Jump to content

Koronavirus sistemin yıkılmasına ön ayak olur mu ?


Recommended Posts

2 dakika önce, Türk Ateist yazdı:

 

Gluten gökten bir anda inmedi, on binlerce yıldır glutenli yiyoruz tahılı. Bugüne kadar da glutenden ölen insan görmedik, malum çölyak vb özel hastalar dışında.

Bu arada ben GDO'yu da savunanlardanım... Onu da on binlerce, hatta yüzbinlerce yıldır yapıyoruz, hatta beslenmemizi bizzat bunu yapmamıza borçluyuz.

 

Canan Karatay'ı ilk bir iki yıl ben de destekledim ama epeyi zıvanadan çıktı, haddini çok aştı, kafayı da biraz yedi.

Benim için referans değil artık o.

Listelediğin o hastalıkları da sadece beslenme düzenin değiştirerek tedavi edemezsin. Bu insanın doğasının tümünü reddetmek demektir. Küfür demektir.

 

 

 

Vay vay ben kimle konuşuyormuşum öyle be.Peki sayın GDO savunucusu ben sustum konuş sayın gdo savunucusu.Bu kadar cehalet pes artık.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

Alıntı

 

https://tr.wikipedia.org/wiki/T4_operasyonu

https://en.wikipedia.org/wiki/Aktion_T4

 

T4 operasyonu

T4 operasyonu, Nazi Almanyası'nda zorla yapılan ötanazi programı.[1] Eylül 1939'dan Ağustos 1941'e kadar yapılan çalışmalar, 1945 ve hatta ötesine de Nazi rejiminin dağılana kadar gayri resmi olarak devam etti. T4 programı "ırk hijyeni"nin Nazi Partisi'nin politikasını geliştirdiği düşünülürse, Alman halkından engelliler dahil "çürük ırk" elementlerinin "temizlenmesi" gerektiği inancı vardı. Bu görüşe göre, ötenazi programı daha sonra Avrupa Yahudilerinin Holokost'a karşı politikasında bir evrimi temsil etmektedir.

Irksal hijyen fikirler Nazi hareketine uzaktı. Sosyal Darwinizm fikirleri ve düşünceleri 20. yüzyılda tüm Batı ülkelerinde yaygın olan öjeni hareketinin özellikle de Amerika Birleşik Devletleri'nde güçlü, eğitimli insanlar arasında birçok taraftarı vardı. Taşınan kalıtsal kusurların, sterilizasyon ve kalıtsal antisosyal davranış olduğu düşünülüyordu. Bu düşünceler Amerika Birleşik Devletleri, İsveçİsviçre ve diğer ülkelerin hukukuna girmiştir. Örneğin 1935 ve 1975 yılları arasında, 63.000 kişi İsveç'te öjeni gerekçesiyle sterilize edilmiştir.

Nazi Almanyası II. Dünya Savaşı'nda Avrupa'yı işgale başlarken iyileşemeyecek durumdaki, sakat ve yaşlı hastaların ötanazi yöntemi ile öldürülmesi ve de krematoryumlarda yakılması için faaliyet göstermiştir. SS doktorları tarafından T4 raporu verilen kişiler, Avusturya'daki 6 ayrı toplama kampında zoraki ötanazi ile öldürülmüştür

 


Bu komplo teorisi değil gerçek. :)

 

https://www.independentturkish.com/node/151826/dünya/ispanyol-doktor-solunum-cihazları-65-yaş-üstündekilerden-alınıp-gençlere-veriliyor

Solunum cihazı eksikliğinden durumu ağır olanları ölüme terk ettiler.
Dini gerekçeler ile uyuşturucuda vermiyorlar.Bağıra bağıra ölüyorlar.

Aynısı ingilterede de uygulanmaya başlamış.

 


.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, kris123 yazdı:

 

Vay vay ben kimle konuşuyormuşum öyle be.Peki sayın GDO savunucusu ben sustum konuş sayın gdo savunucusu.Bu kadar cehalet pes artık.

 

Doğada virusler canlıların genleri değiştiriyor zaten.

Gdolu canlı üretirken bunları kullanıyorlar.

Altın tozuna bulaştırılmış gen aktarımı gibi diğer yöntemlerde başarı oranı zaten düşük.

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, mirasyedi yazdı:

Doğada virusler canlıların genleri değiştiriyor zaten.

Gdolu canlı üretirken bunları kullanıyorlar.

Altın tozuna bulaştırılmış gen aktarımı gibi diğer yöntemlerde başarı oranı zaten düşük.

 

Ben onlardan anlamamda en son CRISPR CAS9 bulunmuştu 2015 te sonra tabi  CAS10 gibi değişik teknolojilerde geliştirildi.

Teknoloji iyi birşey geliştirsenlerde kalıtsal körlük üzerinde filan kullansınlar.Bunların planı en ufak nezlede bile CRISPR kullanmak.

Crispr ile tedavi süresi 1 ay civarı sürüyor ve işe yarama potansiyeli fazla yüksek değil.

tarihinde kris123 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
23 dakika önce, kris123 yazdı:

Vay vay ben kimle konuşuyormuşum öyle be.Peki sayın GDO savunucusu ben sustum konuş sayın gdo savunucusu.Bu kadar cehalet pes artık.

 

Beslenme konulu başka bir konu aç sende! Tamam koronavirüs'ün neden olduğu Covid-19 hastalığı için beslenme önemsizdir demiyorum fakat konumuz bu değil.

 

Konu koronavirüsün yol açtığı söz konusu COVID-19 hastalığının yaratacağı sağlık problemlerinden çok daha önemli gördüğüm bizi bekleyen ekonomik ve daha da derinleşecek sosyal sorunları tartışmak ve çözüm yollarını konuşmak daha faydalı olur kanaatindeyim.

 

İlacı var biliyorsunuz. İlk seferinde bazı uzmanlar hidrosiklorokin ve klorokinin tedavide etkili olmadığını söylese de deneyim sahibi ülkeler bu iki etken maddenin hastalığın tedavisinde gözle görülür bir iyileşme sağladığında hemfikir  ve zaten iki gün önce yararlarının zararlarından daha fazla olması sebebiyle ilaçlarının kullanımına FDA onay vermiştir.

 

PLAQUENIL 200 MG 30 FİLM KAPLI TABLET

Etkin madde: hidroksiklorokin sülfat

 

https://www.ilacabak.com/plaquenil-200-mg-30-film-kapli-tablet-8080

 

Ben daha çok sonraki dönemin miladı olacak konunun ekonomik ve sosyal sonuçlarını daha çok önemsiyorum. Zaten planlanmış ve laboratuvarlarda etkin hale getirilmiş ve titizlikle çeşitli ülkelere dağıtılan bu virüsün hangi amaçlarla yayıldığını konuşmak istiyorum.

 

Sizinle bir video paylaşmak istiyorum fakat videodaki konu kesinlikle gerçektir demiyorum. Size bir fikir vermesi açısından izlemenizi öneririm. Sonrasında sorularınız ya da paylaşmak istedikleriniz olursa lütfen paylaşın.

 

 

 

 

 

tarihinde John_Ahmet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, John_Ahmet yazdı:

 

Beslenme konulu başka bir konu aç sende! Tamam koronavirüs'ün neden olduğu Covid-19 hastalığı için beslenme önemsizdir demiyorum fakat konumuz bu değil.

 

Konu koronavirüsün yol açtığı söz konusu COVID-19 hastalığının yaratacağı sağlık problemlerinden çok daha önemli gördüğüm bizi bekleyen ekonomik ve daha da derinleşecek sosyal sorunları tartışmak ve çözüm yollarını konuşmak daha faydalı olur kanaatindeyim.

 

İlacı var biliyorsunuz. İlk seferinde bazı uzmanlar hidrosiklorokin ve klorokinin tedavide etkili olmadığını söylese de deneyim sahibi ülkeler bu iki etken maddenin hastalığın tedavisinde gözle görülür bir iyileşme sağladığında hemfikir  ve zaten iki gün önce yararlarının zararlarından daha fazla olması sebebiyle ilaçlarının kullanımına FDA onay vermiştir.

 

PLAQUENIL 200 MG 30 FİLM KAPLI TABLET

Etkin madde: hidroksiklorokin sülfat

 

https://www.ilacabak.com/plaquenil-200-mg-30-film-kapli-tablet-8080

 

Ben daha çok konunun sonraki dönemin miladı olacak konunun ekonomik ve sosyal sonuçlarını daha çok önemsiyorum. Zaten planlanmış ve laboratuvarlarda etkin hale getirilmiş ve titizlikle çeşitli ülkelere dağıtılan bu virüsün hangi amaçlarla yayıldığını konuşmak istiyorum.

 

Sizinle bir video paylaşmak istiyorum fakat videodaki konu kesinlikle gerçektir demiyorum. Size bir fikir vermesi açısından izlemenizi öneririm. Sonrasında sorularınız ya da paylaşmak istedikleriniz olursa lütfen paylaşın.

 

 

 

 

 

 

Başka konu açacağım biraz sonra tabi eğer ban yemezsem.

 

Çipleme teknolojisi 2015 yılında bile vardı.Daha o yıllarda farelerin açlık tokluk olaylarını kontrol  ediyorlardı bilim insanları.Şuan ne seviyeye geldiler bilemeyiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 saat önce, Türk Ateist yazdı:

 

Gluten gökten bir anda inmedi, on binlerce yıldır glutenli yiyoruz tahılı. Bugüne kadar da glutenden ölen insan görmedik, malum çölyak vb özel hastalar dışında.

Bu arada ben GDO'yu da savunanlardanım... Onu da on binlerce, hatta yüzbinlerce yıldır yapıyoruz, hatta beslenmemizi bizzat bunu yapmamıza borçluyuz.

 

Canan Karatay'ı ilk bir iki yıl ben de destekledim ama epeyi zıvanadan çıktı, haddini çok aştı, kafayı da biraz yedi.

Benim için referans değil artık o.

Listelediğin o hastalıkları da sadece beslenme düzenin değiştirerek tedavi edemezsin. Bu insanın doğasının tümünü reddetmek demektir. Küfür demektir.

 

 

 

Komplo teorileri konusunda haklısın.Bende birilerinin gizlediğini düşünmeme kararı aldım.

Listelediğim hastalıkların çoğunda fayda sağlayacağına kesin gözüyle bakıyorum.Taş Devri Diyeti kitabını tavsiye ederim .

 

 

tarihinde kris123 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşlar size bir şey sorayım. AIDS'ten kaç kişi ölmüştü biliyor musunuz?

 

Ben söyleyeyim. Yaklaşık 35 milyon kişi ölmüştür. Bu sayıyı koronavirüsün öldürdüğü kişi sayısıyla kıyaslayamazsınız değil mi? Ayrıca koronavirüste hasta insanların ölüm oranı %2 iken bu AIDS'te yaklaşık %50 dir.

 

Hem o dönemde insanlar seks yapmasın diye başında beklediler mi? Prezervatif satışları rekor kırdı mı? Hem kendilerinden hastalık bulaşıyor diye seksüel erkekleri aforoz edelim dediler mi?

 

Ne söylemek istediğimi herkes anlamamış olabilir. Benim zekamı 8'le onla çarpıp tekrar okuyun ve anlamaya çalışın.

 

Bu koronavirüs gündemi yönetiliyor ve çok daha fazla ciddiye alınması için tek merkezden özel haberler yapılıyor hatta ülkelere bulaşma detaylı şekilde titizlikle sağlanıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, John_Ahmet yazdı:

Arkadaşlar size bir şey sorayım. AIDS'ten kaç kişi ölmüştü biliyor musunuz?

 

Ben söyleyeyim. Yaklaşık 35 milyon kişi ölmüştür. Bu sayıyı koronavirüsün öldürdüğü kişi sayısıyla kıyaslayamazsınız değil mi? Ayrıca koronavirüste hasta insanların ölüm oranı %2 iken bu AIDS'te yaklaşık %50 dir.

 

Hem o dönemde insanlar seks yapmasın diye başında beklediler mi? Prezervatif satışları rekor kırdı mı? Hem kendilerinden hastalık bulaşıyor diye seksüel erkekleri aforoz edelim dediler mi?

 

Ne söylemek istediğimi herkes anlamamış olabilir. Benim zekamı 8'le onla çarpıp tekrar okuyun ve anlamaya çalışın.

 

Bu koronavirüs gündemi yönetiliyor ve çok daha fazla ciddiye alınması için tek merkezden özel haberler yapılıyor hatta ülkelere bulaşma detaylı şekilde titizlikle sağlanıyor.

 

Ekonomik sistem çöktü.Koronavirusu takan yok. :)

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 saat önce, John_Ahmet yazdı:

Arkadaşlar size bir şey sorayım. AIDS'ten kaç kişi ölmüştü biliyor musunuz?

 

Ben söyleyeyim. Yaklaşık 35 milyon kişi ölmüştür. Bu sayıyı koronavirüsün öldürdüğü kişi sayısıyla kıyaslayamazsınız değil mi? Ayrıca koronavirüste hasta insanların ölüm oranı %2 iken bu AIDS'te yaklaşık %50 dir.

 

Hem o dönemde insanlar seks yapmasın diye başında beklediler mi? Prezervatif satışları rekor kırdı mı? Hem kendilerinden hastalık bulaşıyor diye seksüel erkekleri aforoz edelim dediler mi?

 

Ne söylemek istediğimi herkes anlamamış olabilir. Benim zekamı 8'le onla çarpıp tekrar okuyun ve anlamaya çalışın.

 

Bu koronavirüs gündemi yönetiliyor ve çok daha fazla ciddiye alınması için tek merkezden özel haberler yapılıyor hatta ülkelere bulaşma detaylı şekilde titizlikle sağlanıyor.

 

Doğru, AIDS yüzünden on milyonlarca insan öldü, ölmeye de devam ediyor. 

 

Ama zeki çocuk, AIDS, Coronavirus kadar büyük bir hızla yayılmıyor, değil mi? Hastaneler tıka basa AIDS vakalarıyla dolup taşmıyor bir günde, birkaç gün içinde ölmüyor. 

 

Burada sorun Covid19'a yakalanmaktan kaçınmak değil. Virusa yakalananların %80'i ya hafif atlatıyor, ya hiç semptom göstermiyor ya da semptomlar ağır olsa da ölmüyor. Ama büyük bir hızla yayabiliyorlar.

Özellikle yaşılar dayanamıyor ve ölüyor. Yani benim sorunum izole olarak kendimi korumaktan çok, eğer virusa yakalandıysam onu yaymak. Anne ve babama bulaştırmamak öncelikle. Yoksa bizler çok çok büyük ihtimalle kolay atlatacağız, ama 60 yaş üzeri popülasyonu korumak zorundayız. Çünkü bu insanlar doğaları gereği diyabet, tansiyon, kalp hastası vb oluyor, ümmin sistemleri çok güçlü çalışmıyor vs. Virus iki hafta kadar uyuyor sonra. Daha da kötüsü hiç semptom göstermeyen çoğunluk, hasta olmadığından emin olduğu için toplum içinde rahat rahat dolaşmaya ve virusu yaymaya devam ediyor. 

 

Kısacası virusu çok ciddiye almak ve bulaştırmamak için çaba göstermek zorundayız. Bak bizde de ışıl ışıl doktorlar ölmeye başladı, hastaneler dolup taşıyor, yalnızca dün 80 kişi öldü. Virusu çok iyi tanımıyoruz, nasıl davrandığından emin değiliz, hızla mutasyon geçirdiği için daha neyle karşılaşacağımız bile tam bilmiyoruz. genç ve çocuk ölümleri de başladı.

 

Yani mevcut virusu ve salgını AIDS gibi bulaşıcı hastalıklarla, diğer sıradan sayılabilecek grip salgınlarıyla, trafik kazalarında bir yılda ölen insan sayılarıyla karşılaştırmak zeka değil, geri zekalı olma belirtisidir.

 

Çağ, iletişimin kolaylığı nedeniyle toplumları kolayca organize edebilmenin mümkün olduğu bir çağ. Tüm dünya bu imkanı kullanıp kendi halkını koruma ve ölmelerini engelleme derdinde. Ekonomimiz dünyaca zora girmiş, devletleri yönetenler bu krizi nasıl daha doğru yönetebilirizin derdine düşmüş, herkesin koltuğu sallantıda, senin gibi aklı evveller ille de bir üst akıl falan arıyor.

 

Salak adam, gelip kendini vuran bir virusu kim yayar? Zeka yoksunu seni? 

 

Biyologlar başta olmak üzere devletleri yıllardır uyarıyor, küresel ısınma iklimleri değiştirecek, salgın hastalıklar başgösterecek, kontrolü kaybedeceğiz diye yıllardır bağırıyor ama dinleyen var mı?

İşte böyle bir virus çıkar ve misler gibi oynar senle... Dünyada benim parmağım olmadan yaprak bile kıpırdamaz kafasındaki ahmak insan da çaresizce kaçar işte böyle.

Sorun çok açık, her şey ortada.

Akıllılar kendini korumanın önemini kavramış durumda. Hepimiz bir yerde hastalanacağız, önemli olan yığılma olmadan hastalanıp sağlık hizmeti alabilmek. O yüzden salgını durdurmak değil, yavaşlatmak istiyoruz. Bir süre sonra sürü bağışıklığı olacaktır zaten. Hepsi bu kadar.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, kris123 yazdı:

 

Komplo teorileri konusunda haklısın.Bende birilerinin gizlediğini düşünmeme kararı aldım.

Listelediğim hastalıkların çoğunda fayda sağlayacağına kesin gözüyle bakıyorum.Taş Devri Diyeti kitabını tavsiye ederim .

 

 

Gizlenen bir şey yok, her şey gözümüzün önünde olup bitiyor. İnsan beyni karmaşa aramaya çokça eğilimlidir, o yüzden göz önündeki çok basit gerçekleri "Bu kadar da basit olamaz" diyerek kabul etmek istemez ve ardında bir şekilde görünmeyen bir güç, biri, bir örgüt vb bir yönlendirici arar. Tanrı inancına yatkınlığımız da bu özelliğimiz nedeniylidedir örneğin. Her şey kendiliğinden olagelmiş dediğimizde yavan, eksik, yetersiz gelmesi bundan. 

 

Elbette daima derin devletler oldu, birtakım insanlar birleşip lobiler oluşturdu, birileri iş birliği yapıp birilerine başına çöreklendi ve sömürdü, ajanlık faaliyetleri vb yapıldı. Bunların hepsi hala yapılıyor, yapılacak da. Kullanılan araçlar değişecek sadece. 

Ancak bilinmesi gereken önemli bir şey var, o da bilginin artık gizlenemeyeceği gerçeği. Bilim adına delilik, çılgınlık ya da kötülük yapmak isteyenler de olacak ancak daima kontrol altında oldukları için gizli kalmayacak. 

Çünkü bilim kimsenin tekelinde değil. Atıyorum, ABD'de bilimci varsa ve Güney Kore'de de var, Hindistan'da da var, Küba'da da var. ABD veya Rusya'da bir bilimci ben şöyle bir bilgiye ulaştım, şunu keşfettim, şunu icat ettim dediğinde, kimse "Aa, süper, sağol, tamam" deyip geçmiyor, onu doğrulamak veya yanlışlamak için hemen işe koyuluyor. Kimseyi kandıramazsınız yani. Bilim zaten böyle gelişen bir etkinlik. 

 

Beslenme bir hastalığı tedavi etmez. Tedaviye daima destektir, oldukça da önemlidir, ama tedavi etmez. Midenizdeki basit sorunları halledebilirsiniz ancak...

 

Ben beslenmenin çok çok önemli olduğunu düşünürüm, kişisel olarak da beslenmeme titizlik gösteririm ama saydığınız hastalıkların beslenme düzenini değiştirerek tedavi edilebileceğini söylemek fazla aşırı bir iddia.

 

Otizm demişsiniz mesela... Otizm geçmişte milyonda bir görülürdü belki, sonra yüz bine düştü, sonra bine, şimdilerde 68'de bir gibi bir oran var. Dünyada ise 59 çocuktan biri otistik oluyor. Çok değil, 20 yıl önce direkt genetik bir farklılık derdik, çünkü çok ender rastlardık. Şimdi kesin olarak biliyor biliyoruz yalnız genetik değil, çevresel faktörler nedeniyle de kişi otistik oluyormuş. Ama neden oluyor? Neden eskiden bu kadar çok olmuyordu da şimdi oluyor?

Nedenlerden biri beslenme, evet ama inanın bu faktörler içindeki en önemsizi. Şimdi biliyoruz ki depresif ebeveynin (özellikle anne) çocuğunun otizme yatkınlığı fazla oluyor. Şizofren ebeveynin de öyle... Bu iki hastalık da tıbbi hastalıktır, her ikisi de psikiyatrinin en en en eski dostlarıdır...

Ayrıntılı bir konu bu. Otizme yakalanmanın da tedavinin de yalnız beslenmeye indirgenmesi epeyi delilik. 

 

Sağlıklı ve dengeli beslenmek çok önemlidir elbette. Bunu en iyi bilenlerden biri olduğumu söyleyebilirim, bizzat dikkat eden ve farkı gözlemleyen biri olarak. Ama hani aman da taş devri diyeti, Dukan diyeti, karbonhidrat diyeti, protein diyeti, Karatay diyeti falan deyince insanın tadı tuzu kalmıyor.

Herkesin metabolizması ayrı, hastalıkları ayrı, değerleri ayrı. O yüzden bu tip diyetler çoğu zaman zarar verir. Yapılacak en doğru şey önce gidip kan değerlerine vb baktırıp eksik veya fazlaları ortaya çıkarmak ve kişiye özgü beslenme programı çıkarmak. Her şey iyiyse zaten sorun yok demektir, sağlıklı insan her şeyi yer...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Karşı fikirde olan tüm embesiller ve eğitilebilir geri zekalılar iyi anlasın.

 

Koronavirüs ve COVID-19 hastalığı ve salgını çok ciddiye alınması gereken ve alınan tüm önlemlere tedbirlere harfiyen uyulması gereken bir pandemi vakasıdır. Buna kimsenin şüphesi yoktur.

 

Bu virüsü bir AIDS'le grip vakaları ile ve trafik kazalarındaki ölüm oranları ile kıyaslamamızda çok dikkat edilmesi gereken ilginç noktalar bulunmaktadır. Bu koronavirüs haberleri en başından çeşitli merkezlerden yönetilerek bariz şekilde olduğundan çok fazla abartılarak planlı bir şekilde uygulandı. Bunu anlayamayan geri zekalıdır. Hatta bu öyle ilginç bir hal aldı ki acaba dedik "birileri (terör örgütleri, derin devlet vb.) bu virüsü kasıtlı olarak yayıyor olabilir mi?"

 

Hatırlarsanız Bill Gates 2015 yılından beri insanları yakın zamanda uygulanacak biyolojik terör ve silahları konusunda ciddi şekilde uyarmıştı.Tüm bunların sebepleri konusunda bir araştırma yaptığınızda göreceksiniz ki daha beş yıl öncesinden bu terör faaliyetini uygulamak için çeşitli teknolojik ekipmanlar için üretim siparişi verilmiş ve bu Bill Gates'in dikkatini çekmiştir.

 

Her zaman yaptığınız gibi kıçınızdan bol bol sallamadan önce bu söylediklerimi araştırıp gerekli bilgilere ulaşırsanız anlamaya başlayacaksınız. Böyle düşünen insanların sayısı hiç az değil ve bu insanlar sandığınızın aksine oldukça zekiler.

 

Sivrisinekleri öldürmek size belirli bir noktaya kadar çözüm sunar. Asılolan bataklığı kurutabilmektir. Gerçek çözüm budur.

 

Tüm embesiller bu şüpheyi gerektiği kadar araştırdıktan sonra yazsınlar. Çok rica ediyorum.

 

Ben Bill Gates'în bu söylemlerini hatırlıyorum ve bu konularda rahatlıkla bu gerekli ve haklı şüpheye sahibim. Siz sahip değilseniz ya dünyadan haberiniz yok ya da hafızanız çok zayıf veya tüm bunları düşünemeyecek kadar geri zekalısınızdır.

tarihinde John_Ahmet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...