ludwig 0 Oluşturuldu: Haziran 2, 2008 Raporla Share Oluşturuldu: Haziran 2, 2008 John Locke'a göre devlet insanların canları ve mallarını korumak için oluşturdukları bir toplpumsal sözleşmedir. Devletin asıl görevi polis ve mahkeme hizmetlerini görmek, insanların canını ve malını korumaktır. Toplum bireylerden oluşur ve her birey sadece kendinden sorumludur. İnsanlar kendi ailelerinden başkalarına bakmakla yükümlü değillerdir. Polisler, hakimler, mahkemeler vs. insanlardan toplanan vergilerle finanse edilir. Daha başka insanlar şehirlerin altyapısı, yolları vs içinde yerel yahut merkezi yönetim eliyle, gene vergiler üzerinden fonlar oluşturabilirler. Fakat bundan sonra, devletin haddini aşması ve bir baskı unsuruna dönüşmesi başlayabilir. Bugün liberal/libertaryen sistem taraftarları dışındaki politik görüşler bu yöne yöneliktir. Bazı insanlar devletin insanları zorla kendilerinden koruması gibi bir görevi olmasını ister. Buna örnek, kasksız motosiklet kullanmak yahut uyuşturucu kullanmanın suç olmasıdır. Bunlar devlet eliyle insanın kendi kendine zarar vermesini engellemek adına yapılan haksız bir baskıdır. Bazı insanlar devletin zorla insana faziletli yaşamayı dayatmasını isterler. Mesela homoseksüel yaşam tarzını, yahut flört etmeyi ve evlilik dışı ilişki yaşamayı, kumar oynamayı ve fahişelik yaomayı ceza kapsamına girecek suçlar olarak görmek isterler. Bu da devletin haddini aşması ve bir baskı unsuruna dönüşmesidir. Bazı insanlar da devlet eliyle zorla insanların ortak sadaka fonları kurmasını isterler. Bu insanlara göre zengin insanlar fakir insanlara sadaka borçludur. Bu sadakalar zorla zenginden alınıp fakire verilmelidir. Bu tür düşüncede olan insanlar, insanlardan zorla toplanan vergilerle ortak bir fon oluşturulup, bu fonla fakir insanların faydalandırılmasını isterler. Halbuki insanlardan zorla sadaka toplamak soygunculuktur. Kimse kimseye beleşe para vermek zorunda değildir. İsteyen gönüllü olarak sadaka verebilir yahut hayır kurumu kurabilir yahut onlara bağış yapabilir. Ama devlet eliyle zorla sadaka almak ahlaksızlıktır, soygunculuktur. Bu tür düşüncede olan insanlar, ayrıca insanların zorla devlet eliyle kurulmuş bir sağlık ve emeklilik sigorta sistemine zorla kayıt ettirilip, zorla prim ödetmelerini sağlamak isterler. Bu insanlara göre insanlar kendi geleceklerini kendileri düşünmekten acizdirler, ve özel sağlık veya emeklilik sigortalarına kayıt olmayacak kadar, yahut acil sağlık giderleri için yahut emeklilik için para biriktirmeyecek kadar aptaldırlar. O yüzden devlet bu insanlara sigortayı dayatmalıdır. Bu zihniyetteki insanlar, eğitimin de devlet eliyle ortak bir fon oluşturulup, herkesin zorla bu sisteme kayıt olup, vergiyle finanse edip, çocuklarını da zorla o okullara göndermelerini isterler. Bu tamamen haksız bir baskıdır. Bunu daha ötesinde solcu insanlar işyerlerinin işçilerine en az ne kadar maaş vereceklerini dayatmak isterler. Bunun sonucu sadece istihdamın zarar görmesidir ve ürün fiyatlarının artmasıdır. Bunun öteisnde solcular nihai olarak bütün işletmelerin zorla kamulaştırılması, ve insanların işletme sahibi olmalarını yasaklamak isterler. Onlara göre herkes "eşit" olarak işçi olmalı, kendileri de bu işçiler için neyin daha iyi olduğunu bilen, onlara gerekli olacak ürünlerin ne olduğuna ve nasıl nerde üretileceğine karar verecek bürokratlar olmalıdırlar. Bu tür uç seviyede sol bir devlet tipik olarak, düşünce polisleriyle, kapalı yargı sistemiyle, politik olarak "zararlı" fikir sahibi insanları "buharlaştırmasıyla", ve imkansız bir çabayla milyonlarca insanın ihtiyacını ve çalışma yerini , üretimini öngörerek planlayarak, daha doğrusu planlayamayarak, çünkü imkansızdır, ortaya çıkan kıtlıklar sonucu, hesapta "refah" getirdiği insanların açlıktan ölmesiyle de meşhurdur. Sonuç olarak sosyalizm, zorlama, baskı, temel hak ve hurriyetlerin ihlali, ahkaksızlık ve ahmaklıktır. Link to post Sitelerde Paylaş
SirOrphaned 0 Haziran 2, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 2, 2008 gönderildi Sosyalizm bu yuzyildan itibaren universiteli genclerin ideallerini susleyen bir utopya olarak kalacaktir. simdiye kadar hicbir devrim sosyalizm ve ya komunizm adina yapilmamistir. altinda yatan sebepler o devletlerin farkli durumlariyla ilgiliydi. sonuc olarak birkac ilimli sosyal devlet kuruldu ve yikildi. sosyalizm tek bir idea'ya hitap ettigi icin baskı rejimi olarak gorulebilir, zira olabilir de, kimsenin "aslında biz hoş insanlariz" diye sevimli gorunmeye calisacagini sanmiyorum. koskoca bir duzen yikiliyor, devrim yapiliyor ve toplumun butun kesimlerinin el ustunde tutulmasini mi bekliyecegiz. Link to post Sitelerde Paylaş
Fuzûlî 0 Haziran 2, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 2, 2008 gönderildi Yazıyı özetleyelim. Bu yazı biraz meraklı herkesçe bilinebilecek olan bir klişe üzerine kurulmuş. Klişe şu: İki tür toplumsal düzen vardır: 1-özgürlükçü sistemler (kapitalizm) 2-eşitlikçi sistemler (sosyalizm) Bu kilişe sav, haddini aşarak özgürlük mefhumunu tanımlamaktadır. Bu anlayışa göre özgürlük, mülk edinme özgürlüğünden ibarettir. Sözleşme özgürlüğü, miras hakkı vb kavramlar ise mülkiyet edinme özgürlüğünün ayrıntılardır. eşitlikçi sistemler ise insanın mülk edinme hakkını elinden alarak insanı köleleştirmektedir. Bu yavan iddia temelsizdir. Herşeyden önce özgürlüğün mülk edinme ile aynı anlama geldiği önkabülünü içermektedir. Halbuki bu iddianın delillendirilmesi ve ispatlanması gerekir. Bu ise mümkün değildir. Özgür birey, dilediğini yapma hakkına sahip değildir. zaten yazının başında "can ve malın devlet tarafından korunması" ifadesi özgürlüğün sınırlandırılması gerektiğinin kabülü anlamına gelir. Kimsenin durduk yere insan öldürme hakkı yoktur. yani kişi bu konuda özgür değildir. Yine Ludwig'in yazısına göre, hiçkimsenin, bri diğerinin malına tacavüz etme hakkı da yoktur. Bu da bir özgürlük ihlalidir. Demek ki özgürlükçü ve eşitlik sistemler kategorizasyonu daha baştan hatalıdır. Kapitalizmin ne denli özgürlükçü olduğunu tarihten çok iyi biliyoruz. Sizler, derin devlet, gizli servisler, görünmez çıkarlar uğruna devleti yöneten bir avuç zenginin insanlığa verdiği zararı görmezden gelerek, kapitalizmi makyajlıyorsunuz. Yani ki kapitalizm, insanları yarattığı sanal-gerçekliğe ikna ederek yönetiyor. Ama sosyalistlerin geçici bir süreliğine "iktidara el koyma" iddialarını kölelik olarak nitelendiriyorsunuz. Bu bakışınızın ne denli ideolojik olduğunun göstergesi. Irak'a demokrasi götüreceğiz, Büyük Alman ulusunu yeniden ayağa kaldıracağız, Büyük İsrail devleti ezilmekte olan yahudiler için bir haktır vb. sloganların kölesi olmuş insanların, bu eylemlerin ardındaki gerçek emelleri idrak etmesi mümkün değildir. Gerçeklik, size, her gün medya ve tahrif edici akademik çalışmalar tarafından bir boyalı hakikat olarak sunuluyor. Boyalı hakikat, bir arka sayfa güzeli gibi gözünüze hoş geliyor. Baudrillard okuyun. İyi gelir. Link to post Sitelerde Paylaş
ludwig 0 Haziran 2, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Haziran 2, 2008 gönderildi Fuzuli; eğer ki insanların mülkiyet hakkı olmadığını iddia ediyorsan bunu sen temellendir bakalım. Mademki aksini reddederken delil olmadığını söylüyorsun. Senin delilin nedir mülküiyet hakkı olmadığına? Aslında sosyalistlerin devlet teorisyeni olan JJ Roussaeu ya göre doğal durumda sadece mülkiyet değil hiçbir hak yoktur. Hakları devlet yapay olarak yaratır. Biz bunu reddediyoruz. Link to post Sitelerde Paylaş
thecrow 0 Haziran 2, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 2, 2008 gönderildi Ne bu devlet baskısı kardeşim! Ben de rahatsızım bu durumdan. Amma komünist ülkeyiz yahu. Ağız tadıyla adam doğrayamıyoruz bile. Devletin insan üzerinde baskızı azalmalı ve liberal dünyada insanlar diledikleri gibi cinayet işleyebilmeli. Ha cinayet hakkı olmadığını söyleyenler bunu temellendirip delil göstermeliler tabi... Link to post Sitelerde Paylaş
Fuzûlî 0 Haziran 2, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 2, 2008 gönderildi (düzenlendi) Çok basit sevgili Ludwig. Mallar temel olarak ikiye ayrılabilir. Bunlar: "-Üretim malları -Tüketim malları" dır. Sosyalistlerin kastettiği mülkiyetsizlik, üretim araçları üzerindeki mülkiyetsizliktir. Yani fabrika, makina, hammadde, fabrikanın üzerine kurulduğu toprak, sermaye... Bunların hiçbiri tek bir kişiye veya bir zümreye ait olamaz. Çünkü kimsenin onların varolması sürecinde "özel" bir dahli yoktur. o halde onların mülkiyeinin niteliğinin de özel olması meşru değildir. Bunlara zaman içinde -buraya dikkat- meşrulaştırılmış yönetemlerle el konulmuştur. Üretim, insanın doğal bir faaliyeti. Hayatta kalabilmemiz için üretmek ve bilimi geliştirmek zorundayız. Üretmezsek ölürüz, medeniyetimiz çöker. Üretmek için gereken araçları biz dışımızda buluruz ve hiç kimsenin buna el koyması "meşru" değildir. Kastedilen mülkiyetsizlik, özel mülkiyetin yokluğudur. Mülkler (emlak) kamunundur. kamu devletten ibaret değildir. SSCB özelinde ortaya konmuştur ki büyük, güçlü devlet ve sosyalizm birarada bulunamaz. Bulunmamalıdır. Haziran 2, 2008 tarihinde Fuzûlî tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Kara 0 Haziran 2, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 2, 2008 gönderildi (düzenlendi) Fuzuli; eğer ki insanların mülkiyet hakkı olmadığını iddia ediyorsan bunu sen temellendir bakalım. Mademki aksini reddederken delil olmadığını söylüyorsun. Senin delilin nedir mülküiyet hakkı olmadığına? "Ezme hakkı" gerçekten bir hak ise,o zaman tecavüz de bir haktır?Hırsızlık neden "hak" değildir? Özgürlüğün ön koşulu eşitliktir,aksi takdirde bu sözde "özgürlük" insancıl olmaktan çıkar,diğer insanlar için bir tehlike haline gelir.Böyle bir durumda mağdur insanlar,emekçi halk kitleleri,kendi yaşamlarını çıkmaza sokan,sefilleştiren,sömüren,altüst eden düzeni eleme hakkına sahip olur.İşte budur "hak". Sosyalistlerin kastettiği mülkiyetsizlik, üretim araçları üzerindeki mülkiyetsizliktir. Üretim, insanın doğal bir faaliyeti. Hayatta kalabilmemiz için üretmek ve bilimi geliştirmek zorundayız. Üretmezsek ölürüz, medeniyetimiz çöker. Üretmek için gereken araçları biz dışımızda buluruz ve hiç kimsenin buna el koyması "meşru" değildir. Kastedilen mülkiyetsizlik, özel mülkiyetin yokluğudur. Kesinlikle,güzel özetlemişsiniz. Haziran 2, 2008 tarihinde Kara tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Focus 0 Haziran 2, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 2, 2008 gönderildi Evet sosyalizm; dinsizlik, kafirliktir. Arkadaşın tespitlerine katılıyorum. Link to post Sitelerde Paylaş
Alexios 0 Haziran 2, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 2, 2008 gönderildi Evet sosyalizm; dinsizlik, kafirliktir. Arkadaşın tespitlerine katılıyorum. Bende size katılıyorum, Sosyalizm denen meret insanları dinden çıkarıp cehennemlik kafirler haline getirmek için ortaya konmuş sözde bir düzendir. Asıl amacı İslam'ın gücünü ve otoritesini zayıflatmaktır. Kuranda da denildiği gibi müminleri yoldan çıkarmak isteyen aşağılık kafirler mevcuttur ve olmaya devam edecektir. Ama İslam'ın büyüklüğünü ve ışığını bir defa kavramış kişiler için böyle komunizmmiş sosyalizmmiş saçma sapan oyunlara gelmek söz konusu değildir. Ne güzel anlaşıyoruz değil mi Focus? Sanırım sende bunu anlatmaya çalıştın? Ne biçim bi memlekettir burası yaa.... Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Haziran 2, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 2, 2008 gönderildi Sosyalizmi hangi düzeyde aldığınıza bağlı.. Kölelik de olabilir, mutlu, esen ve özgür yaşamak da.. Burada sosyalizmin topluma müdahalesinin derecesi önemlidir. İnsan olmanın ve insan gibi yaşamanın minumum ortak paydaları nelerdir? Onları saptayabilirsek ve o paydaları kriter alırsak, sosyalizm insanlık için bir tehdit olamaz. Link to post Sitelerde Paylaş
zerdust 0 Haziran 2, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 2, 2008 gönderildi ya su eskı sosyalıst sıstemle hala yasıyanlar var gunumuz dunyasında o eskı sosyalıst dusunce var olamaz gunumuz kosullarına gore bakıs acısını degıstırmelıyız eskıye baglanmıs gencler sol gorusun neden bu kadar gucsuz oldugunun nedenıdır Link to post Sitelerde Paylaş
Alexios 0 Haziran 2, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 2, 2008 gönderildi Babamın bir arkadaşı bir rus hanımefendi ile evlendi, ve onun gibi pek çok rusdan duyuyorum ki mumla arıyolar USSR zamanlarını. Link to post Sitelerde Paylaş
Kara 0 Haziran 2, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 2, 2008 gönderildi Onları saptayabilirsek ve o paydaları kriter alırsak, sosyalizm insanlık için bir tehdit olamaz. Sosyalizm,insanın kendine yakışanı giymesidir."Tehlikeye" kılıf edilebilir;ama bizzat tehlike olamaz zaten. Link to post Sitelerde Paylaş
Rochader 0 Haziran 2, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 2, 2008 gönderildi sosyal olmayi basaramayan toplumlar eninde sonunda dötüne tekmeyi yer. SAYGILAR Link to post Sitelerde Paylaş
untermensch 0 Haziran 2, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 2, 2008 gönderildi sosyalizm/komunizm elestirisi yapabilirsiniz, yapmalısınız zaten. marksizm, gerekirse komunizmin de otesine gecebilmemizi ortaya atar. zaten marx da bu yuzden komunizm hakkında cok az sayfa metin yazmıstır obur yandan; aynı elestirel tavrı kapitalizme karsı gosteremiyorsanız, arkadaslarım, lutfen samimiyetinizi bir gozden gecirin Özgürlüğün ön koşulu eşitliktir,aksi takdirde bu sözde "özgürlük" insancıl olmaktan çıkar,diğer insanlar için bir tehlike haline gelir.Böyle bir durumda mağdur insanlar,emekçi halk kitleleri,kendi yaşamlarını çıkmaza sokan,sefilleştiren,sömüren,altüst eden düzeni eleme hakkına sahip olur.İşte budur "hak". nedir "hak" kavramı. birilerini uydurmus diye kanıksamaya calıstıgımız biseyler degilmidir sanki biz insan dogasını, insan-doga arası iliskileri vs herseyi cozmus yemis yutmusuz da sıra her bireye uygun hakları belirlemeye gelmis e o zaman neye dayanarak o hakları belirliyorsunuz ? kapitalizm urettigi kurgusal gerceklige bizi tutsak ediyor ve su tek soruyu sormak dahi kimsenin aklına gelmiyor bu sekilde hak kavramı oldukca siz hangi ozgurlukten bahsediyorsunuz. toplumu bir askeri askeri hiyerarşi duzenine sokup kontrol etmek dısında neye yarıyor Link to post Sitelerde Paylaş
Kara 0 Haziran 3, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 3, 2008 gönderildi Bu "hak"tan ne anladığınıza göre değişir ubermensch,yasaları kastetmiyorum.Her insanın,diğer insanların özgürlüklerine müdahale etmeden özgür yaşayabilmesi ve bu temelden giden sosyal adaletin doğal bir yansıması,dile getirilişidir kullandığım "hak" kavramı. Link to post Sitelerde Paylaş
untermensch 0 Haziran 6, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 6, 2008 gönderildi (düzenlendi) .Her insanın,diğer insanların özgürlüklerine müdahale etmeden özgür yaşayabilmesi ve bu temelden giden sosyal adaletin doğal bir yansıması evet tam da buna dikkat cekiyorum. "hak" ı bu sekilde tanımlıyorsak; belirleyebilecegimiz tek hak "oldurme hakkı" dır. yasaklayıp yasaklamamanız ayrı mesele kapitalizm ne yapıyor; aç zengini kesecek diye herkese haklar belirlemeye kalkıyor bu uydurulan haklar açın açlıgını, zenginin zenginligi degistirmiyor gercekten samimi bir sekilde dogal olanı dusunmeye calısılsaydı, açın zengini kesme cabasının aslında bizzat dogal olan sonuc oldugunu goreceklerdi Haziran 6, 2008 tarihinde ubermensch tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Kara 0 Haziran 6, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 6, 2008 gönderildi (düzenlendi) evet tam da buna dikkat cekiyorum. "hak" ı bu sekilde tanımlıyorsak; belirleyebilecegimiz tek hak "oldurme hakkı" dır. yasaklayıp yasaklamamanız ayrı mesele kapitalizm ne yapıyor; aç zengini kesecek diye herkese haklar belirlemeye kalkıyor bu uydurulan haklar açın açlıgını, zenginin zenginligi degistirmiyor gercekten samimi bir sekilde dogal olanı dusunmeye calısılsaydı, açın zengini kesme cabasının aslında bizzat dogal olan sonuc oldugunu goreceklerdi Yanlış anladığını düşünüyorum, Bu "hak"tan ne anladığınıza göre değişir ubermensch,yasaları kastetmiyorum.Her insanın,diğer insanların özgürlüklerine müdahale etmeden özgür yaşayabilmesi ve bu temelden giden sosyal adaletin doğal bir yansıması,dile getirilişidir kullandığım "hak" kavramı. Öldürmek,yaşama hakkına müdahaledir.Çoğunluğun hayatı tehdit altında olmadıkça,kimsenin hayatına son verme hakkına sahip değiliz. Kapitalizm bahsettiğini değil,tam tersini yapmaktadır.Senin dilinde konuşursak,Kapitalist düzende yutturulan sözde özgürlük ve "haklar" ile,benim bahsettiğim,"doğal"'ın yansıması olan "hak" olgusu çok farklıdır. Haziran 6, 2008 tarihinde Kara tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts