searcher1 0 Ocak 31, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 31, 2012 gönderildi (düzenlendi) searcher1 senin şu yazdıkların gibilerini görünce mekke müşriklerinden zamane müşriklerine eleştiri babında hiçbir şey değişmemiş diyorum. Eleştirmek, insanın en doğal haklarından birisidir. Tabii ki eleştiri o zamanda vardı, şimdi de var. Önemli olan yaptığım eleştiride haklılık payı var mı yok mu, bunu belirtmen lazım. Var mı yazdıklarımda yanlış bir bilgi? Sadece onu söyle, şurada haksızsın, ben de kanıtlarımı ortaya koyup haklılığımı ıspatlayayım. Sanırım sende peygamberin gibi eleştiriye pek tahammüllü değilsin, peygamberinde kendini eleştirenleri öldürtmekten hiç çekinmemişti. Ocak 31, 2012 tarihinde searcher1 tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
TunBagaTarhan 0 Ocak 31, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 31, 2012 gönderildi Çünkü risk alıp karşılığında kazanacağım bir şey yok. Benim için risk olan sizin için belki kazanımdır, özgürlüktür ne bileyim öyle işte... İyi bakın kendinize. peki kızım neye istiyorsan ona inanmakta özgürsün, malesef inançlar ve inançlılar bu dünyaya zarar verdiği için inanmanı istemem ama seni zorlayarak inanmamanı sağlamakta seni zorlayara inandıran dinler kadar zorbalık olur. o yüzden birşey demiyorum, ancak bu forumda olduğuna göre, ya kafanda sorular var onları gidermeye çalışıyorsun, yada burda 2-3 kişinin fikrini değiştirip cennete bedava uçuş bileti kazanacağını düşünüyorsun. eğer 1. seçenek için burdaysan hoşgelmişsin, emin olabilirsinki buradaki herkes kuranı ve islamı yemiş yutmuştur istediğini sorabilirsin, ama amacın diğeriyse boşuna vakit harcama git iki rekat fazladan namaz kıl derim. sağlıcakla kal.. ha bir de... ben riske edemem demişsin, sen şu an sahip olduğun tek hayatı boşa bir inanç için harcayarak zaten riske ediyorsun. bir canlının dünyaya gelmek için milyarlarca tesadüften geçiyor, babanın yediği portakaldaki proteinden, en hızlı hareket eden sperme kadar, bu kadar tesadüfün üzerine bir başkası değilde sen oluşmuşsun, o yüzden bu hayatın ve kendinin kıymetini bil, onu peygamber olduğunu söyleyen birinin peşinden giderek harcama, sen ne budist ne ateist ne feminist olma, sadece sen kendin ol, hayatın tadını çıkar. inan hayat başkalarının uydurduklarına inanmayarak daha güzel Link to post Sitelerde Paylaş
kaşif 0 Şubat 1, 2012 gönderildi Raporla Share Şubat 1, 2012 gönderildi (düzenlendi) Kuran'ın dili Arapça. Arapça'yı da Arap dilini bilen kişilerin değerlendirmesi doğru olur. Yani Allah Arapça dışında dil bilmediğinden ona bir tercüman lazım öyle mi? Allah bir kitap gönderiyor, insanlar yoldan çıkmasın ve kendisinin kurallarına uysunlar diye... Ama gönderdiği kitabı yorumlamak için de Arapça bilen birilerine ihtiyaç duyuyor. Bunu Allah öngöremiyor mu? Bir de İslam'a göre elde değiştirilmiş(!) kitaplar emsali varken... İşte bu tipik bir Müslüman kıvırmasıdır. Kuran Arapça dışında bir dile tercüme edilemez; anlama için mutlaka Arapça bilmek gerekir. Ha bu arada anadili Arapça olanlar da gayet iyi anlamışlar ki Kuranı vaziyetleri ortada... Yani Allah Arapça dışında dil bilmediğinden ona bir tercüman lazım öyle mi? İşte bu tipik bir Müslüman kıvırmasıdır. Kuran Arapça dışında bir dile tercüme edilemez; anlama için mutlaka Arapça bilmek gerekir. Niye kıvıralım? Hayır yani burda kıvırsak karşılığında kazancımız ne olacak? Rant mı para mı nedir? Kuran 7-8 dilde inseydi inanacak mıydın Allah'a? Kuran'ın arapça olmasının eleştirilmesi artık tutan bir argüman değil, değiştirin bunu. Mesele 7-8 dilde gelmesi meselesi değil. Ben orada "Kuran'ın dili Arapça. Arapça'yı da Arap dilini bilen kişilerin değerlendirmesi doğru olur. " lafın üzerine bu açıklamayı yaptım. Yani sana göre -aslında müslümanlara göre- böyle olduğundan Allah bunu öngörememiş mi dedim. Sen alakasız bir şey yazdın. Şubat 1, 2012 tarihinde kaşif tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Zeynep_ 0 Şubat 1, 2012 gönderildi Raporla Share Şubat 1, 2012 gönderildi Mesele 7-8 dilde gelmesi meselesi değil. Ben orada "Kuran'ın dili Arapça. Arapça'yı da Arap dilini bilen kişilerin değerlendirmesi doğru olur. " lafın üzerine bu açıklamayı yaptım. Yani sana göre -aslında müslümanlara göre- böyle olduğundan Allah bunu öngörememiş mi dedim. Sen alakasız bir şey yazdın. Kuran'ın dilinin Arapça olması, ilgilenmeye değecek bir şey değil. Bir dilin ne gibi bir kerameti, amacı olabilir ki anlaşılır olmak dışında? Fussilet-44: "Eğer biz onu başka dilde bir Kur'an yapsaydık onlar mutlaka, "Onun âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arap bir peygamber öyle mi?" derlerdi. De ki: "O, inananlar için bir hidayet ve şifâdır. İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an onlara kapalı ve anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor (da anlamıyorlar)" Kuran'da zaten kendisinin anlaşılamayacağını biliyor... Bizim bir şey söylememize de gerek yok aslında. Link to post Sitelerde Paylaş
TunBagaTarhan 0 Şubat 1, 2012 gönderildi Raporla Share Şubat 1, 2012 gönderildi Kuran'ın dilinin Arapça olması, ilgilenmeye değecek bir şey değil. Bir dilin ne gibi bir kerameti, amacı olabilir ki anlaşılır olmak dışında? Fussilet-44: "Eğer biz onu başka dilde bir Kur'an yapsaydık onlar mutlaka, "Onun âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arap bir peygamber öyle mi?" derlerdi. De ki: "O, inananlar için bir hidayet ve şifâdır. İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an onlara kapalı ve anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor (da anlamıyorlar)" Kuran'da zaten kendisinin anlaşılamayacağını biliyor... Bizim bir şey söylememize de gerek yok aslında. Kuranda anlaşılmayacak bir durum yok, her şey ortada. biz dinsizler onu apaçık net olarak anlıyoruz, nerede ne yazdığını çok iyi anlıyoruz. ama onu anlamayan sizlersiniz. orada muhammed elma yedim yazıyor, sizler oradan yer çekimi kanununa işaret ediyor diyorsunuz. buyrun size bir örnek “Geceyi, gündüzü, Güneş’i ve Ay’ı yaratan O’dur; her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor.” (Enbiya Suresi, 33) Bunun ister arapçasını ister fransızcasını ister japoncasını okuyun, burada gökyüzüne bakan birinin ayı, güneşi vs zamanla yer değiştirdiğini görüp bu yukardakini yazdığını söyleyecek. ama siz diyorsunuzki burada peygamber taa o zaman yörüngelerden bahsetmiş.... ya güzel kardeşim, peygamber 1400 sene evvel yörüngeden bahsettiğinde, etrafında onu diyenler 'be güzel kardeşim yörünge diye bişey söylüyosun o ne olaki' diye sormamışmı? galileo dünyanın yuvarlak olduğunu ve bir yörüngede döndüğünü keşfedene kadar müslümanlar bu yukarıdaki ayeti nasıl yorumladı peki? onca sene ayette geçen o yörünge kelimesini ne olarak bildiler??? kuran aslında çok basit, düz yazmış adam onu yeme bunu içme şunu yapma, oradan saçma sapan anlamlar çıkaran sizlersniz biz değil. bize göre kuran çok basit ve anlaşılır Link to post Sitelerde Paylaş
Zeynep_ 0 Şubat 1, 2012 gönderildi Raporla Share Şubat 1, 2012 gönderildi (düzenlendi) “Geceyi, gündüzü, Güneş’i ve Ay’ı yaratan O’dur; her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor.” (Enbiya Suresi, 33) Bunun ister arapçasını ister fransızcasını ister japoncasını okuyun, burada gökyüzüne bakan birinin ayı, güneşi vs zamanla yer değiştirdiğini görüp bu yukardakini yazdığını söyleyecek. ama siz diyorsunuzki burada peygamber taa o zaman yörüngelerden bahsetmiş.... ya güzel kardeşim, peygamber 1400 sene evvel yörüngeden bahsettiğinde, etrafında onu diyenler 'be güzel kardeşim yörünge diye bişey söylüyosun o ne olaki' diye sormamışmı? galileo dünyanın yuvarlak olduğunu ve bir yörüngede döndüğünü keşfedene kadar müslümanlar bu yukarıdaki ayeti nasıl yorumladı peki? onca sene ayette geçen o yörünge kelimesini ne olarak bildiler??? Doğru. Bugün kabul ettiğimiz anlamda "yörüngeden" bahsedilmiyor elbette. فَلَكٍ (Felekin) gökyüzü, felek demek. Gökyüzü kelimesi, çeviride yörünge olarak tercüme edilmiş. Doğrusu şöyle; "Geceyi ve gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı yaratan O'dur. Hepsi feleklerinde (gökyüzünde) yüzerler." Şubat 1, 2012 tarihinde Zeynep_ tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
ziobelle 0 Şubat 1, 2012 gönderildi Raporla Share Şubat 1, 2012 gönderildi William Shakespeare'in eserlerini yazdığı anadili İngilizcenin ruhundan, başka bir dile kim tercüme edebilir..Kuranda yazılanlar edebi bir eserse yazıldığı dilden tercüme edildiğinde elbette yavan kalır.. Link to post Sitelerde Paylaş
bebe_ruhi 0 Şubat 1, 2012 gönderildi Raporla Share Şubat 1, 2012 gönderildi kuranın gayet tabı kopyası yazılır. Link to post Sitelerde Paylaş
placebo 0 Şubat 1, 2012 gönderildi Raporla Share Şubat 1, 2012 gönderildi (düzenlendi) Doğru. Bugün kabul ettiğimiz anlamda "yörüngeden" bahsedilmiyor elbette. فَلَكٍ (Felekin) gökyüzü, felek demek. Gökyüzü kelimesi, çeviride yörünge olarak tercüme edilmiş. Doğrusu şöyle; "Geceyi ve gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı yaratan O'dur. Hepsi feleklerinde (gökyüzünde) yüzerler." Vay be ! Şu müslümanlar ne bilgili insanlar oluyorlar arkadaş.. O yüzden dünya aya, bunlar yaya.. Madem Kuran'ın ışığıyla bilimsel bazı bilgilere böylesine kolaylıkla ve ta fi tarihinde ulaştınız ,neden adınız hiç bilimle bir arada anılmaz da hurafelerle anılır, bre gafiller... LoL....hatta lmao Şubat 1, 2012 tarihinde placebo tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
TunBagaTarhan 0 Şubat 2, 2012 gönderildi Raporla Share Şubat 2, 2012 gönderildi Doğru. Bugün kabul ettiğimiz anlamda "yörüngeden" bahsedilmiyor elbette. فَلَكٍ (Felekin) gökyüzü, felek demek. Gökyüzü kelimesi, çeviride yörünge olarak tercüme edilmiş. Doğrusu şöyle; "Geceyi ve gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı yaratan O'dur. Hepsi feleklerinde (gökyüzünde) yüzerler." Zeynepçim kendi kalene gol atıyorsun,işte sizler hep bunu yapıyorsunuz, işinize geldiği yerde gökyüzü kelimesini yörünge diye tercüme ediyor ve bakın kuran 1400 sene önce yörüngelerden bahsetti yalanı ile insanları kandırıyorsunuz. yahu madem kuran 1400 sene evvel yörünge dedi o zaan neden müslümanlar galile yi bekledi diye sorduğumda da, aslında o yörünge değil, gökyüzü demeyi de çok güzel beceriyorsnuz.. bah güzel kardeşim 'felekin' kelimesine gökyüzü diyende yörünge diyende ben değilim, sizlersiniz. önce siz bir karar verin, sonra bize söyleyin.. işte kurandan uydurarak çıkardığınız bütün mucizeler bu yörünge kadar boş.. Dr House ın bir sözü geldi aklıma. anlayana muhteşem bir sözdür. if you could reason with religious people there would be no religious people – house şayet dindarlarla fikir telakisi yapılabilseydi, ortada dindar kalmazdı - house Link to post Sitelerde Paylaş
TunBagaTarhan 0 Şubat 2, 2012 gönderildi Raporla Share Şubat 2, 2012 gönderildi Link to post Sitelerde Paylaş
bebe_ruhi 0 Şubat 2, 2012 gönderildi Raporla Share Şubat 2, 2012 gönderildi geceyi gunduzu yaratma olarak goruyordu muhammed o zaman yani iki farklı sey sanıyordu ama nereden bilsin dünya yuvarlak ti ve dünyanın dönmesi ile oluyordu. Tepede yer değiştiren az ve güneş icin sallama yapmak kolay nasil olsa Link to post Sitelerde Paylaş
Zeynep_ 0 Şubat 2, 2012 gönderildi Raporla Share Şubat 2, 2012 gönderildi Yörünge’nin o dönemlerde bilinmesi mümkün değildir. Felek, Kuran meallerinin çoğunda yörünge olarak yorumlanıyor oysa bilinen sözlük anlamı, sema, gökyüzü. Peki neden yörünge olarak çevrilmiş olabilir? Bence feleğin, yörünge olarak tercüme edilmesinin sebebi “yesbuhune” يَسْبَحُونَ (yüzüyorlar) ile ilgili bir durum. Kısacası feleğin gerçek anlamı; sema, gökyüzü. Link to post Sitelerde Paylaş
searcher1 0 Şubat 2, 2012 gönderildi Raporla Share Şubat 2, 2012 gönderildi Gökyüzü atmosferin görünen kısmıdır, bu anlamıyla güneş ve ay atmosferin en alt tabakasında mı yüzüyorlardı? Arapça'da o devirde uzay anlamına gelen bir yoktu herhalde, çünkü arapların uzaydan haberi olduğunu sanmıyorum. Link to post Sitelerde Paylaş
TunBagaTarhan 0 Şubat 2, 2012 gönderildi Raporla Share Şubat 2, 2012 gönderildi Peki neden yörünge olarak çevrilmiş olabilir? Bence feleğin, yörünge olarak tercüme edilmesinin sebebi “yesbuhune” يَسْبَحُونَ (yüzüyorlar) ile ilgili bir durum. feleğinin yada yesbuhunenin yörünge olarak çevrilmesinin sebebi insanları kuranda mucizeler olduğuna inandırmaktır. kuranda 1 tane bile ayet yoktur ki üzerine yorum katılmadan günümüzdeki bilimsel bir buluşu işaret etsin. atomun parçalandığını gösterdiği iddia edilen ayeti normal bir insana 1500 kere de okutsanız ordan o anlamı çıkarmaz, ama bunu birinden duyarsa inanır. babasından amcasından kuranda atomun parçalandığı yazıyor sözünü duyan çocuk buna inanır, ama açsa kendisi okusa o ayeti 1000 kerede okusa orda öyle birşey olmadığını görecektir. müslümanların sorunuda bu zaten. okumuyorlar sadece dinliyorlar. zaten okusalar müslüman ülkeler şu sefil halde olmazlardı. Link to post Sitelerde Paylaş
kaşif 0 Şubat 2, 2012 gönderildi Raporla Share Şubat 2, 2012 gönderildi Kuran'ın dilinin Arapça olması, ilgilenmeye değecek bir şey değil. Bir dilin ne gibi bir kerameti, amacı olabilir ki anlaşılır olmak dışında? Fussilet-44: "Eğer biz onu başka dilde bir Kur'an yapsaydık onlar mutlaka, "Onun âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arap bir peygamber öyle mi?" derlerdi. De ki: "O, inananlar için bir hidayet ve şifâdır. İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an onlara kapalı ve anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor (da anlamıyorlar)" Kuran'da zaten kendisinin anlaşılamayacağını biliyor... Bizim bir şey söylememize de gerek yok aslında. Peki bu ayetlerde ne demek istiyor? Mâide Sûresi 15 - Ey kitap ehli! Artık size elçimiz (Muhammed) gelmiştir. O, kitabınızdan gizleyip durduğunuz gerçeklerden birçoğunu sizlere açıklıyor, birçoğunu da affediyor. İşte size Allahtan bir nur ve apaçık bir kitap (Kuran) gelmiştir. Fussilet Sûresi 3 - Bu, bilen bir toplum için Arapça bir Kuran olarak âyetleri genişçe açıklanmış bir kitaptır. Zuhruf Sûresinin 2,3 - Apaçık Kitaba andolsun ki, iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kuran yaptık. Bakara Sûresi 99 - Andolsun, biz sana apaçık âyetler indirdik. Bunları ancak fasıklar inkâr eder. Nisâ(*) Sûresi 174 - Ey insanlar! Size Rabbinizden kesin bir delil (Hz. Muhammed) geldi ve size apaçık bir nur (Kuran) indirdik. Yani Kuran'da yukarıda ve daha birçok ayette Kuranın apaçık bir kitap olduğundan bahsediyor. Sen ise "Kuran kendisinin de anlaşılamayacağını söylüyor" diyorsun. Çelişkiye düşüyorsun. Link to post Sitelerde Paylaş
Zeynep_ 0 Şubat 2, 2012 gönderildi Raporla Share Şubat 2, 2012 gönderildi Yani Kuran'da yukarıda ve daha birçok ayette Kuranın apaçık bir kitap olduğundan bahsediyor. Sen ise "Kuran kendisinin de anlaşılamayacağını söylüyor" diyorsun. Çelişkiye düşüyorsun. " İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an onlara kapalı ve anlaşılmaz gelir." ifadesi için demiştim. Link to post Sitelerde Paylaş
Zeynep_ 0 Şubat 2, 2012 gönderildi Raporla Share Şubat 2, 2012 gönderildi Gökyüzü atmosferin görünen kısmıdır, bu anlamıyla güneş ve ay atmosferin en alt tabakasında mı yüzüyorlardı? Arapça'da o devirde uzay anlamına gelen bir yoktu herhalde, çünkü arapların uzaydan haberi olduğunu sanmıyorum. En azından kafalarını kaldırıp gökyüzüne bakmayı biliyolardır değil mi? Link to post Sitelerde Paylaş
materyalistyobaz 0 Şubat 2, 2012 gönderildi Raporla Share Şubat 2, 2012 gönderildi Benzerini yazmak gerçekten zordur. Bu kadar deli saçması masalı, zırvayı bir araya nasıl toplayacaksın. Link to post Sitelerde Paylaş
Zeynep_ 0 Şubat 2, 2012 gönderildi Raporla Share Şubat 2, 2012 gönderildi feleğinin yada yesbuhunenin yörünge olarak çevrilmesinin sebebi insanları kuranda mucizeler olduğuna inandırmaktır. kuranda 1 tane bile ayet yoktur ki üzerine yorum katılmadan günümüzdeki bilimsel bir buluşu işaret etsin. atomun parçalandığını gösterdiği iddia edilen ayeti normal bir insana 1500 kere de okutsanız ordan o anlamı çıkarmaz, ama bunu birinden duyarsa inanır. babasından amcasından kuranda atomun parçalandığı yazıyor sözünü duyan çocuk buna inanır, ama açsa kendisi okusa o ayeti 1000 kerede okusa orda öyle birşey olmadığını görecektir. müslümanların sorunuda bu zaten. okumuyorlar sadece dinliyorlar. zaten okusalar müslüman ülkeler şu sefil halde olmazlardı. Mucize olduğuna inanlar olduğu gibi inanmayanlar, saçma sapan yorumlayanlar olduğu gibi, olduğu gibi görenler de var. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts