Buzul 0 Oluşturuldu: Mart 24, 2020 Raporla Share Oluşturuldu: Mart 24, 2020 Allahın Ed darr adıyla, zarar versinler, sıkıntısı yaratsınlar diye tasarlayıp, yarattığı ve yeryüzüne saldığı bu virüslerle, bakterilerle savaşan, allahın yarattığı sorunları çözmeye çalışan bilim insanları allahın şafi adının tecellisidir. Allahın ed darr adıyla, eş şafi adı şu anda yeryüzünde savaşmaktadırlar. Sorunu yaratan, yarattığı sorunu çözmeye çalışan ve sorunu çözen yüce Allah'a şükürler olsun, müminler. Link to post Sitelerde Paylaş
Kaz 0 Mart 24, 2020 gönderildi Raporla Share Mart 24, 2020 gönderildi (düzenlendi) Zıtlıkları içinde barındıran bir ilah modeli, insanın hasta olması ve iyileşmesi allahtan bağımsız değildir ve bunların hepsi insanların imtihan edilmesi ile açıklanıyor ed darr ile eş şafi aynı varlık, kuranda allah insanların nasıl amel işleyeceğini görmek için dünyayı karşılığını vermek için ahireti yaratan bir ilah. İnanmayan biri için sıkıntılı noktalar: 1-Hayatımda olan iyi kötü her şeyi neden allaha yorayım? 2-Allah'ın tezatlıkları barındıran sıfatları varken nasıl tek bir varlık olabilir? örneğin: allah hayat verendir ve öldürendir birbiriyle tezat(muhyi ve mumit) olması gereken allah ya hayat verendir ya da öldürendir olması gerekiyor, bir şeyin hem hayat veriyorsa doğal olarak öldürmemesi gerekir yani ondan ölüm çıkmaması gerekir eğer öldürense hayat verici olmaması gerekir. Allah başlangıcı olmayandır ve sonu olmayandır oysa ki başlangıcı olmayan hiç var olmamıştır sonu olmayan şey de zaten var olmamıştır(ezelilik ve ebedilik) Allah zahir ve batındır oysa doğal olarak zahir olan batın olamaz batın olan zahir olamaz. Olabilmesi için zahir ve batının iki ayrı ilah olması gerekiyor yine öldüren ve hayat verenin de ayrı olması gerekir ama aynı olması imkansız. Ölüme şahid oluyoruz doğuma da şahid oluyoruz ancak dirilmek diye bir şey de yok, allah dirilten bir varlık. Mart 24, 2020 tarihinde Kaz tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Mart 25, 2020 gönderildi Raporla Share Mart 25, 2020 gönderildi (düzenlendi) zıtlıklar Allahın zatında yoktur fiil ve sıfatlarında vardır. fiil ve sıfat tecellileri de mahlukat üzerinde tecelli ettiği için zıtlıklar mahlukat için vardır haşa Allah için yoktur. misal: Allah alimdir mutlaktır cehalet Allaha izafe edilemez ancak kullar alim ve cahil olabilirler.bir işte alim olan diğer işte cahil olup hem cehl hem ilm aynı kişide dahi birleşebilir. misal Allah daima hayy dır kayyumdur uyanıktır. ölüm uyku düşme Allaha isnad edilemez ölüm ve dirilme insan üzerinde tecelli eder. Allah daima nurdur nuru semavati vel ard dır karanlık zulmet ona verilemez misal: güneş nuru ziyası kendi zattında olduğu için güneşe karanlık izafe edilemez o daima parlaktır ışık sahibidir ancak dünya aslı karanlık ve zulmet olduğu için güneşe bakan yüzü aydın diğer yüzü karanlıktır ay da bu bakımda dünya gibidir.demek ki karanlık aydınık ölüm ile dirilme gibi olup zatında ışık olmayan dünya gibile içindir yoksa hayat kaynağı olan güneş için değildir insan aslı karanlık ve ölümdür Allahın ruh ve nur üflemesi ile dirilmiştir o nur ve ruh ile irtibatı kesildiğinde ölüm karanlığına gömülür.aynen dünya gibi.güneş görmeyen yerler karanlık dönüp güneşe geldiğinde yeniden ısınır ışık alır hayat bulur hareket başlar. hz ibrahim nemruta Rabbim diriltir öldürür dediğinde nemrut bende diriltir öldürürüm deyip ölüm cezasına çarptırılan iki mahkumdan birini serbest bırakır diriltim der diğerini öldürür öldürdüm der hz ibrahim Rabbim güneşi doğudan getirir hadi sende batıdan getirt dediğinde dilini yutmuş aciz kalmıştı. burda öldürme ve diriltme aynı kişi üzerinde olması gereken bir şey iken nemrut aldatmaca ile iki kişi kullanır hz ibrahim yolu kapatmak için aynı obje güneş üzerinde iki zıt fiil gösterir. yani şöyle de diye bilirdi belki: Allahın emri ile ölmüş bir kişiye haydi bunu dirilt diyebilse yine nemrut aciz kalırdı ancak başka çıkış yolu kalmasın diye güneşi misal vermiştir. suyun buz buhar yağmur olması arazi bir haldir yani zıtlık sıfat düzeyindedir ancak suyu atomlarına ayrıştırsan sudan zat olarak tamamen farklı yanıcı ve yakıcı iki gaza dönerler zıtllıklar zati düzeyde değil arazi düzeydedir misal: insan düşünen akıl sahibi canlıdır düşünme zatidir insanı diğer canlılardan ayırır ancak insan yürüyen canlıdır desen bakteri örümcek vb canlıda yürür bu arazidir misal insan ayaklarını kaybetti yatağa veya sandalyeye mahkum oldu bu insaniyetinden düşünmesinden yani zatından bir kayıp değil arazidir o yine aynı eski insandır veya insan gülen canlıdır dense buda arazı hastır yani evet sadece insana özgü bir ilinektir ancak yüz kasları felç olsa gülmesi gitse insanlığı yani zatı gitmez yine insandır mantık kaidelerince zat ve araza bakmakta fayda var. Allah yaratılmış değil bizzat vardır o yüzden öncesi sonrası yok. cembersel yolda önce sonra olmaz sonsuz döngü vardır ha izafi olarak kendin bir nokta belirlersen o zati olmaz arazi olur. Mart 25, 2020 tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Buzul 0 Mart 25, 2020 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 25, 2020 gönderildi 8 dakika önce, nogodbutAllah yazdı: zıtlıklar Allahın zatında yoktur fiil ve sıfatlarında vardır. fiil ve sıfat tecellileri de mahlukat üzerinde tecelli ettiği için zıtlıklar mahlukat için vardır haşa Allah için yoktur. Kendisinde zıtlık bulunmayan allahın zihninde zıtlıklar varsa demek ki, bu da eylemlerine yansıyor. Ama tabi allahın zihni kendisi değildir. O yüzden allahta zıtlıklar bulunmaz ve bulunamaz. Her şeyi gücü yeten, her şeyi yapabilen allah zıtlık bile yapamıyor. Belki de allahın bir zihni de yoktur. Ne dersin. Link to post Sitelerde Paylaş
Buzul 0 Mart 25, 2020 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 25, 2020 gönderildi (düzenlendi) Karşıtlıkları üreten allahın zihnidir. Ama allahın zihni kendisi değildir. Öyleyse allahın kendisinde karşıtlık yoktur. Oldukça mantıklı bir söylem. Mart 25, 2020 tarihinde Buzul tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Kaz 0 Mart 25, 2020 gönderildi Raporla Share Mart 25, 2020 gönderildi (düzenlendi) 59 dakika önce, nogodbutAllah yazdı: hz ibrahim nemruta Rabbim diriltir öldürür dediğinde nemrut bende diriltir öldürürüm deyip ölüm cezasına çarptırılan iki mahkumdan birini serbest bırakır diriltim der diğerini öldürür öldürdüm der hz ibrahim Rabbim güneşi doğudan getirir hadi sende batıdan getirt dediğinde dilini yutmuş aciz kalmıştı. burda öldürme ve diriltme aynı kişi üzerinde olması gereken bir şey iken nemrut aldatmaca ile iki kişi kullanır hz ibrahim yolu kapatmak için aynı obje güneş üzerinde iki zıt fiil gösterir. bu cevabın muhatabının ilah kompleksinin olması gerek. 59 dakika önce, nogodbutAllah yazdı: zıtlıklar Allahın zatında yoktur fiil ve sıfatlarında vardır. fiil ve sıfat tecellileri de mahlukat üzerinde tecelli ettiği için zıtlıklar mahlukat için vardır haşa Allah için yoktur. misal: Allah alimdir mutlaktır cehalet Allaha izafe edilemez ancak kullar alim ve cahil olabilirler.bir işte alim olan diğer işte cahil olup hem cehl hem ilm aynı kişide dahi birleşebilir. misal Allah daima hayy dır kayyumdur uyanıktır. ölüm uyku düşme Allaha isnad edilemez ölüm ve dirilme insan üzerinde tecelli eder. evet ölüm allahta olmaz insanlarda olur, ilim ve cehl de insanda olur ancak allahta olmaz. Benden alıntı yapmamışsız ama söyleyeyim verdiğim örneklerden gitmemişsin Somut gidelim Allahın haberi sıfatlarının gerçek olduğunu varsayalım yani allahın eli ve yüzü var o zaman allah ne olur el ve yüzden meydana gelen varlık olur illa ki zıtlık olmasına gerek yok, iki şeyden meydana gelmiş allah söz konusu bu allahın sıfatları için de geçerli allahın iki şeyden meydana gelmesi düşünülebilir mi? Soyut gidelim Bir varlık zahirse batın olmaz batınsa zahir olmaz, yine bir varlık hayat vericiyse ondan ölüm çıkması çelişkilidir hayat kaynağı olan bir varlıktan ölüm sadır oluyor bu çelişkili. Allah iyi bir varlıktır ama kötülükte allahtandır islamda böyledir(cin suresi 10.ayet) bunun anlamı allahtan hem iyilik hem kötülük çıkıyor demektir iyi olan bir varlıktan kötülük çıkamaz doğal olarak iyiden kötü çıkmaz,zahirden batın çıkmaz, hayat kaynağından ölüm çıkmaz veya tersi. Mart 25, 2020 tarihinde Kaz tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Buzul 0 Mart 25, 2020 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 25, 2020 gönderildi Allah vardır. Allahı gerçek olarak kabul etmeyenler kafirdir, inkarcıdır. -Allahın varlığını gerçek olarak kabul etmeyenler kafir, inkarcı olamazlar. Çünkü ortada kabul edilmeyen bir gerçek yoktur. Bu durumda da bunu diyenler yalancıdırlar. Müslümanlarda beliren bu yalan da allahın bir tecellisi mi? Link to post Sitelerde Paylaş
EgoistAteist 0 Mart 25, 2020 gönderildi Raporla Share Mart 25, 2020 gönderildi On 24.03.2020 at 22:05, Buzul yazdı: Allahın Ed darr adıyla, zarar versinler, sıkıntısı yaratsınlar diye tasarlayıp, yarattığı ve yeryüzüne saldığı bu virüslerle, bakterilerle savaşan, allahın yarattığı sorunları çözmeye çalışan bilim insanları allahın şafi adının tecellisidir. Allahın ed darr adıyla, eş şafi adı şu anda yeryüzünde savaşmaktadırlar. Sorunu yaratan, yarattığı sorunu çözmeye çalışan ve sorunu çözen yüce Allah'a şükürler olsun, müminler. Bu durumda Harold Shipman gibi biri de tanrının tecellisi olmalı. Öldürdüğü insanlar yine yaratanın eğlencesi için mi öldüler? Nasıl bir çelişkidir bu? 9 saat önce, nogodbutAllah yazdı: zıtlıklar Allahın zatında yoktur fiil ve sıfatlarında vardır. fiil ve sıfat tecellileri de mahlukat üzerinde tecelli ettiği için zıtlıklar mahlukat için vardır haşa Allah için yoktur. Herkes ondan geldi, tüm ruhlar onun ruhunun bir parçası gibi söylemlere baktığımızda bu zıtlıklar tanrın için de geçerli olmalı. Tasarım tasarımcısından izler taşımıyor mu? Link to post Sitelerde Paylaş
Buzul 0 Mart 26, 2020 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 26, 2020 gönderildi 12 saat önce, EgoistAteist yazdı: Bu durumda Harold Shipman gibi biri de tanrının tecellisi olmalı. Öldürdüğü insanlar yine yaratanın eğlencesi için mi öldüler? Nasıl bir çelişkidir bu? Evet, islama göre öyle. Sonuç olarak bu kişi de allahtan çıkmadır, allahın zihninin bir ürünüdür. Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Mart 26, 2020 gönderildi Raporla Share Mart 26, 2020 gönderildi her şeyden önce islam öncesi arab lisanı şiir belagat hitabet alanında zirve bir lisandır Kur'an da bir belağat mucizesidir şu anki selefi tabir edilen bahusus arabistan vehabizmi ve ibni teymiye mantığı üzerine kurgulanmış olanlar Kur'an da mecazı kabul etmezler.yani Kur'an Allahın eli der se o eldir Allahın arşı derse o arştır bu mantık üzerine Allah göktedir semadadır derler esasen işid gibi yapılarda bu mantık üzerine inşa edilmiştir. ayetleri sadece lafzi manada alıp hadisler esas alırlar.bir çok sıkıntıda burdan çıkar. oysa ekseriyet islam ekolleri el yüz arş gibi mefhumları mecaz kabul ederler mecaz malum edebi bir sanattır belagat içinde yer alır. zemahşeri ki türk olduğud söylenir arab dilinin inceliklerini belağatını en derin bilen yazan ve yazdığı keşşaf adlı tefsirin de de bunları kullanan kişidir hatta rivayet edilir ki zemahşeri arab dilinin en bozulmamış saf kalan göçebe deve çobanlarının çadırlarında uzun süre kalmış gezmiş onlardan arapçanın köklerini deyimlerini kelimelerini derlemiştir ve bu konuda eserleri vardır ve ebu kubeys dağına çıkıp ey araplar gelin size atalarınızın dilini öğreteyim ana dili arapça olmadığı halde arapçayı araplardan daha iyi bilen biridir misal: Allahın eli ibaresini hakiki gerçek el değil mecazi manada kuvvet ve kudret manasında kullanıldığını anlatır ve eski araplar arasında da filan kişinin eli uzundur demek veya padişahın eli uzundur demek hakiki elin kolun uzunluğu değil o padişahın her yerde irade ve kudretini yerine getirecek hükmü altında insanların askerlerin olmasını misal verir aynı şekilde filan kişinin dili uzundur demesi de hakiki dil uzunluğu değil çok ve yersiz konuşması yani mecazi manası kast edilir. veya kürsisi geniş veya arş gibi kelimeler yine mecazi manadadır.tahtadan bir koltuk veya taht değildir. yer mekan yön Allah için söz konusu değildir.yüz bir taraftır yöndür ön taraftır.nereye baksan Allahın vechi ordadır ayeti de bunu açıklar: 2:115: "Doğu da, Batı da (tüm yeryüzü) Allah’ındır. Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü[32] işte oradadır. Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir." her yerde Allahın vechi olması yönsüz olması ve yönden müstağni ve azade olması demektir her yerde olması esasen mekansız olması gibi. ** hayat vermesi için en evel hayatsız yani ölü olması gerekir veya dirilme ölümün zıddı olup ölümden sonra meydana gelen şeydir.sürekli hayy olana dirilme olmaz. islam tarihinde öyle devreler olmuş ki her kes zenginleştiği için zekat verilecek kimse kalmamış zekat fakire verilmesi gereken şeydir zenginin para vermesi için muhtaç olan fakir kimse olması elzemdir hayat vermesi için en evell cansız ölü meyyit olması gerekir Allahın zatında meyitlik ölüm yoktur o daima diridir hayydır insana hayat verilir güneş başka bir yıldızı veya güneşi aydınlatması gereksizdir zatında ışıksız olan gezegen ay gibi şeylerin ışığa ihtiyacı var ölüm geçici bir haldir hayat ise daimidir.şayet ölüm mutlak olsa dirilme ve sonrası ebedi hayat olmazsa o zaman Allahın zatı olan hayya haşa gölge düşer.oysa ölüm geçici ve izafi dir hayat mutlak ve daimidir. misal: bebeğin emeklemesi geçicidir yavaş yavaş ayağa kalkar yürür bu hayatın sonuna kadar böyle gider yani ayakta olması yürümesi esastır emekleme geçicidir şimdi denilmez ki emekleme ayakta kalmaya zıttır hayır belki ayağa kalkmaya doğrulmaya bir hazırlık ve idmandır ölüm dahi ebedi hayata bir dinlenme ve moladır aynen çekirdeğin toprak altında kalması geçici olup dinlenip çimlenip yer yüzüne güneşe çıkmak için hazırlıktır. esaen zıtlıklar mahlukat aleminde birbirine tamamlayan şeylerdir .gece ile gündüz zıt olduğu halde biri olmazsa diğeri zulum olur. ancak devri daim ve münavebe ile rahmet olurlar ölüm ile hayat dirilme dahi böyledir bu fani dünya ve beden ebedi hayat için değil belki ebedi hayata hazırlık ve idman içindir zahir ve batının lügat manası açık ve gizli veya kapalı manasında iken Kur'ani lügatte çoğu kimse bunlardan zahiri her şeyin fevkinde üstünde ala ve yüce manası vermiş iken batına her şeyin en derin en gizli kısımlarına yakın ve onları bilen manası vermişlerdir ve yine bir çoğu evel ve ahir ezeli ve ebedi manasında kullanmış yani sonsuz demektir.adeta sayı doğrususunun her iki uçtan sonunun olmaması sonsuz olması gibi sonsuz doğruda önce sonra olmaz veya mutlak varlıkta gizli açık olmaz. yine ekser tefsirciler zahir ve batını Allahın zatı için değil mahlukat aleminde tecelli eden fiil ve sıfatlarında olup mahlukat ile alakalıdır demeketedir. misal ayetlerde günahın veya fuhuşun açık ve gizisinden kaçının derken zahir ve batın kullanılır ve Allahın hem açık hem gizli her şeyi bildiğini ilminin her şeyi kuşattığına vurgu vardır nitekim hadid suresinde zahir ve batından hemen sonra aynı ayet sonu ala kulli şeyin alim her şeyi ilmi ile kuşatan bilen denmektedir ki bu zahir ve batının mahlukata denk geldiği sonsuz kuşatıcı ilmin her iki cenahıda kuşattığını ifade eder. gazali ve bu ekolden gelenler de şiddeti zuhurundan gizlenmiş olan demektedir ki bu o kadar açıktır ki gizli gibi durur demektedir.adeta hava o kadar şeffaf ve her yerde ki görünmezdir veya cam gibi esasen sana çok yakın hatta kafanı çarparsın ama görünmezdir ancak belli açıdan baksan ışık yansıması olsa o an fark edersin bir nevi zahir olur.zahir ve batını Allahın zatına izafe edenler genelde sufi ve tarikatlerdir işari tefsirleri de buna işaret eder. veya ışık gibi hem görünen kısmı vardır hem gözle görülmeyen frekansı vardır x ışınları gibi. ancak o görünmeyenler ta bedenine nufuz eder kemiklerini kırıklarını gösterir. bazı taife de akli deliller ile Allahın bilinip zahir olması,göz vb hasalar ile de idrak edilmez batın olmasıdır derler. bir nevi insanın beden ile ruhtan mürekkeb olması gibi Allahın her iki kısmada hakim ve alim olmasıdır denilebilir.yoksa zahir ve batın Allahın zatı için değil mahlukatı içindir. ** ekseriyet islam ekolleri ruhumdan üfledim ayetini tefsir ederken bunu mecazi alırlar ve ruhunda yaratılmış bir mahluk olduğunu ve Allaha izafe edilemeyeceğini söylerler. beden gibi ruhta yaratılmıştır ve yaratılan şey Allaha izafe edilemez aynen mahlukata ait el yüz ifadelerinin Allah için kullanılırken mecazi olması gibi Ancak özellikle sufi kesim ruhun ölümsüz olması hasleti ile Allahtan insana üflendiğini söylerler bir nevi hulul olur ki islama zıt bir şeydir. suhreverdi demiri ateşe koyarsan o demir ateşin özelliğini kazanır ateş gibi narlanır ısıtır ve yakar demekte Allah için çalışana da kendi özellikleri yansır demektedir. Link to post Sitelerde Paylaş
Magnesia 0 Mart 26, 2020 gönderildi Raporla Share Mart 26, 2020 gönderildi On 25.03.2020 at 15:44, Buzul yazdı: Karşıtlıkları üreten allahın zihnidir. Ama allahın zihni kendisi değildir. Öyleyse allahın kendisinde karşıtlık yoktur. Oldukça mantıklı bir söylem. Neredeyse Allah yok diyecen, ha gayret... Link to post Sitelerde Paylaş
Buzul 0 Mart 26, 2020 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 26, 2020 gönderildi 1 dakika önce, Magnesia yazdı: Neredeyse Allah yok diyecen, ha gayret... Neden var olmasın. Bir mitoloji karakteri olarak var elbette. Link to post Sitelerde Paylaş
Magnesia 0 Mart 26, 2020 gönderildi Raporla Share Mart 26, 2020 gönderildi Bir saat önce, Buzul yazdı: Neden var olmasın. Bir mitoloji karakteri olarak var elbette. Neden var olsun? İhtiyaç mı var? Link to post Sitelerde Paylaş
Buzul 0 Mart 26, 2020 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 26, 2020 gönderildi 9 dakika önce, Magnesia yazdı: Neden var olsun? İhtiyaç mı var? Var. Cennete gitmemiz için gerekli. Orada sonsuza dek meyve yiyeceğiz, incilerle süslenip, altın takılar takacağız. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts