Jump to content

YAŞAMIN ANLAMI


Recommended Posts

 

 Yaşamda anlam arayan tek canlı türü, doğal olarak, yalnız  insanlardır. İnsanların yaşamda anlam araması, yaşamda bir anlamın olmasını gerektirmezse de, aranan anlamların, arayanların bir çoğu tarafından bulunması, böyle bir anlam olmasa bile, en azından olmasının istendiğine işaret etmektedir. Ama yine de bir ateist olarak düşünüyorum ki, yaşamın belli bir anlamı olamaz ve olmamalıdır. Çünkü yaşam çoğunlukla istem dışı süreçler dizisidir. Bu tür süreçlerde anlam aranmamalıdır. Ayın, yıldızların ve güneşin anlamı ne ise,  yaşamın anlamı da o dur.

Doğada yaşam, bir amaca hizmet etmek üzere kasten yaratılmamıştır. Fizik yasalarını tatmin etmek üzere bir araya gelen bazı cansız atom ve moleküller, ilk canlı hücrenin ortaya çıkması ile sonlanan olağanüstü bir süreçin başlangıcından sorumludurlar. Yaşam, Allah, ya da başka bir yaratıcı tarafından, bilerek, düşünülerek ve planlanarak tasarımlanmamıştır. Dolayısıyla yaşam, spesifik bir anlamdan veya anlamlardan yoksun olmalıdır. 

Canlılar dahil, evrende gözlemlenen her varlığın Allah tarafından yaratıldığını öne süren dinler, evrene ve yaşama bir amaç vererek, yaşamda anlamı aramakta ve her seferinde bulmaktadırlar. Tanrı'nın emirlerini insanlara ileten, onların yaşamına kendilerine göre bir düzen getiren dinlerin görevlerinden biri, insan yaşamına anlam vermektir. İnsanların dine olan bağlılığı dinler tarafından mükafatlandırılır ve yaşamları anlamlandırılır. İnsanların ruhsallığını sömüren dinler, onlara ölümsüzlük vadeder belki ama, karşılığında da sadakat bekler. İç dünyasının zenginleştiğine inanan kişi için yaşam, sonu yok olmakla bitmeyeceği gibi, belli bir anlam da kazanır. 

Ama nedir bu anlam? Tanımlanabilir mi? Herkes için aynı anlam mı söz konusudur? Yoksa, farklı anlamları mı vardır, yaşamın? Aynı anlam farklı insanlar tarafından değişik şekillerde algılanabilir mi? Ateistler için yasamın farklı bir anlamı olabilir mi?

Doğa için yaşamın tek bir anlamı varsa, o;

"Canlıların ölümlülüğü, yaşamın ise, ölümsüzlüğüdür". Dünyada yaşayan her canlı ölecek, ancak yaşam, ne pahasına olursa olsun, sürecektir. 

Dinlere göre ise;

"Yaşam ölümlü, insan yasamı ise ölümsüzdür". Bu dünyada her türlü canlı için yaşam bitecek ama, insanların ölümsüzlüğü sonsuza dek sürecektir. 

Bu iki anlam arasında çelişki vardır. İkisi birden doğru olamaz. Doğrunun ya ikisinin de dışında olması, ya da bunlardan yalniz birinin gerçeği temsil  ediyor olması gerekmektedir. 

Ne ve hangisi? 

İslam'a ve Hristiyanlığa göre yaşam, sonsuza kadar sürecektir. Ölerek İslam'dan ve Hristiyanlık'tan kurtulmaya olanak yoktur. Allah bizlere sonsuza kadar eziyet çekmekle tehdit eden dinlere inanmaktan ve onların emirlerini harfiyen yerine getirmekten başka seçenek vermemistir.

Bana göre, yaşamin herkes tarafından kabul edilebilir evrensel bir anlamı olamaz. Çünkü insanlık ona spesifik anlamlar verecek ortak değerlerden yoksundur. Temel inanış felsefeleri tümüyle farklı olan dinlerin yaşama verdikleri anlam farklıdır. Aslında dinler yaşamdan çok ölüme anlam vermeye çalışan kurumlardır.Öte dünyadaki yaşamı simgeleyen Cennet ve Cehennem kavramları, bütün dinlerin paylaştiği bir ortak değerdir. 

Evet, yaşamın bir anlamı yoktur. Ama sadece başlangıcının... Başka bir deyişle yaşam, belli bir anlamla birlikte gelmemektedir. Yaşam eğer böyle bir anlamla birlikte geliyor olsaydı, ona o anlamı verenler bizler olmayacaktık.. Bizim yerimize dinler ve Tanrı gibi dış güçler olacaktı. Dinlerin yaşamın anlamını ne kadar farklı bir şekilde yorumladığı anımsanırsa, evrensel insan yasamının böyle güçler tarafından yeterince anlamlandırılamayacağı, daha doğrusu, anlamlandırılmaması gerektiği gerçeği, ortaya çıkmaktadır. Bu durumda görüldügü üzere, yaşamın başlangıcının, doğanın verdiği anlam dışında, hiç bir anlamı olmamalıdır.

Doğa yaşama yalnız bir anlam verdiği ve o, "canlılar ölümlü, yaşam ise ölümsüz" olduğu için, yaşamin "başlangıcının" insanlar için hiç bir anlamı olmamasi gerektiği sonucuna varabiliriz.

Peki öyleyse; "başlangıçtan ölüme kadar süren bölümünün ve sonunun" da mı bir anlamı yoktur, yaşamın?

Herşeyden önce, yaşamın anlamsız bir başlangıcının olması, onun bütün esprisi ve gerçek anlamıdır. Başlangıçta bir anlamla gelmiş olsaydı yaşam, ona biz istediğimiz anlamı veremeyebilirdik. 

Yaşamı boş bir kaset teyp olarak düşünebiliriz. Belli bir erişgin yaşa ulaşmayı başaran hemen herkes, birlikte doğduğu boş kaseti istediği ve sevdiği müzikle doldurabilir. Bu yaşama kendine göre bir anlam vermek demektir. Herhangi birinin bu firsatları kullanamaması, yaşamın onun için tümüyle anlamsız kalması ile sonlanacaktır. Dinler o kaseti dine ve Tanr'ya inananlar adına doldurmakta ve inananların yaşamına kendilerine göre bir anlam vermektedirler. Din ve Tanrı’ya inanmayan ve o kaseti diledikleri müzikle doldurmak olanağını zamanın’da kullanamayan ateistler için ise, artık yaşamın değil, ölümün anlamı söz konusudur. Yaşamı anlamlandıramayan bu gafillerden, ölümü anlamlandırmaları beklenmemelidir. Aslında zaten onlara göre, yaşamın olmadığı gibi, ölümün de bir anlamı yoktur. Ateistlerin arkasından dua eden inanırlar, bu çabalarının nafile olduğunu bilmeden, onların yaşamlarına olduğu kadar, ölümlerine de bir anlam vermeye çalışırlar. Ama bilmezler ki, anlamı olmayan bir yaşam başlangıcının, sonunun da bir anlamı olmamalıdır. Bütün anlam, ikisi arasinda yaşanan kısa dönemde, varlığı anlaşılmadan geldiği gibi hızla geçip giden bir kavramdır. Bu durumda yaşamın her insan için bir düş kırıklığından başka ne gibi bir anlamı olabilir ki? 

Yaşama anlam vermek, “onu tüm insansal yetileri kullanarak özgür, kaygısız ve dolu dolu yaşamak” demektir. Bu da ancak, bir dogmaya ömür adayarak değil, ateizmle sağlanır.  

EK:

Yaşamın ne olduğunu araştırırsanız, anlamının da tümüyle materyelistik olması gerektiğini görürsünüz.
Ama en katı ateist bile kendi yaşamının bir taşın yaşamından farklı olmaması durumunu kabul edemez.
Her insan yaşamda bir anlam arar ve aradıklarını bulur...
Canlı yaratıklar madde ve enerjinin devinimi sırasında açığa çıkmışlarıdr.
Canlıların evrim denen devinimleri, insan denen akıllı hayvanın bilince kavuşması ile sonlanmıştır.
Ve o insan Allah'ı keşfetmiştir..

Allah insanın kendi yaşamına verdiği anlamı üstlenen bir güçtür.
İnsan kendi yaşamına bir anlam verebilmek için önce böyle bir gücü yaratmıştır.

Aslında keşfedilen insanın da bir parçası olduğu, başlangıcı ve sonu olmayan ve tarif edilemeyecek kadar ekzotik, keşfedilen Allah kavramından çok daha görkemli, sürekli olarak şekilden şekle girebilen sonsuz bir enerjidir.
Yaşamın anlamı işte o enerjide saklıdır.

O enerji bilgi şeklinde birikmiş ve sonunda canlıların ortaya çıkacağı bir sofistikasyon kazanmıştır.
Bilgiye dönüştükten sonra onu okuyabilen ve kullanabilen her yaratık için yaşamın anlamı o enerjide saklıdır..

Bu demektir ki insan için yaşamın anlamı ne ise, bir arı ve karınca için de odur...
Yaşayan her canlı aynı enerjinin bilgiye dönüşmesinden ortaya çıkmıştır.
Her canlı için yaşamın kendine göre bir anlamı vardır..
O anlam canlının genlerine bilgi olarak işlenmiştir..

Bir taş ile bir insan ve diğer canlılar arasındaki fark bilgi olarak biriken enerjinin gizeminde saklıdır...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, SUPERULLAH yazdı:

 

Anlam diye birşey yoksa, her eylem aynı dercede anlamsızdır. Bir an önce anlamsızlığına son verince, anlam mi kazanacaksın? 

Anlam yoksa neden anlamı olmayan şey için çabalayıp duruyorsun.

Asıl ölünce anlam kalmayacak.

Anlamı veren beyin sonuçta. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, SUPERULLAH yazdı:

 

Anlam diye birşey yoksa, her eylem aynı dercede anlamsızdır. Bir an önce anlamsızlığına son verince, anlam mi kazanacaksın? 

 

Yaşamın herkes tarafından kabul edilen evrensel bir anlamı yok. Ama kişilerin kendi yaşamlarına verdiği anlamlar için yok diyemezsin. Sende olmayabilir o anlam. Ama ateistlerin çoğunda olduğundan eminim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
46 dakika önce, haci yazdı:

 

Yaşamın herkes tarafından kabul edilen evrensel bir anlamı yok. Ama kişilerin kendi yaşamlarına verdiği anlamlar için yok diyemezsin. Sende olmayabilir o anlam. Ama ateistlerin çoğunda olduğundan eminim.

 

Yaşayan herkeste bir anlam var zaten, hepsine uydurma gerçek dışı diyen sen değil misin? 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, SUPERULLAH yazdı:

 

Yazılanları okumuyor musun? Hayatin anlamını bulduğun falan yok, uydurma bir anlamı yaşıyorsun...

yaşam anlamsız demekte uydurma bir anlamdır.
Sonuçta beynin veriyor bu kararı. :)

Birde uydurma kelimesini hangi anlamda kullandın merak ettim.

Dünyada karşılığı olmayan gerçek dışı mı?

 

 

tarihinde mirasyedi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
17 dakika önce, SUPERULLAH yazdı:

 

Yaşayan herkeste bir anlam var zaten, hepsine uydurma gerçek dışı diyen sen değil misin? 

 

Herkesteki anlamı saçma değil. Sende olduğu gibi bazıları dinlerin dikte ettiği saçmalıklardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
25 dakika önce, mirasyedi yazdı:

yaşam anlamsız demekte uydurma bir anlamdır.
Sonuçta beynin veriyor bu kararı. :)

Birde uydurma kelimesini hangi anlamda kullandın merak ettim.

Dünyada karşılığı olmayan gerçek dışı mı?

 

 

 

1+1=2 kararini da beyin ortaya koyuyor. Biz burada hayatımızın anlamindan, eylemlerimizin neden gerceklestiginden bahsediyoruz. Bir takim zorunlu hormonal aktivitenin ürettiği yanılsamaları yaşadığımızı bilim söylüyor. Buna uydurma mi diyorsun? Tabiki uydurma derken nihai gerçekte karşılığı olmayıp, varolması için zihinlere bağımlı olan şeyleri kastediyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

her hayatın anlamını insan kendisi karar vermiyor mu? bunun dini inanç ile direkt ilgisi yok yani inançlar için anlamı var dinlere inanmayanlar için yok diyemeyiz.  en basiti dindar insanlar da dini kendileri seçiyor idealde yani değer yargılarını kendileri belirtiyorlar.  aksi halde atalarının dinini takip etmiş olurlar.  kendi iradesi ile bir dini benimseyen ler ile dinleri kenara koyup farklı değer yargılarını benimseyenler arasında yaşamın anlamlandırma açısından ne fark var.  dindar olmayan herkes nihilist mi? insanların bir kısmı kendi değer yargıları ile dinler çeliştiği için dinlerden uzaklaşmıyor mu? öyleyse nasıl bu insanların yaşamı anlamlandırmadığından bahsedebiliriz? bu insanların da kendi değer yargıları var yani bir şekilde hayatı anlamlandırıp farklı değer yargılarına sahip olmuşlar 

tarihinde ck789 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...