Jump to content

Recommended Posts

  • İleti 81
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

2 dakika önce, Desert Wind yazdı:

Bahsettiğiniz Islam âlimleri 11.yüzyılda yaşayan Ibn Kazım'a değin tahrifin sadece manada olduğunu kabul etmişlerdir metinde değil.

( Taberi , Ibn Hişam, Ibn Ishak dahil)

Taberî tahrifi mâna ve hükümlerin(metin) değiştirilmesi olarak görür. (Câmiʿu’l-beyân, I, 367-369) Verdiğim kaynakta bilgi bulunmakta.

Diğer dedikleriniz konusunda kaynak görebilir miyim?

Link to post
Sitelerde Paylaş
24 dakika önce, EbûTürâb yazdı:

Ebu Hanife,

Bu kişi İran, Pers kökenlidir.

Perslerin islamın oluşmasında rolü büyüktür. Persler kuran metinlerini kendi çıkarlarına göre okumuşlardır, mesela salatı kendi ibadet şekli gibi namaz olarak yorumlayanlar onlardır. Hadislerin çoğunu  yazanlar onlardır. Nasaraları hristiyan olarak yorumlayan yine onlardır çünkü tarihsel düşmanlıkları vardır. Persler, Abbasi Saray’ın da önemli görevlerde bulunmuştur. İslam da bu Saray ortaklığı sayesinde ortaya çıkmıştır. Büyük ortaklık Araplara bırakılmış kendileri de alttan alta islam tarihini çıkarlarına göre dizayn etmişlerdir. İslam prensiplerinin % 90’ı hadislerde saklıdır, bu hadisleri yazan Tabari ve Buhari de İran kökenlidir! Şaşırdın mı?

tarihinde Abdülmalik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, Abdülmalik yazdı:

Bu kişi İran, Pers kökenlidir.

Perslerin islamın oluşmasında rolü büyüktür. Persler kuran metinlerini kendi çıkarlarına göre okumuşlardır, mesela salatı kendi ibadet şekli gibi namaz olarak yorumlayanlar onlardır. Hadislerin çoğunu  yazanlar onlardır. Nasaraları hristiyan olarak yorumlayan yine onlardır çünkü tarihsel düşmanlıkları vardır. Persler, Abbasi Saray’ın da önemli görevlerde bulunmuştur. İslam da bu Saray ortaklığı sayesinde ortaya çıkmıştır. Büyük ortaklık Araplara bırakılmış kendileri de alttan alta islam tarihini çıkarlarına göre dizayn etmişlerdir. İslam prensiplerinin % 90’ı hadislerde saklıdır, bu hadisleri yazan Tabari ve Buhari de İran kökenlidir! Şaşırdın mı?

Öncelikle sevgili Abdülmalik, bu tarz konularda pek fazla bilgim yoktur. Benim ilgilendiğim kısım tümüyle dini bölümdür. Lakin yine de görmezden gelemeyeceğim bir kaç şey var, bir kişi İran kökenli olması sebebi ile bu dediğin olayları hemen onlara yaftalayamayız.  Çünkü bu konuda onların insanlara açıkladığı kesin sözler yok ise, bunlar bir iddiadan öteye gidemez ve bunu sen benden daha iyi biliyorsun.

Ebu Hanife konusuna gelirsem, kendisi bahsettiğim gibi Abbasi döneminde de, Emevi döneminde de iktidar ile çatışmaktaydı. Bu sebepten hapise girdiği, işkenceler gördüğü her yerde mevcut. 

Ayrıca Perslerin, Abbasi Saraylarında görev alması ile bu dediklerini ben bağdaştıramam. Sen yapabilirsen bilmiyorum. 

Yinede bu konuda detaylı bilgim yok. Ben işin sadece din kısmındayım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
28 dakika önce, EbûTürâb yazdı:

Taberî tahrifi mâna ve hükümlerin(metin) değiştirilmesi olarak görür. (Câmiʿu’l-beyân, I, 367-369) Verdiğim kaynakta bilgi bulunmakta.

Diğer dedikleriniz konusunda kaynak görebilir miyim?

Afedersin de "hükmü" nasıl "metin "yaptın?

Kaynak vermeye gerek yok siz Islam tarihi uzmanisiniz kaynaklar elinizde Ibn Kazımdan önce Incil veya Tanah metin olarak değiştirildi diyen bir kaynak bekliyorum?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, Desert Wind yazdı:

Afedersin de "hükmü" nasıl "metin "yaptın?

Kaynak vermeye gerek yok siz Islam tarihi uzmanisiniz kaynaklar elinizde Ibn Kazımdan önce Incil veya Tanah metin olarak değiştirildi diyen bir kaynak bekliyorum?

hüküm dediğin şey, ne olarak geçer peki? 

mana dediğimiz şey açıktır, hüküm nedir peki? mesela kuranda maide 48.ayeti bir hüküm değil midir? bu hüküm, bir metin olarak geçmez mi?

İbn Kazım dediğin kişi, 12.İmamdan yedinci olan mı? 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.11.2019 at 17:07, EbûTürâb yazdı:

Böylece Meryem konusunda ki belirsizlikleri tümüyle ortaya sermiş bulunmaktayız. Yüce Allah'a niyazımdır ki bizlere kendisi ile yol tutacağımız ilim nasip eylesin. 

Sevgilerimle, saygılarımla....

Ne yazık ki yeterli bir araştırma değil arkadaşım
ÖNCE BİLGİ HATALARI
1. İmran'ın üç çocuğunun Harun, Musa ve Meryem olduğu Çıkış nüshasında değil Sayılar nüshasında ve Mika'da anlatılır. (Çok önemli)
2. Taberi'de Meryem'in soyu Musa'ya değil Davut'a dayanır
3. Musa zenci bir kadınla evlendi, soyu güçlü değildir, Harun'un soyu vardır. Levililer olarak adlandırılabilir. Davut ise Yehuda soyundandır

4. İmran ile İbrahim'i bağlamak ; Meryem ile Musa'yı baplamaz. Tamamen alakasızdır.
ÇELİŞKİLER
1. "Uhte Harun" sözü Harun'un kızkardeşi demektir (Kasas Suresi)
2. "Uhte Musa" sözü Musa'nın kızkardeşi demektir. Kuran'da her iki kalıp da kullanılmıştır. Şayet "öz kardeş" dışında başka bir anlamı olsaydı, belirtilmesi gerekirdi. (Kuran-ı Mübin)
3. Harun ile Musa özkardeştir. Dolayısıyla "Uhte Harun ve Uhte Musa" aynı kişiyi belirtmelidir.
4. Diyelim ki bu iki öz kardeşin Kuran'da kızkardeşlerinin biri öz diğeri manevi/sembolik olsun. Enteresan ki, her ikisinin de adı Meryem'dir.
5. Yine ilginçtir, her ikisinin de babası İmran'dır.
6. İki Meryem birbirine karışmıştır
7. Meryem'in babasının asıl adı İmran değildir. Yaokim'dir. İmran, bu karıştırmanın sonucudur.
8. Sonuçta, Hz.Harun peygamberin gerçekten Meryem binti İmran adında iki farklı kızkardeşi olduğunu tezini savunmak çok sıkıntılıdır. (biri öz, diğeri sembolik)

ESAS SORULAR ŞUNLARDIR

1. Kimdi bu Necranlılar. Onlarla ne tartışılmıştır
2. Ali İmran Suresi'nin vahiy katibi kimdir
3. Mekke'de peygamber tarihi epeyce anlatılmıştı. Medine'de Meryem hikayesi neden yeniden anlatıldı
4. Meryem, Harun'a nasıl kızkardeş oldu. Musa neden olmadı?
5. Tevrat-Çıkış Nüshası ile Tevrat-Sayılar Nüshası'nın konuyla ne ilgisi vardır
Aslında ne oldu, ayrıntılarıyla burada, beklerim : https://felsefetesti.blogspot.com/2019/11/imran-ve-meryem.html

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.11.2019 at 17:27, Desert Wind yazdı:

Hristiyan literatüründe vardır bu . Hristiyanlar İsa'nın Meryem'in ve diğer birçok İncil öğesinin Eski Antlaşma dedikleri Tanah'ta prototipi olduğunu düşünürler. Örneğin 4. Yüzyıl Süryani azizi Efrem Meryem'i Ahit Sandığı'na İsa'yı da Ahit Sandığı'nın içindeki Antlaşma Levhalarına benzetir. Çünkü İsa Yeni Antlaşma'dır. Meryem de onu rahminde taşıyarak Antlaşma Sandığı görevini görmüştür.

 

 

Birinci Seçenek : Hristiyanlıkta üç farklı Meryem figürü vardır, muhtemelen Mecideli Meryem ile karıştırıyor olabilirsin.

İkinci Seçenek : Aynı karışıklığı, yani Tevrat'taki Meryem, İncil'deki Meryem ve Mecideli Meryem karışıklığını hristiyanların da yapması muhtemeldir. Halen, Mecideli Meryem ile bakire Meryem'in aynı kişi olup olmadığı tartışmalıdır. (çok karışık bir konu)

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, saygsayg yazdı:

1. İmran'ın üç çocuğunun Harun, Musa ve Meryem olduğu Çıkış nüshasında değil Sayılar nüshasında ve Mika'da anlatılır. (Çok önemli)

Mika'da olduğunu da belirttim. Bilgi yanlışı yok. Çıkışta Harun ve Musa, Mika'da ise Meryem yer almakta.

 

2 saat önce, saygsayg yazdı:

2. Taberi'de Meryem'in soyu Musa'ya değil Davut'a dayanır

Bu konuda evet doğru. Taberi'nin kitabında dediğin gibi de geçiyor ancak benim dediğim gibi de geçmekte. Taberi'nin kabul ettiği, benim kaynağı ile birlikte verdiğim bölümdür. Kaynaktan okuyabilirsin.

 

2 saat önce, saygsayg yazdı:

3. Musa zenci bir kadınla evlendi, soyu güçlü değildir, Harun'un soyu vardır. Levililer olarak adlandırılabilir. Davut ise Yehuda soyundandır

Yanlış bilgi burada bulunmakta. Zenci dediğin kadından Tevrat'a göre çocuğu yok. Diğer eşinden ise soyu devam ediyor. Ayrıca Harun'un soyunun olduğu da doğrudur. Levili denmesinin sebebi Anne ve Babalarından gelen soy sebebi iledir. O konuda benim hata yapmış olduğum tek nokta olabilir, kaynaklara dayanarak Musa'dan olduğunu söyledim ancak ayette de Harun denildiği için nitekim Harun'un soyundan da gelmiş olabilir. Direk olarak bu fark etmez çünkü Harun ve Musa kardeş olduklarından ikisini de bir soy içerisinde sayabiliriz.

 

2 saat önce, saygsayg yazdı:

4. İmran ile İbrahim'i bağlamak ; Meryem ile Musa'yı baplamaz. Tamamen alakasızdır.

Yanılıyorsun. Aksine Kuranda Musa'nın nesebinden bahsedilmemesi sebebi ile tam anlamı ile bağlar. 

3 saat önce, saygsayg yazdı:

Meryem'in babasının asıl adı İmran değildir. Yaokim'dir.

Yaokim'den kastını anlayamadım, bunun kaynağı nedir senin tarafınca?

Diğer çelişki adı altında yazdıklarına da karışmıyorum, öyle ki ayette gayet açık bir şekilde belirtilmiş. Harun'un kızkardeşi bölümünü bir kere daha okumanı rica ediyorum.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 saat önce, EbûTürâb yazdı:

Diğer çelişki adı altında yazdıklarına da karışmıyorum, öyle ki ayette gayet açık bir şekilde belirtilmiş. Harun'un kızkardeşi bölümünü bir kere daha okumanı rica ediyorum.

Ben senin yazını okudum; ayet/hadislerini en az 20 defa okudum zaten ama sen benim linki okumamışsın, o zaman tek tek gidelim

12 saat önce, EbûTürâb yazdı:

Mika'da olduğunu da belirttim. Bilgi yanlışı yok. Çıkışta Harun ve Musa, Mika'da ise Meryem yer almakta.

Mika'da tek satır geçer, Meryem'in hikayesini anlatmaz, konumuz Mika değil. Konumuz Çıkış ve Sayılar. (Linki okusan anlardın) Sebebini daha sonra açıklayacağım. Önce anlaştığımız konulara gelelim

12 saat önce, EbûTürâb yazdı:

Bu konuda evet doğru. Taberi'nin kitabında dediğin gibi de geçiyor ancak benim dediğim gibi de geçmekte. Taberi'nin kabul ettiği, benim kaynağı ile birlikte verdiğim bölümdür. Kaynaktan okuyabilirsin.

Taberi'nin Meryem'i Davut'a bağla(maya çalış)dığında anlaştık. Ben bunu Taberi'den okumadım, Sorularla İslamiyet'te gördüm. Taberi'nin huyunu bilen biri olarak "Ulan Taberi" dedim. Şimdi sen diyorsun ki, "aynı zamanda Musa'ya da bağl(amaya çalış)ıyor" Olabilir çünkü Taberi bu. Senin soyunu bugün Adem'e bağlayabilir. Şimdi gelelim kritik soruya: Dediğin doğruysa, Taberi Meryem'i neden hem Davut'a hem Musa'ya bağlamaya çalışıyor, bir fikrin var mı? Kanal 7'de falan oynayan Meryem dizisini izlediysen bilmelisin. Fikrin yoksa ben sana açıklayacağım(Ah Taberi Ah, çok acizsin)

12 saat önce, EbûTürâb yazdı:

Yanlış bilgi burada bulunmakta. Zenci dediğin kadından Tevrat'a göre çocuğu yok. Diğer eşinden ise soyu devam ediyor. Ayrıca Harun'un soyunun olduğu da doğrudur. Levili denmesinin sebebi Anne ve Babalarından gelen soy sebebi iledir. O konuda benim hata yapmış olduğum tek nokta olabilir, kaynaklara dayanarak Musa'dan olduğunu söyledim ancak ayette de Harun denildiği için nitekim Harun'un soyundan da gelmiş olabilir. Direk olarak bu fark etmez çünkü Harun ve Musa kardeş olduklarından ikisini de bir soy içerisinde sayabiliriz.

Olabilir, Musa tek kadınla evlendi demiyorum. "Musa'nın soyu güçlü değildi" konusunda anlaştık, çok önemli değildi. İmran ve Harun soyu aynı zaten burada konuyu etkileyen bir durum yok. Şu bilgiyi vereyim. O dönemde Süleyman mabedi yapımında bulunan iki büyük soy vardır. Levililler(Harun'un soyu) Yehudalılar (Davut'un soyu)

12 saat önce, EbûTürâb yazdı:

Yanılıyorsun. Aksine Kuranda Musa'nın nesebinden bahsedilmemesi sebebi ile tam anlamı ile bağlar. 

Yaokim'den kastını anlayamadım, bunun kaynağı nedir senin tarafınca?

Diğer çelişki adı altında yazdıklarına da karışmıyorum, öyle ki ayette gayet açık bir şekilde belirtilmiş. Harun'un kızkardeşi bölümünü bir kere daha okumanı rica ediyorum.

Ben buna sayfalarca yazarım ama tek tek gitmek istiyorum. Yoakim'i şimdilik unutalım, Ali İmran 34'ü de şimdilik unutalım, çünkü Kuran'daki görünen problemin ne olduğunu ikimiz de gerçekten teşhis ettik mi, bunu öğrenmek istiyorum:

1. "Ey Harun'un kızkardeşi" deyince insanlar şöyle zannediyor; Hz.Harun - Hz.Musa ve Hz.Meryem kardeş oluyorlar. Üçünün de babası İmran oluyor, Hz.İsa'nın dayısı Hz.Musa oluyor, doğru mu

2. Halbuki sen de ben de biliyoruz ki, Harun ve Musa'nın Meryem adında bir kızkardeşi var ve bu kadın Hz.İsa'nın annesi değil, doğru mu

3. Kuran'da geçen "İmran" kimdir; Musa'nın babası mı, İsa'nın dedesi mi?

Ek: Bir de Taberi sorusunu cevaplarsan yeterli (Harun varken neden Davut'a bağlamaya çalışıyor)

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, saygsayg yazdı:

Ben senin yazını okudum; ayet/hadislerini en az 20 defa okudum zaten ama sen benim linki okumamışsın, o zaman tek tek gidelim

Linki sen bu iletiyi attığında okumaktaydım, hala devam ediyorum ona göre de ayrı bir şekilde ileti olarak yazacağım.

 

1 dakika önce, saygsayg yazdı:

Mika'da tek satır geçer, Meryem'in hikayesini anlatmaz, konumuz Mika değil. Konumuz Çıkış ve Sayılar. (Linki okusan anlardın) Sebebini daha sonra açıklayacağım. Önce anlaştığımız konulara gelelim

Tek satır geçtiği doğru, bende hikayeden kasıt olarak üçünün bir arada belirtilmesini dile getirdim ki zaten öyle bile olsa yanlış bir bilgi yok.  Üçü kardeş.

1 dakika önce, saygsayg yazdı:

Taberi'nin Meryem'i Davut'a bağla(maya çalış)dığında anlaştık. Ben bunu Taberi'den okumadım, Sorularla İslamiyet'te gördüm. Taberi'nin huyunu bilen biri olarak "Ulan Taberi" dedim. Şimdi sen diyorsun ki, "aynı zamanda Musa'ya da bağl(amaya çalış)ıyor" Olabilir çünkü Taberi bu. Senin soyunu bugün Adem'e bağlayabilir. Şimdi gelelim kritik soruya: Dediğin doğruysa, Taberi Meryem'i neden hem Davut'a hem Musa'ya bağlamaya çalışıyor, bir fikrin var mı? Kanal 7'de falan oynayan Meryem dizisini izlediysen bilmelisin. Fikrin yoksa ben sana açıklayacağım(Ah Taberi Ah, çok acizsin)

Bunun sebebini ben açıklayayım sana, Taberi kitabında bir çok rivayet bulunduruyor. Bu rivayetleri önceki açıklayıcılar da olduğu gibi sahih, hasen vb gibi rivayet çeşitlerine ayırıyor.(Sadece peygamberden gelme maksadı ile değil, peygamber adına olmasa bile bunu böyle adlandırıyorlar.) Taberi bu konuda Musa'dan taraf olan rivayetin kanalını daha kuvvetli buluyor ve kendisi de belirttiğim kaynakta araştırmaları sonucu yazdığı üzere öyle düşünüyor. 

 

3 dakika önce, saygsayg yazdı:

O dönemde Süleyman mabedi yapımında bulunan iki büyük soy vardır. Levililler(Harun'un soyu) Yehudalılar (Davut'un soyu)

Doğrudur bu konuda bilgim yok açıkçası. 

 

4 dakika önce, saygsayg yazdı:

Ben buna sayfalarca yazarım ama tek tek gitmek istiyorum. Yoakim'i şimdilik unutalım, Ali İmran 34'ü de şimdilik unutalım, çünkü Kuran'daki görünen problemin ne olduğunu ikimiz de gerçekten teşhis ettik mi, bunu öğrenmek istiyorum:

1. "Ey Harun'un kızkardeşi" deyince insanlar şöyle zannediyor; Hz.Harun - Hz.Musa ve Hz.Meryem kardeş oluyorlar. Üçünün de babası İmran oluyor, Hz.İsa'nın dayısı Hz.Musa oluyor, doğru mu

2. Halbuki sen de ben de biliyoruz ki, Harun ve Musa'nın Meryem adında bir kızkardeşi var ve bu kadın Hz.İsa'nın annesi değil, doğru mu

3. Kuran'da geçen "İmran" kimdir; Musa'nın babası mı, İsa'nın dedesi mi?

Ek: Bir de Taberi sorusunu cevaplarsan yeterli (Harun varken neden Davut'a bağlamaya çalışıyor)

 Evet şimdi öncelikle ilk 2 yazdığın doğru. Ancak Tevrat kanalı ile gelen bilgi doğrultusunda biz Musa ve Harun'un babasının İmran olduğunu biliyoruz. Bu konuda Kuranda açık bir bilgi yok.  O yüzden  sadece Kuran üzerinden konuşursak İmran ismine şüphe ile yaklaşmak gerekte.

Kuranda geçen İmran, İsa'nın dedesidir. İmran Ailesi konusunda aslında İslam alimleri ikiye ayrılır, birisi benim dediğim gibi söylemekte öbürü ise İmran ailesinden kastın sadece Meryem, İsa, Meryem'in Annesi ve Babası olduğunu dile getirir. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 dakika önce, EbûTürâb yazdı:

Bunun sebebini ben açıklayayım sana, Taberi kitabında bir çok rivayet bulunduruyor. Bu rivayetleri önceki açıklayıcılar da olduğu gibi sahih, hasen vb gibi rivayet çeşitlerine ayırıyor.(Sadece peygamberden gelme maksadı ile değil, peygamber adına olmasa bile bunu böyle adlandırıyorlar.) Taberi bu konuda Musa'dan taraf olan rivayetin kanalını daha kuvvetli buluyor ve kendisi de belirttiğim kaynakta araştırmaları sonucu yazdığı üzere öyle düşünüyor. 

 

Kuranda geçen İmran, İsa'nın dedesidir. İmran Ailesi konusunda aslında İslam alimleri ikiye ayrılır

Evet, dakika bir gol bir. Edebi bir kelime değil, sarf-nahiv konuşmuyoruz, basit bir özel isim ve İslam alimleri ikiye ayrılıyor, çünkü iki ucu pis bir değnek ama ben şimdi bunu konuşmayacağım. Sen linki okuduktan sonra konuşuruz. Ben şimdi Taberi zihniyeti ile Hristiyan tefsir zihniyetinin nasıl benzeştiğini, nasıl kandırıldığımızı açıklamak istiyorum.

 

Matta 1-17 : İbrahim'den Davut'a kadar toplam 14 kuşak, Davut'tan Babil sürgününe kadar 14 kuşak, Babil sürgününden Mesih'e kadar 14 kuşak vardır

 

Matta bunları yazmış = İsa Mesih 'in babası Yusuf babası Yakup babası Mattan babası Elazar babası Elihut babası ........... Davut (28 kuşak)

Luka 3-29 = İsa'nın babası Yusuf babası Eli babası Mattat babası Levi babası Malki babası ......... Davut (42 kuşak)

 

Arada 14 kuşak fark var. (14 de ne uğurlu bir sayıymış)

 

Hristiyan olmayan ikimiz de dönen teraneyi anladık değil mi. 14 kuşak muhabbetini duymuşlar, İbrahim ile Davut arası 14 kuşak almışlar, İsa'ya kadar 14-14 bağlamışlar. Birisi 14 kuşak eksik olarak almış, tek bir ata bile benzemiyor, tek bir ata bile. Sen hristiyan olsan nasıl tefsir edersin? (İkisi de İncil)

 

Bazıları şöyle yapmış, "ikisi de doğrudur, Luka'nınki Meryem'in olabilir" Peki nasıl oluyor da Yusuf'un 28inci dedesi Davut olurken, Meryem'in 42inci dedesi Davut oluyor. Meryem'in soyu kedigillerden miymiş?

Ya da Taberi gibi yapacaksın, birisi daha doğrudur. Yahu birisi nasıl daha doğru oluyor, tek bir ata bile benzemiyor kardeşim......

 

 

Taberi, İsa Mesih'i neden Davut'a bağlar = Çünkü Yahudiler Davut soyundan bir İsa Mesih beklemektedirler. Tarih böyle oluşur kardeşim, eldeki veriler birleşmiyorsa uydurularak birleştirilir, Taberi bunun üstadıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 dakika önce, saygsayg yazdı:

Evet, dakika bir gol bir. Edebi bir kelime değil, sarf-nahiv konuşmuyoruz, basit bir özel isim ve İslam alimleri ikiye ayrılıyor, çünkü iki ucu pis bir değnek ama ben şimdi bunu konuşmayacağım. Sen linki okuduktan sonra konuşuruz. Ben şimdi Taberi zihniyeti ile Hristiyan tefsir zihniyetinin nasıl benzeştiğini, nasıl kandırıldığımızı açıklamak istiyorum.

 

Matta 1-17 : İbrahim'den Davut'a kadar toplam 14 kuşak, Davut'tan Babil sürgününe kadar 14 kuşak, Babil sürgününden Mesih'e kadar 14 kuşak vardır

 

Matta bunları yazmış = İsa Mesih 'in babası Yusuf babası Yakup babası Mattan babası Elazar babası Elihut babası ........... Davut (28 kuşak)

Luka 3-29 = İsa'nın babası Yusuf babası Eli babası Mattat babası Levi babası Malki babası ......... Davut (42 kuşak)

 

Arada 14 kuşak fark var. (14 de ne uğurlu bir sayıymış)

 

Hristiyan olmayan ikimiz de dönen teraneyi anladık değil mi. 14 kuşak muhabbetini duymuşlar, İbrahim ile Davut arası 14 kuşak almışlar, İsa'ya kadar 14-14 bağlamışlar. Birisi 14 kuşak eksik olarak almış, tek bir ata bile benzemiyor, tek bir ata bile. Sen hristiyan olsan nasıl tefsir edersin? (İkisi de İncil)

 

Bazıları şöyle yapmış, "ikisi de doğrudur, Luka'nınki Meryem'in olabilir" Peki nasıl oluyor da Yusuf'un 28inci dedesi Davut olurken, Meryem'in 42inci dedesi Davut oluyor. Meryem'in soyu kedigillerden miymiş?

Ya da Taberi gibi yapacaksın, birisi daha doğrudur. Yahu birisi nasıl daha doğru oluyor, tek bir ata bile benzemiyor kardeşim......

 

 

Taberi, İsa Mesih'i neden Davut'a bağlar = Çünkü Yahudiler Davut soyundan bir İsa Mesih beklemektedirler. Tarih böyle oluşur kardeşim, eldeki veriler birleşmiyorsa uydurularak birleştirilir, Taberi bunun üstadıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Linki okudum çoktan. O konuda yargıyı sadece  Taberi'ye vermişsin. Ben Taberi'ye de değer veririm ama başka bir konumda onun yaptığı hataları yüz önüne serdim. Bunu belirten alimleri de dile getirdim. Zeynep ve Muhammed konusu. Dilersen aradığında bu forumda erişebilirsin. 

Şimdi senin dediklerine iki yönlü bakmamız lazım; Ben bir Müslüman olarak Kuran'ın bana emrettiği ve tahrifin kesinleştiği kitapları temel alıp da mı bu konuda konuşayım(ki kutsal kitapların tahrifi meselesi konumda bunu açıkça dile getirdim, yine aynı şekilde bu forumda)yoksa ben tahrifini kesin olarak bildiğim kitapları hiç temel almadan sadece kendi kitabım üzerinden mi konuşayım?  Öncelikle bu iki yeri belirtmemiz lazım.

 

Evet İnciller konusunda dediğinde haklısın lafım yok.  Bu konuda 3 kitapta birbirinden ayrı dayanaklar sunarlar. Küçük farklar dedikleri yerler aslında bir çok temeli belirleyen bir etkendir. Ancak ben ne yazık ki bir Müslüman olarak bu konuda Kuran'a göre hüküm verme taraftarıyım. Diğer kitaplara da bakıyorum, bakmıyorum değil ancak zaten tarafsız bir şekilde konuşacak olursam genelde 3 kitapta birbirinden ayrı şeyler söyler. Bazı şeyler benzer -ki bunlara bire bir alıntılanmış yaftası yapıştırılır- ve 3'ün de de yer alır. 

Dediğim gibi bu konuda tek tek kitaplar üzerinden yada sadece 3'ünü temel alarak bir tahlil yapmak daha sağlıklı olacaktır.

 

Öyle ki Taberi benim dediğim konuda da belirttiğim üzere, sahih, asılsız bir çok rivayete yer verir kitabında ve bir çoğunda da -söylendiğine göre- tetkik etmeden almış kitabına.

Yine de onun bir kaynak olduğu inkar edilemez.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, EbûTürâb yazdı:

Linki okudum çoktan. O konuda yargıyı sadece  Taberi'ye vermişsin. Ben Taberi'ye de değer veririm ama başka bir konumda onun yaptığı hataları yüz önüne serdim. Bunu belirten alimleri de dile getirdim. Zeynep ve Muhammed konusu. Dilersen aradığında bu forumda erişebilirsin. 

Şimdi senin dediklerine iki yönlü bakmamız lazım; Ben bir Müslüman olarak Kuran'ın bana emrettiği ve tahrifin kesinleştiği kitapları temel alıp da mı bu konuda konuşayım

Demek istediğim hristiyan da olsan, müslüman da olsan kitabını mutlak doğru kabul ettiğin zaman dürüst olmayan tefsir (daha doğrusu ahlaksız tefsir) yöntemine başvurabiliyorsun. Ben tabii ki Kuran üzerinden konuşacağım ama DÜRÜST TEFSİR üzerine anlaşalım derim, "kitap senin kitabın değil, içindeki iddialarını doğru kabul ettiğin kitap sadece" bu felsefeye bir müslüman olarak tahammül etmek zor ama bilimsel bakış bunu gerektirir.

Yoksa "Luka saçmalamış" diyemediğin için, kıvırmak zorunda kalırsın.

Yeri gelmişken apokrif bir İncil'de Meryem'in babasının Yoakim (Joachim) olduğu belirtilmiş

 

1. Gelelim İmran meselesine...  Ali İmran suresini ilkokul çocuğuna okuttuğumuz zaman bile İsa'nın dedesi anlar, doğru mu? Sen de öyle dedin zaten, hatta linkte belirtildiği gibi Hz.Ayşe de öyle anlamış (Kurtubi de bu görüştedir). Yahu, nasıl oluyor da İslam alimleri bu kadar basit bir mevzuda ikiye ayrılıyor? Dürüst olmayan tefsir yapıyor olmasınlar sakın

2. Doğru soru ise buna neden ihtiyaç duyuyorlar?

Cevap = Çünkü ortada çok can sıkıcı bir durum var. Adam bakıyor, "Meryem'in babası İmran, kardeşi Harun, soyu seçilmiş" dedim mi karşıma bambaşka bir Meryem çıkıyor. Söylediğim şeyler hristiyan kaynaklara göre tamamen uydurma, Yahudi kaynaklara göre de tam tamına uyuşuyor.

3. Kurtubi'nin hadisine geçelim = Harun'un kızkardeşi Meryem demek Harun'un soykızkardeşi Meryem demek olsun. Yahu bu Hz.Harun nasıl oluyor da iki farklı Meryem'e aynı anda kardeş olabiliyor. Neden tarihin en önemli kadınlarından ikisi, İki Meryem, aynı Hz.Harun'a kardeş oluyor.

4. Esas soru şu = Diyelim ki olağanüstü bir durum var; tarihte iki mühim Meryem binti İmran var, adları soyadları aynı, hatta kardeşleri bile aynı, sen ve Kurtubi bunu keşfettiniz ve bize duyurdunuz, Allah razı olsun, biz hepimiz (Hz.Ayşe dahil) Kuran'ı okuyunca absürtçe anlamıştık, durumu yüzyıllar sonra düzelttiniz, Allah bin defa razı olsun, ama yahu bu aleni absürtlük Allah'ın hiç mi hiç umrunda değil, "Yahu bütün dünya (Bizans'tan Etiyopya'ya) Harun - Musa ve Meryem kardeşliğini bilirken, ben İsa'nın annesi Meryem'i Hz.Harun'a kardeş ilan ediyorum, millet demez mi burada bir gariplik var, en iyisi bu kardeşliğin sebebini açıklayayım" Öyle dememiş nasolsa Kurtubi 600 yıl sonra gelir açıklar demiş herhalde.

5. Allah bununla da yetinmemiş, Kasas Suresi'nde Musa'nın kızkardeşi de bahsetmiş(28/7-13). (Musa'nın kızkardeşi bebeği nehre koyar ve takip eder). "Yahu demezler mi ki, Musa ve Harun kardeş olduğuna göre Musa'yı nehre koyan kız İsa'nın annesi Meryem anlaşılıyor" diye düşünmemiş. Aslında Musa'yı nehre koyan kız gerçekten de Meryem. Ama o Meryem değil maalesef.  Ortada bir absürtlük var ve sebebi ise maalesef Allah

6. Gelelim Hz.Harun ile Hz.Meryem aynı soydan mı? Cevap hayır. Anne tarafının Harun'a dayandığı doğru ama bu sefer de demezler mi ki "Ey Rabbim, İmran'dan bahsettin, biz tanımıyorduk, sen öğrettin bize, adamın soyu alemlere seçilmiş dedin, şimdi de Meryem'in soyunu anneden takip ediyorsun, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu"

(Kuran konuşuyoruz ama küçük bir dipnot = Hristiyanlar da İsa'nın babasız olduğuna inanırlar ama buna rağmen İsa'yı babasından takip ederler, çünkü soyun kadından takip edilmesi ayıptır)

ŞUNU BEKLİYORUM

=> Evet, Allah'ın hikayeyi anlatırken açık ve seçik anlatmadığı, insanların kafasını karıştıracak şekilde anlattığı doğrudur, isimler soyadlar kardeşler benzediği halde Allah bunu umursamamıştır, üstüne gereksiz bir kardeşlik ekleyerek kafamızı daha da karıştırmıştır, bunun sebebini/hikmetini Allah bilir

EĞER

Bu felsefede anlaştıysak, ben anlatmaya başlayacağım, sen beni eleştireceksin, tamam mı?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, saygsayg yazdı:

Demek istediğim hristiyan da olsan, müslüman da olsan kitabını mutlak doğru kabul ettiğin zaman dürüst olmayan tefsir (daha doğrusu ahlaksız tefsir) yöntemine başvurabiliyorsun. Ben tabii ki Kuran üzerinden konuşacağım ama DÜRÜST TEFSİR üzerine anlaşalım derim, "kitap senin kitabın değil, içindeki iddialarını doğru kabul ettiğin kitap sadece" bu felsefeye bir müslüman olarak tahammül etmek zor ama bilimsel bakış bunu gerektirir.

Yoksa "Luka saçmalamış" diyemediğin için, kıvırmak zorunda kalırsın.

Yeri gelmişken apokrif bir İncil'de Meryem'in babasının Yoakim (Joachim) olduğu belirtilmiş

 

1. Gelelim İmran meselesine...  Ali İmran suresini ilkokul çocuğuna okuttuğumuz zaman bile İsa'nın dedesi anlar, doğru mu? Sen de öyle dedin zaten, hatta linkte belirtildiği gibi Hz.Ayşe de öyle anlamış (Kurtubi de bu görüştedir). Yahu, nasıl oluyor da İslam alimleri bu kadar basit bir mevzuda ikiye ayrılıyor? Dürüst olmayan tefsir yapıyor olmasınlar sakın

2. Doğru soru ise buna neden ihtiyaç duyuyorlar?

Cevap = Çünkü ortada çok can sıkıcı bir durum var. Adam bakıyor, "Meryem'in babası İmran, kardeşi Harun, soyu seçilmiş" dedim mi karşıma bambaşka bir Meryem çıkıyor. Söylediğim şeyler hristiyan kaynaklara göre tamamen uydurma, Yahudi kaynaklara göre de tam tamına uyuşuyor.

3. Kurtubi'nin hadisine geçelim = Harun'un kızkardeşi Meryem demek Harun'un soykızkardeşi Meryem demek olsun. Yahu bu Hz.Harun nasıl oluyor da iki farklı Meryem'e aynı anda kardeş olabiliyor. Neden tarihin en önemli kadınlarından ikisi, İki Meryem, aynı Hz.Harun'a kardeş oluyor.

4. Esas soru şu = Diyelim ki olağanüstü bir durum var; tarihte iki mühim Meryem binti İmran var, adları soyadları aynı, hatta kardeşleri bile aynı, sen ve Kurtubi bunu keşfettiniz ve bize duyurdunuz, Allah razı olsun, biz hepimiz (Hz.Ayşe dahil) Kuran'ı okuyunca absürtçe anlamıştık, durumu yüzyıllar sonra düzelttiniz, Allah bin defa razı olsun, ama yahu bu aleni absürtlük Allah'ın hiç mi hiç umrunda değil, "Yahu bütün dünya (Bizans'tan Etiyopya'ya) Harun - Musa ve Meryem kardeşliğini bilirken, ben İsa'nın annesi Meryem'i Hz.Harun'a kardeş ilan ediyorum, millet demez mi burada bir gariplik var, en iyisi bu kardeşliğin sebebini açıklayayım" Öyle dememiş nasolsa Kurtubi 600 yıl sonra gelir açıklar demiş herhalde.

5. Allah bununla da yetinmemiş, Kasas Suresi'nde Musa'nın kızkardeşi de bahsetmiş(28/7-13). (Musa'nın kızkardeşi bebeği nehre koyar ve takip eder). "Yahu demezler mi ki, Musa ve Harun kardeş olduğuna göre Musa'yı nehre koyan kız İsa'nın annesi Meryem anlaşılıyor" diye düşünmemiş. Aslında Musa'yı nehre koyan kız gerçekten de Meryem. Ama o Meryem değil maalesef.  Ortada bir absürtlük var ve sebebi ise maalesef Allah

6. Gelelim Hz.Harun ile Hz.Meryem aynı soydan mı? Cevap hayır. Anne tarafının Harun'a dayandığı doğru ama bu sefer de demezler mi ki "Ey Rabbim, İmran'dan bahsettin, biz tanımıyorduk, sen öğrettin bize, adamın soyu alemlere seçilmiş dedin, şimdi de Meryem'in soyunu anneden takip ediyorsun, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu"

(Kuran konuşuyoruz ama küçük bir dipnot = Hristiyanlar da İsa'nın babasız olduğuna inanırlar ama buna rağmen İsa'yı babasından takip ederler, çünkü soyun kadından takip edilmesi ayıptır)

ŞUNU BEKLİYORUM

=> Evet, Allah'ın hikayeyi anlatırken açık ve seçik anlatmadığı, insanların kafasını karıştıracak şekilde anlattığı doğrudur, isimler soyadlar kardeşler benzediği halde Allah bunu umursamamıştır, üstüne gereksiz bir kardeşlik ekleyerek kafamızı daha da karıştırmıştır, bunun sebebini/hikmetini Allah bilir

EĞER

Bu felsefede anlaştıysak, ben anlatmaya başlayacağım, sen beni eleştireceksin, tamam mı?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Evet Yoakim meselesine göz gezdirdim.

Şimdi öncelikle şunu söylemek istiyorum. Sadece Kuran üzerinden konuşacak olursam, Musa'nın ayetlerde de belirtildiği üzere kız kardeşinin ismi belirtilmemiş. Biz bunu Tevrata göre kardeşler diyoruz .Bu konuda sende bende çeliştiğimizi düşünmüyorum. O yüzden bunu öncelikle bir kenara koyalım.

 

Kurtubi konusunda yazılana baktım, bir kaç makale okudum, kitapların kaynaklarını vere vere şimdi yazayım;  Kurtubî, Al-i İmran (İmran ailesi) ifadesindeki آل/aile kelimesinin tefsirini Kuran’da ilk geçtiği yer olan Bakara Suresi 49. ayette yapmış, nesep yoluyla bağlansın veya bağlanmasın, aynı çağda yaşasın ya da yaşamasın bir kişiye ve onun dinine uyanların آل/aile kapsamında olacağını söylemiş, Al-i Rasül’ü ve Al-i Firavun’u buna örnek vermiş. (el-Kurtubî, Ebû Abdillah Muhammed b. Ahmed b. Ebî Bekr b. Ferh el-Endülüsî, el-Câmi’ li-Ahkâmi’l-Kur’ân, (Thk. Sıdkı Muhammed Cemil-İrfan el-Aşşâ’), Dâru’lFikr, Beyrut, 1415/1995, I, 359.)İ

Kurtubî, İmran’ın ailesinin  kim olduğu sorusuna ise ona inananların, bizzat İmran’ın kendisinin, İbrahim’in ailesinin veya İsa’nın olabileceği görüşlerini zikretmiş ama kendisi herhangi bir tercihte bulunmamış. (Kurtubî, el-Câmi’ li-Ahkâmi’l-Kur’ân, IV, 59.)

Devam edelim; İmran’ın kimliği hakkındaki tartışmalara değinen Kurtubî, İmran’ın  Musa ve  Harun’un babası olabileceğini, nesebinin ise İmran bin Yeshur bin Fâhâs bin Lâvî bin Yakub olduğunu ilk görüşte vermiştir. İkinci görüşün ise Hz. Süleyman’ın soyundan olan ve Hz. Meryem’in babası olan İmran bin Metân olduğunu aktarmış ama bir tercih yapmamıştır. (Kurtubî, el-Câmi’ li-Ahkâmi’l-Kur’ân, IV, 59-60.) Fakat Al-i İmran Suresi 35. ayetin tefsiri esnasındaki ifadelerinden onun ikinci görüşü benimsediği anlaşılmaktadır.

Sonra Aişe konusunda rivayet edilen hadisin doğruluğuna baktım ve Kurtubi gerçekten de yer vermiş ancak şunu da ekleyerek; Benim yazımda verdiğim, “Onlar peygamberlerinin ve kendilerinden önceki salihlerin isimlerini ad olarak veriyorlardı” (Müslim b. Haccac el-Kuşeyrî, el-Câmiu’s-Sahîh, (Thk. Muhammed Fuad Abdülbâkî), Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî, Beyrut, tsz., Âdâb, 1.) hadisini de eklemiş. 

 

Şimdi tekrardan dönelim Kuran üzerinden. Yine belirtiyorum ki biz Tevrata göre iki kardeşin adının Meryem olduğunu dile getiriyoruz ancak Kuranda bunun bir kesinliği yok. Yine de İslam alimleri buna dayanarak Musa ve Harun'un kız kardeşlerinin adını Meryem olarak anmış. Burada ne demek isteyeceğimi anladığını düşünüyorum.

 

5.Bölümde yazdıklarına dair şunu söylemek istiyorum; Anlaşılıyor düşüncesinin yanlış olduğunu düşünüyorum çünkü tekrardan belirttiğim gibi hemen üst satırda bunun sebebi açık.

6.Bölüme dair ise; Evet genelde baba esas alınır. İncillerin esas aldığı adam Yusuf diye geçen Meryem'in nişanlısıdır. Ancak bu konuda ben Yusuf'a dair detaylı soy açıklaması getirildiğini görmedim. Bu sebepten soyun Meryem'den esas alınması Kuran'a göre de doğrudur. Çünkü dediğin şeyi temel alacak olursak, İsa babasız olarak belirtilmekte ve bu konuda gereken yükümlülük babasızlık söz konusu olduğunda anneye düşmekte.

 

Son beklediğin konusunda ise; Hayır, ben bu konuyu açıklığa kavuşturabileceğimi düşünüyorum. Şimdi diyeceksin ki, ''yüzyıllardır onca alim kavuşturamamış sen kimsin de kavuşturacaksın?'' Ben yinede onca şeye rağmen bunu açıklayabileceğimi düşünüyorum. Aslında, benim kendim için Harun'un kızkardeşi ifadesinde, belirtmiş olduğumun tersine bir açıklamam daha var. Bunu kendime saklı tutuyorum, Kuranda ki delilleri ile birlikte. Saklı tutma sebebim ise Müslim de geçen hadis meselesi. Yine de belli olmaz belki ileri ki iletilerde açıklarım.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
23 dakika önce, EbûTürâb yazdı:

6.Bölüme dair ise; Evet genelde baba esas alınır. İncillerin esas aldığı adam Yusuf diye geçen Meryem'in nişanlısıdır. Ancak bu konuda ben Yusuf'a dair detaylı soy açıklaması getirildiğini görmedim. Bu sebepten soyun Meryem'den esas alınması Kuran'a göre de doğrudur. Çünkü dediğin şeyi temel alacak olursak, İsa babasız olarak belirtilmekte ve bu konuda gereken yükümlülük babasızlık söz konusu olduğunda anneye düşmekte.

 

Diğerlerini sonra açıklayacağım ama 6.bölümü tamamen yanlış anlamışsın. Ali İmran 33-34'ten bahsediyorum. Yani İmran'dan bahsediyorum. Haklısın, konu karışık ama bunu karışık yapan zaten Kuran'ın kendisi. Meryem'in soyunu Harun'a bağlamak için anne soyu kullanılamaz, baba soyu kullanılır. Peki Meryem'in babası kim. İMRAN, yani Kuran'a göre çok özel biri. Biliyorsun, hristiyan tarihinde böyle bir isim yok, bu isim tamamen Kuran'ın iddiası. Bu İmran denen şahsın alemlere seçilmiş olduğu da Kuran'ın iddiası. İşte bu kadar iddialı bir biçimde Meryem'in babası İmran'ın arkasında duran Kuran, Meryem'i Harun'a bağlamak için anne soyunu kullanıyor, tamamen gülünç

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, saygsayg yazdı:

Diğerlerini sonra açıklayacağım ama 6.bölümü tamamen yanlış anlamışsın. Ali İmran 33-34'ten bahsediyorum. Yani İmran'dan bahsediyorum. Haklısın, konu karışık ama bunu karışık yapan zaten Kuran'ın kendisi. Meryem'in soyunu Harun'a bağlamak için anne soyu kullanılamaz, baba soyu kullanılır. Peki Meryem'in babası kim. İMRAN, yani Kuran'a göre çok özel biri. Biliyorsun, hristiyan tarihinde böyle bir isim yok, bu isim tamamen Kuran'ın iddiası. Bu İmran denen şahsın alemlere seçilmiş olduğu da Kuran'ın iddiası. İşte bu kadar iddialı bir biçimde Meryem'in babası İmran'ın arkasında duran Kuran, Meryem'i Harun'a bağlamak için anne soyunu kullanıyor, tamamen gülünç

Hayır benim belirtmek istediğim İnciller konusuydu. Kurana örnek vermemiştim orada, Yusuf derken. Ali İmran konusu hakkında da söyleyeyim;  Ne demek istediğini anladım, Kuranda Meryem üzerinden bağlamak adına Harun'un kız kardeşi kelimesi geçtiği doğru, ama temelde bunu anne yahut baba soyuna bağlayan İncildir(Tam olarak hangisi söylenmez). İlk sayfada 3.ileti de bu bulunmakta. 

Kuranda anne soyuna bağlanma sebebi olarak alman aslında bir bakıma yanlış, İmran madem Meryem'in babası, öyle ki bunu ayette geçtiği üzere Meryem'e değil İmran'a da nispet edebiliriz. Çünkü İmran, Meryem'in babası olarak geçmekte. Ayette Meryem lafzı geçse de, temel olarak bu İmran'a da dayandırılabilir. Bu konuda bir beis yok. Sadece kelime farklılıkları var ancak soy olarak bir fark yok.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
29 dakika önce, EbûTürâb yazdı:

Bakara Suresi 49. ayette yapmış, nesep yoluyla bağlansın veya bağlanmasın, aynı çağda yaşasın ya da yaşamasın bir kişiye ve onun dinine uyanların آل/aile kapsamında olacağını söylemiş, Al-i Rasül’ü ve Al-i Firavun’u buna örnek vermiş. (el-Kurtubî, Ebû Abdillah Muhammed b. Ahmed b. Ebî Bekr b. Ferh el-Endülüsî, el-Câmi’ li-Ahkâmi’l-Kur’ân, (Thk. Sıdkı Muhammed Cemil-İrfan el-Aşşâ’), Dâru’lFikr, Beyrut, 1415/1995, I, 359.)

DÜRÜST TEFSİR'den tam da bunu kastediyorum. Sen de Al-i Muhammed'sin o zaman, ben yıllarca namazda-tahiyyatta sana dua etmişim. Haydi diyelim ki de öyle olsun. Allah bir kitap yazıyor, bütün bir kitapta "SOYU SEÇİLMİŞ" sözünü sadece iki kişi için kullanıyor. Biri İBRAHİM, diğeri İMRAN. Kuran'da adı geçen bu İmran kimdir? Ne yapmıştır? Kuran'da adı geçmek dışında ne meziyetleri vardır? Tarihte herhangi bir kaynağın var mı? (Yoakim de aklında dursun)

Halbuki Kuran, annesini bile anlatmış(3/35-37) babasını anlatmamış. Yani bu iddia, "İmran'ın soyu seçilmiş" tabirine kılıf bulmak için özel bir çabadır.

32 dakika önce, EbûTürâb yazdı:

Şimdi tekrardan dönelim Kuran üzerinden. Yine belirtiyorum ki biz Tevrata göre iki kardeşin adının Meryem olduğunu dile getiriyoruz ancak Kuranda bunun bir kesinliği yok. Yine de İslam alimleri buna dayanarak Musa ve Harun'un kız kardeşlerinin adını Meryem olarak anmış. Burada ne demek isteyeceğimi anladığını düşünüyorum.

Öncelikle en başkta "tarihte iki Meryem konuşunda anlaştık mı" diye sormuştum, sen evet demiştin, sürekli başa dönmek ikimizi de yorar. Anlatayım o zaman = "Jack Shephard, adada Targaryan'ların dinazorunu buldu" desem gülersin. Biri Lost Dizisi, biri de Game Of Thrones. Bu iki hikaye de senaryodur ama bizim hayatımızda gerçekliği var.

Şimdi, Harun ve Musa'nın kızkardeşinin adının gerçekte ne olduğunun önemi yok, sen araştırma, ben sana söyleyeyim, ahlaksız tefsirciler "Gülsüm" diye hadis bile yazmışlar. Bunun bir önemi yok. O dönemde, bir daha değiştirlme ihtimali kalmamış, iki kitap, iki masal, iki senaryodan bahsediyoruz. Tevrat ve İncil, birisi MÖ 300'lü yıllarda son olarak değişmiş, diğeri de MS325 yılında toplanmış ve bitmiş bir kitaptan. Tıpkı Kuran 645 yıllarında son olarak değişmiş olabileceği gibi, değişim aşamasını bitirmişler. Bu kitaplar, dünyanın dört bir yanında var ve Musa - Harun - Meryem bu kitapların tamamında kardeş ve üç kardeşler. (Tek sorun şu = Hz.Muhammed'in bundan haberi yok. Bu meseleyi çözdüğümüzde anlatacağım.) Allah, nasıl oluyor da bütün dünyanın kabul ettiği bu kardeşliği hiç dikkate almadan kitabına bunca karışıklığı koymuş.

47 dakika önce, EbûTürâb yazdı:

5.Bölümde yazdıklarına dair şunu söylemek istiyorum; Anlaşılıyor düşüncesinin yanlış olduğunu düşünüyorum çünkü tekrardan belirttiğim gibi hemen üst satırda bunun sebebi açık.

Bu açıdan 5. bölümü de yeniden değerlendirmen gerekiyor. Nasıl oluyor da Musa'nın erkek kardeşi Harun iken ve kızkardeşi Meryem iken, Harun'un erkek kardeşi Musa iken, kızkardeşi de Meryem iken hepsinin baba adları İmran iken her iki Meryem birbirinden farklı diyebiliyorsun(uz)

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 dakika önce, EbûTürâb yazdı:

Kuranda anne soyuna bağlanma sebebi olarak alman aslında bir bakıma yanlış, İmran madem Meryem'in babası, öyle ki bunu ayette geçtiği üzere Meryem'e değil İmran'a da nispet edebiliriz. Çünkü İmran, Meryem'in babası olarak geçmekte. Ayette Meryem lafzı geçse de, temel olarak bu İmran'a da dayandırılabilir. Bu konuda bir beis yok. Sadece kelime farklılıkları var ancak soy olarak bir fark yok.

 

Harun'u; Meryem'in babası İmran'a bağlayan elinde herhangi bir kanıt var mı?

CEVAP = Taberi diyeceksen, az önce Taberi'yi konuştuk. Taberi onu Davut'a bağlamak için elinden geleni yapmıştı hatırlatırım

(Kaldı ki Meryem'in baba adı İmran değil de zaten neyse)

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, saygsayg yazdı:

DÜRÜST TEFSİR'den tam da bunu kastediyorum. Sen de Al-i Muhammed'sin o zaman, ben yıllarca namazda-tahiyyatta sana dua etmişim. Haydi diyelim ki de öyle olsun. Allah bir kitap yazıyor, bütün bir kitapta "SOYU SEÇİLMİŞ" sözünü sadece iki kişi için kullanıyor. Biri İBRAHİM, diğeri İMRAN. Kuran'da adı geçen bu İmran kimdir? Ne yapmıştır? Kuran'da adı geçmek dışında ne meziyetleri vardır? Tarihte herhangi bir kaynağın var mı? (Yoakim de aklında dursun)

Halbuki Kuran, annesini bile anlatmış(3/35-37) babasını anlatmamış. Yani bu iddia, "İmran'ın soyu seçilmiş" tabirine kılıf bulmak için özel bir çabadır.

Öncelikle dediğin şekilde seçilme kelimesi 13 yerde kullanılmakta ve sadece iki aile adına dediğin gibi soyu seçilmiş kelimesi kullanılmakta. Bu bilgi doğrudur. Kuranda adı geçen İmran konusunda sadece Meryem'in babası olduğu bilgisi var. İşi, yaşı vb bilgiler yok.  Şöyle bir şey var ki, burada Musa ve Harun ile birleşiyorlar.(Sadece kaynağı veriyorum, kaynak sorduğun için verilenler hakkında fikir belirtmeyeceğim) (Zemahşerî, 1/185)

Annesinin anlatılma sebebi ise, o gün için babasının vefat ediyor bulunmasıydı. Adını ona annesinin vermesinden de bu çok rahatlıkla anlaşılabilir bir durum.

 

17 dakika önce, saygsayg yazdı:

Öncelikle en başkta "tarihte iki Meryem konuşunda anlaştık mı" diye sormuştum, sen evet demiştin, sürekli başa dönmek ikimizi de yorar. Anlatayım o zaman = "Jack Shephard, adada Targaryan'ların dinazorunu buldu" desem gülersin. Biri Lost Dizisi, biri de Game Of Thrones. Bu iki hikaye de senaryodur ama bizim hayatımızda gerçekliği var.

Şimdi, Harun ve Musa'nın kızkardeşinin adının gerçekte ne olduğunun önemi yok, sen araştırma, ben sana söyleyeyim, ahlaksız tefsirciler "Gülsüm" diye hadis bile yazmışlar. Bunun bir önemi yok. O dönemde, bir daha değiştirlme ihtimali kalmamış, iki kitap, iki masal, iki senaryodan bahsediyoruz. Tevrat ve İncil, birisi MÖ 300'lü yıllarda son olarak değişmiş, diğeri de MS325 yılında toplanmış ve bitmiş bir kitaptan. Tıpkı Kuran 645 yıllarında son olarak değişmiş olabileceği gibi, değişim aşamasını bitirmişler. Bu kitaplar, dünyanın dört bir yanında var ve Musa - Harun - Meryem bu kitapların tamamında kardeş ve üç kardeşler. (Tek sorun şu = Hz.Muhammed'in bundan haberi yok. Bu meseleyi çözdüğümüzde anlatacağım.) Allah, nasıl oluyor da bütün dünyanın kabul ettiği bu kardeşliği hiç dikkate almadan kitabına bunca karışıklığı koymuş.

Evet demiştim, ama açıklarken 2 farklı şekilde açıklıyorum seninde gördüğün gibi. Birisi sadece Kuran'ı temel alıyor, diğerleri ise 3 kitabı birden. Kabul etmesem İncil ve Tevrattan örnekler vermem. Bu konuda, bütün dünyanın kabul ettiği derken bunu sadece tarihsel olarak aslında seninde dediğin gibi Aişe hadisine temellendirebiliriz. Yine de bu senin dediğini yalanlamaz, aksine doğrular.

Ancak ben konuyu tarihsel olarak açıkladığımda, bu konuda evet birbirlerinden farklılık görmekte lakin aynı zamanda bu konuda ki farklılık olarak bahsedebileceğimiz tek konunun Harun'un kız kardeşi ibaresi olduğunu düşünüyorum. Eğer biz bu ibare ile birlikte kitaplarda yazan her şeyi temele göre esas alarak konuşursak, Tevratta ki yazan ile Kuranda yazanı bağdaştıramayız. Bu sefer ikiye ayrılırız -ki zaten yaşıyoruz- ve orada öyle, burada böyle lafzı ortaya çıkar. Yani konu açıklığa kavuşmuş olmaz. Bu yüzden bizim 3 kitap üzerinden tahlil yapabilmemiz için Kuran ayetlerine değil Tevrat ve İnciller ayetlerine odaklanıp, onları tahlil etmemiz daha doğru olur. Çünkü Kuran konusunda neyin ne olduğunu sana bu mesajlarım da olduğu gibi, üstlerde de olduğu gibi dile getirmiştim.

 

23 dakika önce, saygsayg yazdı:

Bu açıdan 5. bölümü de yeniden değerlendirmen gerekiyor. Nasıl oluyor da Musa'nın erkek kardeşi Harun iken ve kızkardeşi Meryem iken, Harun'un erkek kardeşi Musa iken, kızkardeşi de Meryem iken hepsinin baba adları İmran iken her iki Meryem birbirinden farklı diyebiliyorsun(uz)

Yine sadece Kuran'a göre konuşursak diyemiyoruz. 3 Kitabı temel alırsak, o zaman dediğim gibi yine bu konuda tahlil yapmamız lazım. Eski otoriter alimler bu 3 kitabı temel alıp, bu konuya açıklama getirmeye çalışmışlar. Yine de bunun ne kadar sağlıklı olduğu konusunda şüpheliyim. 

 

21 dakika önce, saygsayg yazdı:

Harun'u; Meryem'in babası İmran'a bağlayan elinde herhangi bir kanıt var mı?

CEVAP = Taberi diyeceksen, az önce Taberi'yi konuştuk. Taberi onu Davut'a bağlamak için elinden geleni yapmıştı hatırlatırım

(Kaldı ki Meryem'in baba adı İmran değil de zaten neyse)

Soy olarak bağdaştıran yerler var; Kurtubi rivayetinde yer vermiş ancak bunu konuştuk zaten. (Kurtubî, 4/63)

Zemahşeri de var. (Zemahşerî, 1/185)

Birde Peygamber'e isnad edilen şu rivayet var; Meryem'in Hz. Harun'un soyundan geldiği. İlgili kaynaklar;  (Zemahşeri, el-Keşşaf, II. 508; Fahreddin er-Razi. Mefatıhu'l-Gayb. XXI. 207.)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...