Hasan Akçay 0 Şubat 8, 2020 gönderildi Raporla Share Şubat 8, 2020 gönderildi 20 minutes ago, nogodbutAllah said: ne anlatsak boş zira amaç hakikati doğruyu güzeli ortaya çıkarmak ve ona tabii olmak değil kendi sahib olduğunu en sahih en hakikatli en güzel en doğru olduğunu empoze derdi olunca gerçekten anlatmak boş. Muhatabınız her kim ise onun size söylemesini istemediğiniz şeyi önce siz ona söylemeyin. Çifte standarda tenezzül etmeyin; örneğin tâbe ve tıbne aynı fiildir, 4:4'teki "tıbne"nin bağışladı, BIRAKTI anlamına geldiğini görüyorsanız 4:3'teki "tâbe"nin bağışladı, BIRAKTI anlamına geldiğini de görün. Ve örneğin şu soruyu cevaplayın: 4:3'te SiZE deniyor ki nkhlayın "mâ meleket eymânınız"ı ve onların ERKEK olanları var yani onlar erkek, siz ERKEKSiNiZ; kime nkhlayacaksınız? siz Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Şubat 8, 2020 gönderildi Raporla Share Şubat 8, 2020 gönderildi (düzenlendi) 39 minutes ago, nogodbutAllah said: başka bir tefsirde de şunu diyor: ikişer üçer dörder bir hitap tarzıdır sayı anlamında değildir. misal: bir adamın saf kan bir yarış atı var daima birinci gelir.biri gelir talib olur adam satmak istemez ancak kişi ısrar edince at sahibi: bu bir tek atı vermem ancak diğer atlardan istediğin kadar verebilirim yani bu sayı çoğaltma ila 2-3-4 değildir yetimler ile evliliği zulum edilecekse nehy etme içindir yani diğer kadınların kökü mü kurudu da yetimlere kaldınız gibi bir uslub var zira o devirde kişiler yetimlerin güzelliği malı için evleniyor sonra hile hurda ile malı ellerinden alınıyor Kur'an da yetimleri korumak için bu şekilde evlilikleri yasaklıyor yoksa samimi şekilde temiz niyet ile evlenenler yine yetimler ile evlenebilir aksi halde yetim kızlar evde kalır kimse almaz o daha büyük zulum olur yani mutlak manada yetimler ile evlilik yasaklanmamış sadece kötü niyetlilerin şerrinden korumak için bu yasak getirilmiştir. Tefsirden önce Kuran'a bakın; filanca feşmekanca ne diyordan önce Allah ne diyor ona bakın. Örneğin, ikişer ve üçer ve dörder ifadesi 35:1'de de var; orda ne deniyor; Allah'ın yaratma gücü sınırlıdır mı deniyor? Kimin haddinedir, kardeşim, bu ifade 4'e kadar anlamına gelir diyerek Allah'ın yaratma gücünü sınırlandırmaya? 35:1'de öyle ama... 4:3'te böyle? Yani yine çifte standart? Bakın, bu çifte standardlarla birileri Kuran'a iSTEDiĞi anlamı yükleyebilir ama Allah'ın kitabı olmaz o; şunun bunun kitabı olur. Şubat 8, 2020 tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Şubat 8, 2020 gönderildi Raporla Share Şubat 8, 2020 gönderildi (düzenlendi) daha önce yapıştırdığım resimde zaten 4:4 teki tıbne kelimesini içeren ayette çıkmış aynen tercümesi şudur tıbne nin: bir şeyi gönül huzuru ve hoşluğu ile rızası ile gönlü daralmadan gönlü hoş ve tayyib olarak verme bırakmadır direk tıbne bağışlama değildir nefsen yani kendi kendine gönlü daralmadan hoş ve razı şekilde vermedir tıbne yani kökü yin tabe ve oda tayyibden gelir zaten bu ayet tefsirlerinde طابت لكم أنفسهن بشيء، bir şeyi size kendi nefisleri ile yani kendi irade ve gönül rızası ile vermedir diye tarif edilmiş ** arif olan azdan da anlar diğerleri sazdan dahi anlamaz:) çokça yazdığımız halde detaylı anlattığımız halde anlamamak için bin dereden su getirme nedir yahu bu yapı ve mantık üzerine islam bina edilemez. Şubat 8, 2020 tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
kavak 0 Şubat 8, 2020 gönderildi Raporla Share Şubat 8, 2020 gönderildi (düzenlendi) Zaten onun bunun kitabı... Sizler, kimin kitabı olduğunu zannediyordunuz? Resmen insanların icadıdır... En basit bir soruya bile yanıt veremediniz ve kendi aranızda bile hemfikir değilken, habire çok bilmişlik taslıyorsunuz. Yine soruyorum... Bu Arap dinini piyasaya sürenler ve yayılmasına vesile olanların kaçta kaçı tek eşli idi? Artı; şu durum tespiti hepinizi nakavt eder: İslam´da önce erkek...gerisi teferruat! Şubat 8, 2020 tarihinde kavak tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Şubat 8, 2020 gönderildi Raporla Share Şubat 8, 2020 gönderildi (düzenlendi) bizim anadoluda erkeğe kiminle evleneceksin dense bunun anlamı açıktır karşı cins kadın kastedilir. ama abd ab gibi bazı ülkelerde eşcinsel evlilikler de var orda çok manaya gelebilir:) Allah Kur'an da erkek ve dişi diye iki cins yarattığını nikahı bu iki salim ve helal cins arasında meşru ve helal kılar zaten lut kavmi bu yüzden lanetlenmiş yok olmuştur nisa 4:3 bütün siga dişi üzerine giderken birden şapkadan efendim ma melekut eymanda erkekte var derseniz bu başka kültürün tezahürü olabilir bu aynen şu misale benzer: balıklar güzeldir timsah hariç:) iyi de timsah zaten balık değil:) kıyası fasid dir:) veya limon sarıdır o halde patlıcan siyahtır gibi bir kıyas:) *** çoçuklara şaşırtma sorular sorulurdu misal: horoz bir duvarın üzerine çıkmış duvarın bir yanı saman bir yanı su horoz yumurtlasa yumurtası nereye düşer hemen saman yumurta bağlantısı kurulur ve horozla yumurta imkansızlığı akla gelmezdi:) Şubat 8, 2020 tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Şubat 8, 2020 gönderildi Raporla Share Şubat 8, 2020 gönderildi (düzenlendi) 1 hour ago, nogodbutAllah said: daha önce yapıştırdığım resimde zaten 4:4 teki tıbne kelimesini içeren ayette çıkmış aynen tercümesi şudur tıbne nin: bir şeyi gönül huzuru ve hoşluğu ile rızası ile gönlü daralmadan gönlü hoş ve tayyib olarak verme bırakmadır direk tıbne bağışlama değildir nefsen yani kendi kendine gönlü daralmadan hoş ve razı şekilde vermedir tıbne yani kökü yin tabe ve oda tayyibden gelir zaten bu ayet tefsirlerinde طابت لكم أنفسهن بشيء، bir şeyi size kendi nefisleri ile yani kendi irade ve gönül rızası ile vermedir diye tarif edilmiş ** arif olan azdan da anlar diğerleri sazdan dahi anlamaz:) çokça yazdığımız halde detaylı anlattığımız halde anlamamak için bin dereden su getirme nedir yahu bu yapı ve mantık üzerine islam bina edilemez. Muhatabınız her kim ise onun size söylemesini istemediğiniz şeyi önce siz ona söylemeyin. Bunu dedim ama aynı yanlışı yapmaya devam ediyorsunuz: güzel kardeşim, bu sözünüz size döner, şöyle: arif olan azdan da anlar nogodbutAllah sazdan dahi anlamaz ben, Hasan Akçay, çokça yazdığım halde detaylı anlattığım halde siz, nogodbutAllah, anlamamak için bin dereden su getirme nedir yahu bu yapı ve mantık üzerine islam bina edilmez. Lütfen! Böyle kendinize dönebilen suçlamalar yapacağınıza, benim sorduğum soruları cevaplayın: Soru 1: Nisa 3'te nkhlayın "mâ meleket eymânınız"ı deniyor ve onların erkek olanları var yani onlar ERKEK, siz ERKEKSiNiZ... kime nikahlayacaksınız ERKEK "mâ meleket eymânınz"ı? AKIL kardeşim akıl, bize Allahu teâlânın verdiği o en değerli nimeti kullanın: kime nkhlayacaksınız erkek "mâ meleket eymânınız"ı? * 4:4'teki "tıbne"ye gelince, bakın ona siz de verme bırakmadır diyorsunuz; iyi güzel de BENiM söylediğimi söylüyorsunuz. Ne dediğinizin gerçekten ayırdında değil misiniz? * Soru 2: Bakın ikişer ve üçer ve dörder ifadesi 35:1'de de var; orda Allah'ın yaratma gücü sınırlıdır mı deniyor? Bu ifade 4'e kadar anlamına gelir diyerek Allah'ın yaratma gücünü sınırlandırmak kimin haddinedir? Şubat 8, 2020 tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
kavak 0 Şubat 8, 2020 gönderildi Raporla Share Şubat 8, 2020 gönderildi (düzenlendi) Gereken lüzum üzerine yeniden... Bir saat önce, kavak yazdı: Zaten onun bunun kitabı... Sizler, kimin kitabı olduğunu zannediyordunuz? Resmen insanların icadıdır... En basit bir soruya bile yanıt veremediniz ve kendi aranızda bile hemfikir değilken, habire çok bilmişlik taslıyorsunuz. Yine soruyorum... Bu Arap dinini piyasaya sürenler ve yayılmasına vesile olanların kaçta kaçı tek eşli idi? Artı; şu durum tespiti hepinizi nakavt eder: İslam´da önce erkek...gerisi teferruat! Şubat 8, 2020 tarihinde kavak tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Şubat 8, 2020 gönderildi Raporla Share Şubat 8, 2020 gönderildi (düzenlendi) 1 hour ago, nogodbutAllah said: nisa 4:3 bütün siga dişi üzerine giderken birden şapkadan efendim ma melekut eymanda erkekte var derseniz bu başka kültürün tezahürü olabilir Bütün siganın Nisa 3'te YALNIZCA dişi üzerine gittiği filan yok; tam aksine, Nisa 2'de kime gidiyorsa ona gidiyor: Nisa 2: Yetimlere mallarını verin, temizi pisin yerine koyup değiştirmeyin; onların mallarını kendi mallarınızla yemeyin: büyük günahtır bu! "Mallarını verin!" emri yalnızca yetim kızlar üzerine gitmiyor, yetim erkekler üzerine de gidiyor; dişi yetimlere de vereceksiniz mallarını erkek yetimlere de. Artı, bu siga yetimlerin erkek hâmileri üzerine de gididiyor dişi hâmileri üzerine de. Ne yani o büyük günahı işlemekten Hz Hatice misillu dişi hamiler korksun da Hz Ali misillu erkek hâmiler korkmasın mı? Elbet korkacaklar. Peki nedir bu büyük günahı işleme korkusundan kurtulmanızın yolu, Nisa 3'te o söyleniyor; korkuyorsanız denip çare gösteriliyor: Korkuyorsanız ki yetimlerin haklarını koruyamıyacaksınız nkhlayın... Kimi: nkhlayın o kadınları ikişer, üçer, dörder nkhlayın yalnızca birisini nkhlayın "mâ meleklet eymânınız"ı. "Mâ meleket eymânınız"ın ERKEK olanları var; nkhlayın "mâ meleket eymânınız"ı ifadesindeki nkhlayın emri elbet o erkekler üzerine de gidiyor; erkek "mâ meleket eymânınız"ı da nikahlayacaksınız dişi "mâ meleket eymânınız"ı da. Allah'ın emri bu. Allahu teâlâ erkek mâ meleket eymân dişi mâ meleket eymân ayrımı yapmıyor. Kimin haddinedir bana ne bana ne bana ne Allah'ın emrinden demek? Kimin haddinedir ben Allah'ın yalnızca şu emrini yerine getiririm bu emrini yerine getirmem demek? Nedir kitabın bir kısmına iman etmek, bir kısmına iman etmemek? Şubat 8, 2020 tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
sağduyu 0 Şubat 8, 2020 gönderildi Raporla Share Şubat 8, 2020 gönderildi 5 hours ago, Hasan Akçay said: Nedir kitabın bir kısmına iman etmek, bir kısmına iman etmemek? Yani herif diyor ki, neden benim yorumuma iman etmiyorsunuz? İşin daha ilginci herif başta bu dinin kurucusu Muhammed olmak üzere Ebubekir, Ömer, Osman, Ali gibi İslam'ın önge gelenlerini direkt kafir ilan ediyor. Acaip bir kafa gerçekten. 1400 yıldır anadili arapça olan araplar bile Kuran'daki bu ayeti yanlış anlamışlar, sadece bu ve bunun gibi bir kaç tane kerameti kendinden menkul tipler doğru anlamış. Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Şubat 9, 2020 gönderildi Raporla Share Şubat 9, 2020 gönderildi (düzenlendi) 11 hours ago, nogodbutAllah said: daha önce yapıştırdığım resimde zaten 4:4 teki tıbne kelimesini içeren ayette çıkmış aynen tercümesi şudur tıbne nin: bir şeyi gönül huzuru ve hoşluğu ile rızası ile gönlü daralmadan gönlü hoş ve tayyib olarak verme bırakmadır direk tıbne bağışlama değildir nefsen yani kendi kendine gönlü daralmadan hoş ve razı şekilde vermedir tıbne yani kökü yin tabe ve oda tayyibden gelir zaten bu ayet tefsirlerinde طابت لكم أنفسهن بشيء، bir şeyi size kendi nefisleri ile yani kendi irade ve gönül rızası ile vermedir diye tarif edilmiş... Kırmızı açıklamadaki şu ifade ilginç: tabne dabe nin yani tayyibin başka bir formudur farklı bir şey değildir ancak esas anlamı kendi rızası gönül hoşluğu ile mehrini (?!) isterse erkeğe verebilir zorla cebren bağış filan olmaz. Sevgili nogodbutAllah, Allahu teâlânın 4:3'te size helal olan, hoş olan kadınları kendinize nkhlayın dediğini öne sürerek kadınların size helal olmasını, hoş olmasını sizin onları kendinize nkhlamanız için kâfi saymak suretiyle hem o kadınların rızasına, gönül hoşluğuna ihtiyaç yokmuş gibi yapıyorsunuz hem de zorla bağış olmaz diyorsunuz. Çelişkinizin ayırdında değil misiniz sahiden? Çala kalem gitmeyin, yazdıklarınızı kontrol edin; ne yazdığınızı bilin. Güzel kardeşim, kadınların size helal olması sizin onları kendinize nkhlamanız için kafi değildir, onların kendilerini nkhlama yetkisini size bırakması şarttır; budur "mâ tâbe lekum minen nisâ"nın anlamı. Mâ tâbe lekum "size helal olan, size hoş olan kadınlar"dır demeyi bırakın; onların kendilerini nkhlamama işini gönül hoşluğuyla size bırakması şarttır. Dikkat çeksin de akılda kalsın diye abartarak dedim ki çıkın sokağa; size helal olan, size hoş olan kadınları yakalayıp yakalayıp kendinize nkhlayın! Ne bu ya. Size helal olan, size hoş olan kadınlar sizin karınız olmak zorunda mı; manyak mısınız siz, akletmez misiniz! Ya size hoş olan kadınlar "sen bana hoş değilsin, piserif!" derlerse; ya çantalarını, şemsiyelerini, sivri topuklu kunduralarını kaptıkları gibi kafanıza geçirirlerse? ya "Poliiis! Poliiis!" diye bağırırlarsa... nolacak Allah'ın nkhlayın emri, iptal olacak. Kimin haddinedir Allah'ın emrini iptal etmek? Şubat 9, 2020 tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Şubat 9, 2020 gönderildi Raporla Share Şubat 9, 2020 gönderildi (düzenlendi) Mâ tâbe lekum "size helal olan, size hoş olan kadınlar"dır demeyi bırakın; onların kendilerini nkhlamama işini gönül hoşluğuyla size bırakması şarttır. Buradaki nikahlamama kelimesi yanlıştır; doğrusu: nkhlama işi.... Özür dilerim. * Bu vesileyle, kırmızı açıklamada mehir (?!) deniyor ama tamamen üfürmedir bu. 4:3'te ve 4:4'te ucûr-mehir geçmiyor çünkü bu ayetlerin konusu erkeklerin evlenmesi, erkeklerin uçkuru değildir; bu ayetlerin konusu yetimlerin malları ve onların evlendirilmesidir. Rüşde eren yetimlerinize mallarını verip onları serbest bırakacaksınız (4:6); o arada, eğer "Bir babalık daha yap; beni evlendir" deyip nkhlamayı size bıraktılar ise evlenDiReceksiniz. Yalnızca rüşd değil aynı zamanda mal sahibidir onlar; ekonomik olarak kendi ayaklarının üzerinde durabilirler, size muhtaç değiller. Yok öyle basarım mehiri alırım karıyı! Şubat 9, 2020 tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Şubat 9, 2020 gönderildi Raporla Share Şubat 9, 2020 gönderildi sayın hasan akçay cüretimi bağışlayın bir şey öğrenmek istiyorum lütfen saygısızlık addetmeyin aşağıdaki sorularıma kısa cevaplar verirseniz sevinirim sizi sorgulamak değilde mantığınızı fikrinizi tam öğrenip ne demek istediğinizi iyi anlayıp ona göre cevap yazmak için bunlar mühim ifadelerinizi tam olarak anlayamadım: 1-arapça bilginiz var mı? ne düzeydedir? Kur'an ı anlamak için arapça gerekli midir? 2-siz Kur'an ı anlamak için sadece aklı bireysel fikri mi esas alırsınız? 3- hadis ve sünnetin Kur'an ı anlamada rolü nedir? 4-mealleri bende çok benimsemiyorum.ancak elmalılı ve diyanet ve hasan basri cantayın mealleri orjinal manaya mutabık görmekteyim sizin referans aldığınız mealler hangileridir? 5- islami ve imani anlayışın oluşmasında faydalandığınız alimler eserler var mıdır? misal bendeniz maturidi zemahşeri razi başta olmak üzere umum alimler bir ayeti nasıl yorumlamış merak ederim bakarım. 6-Kur'anı anlamada eski kadim eserler lügatlar tefsirlerden faydalandığınız eser var mıdır? 7- Kur'anı modernist tarzda yorumlayan muhammed abduh cemalledin afgani vb tarihselci yaklaşımcıları referans alır mısınız? 8-Kur'anı yorumlamada salt akıl yeterli midir? yoksa yolun edebi erkanı ilmi basireti gerekli tüm alt yapı ve diğer ilim dalları da gerekli midir? 9-hadislerde uydurma zayıf haberi vahid var diye umum hadisleri reddmi edersiniz yoksa sahih sünneti esas almak gerekir mi? 10- nisa 3 te tabe lekum size evlilik velayeti bırakan kadınlar ise ikişer üçer dörder manası nasıl açıklanır? yani 4 kadın birden mi velaket verir veya manası nedir? *** kaba addetmezseniz sizin hakkınızdaki yorumuma müsade edin. zann da olabilir yanlışta olabilir sandığım gibi değilseniz düzeltirsiniz bizde seve seve hakikati öğrenmiş oluruz: sizde hadis ve sünneti redd eden salt akıl ile ayetleri yorumlama modernist ve tarihselci bir yaklaşım içindesiniz gibi geliyor bana. elbet Kur'an ı esas almanız aklı öne çıkarmanız takdire şayan biz bunları redd edemeyiz hele Kur'anın kendisi düşünme anlamında akletme tefekkür teakul fıkh etme tezekkür tedebbür idrak vb çok anlamda bizi akla düşünmeye yönlendirmiş iken bunları görmezden gelemeyiz hata maturidi hz ibrahimin adım adım yıldız ay güneşe bakıp bu daha büyük o halde rabb budur deyip en sonunda Rabbim batmayandır demesini peygamber gelmese dahi insan aklı sayesinde sorumludur düşünüp akledip Allahı bulabilir demektedir ancak hiç biri sünneti hadisleri hz peygamberi devreden çıkarmaz bazıları sadece bize Kur'an yeter deyip hz peygamberi devreden çıkarıyolar bu doğru değil kaldı ki sadece Kur'anı esas alsan O mübarek kitab dahi yine seni peygambere yönlendirir zira çok ayette Allah dan sonra resulune tabii olmayı itaat ve ittiba etmeyi bizzat Allah ve Kur'an emreder *** birde ufak bir açıklama: arapça malum olduğu üzere zengin bir lisandır bir kelime çok anlama geldiği gibi çok kelimede bir anlama gelebilir ancak aralarında nüans vardır sadece hareke değişiminde dahi mana değişir aynen kar ile kâr gibi. sadece a nın şapkası anlam değiştirir çok anlama gelen kelimelerin manaları siyak sibaktan anlaşılır yüz lira ver yüz verme deriyi yüz denizde yüz. aynı yüz kelimesi bazı yerlerde isim bazen fiil bazen mecazi bazen hakiki manada kullanılıyor dayyib kelimesi de böyledir hoş güzel anlamı da var helal anlamıda var. o yüzden nisa 3 te tabe lekumu sizin hoşunuza giden helal kadınlar diye anlam veren de var sadece helal diyen de var sadece hoş diyen de vardır bunlar yanlış değildir daha etraflıca bakıştır. ancak asıl anlamı helal temiz dir tayyibin habisin zıddıdır tayyib Kur'an da meltem gibi esen yumuşak şiddetli olmayan rüzgara da tayyib sıfatı eklenir temiz toprak içinde sıfat olur. helal anlamı da var hoş güzel anlamıda var tıbne kök olarak tayyib den tabe den geldiği için yine asıl anlamını bir şekilde koruyor diye düşünüyorum yani gönül hoşluğu ile rızası ile bir şeyi verme manasındadır yoksa bağışlama bırakma için arapça da çok kelime var onlar kullanılmamış nasıl göz gözlük gözlükçü hepsi kök olarak gözle alakalıdır manaları farklı olsada kök aynıdır tabbe tayib tıbne de böyle düşünülebilir malum arapçada f-t-h açmak demek miftah açıcı demek anahtar demek fatih oda türemiş isim açan feth eden demek. fatih istanbul kapılarını açmış yeni bir çağ açmış kişidir yani aynı kökten türeyenler mana olarak farklı olsada kök ten kopmuyorlar yine bir irtibatı kalıyor zaten kökten kopsa başka bir şey olur . Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Şubat 9, 2020 gönderildi Raporla Share Şubat 9, 2020 gönderildi 8 saat önce, Hasan Akçay yazdı: Sevgili nogodbutAllah, Allahu teâlânın 4:3'te size helal olan, hoş olan kadınları kendinize nkhlayın dediğini öne sürerek kadınların size helal olmasını, hoş olmasını sizin onları kendinize nkhlamanız için kâfi saymak suretiyle hem o kadınların rızasına, gönül hoşluğuna ihtiyaç yokmuş gibi yapıyorsunuz hem de zorla bağış olmaz diyorsunuz. Çelişkinizin ayırdında değil misiniz sahiden? 4:3 te helal anlamı daha baskın hoş güzeli dünyalık cemal yüz güzelliği anlamında değildir ahlak huy güzelliği anlayabiliriz zira tayyib yada tabe evet maddi hoşlukta olması manası vardı ancak daha baskın olan manevi temizlik hoşluk anlamı var 4:4 te ise siyak sibaktan mehir anlamı verilmiş.zira öncesinde kadınlara mehirlerini verin denilmiş onların hakkları denilmiş.şayet gönül rızası ile verirse o başka yani ayet öncesi sonrası irtibatına bakınca manası daha net ortaya çıkar tek başına kelimeye bakmak yanlışa götürebilir diye düşünüyorum. elbet nikah kelimesi zaten karşılıklı rıza ile gerçekleşen şeydir. yani bir akittir bir antlaşma sözleşmedir buda karşılıklı iki kişinin rızası üzerine gelir yani tek taraflı bir antlaşma olmaz herhalde. Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Şubat 9, 2020 gönderildi Raporla Share Şubat 9, 2020 gönderildi nacizane görüşüm hem nakil hem akil sentezi ile olaylara bakmaktır.bir kısmı nakli esas alır aklı bırakır diğeri aklı alır nakli bırakır pozitif ilimlerde dahi nakil önemlidir ibni sinanın tıb eserlerinde göz anatomisi kan dolaşımı çizimleri yazıları günümüze kadar gelmiş sonrakiler o nakilleri birikimi alıp geliştirmişler günümüze uyarlamışlar.her şey bir kök temel üzerinde yükselir sıfırdan temelsiz şey olmaz diye düşünüyorum islamın kökü Kur'an dır sünnetir sahabellerin tabiinlerin rivaye nakil uygulamaları davranışları adım adım bu kök üzerinde dal budak salıp günümüze gelir balta ile kökü kesip kocaman çamı devirip ufak bir dalı kesip toprağa gömüp ahanda budur her şey demek pek mantıklı gelmiyor. zaten o yüzden islam kaynakları Kur'an sünnet icmaa kıyas diye gider Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Şubat 9, 2020 gönderildi Raporla Share Şubat 9, 2020 gönderildi 19 minutes ago, nogodbutAllah said: 10- nisa 3 te tabe lekum size evlilik velayeti bırakan kadınlar ise ikişer üçer dörder manası nasıl açıklanır? yani 4 kadın birden mi velaket verir veya manası nedir? 4:3'teki tâbe, 4:4'teki tıbne konusunda anlaştığımız izlenimi doğmuştu bende. tekrarın lüzumu yok; geçiyorum. 10 dışındaki sorularınız dedikodu düzeyindedir; gerek görmüyorum; lütfen konuda kalalım. Nisa 3 ve Fâtır 1'de geçen "ikişer, üçer, dörder"e gelince bunlar ikili, üçlü, dörtlü gruplar halinde demektir ve dörder, beşer... diye devam eder yani örneğin Hz Hatice 5 yetimeyi nkhlayacaksa her birini kendi tâlibine vermek suretiyle dördünü de aynı anda nkhlayacak. Namaza yetişeceğim; Kesiyorum. Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Şubat 9, 2020 gönderildi Raporla Share Şubat 9, 2020 gönderildi dedikodu düzeyinde değil gayet ilmi derin sorular arapça bilip bilmemeniz benim için kırılma noktası zira bir çok arapça ifade yapıştırıyoruz onları okuyamıyorsanız neden boşuna yapıştırayım söyleyin bizi bu zahmetten kurtarın Bir saat önce, Hasan Akçay yazdı: Nisa 3 ve Fâtır 1'de geçen "ikişer, üçer, dörder"e gelince bunlar ikili, üçlü, dörtlü gruplar halinde demektir ve dörder, beşer... diye devam eder yani örneğin Hz Hatice 5 yetimeyi nkhlayacaksa her birini kendi tâlibine vermek suretiyle dördünü de aynı anda nkhlayacak. dördünü aynı anda nikahlayacak derken zaman olarak mı aynı saate mi hiç bir şey anlamadım yani yokuşa sürmek gibi geldi bana kusura bakmayın oysa cumhurun bu ayete verdiği mana açık kendinizi bu kadar zorlamayın Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Şubat 9, 2020 gönderildi Raporla Share Şubat 9, 2020 gönderildi tıbne diye bir fiil yoktur d-y-b kökünden y düşmüş ve çoğul gaibe sıgasından nun harfi çekimden dolayı gelmiştir aslı tıb dır nun nisa çoğul cem olduğu için gelmiş yani nun fiilin esasına dahil değildir çekim ekidir yapım eki değildir d-y-b aynen sattı anlamında ki bayii gibi b-y-a fiili gibidir kadın dişi çoğul çekiminde aşağıdaki gibi değişime uğrar: Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Şubat 9, 2020 gönderildi Raporla Share Şubat 9, 2020 gönderildi 1 saat önce, Hasan Akçay yazdı: 4:3'teki tâbe, 4:4'teki tıbne konusunda anlaştığımız izlenimi doğmuştu bende. tekrarın lüzumu yok; geçiyorum. sayın hasan kardeşim beni ikna etmek yetmez hani ben hatırın kırılmasın diye farzı muhal size katılıdım umum koskoca islam tarihinde ki zincirleme cumhuru sevadı azamı nasıl ikna edersin böyle gidersen bir çöl ortasında bir kaktüs gibi tek başına kalakalırsın en fazla yanına akbabalar gelir onlarda da pek hayır yok ama Allahtan umut kesilmez belki bir kervan geçerde ya onlar size katılır yada siz onlara katılır gidersiniz tavsiyem çöl sıcak ıssız kervana katılın sahili selamete çıkın Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Şubat 9, 2020 gönderildi Raporla Share Şubat 9, 2020 gönderildi İsteyen "umum"a uyar, benim dinin "Kuran'daki islam"dır. Söz bitmiştir. Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Şubat 10, 2020 gönderildi Raporla Share Şubat 10, 2020 gönderildi 19 hours ago, nogodbutAllah said: sayın hasan kardeşim beni ikna etmek yetmez hani ben hatırın kırılmasın diye farzı muhal size katılıdım umum koskoca islam tarihinde ki zincirleme cumhuru sevadı azamı nasıl ikna edersin böyle gidersen bir çöl ortasında bir kaktüs gibi tek başına kalakalırsın en fazla yanına akbabalar gelir onlarda da pek hayır yok ama Allahtan umut kesilmez belki bir kervan geçerde ya onlar size katılır yada siz onlara katılır gidersiniz tavsiyem çöl sıcak ıssız kervana katılın sahili selamete çıkın Bu forumda şu ana kadar amacım hiç kimseyi ikna etmek olmadı, bundan sonra da olmaz; görüşümü açıklamaya çalışıyorum ve imkan olursa uygar insanlarla görüş alıp vermeye çalışıyorum. Cumhuru sevadı azam denen zevata gelince, bir sürü konuda yarasalar kadar kör ve cahildirler, örneğin gökteki aylar konusunda... Onların onayladığı kamerî yılın Şehru Ramazanı o yüzden o mevsim senin bu mevsim benim gezer ve ramazan orucu tıpkı güneş doğduktan sonra kılınan sabah namazı gibi yüzyıllardır kendi vaktinin dışında tutulmaktadır: Geçerli midir güneş doğduktan sonra kılınan sabah namazı, kabul olur mu kendi vaktinin dışında tutulan ramazan orucu? Gökteki aylar ise mevsim olarak sabittir ve gökteki aylardan biri olan Şehru Ramazan mevsim olarak sabittir. Sürüden ayrılma, kervana katıl? Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts