Jump to content

Leibnizci kozmolojik delil


Recommended Posts

On 21.04.2020 at 00:27, Kindi said:

 

 

Soyut varlıklardan annenin çocuğuna olan şefkatini ele al . Bunu bilimsel olarak deneylerle gözlemleyebiliyormusun, laboratuvarda ölçe biliyormusun, fiziksel olarak doğrulayıp yanlışlayabiliryor musun, duyu organlarınla hissedebiliyor musun  ama sonuçta var 

 

Evet, bunların hepsini ölçebilirsin. Endokrinoloji falan denen şeyler bunun için var.

 

Size salak diyoruz, kızıyorsunuz. Peki, böyle bilgi sahibi olmadığın konuda, fikir sahibi olman salaklık, dümbüklük falan değilse, nedir?

 

İnsan, insan anatomisi, fizyolojisi vs. hakkında ne biliyorsun, hangisinde ihtisasın var? 

 

Neden, karşında bilinmez gibi görünen bir şey olunca, götünden hemen doğaüstü, metafizik falan bir şey uyduruyorsun? Neden gidip acaba bunu nasıl ölçebiliriz, gözleriz falan diye araştırmıyorsun da, böyle götünden tanrı falan uyduruyorsun?

 

Dahası, bu zırvalıkları yaparken, o kadar da kendinden emin oluyorsun? 

 

Ve sen bu kadar kasıla kasıla bu zırvaları sayıklarken, salak, dangalak falan olmuyorsan, öyle değilsen, ne olursun, nesin?

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

sevgi, şefkat vs. soyut kavramlardır. ancak bu kavramları tanrı, şeytan, melek, cin kavramlarından ayıran; ilk kısımdakilerin varlığı, sergilenen insan davranışları üzerinden yapılan nitelendirmedir. şefkatli anne gibi... ancak şefkati ölçmek için somut bir ölçek geliştiremeyiz. birtakım ölçekler kullanabiliriz, fakat onlar şefkat ölçer, sevgi ölçer değildir. örneğin zeka da soyut bir kavramdır. zeka testleri var, evet, ama bu testlerle zekayı ölçmüyoruz, kişinin matematik bilgi ve becerisini, dil bilgi ve becerilerini; hazırlanan sorular üzerinden puanlıyoruz. yüksek puan alanlara zeki diyoruz. ama mutlak ölçüm yapan hiçbir test yoktur. nitekim, kişinin isabetli davranışları üzerinden zeki adam, zeki çocuk deriz.

allah, şeytan, melek, cin kavramları ise doğada hiçbir karşılığı olmayan kavramlardır. bunlar doğası gereği zaten birer inanç unsurlarıdır. şefkatli davranışı sergileyen bir insan vardır. inananlar da, insan davranışının arkasındaki gücün tanrı olduğunu iddia ederler. bunun ispatlanabilirliği, belgelendirilmesi, ölçülmesi tümüyle olanaksızdır. ancak bir çıkarım yoluyla, bu güç tanrıdır denebilir. yağan kar tanelerinin her birini yeryüzüne birer melek indiriyor düşüncesi de bir çıkarımdır. buradan da meleği doğrulayabiliriz. ama bilimsel olarak hiçbir değeri yoktur. felsefi ve mantıki olarak ise tanrının varlığı zaten hep tartışılagelmiş, hem var mıdır yok mudur sorusu sorulmuş; vardır diyenler de tanrı nasıldır, ne iş yapar, evrene müdahil olur mu, din göndermiş midir, göndermişse hangi dini göndermiştir ile devam eden ve aslında sonu hiç gelmeyen soru silsilesine cevaplar aramaya çalışmışlardır. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

kant bilgi anlayışında:

" Düşüncesinde rasyonalist felsefeyle empirist felsefenin bir sentezini yapan Immanuel Kant, bilgide hem deneyimin ve hem de aklın katkısının kaçınılmaz olduğunu öne sürmüştür. O, ilk olarak en basit bir deneyimin, duyu izlenimlerinin bile apriori bir öğeyi, deneyden türemeyen, fakat deneyi yaratan ve mümkün kılan bir öğeyi içerdiğini göstermiştir. Söz konusu apriori öğelere karşılık gelen zaman ve mekana, deneyin transendental koşulları adını veren Kant, böylelikle Hume’un matematiksel bilimlerin tümüyle analitik bir yapıda olduğu görüşüne karşı, matematiğin mekan ve sayıyla ilgili yargılarının sentetik doğasını ortaya koyabilme imkanı bulabilmiştir."

**

buna eski klasik islam mantığında bedihiyat yani :

"Delil ve ispatı gerektirmeyecek ölçüde apaçık şeyler."

misal: güneş gökte parlıyor  ışığı ve sıcaklığı ile seni her an aydınlatıp yakıyor ama sen bana güneşi ispat et desen

ruh hastanesini yatırırlar seni:)

yani apaçık olan sorgulanmaz 

 

misal: bütün parçadan büyüktür. bunu zihin hemen kavrar 

geometri matematikte ki belli aksiyomlarda aslında sorgulanmaz zorunlu kanuni temellerdir bunlar olmadan bina kurulmaz.

tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
9 hours ago, nogodbutAllah said:

buna eski klasik islam mantığında bedihiyat yani :

"Delil ve ispatı gerektirmeyecek ölçüde apaçık şeyler."

misal: güneş gökte parlıyor  ışığı ve sıcaklığı ile seni her an aydınlatıp yakıyor ama sen bana güneşi ispat et desen

ruh hastanesini yatırırlar seni:)

yani apaçık olan sorgulanmaz 

 

Bu örnekle bir arap bedevisinin falan tanrı bana inanmayan herkesi yakacak şeklindeki iddiası arasında nasıl bir bağ kurdun? Güneş var o halde arap bedevisinin kıçından üfürdüğü zırvalar doğrudur demek nasıl bir ahmaklıktır?

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 21.04.2020 at 01:07, kavak yazdı:

Ondan, bundan şundan korkmam diye, ilk başlayan sensin!

Korkmazmış...yan cebime koy.

Ne duruyorsun, git kendin aç konuyu.

 

Karşı görüşlere saygın yok, alabildiğine küstah, utanmaz, arlanmaz bir şahsiyetsin. Başlarda seni mülayim aklı başında iyi biri sanmıştım. Bana yaptığın adiliklerden sonra ne olduğunu anladım. Şimdi aynını başkalarına yaptığını da görüyorum ve hemen hepinizden tiksiniyorum. Ne derseniz deyin gördüğüm kadarıyla teistler insan olmaya çok daha yakın özellikle müslümanları gözlemledim fakat eminim diğer teistler de öyledir. Çok daha insanca ve mülayim insanlar oluyorlar. Demek ki inandıkları konuları hayatlarında uygulamayı başarmışlar. Hepsi için aynı şeyi söyleyemem fakat gerçek iman edenler kendilerini belli ediyorlar. Ben agnostik olsam da böyle olanlara kanım kaynıyor.

 

Beter ol! @kavak Ne zaman birileri senin teolojik görüşünü etkileyebilecek ölçüde başarılı bir şeyler yazsa böyle çirkinleşiyorsun. Konuya ne kadar güzel bir yerden girmiş. Çok başarılı şekilde açıklamış fakat sizler konuyu sündürüp sizde oluşan psikolojik gerilimden kurtulmaya çalışıyorsunuz.

 

@Kindi seni tebrik ediyorum. Bu kadar başarılı ve akla yatkın bir teist savunması daha önce okumadım.

tarihinde John_Ahmet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 21.04.2020 at 16:58, Ebu Kafir yazdı:

Heisenberg belirsizlik ilkesine göre varlık zorunludur!

Üstelik bu durum laboratuvar ortamında test edilebiliyor, dincilerin altı boş tanrı palavrası gibi değil yani.

Varlığın kendi kendine ortaya çıkamayacağı, iskambilden kule misali iddianızın en temelinde durduğu için geri kalan zorlama yorumlara girmeye zaten gerek kalmıyor..

 

Saçmalamayın varlık nasıl zorunlu olsun. Madde ve enerjiden bahsettiğimizde her biri özdeş çok küçük parçacıklardan oluşuyor. Tıpkı bir LED TV deki ledler gibi ... Onların herbirini fabrikadan çıkmış gibi özdeş olmaya zorlayan nedir? Kendiliğinden bu özdeş yapılar süregelen bir sistemin çıktıları olmadan mümkün olabilir mi? Uzay zaman mekan dokusunun bu muazzam özelliklerinin tasarlanmamış olmasını insan zihni kabul edemez ve açıklayamaz. Dolayısıyla tüm herşeyi açıklamak için soyut varlıkların içkinsizliğine eşdeğer bir varlığa (olguya) duyulan ihtiyaç elzemdir.

tarihinde John_Ahmet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, John_Ahmet yazdı:

 

Karşı görüşlere saygın yok, alabildiğine küstah, utanmaz, arlanmaz bir şahsiyetsin. Başlarda seni mülayim aklı başında iyi biri sanmıştım. Bana yaptığın adiliklerden sonra ne olduğunu anladım. Şimdi aynını başkalarına yaptığını da görüyorum ve hemen hepinizden tiksiniyorum. Ne derseniz deyin gördüğüm kadarıyla teistler insan olmaya çok daha yakın özellikle müslümanları gözlemledim fakat eminim diğer teistler de öyledir. Çok daha insanca ve mülayim insanlar oluyorlar. Demek ki inandıkları konuları hayatlarında uygulamayı başarmışlar. Hepsi için aynı şeyi söyleyemem fakat gerçek iman edenler kendilerini belli ediyorlar. Ben agnostik olsam da böyle olanlara kanım kaynıyor.

 

Beter ol! @kavak Ne zaman birileri senin teolojik görüşünü etkileyebilecek ölçüde başarılı bir şeyler yazsa böyle çirkinleşiyorsun. Konuya ne kadar güzel bir yerden girmiş. Çok başarılı şekilde açıklamış fakat sizler konuyu sündürüp sizde oluşan psikolojik gerilimden kurtulmaya çalışıyorsunuz.

 

@Kindi seni tebrik ediyorum. Bu kadar başarılı ve akla yatkın bir teist savunması daha önce okumadım.

 

Saygımış...mış..mış!

Bir de beddua etmiş, bizim çok bilmiş!:0_80cbc_37a71a73_L:

Saygıdan bahsede bak, seni tanımayan olabilir ancak bana bu gazelleri okumaya yeltenme.

Ve..

Pisliğin önde gideni,  istersen tıksırıncaya kin kadar ve nefretini kendinden olmayanlara kus.

Zırvalamaya devam et!

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
9 hours ago, John_Ahmet said:

Ne derseniz deyin gördüğüm kadarıyla teistler insan olmaya çok daha yakın özellikle müslümanları gözlemledim fakat eminim diğer teistler de öyledir. Çok daha insanca ve mülayim insanlar oluyorlar. Demek ki inandıkları konuları hayatlarında uygulamayı başarmışlar.

 

İnandıklarını hayatlarında uygulasalar insanlıktan çıkarlar, inandıklarını uygulamadıkları sürece insan olmaya yaklaşırlar. Onları insanlığa yaklaştıran inançları değil ateistik hayat bakışıdır.

 

Basit bir örnek:

 

Kehf 74. Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!” dedi.

Kehf. 80. “Çocuğa gelince, anası babası mü’min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.”

 

Hangi aklı başında bir insan böyle bir şeyi uygular, ha? İşte din böyle bir pisliktir, insanların arasına befret ve kin tohumları eker, insanları sırf kendileri gibi inanmıyorlar birbirlerine düşman eder, din dışı düşünceler olmasa bunlar bir birlerini keser.

 

Tevbe 5. Haram aylar çıkınca bu Allah’a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

Tevbe 29. Kendilerine kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah’ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslâm’ı din edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın.

 

Al, işte yalakalık yaptığın din bu. Sen şu ayetlerin neresinde insanlık görüyorsun ha?

 

Git, bir yalakalık yaptığın dinin kitabını oku, bir de dini şeyine takmayan insanların yazdığı İnsan Hakları Beyannamesini. Hangisi insanlığa daha yakın, gör.

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, John_Ahmet yazdı:

Saçmalamayın varlık nasıl zorunlu olsun. Madde ve enerjiden bahsettiğimizde her biri özdeş çok küçük parçacıklardan oluşuyor. Tıpkı bir LED TV deki ledler gibi ... Onların herbirini fabrikadan çıkmış gibi özdeş olmaya zorlayan nedir? Kendiliğinden bu özdeş yapılar süregelen bir sistemin çıktıları olmadan mümkün olabilir mi? Uzay zaman mekan dokusunun bu muazzam özelliklerinin tasarlanmamış olmasını insan zihni kabul edemez ve açıklayamaz. Dolayısıyla tüm herşeyi açıklamak için soyut varlıkların içkinsizliğine eşdeğer bir varlığa (olguya) duyulan ihtiyaç elzemdir.

 

He gardaş keline gurban.. 
Yağmur damlaları da özdeş ve küçük, senin kafayla onları da arap tanrısı allah yukardan kafamıza atıyor olmalı!!
Muazzam özelliklerde olan tanrının tasarlanmamış olmasını insan zihni kabul edemez,
açıklayamaz. Dolayısıyla tanrıyı açıklamak için daha üstün ultra bir tanrıya duyulan ihtiyaç elzemdir.:smashfreak:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kur'an-ı Kerim de beni en çok etkileyen ayetlerden biriside yağmuru yağdırdık yağışı düşürdük demiyor genel manada yağmur için gökten suyu indirdik der.

arapçada indirme nazildir tenzil menzil  nuzul  hepsi n-z-l den türemiş

 2:164:" وَمَا أَنْزَلَ اللَّهُ مِنَ السَّمَاءِ مِنْ مَاءٍ فَأَحْيَا بِهِ الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا"

 

türkçede düşme ve inme kavramlarına bakarsak bu farkı daha net anlarız:

misal: uçak hava alanına indi derken inme belli bir hızda bir şuur ve pilot kontrolünde  belli bir hedefe uçağı sağlam indirme demektir

uçak düştü derken düşme  artık inme indirme gibi değildir kontrolden çıkmış nereye düştüğü kontrol altında değil ve parçalanır ölüm meydana gelir

 

veya bir sepete süt şişesi koyup iple bağlayıp aşağı indirsek bu kontrolü iner ip yol ortasında kopsa artık kontolü indirme değil kontrolsüz düşme meydana gelir.

 

o yüzden yağmur islami literatürde düşmez yağış düşmez indirilir 

 

bu kadar şiddeli rüzgar fırtınada o kar tanelerinin yağmur damlalarının kesişmemesi tane pilav gibi ayrı ayrı doluların inmesi ve belli sabit hızla inmesi kati suratle

belli bir şuur ve kuvvetle hikmetle indiğine işarettir

 

bir hadis te her yağmur damlasını indiren vazifeli bir melek vardır hadisi esasen bu ayetleri açıklar

 

yağdırma fiili genelde ayetlerde olumsuz manalarda kullanılmış

işte azap yağdırma taş yağdırma gibi

bizde kullanırız yağmur gibi kurşun yağdı deriz 

 

düşme daha çok ölü şeyler için kullanılır

misal: solmuş kurumuş ölmüş yapraklar  düşer sapından kopar

göbek bağı ile annesine bağlı cenin şayet ölü doğarsa düşer çocuk düşürdü denir

eskiden cenini sakıd denirdi buna sakıd sukud düşme demektir inzalın tam tersidir.

 

meyve dalından olgunlaşırsa iner yağmur damlası gibidir.yağmur damlası da pat diye inmez bulutta olgunlaşır pişer yoğunlaşır belli bir  kıvama ağırlığa gelir ve Allahın izni ile iner nazil olur

çocukta öyle bir damla sudan meydana gelir gelir rahimde olgunlaşır belli ağırlığa gelir oda iner düşmez. doğar.

 

Kur'an içinde aynen yağmur gibi nazil oldu denir.öyle gökten düşmez .

 

misal silahlarda azami menzil diye bir şey var.

menzil nazilden türemiş  yani inecek yer durak istasyon ev içinde kullanılır

 

o silahtan çıkan merminin çıkış hızından  ağırlığından ne kadar uzağa düşeceği belirlenir

yani o tesadüfen  bir yerden başka bir yere gelmiş değil o merminin çıktığı yerde hızıda gideceği yerde bellidir

 

yağmur damlasıda inzal olur  dünya menziline düşer hızları limitlidir sabittir.

 

fizikte bunlara serbest düşüş denir

o kadarda serbest değil kontol altındadır.inme hızı sürtünme ile dengelenir ve sabitlenir aynı uydu hareketi gibi.

 

tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...