Jump to content

Sınav iddiasına, son noktayı koyalım..


Recommended Posts

2 saat önce, lawrenceKrauss yazdı:

Bak sana başka bir yolla empatiyi anlatmayı deneyeyim. Kendini bir yahudinin yerine koy. Bir tane arap çıkıyor senin kitabındaki bütün hikayeleri çalıyor , bunların içindeki bazı ufak detayları değiştirip sana en son version din diye kakalamaya çalışıyor ! Sen bu adam hakkında ne düşünürdün? Senin bu dinde ısrar etmenin sebebi atalarınında buna inanmış olması ve bebeklikten bu yana bu dinin beynine aşılanması. Yahudi olarak doğsaydın tevratı savunacaktın.

1.Musa aleyhisselamın peygamberliğine ve tevratın Semavî olduğuna ne kadar delil varsa, aynı delillerin daha fazlası Muhammed aleyhisselamda da vardır.. Öyle ise, Musa aleyhisselamı kabul eden yahudiler aklen ve mantıken Muhammed aleyhisselamı da kabul etmeleri gerekir.. 

2. Kur'anın ehl-i kitap arasındaki ihtilafı meseleleri tashih, ittifaklı meseleler tasdik etmesi, bu meselelerde ihtisas sahibi olduğunu ve bu kitapların aynı kaynaktan geldiğine delildir.. Fakat, İncil ve tevratın yüzeysel bahsettiği iman meselelerini Kur'an daha tafsilli ve delilli olarak ders veriyor.. Çünkü, muhatapların kabiliyetleri öyle idi.. İbtidai derslerde izah az olur...

3. Tevratta son peygamberin vasıflarını görüp iman eden çok kimse var.. Öyle ise, bir Yahudi tevrata ittiba edip, son peygambere iman etmesi lazım. 

4. Ben bir kimseye körü körüne inanmam.. Öncelikle beni bilerek ve isteyerek yaratan ve bu dünyaya gönderen zâtın kendini bana tanıtmaması ve beni niçin yaratıp, bu dünyaya gönderdiğinini bildirmemesi gibi bir ihtimalini aklen ve mantıken mümkün olmadığını bilirim...daha sonra bu vazifeleri en mükemmel şekilde yapan peygamberler gözüme çarpar.. Sonra son peygamberin özelliklerine bakarım görürüm ki, Muhammed Emin denilen ve dost ve düşman tarafından ahlakı medhedilen bu zat tek başına meydan çıkarak bütün dünyaya meydan okumuş.. Her çeşit tehlike ve zorluk karşısında Allahın birliğini dava etmiş.. ALLAHI isim ve sıfatlarıyla ile tanıtmış.. Kızlarını diri diri toprağa gömecek derecede kalpleri katılaşmış bir kavimden kısa zamanda bütün vahşi adetleri kaldırıp, güzel huylarla ve yüksek sesle seciyelerle donanmış.. Bu kavmi dünyaya üstad haline getirmiş.. Bütün belağat alimlerinin kendisine hayran bırakan ve secde ettiren ve 40 yönden mucize olan ve dava ettiği bütün iman meselelerini aklen ispat ederek aklı Şahid gösteren ve en müşkil iman meselelerine tam ikna edici cevaplar veren bir Kur'an göstermiş.. Hem, bazıları bir ordu huzurunda meydana gelen yüzlerce mucize elinde zahir olmuş.. Bu kadar mucize ve delil varken inkâr edenin elbette hiç bir özrü ve bahanesi kalmıyor.. Cehennem azabı tam bir adalet oluyor.. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 104
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

2 saat önce, Abdülmalik yazdı:

Kafirlerin her icadını sömüre sömüre kullanın bir de onları utanmadan cehenneme atın! Dünyaya bir gram faydanız yok iken sırf hayali bir puta taptığınız için kibir, ego yapmanız yok mu!

Eğer maharet kafirlikte olsaydı senin bir keşfin olurdu öyle değil mi.. 

 

Ayrıca, çocuk aciz ve fakir olduğu için ona kuvvetli kimseler hizmet ediyor ve ihtiyaç ve istekleri yerine geliyor..kendi gücü ile bu ihtiyaçlarını karşılayamaz..  Bu çocuk, anne ve babasının bu şefkat ve himayetini inkâr edip, "ben kendi gücümle bunları bana hizmet ettiriyorum" dese tokada müstahak olur.. Öyle de, kafirler insanın ihtiyaç ve aczinden dolayı istidat ve lisanı hal ile istediği bazı isteklerinin ilham ve ikram edilmesini görüp, Allahın ikram ve nimetini inkâr edip,  şükürler şirke girip, "ben kendi iktidarımla bunları hizmet ettiriyorum" dese elbette nihayet derecede ahmaklık edeceğinden cehenneme müstahak olur.. 

Evet, insan daha kendi vücudunu idare edemiyor.. Böyle bir insanın küfran ı nimet edip, icad dava etmesi ne kadar maskaralık olur öyle değil mi.. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Ebu Kafir yazdı:

 

Cehennemi asıl hakeden tanrıdır,

insanın nefsini, arzuları, akıl kapasitesi, zayıf ve güçlü yanlarını, doğduğu aileyi, yaşadığı ortamı, gelir düzeyini, eğitim şansını vb. aklına ne gelirse kendi tasarlamış, insana tasarlandığı ve yönlendirildiği şekilde yaşamaktan başka bir şans tanımamış, bir de üstüne insanı tasarladığı gibi hareket ettiği için sapıkça işkencelere tabi tutacakmış? Tanım buyken suçu insanda gören harbiden maldır..

 

 

Yapma yaw.. Peki neden zeka kapasitesi düştükçe dindarlık artıyor aksine zeka arttıkça dindarlık doğru orantılı olarak azalıyor? 

 

 

Bunun zeka ile alakası yok.. Zerre kadar şuurla alakası var.. Yani, zerre kadar şuuru bulunan inkâr edemez.. Mesela, sen gözünü her tarafı muntazam ve taklid edilmez eserlerle donatılmış ve süslenmiş ve ziyaretler kurulmuş bir saraya girsen  "bu sarayı kim yaptı.. Beni bu saraya kim getirdi ve bu muntazam sanatların ve bu ihsan ve ikramların sahibi kim ve bu saraya niçin geldim"  diye sorular sorsan hiç kimse seni bu sarayın bir ustası ve sahibi olmadığına ve sarayı, sarayın tuğlaları yaptığına ve içindeki sanat eserlerini sarayın kendisinin yaptığına ikna edemez.. Ayrıca bu sarayın sahibi, sarayı yapmasının ve seni saraya getirmesinin hikmetlerini kendisine ferman ve nişanlar verdiği elçiler vasıtası ile de tanıtırken.. Hiç bir bahanen kalmaz. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

@İLİMCİK

bahsettiğin sözde deliller yaratıcı inancı ile ilgili. dinler ile ilgili değiller.

 

bahsettiğin cezayı aklama yöntemleri de yaratıcının reddine yönelik, dinlerin reddine yönelik değil. yaratıcıyı kabul edip dinleri kabul etmeyen ahlaklı ve iyi yaşamış insanları yok sayıyorsun.

 

yaradılışı kabul edip dinleri reddeden ahlaklı, iyi insanların akibeti ne olur? bunları hükmünü gerekçesiyle neden adil olduğunu açıklayabilir misin?

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 dakika önce, İLİMCİK yazdı:

Öyle de, kafirler insanın ihtiyaç ve aczinden dolayı istidat ve lisanı hal ile istediği bazı isteklerinin ilham ve ikram edilmesini görüp, Allahın ikram ve nimetini inkâr edip,  şükürler şirke girip, "ben kendi iktidarımla bunları hizmet ettiriyorum" dese elbette nihayet derecede ahmaklık edeceğinden cehenneme müstahak olur.. 

Allah kimseye nimet vermez. Nimet gökten mi yağıyor? Çalışan kazanır. Kafir, müslüman farketmez.

Kibiri olan herkes zararlıdır. Kafir, müslüman farketmez. 

Yanlız şunu unutmayalım, dinci kibri kadar da tehlikeli bir şey yoktur. Çünkü hayali Tanrı’ları kendi adlarına konuşturup insanlığa zulüm ederler, edeceklerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Ebu Kafir yazdı:

 

Cahilsin demiş miydim?

Elbette iğnenin ustası olur, cansız nesneler ancak mekanik süreçlerle şekillenebilir. Canlı sınıfına giren biyokimyasal varlıklar mekanik süreçlere ihtiyaç duymaksınız evrimsel mekanizmalarıyla değişim gösterebilir. Bu sebeple cansız nesneyle biyokimyasal canlıyı karşılaştırmak süzme salaklık ve andavallıktır.

 

 

 

Evet, sen bir canlısın.. Fakat hücrelerini ve seni meydana getiren şeyler maddedir ve cansızdır..yani senin vücudun cansız zerrelerin bir araya gelmesi ile meydana geliyor.. Öyle ise, şimdi gözündeki aklını al başına tak.. Kendine bir sor.. Cansız, Akılsız, şuursuz ve kör trilyonlarca zerre niçin senin kemiklerini, damarlarını, beynini, böbreğini meydana getirmek için hareket ediyorlar.. Bu zerrelerin ne zoru var.. Onları damar olmak için zorlayan ve hareket ettiren nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş
30 dakika önce, İLİMCİK yazdı:

Bunun zeka ile alakası yok.. Zerre kadar şuurla alakası var.. Yani, zerre kadar şuuru bulunan inkâr edemez.. Mesela, sen gözünü her tarafı muntazam ve taklid edilmez eserlerle donatılmış ve süslenmiş ve ziyaretler kurulmuş bir saraya girsen  "bu sarayı kim yaptı.. Beni bu saraya kim getirdi ve bu muntazam sanatların ve bu ihsan ve ikramların sahibi kim ve bu saraya niçin geldim"  diye sorular sorsan hiç kimse seni bu sarayın bir ustası ve sahibi olmadığına ve sarayı, sarayın tuğlaları yaptığına ve içindeki sanat eserlerini sarayın kendisinin yaptığına ikna edemez.. Ayrıca bu sarayın sahibi, sarayı yapmasının ve seni saraya getirmesinin hikmetlerini kendisine ferman ve nişanlar verdiği elçiler vasıtası ile de tanıtırken.. Hiç bir bahanen kalmaz. 

 

Israrla aynı hatalı dinci argümanlarını sayıklamaya devam ediyorsun!

Canlı ve cansız varlıkları karşılaştıramazsın, canlı varlıklarda doğal olarak canlılığını devam ettirmesine fayda sağlayacak özellikleri kazanma yeteneği vardır, cansız olanlarda yoktur. Saray cansızdır, kendini kopyalayabilme, üreyebilme yetenekleri yoktur, doğal seçilim, mutasyon vb. gibi mekanizmalara sahip olamayacağı için herhangi bir özellik kazanamaz. Lakin canlı varlıklarda bu özellik doğal olarak mevcuttur. Artık cansız eşyaları canlılarla kıyaslamayı bırakın ve kendinizi küçük düşürmeyin. Elçi dediğin tipler bildiğin sara hastası tımarhane kaçkınlarından başka bir şey değil. En yakın tımarhaneyi ziyaret et, bol sayıda peygamber bulabilirsin ve inan bunların sizin arap peygamberden hiçbir farkları yok. Yani yok derken ilaç alıp vahiy nöbetlerini bastıracak şansı yakalamaları dışında yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Ebu Kafir yazdı:

 

Bir insanı sırf ne idüğü belirsiz, yaşayıp yaşamadığı bile bilinmeyen 12 karılı arap bedevisinin ilkel, vahşi, akıl ve bilim dışı söylemlerine inanmadı diye sonsuza kadar yakılarak işkence edilmeye layık görmek ancak sizi beyni dinle düzülmüş iğrenç sapıklar yapar.

Öncelikle, MUHAMMED ALEYHİSSELAMın risaletinin kainatın zerreleri adedince delilleri olduğu ve dava ettiği iman esaslarını kainat kadar şahitler olduğu ve elinde bütün belağat alimlerini hayran bırakan ve insanın aklının tek başına idrakinden aciz kaldığı meseleleri çok kolay ders veren ve aklımızdaki bütün sorulara tam ikna edici cevaplar veren ve kırk yönden mucize olan kur'an zuhur ettiği için ve bu zatın bazen bir ordu huzurunda meydana gelen yüzlerce mucizesi olduğu için bahane ve özrünüz geçersizdir.. Bu kadar mucize ve delili çürütmeden cehennemden kurtulamazsınız.. 

 

İkincisi, mesela sen bir kibrit ile okoca bir evi yaksan "benim küçük bir fiil imden bana ceza veremezsiniz" diyemezsin.. Veya bir gemide dümenci olsan ve vazifeni terkedip, gemiyi batırsan "benim ne yaptım ki" diyemezsin.. Çünkü, senin dümende uyuman veya terk etmen küçük bir fiildir fakat neticesi ve tahribatı büyüktür.. Bu sebeple hakim sana senin küçük fiilin için değil, o fiilin neticesindeki büyük tahribat ve o gemi ve evin sahiplerinin hukuku namına hesap sorar.. Öyle de, küfür ve inkar zahiren küçük bir fiil görünse de neticesi büyüktür.. Çünkü sen haşa Allahı ve/veya Muhammed aleyhisselamı inkar ederek, onun getirdiği hakikatlerin hepsini inkâr etmiş oluyorsun.. Bu sebeple bir tek inkarınla kainat kadar büyük ve nihayetsiz inkarlar meydana geliyor.. Mesela, bu kâinattaki varlıkların çok yüksek makamları var.. Çünkü, onlar Allahın manalı birer mektubu ve vazifedar bir memuru ve Allahın isimlerinin aynasıdırlar.. Küfür ve inkar ise onları bu makamdan düşürüp, vazifesizlikle ve manasızlıkla tahkir eder ve varlıklardan görünen Esmai hüsnayı tezyif eder.. İnsan gibi muhterem ve Mükerrem bir misafir ve vazifedar bir yolcu ve halifeyi tahkir ederek bu dünyada hayvanlardan aşağı düşürür ve insanı ecel alanının pençesiyle parçalanıp hiçliğe ve yokluğa atılan zavallı kimsesiz yetimler derekesine indirir.. 

Elhasıl, küfür ve inkar bütün kainatı tahkir olduğundan insanın mahiyetini öyle bir şekilde bozuyor ki affa kabiliyeti kalmıyor.. Cehenneme layık hale geliyor. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Ebu Kafir yazdı:

 

Israrla aynı hatalı dinci argümanlarını sayıklamaya devam ediyorsun!

Canlı ve cansız varlıkları karşılaştıramazsın, canlı varlıklarda doğal olarak canlılığını devam ettirmesine fayda sağlayacak özellikleri kazanma yeteneği vardır, cansız olanlarda yoktur. Saray cansızdır, kendini kopyalayabilme, üreyebilme yetenekleri yoktur, doğal seçilim, mutasyon vb. gibi mekanizmalara sahip olamayacağı için herhangi bir özellik kazanamaz. Lakin canlı varlıklarda bu özellik doğal olarak mevcuttur. 

Ben cansız ile cansızı karşılaştırıyorum.. Kopyalama, üreyebilme gibi fiiller hep vücudundaki cansız zerrelerin hareketi ile oluyor.. Cansız trilyonlarca zerrenin ne zoru var ki kopyalamak veya üremek veya kemik ve damarlarını meydana getirmek için hareket etsin..

 

Nasıl ki faraza bir tek güneşin varlığını inkâr eden biri yeryüzünde güneşin ışığıyla parlayan her şeyin içinde küçük bir güneşin varlığını kabul etmek zorunda kalır.. Öyle de, bir tek ilahı  inkâr eden, her bir zerreye birer uluhiyet vermek zorunda kalır.. Çünkü, kopyalama ve üreme ancak sonsuz ilim ve kudret sahibi bir zâtın fiili olabilir.. O tek kişi inkâr edilirse, Akılsız şuursuz ve kör zerrelere Allahın sıfatlarını vermek zorunda kalıyorsunuz. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, ck789 yazdı:

@İLİMCİK

 

yaradılışı kabul edip dinleri reddeden ahlaklı, iyi insanların akibeti ne olur? bunları hükmünü gerekçesiyle neden adil olduğunu açıklayabilir misin?

 

Öncelikle, iman esasları birbirini aklen ve mantıken ispat eder ve birbirine delil olur.. Öyle ise, bir yaratıcıyı kabul edip, risaleti veya ahireti inkâr etmek akla ters olduğu için peygamberlerin davasını işiten bir kimsenin inkâr etmesi için bir bahane kalmıyor.. Mesela, bu kainatın sahibi seni anne rahminde bir nutfeden yaratıp, bu kadar muntazam sanatlarla kendini tanıtsın ve bu kadar nimetler versin de kendini bize tanıtmasın ve bu kainat kitabının manalarını bize ders vermesin ve bizden arzularını bize bildirmesin.. Haşa.. Elbette böyle bir ihtimal aklen ve mantıken mümkün değil..madem tanıtacak elbette aklen ve mantıken Allahı en mükemmel şekilde tanıyıp, tanıtan ve ona teşekkür edip ve ettiren ve insanın ve kainatın kıymetini ilan eden ve yeryüzünü onbeş asırdır "Allahu Ekber" ve "la ilahe illallah" ve "Sübhanallah" lar ile çınlatan ve elinde bütün belağat alimlerini hayran bırakan ve 40 yönden mucize olan ve akılların tek başına kavrayamadığı iman esaslarını çok kolay ders verip, ispatlayan ve en müşkil sorulara tam ikna edecek cevaplar veren Kur'an gibi bir mucize bulunan ve yüzlerce mucize ile teyid edilen Muhammedül emin denilen ve dost ve düşmanın ahlakını medhettiği bu zatın risaletini inkâr eden elbette kurtulamaz.. Çünkü, özrü ve bahanesi yok...peygamberlere ittiba etmeyen, şirkten nasıl kurtulacak ve Allahı nasıl tanıyacak ve onun bizden isteklerini nereden bilecek ki.. 

 

İkinci olarak, mesela iki tane saray var.. İkisinin salonun da büyük elektrik lambaları ve diğer odalarda ise küçük lambalar var.. Birinci sarayın salonundaki elektrik lambası diğer odalardaki lambalar ile bağlı.. Diğer sarayın elektrik lambası diğer odalarla bağlı değil.. Birinci sarayın büyük elektrik lambası söndürülürse bütün saray karanlığa düşer.. Diğer sarayın büyük elektrik lambası söndürülse diğer odalardaki lambalar yanmaya devam eder.. İşte birinci saray bir Müslümandır.. Diğer saray gayri müslimlerdir.. O büyük elektrik lambası Muhammed aleyhisselamdır.. Bir Müslüman Allahı ve diğer peygamberleri ve güzel ahlakı Muhammed aleyhisselam ile öğrenmiştir.. kalbinden Muhammed aleyhisselam çıksa, diğer hiç bir peygamberi kabul etmez.. ALLAHI da sıfatlarıyla kabul etmez ve hiç bir ahlak ve fazilet kalmaz.. Bütün mahiyeti karanlığa düşer.. Vatana millete muzır bir anarşist olur.. 

Bir gayrimüslim ise, Muhammed aleyhisselamı tanımasa diğer peygamberlere inanabilir.. Onları kabul etmese bile Allaha inanabilir.. Ona inanmasa da mahiyetinde güzel şeyler kalabilir.. Fakat, bu kainat sahibini razı etmenin ve cennetin anahtarı Muhammed aleyhisselamı kabul etmektir.. Çünkü, Allah o zatı bir model yapmış ve güzel ahlakı ve rızasını kazandıracak şeyleri onda toplamış..ONA İMAN ETMEYEN HAKİKİ AHLAK VE FAZİLETTEN MAHRUM KALIR.. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Abdülmalik yazdı:

Allah kimseye nimet vermez. Nimet gökten mi yağıyor? Çalışan kazanır.

Sen vücudunu anne rahminde bir nutfeden bu şekle çevirmek için ne kadar çalıştın.. Anne rahminde rızkının sana gelmesi için ne kadar çalıştın.. Vücudundaki zerreleri senin alet ve cihazlarını meydana getirmek için sen mi idare idare ediyorsun.. Bir elmanın sana gelmesi için yağmuru yağdırmak, güneşi yandırmak, dünyayı döndürmek, mevsimleri yaratmak, toprak zerrelerini meyveye çevirmek için ne kadar çalıştın.. Şu anda vücudunu muntazam bir fabrika gibi çalıştırıp, zerrelerini hareket ettirmek için ne yapıyorsun.. 

Bak... Bir de cehennem niye var diye şikayet ediyorsunuz.. Bu kadar nimete karşı küfran ile mukabele etmek cinayetine başka hangi ceza verilebilir.. 

tarihinde İLİMCİK tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

anladığım kadarıyla dinleri iman meselesi olarak değil akıl, mantık meselesi olarak görüyorsunuz. bu oldukça iddialı bir yaklaşım. bir çok kişi matematik, fizik kanunları gibi bir ispatın, delilin, deney gözlemin olmadığını kabul edip ona rağmen iman ediyorlar. bence de böyle bir bilimsel delil olsaydı o inanç değil bilgi olurdu. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Adam nurcu , tartışmaya deymez.Sadece Said Nursi okumaktan beyin sigortaları yanmış bunların.  Yıllardır hep aynı argümanla devam ediyorlar ; bir pilot kalemin bile yaratıcısı varsa....  ondan milyon kat daha saaaanaaaatlı olan..... dsdasgdahsadhasgdjhagsdahjgsdd

tarihinde lawrenceKrauss tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
19 dakika önce, lawrenceKrauss yazdı:

Adam nurcu , tartışmaya deymez.Sadece Said Nursi okumaktan beyin sigortaları yanmış bunların.  Yıllardır hep aynı argümanla devam ediyorlar ; bir pilot kalemin bile yaratıcısı varsa....  ondan milyon kat daha saaaanaaaatlı olan..... dsdasgdahsadhasgdjhagsdahjgsdd

hakikaten  ya  akılsız  şuursuz  atom  diyor  benim  gibi  o  da ? Atom  keşfedilmese  bunların  sözlükte  kelime  yok  galiba ?Benimde  yoktu  bi  zamanlar  nicki  mi  öyle  yaptım. Zerrelerin  ne zoru  varda  milyon  kat  sanatli  canlıları  oluşturuyor lawrenss kraus?

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, İLİMCİK yazdı:

Ben cansız ile cansızı karşılaştırıyorum.. Kopyalama, üreyebilme gibi fiiller hep vücudundaki cansız zerrelerin hareketi ile oluyor.. Cansız trilyonlarca zerrenin ne zoru var ki kopyalamak veya üremek veya kemik ve damarlarını meydana getirmek için hareket etsin..

 

Nasıl ki faraza bir tek güneşin varlığını inkâr eden biri yeryüzünde güneşin ışığıyla parlayan her şeyin içinde küçük bir güneşin varlığını kabul etmek zorunda kalır.. Öyle de, bir tek ilahı  inkâr eden, her bir zerreye birer uluhiyet vermek zorunda kalır.. Çünkü, kopyalama ve üreme ancak sonsuz ilim ve kudret sahibi bir zâtın fiili olabilir.. O tek kişi inkâr edilirse, Akılsız şuursuz ve kör zerrelere Allahın sıfatlarını vermek zorunda kalıyorsunuz. 

 

Maddenin yapı taşı olan atomlar cansızdır, bununla beraber yapıları gereği belli fizik kurallarına uymaktadırlar.
misal uygun ortamda bir araya gelen hidrojen atomları ve oksijen atomu bağ yapar ve su molekülünü oluşturur.
bu durumun gerçekleşmesi için görünmez sihirbazların hokuspokus yapmasına gerek yoktur. İlk canlı hücrelerin de ilksel su birikintileri ve volkanik bacaların çevresinde doğru oranlarda ve şartlarda bir araya gelerek oluştukları düşünülüyor. Bu durumu işaret eden farklı bilimsel çalışmalar mevcut. Kendi kendini kopyalayabilen hücreler aşamalı olarak rna-dna yapılarına
kavuşmuşlardır, doğanın deneme yanılma yöntemiyle bunu başarmak için oldukça uzun zamanı vardı. Bilimsel olarak gayet olası durumlardan bahsediyoruz. Hücrelerin bir araya gelip çok hücreli canlıları oluşturması ise entropiyle alakalı görünüyor. Damar, böbrek, kalp vs. olmaya zorlayan şey fizik kanunları, dna, entropi, vb. Senin sandığın gibi bulutların üzerinde oturan ak sakallı dede değil. 

 

Henüz tam olarak açıklanamayan fenomenlerin varlığı, çöl bedevisi muhammed ve arap tanrısı allaha kanıt olmaz, deizm argümanlarıyla islamı varlayamazsın, geç bu işi. İslam teorik tanrı iddiasıyla ringe çıkamayacak kadar fos bir ideolojidir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, Ebu Kafir yazdı:

 

Maddenin yapı taşı olan atomlar cansızdır, bununla beraber yapıları gereği belli fizik kurallarına uymaktadırlar.
misal uygun ortamda bir araya gelen hidrojen atomları ve oksijen atomu bağ yapar ve su molekülünü oluşturur.
bu durumun gerçekleşmesi için görünmez sihirbazların hokuspokus yapmasına gerek yoktur. İlk canlı hücrelerin de ilksel su birikintileri ve volkanik bacaların çevresinde doğru oranlarda ve şartlarda bir araya gelerek oluştukları düşünülüyor. Bu durumu işaret eden farklı bilimsel çalışmalar mevcut. Kendi kendini kopyalayabilen hücreler aşamalı olarak rna-dna yapılarına
kavuşmuşlardır, doğanın deneme yanılma yöntemiyle bunu başarmak için oldukça uzun zamanı vardı. Bilimsel olarak gayet olası durumlardan bahsediyoruz. Hücrelerin bir araya gelip çok hücreli canlıları oluşturması ise entropiyle alakalı görünüyor. Damar, böbrek, kalp vs. olmaya zorlayan şey fizik kanunları, dna, entropi, vb. Senin sandığın gibi bulutların üzerinde oturan ak sakallı dede değil. 

 

Henüz tam olarak açıklanamayan fenomenlerin varlığı, çöl bedevisi muhammed ve arap tanrısı allaha kanıt olmaz, deizm argümanlarıyla islamı varlayamazsın, geç bu işi. İslam teorik tanrı iddiasıyla ringe çıkamayacak kadar fos bir ideolojidir. 

Peki  bunlar  deizm  argümanları  ise  size  neden  mantıklı  gelmiyor da deist  olmuyorsunuz da ateistsiniz.Mukemmel  düzen ve  canlıları  yaratan  bir  yaratıcı  neden  olmasın size  göre ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
42 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

hakikaten  ya  akılsız  şuursuz  atom  diyor  benim  gibi  o  da ? Atom  keşfedilmese  bunların  sözlükte  kelime  yok  galiba ?Benimde  yoktu  bi  zamanlar  nicki  mi  öyle  yaptım. Zerrelerin  ne zoru  varda  milyon  kat  sanatli  canlıları  oluşturuyor lawrenss kraus?

 

Atomlarda kafirler gibi isyankar o yüzden ?

tarihinde lawrenceKrauss tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

Peki  bunlar  deizm  argümanları  ise  size  neden  mantıklı  gelmiyor da deist  olmuyorsunuz da ateistsiniz.Mukemmel  düzen ve  canlıları  yaratan  bir  yaratıcı  neden  olmasın size  göre ?

 

Tanrının tanımını yapmaya başladığınız zaman çöktüğü için.
Bir şeyleri açıklamak için ortaya attığınız argüman mantıksız ve imkansız olmamalı, açıklamadan çok soru işareti üretmemelidir.
cinsel fantezilerini gerçekleştiren, sonsuza kadar 5 yıldızlı tatil köyü hizmeti veren, koruyup kollayan abartılmış baba figürü hayal edebiliriz elbette bu onun gerçekte olacağı anlamına gelmez. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, Ebu Kafir yazdı:

 

Maddenin yapı taşı olan atomlar cansızdır, bununla beraber yapıları gereği belli fizik kurallarına uymaktadırlar.
misal uygun ortamda bir araya gelen hidrojen atomları ve oksijen atomu bağ yapar ve su molekülünü oluşturur.
 

 

Yani, fizik kanunları vücudumuzdaki trilyonlarca zerreyi öyle bir idare ediyor ve onlara öyle bir kuvvet uyguluyor ki, trilyonlarca zerre kemik, damar, beyin, hücre olmak zorunda kalıyorlar öyle mi.. Bak dikkat et.. Bir tek ilahı kabul etmediğin zaman her bir canlının içinde trilyonlarca zerreyi kendine itaat ettiren ilahları kabul etmek zorunda kalıyorsun.. Biraz aklını çalıştır.. Fizik kanunları bir ilah mı ki trilyonlarca zerreyi beyin yapmak ve o beyni bütün vücudunla bağlamak için kuvvet uygulasın..Ne zorunuz var ki bu kadar açık bir hurafeyi kabul edip, bu dünyayı kendiniz ve sevdiklerinize idamhaneye çeviriyorsunuz.. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...