Jump to content

Zeynep ve Muhammed Peygamber Konusu


Recommended Posts

5 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

tamam  anlattın  diyelim  ne  olacak  veya  inandık  diyelim  sonuç?

Kavak adlı arkadaş ile tartışırken de dedim aynı şeyi, size bunları anlatıp sizin inanmanızı sağlamam bana bir yarar sağlamayacaktır. 

Sizin ahiretinizi kurtarmaktan öte iş yoktur inanç da. 

Herkes kendinden sorumlu o konuda. Lakin benim vurgulamak istediğim nokta, ilmin kalktığı bu günlerde insanlar kendi yorumlarını öne sürüp, diğer gerçekleri göz ardı ederken, ben bu konuda gerçekleri konuşmazsam, ahirette vebali benim boynuma olur. 

Ben Allah'ın dinini savunarak, (ki benim savunmama ihtiyacı yok lakin bunlar bir Müslüman olarak bizler için bir sorumluluk aslında)ona olan borcumun %1'lik kısmını bile olsa ödeme niyetindeyim. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 117
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

2 dakika önce, EbûTürâb yazdı:

Kavak adlı arkadaş ile tartışırken de dedim aynı şeyi, size bunları anlatıp sizin inanmanızı sağlamam bana bir yarar sağlamayacaktır. 

Sizin ahiretinizi kurtarmaktan öte iş yoktur inanç da. 

Herkes kendinden sorumlu o konuda. Lakin benim vurgulamak istediğim nokta, ilmin kalktığı bu günlerde insanlar kendi yorumlarını öne sürüp, diğer gerçekleri göz ardı ederken, ben bu konuda gerçekleri konuşmazsam, ahirette vebali benim boynuma olur. 

Ben Allah'ın dinini savunarak, (ki benim savunmama ihtiyacı yok lakin bunlar bir Müslüman olarak bizler için bir sorumluluk aslında)ona olan borcumun %1'lik kısmını bile olsa ödeme niyetindeyim. 

Hayır  dinin  insanların  savunmasına  ihtiyacı  vardır.Bu  konu  başlığı  bile  sırf  savunma  amaçlı  yapılmış  gerek  yorumlarla  gerek  tahminlerle  gerek  farklı  yollarla  savunma  yapmaya  çalışıyorsunuz. Sizinde  dediğiniz gibi  vebal  mebal  diyerek  hala  bir  borcluluk  içinde hissediyorsunuz  kendinizi  değmez.Inansakta  inanmasakta  bir şey değişmez bu  herkes  için  geçerli  sizin  içinde. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

Hayır  dinin  insanların  savunmasına  ihtiyacı  vardır.Bu  konu  başlığı  bile  sırf  savunma  amaçlı  yapılmış  gerek  yorumlarla  gerek  tahminlerle  gerek  farklı  yollarla  savunma  yapmaya  çalışıyorsunuz. Sizinde  dediğiniz gibi  vebal  mebal  diyerek  hala  bir  borcluluk  içinde hissediyorsunuz  kendinizi  değmez.Inansakta  inanmasakta  bir şey değişmez bu  herkes  için  geçerli  sizin  içinde. 

 

Bu inancın büyüklüğü ile alakalıdır sevgili arkadaş, yanılıyor muyum?  Dinin insanların savunmasına temelde, o dinin mensuplarının bozulma eğilimi göstermemesi için vardır. Benim orada ihtiyacımız yoktan kastım, bu dünyada biz faniler için biçilen olaylar maksadı ile değildir. İşin ahiret kısmına dikkat çekmiştim. 

Savunma amaçlı olduğu doğrudur lakin küçük bir farkla, doğru olan şeyin yanlış bir şekilde aksedilmesinden dolayı. 

Sadece bu din konusu için değil, bilgim olan farklı farklı konularda da ben şahsım adına aynısını uygulamaktayım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, EbûTürâb yazdı:

Bu inancın büyüklüğü ile alakalıdır sevgili arkadaş, yanılıyor muyum?  Dinin insanların savunmasına temelde, o dinin mensuplarının bozulma eğilimi göstermemesi için vardır. Benim orada ihtiyacımız yoktan kastım, bu dünyada biz faniler için biçilen olaylar maksadı ile değildir. İşin ahiret kısmına dikkat çekmiştim. 

Savunma amaçlı olduğu doğrudur lakin küçük bir farkla, doğru olan şeyin yanlış bir şekilde aksedilmesinden dolayı. 

Sadece bu din konusu için değil, bilgim olan farklı farklı konularda da ben şahsım adına aynısını uygulamaktayım.

Nasıl aksedildiğini veya aksedilmesini bırakın nasıl anlaşıldığını zaten dünden beri konuştuk.Ahzap 4-5. ayetle evlatlıklarınız sizin gerçek evlatlarınız değildir gibi ayetler neden bu geleneğin ortadan kalkmasını sağlayamadı daha doğrusu bu geleneği ortadan kaldırması da gerekmezdi.Kuran eğer evlatlıklarınız sizin gerçek evladınız değildir bu sizin hatalı söylemenizdir dediğinde bile aslında evlatlığın gerçek evlad olmadığını belirtmiş oluyor .Ne gerek var boşanan eşiyle evlenmesinde, hatta zeydin kızı falan olsaydı belki onunla bile evlenebilirdi.Sonuçta evlatlıklar gerçek evlad sayılmadığı için (eski evlatlığın ) kızıyla evlenmende sakınca yoktur ve mü'minlere de sakınca yoktur gibi bir ayet gelebilirdi.Ki siz bu ayeti de savunurdunuz.Sonuçta hz.ebubekirin kızıyla evlenmesini savunduğunuza göre bunda da evlatlığı değil ki canım deyip gayet makul olarak söylerdiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

Nasıl aksedildiğini veya aksedilmesini bırakın nasıl anlaşıldığını zaten dünden beri konuştuk.Ahzap 4-5. ayetle evlatlıklarınız sizin gerçek evlatlarınız değildir gibi ayetler neden bu geleneğin ortadan kalkmasını sağlayamadı daha doğrusu bu geleneği ortadan kaldırması da gerekmezdi.Kuran eğer evlatlıklarınız sizin gerçek evladınız değildir bu sizin hatalı söylemenizdir dediğinde bile aslında evlatlığın gerçek evlad olmadığını belirtmiş oluyor .Ne gerek var boşanan eşiyle evlenmesinde, hatta zeydin kızı falan olsaydı belki onunla bile evlenebilirdi.Sonuçta evlatlıklar gerçek evlad sayılmadığı için (eski evlatlığın ) kızıyla evlenmende sakınca yoktur ve mü'minlere de sakınca yoktur gibi bir ayet gelebilirdi.Ki siz bu ayeti de savunurdunuz.Sonuçta hz.ebubekirin kızıyla evlenmesini savunduğunuza göre bunda da evlatlığı değil ki canım deyip gayet makul olarak söylerdiniz.

Anlıyorum demek istediklerini lakin öyle böyle olsaydı demek sana ve bana bir yarar sağlayacak mı? Bu münakaşayı gerçekten ilimsel bir seviyeye çıkaracak mı peki? 

Sana dünde söyledim, İnsanları yaratan ben değilim ki başka bir yöntemle nasıl bunun aşılacağını söyleyebileyim. 

Senin belirtmek istediğin düşüncenin temelinde, Zeynep'i elde etmek konusu var. 

Bende ise bu şekilde değil tam tersi. Ancak ikimizinde reddemeyeceği bir şey var ki, sen yorumlar ile dile getiriyorsun, ben ise kaynaklar ile. 

Bu şekilde konuyu kaynaklar üzerinden konuşmadıkça daha fazla irdelemeye gerek yok. Çünkü yine aynı sorular, yine aynı cevaplara döneceğiz. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, EbûTürâb yazdı:

Anlıyorum demek istediklerini lakin öyle böyle olsaydı demek sana ve bana bir yarar sağlayacak mı? Bu münakaşayı gerçekten ilimsel bir seviyeye çıkaracak mı peki? 

Sana dünde söyledim, İnsanları yaratan ben değilim ki başka bir yöntemle nasıl bunun aşılacağını söyleyebileyim. 

Senin belirtmek istediğin düşüncenin temelinde, Zeynep'i elde etmek konusu var. 

Bende ise bu şekilde değil tam tersi. Ancak ikimizinde reddemeyeceği bir şey var ki, sen yorumlar ile dile getiriyorsun, ben ise kaynaklar ile. 

Bu şekilde konuyu kaynaklar üzerinden konuşmadıkça daha fazla irdelemeye gerek yok. Çünkü yine aynı sorular, yine aynı cevaplara döneceğiz. 

Hayır ben zeyneb'i elde etme yönüyle bakmıyorum olaya.Ahlaki yargılarımız değişkenliğini ortaya sermeye çalışıyorum.Kurandaki emir ve yasakların veya ruhsatların günümüz insanının zihnindeki ahlak algısına uymuyor ve uymamasının doğal bir şey olduğundan bahsediyorum.Belki bundan 500 sene sonra bizim ahlaki yargılarımız başka toplumlara uymayacak.Bırakın o ahlaki yargılar 1400 sene öncesine aitse orada kalsın diyorum.Temcit pilavı gibi konuyu ilim ilim deyip süslemeye de gerek yok kanımca.

Link to post
Sitelerde Paylaş
28 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

Hayır ben zeyneb'i elde etme yönüyle bakmıyorum olaya.Ahlaki yargılarımız değişkenliğini ortaya sermeye çalışıyorum.Kurandaki emir ve yasakların veya ruhsatların günümüz insanının zihnindeki ahlak algısına uymuyor ve uymamasının doğal bir şey olduğundan bahsediyorum.Belki bundan 500 sene sonra bizim ahlaki yargılarımız başka toplumlara uymayacak.Bırakın o ahlaki yargılar 1400 sene öncesine aitse orada kalsın diyorum.Temcit pilavı gibi konuyu ilim ilim deyip süslemeye de gerek yok kanımca.

Anlıyorum, yinede bu yargıların yanlış olduğunu şahsımca belirtiyorum tekrardan. 

İslam, kendi zamanı için geçerli olan bir din değildir sadece. Bu sebepten, Muhammed sadece kendi kavmine değil tüm insanlığa gönderilmiştir.

Günümüz insanının uymama sebebini de zaten yine üstlerde belirtmiştim. Bunun sebebi Kuran Hukukunun, diğer devletler tarafından uygulanmamasıdır. 

Bu konunun ahlaki tarafını konuşmak için İslam ve Muhammed Peygamber tarafından dışarı adım atmamız lazım. 

Ki bence bunlara da gerek yok, Allah, bu konuda bizler için düzenleme yapmış.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, EbûTürâb yazdı:

Anlıyorum, yinede bu yargıların yanlış olduğunu şahsımca belirtiyorum tekrardan. 

İslam, kendi zamanı için geçerli olan bir din değildir sadece. Bu sebepten, Muhammed sadece kendi kavmine değil tüm insanlığa gönderilmiştir.

Günümüz insanının uymama sebebini de zaten yine üstlerde belirtmiştim. Bunun sebebi Kuran Hukukunun, diğer devletler tarafından uygulanmamasıdır. 

Bu konunun ahlaki tarafını konuşmak için İslam ve Muhammed Peygamber tarafından dışarı adım atmamız lazım. 

Ki bence bunlara da gerek yok, Allah, bu konuda bizler için düzenleme yapmış.

Tüm insanlığa gönderilen bir kitap bütün insanlara ulaşmış olsaydı keşke yüzyıllardan beri.Allah'ın yüce kelamından mahrum yaşamış milyonlarca insan yazık olmuş.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, akılsızşuursuzatom yazdı:

Tüm insanlığa gönderilen bir kitap bütün insanlara ulaşmış olsaydı keşke yüzyıllardan beri.Allah'ın yüce kelamından mahrum yaşamış milyonlarca insan yazık olmuş.

Bu konuda ilahi bir mucize gerçekleşmeyeceği gibi, bütün insanlardan kasıt sözlerin her biri için geçerli olduğudur. Halbuki, bu kelamların insanlığa aktarılması sorumluluğunda Muhammed ölene kadar kendisinde, daha sonra ise diğer Müslümanlarda gayet açık bir şekilde olduğu gibi. 

Peygamber görevini tamami ile yerine getirip, dini hususları tamamladığı için, bugün gerçekten eğer ulaşmadıysa tüm insanlığa, bunun sorumlusu geriden gelen Müslümanlardır. 

Bu konuda İslama ve Muhammed'e eleştiride bulunmak elbette yanlış olurdu. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, EbûTürâb yazdı:

Bu konuda ilahi bir mucize gerçekleşmeyeceği gibi, bütün insanlardan kasıt sözlerin her biri için geçerli olduğudur. Halbuki, bu kelamların insanlığa aktarılması sorumluluğunda Muhammed ölene kadar kendisinde, daha sonra ise diğer Müslümanlarda gayet açık bir şekilde olduğu gibi. 

Peygamber görevini tamami ile yerine getirip, dini hususları tamamladığı için, bugün gerçekten eğer ulaşmadıysa tüm insanlığa, bunun sorumlusu geriden gelen Müslümanlardır. 

Bu konuda İslama ve Muhammed'e eleştiride bulunmak elbette yanlış olurdu. 

Müslümanların tembel olmasının ceremesini neden tebliğ ulaşmayanlar çekiyor ve YÜCE ALLAH kelamından mahrum kalıyorlar? 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, akılsızşuursuzatom yazdı:

Müslümanların tembel olmasının ceremesini neden tebliğ ulaşmayanlar çekiyor ve YÜCE ALLAH kelamından mahrum kalıyorlar? 

Bunlara cevap olarak Kuranda ayetler mevcut;

“İşte bugün sizin dininizi kemâle erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslâm’ı beğendim.”(Maide, 5/3)

Şunlar ise senin sorunun cevapları;

“Onlar, Allah’ın nûrunu ağızlarıyla üfleyerek söndürmek isterler. Fakat kâfirlerin hoşuna gitmese de, Allah nûrunu tamamlayacak."(Saff, 61/8),

 

“Onlar Allah’ın nûrunu ağızlarıyla üfleyip söndürmek isterler. Allah ise, nûrunu tam parlatmaktan başka bir şeye razı olmaz. Kâfirler isterse hoşlanmasınlar! O’dur ki Resulünü, bütün dinlere üstün kılmak için hidâyetle ve hak din ile gönderdi. Müşrikler isterse hoşlanmasınlar!”(Tevbe,9/32-33)

 

Bu sebepten, verilen vaadler bunlardır. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, EbûTürâb yazdı:

Bunlara cevap olarak Kuranda ayetler mevcut;

“İşte bugün sizin dininizi kemâle erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslâm’ı beğendim.”(Maide, 5/3)

Şunlar ise senin sorunun cevapları;

“Onlar, Allah’ın nûrunu ağızlarıyla üfleyerek söndürmek isterler. Fakat kâfirlerin hoşuna gitmese de, Allah nûrunu tamamlayacak."(Saff, 61/8),

 

“Onlar Allah’ın nûrunu ağızlarıyla üfleyip söndürmek isterler. Allah ise, nûrunu tam parlatmaktan başka bir şeye razı olmaz. Kâfirler isterse hoşlanmasınlar! O’dur ki Resulünü, bütün dinlere üstün kılmak için hidâyetle ve hak din ile gönderdi. Müşrikler isterse hoşlanmasınlar!”(Tevbe,9/32-33)

 

Bu sebepten, verilen vaadler bunlardır. 

Bunlar mı cevap soruma? Ben yüce Allah kelamı neden yüzlerce yıl milyonlarca insana ulaşmamış diye soruyorum.Siz müslümanların tembelliği diyorsunuz.Allah insanlara mesaj yolluyor ama birçoğunun haberi bile yok bu mesajdan.Bu kez de peygamber göndermedikçe azap edici değiliz ayeti aklınıza geliyor. Madem peygamber göndermedikçe azap edici değilsin bir yerlere neden peygamber gönderipte diğerlerini daha şanslı veya şanssız yapıyorsun soruları akla geliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, akılsızşuursuzatom yazdı:

Bunlar mı cevap soruma? Ben yüce Allah kelamı neden yüzlerce yıl milyonlarca insana ulaşmamış diye soruyorum.Siz müslümanların tembelliği diyorsunuz.Allah insanlara mesaj yolluyor ama birçoğunun haberi bile yok bu mesajdan.Bu kez de peygamber göndermedikçe azap edici değiliz ayeti aklınıza geliyor. Madem peygamber göndermedikçe azap edici değilsin bir yerlere neden peygamber gönderipte diğerlerini daha şanslı veya şanssız yapıyorsun soruları akla geliyor.

Sorunun cevabı, eğer ulaşamadıysa Allah'ın vaadi daha tam olarak gerçekleşmedi demektir. Yada belkide gerçekleşti ve bizler bilmiyoruz değil mi?

Allah insanlara mesaj yolluyor evet ama bak arada bir fark var, Peygamber'e yolluyor ilk mesajı. Peygamber ise aktarıyor insanlığa. 

Yine üstte yazdığım gibi Allah, tüm dünyaya mesajı tak diye yollamak istese niye Peygamber aracılığı ile ilettirsin? Bunun cevabı da gayet basit.  Bu dediğimiz olay olsa bugün Peygamber diye kavram olmayacaktı.

 

Peygamber göndermedikçe azaptan kasıt bu dünya üzerinde değil sadece. Ahiret için geçerli kavram. Halbuki, bahsettiğim gibi Peygambere gelen mesaj tüm insanlığa. Bunun ulaştırılma hesabı ise Müslümanlarda olacak tabi ki, bunu Allah'a bağlamak çok saçma olurdu. Çünkü Allah'a bağlanacak olsa dediğim gibi Peygamber dediğimiz kavrama ihtiyaç duymayacaktık. 

Peygamber dediğimiz kavramı geç, Müslümanlık herkes tarafından benimsenirdi. Yaratıcı sonuçta değil mi?

Ancak açık bir şekilde belli olduğu gibi bu dünyada Müslümanlar bu konudan sorumludur. Şu da bir kanıttır;

“Sultan, yeryüzünde Allah’ın gölgesidir ki, kullarından her mazlum ona sığınır. Eğer adalet ederse (Allah katındaki) ücretini alır. Halkın da bu duruma şükretmesi gerekir. Eğer haksızlık, zulüm yaparsa, onu vebali ona aittir, Halk ise sabır etmekle yükümlüdür.” (Bezzar, 12/17; Beyhaki, Şuabu’l-İman, 9/475)

 

Sultan detayına kafan takılmasın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, EbûTürâb yazdı:

Sorunun cevabı, eğer ulaşamadıysa Allah'ın vaadi daha tam olarak gerçekleşmedi demektir. Yada belkide gerçekleşti ve bizler bilmiyoruz değil mi?

Allah insanlara mesaj yolluyor evet ama bak arada bir fark var, Peygamber'e yolluyor ilk mesajı. Peygamber ise aktarıyor insanlığa. 

Yine üstte yazdığım gibi Allah, tüm dünyaya mesajı tak diye yollamak istese niye Peygamber aracılığı ile ilettirsin? Bunun cevabı da gayet basit.  Bu dediğimiz olay olsa bugün Peygamber diye kavram olmayacaktı.

 

Peygamber göndermedikçe azaptan kasıt bu dünya üzerinde değil sadece. Ahiret için geçerli kavram. Halbuki, bahsettiğim gibi Peygambere gelen mesaj tüm insanlığa. Bunun ulaştırılma hesabı ise Müslümanlarda olacak tabi ki, bunu Allah'a bağlamak çok saçma olurdu. Çünkü Allah'a bağlanacak olsa dediğim gibi Peygamber dediğimiz kavrama ihtiyaç duymayacaktık. 

Peygamber dediğimiz kavramı geç, Müslümanlık herkes tarafından benimsenirdi. Yaratıcı sonuçta değil mi?

Ancak açık bir şekilde belli olduğu gibi bu dünyada Müslümanlar bu konudan sorumludur. Şu da bir kanıttır;

“Sultan, yeryüzünde Allah’ın gölgesidir ki, kullarından her mazlum ona sığınır. Eğer adalet ederse (Allah katındaki) ücretini alır. Halkın da bu duruma şükretmesi gerekir. Eğer haksızlık, zulüm yaparsa, onu vebali ona aittir, Halk ise sabır etmekle yükümlüdür.” (Bezzar, 12/17; Beyhaki, Şuabu’l-İman, 9/475)

 

Sultan detayına kafan takılmasın.

Ben gökten tak diye mesajı göndersin demedim ki. Peygamber de olsun hadi sizi kırmayalım sadece herkese ulaşabilecek bir yöntem bulabilirdi demek istedim.Siz Allah'ın yöntemlerini kısıtlıyorsunuz bence.Eğer gerçekten bütün insanları ilgilendiren bir mesaj gönderdiyse bütün insanlara ulaşılamayacak bir yöntemi seçip bu işi insanlara bırakmazdı.O zaman bu kitap insanların ulaştırabildiği kadarıyla insanlara seslenmektedir diyebilirsiniz. Zaten bütün dinlerde yüzyıllardır bu şekilde doğduğu çevrede daha çok popüler olmuş ve herkese ulaşamamıştır.

tarihinde akılsızşuursuzatom tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

Ben gökten tak diye mesajı göndersin demedim ki.Herkese ulaşabilecek bir yöntem bulabilirdi demek istedim.Siz Allah'ın yöntemlerini kısıtlıyorsunuz bence.Eğer gerçekten bütün insanları ilgilendiren bir mesaj gönderdiyse bütün insanlara ulaşılamayacak bir yöntemi seçip bu işi insanlara bırakmazdı.O zaman bu kitap insanların ulaştırabildiği kadarıyla insanlara seslenmektedir diyebilirsiniz. Zaten bütün dinlerde yüzyıllardır bu şekilde doğduğu çevrede daha çok popüler olmuş ve herkese ulaşamamıştır.

İyide, Allah bu dünyaya daima şeriat göndermiş. Bunun dışında nasıl bir yöntem bulunabilirdi peki? Yani şuan bu yöntem konusunu konuşmak bile saçma bence açıkçası. 

Şimdi insanların ulaştırabildiği kadarıyla konusunda aslında ayetler üzerinde tahlil yaparak doğru sonuca ulaşmak gerekir. Mesela Allah, neden bu Nur dediğimiz şeyin tamamlanacağını belirtmiş?

Halbuki, son inen ayet ile ''İşte bugün sizin dininizi kemâle erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım.'' denilir. Bu hükümler konusunda ki bitiriciliği sergiler.

Yinede, ideal yöntemleri konuşmak bizlere fayda sağlamayacaktır. Ve bence doğrusu da bu şekilde Müslümanlar vebalinde olmasıdır. Bu sayede kim dinine bağlı ve onun için bir şeyler yapma hevesinde gayet açık bir şekilde hesap gününde görülebilir. Lakin yinede bu ulaştırma konusunda temel sorumluluk, Halifede. Günümüzde ise halife bulunmadığından, şuan tüm Müslümanlara ortak bir şekilde bu sorumluluk paylaşık halde.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, EbûTürâb yazdı:

İyide, Allah bu dünyaya daima şeriat göndermiş. Bunun dışında nasıl bir yöntem bulunabilirdi peki? Yani şuan bu yöntem konusunu konuşmak bile saçma bence açıkçası. 

Şimdi insanların ulaştırabildiği kadarıyla konusunda aslında ayetler üzerinde tahlil yaparak doğru sonuca ulaşmak gerekir. Mesela Allah, neden bu Nur dediğimiz şeyin tamamlanacağını belirtmiş?

Halbuki, son inen ayet ile ''İşte bugün sizin dininizi kemâle erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım.'' denilir. Bu hükümler konusunda ki bitiriciliği sergiler.

Yinede, ideal yöntemleri konuşmak bizlere fayda sağlamayacaktır. Ve bence doğrusu da bu şekilde Müslümanlar vebalinde olmasıdır. Bu sayede kim dinine bağlı ve onun için bir şeyler yapma hevesinde gayet açık bir şekilde hesap gününde görülebilir. Lakin yinede bu ulaştırma konusunda temel sorumluluk, Halifede. Günümüzde ise halife bulunmadığından, şuan tüm Müslümanlara ortak bir şekilde bu sorumluluk paylaşık halde.

Yöntem  biz  bulamıyoruz  ama  allahta  bizim  gibi  bulamıyor  belli  ki.Ben  şeriat  gonderilmesinden  bahsetmiyorum.Son kitap  ve  tahrif  olmamış  saf  ve  temiz  olan  yaratıcının  kelamını  yüzyıllarca  insanlar  haberdar  olmamış  bu  o  insanlar  için  bir  eksiklilk  değil  mi  size  göre? Eskiden  şeriatlari  kitaplari  gönderilmiş  ama  tahrif  olmuş  hükmü  kalmamış .Sonra  kuran  geliyor  son  tanrı  kelami  hiç  bozulmamış  vs.Ama  insanlarin  haberi  yok  hala  ellerindeki  bozuk  kitaplarla  veya  şeriatlarla  idare  etmek  zorunda  bırakılıyor. Madem  kuranı  duymayinca  sorun  yok  size  göre  duyanların  ne  kabahati  var  ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

Yöntem  biz  bulamıyoruz  ama  allahta  bizim  gibi  bulamıyor  belli  ki.Ben  şeriat  gonderilmesinden  bahsetmiyorum.Son kitap  ve  tahrif  olmamış  saf  ve  temiz  olan  yaratıcının  kelamını  yüzyıllarca  insanlar  haberdar  olmamış  bu  o  insanlar  için  bir  eksiklilk  değil  mi  size  göre? Eskiden  şeriatlari  kitaplari  gönderilmiş  ama  tahrif  olmuş  hükmü  kalmamış .Sonra  kuran  geliyor  son  tanrı  kelami  hiç  bozulmamış  vs.Ama  insanlarin  haberi  yok  hala  ellerindeki  bozuk  kitaplarla  veya  şeriatlarla  idare  etmek  zorunda  bırakılıyor. Madem  kuranı  duymayinca  sorun  yok  size  göre  duyanların  ne  kabahati  var  ?

Bunları benim cevaplayacak olmam biraz absürt olurdu. Allah, tam senin sorduğun noktaya cevap vermiş.

 

“Resulüm! Biz seni bütün insanlara/insanlığa rahmetimizin müjdecisi, azabımızın uyarıcısı olarak gönderdik; lakin insanların ekserisi(çoğu) bunu bilmezler.” 

 

Bu konuda tekrar olarak diyorum ki, bu sorun Müslümanların sorunudur. Yinede bizlerin okuduğu ayetlere göre Allah'ın nuru tamamlanacaktır. 

Eğer kitap kendisine hiç ulaşmadıysa zaten cehenneme gitmeyeceklerdir. Çünkü bu konuda da bir vaad vardir. (Biz, bir resul göndermeden [dini tebliğ etmeden] önce azap etmeyiz.) [İsra 15]

Ha ben senin için bu konuda İslam alimlerinin görüşlerini de dile getireyim;

 

İmam-ı Rabbani 
Akılla Allahü teâlânın varlığını, birliğini bilmek gerektiğini söyleyen âlimler olmuştur. Allahü teâlâ, aklı, hakkı batıldan ayırmak için yaratmışsa da, hak yol bildirilmedikçe akıl, bunu yalnız başına bulamaz. Peygamberleri duymamış kimse, ahirette kabahati kadar mahşer yerinde azap görür, herkesin hakkı verildikten sonra, bütün hayvanlar gibi yok edilir. (1/259)

 

Dağda, çölde yaşayıp da Peygamberleri işitmemiş olana Şahik-ul-cebel denir. Bunlar mazurdur. Peygamberlere inanmaları emredilmedi. (İsbat-ün-nübüvve)

 

Ama hepsinden ötede şu ayet, çok çok çok mühimdir;

 

Muhakkak ki biz seni hak ile hem bir müjdeci, hem bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet de yoktur ki, içlerinde bir uyarıcı geçmiş olmasın.

 

Lakin bu ayet ile geçmişte ki ümmetler mi bahsediliyor, aynı zamanda gelecekte mi bunun kapsamında bilmiyorum.

 


 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, EbûTürâb yazdı:

Bunları benim cevaplayacak olmam biraz absürt olurdu. Allah, tam senin sorduğun noktaya cevap vermiş.

 

“Resulüm! Biz seni bütün insanlara/insanlığa rahmetimizin müjdecisi, azabımızın uyarıcısı olarak gönderdik; lakin insanların ekserisi(çoğu) bunu bilmezler.” 

 

Bu konuda tekrar olarak diyorum ki, bu sorun Müslümanların sorunudur. Yinede bizlerin okuduğu ayetlere göre Allah'ın nuru tamamlanacaktır. 

Eğer kitap kendisine hiç ulaşmadıysa zaten cehenneme gitmeyeceklerdir. Çünkü bu konuda da bir vaad vardir. (Biz, bir resul göndermeden [dini tebliğ etmeden] önce azap etmeyiz.) [İsra 15]

Ha ben senin için bu konuda İslam alimlerinin görüşlerini de dile getireyim;

 

İmam-ı Rabbani 
Akılla Allahü teâlânın varlığını, birliğini bilmek gerektiğini söyleyen âlimler olmuştur. Allahü teâlâ, aklı, hakkı batıldan ayırmak için yaratmışsa da, hak yol bildirilmedikçe akıl, bunu yalnız başına bulamaz. Peygamberleri duymamış kimse, ahirette kabahati kadar mahşer yerinde azap görür, herkesin hakkı verildikten sonra, bütün hayvanlar gibi yok edilir. (1/259)

 

Dağda, çölde yaşayıp da Peygamberleri işitmemiş olana Şahik-ul-cebel denir. Bunlar mazurdur. Peygamberlere inanmaları emredilmedi. (İsbat-ün-nübüvve)

 

Ama hepsinden ötede şu ayet, çok çok çok mühimdir;

 

Muhakkak ki biz seni hak ile hem bir müjdeci, hem bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet de yoktur ki, içlerinde bir uyarıcı geçmiş olmasın.

 

Lakin bu ayet ile geçmişte ki ümmetler mi bahsediliyor, aynı zamanda gelecekte mi bunun kapsamında bilmiyorum.

 


 

Kuranı  duyanların  kabahatı  nedir?

Eğer  kabahatı  yoksa  duymayanlarin  kabahatı  nedir?

 

Eğer  duymamak  güzel  bir  durumsa  diğer  insanlara neden  ulaşmıştır.

 

Eğer  duymamak  kötü  bir  durumsa  bazi  ınsanlara  neden  ulaşmamıştır?

 

Her  topluma  eskiden  peygamber  gönderilmiş  mi  gonderilmemis  mi  onunla  ilgileniyor  değilim  şu an; sadece  son  kitap  Allah'ın  en  ekmel  kelamı  olan  kuran  neden  ulaşamıyor  tüm  insanlara  ne  eksikleri  var  bu  ulaşmayan  insanların? 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

Kuranı  duyanların  kabahatı  nedir?

Eğer  kabahatı  yoksa  duymayanlarin  kabahatı  nedir?

 

Eğer  duymamak  güzel  bir  durumsa  diğer  insanlara neden  ulaşmıştır.

 

Eğer  duymamak  kötü  bir  durumsa  bazi  ınsanlara  neden  ulaşmamıştır?

 

Her  topluma  eskiden  peygamber  gönderilmiş  mi  gonderilmemis  mi  onunla  ilgileniyor  değilim  şu an; sadece  son  kitap  Allah'ın  en  ekmel  kelamı  olan  kuran  neden  ulaşamıyor  tüm  insanlara  ne  eksikleri  var  bu  ulaşmayan  insanların? 

Kuranı duyanların kabahati yoktur, aksine büyük bir şansları vardır.

Duymayanların kabahatı de kendilerinde değildir, İslamiyeti Dünyaya hakim kılmak için çabalamayan Müslümanlardadır. 

Ulaşamama sebebi hemen üstte yazıyor.

 

Şuan ulaşamayan kimsenin olduğunu sanmıyorum, ki İslamiyetin yıllar içerisinde büyümesine ve fetihlere bakarsak, İslamiyet insanların bol olarak bulunduğu alanlara pek doğru bir şekilde ulaşmıştır. Bunun tarihsel doğruluğu da mevcuttur. Gidip de Amazonda ki kabilelerden bahsetmek manasızdır, keşif olarak zor olması bir yana, o zamanki kabilelerin(Amazon bir örnek)daha kendi yakınında ki çevreler ile bile ilişkisi yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, EbûTürâb yazdı:

Kuranı duyanların kabahati yoktur, aksine büyük bir şansları vardır.

Duymayanların kabahatı de kendilerinde değildir,

Kuranı  duyanların  kabahatı  yoksa  duymayanların  kabahatı  nedir? Sadece  tembel  müslümanlar  mı  yoksa  birçok  insana  ulaşamayacak  bir  yöntemle  kitap  gönderen  Allah  mı? Kime  soruyorum  ki  Allah'ı  aklamak  için  insanlar  suçlu  diyeceksiniz  doğru. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...