Jump to content

PEYGAMBERE İTAAT (SÜNNET KONUSU)


Recommended Posts

 

Bu konuyu da hazırlamışken buraya bırakayım. Ayrıca forum ahalisine bir sesleniş yapmak istiyorum, Müslüman olmayan tüm forum ahalisine açıkça meydan okuyorum. İslam konusunda. 

Hodri Meydan Forumunda tartışmak isteyen tüm ahaliyi(ister 5, ister 10)özel mesaj kutuma bekliyorum. İslamı ilgilendiren(özellikle Kuran!)tüm konular dahildir bu meydan okumaya.

Konu için iyi okumalar.

 

PEYGAMBERE İTAAT

“…Resûl size ne verdiyse onu alın! Size neyi yasakladıysa ondan da kaçının ve Allâh’tan korkun! Çünkü Allâh’ın azâbı şiddetlidir.” Haşr/7

 

Haşr suresinde olan bu ayet, malların taksimi ile ilgilidir. Lakin temel olarak, malların dağıtımında itaat bir yana, her manada kapsamlı bir itaat sunulmuştur. Öyle ki, sadece mallar ile alakalı bir itaat bulunacak olsaydı; ‘’Size mallardan ne verdiyse onu alın, size mallardan neyi yasakladıysa da ondan kaçının’’ lafzı geçerdi. Halbuki böyle bir lafzın geçmeme sebebi ile bu konu her şeyi kapsar bir durumdadır.

 

“Ey îmân edenler! Allâh’a itâat edin ve Peygamber’e itâat edin ki amellerinizi boşa çıkarmayın!” Muhammed/33

 

Muhammed suresinde olan bu ayet, dini anlamda itaat bir yana her konuda itaati kesinleştirmiştir. Öyle ki önce geçen Allah lafzı, bizler için önceliğin Allah, daha sonra elçisi olduğunu bir kez daha göz önüne serer.

 

“Kim Allâh’a ve Resûl’e itâat ederse, işte onlar, Allâh’ın kendilerine nîmet verdiği peygamberler, sıddîklar, şehîdler ve sâlihlerle berâberdir. Onlar ne güzel dost(lar)dır.” Nisa/69

 

Ayet gayet açık bir şekildedir. Sadece bir konuya has bir ayet değildir. 

 

“Kim ki Allâh’a ve Resûlü’ne itâat eder ve Allâh’tan korkup O(nun azâbı)ndan ko­runursa, işte onlar, kurtuluşa erenlerdir.” Nur/52

 

Ayette de açık bir şekilde belirtildiği gibi önce Allah’a daha sonra Resul’e itaat vurgulanır.

 

“Kim Resûl’e itaat ederse, Allâh’a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, (Ey Resûlüm, bil ki) Biz Seni onlar üzerine bekçi göndermedik!” Nisa/80

 

Öyle ki bu ayet bu konuda en önemli ayettir. Resule itaat kavramı sadece, o gün ki durumlar için değil bütün zamanları kapsayan bir kavramdır. Eğer sadece o gün için yahut belli bir olay için emrolunmuş olsaydı, bu konuda Allah açıklayıcı davranır, bunu mevzu bahis konu ile alakalı kılardı. Halbuki bu surenin, ileride ki ve geride ki ayetlerinde mevzu bahis sadece tek bir konu değil, o sebepten bu ayet tümüyle bir geçerliliği ele almakta. Şu ayetlerde bunu destekler niteliktedir; 

‘’Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahibine de itaat edin. Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir.’’ Nisa/59

 

Öyle ki bu ayette geçen, ‘’onu Allah ve Resulüne arz edin’’ kısmı, bir konuyu önce Allah’a, yani Kuranda olan emirlere göre uygulayacağımız, orada da yoksa Resule itaat, yani sünnet ile uygulayacağımız bu ayette de açık bir şekilde görünmektedir. Bu konunun, anlattığım şekilde oluşu İslam Alimlerinin ittifakı ile sabittir. 

 

‘’Biz sana Kitab (Kur'ân)ı hak olarak indirdik ki, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği şekilde hüküm veresin. Sakın hainlerin savunucusu olma!’’ Nisa/105

 

Burada, iki şey vurgulanmakta; Allah’ın gösterdiğinden kasıtlardan ilki bugün bizim okuduğumuz Kurandır. Uyulması gereken ilk yer Kuranı Kerimdir. 

Ancak bazı olaylar vardır ki - hadisler ile sabittir - bu konularda Kuranda bir hüküm bulunmaz.

Peygambere götürüldüğünde ise bu ayette de geçen; ‘’Allah'ın sana gösterdiği şekilde hüküm veresin’’ sadece Kuran ile değil, diğer Kuranda yazmayan meselelerde de Peygamberin Allah’ın öğrettiğine(tasdik ettiğine)göre hüküm verdiği sabittir. Evvela bu ayet, Kuran’ı birinci öncelikle belirtmekte ancak daha sonrası için ise Muhammed’in Sünneti dediğimiz olay öne çıkmaktadır.

 

Yine bu ayetlerde dediklerimi destekler niteliktedir;

‘’Eğer Allah'ın sana lütuf ve merhameti olmasaydı, onlardan bir güruh seni sapıtmaya çalışırdı. Halbuki onlar, ancak kendi nefislerini saptırırlar, sana hiçbir zarar veremezler. Allah, sana Kitab (Kur'an)ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğin şeyleri öğretmiştir. Allah'ın sana olan lütfu büyüktür.’’ Nisa/113

 

‘’Nitekim içinizden size bir peygamber gönderdik. O size âyetlerimizi okuyor, sizi temizliyor, size kitabı ve hikmeti öğretiyor. Size bilmediğiniz şeyleri öğretiyor.’’ 

Bakara/151

 

‘’O´na kitabı, hikmeti, Tevrat´ı ve İncil´i öğretecek.’’ Al-i İmran/48

 

Bazı arkadaşlar burada ki hikmetten kasıtın, Kuran olduğunu dile getirir, öyle ki bazı ayetlerde Kurandan hikmetli bir kitap olarak bahsedildiği doğrudur; 

‘’İşte bu sana okuduğumuz, âyetlerden ve hikmetli Kur’ân’dandır.’’ Al-i İmran/58

‘’Elif, Lâm, Râ. İşte bunlar o hikmetli kitabın âyetleridir.’’ Yunus/1

 

Burada açıkça görüldüğü üzere, diğer ayetlerden farklı olarak ‘’hikmetli kitap’’ denilmiş. Ancak diğer ayetlerde kitap ayrı bir şekilde, hikmet ayrı bir şekilde belirtilmiş. O yüzden arada ki bu farkı saptamak mühimdir. 

 

Ayrıca Kuranda farklı şekilde hikmetlerden de bahsedilmektedir, ancak bu ayetlerde temel konu Allah ve Resulü olduğu için, bahsedilen konu diğerlerinden farklılık arz etmektedir.

 

Bu da dediklerimi tasdik eden bir ayettir;

‘’O'dur, ümmiler içinde kendilerinden olup onlara ayetlerini okuyan, onları temize çıkarıp parlatan, onlara kitap ve hikmet öğreten bir peygamber gönderen. Oysa bundan önce açık bir sapıklık içindeydiler.’’ Cuma/2

 

Burada ki hikmetin, Kurandaki ayetlerden farklı olarak Sünnet olduğu pek açıktır. Öyle ki bu hikmetten kasıt ayetler olsaydı, yine aynı ayet içerisinde kitap kelimesi geçmezdi.

 

Sevgilerimle, saygılarımla...

Link to post
Sitelerde Paylaş
50 dakika önce, Desert Wind yazdı:

Olur ama konu sınırlı olacak ve sadecegüvenilir tarihsel kaynaklar ve Kuran ayetleri kullanılacak. 

Kabul ediyorum sıkıntı yok. Ancak güvenilirden aradığın nedir tam olarak? Mesela hiç tanınmamış ancak akademik anlamda yetkin bir yazarın kaynağı bu güvenilirlik kısmına girer mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam'ın en zayıf tarafı sünnettir. Ebu Turâb bunu veciz bir şekilde ortaya koymuştur.

Sünnet neden İslam'ın en zayıf tarafıdır?

Çünkü peygambere tanınan ayrıcalıklar her Müslüman'a tanınabilir.

Muhammed'lin seks hayatı sapıklık diyebileceğimiz bir niteliğe sahiptir. Bu sapıklığı Müslümanlar kendi yaşamlarına uygulayarak devam ettirirler.

Muhammed'e tanınan ayrıcalıklardan onlar da yararlanmak isterler.

Ebu Turâb'ın bu konuda ateistlere meydan okuması aptallıktan başka bir şey değildir. Tartışmaları kötü bir şekilde kaybedecektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, EbûTürâb yazdı:

Kabul ediyorum sıkıntı yok. Ancak güvenilirden aradığın nedir tam olarak? Mesela hiç tanınmamış ancak akademik anlamda yetkin bir yazarın kaynağı bu güvenilirlik kısmına girer mi?

Isa hakkında tarihsel açıdan güvenilir kaynak :

 

alanında sürekli atıf yapılan tarihsel isa uzmanları ( bkz: historical jesus)

 

dinler tarihçileri olur.

 

bunlar da seküler tarihçiler olmalı hristiyan veya Müslüman bakış açısını yansitmamalı

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 saat önce, haci yazdı:

İslam'ın en zayıf tarafı sünnettir. Ebu Turâb bunu veciz bir şekilde ortaya koymuştur.

Sünnet neden İslam'ın en zayıf tarafıdır?

Çünkü peygambere tanınan ayrıcalıklar her Müslüman'a tanınabilir.

Muhammed'lin seks hayatı sapıklık diyebileceğimiz bir niteliğe sahiptir. Bu sapıklığı Müslümanlar kendi yaşamlarına uygulayarak devam ettirirler.

Muhammed'e tanınan ayrıcalıklardan onlar da yararlanmak isterler.

Ebu Turâb'ın bu konuda ateistlere meydan okuması aptallıktan başka bir şey değildir. Tartışmaları kötü bir şekilde kaybedecektir.

Yanılıyorsun haci, öyle ki Peygambere tanınan dediğin ayrıcalıklar, bugün bizim sünnet kavramı içerisinde baktığımız durumlardan çok daha farklıdır. Öyle ki ciddi manada önem taşıyanlar Kuranda geçer, diğerleri konusunda ise her birini sünnet kavramı kısmına sokamayacağımız gibi, gerçekten o kavramın içinde olanlarda bulunmaktadır. 

Seks hayatı konusunda ise benim şahsım adına Kuranda geçen kadarı beni ilgilendirir, önceki konularımda da bunların açıklamasını yapmıştım.. 

 

Meydan okumayı kaybetmek ise benim için asla bir sorun değil, kazanmak ne beni yüceltir, ne de kaybetmek beni düşürür. Benim maksadım, bu meydan okuma ile karşımdaki düşünce adamının baktığı açıyı yakalamak, ''demek ki bu konuya böyle bakanlar da var'' diyerek, tüm açıları doğruya götürebilecek bir yöntem aramaktır. Bu Kuran'ı ilgilendiren her konu için geçerlidir.

 

13 saat önce, Desert Wind yazdı:

Isa hakkında tarihsel açıdan güvenilir kaynak :

 

alanında sürekli atıf yapılan tarihsel isa uzmanları ( bkz: historical jesus)

 

dinler tarihçileri olur.

 

bunlar da seküler tarihçiler olmalı hristiyan veya Müslüman bakış açısını yansitmamalı

Tamam, bir kaç gün içinde yazacağım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yanılıyorsun haci, öyle ki Peygambere tanınan dediğin ayrıcalıklar, bugün bizim sünnet kavramı içerisinde baktığımız durumlardan çok daha farklıdır. Öyle ki ciddi manada önem taşıyanlar Kuranda geçer, diğerleri konusunda ise her birini sünnet kavramı kısmına sokamayacağımız gibi, gerçekten o kavramın içinde olanlarda bulunmaktadır. 

Seks hayatı konusunda ise benim şahsım adına Kuranda geçen kadarı beni ilgilendirir, önceki konularımda da bunların açıklamasını yapmıştım.. 

 

Yanıldığım husus nedir? Bu iletinle beni onaylayan sensin. İslam'da sünnet saçmalıktır. Bunu sen de biliyorsun ama o konuyu tartışmak istiyorsun.

Kur'an'da Muhammed'in karıları ile seks yapma sırası geçer. Sence bu sıra ciddi bir önem mi taşır? Kur'an'da Muhammed'in bu sırayı bozması da geçer. Bunu nasıl açıklayacaksın? Ayşe ile o daha 6 yaşında iken nişanlanması, 9 yaşında iken gerdeğe girmesi Müslümanların çok sevdiği ve kendi yaşamlarına uyguladıkları bir sünnettir. İslam'da sünneti yalanlarla açıklamaya çalışırsınız ama kimseyi ikna ve tatmn edemezsiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 dakika önce, haci yazdı:

 EbûTürâb

Yanılıyorsun haci, öyle ki Peygambere tanınan dediğin ayrıcalıklar, bugün bizim sünnet kavramı içerisinde baktığımız durumlardan çok daha farklıdır. Öyle ki ciddi manada önem taşıyanlar Kuranda geçer, diğerleri konusunda ise her birini sünnet kavramı kısmına sokamayacağımız gibi, gerçekten o kavramın içinde olanlarda bulunmaktadır. 

Seks hayatı konusunda ise benim şahsım adına Kuranda geçen kadarı beni ilgilendirir, önceki konularımda da bunların açıklamasını yapmıştım.. 

 

Yanıldığım husus nedir? Bu iletinle beni onaylayan sensin. İslam'da sünnet saçmalıktır. Bunu sen de biliyorsun ama o konuyu tartışmak istiyorsun.

Kur'an'da Muhammed'in karıları ile seks yapma sırası geçer. Sence bu sıra ciddi bir önem mi taşır? Kur'an'da Muhammed'in bu sırayı bozması da geçer. Bunu nasıl açıklayacaksın? Ayşe ile o daha 6 yaşında iken nişanlanması, 9 yaşında iken gerdeğe girmesi Müslümanların çok sevdiği ve kendi yaşamlarına uyguladıkları bir sünnettir. İslam'da sünneti yalanlarla açıklamaya çalışırsınız ama kimseyi ikna ve tatmn edemezsiniz.

Tatmin ve ikna olmadığın konular nelerdir? Buraya yaz tartışalım. Ama ben buraya o işin doğrusunu getirdikten sonra, ''falan falan alim şöyle demiş ben senin dediğine niye inanayım?'' demek yok. 

Kabul ediyorsan, ikna ve tatmin olmadığın sünneti ilgilendiren tüm konuları buraya dök. Her birini cevaplayacağım. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, EbûTürâb yazdı:

Tatmin ve ikna olmadığın konular nelerdir? Buraya yaz tartışalım. Ama ben buraya o işin doğrusunu getirdikten sonra, ''falan falan alim şöyle demiş ben senin dediğine niye inanayım?'' demek yok. 

Kabul ediyorsan, ikna ve tatmin olmadığın sünneti ilgilendiren tüm konuları buraya dök. Her birini cevaplayacağım. 

Bazı konuları yanıtlaman bir şey ifade etmez. Önemli olan o cevapların doğru olmasıdır.

Ben şimdiye kadar bu forumda ateistlerin sorularını doğru yanıtlayan bir Müslümanla karşılaşmadım.

Hepsi düş kırıklığı içinde forumdan ayrıldılar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, haci yazdı:

Bazı konuları yanıtlaman bir şey ifade etmez. Önemli olan o cevapların doğru olmasıdır.

Ben şimdiye kadar bu forumda ateistlerin sorularını doğru yanıtlayan bir Müslümanla karşılaşmadım.

Hepsi düş kırıklığı içinde forumdan ayrıldılar.

Demek ki henüz benim forum içerisinde ki iletilerimi okumamışsın. 

Senin doğru dediğin şeyleri ikimizde biliyoruz ki yanlış :) 

Ha bak şurası doğru ama, sen onu doğru bildiğin için ben buraya her ne şekilde olursa olsun kanıtı getirirsem getireyim, yine sana o doğru kalacak. 

Bu arada önceki Müslümanlar nasıl bir düş kırıklığı içerisinde forumdan ayrıldılar bilemem ama konu buysa, bende forum içerisinde bir çok Müslüman olmayan arkadaşı düş kırıklığı içerisinde bıraktım. Buyur ortaya dök ikna olmadığın konuları, ''doğru'' cevapları al.

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, EbûTürâb yazdı:

Demek ki henüz benim forum içerisinde ki iletilerimi okumamışsın. 

Senin doğru dediğin şeyleri ikimizde biliyoruz ki yanlış :) 

Ha bak şurası doğru ama, sen onu doğru bildiğin için ben buraya her ne şekilde olursa olsun kanıtı getirirsem getireyim, yine sana o doğru kalacak. 

Bu arada önceki Müslümanlar nasıl bir düş kırıklığı içerisinde forumdan ayrıldılar bilemem ama konu buysa, bende forum içerisinde bir çok Müslüman olmayan arkadaşı düş kırıklığı içerisinde bıraktım. Buyur ortaya dök ikna olmadığın konuları, ''doğru'' cevapları al.

 

İslam'la ilgili her konuyu bu başlık altında tartışmak isteyen sensin. Bu başlık altında sünneti tartışıyorsun. Ben burada seninle onu ya da istediğin her hangi bir konuyu tartışmaya hazırım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, haci yazdı:

 

İslam'la ilgili her konuyu bu başlık altında tartışmak isteyen sensin. Bu başlık altında sünneti tartışıyorsun. Ben burada seninle onu ya da istediğin her hangi bir konuyu tartışmaya hazırım.

Bu konu, konu başlığı ibaresi ile sünnet konusudur.  Her konuyu tartışmaya açık olduğumu şu sözler ile Hodri Meydan Forumunda belirttim.

Hodri Meydan Forumunda tartışmak isteyen tüm ahaliyi(ister 5, ister 10)özel mesaj kutuma bekliyorum. İslamı ilgilendiren(özellikle Kuran!)tüm konular dahildir bu meydan okumaya.

Bu konuda, Sünnet ile ilgili tartışmak istersen, belirtmek istediğin her şeyi bana hemen şimdi sorabilirsin bekliyorum. Yoksa Desert Wind gibi, meydan okumamı kabul edip (İslamı ilgilendiren istediğin bir)konuyu Hodri Meydan Forumuna dökmek istersen sorun yok. Daima hazırım. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 dakika önce, EbûTürâb yazdı:

Bu konu, konu başlığı ibaresi ile sünnet konusudur.  Her konuyu tartışmaya açık olduğumu şu sözler ile Hodri Meydan Forumunda belirttim.

Hodri Meydan Forumunda tartışmak isteyen tüm ahaliyi(ister 5, ister 10)özel mesaj kutuma bekliyorum. İslamı ilgilendiren(özellikle Kuran!)tüm konular dahildir bu meydan okumaya.

Bu konuda, Sünnet ile ilgili tartışmak istersen, belirtmek istediğin her şeyi bana hemen şimdi sorabilirsin bekliyorum. Yoksa Desert Wind gibi, meydan okumamı kabul edip (İslamı ilgilendiren istediğin bir)konuyu Hodri Meydan Forumuna dökmek istersen sorun yok. Daima hazırım. 

 

Muhammed Ayşe ile kaç yaşında evlendi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
21 dakika önce, haci yazdı:

 

Muhammed Ayşe ile kaç yaşında evlendi?

Buyrun bakalım; 

"Ben Mekke’de oyun oynayan bir kız iken Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e,

‘Doğrusu, onların asıl buluşma zamanları, kıyamet saatidir; kıyamet saatinin dehşeti ise, tarif edilemeyecek kadar müthiş ve ne acıdır!’ (Kamer, 54/46)

ayeti nâzil oldu." (Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân 6, Tefsîru Sûre, (54) 6; Aynî, Bedruddîn Ebû Muhammed Mahmûd ibn Ahmed, Umdetü’l-Kârî Şerhu Sahîhi’l-Buhârî, Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî, 20/21; Askalânî, Fethu’l-Bârî, 11/291.)

İbn Erkam'ın bu konuda üç rivayeti var; birisi 618 yılı birisi 614 yılı, birisi 619 yılı. Genelde 614 yılı esas alınır bir çok alim tarafından ancak bu dönemlerde Aişe ya yeni doğmuş bir durumda, ya da henüz doğmamış bir durumdadır. 618 yada 619'u esas alırsak bize dört yada beş yaşında bir çocuk ortaya çıkar. Ama ne ilginç değil mi? 4 yada 5 yaşında ki çocuk bu kadar keskinlik ile bu rivayeti yapacak..

Yukarıda ki hadiste kendisini tanımlarken kullandığı ‘kız çocuğu’ kelimesinin karşılığı olan ‘cariye’ lafzı, ergenlik çağına geçişi ifade eder ve o dönemler için kullanılır.

İbn Yerâ'nın da bu konuda bir şiiri vardır; ''Sekiz yaşına geldiğinde artık o, benim için bir câriye değil; Utbe veya Muâviye’ye nikahlayabileceğim gelin adayımdır." 

Bunun üzerinde Kamer suresinin 614 yılında indiğini esas alırsak, 8 yaşında olması için 606 yılında doğmuş olması gerekmektedir. Bu ise, evlendiği gün onun on yedi yaşında olduğunu ifade eder.

618 yılını kabul ettiğimizde ise onun, 610 yılında dünyaya gelmiş olma ihtimalini ortaya koyar ki bir yönüyle bu, evlendiği gün Aişe’nin on dört yaşında olduğu sonucunu doğurur.

Bu birdi. Devam ediyorum. 

Şimdi Esma konusundan devam edelim;  Esma kendisinin ablası. 595 tarihinde dünyaya gelmiş.(Nevevî, Tehzîbü’l-Esmâ, 2/597, Hakim, Müstedrek 3/635) Hicret esnasında Zübeyr ile evli ve 6 aylık hamile. (Beyhakî, Sünen, 6/204; İbn Mende, Ma’rifetü’s-Sahâbe, Köprülü Kütüphanesi, No: 242, Varak: 195 b; İbn Asâkir, Târîhu Dımeşk, Terâcimü’n-Nisâ, Dımeşk, 1982, s. 9, 10, 28; Mes’ûdî, Mürûcu’z-Zeheb, 2, 39; İbn Sa’d, Tabakâtü’l-Kübrâ, Beyrût, 1968, 8/58.)

Yani o gün 27 yaşında. Aişe ve Esma arasında ki yıl farkı 10.(Hatemü’l Enbiya Hz. Muhammed ve Hayatı, Ali Himmet BERKİ, Osman KESKİNOĞLU, s:210) Burada da Aişe'nin hicrette ki yaşının 17 olduğunu gösterir.  Yani o 18 yaşına girmek üzere. Bedirden sonra hemen evlendiğini de göze alırsak, 19 yaşına basmış durumdadır. Buraya belirtmeyeceğim ama Abdurrahman ile arasındaki yaş farkını da araştır, oku. 

Sonra yine buraya belirtmeyeceğim Hazif Üslubu nedir bir araştır. 

Birde bir araştır bakalım, Peygamberimiz kendisine Aişe'yi istediğinde Aişe kiminle nişanlı. Bu 9 yaş,8 yaş muhabbetlerini ele aldığımızda da şöyle bir gerçek var; Tarihsel kaynaklar neticesinde şu bir kesinlik; Peygamber Aişe'yi kendisine istedikten 3 sene sonra alıyor. Sizin dediğinize göre 5 yaşında nişanlı oluyor :))))) (Pardon tutamadım kendimi..)

Ha ama bak ben şimdi senin muhtemel yapacağını söyleyeyim, buraya Buhari de Müslimde olan hadisleri getireceksin cuk önüme koyacaksın, sonra birden haklı duruma çıkacaksın... (Müslüman olmayan taraflarca)

Ben bilerek kaynak verdim, kaynak vermeden de bunu çok iyi açıklardım ancak sakal olmayınca dinlenmiyoruz işte. Kısaca Aişe, 18 yaşının içerisinde(yada doldurmuş)Peygamber ile evlendi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, haci yazdı:

 Seni gidi yalancı seni... Utanmıyorsun da...

:)) Ne dedim ben bir üstte; 

 

Bir saat önce, EbûTürâb yazdı:

Ha bak şurası doğru ama, sen onu doğru bildiğin için ben buraya her ne şekilde olursa olsun kanıtı getirirsem getireyim, yine sana o doğru kalacak. 

Biraz da haksız olayım ya :)

 

Öyle ki yüzyıllardır diğer alimler tarafından sorun bile olmamış, acaba neden?? 9 Yaşında evlendiğinden(!) mi yoksa 18 yaşında evlendiğinden mi. :) 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 saat önce, EbûTürâb yazdı:

Kısaca Aişe, 18 yaşının içerisinde(yada doldurmuş)Peygamber ile evlendi.

:D 

 

Ayşe evlendiğinde 18 yaşındaydı" diyenlerin 12 argümanına karşı yazılmış, mükemmel bir makale.

Tüm iddiları tek tek çürütüyor. Sonuç: Ayşe 6 yaşında nişanlandı.

 

Makale: Dicle İlahiyattan, Yrd. Doç. Mehmet AZİMLİ'ye ait.

http://www.islamiarastirmalar.com/upload/pdf/036edbdb22c0215.pdf

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...