Jump to content

Namaz değil, salati, Alla'ha değil Muhamme'de edilen İbadet şekli gerçek islamdır.


Recommended Posts

Siz 1 milyar müslüman namazı allaha değil aslında muhammed için kılıyorsunuz ama farkında değilsiniz. islamda namzın anlamı salatidir. salatının anlamıda muhammede edilen dulalardır..

 

kuşlık vakti başlar gece olunca sona erer.

 

gerçek islamda 5 rakamının olması imkansızdır.

 

1400 yıl önce at takvimi ve kum saatine göre yazılmıştır.

 

gerçek kuran...

 

1400 yıl öncekı salatide şöyleydi. kuşlık vakti. mekkede müslümanlar toplanır. her evde gece oluncaya dek salati dulaları yapılırdı.

 

işte namaz dediğiniz ibadet şeklinin gerçeği budur..

 

size ögretilen 5 vakit namaz miladiye göre yapılır ve monoteizm öncesi şamanızmden alıntıdır .mekkenın etrafındakı dönüşlerde monotezim öncekı şaman ayınlerınde alıntıdır.Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi ve yazı

Link to post
Sitelerde Paylaş

salatinin anlamı bu, kuranı anlıyarak okursan anlarsın.. :)))6236 ayttede namaz kelimesi geçmiyor, salati olarak geçer. diyanetin uydurdugu 5 rakamına göre yaptığınız eylem salati değildir.sizin yaptığınız eylem düpedüz şamaınzm ayinidir.monoteizm öncesi yapılan egilme kalkma bu tür hareketler kuranda yazmaz saatlerde yazmaz .kuranı kımın anladığı kimin anlamadıgı açıkça ortada.kuranda açıkça belirtmiş salati , peygamber duasıdır. islam dininde gerçekten günümüzdeki şekliyle namaz var mı? kuranda namazın kılınma tarifi yok. tek kaynak hadisler. onların da doğruluğunun hemen hemen hiçbir garantisi yok. çünkü kulaktan kulağa aktarılmış bilgiler. e o halde namazın şeklinden nasıl emin olabiliriz? namaz" kelimesi farsça bir kelime ve orijinal arapça kuranda hiçbir şekilde "namaz" kelimesi geçmemekte. bunun yerine "salat" yani itaat etme, bağlılık gösterme kelimesi var. bu kelime nasıl oldu da sonradan bugünkü bildiğimiz namaz şekline büründü? şeklini, okunacak duaları, günde 5 vakit oluşunu kim belirledi? tabiki diyanet belirledi... 1400 yıl önce saatmi vardı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şüphesiz Allah herşeyi bilendir, sonsuz güçtür.

 

Namaz ile ilgili şu hadiseyi atlamanız olmamış;

 

Miraç Gecesi'nde namazın farz oluş şekli ve elli vakitten beş vakte indirilişi hususunda Peygamber Efendimiz (asm) ile Hz. Musa (as) arasında vukû bulan hâdise, hem Buharî’de, hem de Müslim’de rivayet edilmektedir.

Hâdise özetle şöyle cereyan eder:

Resul-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.) Hz. Cebrail’in refâkatinde Mekke’den ayrılıp semâya yükselir. Önce Hz. Âdem’le, daha sonra Hz. İdris, Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. İbrahim’le görüşür. Cenab-ı Hakk'ın yüce katından dönüşünde ise Hz. Musa ile karşılaşır. Bu sohbeti Peygamber Efendimiz şöyle anlatırlar:

 

“O zaman Allah ümmetime elli vakit namaz farz kıldı. Bu farziyeti yüklenerek döndüm. Derken Mûsâ Aleyhisselâma rast geldim.

“Mûsâ (a.s.) bana, ‘Rabbin ümmetine neleri farz kıldı?’ diye sordu.
“Onlara, ‘Elli vakit namaz farz kıldı’ dedim.
“Musa (a.s.) bana, ‘RAbbine dön de şefaat et, zira ümmetin buna tâkat getiremez.’ dedi.
“Bunun üzerine Rabbime Mürâcaat ettim. Allah Teâla şatrını (bir kısmını) indirdi. Ben yine Mûsâ’nın (a.s.) yanına dönerek durumu kendisine haber verdim: ‘Bir kısmını indirdi’ dedim. O yine, ‘Rabbine mürâcaat et, zira ümmetin tâkat getiremez’ dedi.
“Ben yine Rabbime mürâcaat ettim. Alah Taâla kalanından bir kısmını indirdi. Mûsâ Aleyhisselâmın yanına yine döndüm. O tekrar, ‘Rabbine dön, zira ümmetin buna dayanamaz’ dedi. Bir daha müracaat ettim.
“Allah Teâla, ‘Onlar beştir, yine onlar [sevap itibariyle] ellidir. Benim nezdimde hükm-ü kaza değişmez’ buyurdu.
“Musa’nın yanına döndüm. O yine, ‘Rabbine dön’ dedi.”
“Ben de, ‘Artık, Rabbimden utanır oldum’ dedim.” 

 

Yani ciddi pazarlıklar söz konusu. Allah'ın huzuruna git gel kolay değil. Kaldı ki peygamberimiz utanmasa, bu 5 vakit 2, 3 vakte kadar da inerdi. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet tipik bir yalanlama vakası. Bunu sadece ''Kuran'' diyen ilimsiz varlıklarda da görüyorum. Hadi bakalım!

 

KURANDA NAMAZ

 

Elmalılı Hamdi Yazır / Maide 6

Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman, yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı meshedin, iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz temizlenin. Hasta iseniz, yahut yolculukta iseniz, yahut biriniz abdest bozmaktan gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, su da bulamamışsanız, temiz bir toprağa teyemmüm edin. Bunun için de yüzlerinizi ve ellerinizi o toprakla meshedin. Allah size bir güçlük çıkarmak istemiyor, fakat sizi temizlemek ve şükredesiniz diye de üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor.

 

Abdest için farz olanlar konusunda bir beis yoktur. Belirtilenleri yaptığınızda farz olarak abdestinizi tamamlamış olursunuz. Resulullahın sünnetine uymak isterseniz de bunu yapmanızda bir beis yoktur.

 

Rekat konusu

Bu konuda Kuran da detay verilmemesi ile birlikte, bu dilediğimiz kadar kılabileceğimiz anlamına gelmez. Kuran da Allah bunun için ne bir sınır, ne de bir sınırsızlık koymuştur. 

Sınır koymaması sebebi ile dilediğimiz kadar kılabiliriz manası yanlıştır, Yüce Allah, bu şekilde bir hüküm verecek olsaydı neden Kuran da belirtmesin? Demek ki bu sebep ile şu ayet doğrultusunda, rekat konusunu bize açıklayacak olan Muhammed Peygamberdir. 

 

‘’Nitekim içinizden size bir peygamber gönderdik. O size âyetlerimizi okuyor, sizi temizliyor, size kitabı ve hikmeti öğretiyor. Size bilmediğiniz şeyleri öğretiyor.’’

Bakara 151

 

‘’Biz o peygamberleri mucizelerle ve kitaplarla gönderdik. Ey Peygamberim! Sana da Kur'ân'ı indirdik ki, insanlara vahyedileni açıklayasın. Belki onlar da düşünürler.’’

Nahl 44

 

Bugünde bizler Muhammed Peygamberin açıklaması doğrultusunda rekatları bilmekteyiz.

 

KURANA GÖRE NAMAZ KILMA ŞEKLİ VE VAKİTLER

Elmalılı Hamdi Yazır / Müzzemmil 20

Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalktığını, seninle beraber bulunanlardan bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor. Gece ve gündüzü Allah takdir eder. O, sizin onu sayamayacağınızı bildi de sizi affetti. Bundan böyle Kur'ân'dan size ne kolay gelirse okuyun. Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah'ın lütfunu arayan başka kimseler ve Allah yolunda savaşan daha başka insanlar olacağını bilmiştir. Onun için Kur'ân'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun, namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin (Hayırlı işlere mal sarfedin). Kendiniz için gönderdiğiniz her iyiliği, Allah katında daha hayırlı ve sevapça daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan bağış dileyin. Kuşkusuz Allah bağışlayandır, merhamet edendir.

 

Bu ayet Kıraat konusundadır ve bu konuda bir beis yoktur.

 

Elmalılı Hamdi Yazır / Bakara 238

Namazlara ve orta namaza devam edin ve Allah için boyun eğerek kalkıp namaza durun.

 

Şimdi bu ayeti açıklamadan önce bir kaç ayete bakalım; 

 

Taha 130

Sen onların söylediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de rabbini övgüyle tesbih et; yine gecenin bazı vakitlerinde ve gündüzün iki ucunda da tesbih et ki hoşnutluğa erişesin.

 

Burada gündüzün iki ucunda kısmı ile beş vakit namaz dile getirilmiştir, öyle ki şimdi Bakara 238’e detaylıca bakalım;

 

‘’Bakara suresinin, "namazlara ve ayrıca orta namaza devam edin" mealindeki 238. ayet-i kerimesinde "namazlar" anlamındaki "salâvat" kelimesi çoğuldur. Arapça da çoğul üçten başlar. "İki'' ye tesniye denir ve ''iki namaz'' sözü "salateyn'' şeklinde söylenir. Demek oluyor ki, ayetteki ''salavat'' sözünden en az üç namaz anlaşılır. Ayrıca bir de "orta namaz" var. Çünkü matuf, matuf aleyhten (üzerine atıf yapılandan) ayrıdır. Bu sebeple "orta namaz", "namazlar'' ifadesine dahil olmadığı gibi, her iki yanında eşit sayı bulunmadığı için, üç namazın arasında yer alacak bir namaza ''orta namaz'' denilmesi de mümkün değildir. O halde, ayetteki "salavat" kelimesi, en az dört namazı ifade eder. Orta namaz buna eklendiğinde beş vakit namaz ortaya çıkar. Orta namazın ikindi namazı olduğu bazı hadislerde açıklanmıştır.’’

‘’Salât-ı vüstânın ikindi namazı olduğu şeklindeki yorum Hz. Ali, Ebû Hüreyre, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Abbas ve Hz. Âişe gibi sahâbîlerle bazı tâbiîn âlimleri ve müfessirlerden nakledilmiştir (Taberî, II, 750-755). Bu anlayış, Hendek Gazvesi’nin kritik bir gününde ikindi namazını kılamayan Hz. Peygamber’in müşriklere bedduada bulunurken, “Bizi salât-ı vüstâdan alıkoydular” ifadesini kullanmış olmasına dayanmaktadır’’ (Buhârî, “Cihâd”, 98, “Meġāzî”, 39; Müslim, “Mesâcid”, 202; ayrıca bk. a.g.e., II, 755-760)

 

Hz.Ali’den gelen rivayet ile;

"Onlar bizi güneş batıncaya kadar es-Salât-ü Vusta'dan meşgul edip alıkoydukları gibi, Allah onların kabirlerini ve evlerini ateş doldursun." (Buhârî, Ebû Abdullah Muhammed b. İsmail, el-Camiu's-Sahîh, Daru İbn-i Kesir, Dımesk, Deavât, 58,cihad, 98, K. Tefsir, 44, Müslim, Ebu'l-Hüseyin Müslim b. el-Haccac (v.261/875), el-. Câmiu's-sahih,(Sahih-u Müslim),Dar-u Taybe, Riyad 2006, Mesacid, 204. Nesâi, Ebû Abdurrahman b. Şuayb, Sünen, müeessetetü’rRisale, Beyrut 2001,Salât,22 (356), İbn Mâce, Ebû Abdillah elKazvînî, Sünen,mektebetu’l-Mearif,Riyad t.y., Salât, 684;)

 

Dâvud, Ahmed b. Hanbel ve Nesei’in rivayetinde hadîsin شغلونا عن الصلاة الوسطى صلاة العصر ملأ االله بيوهتم :şöyledir şekli وقبورهم نارا "Bizi es-Salâtü’l-Vusta’dan -ikindi namazından meşgul edip alıkoydular..." (Nesâi, sünen,Salât,22 (358), Ahmed b. Hanbel, el-Musned, Müeessetü’r-Risale,y.y 1999, 2/240, Ebu Davud, Süleyman b. Eş'as b. İshak el-Ezdi, Sünen, Beytü'l-Efkâri'd-Düveliyye, Riyad t.y., Salât, 5)

İbn Mace’deki rivayette bu ilave yoktur. (İbn Mâ ce, Sünen, Salât, 684) Müslim’in iki rivayetinden biri bu şekildedir. (Müslim,mesacid,205.)

 

İbn Mes'ûd’dan gelen bir rivayet ikindi namazına daha net bir şekilde işaret etmektedir. “Resûlüllah (a.s.) Efendimiz, " es-Salâtü’l-Vusta ikindi namazıdır" buyurdu.” (Et-Tirmizî, Ebu İsa b. İsa, Sünen, Dar-u İhya'i't-Turasi'l-Arabî, Beyrut t.y., K. et-Tefsîr.;2985) 

Semure'den rivayete göre Resûlullah şöyle demiştir : «es-Salâtu'l-Vustâ, ikindi namazıdır.» (Et-Tirmizî, K. et-Tefsîr.;2983 Ahmed b. Hanbel, el-Musned, 2/240 Semure hadîsini Tirmizi hasenlemiştir. Aynı zamanda tefsir bölümünde sahih olduğunu kaydetmiştir.) bu ve benzeri, Taberi’de “Orta namaz”ın ikindi namazı olduğuna dair 64 rivayet vardır. (et-Taberî, Câmiu’l-Beyân, V/168-173)

 

Resulullah (sav) gecenin evvelinde yürüdü, sonuna doğru uyku molası verdi. Ancak güneş doğuncaya -veya bir kısmı ufuktan çıkıncaya- kadar uyanamadı. (Uyanınca) namazı hemen kılmadı. Güneş yükselince namazı kıldı. İşte bu orta namazdır (Salatul-Vusta).

Ravi: İbnu Abbas

Kaynak: Nesai, Mevakit 65, (1, 299)

 

Ancak diğer vakitler olduğunu vurgulayan da vardır, öyle ki şu kaynaklarda geçer; (Taberî,II, 760-767) (Elmalılı, I, 811)

Yine de çoğunlukla ittifakta bulunulup, ele alınan İkindi Namazı olduğudur.

Şu hadis de bir örnektir; Aişe'nin azadlısı Ebu Yunus anlatıyor: "Hz. Aişe (ra), kendisine bir mushaf yazmamı emretti ve dedi ki: "Şu ayete gelince bana haber ver: "Namazlara ve bilhassa orta namazına devam edin" (Bakara, 238). Yazarken bu ayete gelince ona haber verdim. Bana şunu imla ettirdi: "Namazlara ve orta namazına ve ikindi namazına devam edin ve Allah için yalvaranlar olarak eda edin" (Bakara, 238). Hz. Aişe (ra): "Ben bunu Resulullahtan işittim" dedi.

Ravi: Ebu Yunus

Kaynak: Müslim, Mesacid 207, (629); Ebu Davud, Salat 5, (410); Tirmizi, Tefsir, Bakara 2, (2986); Nesai, Sal

 

Ve şu hadis de bulunmaktadır; Zeyd Ibnu Erkam (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz, namaz kılarken konuşurduk. Öyle ki herkes kendi yanındakine bir şeyler söyleyebilirdi. Derken su ayet nazil oldu: "Allah'in divanina tam husu ve taatle durun" (Bakara 238). Böylece sukut etmekle emrolunduk ve konuşmaktan men edildik."

Buhari, Amel fi's-Salat 2, Tefsir, Bakara 43; Muslim, Mesacid 35, (539); Ebu Davud,178, (949); Tirmizi, Salat 297 (405); Nesai, Sehv 20.


 

Bu ayette 5 vakti destekler;

‘’Gündüzün her iki tarafında ve gecenin saçaklarında (gündüze yakın olan saatlerinde) namaz kıl! Muhakkak ki, iyilik kötülükleri giderir. Bu ise, düşünebilenlere bir öğüttür.’’ Hud 114

 

‘’Gündüz, “tan yerinin ağarmaya başladığı andan güneşin batmasına kadar geçen süre” demektir. Gece ise “güneşin battığı andan başlayıp tan yerinin ağarmasına kadar geçen süre”yi ifade eder. Gündüzün iki tarafından maksat, geceyle birleşen iki tarafı, yani başı ve sonu olup tan yerinin ağardığı ve güneşin battığı zamanlardır. Buna göre gündüzün iki tarafında kılınması emredilen namazlardan biri sabah namazıdır; diğeri ise güneş batmadan önceki kısım (taraf) olarak alındığında öğle ve ikindi, battıktan sonraki taraf olarak alındığında akşam ve yatsı olarak yorumlanmıştır. “Gündüze yakın saatler” diye tercüme ettiğimiz zülef kelimesi ise zülfenin çoğulu olup gecenin gündüze yakın olan ilk saatlerini ifade eder; bu saatlerde kılınması emredilen namaz da yatsı namazıdır. Âyette namazın şekli ve zamanı belirlenmediği için âyet, vakti detaylı olarak tanımlamadan işaret edilen zamanlarda namaz kılmanın önemini vurgulamaktadır (Şevkânî, II, 603). Bu âyetin bütün farz namazların vakitlerini belirlediği kanaatinde olanlar da vardır (bk. Elmalılı, IV, 2831). ‘’

 

Bunlardan başka şu ayetlerde de vurgulanmıştır, bunların açıklamasını ise Muhammed Peygamber yapmıştır;

Nisa, 4/103; İsra, 17/78; Rum, 30/17-18; Nur, 24/36; Kaf, 50/39-40; Dehr (İnsan), 76/25-26


 

KIBLE

Bakara 115

Bununla beraber, doğu da Allah'ın, batı da Allah'ındır. Artık nereye dönerseniz dönün, orası Allah'a çıkar. Şüphe yok ki, Allah(ın rahmeti) geniştir, O, her şeyi bilendir.

 

Normalde Bakara 144 ile kıblenin Mescid-i Haram olduğu kesindir.  115. Ayetin, 144.Ayet ile nesih edildiğini savunanlar da vardır. (bk. Taberî, I, 502; Râzî, IV, 18-19) Ben bunun şu yönde olduğunu düşünmekteyim; normal şartlarda namazın kıblesi Mescid-i Haram’dır. Bu ayetler ile de sabittir. Kıbleyi bildiğin müddetçe yüzünü oraya dönmek bizler için bir farzdır.

Kıbleyi belirleyemediğimiz durumlarda ise Bakara 115. Ayete göre, nereye dönersek dönelim bizler için bir sorun teşkil etmeyecektir. (Bu konuda bk. Şevkânî, I, 144-145)Öyle ki şu nüzul sebebi bunu destekler;

 

Amir Ibnu Rebi'a (radiyallahu anh) anlatıyor: "Biz karanlık bir gecede Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte bir seferde idik. Kıble istikametini bilemedik. Herkes kendi istikametine yönelerek namazını kıldı. Sabah olunca durumu Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a açtık. Bunun uzerine su ayet indi. "...Nereye yönelirseniz Allah'ın yönü orasıdır. (Bakara, 115)."

Tirmizi, Tefsir, Bakara (2960), Salat 354, (345).

 

Böylece Kuranda Namaz konusunu bitirmiş bulunmaktayım.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...