Jump to content

Kur'anın mucizelik yönlerine bir örnek


Recommended Posts

21 dakika önce, anibal yazdı:

 

Sebepler allah olmadan kendi kendine yaratıyor zaten. Adem'i de ne gören var, ne duyan, birinin kıçından sallanmış bir masal, görüldüğü kadarıyla. 

 

Eğer, ademden doğmuş olsak, en azından şunu beklerdik. Farklı farklı yerlerde yaşayan insanların, aynı hikayeden bahsetmesi gerekirdi. Ama ortadoğudaki bir kaç kaçık dışında, adem hikayesi yok. Mesela, nuh tufanı masalı, hemen her yerde var. Bu da beklenen bir şey zaten, zira buzul çağı biterken, her yerde bir şekilde sel baskınları olmuş. Zaten insanlar genel olarak suya yakın yaşamışlar ve eriyen buzulların suları hayatlarını mahvetmiş. Bu yüzden, her tarafın tufan hikayesi de farklı elbette. 

 

 

Orasını bilemeyeceğim.Fakat cansız atomlar canlı oluşturamaz sanırsam.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 139
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

8 hours ago, akılsızşuursuzatom said:

Orasını bilemeyeceğim.Fakat cansız atomlar canlı oluşturamaz sanırsam.

 

Cansız atomlar canlı oluşturur, zaten aha oluşturup duruyor gözünün önünde, daha ne? 

 

Tek yapman gereken, götünle bakmayı bırakmak, hepsi bu.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 minutes ago, akılsızşuursuzatom said:

Oluşturması için  hayat sahibi  ilim sahibi  birisi  gerekmez mi ?

 

Gerekmez, izra gereken her şey o atomlarda var zaten. 

 

Senin o götün anlamaz ama, belki aklın anlar. Bir kazık çakarsın, biraz ip alırsın, bir ucunu kazığa, öbür ucunu ata bağlarsın. 

 

Atın orada bir çember çizmek için, pi sayısını, çemberin çevre formülünü falan bilmesi gerekir mi?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 hours ago, akılsızşuursuzatom said:

Orasını bilemeyeceğim.Fakat cansız atomlar canlı oluşturamaz sanırsam.

 

Mevzuya başka bir bakış açısı-perspektif getireyim. Kafanın aldığı kadar(!) eşelersin..ve bir de cevap tabii:

 

Öncelikle tasarımla birlikte koşut olarak kullanılabilecek, “doğal” ve “yapay” nesne ayracını getirelim.

Yapay nesne, yani bir anlamda tasarım, var olmasından önce oluşumuna neden olmuş niyeti somutlaştırır. İşlevi hayata geçmemiş olsa da, biçimi bu niyeti gerçekleştirmek için gerekli olan işlevi somutlaştırır. Ancak “taş” için böyle bir öngörüde bulunmayız. Bu tanım ve ayrım meselesi, aynı zamanda teistlerin de kendi adlarına yapması icap eden bir yükümlülük olsa da, onları(taşları) fiziksel kuvvetlerin serbest etkisi ya da oyununun bir sonucu olduğunu düşünürüz. Yani doğal.

Son bir şey daha eklemek gerekirse; bilimsel yöntemin ana yapı taşı, Doğa’nın nesnelliği postülatıdır. Bu, olguların tümdengelimci ve ereksel yaklaşımla değerlendirilmesinin bir anlamda “resen” yapılmış reddidir. Özünde bilinçli bir red edişten öte, sistematik bir kabuldür. Bilimin özellikle 16-17. yüzyıldan sonraki inanılmaz performansı bu postülatın sonucu ve dolayısıyla pratikteki meşruiyetidir. Doğa nesneldir, tasarlayıcı değildir.

Şimdi soruyu soralım:

Doğada “doğal” ve “yapay” nesneler vardır. Bunların bir kısmı karmaşıktır. Çok karmaşık. Peki, doğada olup da karmaşıklığından ötürü “bir tasarım” olduğu izlenimi veren her şey “organik” ve türevi iken, bunların özellikle makro düzeyde "inorganik" bir eşdeğeri, örnek ya da örnekleri var mıdır? Doğadaki inorganik ve makro düzeyde en karmaşık konstrüksiyon hangisidir?

(Bir istisna var: (K) Her iki açıdan da anlamlı bir örnek, ama şimdilik kenarda dursun.)

Organik ve inorganik mesele açısından aslen oldukça kaba ve yüzeysel tabirler olmasına rağmen, çok fazla ipucu verip yönlendirmeye sebebiyet vermemek adına onları kullanıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 dakika önce, teflon yazdı:

 

Mevzuya başka bir bakış açısı-perspektif getireyim. Kafanın aldığı kadar(!) eşelersin..ve bir de cevap tabii:

 

Öncelikle tasarımla birlikte koşut olarak kullanılabilecek, “doğal” ve “yapay” nesne ayracını getirelim.

Yapay nesne, yani bir anlamda tasarım, var olmasından önce oluşumuna neden olmuş niyeti somutlaştırır. İşlevi hayata geçmemiş olsa da, biçimi bu niyeti gerçekleştirmek için gerekli olan işlevi somutlaştırır. Ancak “taş” için böyle bir öngörüde bulunmayız. Bu tanım ve ayrım meselesi, aynı zamanda teistlerin de kendi adlarına yapması icap eden bir yükümlülük olsa da, onları(taşları) fiziksel kuvvetlerin serbest etkisi ya da oyununun bir sonucu olduğunu düşünürüz. Yani doğal.

Son bir şey daha eklemek gerekirse; bilimsel yöntemin ana yapı taşı, Doğa’nın nesnelliği postülatıdır. Bu, olguların tümdengelimci ve ereksel yaklaşımla değerlendirilmesinin bir anlamda “resen” yapılmış reddidir. Özünde bilinçli bir red edişten öte, sistematik bir kabuldür. Bilimin özellikle 16-17. yüzyıldan sonraki inanılmaz performansı bu postülatın sonucu ve dolayısıyla pratikteki meşruiyetidir. Doğa nesneldir, tasarlayıcı değildir.

Şimdi soruyu soralım:

Doğada “doğal” ve “yapay” nesneler vardır. Bunların bir kısmı karmaşıktır. Çok karmaşık. Peki, doğada olup da karmaşıklığından ötürü “bir tasarım” olduğu izlenimi veren her şey “organik” ve türevi iken, bunların özellikle makro düzeyde "inorganik" bir eşdeğeri, örnek ya da örnekleri var mıdır? Doğadaki inorganik ve makro düzeyde en karmaşık konstrüksiyon hangisidir?

(Bir istisna var: (K) Her iki açıdan da anlamlı bir örnek, ama şimdilik kenarda dursun.)

Organik ve inorganik mesele açısından aslen oldukça kaba ve yüzeysel tabirler olmasına rağmen, çok fazla ipucu verip yönlendirmeye sebebiyet vermemek adına onları kullanıyorum.

Peki genel olacak ama ilimcik  adlı  arkadaş  ile konuşmalarımızda verdiği  yanıtlar ne denli  uygun  sizce  mesela en basitinden  peygamberin  cennete  gitmesi, insanlarin  cennette değilde  bu dünyada  özelliklerinin  yükselmesi  gelişmesi  için  yaratılmış  olması ve bazı  insanların  imtihansiz  cennete  gidiyor  olması (çocuklar aklı  olmyanlar) adalet acısından  sorun  oluşturmaz  demesi  ve bizim  bu dünyadaki  amacimizin  Allahin isim ve sifatlarini görmemiz  takdir  edebilmemiz için  yaratılmış olmamiz.Son olarak Allahin  adalet ismine sahip olması  dolayısıyla  adaletsizlik  yapamamasi  yoksa onun  Adaletsiz  merhametsiz  ve hikmetsiz  olacağı gibi  cevaplarına  tek tek veya  toplu olarak ne gibi eleştiriler  yapmalıyız  sizce?

Link to post
Sitelerde Paylaş
25 dakika önce, teflon yazdı:

 

Mevzuya başka bir bakış açısı-perspektif getireyim. Kafanın aldığı kadar(!) eşelersin..ve bir de cevap tabii:

 

Öncelikle tasarımla birlikte koşut olarak kullanılabilecek, “doğal” ve “yapay” nesne ayracını getirelim.

Yapay nesne, yani bir anlamda tasarım, var olmasından önce oluşumuna neden olmuş niyeti somutlaştırır. İşlevi hayata geçmemiş olsa da, biçimi bu niyeti gerçekleştirmek için gerekli olan işlevi somutlaştırır. Ancak “taş” için böyle bir öngörüde bulunmayız. Bu tanım ve ayrım meselesi, aynı zamanda teistlerin de kendi adlarına yapması icap eden bir yükümlülük olsa da, onları(taşları) fiziksel kuvvetlerin serbest etkisi ya da oyununun bir sonucu olduğunu düşünürüz. Yani doğal.

Son bir şey daha eklemek gerekirse; bilimsel yöntemin ana yapı taşı, Doğa’nın nesnelliği postülatıdır. Bu, olguların tümdengelimci ve ereksel yaklaşımla değerlendirilmesinin bir anlamda “resen” yapılmış reddidir. Özünde bilinçli bir red edişten öte, sistematik bir kabuldür. Bilimin özellikle 16-17. yüzyıldan sonraki inanılmaz performansı bu postülatın sonucu ve dolayısıyla pratikteki meşruiyetidir. Doğa nesneldir, tasarlayıcı değildir.

Şimdi soruyu soralım:

Doğada “doğal” ve “yapay” nesneler vardır. Bunların bir kısmı karmaşıktır. Çok karmaşık. Peki, doğada olup da karmaşıklığından ötürü “bir tasarım” olduğu izlenimi veren her şey “organik” ve türevi iken, bunların özellikle makro düzeyde "inorganik" bir eşdeğeri, örnek ya da örnekleri var mıdır? Doğadaki inorganik ve makro düzeyde en karmaşık konstrüksiyon hangisidir?

(Bir istisna var: (K) Her iki açıdan da anlamlı bir örnek, ama şimdilik kenarda dursun.)

Organik ve inorganik mesele açısından aslen oldukça kaba ve yüzeysel tabirler olmasına rağmen, çok fazla ipucu verip yönlendirmeye sebebiyet vermemek adına onları kullanıyorum.

Organik  veya inorganik  için  yine  aynı  şey  söylenir  bence  maddenin iç  yapısında  bilgi  güç  ve irade gibi bir takım  yapıların  gerekliligi  yok mu? En azından  burada insani  referans  aldığımız  doğru  ama başka neyi referans  alacağız  ki?

Link to post
Sitelerde Paylaş
25 dakika önce, teflon yazdı:

 

Mevzuya başka bir bakış açısı-perspektif getireyim. Kafanın aldığı kadar(!) eşelersin..ve bir de cevap tabii:

 

Öncelikle tasarımla birlikte koşut olarak kullanılabilecek, “doğal” ve “yapay” nesne ayracını getirelim.

Yapay nesne, yani bir anlamda tasarım, var olmasından önce oluşumuna neden olmuş niyeti somutlaştırır. İşlevi hayata geçmemiş olsa da, biçimi bu niyeti gerçekleştirmek için gerekli olan işlevi somutlaştırır. Ancak “taş” için böyle bir öngörüde bulunmayız. Bu tanım ve ayrım meselesi, aynı zamanda teistlerin de kendi adlarına yapması icap eden bir yükümlülük olsa da, onları(taşları) fiziksel kuvvetlerin serbest etkisi ya da oyununun bir sonucu olduğunu düşünürüz. Yani doğal.

Son bir şey daha eklemek gerekirse; bilimsel yöntemin ana yapı taşı, Doğa’nın nesnelliği postülatıdır. Bu, olguların tümdengelimci ve ereksel yaklaşımla değerlendirilmesinin bir anlamda “resen” yapılmış reddidir. Özünde bilinçli bir red edişten öte, sistematik bir kabuldür. Bilimin özellikle 16-17. yüzyıldan sonraki inanılmaz performansı bu postülatın sonucu ve dolayısıyla pratikteki meşruiyetidir. Doğa nesneldir, tasarlayıcı değildir.

Şimdi soruyu soralım:

Doğada “doğal” ve “yapay” nesneler vardır. Bunların bir kısmı karmaşıktır. Çok karmaşık. Peki, doğada olup da karmaşıklığından ötürü “bir tasarım” olduğu izlenimi veren her şey “organik” ve türevi iken, bunların özellikle makro düzeyde "inorganik" bir eşdeğeri, örnek ya da örnekleri var mıdır? Doğadaki inorganik ve makro düzeyde en karmaşık konstrüksiyon hangisidir?

(Bir istisna var: (K) Her iki açıdan da anlamlı bir örnek, ama şimdilik kenarda dursun.)

Organik ve inorganik mesele açısından aslen oldukça kaba ve yüzeysel tabirler olmasına rağmen, çok fazla ipucu verip yönlendirmeye sebebiyet vermemek adına onları kullanıyorum.

Organik  veya inorganik  için  yine  aynı  şey  söylenir  bence  maddenin iç  yapısında  bilgi  güç  ve irade gibi bir takım  yapıların  gerekliligi  yok mu? En azından  burada insani  referans  aldığımız  doğru  ama başka neyi referans  alacağız  ki?

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 minutes ago, akılsızşuursuzatom said:

Organik  veya inorganik  için  yine  aynı  şey  söylenir  bence  maddenin iç  yapısında  bilgi  güç  ve irade gibi bir takım  yapıların  gerekliligi  yok mu? En azından  burada insani  referans  aldığımız  doğru  ama başka neyi referans  alacağız  ki?

 

 

Hala aynı saçmalıktamısın sen?

 

O taş varya, o taş... O taş bırakınca yere düşüyor ya... Ha, bunu yapması için, Einstein'ın genel görecelilik teorisini biliyor olması mı gerekiyor? Ama düşerken tam olarak bu teoriye uyuyor.

 

Şunu bir anlamadın geri zekalı. Götünle düşünmeyi bıraksan, belki anlayacaksın ama, bırakmıyorsun. Bilgi falan dediğin şey, bir bilgi işleme makinası olan senin ortadaki şeyden çıkardığın bir ilişki sadece. Bilgi orada yok, bilgi sadece sende mevcut. Bir şeyin olması için, bilgi falan hiç bir şekilde gerekmez. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

taş tabii çekime kapılır düşer de yapay uydu düşmez misal. zira  tabii uydular gibi umum gök cisimlerin düşmeden kendi yörüngelerinde dönmeleri de bu çekime itime rağmen

ne çekilir ne itilir kuvvet dengesinde  belli yörüngede dolanır zira yapay uydu insan aklı ve ilminin var olan kurulu düzende ki yasaları taklidi ile başarılabilmiş

aynı şey elektron içinde geçerli normalde çekirdek proton + yük elektron - pat diye protonun elektronu çekmesi lazım ama görmekteyiz ki elektronda belli hız ve yörüngede dolanır

bir nevi çay tepsisi hızla döndürüldüğünde çaylar dökülmez düşmez daha doğrusu düşmeye fırsat verilmez aynı mantık merkez kaç kuvveti ile çekim kuvveti dengelenmesi var

 

veya dünya  da 60 kilo olan ayda 10 kilo yani  ay çekimi 6 da 1 şayet dünya ay  büyüklüğü yer değişse yaşam olmaz  ha kilo vermek isteyenler belki aya gidip kendini iyi hissedebilir

ayda su vb akışkanlıkarın hatta kanın dolaşımının nasıl etkilendiği ortada

 

kuvvet enerji tek başına yeterli değil irade hikmet ilim ile bu kör kuvvet ve serseri enerjilerin kontrol altına alınıp hikmetli şekilde kullanılması gerekir

kontrolsüz güç güç değildir

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
33 minutes ago, akılsızşuursuzatom said:

Organik  veya inorganik  için  yine  aynı  şey  söylenir  bence  maddenin iç  yapısında  bilgi  güç  ve irade gibi bir takım  yapıların  gerekliligi  yok mu? En azından  burada insani  referans  aldığımız  doğru  ama başka neyi referans  alacağız  ki?

 

Goygoy yapacağına kalınlaştırılmış soruya net bir cevap versen onun üzerinden devam edeceğiz. Cevap verilemeyeceği için değil. Ben müdahale ederek yönlendirme yapmak istemiyorum.

 

Ama yine dayanamayıp şöyle bir açı daha getireyim: Atomlar aynı atom. Bunlarda bilgi varsa eğer, bana makro dünyadan, inorganik ve "yeni" örnekler de getir. Tasarımmış izlenimi veren doğal karmaşıklıklar. Hal budur ki, doğada gördüğün ve tasarımmış olduğunu düşündüğün karmaşıklıkların hepsi nedense(!)"eski".. Yıllanmış. En kabasının tarihi yüzbinlerce yıldan başlıyor.

 

Bunlarda bilgi yoksa eğer, başka türlü oluyorsa bu iş; aynı şey yine geçerli, her ikisinden de numuneler olmalı. Doğada var olan, makro dünyada, inorganik ve yeni olacak şekilde, tasarımmış izlenimi veren karmaşıklıklar. 

 

Anibal'in dediği gibi bilgi milgi yok. Ama vaziyet her ne olursa olsun, her iki durum için de "tutarlı" bir açıklaman olmalı. Daha fazla yazmıyorum. İyisi mi sen ilk soruya cevap ver. Ya da kafası çalışan bir teist bunu yapsın. Organik ve inorganik için aynı şey geçerli ise eğer, ikisi için de aynı durum ve örnekler mevcut olmalı.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
5 minutes ago, nogodbutAllah said:

taş tabii çekime kapılır düşer de yapay uydu düşmez misal. zira  tabii uydular gibi umum gök cisimlerin düşmeden kendi yörüngelerinde dönmeleri de bu çekime itime rağmen

ne çekilir ne itilir kuvvet dengesinde  belli yörüngede dolanır zira yapay uydu insan aklı ve ilminin var olan kurulu düzende ki yasaları taklidi ile başarılabilmiş

aynı şey elektron içinde geçerli normalde çekirdek proton + yük elektron - pat diye protonun elektronu çekmesi lazım ama görmekteyiz ki elektronda belli hız ve yörüngede dolanır

bir nevi çay tepsisi hızla döndürüldüğünde çaylar dökülmez düşmez daha doğrusu düşmeye fırsat verilmez aynı mantık merkez kaç kuvveti ile çekim kuvveti dengelenmesi var

 

veya dünya  da 60 kilo olan ayda 10 kilo yani  ay çekimi 6 da 1 şayet dünya ay  büyüklüğü yer değişse yaşam olmaz  ha kilo vermek isteyenler belki aya gidip kendini iyi hissedebilir

ayda su vb akışkanlıkarın hatta kanın dolaşımının nasıl etkilendiği ortada

 

kuvvet enerji tek başına yeterli değil irade hikmet ilim ile bu kör kuvvet ve serseri enerjilerin kontrol altına alınıp hikmetli şekilde kullanılması gerekir

kontrolsüz güç güç değildir

 

 

Yukarıda sorduğum soru senin için de geçerli.

Link to post
Sitelerde Paylaş
21 minutes ago, nogodbutAllah said:

taş tabii çekime kapılır düşer de yapay uydu düşmez misal. zira  tabii uydular gibi umum gök cisimlerin düşmeden kendi yörüngelerinde dönmeleri de bu çekime itime rağmen

ne çekilir ne itilir kuvvet dengesinde  belli yörüngede dolanır zira yapay uydu insan aklı ve ilminin var olan kurulu düzende ki yasaları taklidi ile başarılabilmiş

aynı şey elektron içinde geçerli normalde çekirdek proton + yük elektron - pat diye protonun elektronu çekmesi lazım ama görmekteyiz ki elektronda belli hız ve yörüngede dolanır

bir nevi çay tepsisi hızla döndürüldüğünde çaylar dökülmez düşmez daha doğrusu düşmeye fırsat verilmez aynı mantık merkez kaç kuvveti ile çekim kuvveti dengelenmesi var

 

veya dünya  da 60 kilo olan ayda 10 kilo yani  ay çekimi 6 da 1 şayet dünya ay  büyüklüğü yer değişse yaşam olmaz  ha kilo vermek isteyenler belki aya gidip kendini iyi hissedebilir

ayda su vb akışkanlıkarın hatta kanın dolaşımının nasıl etkilendiği ortada

 

kuvvet enerji tek başına yeterli değil irade hikmet ilim ile bu kör kuvvet ve serseri enerjilerin kontrol altına alınıp hikmetli şekilde kullanılması gerekir

kontrolsüz güç güç değildir

 

 

Yapay uydular da düşer, hep serbest düşüş halinde olurlar, tabi sen kim, bunu anlamak kim. 

 

Ay'da bir uydudur, o da o yapay dediğin uydular gibi dolanır durur ve insanın zinhar emeği yoktur onda. 

 

Proton elektronu çekmez zaten, o da gene yarım yamalak bildiğin bir şey. 

 

Yani, zırcahilin tekisin, tek anlattığın şey bu burada. Madem hikmetli bir şekil... Sana soralım  o zaman, yiyip içmek ve sıçmak zorunda olan bir canlı yaratmanın hikmeti nedir?

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

organik kimya okumuş biriyim

atomların elektron sayıları  ağırlıkları  tipleri  periyodik cetvelde grup grup sıralanır

periyodik cetvel zaten atomların tüm parametrelerinin rastgele düzensiz olmadığını grup grup dizildiği  karasız atomların kararlı olması için nasıl diğer atomlar ile moleküller oluşturduğu

ve orta da açıkta askıda muallakta hiçbir şeyin kalmadığını her şeyin o kararlı yapıya ulaşmak için çabaladığı görülür

 

canlı veya cansız her şey esasen  berlirlenen o kamil o olgun o kararlı o huzurlu noktaya varmak için adeta yarış halindedir

madde de + - canlıda dişi erkek adeta çekim halinde bu cazib ve çekim işte  kararlı dengeli yapıya ulaşma için fıtri tabii bir meyldir bir eğilimdir

 

huzur dengede bu  cazibenin çekimin etkisi ile iki yarım iki kararsız şeyin birleşip dengeye gelmesi ile olur

 

karbon atomu organikte merkez atomdur dört bir tarafa ahtapot gibi kollarını uzatır diğer atomları kendine çeker moleküller oluşturur

proteinler karbonhdratlar yağlar  dna hepsi karmaşık moleküller

ve tesadüfen oluşabilecek şeyler değildir

Link to post
Sitelerde Paylaş
35 minutes ago, nogodbutAllah said:

organik kimya okumuş biriyim

atomların elektron sayıları  ağırlıkları  tipleri  periyodik cetvelde grup grup sıralanır

periyodik cetvel zaten atomların tüm parametrelerinin rastgele düzensiz olmadığını grup grup dizildiği  karasız atomların kararlı olması için nasıl diğer atomlar ile moleküller oluşturduğu

ve orta da açıkta askıda muallakta hiçbir şeyin kalmadığını her şeyin o kararlı yapıya ulaşmak için çabaladığı görülür

 

canlı veya cansız her şey esasen  berlirlenen o kamil o olgun o kararlı o huzurlu noktaya varmak için adeta yarış halindedir

madde de + - canlıda dişi erkek adeta çekim halinde bu cazib ve çekim işte  kararlı dengeli yapıya ulaşma için fıtri tabii bir meyldir bir eğilimdir

 

huzur dengede bu  cazibenin çekimin etkisi ile iki yarım iki kararsız şeyin birleşip dengeye gelmesi ile olur

 

karbon atomu organikte merkez atomdur dört bir tarafa ahtapot gibi kollarını uzatır diğer atomları kendine çeker moleküller oluşturur

proteinler karbonhdratlar yağlar  dna hepsi karmaşık moleküller

ve tesadüfen oluşabilecek şeyler değildir

 

Nasıl bir salaksın sen? O periyotlar cetvelini okudun mu, yoksa boru gibi kıvırıp üstüne falan mı oturdun?

 

Eğer o cetvel olmasa, ortada, 2, 15 ve 100 numaralı, elementler olaydı, ahanda bu tesadüf olamaz derdik hep beraber. 

 

Ama geri zekalı, o tabloda gördüğün üzere, doğada 1'den 200 kusura kadar her numaraya sahip element var. Hatta, diyoruz ki, amanda şu elementi bulamadık, ama olmalı doğada diyerek biz kendimiz yapıyoruz. Amerikyum gibi.

 

Ve sen geri zekalı, canlılarda o tabloda ve doğada olmayan bir şey mi var ki, çıkıpta amanda tesadüf olamaz falan diyorsun? Elinde bu elementler var ve gördüğün herşeyde bu elementlerden oluşuyor zaten. Dangalak, karbon varsa 6 numarada, 5 numarada boron, 7 numarada da azot var mesela. Olması mümkün olmayıpta, nasıl da tesadüf olmayacak bu?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilinçsiz atomlar evlat acısının yaşandığı bir yerde, evlat acısı yaşatan yüce Allah'a, Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın diye dua ederek mantıksızlığın dibine vuranları nasıl oluşturmuş olabilir? Bu mükemmel varlıklar kesinlikle yüce Allah tarafından yaratılmışlardır. 

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
8 dakika önce, Buzul yazdı:

Bilinçsiz atomlar evlat acısının yaşandığı bir yerde, evlat acısı yaşatan yüce Allah'a, Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın diye dua ederek mantıksızlığın dibine vuranları, bu yararsız yakarışta bulunanları nasıl oluşturmuş olabilir? Bu mükemmel varlıklar kesinlikle yüce Allah tarafından yaratılmışlardır. 

 

"Bilinçsiz atomlar"ın akılsız insanlar yarattığına inancım her gün biraz daha artıyor. O "bilinçsiz atomlar"ın marifeti o kadar ileri gidiyor ki, yarattığı akılsızların hayal dünyasına Allah isimli hayali bir varlık dahi koyabiliyor.

 

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, DreiMalAli yazdı:

 

"Bilinçsiz atomlar"ın akılsız insanlar yarattığına inancım her gün biraz daha artıyor. O "bilinçsiz atomlar"ın marifeti o kadar ileri gidiyor ki, yarattığı akılsızların hayal dünyasına Allah isimli hayali bir varlık dahi koyabiliyor.

 

Sevgiler

Bu kusursuz varlıkları Allahtan başkası yaratamaz. Yanlış yoldasın. Bu yoldan geri dön. Evet.

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 dakika önce, Buzul yazdı:

Bu kusursuz varlıkları Allahtan başkası yaratamaz. Yanlış yoldasın. Bu yoldan geri dön. Evet.

 

"Bilinçsiz atomlar" bir müslümanın aklını başından öyle almış ki... Akılsız bilinçsiz garibim artık bir hayal dünyasında yaşıyor. Sadece hayal dünyasının hayali varlığı olan Allahtan başka bir şey göremiyor, göremiyor.

Yazık yav!

"Bilinçsiz atomlar" kimseye şizofreni vermesin!

Amin!

 

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslüman çocuk yapmış. Sonra yaptığı çocuğa demiş ki dalga geçer gibi, allah seni sınamak için yarattı. Yani düşünün. Yaptıkları çocukları allahın sınavına girdiren bir tuhaf kafalar var ortada. Burada bir saçmalık, gülünçlük aynı zamanda da bir alaycılık var tabi.

 

Birde ne diyorlar özgür iradeli bireyler din seçimi konusunda sınanıyorlarmış. Bunu diyenler kim? Kuşaktan kuşağa aktarılan, atalarının inanç ve öğretilerine göre beyinleri yapılandırılmış, islama iman ettirilmiş kişiler. Atalarının dinine inandırılmak bir seçim bile değil ki. Çay mı, kahve mi içsem diyip bunlar arasından seçim yapabilirsin de. Burada bir seçim bile söz konusu değil. Ve aynı kişiler, ataları tarafından başka dinlere inandırılmış kişilere de aklınızı kullanmıyorsunuz, atalarınızın yolundan gidiyorsunuz diyip eleştiride felan bulunabiliyorlar büyük bir kibir ve pişkinlikle. Peki siz ne durumdasınız? İslam sizin seçiminiz mi? Yok. Ataların yapılandırmasının etkisi altındasınız. Ataları tarafından atalar dini hristiyanlığa inandırılmış kişiler eğer başka bir evrende islama inandırılmış olsalardı islam için, atalar dini islama inandırılmış kişiler başka bir evrende hristiyanlığa inandırılmış olsalardı hristiyanlık için savaşabileceklerdi. Bugün islam savunuculuğu yapan tipler, hazarlar içinde yaşasaydılar osmanın islam ordularına, sasaniler içinde yaşasalardı ömerin islam ordularına karşı savaşabileceklerdi. Koşullar değişirse taraf değişir. Koşullar değişse bugün övdüğüne, başka bir evrende söverdin. O yüzden din seçimi konusunda özgür iradeli bireylerin sınanması gibi bir durum söz konusu bile olamaz. 

 

 

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...