Nuri Kara 0 Nisan 16, 2020 gönderildi Raporla Share Nisan 16, 2020 gönderildi 45 dakika önce, KuranMumini2698 yazdı: Aklını kullanırsan yuvarlak olduğunu anlarsın. Dünya yuvarlak ki yuvarlak bir şekilde doluyor. 79:30-Ve yeri de yumurta biçimine soktu. Arapça "dahhaha" kelimesinin yalın hali olan "dahya" kelimesi "yumurta" anlamına gelir. Dünyanın yumurta gibi yuvarlak olamayacağına inanan eski Kuran yorumcuları, "onu yumurta biçimine soktu" ifadesini bir mecaz olarak kabul etmişler ve yumurta kelimesiyle yumurtanın konduğu kuluçkanın kastedilmiş olduğunu ileri sürmüşlerdir. Böylece çok açık olan ayetin anlamını bozarak "Ve yeri de kuluçka gibi düzenledi" diye tefsir etmişlerdir. Allah'ın ayetlerini çarpıtan Edip'in yorumunu alıp buraya yazmışsın. Sebep için ise kök diyorsun. Allah develerden bahsederken o toplumu umursamışta bu konuda senimi umursamış? O topluma inen ayetler o toplumun anlayacağı şekildeydi. Yuvarlakça yaymak en zorlama çeviridir ki onu aşıp yumurta biçimine soktu demek arapça bilmemektir. Birşeyi yaymak zaten yuvarlakça olur. Bir noktaya döker sonra yayarsın. Buda bir yorum. Yorumların olduğunu farketme zamanı. Peki Allah neden bir çok yerde defaatle arapça indirdik diyor. Senin bu saçma yorumun Allah'ın defaatle söylediği şeyi inkardır. Anlasınlar diye. Anlasınlar. Tekrarlıyorum: Neden yuvarlak dememiş direkt, neden dolambaçlı şeyler söylemiş. Asıl amacı anlaşılan dünyanın yuvarlak olduğunu söylemekmişya. Amacından saptırmaktır. Kuranın derdi bilim yapmak olmadı. 44 dakika önce, KuranMumini2698 yazdı: Hayır sabit değildir. Güneş'in de yörüngesi vardır. 36:40 ayeti bilimsel bir delil. Yukarıdaki verdiğim ayetlerde Dünya'nın hareketinde bahsediyor. 21:33-O ki geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratmıştır. Bunların hepsi bir yörüngede yüzer. Bu ayet bize tüm (gök) gök cisimlerinin bir yörüngede döndüğünü açıkça bildirir. İlginç bir şekilde, dünyanın ekseni etrafındaki dönüşü de "gece gündüz" ifadesiyle ima edilmektedir. Bkz. 27:88 ; 36:40 ; 39: 5 ; 68: 1 ; 79:30 . 27:88-Dağları durgun sanırsın, halbuki bulutlar hareket ettiği gibi hareket etmektedir. Her şeyi sapasağlam yaratan ALLAH'ın sanatıdır. O, yaptıklarınızı bilendir. Yörüngeden bahsediyorda neden gece ve gündüz yerine dünya deyip hepsi bir yörüngede yüzer demiyor. Derdi bunu anlatmak olmadığı için olmasın. Zorlama yorumlarla kendinizi kandırmaya devam edin. Ancak kendiniz gibi inanmak isteyenleri kandırabilirsiniz. Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Nisan 16, 2020 gönderildi Raporla Share Nisan 16, 2020 gönderildi (düzenlendi) 5 hours ago, Nuri Kara said: ...Yörüngeden bahsediyorda neden gece ve gündüz yerine dünya deyip hepsi bir yörüngede yüzer DEMiYOR. Derdi bunu anlatmak olmadığı için olmasın. Zorlama yorumlarla kendinizi kandırmaya devam edin. Ancak kendiniz gibi inanmak isteyenleri kandırabilirsiniz. Enbiya 33: Odur yaratan gece ve gündüzü, güneş ve ayı ki her biri bir yörüngede yüzer -küllün fî felekin yesbehun. Görüldüğü üzere burada anılan gece ve gündüz dünyadır çünkü bir yörüngeye sahip olan... odur. Gece bir yörüngeye sahip değildir, gündüz bir yörüngeye sahip değildir. Kısacası her biri bir yörüngede yüzen... gece, gündüz, güneş, ay değildir; her biri bir yörüngede yüzen... dünya, güneş, aydır. Kuran önkabuller ile değil de AKIL ile okunursa böyle okunur. Yok, eğer bir kimse, Kuran'ı örneğin NASA tarafından yazılmış bir gökbilim kitabı olarak kabul ederse ve o önkabul ile okursa "neden gece ve gündüz yerine dünya dememiş?" misillu akıldışılıkların etrafında dolanır durur. Nisan 16, 2020 tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
gezenbocuk45 0 Nisan 16, 2020 gönderildi Raporla Share Nisan 16, 2020 gönderildi Güneş sisteminde güneşin bir yörüngesi yoktur. Gezegenler güneşin etrafında döner. Enbiya suresi 33. ayetindeki yörünge kelimesi orjinal Kuranda felek olarak geçer. Arapça’da “felek” dönen bir şey demek olup, bunun çoğulu eflâkdır. Alimler bu hususta farklı farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Bazıları, feleğin, bir cisim (maddi bir şey) olmadığını, bunun o yıldızların, döndüğü mahal ve yer (yörünge) anlamına geldiğini söylemişlerdir ki, bu Dahhâk’ın görüşüdür. Ekseri ulemâ ise, “Hayır, bunlar yıldızların, üzerinde dönmüş oldukları maddî şeylerdir” demişlerdir ki, bu Kur’ân’ın nassına daha yakındır. Bu görüşte olanlar da, kendi aralarında, bunun keyfiyyeti hususunda ihtilâf etmişlerdir.(…) bazıları, “Felek, güneşin, ayın ve yıldızların içinde ve kendisinde hareket ettiği çevrelenmiş bir dairedir” derken, Kelbî, “Bu, kendisinde, yıldızların akıp gittiği, bir su kütlesidir” demiş ve görüşünü, “çünkü yüzmek ancak su içinde olur” demiştir. Biz diyoruz ki: Biz bunu kabul edemeyiz. Çünkü, yarışırken ve koşarken, ayaklarını iyice gererek atan ata, “(Adetâ) yüzüyor!” denilir. Felsefecilerin ve astronomların ekseri ise şöyle demişlerdir: “Felek, ağır ve hafif olmayan; delinmeyi, yapışmayı, büyümeyi, solmayı kabul etmeyen, katı kütledir.” Felfesecilerin görüşlerine karşı olan sözler ve açıklamalar, ilgili kitablarda ele alınmıştır. Doğru olan ise, göklerin vasıflarını bilmenin yolunun ancak nakilden geçtiğidir. İslam âlimlerinin çoğunluğu ”felek” kelimesini zaten ”yörünge” olarak değil maddi bir cisim olarak yorumlamışlardır. Ancak ”yörünge” görüşünü kabul etsek bile bundan herhangi bir mucize çıkmaz. Muhammed’in Güneş’in hareketini nasıl algıladığını anlamak için şu sahih Hadis’e dikkat edilmeli: Bilim-öncesi topluluklarda tarih boyunca sorulagelmiş “Güneş geceleri nereye gidiyor?” sorusuna Peygamber’in cevabı: - “Arş’ın altında secde yapmaya gider; bu maksatla izin ister, kendisine izin verilir. Secde edip kabul edilmeyeceği, izin isteyip izin verilmeyeceği zamanın (kıyametin) gelmesi yakındır. O vakit kendisine: ”Geldiğin yere dön!” denir. Böylece battığı yerden doğar.” (Buhari, Tefsir Ya-sin 1, Bed’ul-Halk 4, Tevhid 22,23, Müslim, İman 250, (159), Tirmizi, Tefsir, Ya-sin, 4225) Furkan Suresi (45-47) 45. Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu sabit kılardı. Sonra biz güneşi gölgeye delil kıldık. 46. Sonra onu kendimize yavaş yavaş çektik. 47. O, geceyi size bir örtü, uykuyu istirahat zamanı ve gündüzü de hareket ve çalışma vakti yapandır. Kuranın dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğünü bilmediğinin açık göstergesidir. “Gölgenin sabit kalabilmesi”, Dünya’nın kendi ekseni etrafında dönmeyi bırakması ve aniden durması demektir. Ama bilindiği gibi Kuran’da Güneş, Dünya’ya yaklaşıp uzaklaşan ve böylece gece-gündüz oluşumunu sağlayan bir varlıktır. Furkân 46′ da Güneş’in yavaş yavaş “kendilerine” doğru çekildiği anlatılıyor. Böylece gece oluşuyor ve gece gündüzün nimetleri takip eden ayette anlatılıyor. Kutuplarda durumun 6 ay uyku-istirahat ve altı ayda hareket-çalışma olarak ayarlanması elbette Allah’ın takdiri oluyor bu durumda… Yasin suresi 40. Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. Bakara suresi 115. Doğuda Batıda Allah'ındır. Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü işte oradadır. Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir. Bakara suresi 258. Allah, kendisine hükümdarlık verdi diye (şımarıp böbürlenerek) Rabbi hakkında İbrahim ile tartışanı görmedin mi? Hani İbrahim, "Benim Rabbim diriltir, öldürür." demiş; o da, "Ben de diriltir, öldürürüm" demişti. (Bunun üzerine) İbrahim, "Şüphesiz Allah güneşi doğudan getirir, sen de onu batıdan getir" deyince, kâfir şaşırıp kaldı. Zaten Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. Link to post Sitelerde Paylaş
kavak 0 Nisan 16, 2020 gönderildi Raporla Share Nisan 16, 2020 gönderildi (düzenlendi) 2 saat önce, Hasan Akçay yazdı: Enbiya 33: Odur yaratan gece ve gündüzü, güneş ve ayı ki her biri bir yörüngede yüzer -küllün fî felekin yesbehun. Görüldüğü üzere burada anılan gece ve gündüz dünyadır çünkü bir yörüngeye sahip olan... odur. Gece bir yörüngeye sahip değildir, gündüz bir yörüngeye sahip değildir. Kısacası her biri bir yörüngede yüzen... gece, gündüz, güneş, ay değildir; her biri bir yörüngede yüzen... dünya, güneş, aydır. Kuran önkabuller ile değil de AKIL ile okunursa böyle okunur. Yok, eğer bir kimse, Kuran'ı örneğin NASA tarafından yazılmış bir gökbilim kitabı olarak kabul ederse ve o önkabul ile okursa "neden gece ve gündüz yerine dünya dememiş?" misillu akıldışılıkların etrafında dolanır durur. Yine mi bu akıl ve ön yargı zımbırtısı? Eğer bu kitap sizin gibilerin yaptığı gibi her bir kelimesi habire açıklanmaya muhtaç ise ki ben hep bunu sizlerde görüyorum, o zaman hiç uğraşmayın bence. Çünkü bu davranışınızla kendinizden olmayanlara en büyük hakareti yaptığınız gibi, taptığınız tanrıyı da aciz hallere düşürüyorsunuz! Demek ki kendisi yeterinde berrak bir şekilde yazdırmayı becerememiş! Evet, aynen böyle. Bu gerçeğin ta kendisini hazmetmeye/sindirmeye mecbursunuz. Akılmış...mış, ön kabül müş...müş. Neyse... Nisan 16, 2020 tarihinde kavak tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
kabara 0 Nisan 16, 2020 gönderildi Raporla Share Nisan 16, 2020 gönderildi (düzenlendi) Yasin 40. Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. 7. yy cahili güneşin ayı kovaladığını sanıyor. Hadi o cahil, bilmiyor, ya sana ne oluyor? Bu kadar zeka küpü insanlarla nasıl tartışabiliyorsunuz. Ne güneş aya yetişebilir,ne de gece gündüzü geçebilir. Buna bakarak birbirini kovaladığını düşünen sensin süper zeka. Öyle dediğini nerenden uyduruyorsun acaba ? Demek ki kendisi yeterinde berrak bir şekilde yazdırmayı becerememiş ki her kafadan çatlak bir ses çıkıyor! Herkesin anlamaması gayet normal senin gibi aşırı zekiler bak anlamıyor mesela ama biz cahil olduğumuz için anlıyoruz. Doğruyu biz cahiller kafamızı kullanıp bulalım diye. Olanaklı, olanaksızın sınırında var olur. Bu cümleye bakıp herkesin aynı şeyi algılaması mümkün mü acaba. Gayet net bir cümle değil midir aslında.Zekamıza göre hepimiz bir yorum yapabiliriz değil mi. ? Neden hep soruları sen soruyorsun (bu konu için değil genel olarak ) birazda forumda cevap veren taraf sen ol. Çünkü hep sorman gereken soruların olacak. Hiç bir zaman kafandaki sorular bitmeyecek. Çünkü sana göre hiçbir taş gediğine oturmuyor. Çünkü düşünce yapın hatalı yorumlama şeklin hatalı. Çünkü tanrı yok dediğin anda herşey anlamsızlaşıyor. Tanrıyı kabul ettiğin zaman kafandaki bütün sorular cevabını bulacak. O zaman soru soran taraf değil cevap veren taraf olacaksın. Şimdi bunu alıntı yap ve yine soru soran taraf konumuna geç. Senin zihniyet 20 - 30 sene önce de şu soruyu sorardı. Bütün hayvanları yiyorsunuz da domuzu neden yemiyorsunuz ? O zaman sana cevap veremezlerdi ama şu an cevap verebilirler. O zamanda derdin kafasından uydurmuş domuz yemeyin diye. Nisan 16, 2020 tarihinde kabara tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
RasyonelDüşünce 0 Nisan 16, 2020 gönderildi Raporla Share Nisan 16, 2020 gönderildi On 12.04.2020 at 14:14, KuranMumini2698 yazdı: Yani mecazi anlamda yok olacağını söylüyor. On 12.04.2020 at 14:15, KuranMumini2698 yazdı: Ben hadisleri umursamam Nerede ise her mesajınızda kitabın 1450 yıl boyunca İslam ülkelerinde hep yanlış anlaşılmış ve uygulanmış olduğunu. Oralarda aslında mecaz-kelimenin bilmem kaçıncı manası kullanıldığını söyleyip istediği mamalar çıkarttıktan sonra Hadislerin güvenilir olmaması ve kuranın AP açık ve eksiksiz olduğunu iddia edip hadisleri umursamamak çok değişik kafaların eseri... Ama kafamız Nassı güzel On 14.04.2020 at 21:51, Ebu Kafir yazdı: geleneksel islam için tehlike oluşturduklarını çok iyi bilir. İşte budur işin özeti. Kuran'a taklalar attırıp cicili bicili gösterenler İslamın yok olup gitmesine engel olanlardır ama Adamların Dinine reform uygulayıp değiştirmeye çalışır isen, adamlar doğal olarak "Din elden gidiyeeehhh" diye tepki veriyor. Dine reform uygulayanlar bizim ülkemizde İslam dininin hala var oluşunu sürdürüp ülkeyi Bok çukuruna döndürülmesi sürecinde Başı çekiyorlar. Türk toplumu 1400 yıllık İslamın gerçek yüzünü görse idi ülkede Müslüman sayısı azınlık kalır ve zamanla yok olup giderdi. Yani bu reformist Müslümanları 1400 yıllık süregelen Müslümanları sevmiyor Çünkü Allahın sözlerini beğenmeyip Allahlığa soyunuyorlar. Dinsizler sevmiyor çünkü İslam adı ile kandırıp ülkeyi yiyenlerin bunu yapabilmesinin ardındaki güç bu reformist Müslümanlardan geliyor. Yani hiç te öyle masumane değil bu reformistler Link to post Sitelerde Paylaş
Nuri Kara 0 Nisan 16, 2020 gönderildi Raporla Share Nisan 16, 2020 gönderildi 2 saat önce, Hasan Akçay yazdı: Enbiya 33: Odur yaratan gece ve gündüzü, güneş ve ayı ki her biri bir yörüngede yüzer -küllün fî felekin yesbehun. Görüldüğü üzere burada anılan gece ve gündüz dünyadır çünkü bir yörüngeye sahip olan... odur. Gece bir yörüngeye sahip değildir, gündüz bir yörüngeye sahip değildir. Kısacası her biri bir yörüngede yüzen... gece, gündüz, güneş, ay değildir; her biri bir yörüngede yüzen... dünya, güneş, aydır. Kuran önkabuller ile değil de AKIL ile okunursa böyle okunur. Yok, eğer bir kimse, Kuran'ı örneğin NASA tarafından yazılmış bir gökbilim kitabı olarak kabul ederse ve o önkabul ile okursa "neden gece ve gündüz yerine dünya dememiş?" misillu akıldışılıkların etrafında dolanır durur. Sen ne dersen odur. Kuran'ı bende yorumluyorum, yorumlamanada kızmıyorum. Birini öldürmede... Link to post Sitelerde Paylaş
sağduyu 0 Nisan 16, 2020 gönderildi Raporla Share Nisan 16, 2020 gönderildi 1 hour ago, kabara said: Yasin 40. Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. 7. yy cahili güneşin ayı kovaladığını sanıyor. Hadi o cahil, bilmiyor, ya sana ne oluyor? Bu kadar zeka küpü insanlarla nasıl tartışabiliyorsunuz. Ne güneş aya yetişebilir,ne de gece gündüzü geçebilir. Buna bakarak birbirini kovaladığını düşünen sensin süper zeka. Öyle dediğini nerenden uyduruyorsun acaba ? Ne güneş aya yetişebilir cümlesinden güneşin ayı kovaladığı anlaşılır ama sen 7 yy.'da yaşamış cahil bedevinin kıçından üfürdüğü her şeyi kesin doğru kabul ettiğin için böyle anlamaman normal, hele de bu bedeviye inanmazsan sonsuza kadar yakılacağını sandığın için anlamak daha da imkansız hale geliyor. Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Nisan 17, 2020 gönderildi Raporla Share Nisan 17, 2020 gönderildi 16 hours ago, Nuri Kara said: Sen ne dersen odur. Kuran'ı bende yorumluyorum, yorumlamanada kızmıyorum. Birini öldürmede... Evet, herkes yorum yapmakta özgür olmalı ama yorum yapmak ahkam kesmek değildir; bunu da bilmeli. Örneğin Kuran NASA tarafından yazılmış bir kitap olmadığına göre onun derdi güneş denen yıldızı, dünya denen gezegeni, ay denen uyduyu anlatmak olamaz. Kuran'dan bunu beklemek vehimdir ve Kuran'ın bunu yaptığını öne sürmek ahkam kesmektir. YALNIZCA bir öğüt ve apaçık bir okumadır o -in hüve iLLA zikrun ve kurânun mübîn (36:69). Link to post Sitelerde Paylaş
kavak 0 Nisan 17, 2020 gönderildi Raporla Share Nisan 17, 2020 gönderildi (düzenlendi) 4 saat önce, Hasan Akçay yazdı: Evet, herkes yorum yapmakta özgür olmalı ama yorum yapmak ahkam kesmek değildir; bunu da bilmeli. Örneğin Kuran NASA tarafından yazılmış bir kitap olmadığına göre onun derdi güneş denen yıldızı, dünya denen gezegeni, ay denen uyduyu anlatmak olamaz. Kuran'dan bunu beklemek vehimdir ve Kuran'ın bunu yaptığını öne sürmek ahkam kesmektir. YALNIZCA bir öğüt ve apaçık bir okumadır o -in hüve iLLA zikrun ve kurânun mübîn (36:69). Ne ahkămı, neyin ahkămı? Kendinizden olmayanları akılsızlıkla, ön yargı ile işaretlemek peki neyin nesi? Bir de NASA falan diyorsunuz ki, evlere şenlik olmuş. Tam tersine bu kitabın içeriğinin tanrının sözlerini olduğu iddia edenler ve orada zibil gibi mucize olduğu zırvalayanlar bizzat sizin cenahtan olanlar. Peki, biz ne diyoruz? Bu kitap baştan sona insan ürünü ve piyasaya sürüldüğü zamanın ve diyarın bilgisini ve bilgisizliğini yansıtıyor. Ne fazla ne eksik. Hasılı bizi kendinizle ve din kardeşlerinizle karıştırmayın lütfen ve bilhassa akıl mevzusunu kendinize saklayın. Nisan 17, 2020 tarihinde kavak tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Nisan 17, 2020 gönderildi Raporla Share Nisan 17, 2020 gönderildi (düzenlendi) yasin:40: " لَا الشَّمْسُ يَنْبَغ۪ي لَهَٓا اَنْ تُدْرِكَ الْقَمَرَ وَلَا الَّيْلُ سَابِقُ النَّهَارِۜ وَكُلٌّ ف۪ي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. " yetişmek ve geçmek için ayrı kelimeler kullanılmış yetişmek için d-r-k geçmek için s-b-k kullanılmış bunlar farklı anlamlara sahib hatta namazda imama yetişene müdrik geç gelip yetişemeyene mesbuk denir ki kökleri d-r-k ve s-b-k dir. bakınız:https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/265/mudrik--mesbuk--lahik-ne-demektir--bunlar-namazlarini-nasil-kilarlar- derk etme aynı çizgide peş peşe gelme demek.misal yağmur damlaları aynı çizgide peş peşe çok hızlı düşerse çizgi olur normal su gibi kesintisiz akar ip gibi olur. aralarında mesafe olması ile damla olarak düşer. esasen ay ve güneşin aynı çizgide olmadığı akmadığı ve farklı yörüngelerde oldukları vurgulanır misal iki ayrı ve farklı noktada olan buluttan düşen yağmur damlaları birleşmez kesişmez adeta paralel iki doğrunun sonsuza gitse de kesişmemesi gibi gece ve gündüz içinde s-b-k kullanılmış müsabaka kelimesi kökü s-b-k demektir yarışma önde olma öne geçme esasen at yarışları gibi düşünebilir farklı kulvarda koşan atlar kesişmez ancak birbirini geçebilir zaten geçmesi için farklı kulvarda olması gerekir yüzen kişilerde böyle ayrı kulvarda yüzerler zaten yüzme müsabakası denir oysa gece gündüz esasen farklı yerlerde duran şeylerdir yani sabittirler bu yüzden de birbirini geçmezler aynen yarış kulvarlarındaki işaret levhaları gibi. sabittirler geçmezler geçenler yürüyen yarışçılardır. dahası bazı ayetlerde gecenin gündüzün üzerine,gündüzün gece üzerine yuvarlandığını söyler ki bu hem düyanın yuvarlaklık hem dönüşüne işarettir zira dünya döndüğü için gece olan kısım dönüp güneşe geldiğinde gece olan kısım aydınlanmış olur, gündüz olan aydınlık kısımda dönüp güneşin ters kısmına geldiğinde bu sefer gündüz aydınlık kısım kararmış gece olmuş olur yani sürekli olarak karanlık kısım aydınlığa bürünür aydınlık olan ise karanlığa bürünür adeta döner gibi sabit olmayıp yanmıyor sürekli dönerek her taraf ısınmış aydınlanmış oluyor veya gece ile dinlenmiş oluyor. gece ve gündüz için kullanılan sıfatlar gecenin örtü gibi libas olması dinlenme vakti olması gündüzün aydınlık görücü iş vakti olması gece ve gündüzün muhalif olması yani zıt olması veya geceden gündüzün ,gündüzden gecenin çıkarılması gece ve gündüzün ayet olması gecenin sabitlik gündüzün harekete havi olması gecenin gaşi örtücü olması gündüzün cela cila gibi parlaması v.s sıfatları bulunmaktadır *** bilim daha önceleri dünya güneş etrafında döner güneş ise sabittir derdi şimd şimdi yanılmışız meğer güneşte galaksi merkez noktasına göre dönüyor spiral şekilde demeye başladılar oysa Kur'an zaten güneşin ve ayın farklı yörüngelerde yüzdüğünü aktığını hep söylemiştir dahası tüm bu sistemlerin esasen belirlenmiş bir son noktaya varmak için yol aldığını söyler o yolculuk bittiğinde zaten kıyamet kopar dahası Kur'an evrenin sürekli genişlediğinide söyler ki bu daha yeni anlaşılmış bir şey. dahası yaratılışın bir noktada başladığını ve bir noktada biteceğini de vurgular ki bilim daha bigbang ler ki teoridir yeni yeni farkına varmış Nisan 17, 2020 tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
kavak 0 Nisan 17, 2020 gönderildi Raporla Share Nisan 17, 2020 gönderildi (düzenlendi) 18 dakika önce, nogodbutAllah yazdı: yasin:40: " لَا الشَّمْسُ يَنْبَغ۪ي لَهَٓا اَنْ تُدْرِكَ الْقَمَرَ وَلَا الَّيْلُ سَابِقُ النَّهَارِۜ وَكُلٌّ ف۪ي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. " yetişmek ve geçmek için ayrı kelimeler kullanılmış yetişmek için d-r-k geçmek için s-b-k kullanılmış bunlar farklı anlamlara sahib hatta namazda imama yetişene müdrik geç gelip yetişemeyene mesbuk denir ki kökleri d-r-k ve s-b-k dir. bakınız:https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/265/mudrik--mesbuk--lahik-ne-demektir--bunlar-namazlarini-nasil-kilarlar- derk etme aynı çizgide peş peşe gelme demek.misal yağmur damlaları aynı çizgide peş peşe çok hızlı düşerse çizgi olur normal su gibi kesintisiz akar ip gibi olur. aralarında mesafe olması ile damla olarak düşer. esasen ay ve güneşin aynı çizgide olmadığı akmadığı ve farklı yörüngelerde oldukları vurgulanır misal iki ayrı ve farklı noktada olan buluttan düşen yağmur damlaları birleşmez kesişmez adeta paralel iki doğrunun sonsuza gitse de kesişmemesi gibi gece ve gündüz içinde s-b-k kullanılmış müsabaka kelimesi kökü s-b-k demektir yarışma önde olma öne geçme esasen at yarışları gibi düşünebilir farklı kulvarda koşan atlar kesişmez ancak birbirini geçebilir zaten geçmesi için farklı kulvarda olması gerekir yüzen kişilerde böyle ayrı kulvarda yüzerler zaten yüzme müsabakası denir oysa gece gündüz esasen farklı yerlerde duran şeylerdir yani sabittirler bu yüzden de birbirini geçmezler aynen yarış kulvarlarındaki işaret levhaları gibi. sabittirler geçmezler geçenler yürüyen yarışçılardır. dahası bazı ayetlerde gecenin gündüzün üzerine,gündüzün gece üzerine yuvarlandığını söyler ki bu hem düyanın yuvarlaklık hem dönüşüne işarettir zira dünya döndüğü için gece olan kısım dönüp güneşe geldiğinde gece olan kısım aydınlanmış olur, gündüz olan aydınlık kısımda dönüp güneşin ters kısmına geldiğinde bu sefer gündüz aydınlık kısım kararmış gece olmuş olur yani sürekli olarak karanlık kısım aydınlığa bürünür aydınlık olan ise karanlığa bürünür adeta döner gibi sabit olmayıp yanmıyor sürekli dönerek her taraf ısınmış aydınlanmış oluyor veya gece ile dinlenmiş oluyor. gece ve gündüz için kullanılan sıfatlar gecenin örtü gibi libas olması dinlenme vakti olması gündüzün aydınlık görücü iş vakti olması gece ve gündüzün muhalif olması yani zıt olması veya geceden gündüzün ,gündüzden gecenin çıkarılması gece ve gündüzün ayet olması gecenin sabitlik gündüzün harekete havi olması gecenin gaşi örtücü olması gündüzün cela cila gibi parlaması v.s sıfatları bulunmaktadır *** bilim daha önceleri dünya güneş etrafında döner güneş ise sabittir derdi şimd şimdi yanılmışız meğer güneşte galaksi merkez noktasına göre dönüyor spiral şekilde demeye başladılar oysa Kur'an zaten güneşin ve ayın farklı yörüngelerde yüzdüğünü aktığını hep söylemiştir dahası tüm bu sistemlerin esasen belirlenmiş bir son noktaya varmak için yol aldığını söyler o yolculuk bittiğinde zaten kıyamet kopar dahası Kur'an evrenin sürekli genişlediğinide söyler ki bu daha yeni anlaşılmış bir şey. dahası yaratılışın bir noktada başladığını ve bir noktada biteceğini de vurgular ki bilim daha bigbang ler ki teoridir yeni yeni farkına varmış Yazmıştık: Sizler açıklamaya çalıştıkça taptığınız Arap menşeili Tanrı küçülüyor ve acizleşiyor! Ve yazdıklarınızın tümü tek kelime ile... Zırva! Nisan 17, 2020 tarihinde kavak tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Nisan 18, 2020 gönderildi Raporla Share Nisan 18, 2020 gönderildi Ahkam kesmek namevcut bir hükmü uydurmaktır, onu Allah'a maletmek ise Allah'a iftira. Örneğin iddia: 21:33'e göre dünya bir yörüngede yüzmüyor, dünya sabittir. Oysa 21:33'te olmayan bir hüküm bu. O ayette söylenen: odur geceyi, gündüzü, güneşi, kameri yaratan; bunların her biri bir yörüngede yüzmektedir. Amaç: Allah'ın varlığına kanıt getirmek. * Ahkam kesmeye başka bir örnek, iddia: 9:36'ya göre sene 12 aydır. Oysa 9:36'da gökteki aylardan yani kamerî aylardan söz ediliyor 9:36'da senenin ayları kamerîdir diye bir hüküm yok. Olamaz zaten çünkü gökteki aylar başkadır, kamerî senenin ayları başka; gökteki aylar mevsim olarak sabittir, kamerî senenin ayları ise vakten gezerler. Bunda ateistlerin kabahati ne? Dine, islama vurmanın dayanılmaz hafifliğine kapılarak ahkam kesenleri kâle almak, kesilen ahkamı dile dolamak. Link to post Sitelerde Paylaş
kavak 0 Nisan 18, 2020 gönderildi Raporla Share Nisan 18, 2020 gönderildi (düzenlendi) 3 saat önce, Hasan Akçay yazdı: Ahkam kesmek namevcut bir hükmü uydurmaktır, onu Allah'a maletmek ise Allah'a iftira. Örneğin iddia: 21:33'e göre dünya bir yörüngede yüzmüyor, dünya sabittir. Oysa 21:33'te olmayan bir hüküm bu. O ayette söylenen: odur geceyi, gündüzü, güneşi, kameri yaratan; bunların her biri bir yörüngede yüzmektedir. Amaç: Allah'ın varlığına kanıt getirmek. * Ahkam kesmeye başka bir örnek,iddia: 9:36'ya göre sene 12 aydır. Oysa 9:36'da gökteki aylardan yani kamerî aylardan söz ediliyor 9:36'da senenin ayları kamerîdir diye bir hüküm yok. Olamaz zaten çünkü gökteki aylar başkadır, kamerî senenin ayları başka; gökteki aylar mevsim olarak sabittir, kamerî senenin ayları ise vakten gezerler. Bunda ateistlerin kabahati ne? Dine, islama vurmanın dayanılmaz hafifliğine kapılarak ahkam kesenleri kâle almak, kesilen ahkamı dile dolamak. Ăhkam kesmek, habire çok bilmişlik yapmaktır, habire kendini bulunmaz hint kumaşı sanmaktır, habire hep benim dediğım doğrudur sanmaktır! Ayrıca Ateistler hakkında yazdığınız son cümle, kuru bir iftiradır!. Yazmıştık: Sizler açıklamaya çalıştıkça taptığınız Arap menşeili Tanrı küçülüyor ve acizleşiyor! Gereken lüzum üzerine yeniden... 15 saat önce, kavak yazdı: Ne ahkămı, neyin ahkămı? Kendinizden olmayanları akılsızlıkla, ön yargı ile işaretlemek peki neyin nesi? Bir de NASA falan diyorsunuz ki, evlere şenlik olmuş. Tam tersine bu kitabın içeriğinin tanrının sözlerini olduğu iddia edenler ve orada zibil gibi mucize olduğu zırvalayanlar bizzat sizin cenahtan olanlar. Peki, biz ne diyoruz? Bu kitap baştan sona insan ürünü ve piyasaya sürüldüğü zamanın ve diyarın bilgisini ve bilgisizliğini yansıtıyor. Ne fazla ne eksik. Hasılı bizi kendinizle ve din kardeşlerinizle karıştırmayın lütfen ve bilhassa akıl mevzusunu kendinize saklayın. Nisan 18, 2020 tarihinde kavak tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts