireceksiniz.

21:100 -    Orada onların bir inlemeleri vardır. Bunlar orada (sağır olup) bir şey de işitemezler.

 

23:104 -    Orada dişleri sırıtır halde iken ateş yüzlerini yalar.

 

25:11 -    Fakat onlar o saati (kıyameti) de yalanladılar. Biz ise o saati yalanlayanlara çılgın alevli bir ateş hazırladık.

 

25:13 -    Elleri boyunlarına bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıkları zaman da, oracıkta yok olmayı isterler.

 

35:36 -    İnkâr edenlere gelince, onlara cehennem ateşi vardır. Hüküm verilmez ki ölsünler, kendilerinden biraz azab da hafifletilmez. İşte biz her nankörü böyle cezalandırırız.

 

39:71 -    İnkâr edenler bölük bölük cehenneme sevkedilmektedir. Nihayet oraya vardıklarında kapıları açılır ve bekçileri onlara: "İçinizden size Rabbinizin âyetlerini okuyan, bu gününüzle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?" derler. Onlar da: "Evet geldi" derler. Fakat kâfirler üzerine azab kelimesi hak oldu.

 

88:4 -    Kızışmış bir ateşe girer.

88:5 -    Onlara kızgın bir kaynaktan su verilir.

88:6 -    Onlar için kuru bir dikenden başka yiyecek de yoktur.

88:7 -    O da ne besler, ne de açlığı giderir.

90:19 -    Â yetlerimizi tanımayanlar ise, onlardır işte amel defterleri sollarından verilenler.

90:20 -    Onların üzerlerine bir ateş bastırılıp kapıları kapanacaktır.

 

111:1 -    Ebu Leheb'in elleri kurusun (yok olsun o), zaten yok oldu ya.

111:2 -    Ne malı ne de kazandığı onu kurtaramadı.

111:3 -    (O), alevli bir ateşe girecektir.

111:4 -    Karısı da odun hamalı olarak (onunla beraber girecektir).

111:5 -    Boynunda da hurma lifinden bir ip olacaktır.

 

22:19-22.  “…İnkâr edenler için ateşten elbiseler biçilmiştir. Başlarının üstünden kaynar sular dökülür. Bununla, karınlarının içindeki (âzâları) ve derileri eritilir. Bir de (başlarına vurulmak üzere) onlar için demirden gürzler, topuzlar vardır! Iztıraptan dolayı oradan her çıkmak istediklerinde, oraya geri döndürülürler ve (kendilerine); «Tadın bu yakıcı azâbı!» (denilir).”

 

88-2-7. “O gün birtakım yüzler zelildir. Çalışmış fakat boşuna yorulmuşlardır. Kızışmış bir ateşe atılırlar. Onlara kaynar su kaynağından içirilir. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur. O ise ne besler ne de açlığı giderir.”

 

 

Yeter mi bu kadar ayet? İşte senin sapığın işkenceleri bunlar. Bakalım bu ayetler karşısından kafanı nasıl kuma göreceksin?

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

başlık doğruluk payı barındırır ancak külli bir mantığı dökmek bence yanlıştır.

zaten Kur'an her ferdin bireyin  ruh ve akıl semasına ayrı ayrı nazil oluyor. iman o yüzden bireyeldir şahsidir amel ve ceza ve sevapta öyledir. nasıl ki  he rcanlı ölümü tadar külli hükümdür

ancak her fert ölümü kendi dünyasında ölürken şahsi olarak tadar deniyemler o yüzden o tadma şahsidir bireyseldir.ancak her canlının ölümü tadacağı hakikatine her kesin iman etmesi ise külli manadadır. bu yüzden islam klasik mantığında bilgiyi ikiye ayrımışlar huzuri bilgi husuli bilgi.

misal: bir hasta başı ağırır doktora gider : benim başım ağırıyor der tarif eder doktor da o ağrı hakkında husuli bir bilgi meydana gelir. ancak hastanın bizzat yaşadığı tecrübe ettiği ağrı huzuridir yani sadece onun nefsinde vardır ve hakiki ağrı bilgise de budur. hani ateistler deney deney der dururular esasen islamın ilmen yakin aynel yakin hakkel yakin diye ayırdığı ilim mertebelerinin en kesin en muteber sonuncusu deneyimlenen bilgidir.

yine klasik islam mantığında  bu mertebelere şöyle misal verilir:

 

ilmel yakin: bir dağın arkasından duman yükselir bu delilden ateşin varlık bilgisine ulaşman ilmen yakindir

sonra dağın tepesine çıktın ateş ve dumanı bizzat gözle gördün yanıyor bu aynel yakin sonra gidip elini ateşe dokundurup çekip ısısını bizzat deneyimlemen hakkelyakindir yani kesin bilgidir.

 

Kur'an ahkam ayetleri değişmez her kese göre aynıdır Allahın varlığı birliği cennet cehennem ölüm sonrası diriliş resul kitap melekler böyledir

 

ama amel fıkıh vb ayetler bir nevi müteşabbih ayetler kısmına girer ki bunlar hakkında değişik yorumla vardır

misal: imamı azam abdest ayetinde lems i cima olarak almış

imam şafii normal ten düzeyinde dokunma olarak almış o yüzden şaffilerde kadın dokunursa abdest gider hanefide gitmez

esasen tevil ile tefsir farklı kavramlar

tevil maturidi gibi benim ayetten anladığım budur gerçeğini  Allah bilir demektir

tefsir de ise kesinlik vardır doğrusu budur başka yoktur gibi mana vardır

maturidi zemahşeri çizgisini daha Kur'ani bulurum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, sağduyu yazdı:

 

Nisa (150-151):  Şüphesiz, Allah’ı ve peygamberlerini inkâr edenler, Allah’a inanıp peygamberlerine inanmayarak ayrım yapmak isteyenler, “(Peygamberlerin) kimine inanırız, kimini inkâr ederiz” diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isteyenler var ya; işte onlar gerçekten kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.

 

Mesela "İşte onlar gerçekten kâfirlerdir." ifadesini baz alarak Muhammed'e inanmayanlara gerçek kafirler diyebilir miyiz?

 

"Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır." ifadesini baz alarak bu gerçek kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlamış mı Allah?

 

Bir insana inanmamak neden alçaltıcı bir azaba maruz kalmayı gerektiriyor?

 

Bir de kafirlere hazırlanan bu azap neymiş, ona bakalım.

 

9:68 -Allah, erkek kadın bütün münafıklara ve bütün kâfirlere cehennem ateşini ebedî olarak vaad buyurdu. O ateş onlara yeter. Allah onlara lânet etmiştir. Onlara bitmez tükenmez bir azap vardır.

9:73 -    Ey Peygamber, kâfirlerle ve münafıklarla savaş. Onlara karşı katı ol. Onların varacakları yer cehennemdir ve orası ne kötü bir yerdir.

2:24 -Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının.

3:131 -   Kâfirler için hazırlanmış olan ateşten sakının.

17:8 -    Olur ki Rabbiniz size merhamet eder. Ama siz tekrar dönerseniz biz de döneriz. Cehennemi, kâfirler için kuşatıcı bir zindan yaptık.
33:64 -    Şu muhakkak ki, Allah kâfirleri lânetlemiş ve onlara çılgın bir ateş hazırlamıştır.

39:32 -    Allah'a karşı yalan söyleyen ve doğru kendisine geldiği zaman onu yalan sayandan daha zalim (daha haksız) kim olabilir? Kâfirlerin yeri cehennemde değil midir?

40:6 -    İşte o nankörlük eden kâfirlere Rabbinin (azab) sözü öyle hak oldu. Onlar, mutlaka cehennemliktirler.

48:13 -    Kim Allah'a ve Rasulüne iman etmezse şüphesiz biz, kâfirler için çılgın bir ateş hazırlamışızdır.

66:9 -    Ey Peygamber! Kâfirler ve münafıklarla savaş, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O gidilecek yer, ne de kötüdür!

 

4:56 -Şüphesiz ki âyetlerimizi inkâr eden kâfirleri biz yarın bir ateşe atacağız. Derileri piştikçe azabı duysunlar diye, kendilerine başka deriler vereceğiz. Çünkü, Allah gerçekten çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

 

7:41 -    Onlara cehennemde ateşten bir yatak, üstlerine de (ateşten) örtüler vardır. Biz zalimleri işte böyle cezalandırırız.

 

7:50 -    Cehennemdekiler, cennettekilere: "Bize biraz su akıtın veya Allah'ın size verdiği rızıktan bize de verin." diye seslenirler. Cennettekiler de: "Allah, bunların ikisini de kâfirlere haram kıldı." derler.

 

9:35 -    O gün o altın ve gümüşlerin üstü cehennem ateşinde kızdırılacak da bunlarla alınları, yanları ve sırtları dağlanacak (onlara): "İşte bu kendi canınız için saklayıp biriktirdiğiniz şeydir. Haydi şimdi tadın bakalım şu biriktirdiğiniz şeyin tadını!" denilecek.

 

14:16 -    Ardından da Cehennem vardır, orada kendisine irinli su içirilecektir.

 

14:17 -    Onu yutmaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve her yandan ona ölüm gelecek, fakat o ölemez. Arkasından da çetin bir azab gelecektir.

 

18:29 -    Ve de ki: O hak Rabbimizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Çünkü biz zalimler için öyle bir ateş hazırlamışız ki, duvarları, çepeçevre onları içine alacaktır. Eğer feryad edip yardım isteseler, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. O ne kötü bir içecek ve ne kötü bir dayanma yeri!

 

21:98 -    Siz ve Allah'dan başka taptıklarınız, cehennemin yakıtısınız; oraya gireceksiniz.

21:100 -    Orada onların bir inlemeleri vardır. Bunlar orada (sağır olup) bir şey de işitemezler.

 

23:104 -    Orada dişleri sırıtır halde iken ateş yüzlerini yalar.

 

25:11 -    Fakat onlar o saati (kıyameti) de yalanladılar. Biz ise o saati yalanlayanlara çılgın alevli bir ateş hazırladık.

 

25:13 -    Elleri boyunlarına bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıkları zaman da, oracıkta yok olmayı isterler.

 

35:36 -    İnkâr edenlere gelince, onlara cehennem ateşi vardır. Hüküm verilmez ki ölsünler, kendilerinden biraz azab da hafifletilmez. İşte biz her nankörü böyle cezalandırırız.

 

39:71 -    İnkâr edenler bölük bölük cehenneme sevkedilmektedir. Nihayet oraya vardıklarında kapıları açılır ve bekçileri onlara: "İçinizden size Rabbinizin âyetlerini okuyan, bu gününüzle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?" derler. Onlar da: "Evet geldi" derler. Fakat kâfirler üzerine azab kelimesi hak oldu.

 

88:4 -    Kızışmış bir ateşe girer.

88:5 -    Onlara kızgın bir kaynaktan su verilir.

88:6 -    Onlar için kuru bir dikenden başka yiyecek de yoktur.

88:7 -    O da ne besler, ne de açlığı giderir.

90:19 -    Â yetlerimizi tanımayanlar ise, onlardır işte amel defterleri sollarından verilenler.

90:20 -    Onların üzerlerine bir ateş bastırılıp kapıları kapanacaktır.

 

111:1 -    Ebu Leheb'in elleri kurusun (yok olsun o), zaten yok oldu ya.

111:2 -    Ne malı ne de kazandığı onu kurtaramadı.

111:3 -    (O), alevli bir ateşe girecektir.

111:4 -    Karısı da odun hamalı olarak (onunla beraber girecektir).

111:5 -    Boynunda da hurma lifinden bir ip olacaktır.

 

22:19-22.  “…İnkâr edenler için ateşten elbiseler biçilmiştir. Başlarının üstünden kaynar sular dökülür. Bununla, karınlarının içindeki (âzâları) ve derileri eritilir. Bir de (başlarına vurulmak üzere) onlar için demirden gürzler, topuzlar vardır! Iztıraptan dolayı oradan her çıkmak istediklerinde, oraya geri döndürülürler ve (kendilerine); «Tadın bu yakıcı azâbı!» (denilir).”

 

88-2-7. “O gün birtakım yüzler zelildir. Çalışmış fakat boşuna yorulmuşlardır. Kızışmış bir ateşe atılırlar. Onlara kaynar su kaynağından içirilir. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur. O ise ne besler ne de açlığı giderir.”

 

 

Yeter mi bu kadar ayet? İşte senin sapığın işkenceleri bunlar. Bakalım bu ayetler karşısından kafanı nasıl kuma göreceksin?

 

 

 

 

 

Kâfir üstünü örtmektir, kelime anlamı bu. Senin ve müslümanların yorumuna gelince, neymiş peygambere inanmamakmış. Böyle bir topluma müstehak, eğer kafire herhangi bir konuda üstünü örtmek deselerdi, kendilerininde kâfirler olduklarını kabul etmek zorunda kalırlardı. Kendisine bir söz geldiğinde veya birine acı çektirdiğini farkettiğinde bunu yapmaya devam eden bunları görmezden gelen bunların üstünü örten kâfirdir. Yani bende kafirlik yapıyor olabilirim. Kafirlik. Kâfir ise bunu hayat felsefesi haline getirendir yani herşeyin üstünü örten herşeyi istediği gibi alan, anlayacağın peygamberi reddetmekle uzaktan yakından bir alakası yok. Ayet getirip durma önüme beni sıkıştıramazsın zaten benim yorumumu kabül etçekde değilsin. Bırak istediğim gibi inanayım, ben sana istediğin gibi inan demiyormuyum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...