Tiglath 0 Kasım 11, 2019 gönderildi Raporla Share Kasım 11, 2019 gönderildi İntihar ederken eş zamanlı mensup olduğunuz dine itaat etmeyenleri öldürürseniz tüm dinler sizi cennete gönderir. Ama sadece kendinizi öldürürseniz cehenneme gönderir. Ölümü bile ranta çevirirler. Dinler akıl hastalığıdır. Link to post Sitelerde Paylaş
ck789 0 Kasım 11, 2019 gönderildi Raporla Share Kasım 11, 2019 gönderildi canlı bomba olaylarını kast ediyorsanız tartışmalıdır. bunlar sonradan tartışmalı fetvalar ile ortaya çıkmıştır. kaynak batı merkezli belgesel hypernormalization youtube da alt yazılı bulabilirsiniz. bu fetvalar ne kadar kabul görüyor bilmiyoruz. Link to post Sitelerde Paylaş
jim-jack 0 Kasım 11, 2019 gönderildi Raporla Share Kasım 11, 2019 gönderildi Slm, ben almanyada yasiyorum ve burada insan saglikli iken pasif ötenazi ya riza icin kagidi (almancasi Patientenverfügung) imzalayip en yakinlarina birakabiliyor. Yani ölümcül bir hastalikta bir makinaya baglanmadan ve hayati uzatacak müdahalenenin olmamasi icin saglikliyken kendinizin imzalaniz gerekir. Türkiyede böyle bir uygulama varmi? @Tiglath fikrine katilmiyorum, cünkü sucsuz insanlarda gümbürtüye gidiyor. Bence daha cok bombayi patlatan kisi cehennemi haketmistir. Link to post Sitelerde Paylaş
Smile Buddha 0 Kasım 11, 2019 gönderildi Raporla Share Kasım 11, 2019 gönderildi (düzenlendi) 5 dakika önce, jim-jack yazdı: Slm, ben almanyada yasiyorum ve burada insan saglikli iken pasif ötenazi ya riza icin kagidi (almancasi Patientenverfügung) imzalayip en yakinlarina birakabiliyor. Yani ölümcül bir hastalikta bir makinaya baglanmadan ve hayati uzatacak müdahalenenin olmamasi icin saglikliyken kendinizin imzalaniz gerekir. Türkiyede böyle bir uygulama varmi? @Tiglath fikrine katilmiyorum, cünkü sucsuz insanlarda gümbürtüye gidiyor. Bence daha cok bombayi patlatan kisi cehennemi haketmistir. pasif ötenazide uyuşturucu verilmeden ölüme terkediliyorsa ona karşıyım. Normal ölümden bir farkı kalmıyor.Acı çekerek bağıra bağıra mı öleceğiz? O uygulamayı Türkiye de dedeme yapmışlardı zaten. Kasım 11, 2019 tarihinde mirasyedi tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
jim-jack 0 Kasım 11, 2019 gönderildi Raporla Share Kasım 11, 2019 gönderildi @mirasyedi aslinda almanyada kanunen ötenazi yasak. Isvicrede serbest galiba. Ama bu dogal olan sey hic bir müdahele olmadan ölüme terkedilmeye "pasif ötenazi" deniliyor. Agrilar icin ilac alinabiliyor orda problem yok. Biraz karisik konu insan belki o anda konusmak istiyor fakat konusamiyor. Zaten onun icin saglikli iken bu karari vermeniz gerekiyor. Allah kimseyi bu duruma düsürmesin. Link to post Sitelerde Paylaş
Smile Buddha 0 Kasım 11, 2019 gönderildi Raporla Share Kasım 11, 2019 gönderildi 1 dakika önce, jim-jack yazdı: @mirasyedi aslinda almanyada kanunen ötenazi yasak. Isvicrede serbest galiba. Ama bu dogal olan sey hic bir müdahele olmadan ölüme terkedilmeye "pasif ötenazi" deniliyor. Agrilar icin ilac alinabiliyor orda problem yok. Biraz karisik konu insan belki o anda konusmak istiyor fakat konusamiyor. Zaten onun icin saglikli iken bu karari vermeniz gerekiyor. Allah kimseyi bu duruma düsürmesin. Bizde de ötenazi yasak. Ben başvurdum. TBMM kararı yok dediler. Tedavisi yoksa alın bunu eve götürün diyorlar. Ağrı kesici filan vermiyorlar.Bağıra bağıra ölüme terkediyorlar. Link to post Sitelerde Paylaş
Cilehane 0 Kasım 12, 2019 gönderildi Raporla Share Kasım 12, 2019 gönderildi 19 saat önce, haci yazdı: ÖTENAZİ Ölümün belli bir standardı yoktur. Hep aynı ölünmez. Herkes için ayrı bir ölüm vardır. Aynı kazada da ölseler, aynı koşullarda da, ölüm herkes için az çok farklıdır. İnsanlar doğal olarak yaşamlarını kaybedebilirler veya çeşitli nedenlerden dolayı ölebilirler. Kimileri isteyerek ölüme koşarken, bazılarının canı zorla alınır. Birçok insan için ise ölüm, son çaredir. Çünkü artık umut yoktur. Yaşamın bir anlamı kalmamıştır. Ya da öyle hisseder insan kendini. İzlenimi öyledir. Umutsuzluğun pençesine düşmüştür. Geleceği düşünemez, planlayamaz. Düştüğü çaresizliğin yaşamının sonuna kadar sürecek karanlık günleri olduğuna inanmıştır. O andan sonraki her anının daha aydınlık olmaya başlayabileceğini düşünemez. Ölüm elbette bir şölen değildir. Ama yine de bir tür veda törenine tabi tutulabilir. Ölüm döşeğinde ölümle tanışıldığı sanılır. Nedir ölüm döşeğinde tanışılan? Döşekte yatanın ve döşeği kuşatanların karşılaşacaklarını umdukları olgu ölümdür belki ama, nedir algılanan? Ölüm müdür? Hayır.. Ölüm olamaz güçlü bir his olarak algılanan, ürperten ve korkutan şey.. Bu garip his yaşamla ilgili olmalıdır.. O ana kadar kimse yaşamı bu şekilde bir duygu olarak algılamamıştır. Bu, ölümün tehdidi karşısında yepyeni bir kılığa bürünüp aczini anlayarak, kendini her türlü mutlu ve neşeli duygulardan arındıran mütevazi bir yaşamdır. İleriye, geleceğe dönük değildir.... Mutluluk, sevinç, neşe, sevgi ve aşk, geçmişte yaşanmıştır. Gelecek yoktur. Yalnız geçmiş vardır. Ölümle karşı karşıya kalan herkes tarafından algılanan bu olgu yaşam değil, ölüm olmalıdır. Ölüm ağrılı bir sonla geliyorsa bir kurtuluştur. Ölen tarafından arzu ediliyorsa özgürlüktür. Evet.. Arada bir rahatlıktır, huzurdur, kurtuluştur ölüm. Kurtulan için şölen değildir. İstenen bir sondur. Şölen yalnız yaşayanlar içindir. Ölen için bir şölen bile olsa ölüm, yaşayanlar tarafindan kutlanmak zorundadır. Yaşayan için ölüm bir şölen olamaz... Onu kimle ve nasıl kutlayacaktır? Ne ölen için bir şölendir ölüm, ne de yaşayan. Ölüm kimse için bir şölen değildir. Ama olmalıdır! Arada bir insanlar yaşamın zulmünden kurtulmak, ölmek, yok olmak isterler. Mahkum edildikleri korkunç cezanın sona ermesini beklerler. En büyük son arzu ve umutları ölerek özgürlüğe kavuşmaktır. Kendilerini özgürlüğe kavuşturacak bir kurtarıcı ararlar. Bu koşullarda kurtarıcı bulmak olanaksızdır. Kimse kurtarıcı olmak istemez. Çünkü kimse ölümün sevincini paylaşmak istemez. Hem zaten ölüm bir şölen değildir ki! Ne başaracıktır kurtarıcı? Bu şöleni kimle kutlayacaktır? Zulümden kurtaracağı yaşamayacaktır ki. Ölüm şölen değildir. Herşeye rağmen bu ölüm gerçekleştirilmeli ve kutlanmalıdır. Çünkü bu ölüm rastgele bir ölüm değildir. Bu ölüm ötenazidir. İki türlü ötenazi vardır. Biri aktif ötenazi olarak bilinir. Diğeri ise pasif ötenazidir. Bunlar arasındaki farkı çoğumuz bilmeyiz. Çünkü insanların hepsi sonunda mutlaka ölecekleri halde, bu tür sorunlarla ilgilenmek istemezler. Bu iki ötenazi arasında yapay bir ayrım vardır. İnançların, dinlerin, geleneklerin çizdiği bir sınırdır bu ayrım. Bu aynı zamanda insan vicdanının da çizdiği bir sınırdır. Bu sınırın bir tarafında kabul edilir, günah olmayan ötenazi vardır ve hemen her zaman ve her yerde pratik edilir. Sınırın öte tarafında ise, uygulaması hem günah olan, hem de yasal olmayan ötenazi yer alır. Kanunların yasakladığı ötenazi hem çok daha insancıldır, hem de sofistike ve çağdaş.... Ötenazi, kendi isteği üzerine bir insanın yaşamına, çekmekte olduğu tahammül edilmez ızdırabına son vermek amacı ile yapılan, öldürücü (letal) bir müdahaledir. Moral açıdan bir insanı öldürmek değildir. Cinayet değildir, yani. Ama din ve yasalar önünde nerdeyse cinayetle özdeş, büyük bir günah ve suçtur. Kur’an’da intihar gibi yeri ve tanımı yoktur. İslam’da canı veren ve alanın yalnız Allah olduğu kabul edildiğinden, intihar etme Allah’a eş koşma olarak değerlendirilir. Bu nedenden dolayı bağışlanmayan bir günahdır. Birisinin kendisini öldürmesine yardım etmek olan ötenazinin de, Allah’a eş koşma olarak kabul edileceğinden, intihar kadar günah olduğu ileri sürülebilir. Hem dinler, hem bir iki istisnası dışında bütün ülkelerdeki yasalar, hem de insan toplumlarının çoğu tarafından yasaklanan bu ötenazi türü için “aktif ötenazi” terimi kullanılır. Hastanın isteği üzerine ölüm önceden planlanır ve zamanı gelince hastanın bu isteği ona acı çektirmeden gerçekleştirilir. Aktif ötenazi merhamet öldürmesidir. Bir insanın yaşamını, kendi isteği üzerine, hasta henüz aklını ve bilincini yitirmemişken, insanca sonlandırmaktır. Umutsuz bir hastalığı olan ve büyük acılar ve sıkıntılar içinde ölmekte olan hastaya rahat, ağrısız ve huzur içinde ölmesi için son müdahaleyi yapmaktır. Bazı durumlara, eğer hastanın elinden geliyorsa, ağrısız ölümün nasıl yapılacağını hastaya tarif etmek ve intiharını kolaylaştırmak mümkündür. Bu konuda yazılan kitaplar bile vardır. Final Exit gibi.. Bir de pasif ötenazi vardır.. Ülkemizde bu en çok pratik edilen ötenazi şeklidir. Bu ötenazi din ve yasalara göre günah ve suç değildir ama, ahlak olarak oldukça şüpheli bir ötenazi türüdür. Pasif ötenazi ölmekte olan bir insana müdahale etmemek ve ölmesine izin vermektir. Yayınladığım bir öyküde Hilmi Bey boğaz kanserinden yakınıyordu. Kanser ilerlemiş, kafa tasına, beyne doğru sinirleri izleyerek tırmanıyordu. Hilmi Bey müthiş ve dayanılmaz ağrılar içinde kıvranıyordu. Kız kardeşi ve ailesi dinsel nedenlerden dolayı kendisine morfin verilmemesinde ısrar ediyorlardı. Hilmi Bey yaşamının son günlerine geldiğini anlamış ve doktordan kendisini öldürmesini istemişti. Korkunç ağrılara tahammül edemiyordu artık, Hilmi Bey. Mevcut yasalar ve hastanın ailesinin tutumu karşısında doktor nasıl bir tutum izleyebilirdi? Damarına kuvvetli bir zehir veya yüksek doz sedatif enjekte ederek, onu hızla ve daha fazla acı çekmeden öldürebilirdi. Böyle mi yapmalıydı? Yoksa bütün tedavisini ve yapay beslenmesini durdurup, daha uzun bir sürede ve yavaş bir şekilde ölmesine mi izin vermeliydi? Hastaya hiç müdahale etmemesi ve daha çabuk ölümüne izin vermesi, hastanın acılarını gidermeyecek ve hatta belki de hastanın ölümünü yeterince kolaylaştırmayacaktı. Sadece ölümün uzun bir agoni şeklinde gerçekleşmesine neden olacaktı. Hastanın ölümü zaten kesindi. Bu durumda doktor ne yapabilirdi? Halbuki damarına morfin enjekte ederek onun hızla ve acı çekmeden ölmesine yardım etmesi mümkündü.. Bu çok daha insancıl bir atılım değil miydi? Hastanın bir hafta daha acı ve ızdırap çekmesini önleyebilirdi. Ama buna teşebbüs edemeyeceğini biliyordu doktor. Hem kanunlar, hem de din ve hastanın ailesi önünde suçlu ve sorumlu bir duruma düşmek istemiyordu. Aksini yaparsa mesleğini tehlikeye atmış olacaktı. İlaçları, suyu ve gıdası kesilen hastanın başında onun ölümünü beklemekten başka yapacağı fazla bir şey yoktu doktorun. Bu gibi durumlarda, kanunlara ve hastanın dinine rağmen, hastanın isteği yerine getirilmeli midir? Hangi yaklaşımın uygulanması gerektiği konusunda yorumda bulunabilir misiniz? Yaşamak nasıl bir haksa ölmekte bir haktır. Bu durumda olan birine doktorun yeterli miktarda morfini enjekte edip hastanın yaşamını sonlandırması bence çok etik ve insani bir davranıştır. O kişi ızdırap çekip acı içinde inlerken yakınları da mahvoluyor hastada mahvoluyor sonuçta. Ayrıca benim bana göre çok mantıklı ama benim haricimde herkes için aptalca olan bir fikrim var. O da şu ki; Akli dengesi yerinde olan yetişkin herkesin sorgusuz sualsiz ötenazi hakkı olmalıdır. Dünyada nüfus yeterince fazla, bırakalımda en çok yaşamak isteyenler hayatta kalsın. Ruhen ve bedenen en sağlıklılar yaşamı devam ettirsin. Fiziken sağlıklı bir kişi ötenazi düşünüyorsa, ne kendisine ne başkasına ileride yararı olmaz. O kişiye psikolojik sosyolojik vs.. destek verip tedavi edip topluma kazandırmaya çalışana kadar yaşamaya gönüllü olanlara yatırım yapmak daha mantıklı. Hayatından en az 1 kere intihara kalkışmış ya da bunu aklından geçirmiş bir kişinin tehlikeli olduğunu düşünüyorum, eninde sonunda bunu yapabilir. Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Kasım 16, 2019 gönderildi Yazar Raporla Share Kasım 16, 2019 gönderildi (düzenlendi) anlatılan tüm fikirlere saygımız var ancak kokain morfin vb maddelerin tarihi yenidir.yani bunlar bulunmadan hipnotize etme vb diğer metotlar ile açık ameliyatlar yapıldığı anlatılmaktadır insanlık tarihi malum morfin ağrı kesici vb şeylerden çok daha eski ve insanlar var olduğundan bu yana ölüyorlar okuduğum sanırım psikolojik bir test olacak bir kişiye gözü açık iken narlanmış kızgın bir demir gösteriliyor ve adama az sonra bu demir ile kolunu dağlayacağız derler gözlerini kapatırlar kızgın demiri koluna oldukça yakınlaştırırlar ancak asla temas yoktur adamın o kolu kızgın demir bastırılmış gibi su topluyor yanıyor hipnoz gibi ve bu gibi olayla gösterir ki her şey insanın düşüncesinde hayal ettiğinde olup bitmektedir zaten insan bedeni korku yaralanma doğum vb hem psikolojik ve hemde fiziksel ağrı kesiciler ile donanmıştır bir çok kazada yaralamada kurşunlamada kişi ilk anda acı sızı duymuyor sonra kurşunu gördüğünde kesiği gördüğünde acı hissetmeye başlıyor ölüme bakışımız hastalığa bakışımızda onun acısını dindirebilir veya çoğaltabilir diye düşünüyorum çok yakınları ölen ağlayan acı duyan insanlar gördüm ölüme bakışları çok olumsuzdu belli bir konuşmadan sonra ağlamalarını kestiklerini daha dayanıklı daha normal ölüme yaklaştıklarını gördüm en büyük acı ümitsizliktir batıda ve bizde de sanırım böyle uygulamalar var hastanelerde yatan umutsuz hastaları ziyaret eden din adamları psikologlar vb görevlilerin bu hastalara bu gün daha iyisiniz yarın daha iyi olacaksınız emin olun bunu yeneceksiniz gibi motivasyonlar ile hastaların iyileşmelerinin artığı görülmüştür *** ölüme bakışın acımızı nasıl yönlendirdiğine dair bir misal vermek istiyorum ha tam uyar uymaz bilmiyorum ama bana göre uyuyor: paraşütle uçaktan atlayan biri paraşütle ineceğini düşündüğü için atlamaktan korkmaz ancak elli süre sonra şayet paraşüt açılmazsa korkmaya başlar paniklemeye başlar ancak tam ümitsiz değildir zira yedeği vardır şayet yedeği açılırsa korku izale olur aşağı iner ancak oda açılmazsa korkusu zirveye ulaşır düşüp parçalanacağını düşünür aşağı hızla düşer tam yere çakılma noktasında paraşüt ipleri bir ağaca takılır askıda kalır bu sefer artık korku panik yok olmaya başlar ancak ya ağaçtan düşsem yada askıda kalsam diye endişe eder az sonra ipler yavaş yavaş açılır aşağı inmeye başlar ayakları toprakla buluştuğunda tatmin zirvededir zerre korku yoktur ebedi bir hayata dirilmeye imanın ölüm acısını korkusunu tedavi edici , azaltıcı bir yanı olduğunu düşünmekteyim Kasım 16, 2019 tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Kasım 16, 2019 gönderildi Yazar Raporla Share Kasım 16, 2019 gönderildi (düzenlendi) canlı bomba olayının tartışması bence olmaz. bence derken okuduğum ayetlerden böyle anladım yani malum ayetlerde yaksız yere bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş,bir insanı ihya eden tüm insanları diriltmiş gibidir diyen bir kitabın mensubu kendini patlatacak bir sürü alakasız masum sivil çocuk ölecek sonrada cevaz verilecek ben mantıken şöyle bir sıralama yapıyorum: 1.kendisini yaşatmak için başkasını öldürmek: misal böbrek hastasısınız başka sağlam birini öldürüp böbreklerini alıyorsunuz bu fıtraten büyük suçtur 2.başkasını yaşatmak için gerekirse kendini feda emek: yüzme bilmeyen boğulmakta olan birini gören ve yüzme bilen biri düşünmeden suya atlar o kişiyi kurtarır ancak kendisi boğulur bu diğer gamlığın zirvesidir. tabii fıtraten o kişi ölmek için gitmedi hem kendi sağ kalacak hemde ölmekte olanı kurtaracak ancak elinde olmayan sebeble öldü bana göre şehittir 3.hem kendi yaşayacak hemde başkasını yaşatacak: bir böbreğini ölmekte olan böbrek hastasına vermek veya ciğerini vermek: asıl olan budur 4.kendini öldürürken başkasınıda öldürmek: bu en büyük vahşet ve günah olanıdır.islamın ruhuna en aykırı olanıdır canlı bomba işte bu 4. maddeye tabiidir bunu savunmak imkansızdır işid deaş benzeri gruplar ayetten çok zayıt hadislere dayanırlar ve bazı ayetlerin de çarpıtarak tefsir ederler işte düşmana korku salmak filan *** intiharın Kur'an da açıkça tanımlanmadığına dair mesajlar var bence doğru değil zira açıkça kendilerinizi öldürmeyiniz ayeti var bu ifade içinde hem birbirinizi hemde bizzat kendinizi ifadesi mündemiçtir:) bu mündemiç kelimeside pek havalı ve anlaşılmaz kaçtı ama burdakilerin rahatlıkla anlayacağından eminim misal: fotoğraf çekimi yasak olan bölgede şöyle yazı olsa: burda kendilerinizi fotoğraflmak yasaktır dense hem birinin diğerini çekmesi hemde kendi kendini çekmesi dahil hepsi yasaktır zira foto çekme eylemi hem başkasına hem kendine dönebilen bir eylemdir intiharı yasaklayan ayet "4/29: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَأْكُلُٓوا اَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ اِلَّٓا اَنْ تَكُونَ تِجَارَةً عَنْ تَرَاضٍ مِنْكُمْ وَلَا تَقْتُلُٓوا اَنْفُسَكُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ بِكُمْ رَح۪يمًا Ey o bütün iyman edenler! Mallarınız aranızda batıl behanelerle yemeyin, kendiliğinizden rızalaşarak akdettiğiniz bir ticaret olmak başka, kendilerinizi öldürmeyin de, Allah size cidden bir rahîm bulunuyor " arapçada nefs bizzat kendi manasınada gelir yani ingilizcede self anlamında self servis dendiğinde kendi kendine hizmet manası var veya dünya hem kendi etrafında hemde güneş etrafında döner yani dönerek dolanır rotate and revolition arapçada bu ifade : " تدور الأرض حول نفسها dünya kendi etrafında döner ifadesi nefs ile adlandırılmış " insanda dünyanın iki hareketi gibi öldürme hususunda iki harekete sahip hem kendini öldürebilir hemde başkasını enfusekum esasen önce kendinizi öldürmeyenin sonra başkasını manasını taşır zira dünyanın güneş etrafınfaki hareketi esasen kendi etrafında dönüşünün uzatılmış halidir bu yüzden kendini öldürmeyen kişi kolay kolay başkasını da öldürmez zira ruh öz olarak kendi ile diğeri arasında fark yoktur kendini öldüren rahatlıkla başkasınıda öldürebilir Kasım 16, 2019 tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Kasım 16, 2019 gönderildi Yazar Raporla Share Kasım 16, 2019 gönderildi son mesajda bir şeyi unutmuşuz yasak bölge de foto çekmede hem kendinizi hem de başkasını fotoğrafamak yasaktır ancak aynı anda özçekim ile hem kendini hem de diğerlerini fotoğraflamakta yasaktır ki bu yasağı ikiye katlar bence. o yüzden kendini patlatarak başkasınıda öldürme olan canlı bomba bir nevi bu son seçeneğe tabiidir ve suçu da günahıda o derece katlanır. zira ayet hem kendini hem başkasını öldürmeyi yasaklamış sen canlı bomba ile ikisini birden çiğnemiş olursun ki ceza artırımı olur. Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Kasım 23, 2019 gönderildi Yazar Raporla Share Kasım 23, 2019 gönderildi intihar hem vicdani hem insani hem etik hem aklen hem dinen cevaz verilecek şey değildir dince katiyen haram ve yasaktır. bazı yerlerde hz isa ya nisbet edilen bir hikaye anlatılır: biri hz isaya gelir : -madem peygamberim diyorsun şu yüksek yere çık atla şayet ölmezsen sana inanırım hz isa: - Allah insanı imtihan eder der ki intihar yasaktır görelim bakalım bu imtihanı kazanacakmısının şayet yüksekten atlarsan ölürsün intihar etmiş olursun sınavı kaybedersin ancak kulun hakkı yoktur ki Allahı imtihan etsin ve şöyle desin: -ey Allahım ben şu yüksekten atlarım bakalım beni öldürecekmisin diyemez buna hakkı da haddi de yoktur. Link to post Sitelerde Paylaş
kavak 0 Kasım 23, 2019 gönderildi Raporla Share Kasım 23, 2019 gönderildi (düzenlendi) Bir saat önce, nogodbutAllah yazdı: intihar hem vicdani hem insani hem etik hem aklen hem dinen cevaz verilecek şey değildir dince katiyen haram ve yasaktır. bazı yerlerde hz isa ya nisbet edilen bir hikaye anlatılır: biri hz isaya gelir : -madem peygamberim diyorsun şu yüksek yere çık atla şayet ölmezsen sana inanırım hz isa: - Allah insanı imtihan eder der ki intihar yasaktır görelim bakalım bu imtihanı kazanacakmısının şayet yüksekten atlarsan ölürsün intihar etmiş olursun sınavı kaybedersin ancak kulun hakkı yoktur ki Allahı imtihan etsin ve şöyle desin: -ey Allahım ben şu yüksekten atlarım bakalım beni öldürecekmisin diyemez buna hakkı da haddi de yoktur. Şu ne idüğü belirsiz masallara, hikayelere sizler nasıl körü körüne inanıyorsunuz? Bakıyorum, her açıklamaya uygun halihazırda duran baştan sonra insan uydurması olan bir hikaye var. Artı; birgün hiç ummadığın bir zamanda ve yerde bütün vücudunu kaplayan bir felç geçirdiğin zaman, tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa veyahut kronikleşmiş ve çekilmez ağrılara yakalandığın zaman.... İşte o zaman senin gibiler, taptğınız şu Arap tanrısına isyanları ilk çekenlerden olursunuz. Ve bir çoğunuz ölmek istersiniz! Ha evet; belki bazılarınız yukarıda saydığım illetlerden kurtulmak için habire dua seanslarına da katılır ancak şu Arap tanrısının sizleri kaale almasının olasılığı sıfırdır. Hasılı boş boş konuşuyorsunuz.... Kasım 23, 2019 tarihinde kavak tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Ebu Kafir 0 Kasım 23, 2019 gönderildi Raporla Share Kasım 23, 2019 gönderildi On 11.11.2019 at 19:57, jim-jack yazdı: @Tiglath fikrine katilmiyorum, cünkü sucsuz insanlarda gümbürtüye gidiyor. Bence daha cok bombayi patlatan kisi cehennemi haketmistir. Suçsuz insanlar neye göre ve kime göre suçsuz? Radikal islama göre, şer-i hükümlere göre yönetilmeyen topraklar darül harp tir Bu topraklarda yaşayanların canları, malları ve kadınları müslümlere helaldir. Alıntı “Gece müşriklere yapılan baskınlarda kadın ve çocuklar da ölüyor, bunun hükmü nedir?” şeklindeki soruya karşı Peygamberimiz (a.s.m) “onlar da onlardan (müşrik olanlardan)dır” şeklinde cevap vermiştir.(bk. Buharî, Cihad, 146; Müslim, Cihad, 26/h.no: 1745). IŞİD, Türkçe ve İngilizce başta olmak üzere 8 dilde yayınladığı Rumiyah adlı dergide kadın ve çocukların öldürülmesi için fetva yayınladı. https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201610041025134456-isid-kumiyah-dergisi-kadin-cocuk-olum-fetvasi/ Misal Türkiye yönetimi tağut kabul edildiği için Türk toprakları da darül harp sathıdır Böylece islamcılar her türlü rezilliği, ahlaksızlığı, devleti kazıklamayı, rüşveti vb. kendilerine hak görürler. İntihar eylemi konusuna gelince; İntihar islamda yasaktır fakat şahadet eylemi (istişhad) şehitliktir. İslam hakkında hiçbirşey bilmiyorsunuz bu din öğrendikçe sizi çok şaşırtır. http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:https://islam-tr.org/konu/sehadet-eylemi-istishad-eyleminin-hukmu.7120/ Link to post Sitelerde Paylaş
EbûTürâb 0 Kasım 23, 2019 gönderildi Raporla Share Kasım 23, 2019 gönderildi 12 dakika önce, Ebu Kafir yazdı: Suçsuz insanlar neye göre ve kime göre suçsuz? Radikal islama göre, şer-i hükümlere göre yönetilmeyen topraklar darül harp tir Bu topraklarda yaşayanların canları, malları ve kadınları müslümlere helaldir. Misal Türkiye yönetimi tağut kabul edildiği için Türk toprakları da darül harp sathıdır Böylece islamcılar her türlü rezilliği, ahlaksızlığı, devleti kazıklamayı, rüşveti vb. kendilerine hak görürler. İntihar eylemi konusuna gelince; İntihar islamda yasaktır fakat şahadet eylemi (istişhad) şehitliktir. İslam hakkında hiçbirşey bilmiyorsunuz bu din öğrendikçe sizi çok şaşırtır. http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:https://islam-tr.org/konu/sehadet-eylemi-istishad-eyleminin-hukmu.7120/ Şehitlik olduğu konusunda iştişhad'ın bir kesinlik yoktur. Kuranı Kerimde o konuda bir kesin hüküm bulunmadan, şehit diyemezsin. Ben bu tarz eylemlerin sonucunun şehitlik olmadığına eminim(Peygamberin zamanı hariç). Bu konuda geçmişteki tüm alimlere de meydan okurum. Eğer şöyle deseydin bu konuyu kabul edebilirdim; ''Kuran ayetlerinde verilmemiş ancak hadislerde bu konuda rivayetler görmekteyiz'' Ancak bu dediğini es geçip, direk şehit kısmına sokuyorsun. Unutma ki şehitliği belirleyen Allahtır. Elbette Muhammed Peygamber zamanında böyle şeyler yaşanmış ve onlarda şehit olarak anılmış ise ben bu konuda asla red etmem, çünkü sen bugün ile o günü karşılaştıramazsın. Orada bir peygamber, bir Allah elçisi bulunmakta iken bugün günümüzde öyle birisi yok. Unutmayın ki, Peygamber Kuranda yazmayan bir şeyi yaptı diye bizim onu yapma zorunluluğumuz yoktur. Yahut Peygamber, Kuranda yazmayan bir şekilde bir konuya hüküm verdiyse de aynısı geçerli. Sadece bazı konularda bu dediğim geçersizdir ki, onlarda İslamın temel akidelerinden olan şeylerdir. Link to post Sitelerde Paylaş
EbûTürâb 0 Kasım 23, 2019 gönderildi Raporla Share Kasım 23, 2019 gönderildi 18 dakika önce, Ebu Kafir yazdı: Suçsuz insanlar neye göre ve kime göre suçsuz? Radikal islama göre, şer-i hükümlere göre yönetilmeyen topraklar darül harp tir Bu topraklarda yaşayanların canları, malları ve kadınları müslümlere helaldir. Misal Türkiye yönetimi tağut kabul edildiği için Türk toprakları da darül harp sathıdır Böylece islamcılar her türlü rezilliği, ahlaksızlığı, devleti kazıklamayı, rüşveti vb. kendilerine hak görürler. İntihar eylemi konusuna gelince; İntihar islamda yasaktır fakat şahadet eylemi (istişhad) şehitliktir. İslam hakkında hiçbirşey bilmiyorsunuz bu din öğrendikçe sizi çok şaşırtır. http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:https://islam-tr.org/konu/sehadet-eylemi-istishad-eyleminin-hukmu.7120/ Ayrıca attığın linkte Ebu Eyyûb el-Ensarî hakkında bir rivayet var, o rivayet doğrudur lakin o, onun kendi düşüncesidir. Bu onun öyle olduğunu kesinleştirmiyor. Eyyub'un bu konuda ki tavrı yanlıştır, kendine has yorum ile algılamıştır. Bu konuda otoriter alimlerin düşünceleri katidir. Link to post Sitelerde Paylaş
Smile Buddha 0 Kasım 23, 2019 gönderildi Raporla Share Kasım 23, 2019 gönderildi (düzenlendi) On 16.11.2019 at 12:10, nogodbutAllah yazdı: anlatılan tüm fikirlere saygımız var ancak kokain morfin vb maddelerin tarihi yenidir.yani bunlar bulunmadan hipnotize etme vb diğer metotlar ile açık ameliyatlar yapıldığı anlatılmaktadır insanlık tarihi malum morfin ağrı kesici vb şeylerden çok daha eski ve insanlar var olduğundan bu yana ölüyorlar okuduğum sanırım psikolojik bir test olacak bir kişiye gözü açık iken narlanmış kızgın bir demir gösteriliyor ve adama az sonra bu demir ile kolunu dağlayacağız derler gözlerini kapatırlar kızgın demiri koluna oldukça yakınlaştırırlar ancak asla temas yoktur adamın o kolu kızgın demir bastırılmış gibi su topluyor yanıyor hipnoz gibi ve bu gibi olayla gösterir ki her şey insanın düşüncesinde hayal ettiğinde olup bitmektedir zaten insan bedeni korku yaralanma doğum vb hem psikolojik ve hemde fiziksel ağrı kesiciler ile donanmıştır bir çok kazada yaralamada kurşunlamada kişi ilk anda acı sızı duymuyor sonra kurşunu gördüğünde kesiği gördüğünde acı hissetmeye başlıyor ölüme bakışımız hastalığa bakışımızda onun acısını dindirebilir veya çoğaltabilir diye düşünüyorum çok yakınları ölen ağlayan acı duyan insanlar gördüm ölüme bakışları çok olumsuzdu belli bir konuşmadan sonra ağlamalarını kestiklerini daha dayanıklı daha normal ölüme yaklaştıklarını gördüm en büyük acı ümitsizliktir batıda ve bizde de sanırım böyle uygulamalar var hastanelerde yatan umutsuz hastaları ziyaret eden din adamları psikologlar vb görevlilerin bu hastalara bu gün daha iyisiniz yarın daha iyi olacaksınız emin olun bunu yeneceksiniz gibi motivasyonlar ile hastaların iyileşmelerinin artığı görülmüştür *** ölüme bakışın acımızı nasıl yönlendirdiğine dair bir misal vermek istiyorum ha tam uyar uymaz bilmiyorum ama bana göre uyuyor: paraşütle uçaktan atlayan biri paraşütle ineceğini düşündüğü için atlamaktan korkmaz ancak elli süre sonra şayet paraşüt açılmazsa korkmaya başlar paniklemeye başlar ancak tam ümitsiz değildir zira yedeği vardır şayet yedeği açılırsa korku izale olur aşağı iner ancak oda açılmazsa korkusu zirveye ulaşır düşüp parçalanacağını düşünür aşağı hızla düşer tam yere çakılma noktasında paraşüt ipleri bir ağaca takılır askıda kalır bu sefer artık korku panik yok olmaya başlar ancak ya ağaçtan düşsem yada askıda kalsam diye endişe eder az sonra ipler yavaş yavaş açılır aşağı inmeye başlar ayakları toprakla buluştuğunda tatmin zirvededir zerre korku yoktur ebedi bir hayata dirilmeye imanın ölüm acısını korkusunu tedavi edici , azaltıcı bir yanı olduğunu düşünmekteyim Kendini hipnoz edemiyorsan hipnoz hakkında boş boş konuşma. Ayrıca başkaları hipnoz oluyorsa ben hipnoz olamıyorsam ne yapayım hipnozu. Self hipnoz nasıl yapılır öğret. Kendimi hipnoz edebilirsem hemen müslüman olacağım. Hipnoz işe yarasaydın ötenazi işlemi için binlerce dolar vermezdi insanlar. kokain koka yapraklarında elde ediliyor. esrar kenevir bitkisinden elde ediliyor. morfinde haşhaş bitkisinden elde ediliyor. Bunların kullanımı çok eskilere dayanıyor.Yeni değil. Kasım 23, 2019 tarihinde mirasyedi tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Ebu Kafir 0 Kasım 23, 2019 gönderildi Raporla Share Kasım 23, 2019 gönderildi 26 dakika önce, EbûTürâb yazdı: Şehitlik olduğu konusunda iştişhad'ın bir kesinlik yoktur. Kuranı Kerimde o konuda bir kesin hüküm bulunmadan, şehit diyemezsin. Ben bu tarz eylemlerin sonucunun şehitlik olmadığına eminim(Peygamberin zamanı hariç). Bu konuda geçmişteki tüm alimlere de meydan okurum. Senin ne düşündüğün islamı kesinlikle bağlamıyor, geçmişte yorumları genel kabul görmüş otorite kabul edilen saygın alimler! ne diyor önemli olan odur. 29 dakika önce, EbûTürâb yazdı: Unutmayın ki, Peygamber Kuranda yazmayan bir şeyi yaptı diye bizim onu yapma zorunluluğumuz yoktur. Yahut Peygamber, Kuranda yazmayan bir şekilde bir konuya hüküm verdiyse de aynısı geçerli. İslam=kuran diyenlerden değilsin sanıyordum, sünneti inkar mı ediyorsun? Bu durumda yine aynı cevap geçerlidir, senin ne düşündüğün islamı bağlamıyor, çünkü, gerçek islam = kuran+sunnet+ icma + kıyas 'dır bu kabul günümüzdeki şeriat yönetimleri dahil 1400 yıldır böyledir. Link to post Sitelerde Paylaş
EbûTürâb 0 Kasım 23, 2019 gönderildi Raporla Share Kasım 23, 2019 gönderildi 4 dakika önce, Ebu Kafir yazdı: Senin ne düşündüğün islamı kesinlikle bağlamıyor, geçmişte yorumları genel kabul görmüş otorite kabul edilen saygın alimler! ne diyor önemli olan odur. Onların yorumları daima doğru olacak diye bir şey yok, bende o otoriterlerin görüşlerinden faydalanıyorum çoğunlukla çünkü onlar günümüzdeki gibi karışmış bir ortamda değil, saf ve temiz bir şekilde anlatmışlar. Lakin bende kendi fikrimi belirtir, Kuranda yazmayan bir konu dışında dilediğim gibi davranabilirim. Yeter ki mühim olan Kuran ile çelişmesin. 4 dakika önce, Ebu Kafir yazdı: İslam=kuran diyenlerden değilsin sanıyordum, sünneti inkar mı ediyorsun? Bu durumda yine aynı cevap geçerlidir, senin ne düşündüğün islamı bağlamıyor, çünkü, gerçek islam = kuran+sunnet+ icma + kıyas 'dır bu kabul günümüzdeki şeriat yönetimleri dahil 1400 yıldır böyledir. İslam Kuranda yatar. Bizlerin öncelik olarak ele alması gereken Kurandır. Bu konuda bizler için şu ayet yeterlidir; ''Kur'an'ı sana Farz kılan Allah, şüphesiz seni dönülecek bir yere döndürecektir. De ki: "Rabbim hidayetle geleni ve apaçık bir sapıklık içinde olanı daha iyi bilir." Sünneti inkar etmiyorum, sünnet ile senin belirtmek istediğin arasında büyük fark var. Sen direk şehit olarak dillendiriyorsun. Bende sana bunun yanlışlığını dile getirdim, Peygamber zamanında sadece peygambere has olmak üzere, ki kendisi Allah'ın Elçisi, bazı şeyler uygulanabilir haldedir. Ancak Peygamber onu uyguladığı için bizler uygulamak zorunda değiliz! Onu geçtim, Kuran ile ters düşüyorsa bu konuda ben evet Peygamberin hükmüne uymam! Sana şimdi vereceğim şu ayetleri iyi oku, bu konuda sadece Peygambere has olmak üzere verilen durumu anla. “kendi kendinizi öldürmeyiniz.” (Nisa 4/29) Ayet gayet açık! Her durum için emir verilmiş bir şekilde. Şu şu durumlarda öldürmeyin demiyor. Evet gerekirse bu konuda geçmişte yaşamış tüm alimlere tekrardan dile getiriyorum meydan okurum. Link to post Sitelerde Paylaş
Ebu Kafir 0 Kasım 23, 2019 gönderildi Raporla Share Kasım 23, 2019 gönderildi 9 dakika önce, EbûTürâb yazdı: “kendi kendinizi öldürmeyiniz.” (Nisa 4/29) Ayet gayet açık! Her durum için emir verilmiş bir şekilde. Şu şu durumlarda öldürmeyin demiyor. Kuranda her nabza şerbet vardır. Birbirinden 180 derece zıt anlama çekilecek rivayetlere bolca rastlayabilirsin, dediğim gibi bireysel düşüncelerin bir değeri yoktur, önemli olan genel kabul görmüş görüşlerdir. İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'ın rızasını kazanmak için kendini feda eder. Allah, kullarına çok şefkatlidir. Bakara 207 Link to post Sitelerde Paylaş
EbûTürâb 0 Kasım 23, 2019 gönderildi Raporla Share Kasım 23, 2019 gönderildi 2 dakika önce, Ebu Kafir yazdı: Kuranda her nabza şerbet vardır. Birbirinden 180 derece zıt anlama çekilecek rivayetlere bolca rastlayabilirsin, dediğim gibi bireysel düşüncelerin bir değeri yoktur, önemli olan genel kabul görmüş görüşlerdir. İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'ın rızasını kazanmak için kendini feda eder. Allah, kullarına çok şefkatlidir. Bakara 207 Şu yazdığın bakara 207 ile alakalı birbirinden değişik yüzlerce meal sunabilirim. Senin mealin üzerinden yola çıkayım; 204,205,206; İnsanlardan öylesi de vardır ki, dünya hayatına ilişkin sözleri senin hoşuna gider. Bir de kalbindekine (Sözünün özüne uyduğuna) Allah'ı şahit tutar. Halbuki o düşmanlıkta en amansız olandır. O, (senin yanından) ayrılınca yeryüzünde bozgunculuk yapmağa, ekin ve nesli yok etmeğe çalışır. Allah ise bozgunculuğu sevmez. Ona "Allah'tan kork" denildiği zaman gururu onu daha da günaha sürükler. Artık böylesinin hakkından cehennem gelir. O ne kötü yataktır! Bir önceki ayetleri okursan, yahut sonrasına bakalım; 208,209 Ey iman edenler! Hepiniz topluca barış ve güvenliğe (İslam'a) girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır. Size apaçık deliller geldikten sonra, eğer yine de yan çizerseniz, bilin ki Allah, gerçekten mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Senin şuan telakki etmek istediğin ile alakasız olduğu açıkça belli olmakta. Bunları ayetlerde ki şu kısımlardan rahatlıkla anlayabilirsin; Ona "Allah'tan kork" denildiği zaman gururu onu daha da günaha sürükler. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Size apaçık deliller geldikten sonra, eğer yine de yan çizerseniz, bilin ki Allah, gerçekten mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Burada belirtilmek istenen nefsini Allah'a feda etmek, yani Allah'ın emirlerine riayet etmektir. Ama yine ben yalancı, laf çeviren çıkacağım çünkü sen yorumların üstüne görmeyeceksin. 207'i İştişhad konusuna yoran varsa, dilerim Allah tez zamanda kendisine ilim nasip eder. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts