Jump to content

Korona ve islamın vahşi ,etçil pençeli hayvanları yemeyi yasaklamasının hikmeti


Recommended Posts

eskiden ne kadar bilirsen o kadar eleştirirdin

şimdi ne kadar bilmiyorsan eleştirinde o derece uzuyor:)

cehaletin insana verdiği sahte bir cesaret var

bulaşıcı hastalık gibidir cehalet

o karanlık ortamda her türlü mikrob ürer

ey koca mevlana sen bir okyanusun biliyoruz

kıyında dolaşanlar ancak sana sahilde bulduğu yassı taşları fırlatır kaç kez seker diye bakar:)

ancak seni anlayan derine dalar inci mercan toplar.

ey koca mevlana gökteki güneş sönse emin ol gece olmaz

zira yer yüzünde senin gibi güneşler var:)

koca mevlanaya saygılarımla.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 58
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

iranlı filozof  غلامحسین ابراهیمی دینانی
 özellikle suhreverdi ve işrakiye teolojisi üzerine uzmandır ve mevlanayı mesneviyi de en  iyi bilen biri

farsça bilenler kesinlikle izlemelidir diğerleri aval aval bakabilir

yada bir kaç farsça sözlükten kelime öğrenip ahan ben hata buldum diyen meczublarda konumuz haricidir:)

 

1:40 ta sunucu mesnevi deryasına üstad ibrahim gavvaslık edecek biz temaşa edeceğiz derken haklıdır

 

hani tarikatların gavs gavs diye haykırdıkları kelimedir gavvas

derin deryalara dalan inci arayan dalgıçtır gavvas

temaşada sahilde denizin yüzeyini seyretmek deniz yüzünde yüzün bir kaç atılan çöpe bakıp ahanda bu denizde ne kirli canım:)

oysa mevlana yüzeyinde de çöp kabul etmez dalgalanır onu sahile atar

asıl inci mercan ise sahil kumsalında bulunmaz

 

üstad ibrahim mesnevinin neden dinle ile başladığını

bişnev ez ney çun hikayet mikuned 

dinle mek ile duymanın işitmek ile duymanın farkını anlatır

Kur'an da dinlemenin görme ve kalbten önce geldiğini anlatır

bir ayette de onların kalbleri mühürlendiği için duymazlar der ki tam isabet

yani maddi kulağı sağlam olan duyacak diye bir şey yok

kalbten duymak istemiyorda duymaz duysada anlamaz fehm etmez

duymak istemeyen kadar sağır yokturderler

kafir müşrikler Kur'an okunduğu vakit gürültü yapın belki onun sedasını sesini bastırırsınız derler

çocukça bir kandırmacadır

bu gün ise her bulduğu çamuru çöpü güya islam ve onun tabiileri üzerine fırlatırlar 

ancak bilmezler ki altın ve güneş kir pas tutmaz.

 

**

duymanın sesin görme den suretten daha umumi olduğunu da anlatıyor

göz sadece önde yakında olanı görür

kulak sedayı sesi her noktadan duyar  dalga halinde uzaya yayılır

her sesin manaya sahip olduğunu  umum canlıların bu ses ile iletişim kurduğu açıktır

kuşlardan balıklara arıdan balinaya bebekten yaşlıya her canlı kendine ait bir meoldiye bir sese bir iletişime sahibtir.

tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

yukarıdaki video da  35:35 te sunucu soruyor:

her lafız mananın sureti resmi değil diyor

filozof: lafız mananın sureti ancak aynı değil diyor

suret ile muhteva farklı diyor

 

***

esasen suret ayrı mana ayrıdır

bir adam  hasmını vurmak için elinde silah ile içeri girdi

içeride adamı gördü ateş etti ancak adam ölmedi

cam ayna parçalandı aşağı düştü

zira ateş ettiği suret idi aynı değildi

 

mana insan zihninde beliren suretir resimdir

zihin bir nevi manaya aynalık eder

 

şayet suret lafız mana aynı olsa idi

 

ağzından ateş lafzı çıksa idi  dilin yanardı

 

bir kağıt üzerine kalem ile ateş kelimesi yazsan o o kağıt yanardı

 

o yüzden lafız kelime mananın suretidir aynı değil

misal Allah surreten azade olduğu için manası küllidir şekle surete girmez

Allah lafzı ise sadece bir işarettir işaret edilen değildir.

 

elektirik taşıyan bir tel ile elektrik taşımayan bir tel zahir de aynıdır

dokunduğun vakit manası ortaya çıkar:)

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

iste böyleee,

                      Sevgili ANiBALIN diyorki müslümanlara,siz müslümanlar ne utanmaz ne rezil adamlarsiniz .Sevgili Anibal  hepisi degil,onbinde birlerinin kelleleri calisiyor.Örnegin YASAR NÖRÜ  ÖZTÜRK hemserim,HÜSEYiiN ATAY,prof.ISHAN EliACIk,Erzurumlu Ismail HAKKI hoca gibileride cikiyor aralarinda.Ama cogu bunlarin cogu PUTPEREST bile olamazlar.Kurandaki bircok ayat dincilerin putperest dedikleri Islam öncesi arap sairlerinden alinmadir.Bunlara putperest bile denemez.

                   Allah kitablarinda diyorki ben size SAH damarinizdan yakinim.Yani icinizdeyim diyor.Onlari peygamberleri düldülüne biniyor milyar kilometre uzaktaki güye ARSA gidip ALLAHLA bulusup konusmus mu.SACMALIGA bakin.

Yahu ALLAH senin icinde ne isin var ARSDDA.Sonra bu mosturalarin dinlerinde bir kural var.Allaha  YER , YÖN gösterilemez o kainatin hermilimetresindedir.

Bende derimki bunlarin onbinde 9999,9 tanri tanimazdir.Bunlarin tanidigi gibi bit TANRI olamaz.

                 Bunlarin daha dinlerinden habarlari yok.

Neymis,DOMUZ eti HARAMMIS

                Gelin bakalim dinin ustasi NACi CELiiK hemserim ne diyor bu konuda?

 

Domuz eti HARAM degil

Oluşturan: tolonbey, Şubat 13, 2015 in ATEİSTFORUM

l

 

 

  •  
  •  
  •  
  •  

Recommended Posts

tolonbey   0

tolonbey    0

  • Advanced Member
  •  
  • Normal Üye
  • 0
  • 8.214 ileti
  • Gender:Male
  •  
  •  

 

 

tolonbey

 

Iste böyleee,

Arkadaslar,hemserim Ulema Naci Celikten bir FETVA getirdim size,okuyunda görün Lazlar kenara atilacak adamlarmidirlar.
Bundan sonra patlayincayakadar DOMUZ eti yiyebilirsiniz.
Bir kilo SIGIR etiyle 3 kilo mübarek Domuz eti alabilirsiniz.

Böylece hemserim Naci Celik sayesinde islam alemi mübarek DOMUZUNADA kavustu.
Bu fetvayi HOCAMDAN ben rica ettim,banada borclu oldugunuzu unutmayin.
Bende yiyorum domuz pirzolasInI.
Güzel oluyor cidden.
--------------------------
Nacicigimi dinleyelim
On iki yildan beri Kur’an tetkikleri esnasında yaptığım ve beni çok şaşırtan tesbitlerden biri de, domuz etinin haram olmadığıdır.
Çünkü Kur’an’ın, ----LEHMU HINZIR ----(domuz eti) diye dikkat çektiği et, herhangi bir hayvan etine değil,-------- yenilebilirliğini kaybetmiş bozuk kokmuş etlere dikkat çekmektedir------.
Ancak sonraki kuşak İslâm âlimleri, dergimizin ilk sayısında açıkladığımız gibi, peygamber ve peygamber isimlerini teşhis edemedikleri gibi, Kur’an’ın dikkat çektiği hayvan ve hayvan isimlerini de teşhis edememişler ve bundan dolayı da, Kur’an’ın yenmesini yasakladığı -----lehmü hınzır’ı----, yani bozuk eti, --------Tevrat menşeli rivayetlerin de tesiriyle domuz hayvanına --------yormuşlardır.

Halbuki Kur’an,------ hınzır ------sözcüğü ile belli bir hayvana dikkat çekmemektedir.
Yani, Kur’an’da adı geçen veya Kur’an’ın resmettiği hayvanlar arasında, --------hınzır diye bir hayvan ---------yer almamaktadır.
Kur’an -------hınzır -------sözcüğü ile, doğallığını kaybetmiş etlere ve doğruluktan saptığı için, fıtratı bozulmuş insanlara dikkat çekmektedir.
İslâm âlimleri, Kur’an’ın doğru anlaşılması için büyük önem arz eden ve aşağıda vereceğimiz âyetin vurguladığı, Kur’an kelimelerinin içerdiği, çok temel bir özelliği, yeterince idrak edemedikleri için, bu ve buna benzer birçok konuyu doğru anlamamışlardır.(yani NACiCiGiM demek istiyorki bunlar ALLAHIN kullari degil FELLAHIN kullari arabin killaridir:-))))
ccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccc
“Allah sözün en güzelini birbirine benzer, ikişerli bir Kitap halinde indirdi...”
(39/23 S. Ateş çev.)
ccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccc
Âyet, Kur’an’ın benzer anlamlı, ikil kelimeler içeren bir Kitap olduğuna dikkat çekmektedir.
Örneğin, Ahmed ve Muhammed kelimeleri hem lafız olarak, hem anlam olarak, birbirlerinin benzeri, iki ayrı kelimedir.
Kelimeler, aynı şahsa dikkat çeken, iki ayrı özel isim ve son peygamber Ahmed-Muhammed (a.s)’a dikkat çekmektedirler. Dergimizin ilk sayısında da açıkladığımız gibi, Kur’an’ın içerdiği bu özellik, sadece peygamberlere ait bir özellik değildir.
Kur’an, Kur’an’da adı geçen herkese ve herşeye de, iki ayrı kelime ile dikkat çekmektedir.
Biz, Kur’an’ın bu özelliğini dikkate alarak, Kur’an’da adı geçen hayvanları teşhis ettik ve
Kur’an’ın, bizim domuz adını verdiğimiz hayvandan hiç söz etmediğini tesbit ettik.
Çünkü Kur’an, Kur’an’da adı geçen hayvanları, bazı özellikleri ile birlikte anlatarak, hangi hayvanlardan söz ettiğini dikkatlere sunmaktadır.

Ancak, İslâm âlimlerinin domuzdan söz ettiğini iddia ettikleri ve Kur’an’da, --BES-- ayrı yerde geçen âyetlerden, sözü edilen şeyin, herhangi bir hayvan olmadığı anlaşılmaktadır.
De ki: Bana vahyolunanda (bu haram dediklerinizi) yiyen kimse için haram edilmiş bir şey bulamıyorum.
Ancak---- leş, yahut akıtılmış kan, yahut (lehmü hınzır) -ki pistir- ya da Allah’tan başkası adına boğazlanmış bir fısk (murdar olmuş hayvan) olursa başka (bunlar haramdır).” (6/145 S. Ateş çev.)----

Ayet, domuza ve domuz etine dikkat çektiği iddia edilen ve genel olarak benzer ifadeler içeren, Kur’an’daki dört ayrı âyetten, en geniş olanıdır.
Rivayetler dikkate alınmadığı takdirde,
âyetin orijinalinde geçen ----lehmü hınzır----- kelimelerinin, domuz etine değil de, kedi, tavşan, tilki, tavuk veya hindi gibi hayvanlardan birinin etine dikkat çekmediği nasıl iddia edilecektir.
ccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccc
Çünkü, yukarda verdiğimiz âyette ve diğer âyetlerde geçen, hınzır kelimesinin, hangi hayvana dikkat çektiği anlaşılmamaktadır.
ccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccc
Kur’an, etinin yenmesini yasakladığı bir hayvanın, hangi hayvan olduğunun bilinmesi için, illa rivayetlere mi ihtiyaç duymaktadır?
-----------------------------------------------------------------------------
Anlaşılmak için, illa rivayetlere ihtiyaç duyan bir Kitabın, beşeri olmadığı, Allah katından olduğu nasıl anlaşılacaktır?
-----------------------------------------------------------------------------
Halbuki Kur’an, etler dahil, temiz olan, yani insan sağlığına zararlı olduğu açıkça bilinmeyen bütün yiyeceklerin helal olduğunu vurgulamaktadır.
Bugün size İYİ ve TEMİZ şeyler helal kılındı.
====================================================
Kendilerine Kitap verilenlerin yemeği, size helal,==== sizin yemeğiniz de onlara helaldir...” (5/5 S. Ateş çev.=====)

Kur’an, yukarda verdiğimiz âyetin vurguladığı bir olayı, dört ayrı yerde, (2/172-5/4,5-16/114) tekrar tekrar vurgulayarak, yenilecek şeylerle ilgili temel kuralın, temizlik kuralı olduğuna dikkat çekmektedir.
====================================================
Âyet, Kitap Ehlinin yediği yemekleri, Müslümanlara da helal kılarak, Kitap Ehlinin yediği yemeklerin de temiz olduğunu vurgulamaktadır.(Hemserim NACi bunlar FELLAHLASMISLARDIR.Bunlarin essegi KANCIKTIR,sen ne dersen de bunlarin kafayi düzeltemezsin.Domuz eti haramdir amaaaaaaa DEVE SiDiGi helalloglu helaldir,dermandir,ilacdir.)
Isteee.
Yahudiler
HIrIstIyanlar
Kitap ehli olduglarIna göre,onlarin yedigi DOMUZU yemekte ne mahzuru olabilirki.(Nacicigim sen bunlari su BETON duvara anlatsan beton duvar anlar AMAAAAA bu BETON KELLELER anlayamazlar,BU ZIRTAPOZLAR AND  ETMiSLER ALLAHIN  AKLINI  KULLANMAMAYA,bunlarin kullandigi ARABIN NAKLIDIR)
Tolonbeg
cccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccc
Naci
Eğer Kur’an’ın, yenmesini yasakladığı lehmü hınzır, bilhassa Hristiyan dünyasının yediği domuz eti olsaydı, âyet Hristiyanların yediği yemekleri Müslümanlara helal kılmazdı.
ccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccc

Bir önce verdiğimiz ve------- lehmü hınzır’a --------dikkat çeken âyetin, lehmü hınzır’ın yenmesini, ------pis --------olduğu için yasakladığı açıkça anlaşılıyor.
Âyetin dikkat çektiği -------pisliğin--------, maddi bir pislik olduğu da anlaşılıyor.
Madden pis olan bir yiyeceğin, insan sağlığını mutlaka etkileyeceği de kaçınılmazdır.
Bu durumda, yüz yıllardan beri, domuz eti yiyen Hristiyan dünyası, domuz etinden olumsuz yönde etkilenmediğine göre, domuz etinin de temiz olduğu anlaşılmaktadır.
Bir kitap, temiz olan bütün yiyecekleri, önce helal kılıp, sonra da, temiz olduğu yüzlerce yıllık tecrübe ile bilinen bir yiyeceği haram kılarsa, çelişkiye düşmüş olmaz mı?

Veya Yüce Allah, Kitap Ehli Hristiyanların yediği yemekleri Müslümanlara da helal kılarken, domuz etinin, Hristiyanların temel bir yemeği olduğunu bilmiyor muydu?(ALLAH biliyorda beyinsiz FELLAHve Fellahlasmislar zir cahal olduklarindan bilemiyorlar.)Ama sanirim Nacicigimin bu yazisindan birseyler alirlar)
====================================================
Hemen Asrı Saadet sonrası yapılan yanlış yorumların, İslâm anlayışında oluşturduğu bu çelişkiyi, sadece Türkiye’de bulunan 27 ayrı ilahiyat fakültesinin, yüzbinlerce ilahiyatçının, onbinlerce doktor, doçent ve profesörün, 100 bin mensubu bulunan ve bu fakir milletin bütçesinden kattrilyonları götüren, Diyanet Teşkilatının, müridlerine hidayet dağıtan, kalb gözleri açık Allah dostu! yüzlerce tarikat şeyhinin iza’nına ve insafına sunuyorum.
====================================================
Yenilecek etler veya yiyecekler için temel kuralın, temiz olmaları kuralı ise de, bazı hallerde veya bazı hayvanların boğazlanmasının yasak olduğu da, yukarda verdiğimiz âyetten anlaşılıyor. Âyete göre, bazı hayvanların yenmesinin yasak olduğu, Kur’an’da bize okunmaktadır. Acaba Kur’an’da okunan, yani Kur’an’ın yenmesini yasakladığı hayvan, hangi hayvan veya hangi hayvanlardır.

Eti yasak olan hayvanlar

Âyetler, belli bir dini eğitim almamış veya klasik dini rivayetlere şartlanmamış her insanın, kolaylıkla anlayacağı gibi, yavrulama, yumurtlama veya hamilelik dönemlerinde, evcil veya vahşi, her tür hayvanın avlanmasını veya boğazlanmasını yasaklamaktadır. Yani âyetler, hayvan haklarına dikkat çekerek, her tür hayvan neslinin mutlaka korunmasını vurgulamaktadır.(Tolonbeg:ama Nacicigim bizim karadenizde söylenen bir laf var söyle,SEN  PAGOPAGO BEN  ESiT HAHHA.Yani sen ne söylesen söyle ben duymam,simdi Nacicigim biz KICIMIZI yirtsak bunlarin kellelerinde aKIL degil NAKIL oldugundan bunlar duymazlar.)
Aşağıda vereceğimiz âyetten de, evcil veya vahşi, her tür hayvan etinin, esas itibariyle helal olduğu ve insanlar istedikleri takdirde, sağlığa zararlı olmayan, her tür hayvan etini yiyebilecekleri anlaşılmaktadır.
Yahudilere bütün tırnaklı(hayvan)ları haram ettik. Sığır ve koyunun da, yağlarını onlara haram kıldık; yalnız (hayvanların) sırtlarının yahut bağırsaklarının taşıdığı, yada kemiğe karışan yağlarını haram etmedik. Aşırılıkları yüzünden onları böyle cezalandırdık. Biz elbette doğru söyleyenleriz.” (6/146 S. Ateş çev.)(tolonbeg:Bu arabin Allahida Yahudilere kizdigindan bu karari almis.Pekiiiiii dünyada en yamuk YAHUDiLERMiKionlari cezalandiriyor.Bu arabin Allahida az milliyetcilik yapmiyor.Yahuduya HARAM yamyam araba halal.Yahu bunlar cig cig yiyor birbirleriniya.Olsunonlar Allahin sevgili vede YAHUDULARDAN cok ABTAL olduklarinda seviliyorlar.On yasima birden girdim.PekiiiiiiiiiSuriyeli araplar,Irakli,Libyali araplar birbirini yiyorlar onlara niye ceza yok AZiZ RABBIMIZ.Gelde isin icinden cih cihabülürsen.)

Âyetten, Yüce Allah’ın; Yahudileri cezalandırmak için, onlara, kedi, köpek, kurt, ayı, tavuk, kuş gibi pençeli bütün hayvanların etini yasakladığı anlaşılıyor. Ancak, aynı âyetten ve aşağıda vereceğimiz âyetten, bu yasağın, sadece Yahudilerle sınırlı olduğu, diğer insanlar ve Müslümanlar açısından bağlayıcı olmadığı, pençeli, pençesiz bütün hayvanların Müslümanlara helal kılındığı da anlaşılıyor.

Yahudilerin yaptıkları zulümlerden, çok kimseyi Allah yolundan çevirmelerinden dolayı kendilerine helal kılınmış temiz ve hoş şeyleri onlara yasakladık.”
(4/160 S. Ateş çev.)
De ki: BANA VAHYOLUNANDA (bu haram dediklerinizi) YİYEN KİMSE İÇİN HARAM EDİLMİŞ BİR ŞEY BULAMIYORUM.

Veteriner hekimlerden ve kasaplardan edindiğim bilgilere göre, hayvanlar boğazlanırken, boğazlarından geçen belli damarlar kesilmediği takdirde, hayvanların vücutlarındaki kan yeterince akmaz ve etleri fazla kanlı kalır.

Kan mikroplu olduğu için de, fazla kan, fazla mikroba yol açar ve bu tür etler, insan sağlığı için zararlı (muzır) olurlar.
Bir de, hiç boğazlanmadan, kendiliğinden ölen bir hayvanı düşünelim.
Çok taze ölmüş de olsa, doğal olarak mikroplu olan kan bütünüyle vücutta kalacak ve kandaki bütün mikroplar ette de olacaktır.
HINZIR: Âyetin orjinalinde geçen ve domuz hayvanına yorulan hınzır kavramı, Türkçe’ye de MUZIR şeklinde girmiş olup, zararlı, zararı dokunan, anlamında kullanılmaktadır.
Kavram, esas itibariyle Kur’an’da da bu anlamda kullanılmasına rağmen, zaman içinde anlam değişikliğine uğrayarak, domuz anlamına dönüşmüş bulunmaktadır.
LEHM, et demektir.
LEHMU HINZIR; zararlı et,
Yani mikroplu veya bozuk et demektir.
Lehmü hınzır kavramının, domuz eti anlamını ihtiva ettiğini veya Kur’an’ın, domuz etini haram kıldığını düşünmek, hem mantığa, hem de Kur’an’ın içerdiği usluba da uymamaktadır.

Çünkü, kedi, köpek, at, eşek dahil, sağlıklı kesilen, sağlıklı hiçbir hayvan etini yasaklamayan Kur’an’ın, somut bir gerekçe olmadan, domuz etini yasakladığı düşünülemez.

Domuz etinin haramlığına, domuzun pis oluşunu, domuzun pis oluşuna da, domuzun et ve dışkı yemesini gerekçe göstermek, hiç tutarlı bir gerekçe değildir.

Çünkü, köpek de et ve dışkı yemektedir. Kur’an, köpek etini veya köpeği pis saymazken, neden domuzu veya domuz etini pis saysın?
Yine veteriner hekimlerden aldığım bilgiye göre, kedi, köpek ve domuz gibi hayvanlar da sağlıklı oldukları ve usulüne uygun kesilip, usulüne uygun pişirildikleri takdirde, besin yönünden ve insan sağlığı açısından, koyun, keçi ve inek gibi diğer hayvanlardan farksızdırlar.
Güney Kore,
Çin,
İspanya
İtalya gibi ülkelerde

kedi
köpek eti yenmesi,
domuz etinin dünyada çokça tüketilmesi, veteriner hekimlerden aldığım bilgilerin doğru olduğunu, zaten kanıtlamaktadır.
Eğer bu etler, insan sağlığına zararlı olsa idi, bugüne kadar mahzurları çoktan ortaya çıkardı.

Lehmü hınzır kavramının domuz eti anlamını içermesi, Kur’an’ın içerdiği hitabet uslubuna da aykırıdır. Çünkü Kur’an, etten söz ederken, sözünü ettiği etin ait olduğu hayvanın cinsinden hiç söz etmez.

Örneğin; Türkçe’deki gibi, dana eti, koyun eti, inek eti, balık eti veya bıldırcın eti gibi ifadeler kullanmaz.

Etlerden genel olarak söz eder ve sözünü ettiği etin, ait olduğu hayvandan söz etmez.

Kur’an sadece bir yerde kuş eti tabirini kullanır ki, kuş tabiri de gökte uçan bütün kanatlı hayvanları tanımlayan genel bir tabirdir.

“Fıskan uhille li ğayrillahi bihi:Allah adina deyil usuluna uygun kesilmeyen etler yasak.

Ancak ölmüş, yani kanı akmamış, yani zararlı bir et olursa ki, öylesi pistir, çünkü Allah’ın emrine uygun boğazlanmamıştır.

“Allah’ın emrine uygun boğazlanmamış”
Âyet, yenmesi yasaklanan etlere ve bu etlerin elde ediliş biçimine dikkat çekmekte ve konuyla ilgili diğer âyetleri (6/145, 2/173, 16/115) daha geniş ve başka bir açıdan tefsir etmektedir.

Hamsi Naci Celigin arastirmasi
Gercekten bir DOMUZ icin bukadarda eziyet cok fazla,helal benim hemserime emegine.
Bundan sonra Domuzu yerken Naciye ve bana dua edin
Hadi yarasIn domuz eti.
Insandan baska bütün canlIlarI yiyebilirsiniz.
Saka bir yanada gerceyi böyle.

Buraya asan hamsi tolonbeg

                  

Link to post
Sitelerde Paylaş
19 dakika önce, tolonbey yazdı:

iste böyleee,

                      Sevgili ANiBALIN diyorki müslümanlara,siz müslümanlar ne utanmaz ne rezil adamlarsiniz .Sevgili Anibal  hepisi degil,onbinde birlerinin kelleleri calisiyor.Örnegin YASAR NÖRÜ  ÖZTÜRK hemserim,HÜSEYiiN ATAY,prof.ISHAN EliACIk,Erzurumlu Ismail HAKKI hoca gibileride cikiyor aralarinda.Ama cogu bunlarin cogu PUTPEREST bile olamazlar.Kurandaki bircok ayat dincilerin putperest dedikleri Islam öncesi arap sairlerinden alinmadir.

                   

 

                 Bunlarin daha dinlerinden habarlari yok.

Neymis,DOMUZ eti HARAMMIS

                Gelin bakalim dinin ustasi NACi CELiiK hemserim ne diyor bu konuda?

 

Domuz eti HARAM degil

Oluşturan: tolonbey, Şubat 13, 2015 in ATEİSTFORUM

Recommended Posts

tolonbey   0

tolonbey    0

tolonbey

Iste böyleee,

Arkadaslar,hemserim Ulema Naci Celikten bir FETVA getirdim size,okuyunda görün Lazlar kenara atilacak adamlarmidirlar.
Bundan sonra patlayincayakadar DOMUZ eti yiyebilirsiniz.
Bir kilo SIGIR etiyle 3 kilo mübarek Domuz eti alabilirsiniz.

Böylece hemserim Naci Celik sayesinde islam alemi mübarek DOMUZUNADA kavustu.
Bu fetvayi HOCAMDAN ben rica ettim,banada borclu oldugunuzu unutmayin.
Bende yiyorum domuz pirzolasInI.
Güzel oluyor cidden.
--------------------------
Nacicigimi dinleyelim
On iki yildan beri Kur’an tetkikleri esnasında yaptığım ve beni çok şaşırtan tesbitlerden biri de, domuz etinin haram olmadığıdır.
Çünkü Kur’an’ın, ----LEHMU HINZIR ----(domuz eti) diye dikkat çektiği et, herhangi bir hayvan etine değil,-------- yenilebilirliğini kaybetmiş bozuk kokmuş etlere dikkat çekmektedir------.
Ancak sonraki kuşak İslâm âlimleri, dergimizin ilk sayısında açıkladığımız gibi, peygamber ve peygamber isimlerini teşhis edemedikleri gibi, Kur’an’ın dikkat çektiği hayvan ve hayvan isimlerini de teşhis edememişler ve bundan dolayı da, Kur’an’ın yenmesini yasakladığı -----lehmü hınzır’ı----, yani bozuk eti, --------Tevrat menşeli rivayetlerin de tesiriyle domuz hayvanına --------yormuşlardır.

Halbuki Kur’an,------ hınzır ------sözcüğü ile belli bir hayvana dikkat çekmemektedir.
Yani, Kur’an’da adı geçen veya Kur’an’ın resmettiği hayvanlar arasında, --------hınzır diye bir hayvan ---------yer almamaktadır.
Kur’an -------hınzır -------sözcüğü ile, doğallığını kaybetmiş etlere ve doğruluktan saptığı için, fıtratı bozulmuş insanlara dikkat çekmektedir.
İslâm âlimleri, Kur’an’ın doğru anlaşılması için büyük önem arz eden ve aşağıda vereceğimiz âyetin vurguladığı, Kur’an kelimelerinin içerdiği, çok temel bir özelliği, yeterince idrak edemedikleri için, bu ve buna benzer birçok konuyu doğru anlamamışlardır.
ccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccc
“Allah sözün en güzelini birbirine benzer, ikişerli bir Kitap halinde indirdi...”
(39/23 S. Ateş çev.)
ccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccc
Âyet, Kur’an’ın benzer anlamlı, ikil kelimeler içeren bir Kitap olduğuna dikkat çekmektedir.
Örneğin, Ahmed ve Muhammed kelimeleri hem lafız olarak, hem anlam olarak, birbirlerinin benzeri, iki ayrı kelimedir.
Kelimeler, aynı şahsa dikkat çeken, iki ayrı özel isim ve son peygamber Ahmed-Muhammed (a.s)’a dikkat çekmektedirler. Dergimizin ilk sayısında da açıkladığımız gibi, Kur’an’ın içerdiği bu özellik, sadece peygamberlere ait bir özellik değildir.
Kur’an, Kur’an’da adı geçen herkese ve herşeye de, iki ayrı kelime ile dikkat çekmektedir.
Biz, Kur’an’ın bu özelliğini dikkate alarak, Kur’an’da adı geçen hayvanları teşhis ettik ve
Kur’an’ın, bizim domuz adını verdiğimiz hayvandan hiç söz etmediğini tesbit ettik.
Çünkü Kur’an, Kur’an’da adı geçen hayvanları, bazı özellikleri ile birlikte anlatarak, hangi hayvanlardan söz ettiğini dikkatlere sunmaktadır.

Ancak, İslâm âlimlerinin domuzdan söz ettiğini iddia ettikleri ve Kur’an’da, --BES-- ayrı yerde geçen âyetlerden, sözü edilen şeyin, herhangi bir hayvan olmadığı anlaşılmaktadır.
De ki: Bana vahyolunanda (bu haram dediklerinizi) yiyen kimse için haram edilmiş bir şey bulamıyorum.
Ancak---- leş, yahut akıtılmış kan, yahut (lehmü hınzır) -ki pistir- ya da Allah’tan başkası adına boğazlanmış bir fısk (murdar olmuş hayvan) olursa başka (bunlar haramdır).” (6/145 S. Ateş çev.)----

Ayet, domuza ve domuz etine dikkat çektiği iddia edilen ve genel olarak benzer ifadeler içeren, Kur’an’daki dört ayrı âyetten, en geniş olanıdır.
Rivayetler dikkate alınmadığı takdirde,
âyetin orijinalinde geçen ----lehmü hınzır----- kelimelerinin, domuz etine değil de, kedi, tavşan, tilki, tavuk veya hindi gibi hayvanlardan birinin etine dikkat çekmediği nasıl iddia edilecektir.
ccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccc
Çünkü, yukarda verdiğimiz âyette ve diğer âyetlerde geçen, hınzır kelimesinin, hangi hayvana dikkat çektiği anlaşılmamaktadır.
ccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccc
Kur’an, etinin yenmesini yasakladığı bir hayvanın, hangi hayvan olduğunun bilinmesi için, illa rivayetlere mi ihtiyaç duymaktadır?
-----------------------------------------------------------------------------
Anlaşılmak için, illa rivayetlere ihtiyaç duyan bir Kitabın, beşeri olmadığı, Allah katından olduğu nasıl anlaşılacaktır?
-----------------------------------------------------------------------------
Halbuki Kur’an, etler dahil, temiz olan, yani insan sağlığına zararlı olduğu açıkça bilinmeyen bütün yiyeceklerin helal olduğunu vurgulamaktadır.
Bugün size İYİ ve TEMİZ şeyler helal kılındı.
====================================================
Kendilerine Kitap verilenlerin yemeği, size helal,==== sizin yemeğiniz de onlara helaldir...” (5/5 S. Ateş çev.=====)

Kur’an, yukarda verdiğimiz âyetin vurguladığı bir olayı, dört ayrı yerde, (2/172-5/4,5-16/114) tekrar tekrar vurgulayarak, yenilecek şeylerle ilgili temel kuralın, temizlik kuralı olduğuna dikkat çekmektedir.
====================================================
Âyet, Kitap Ehlinin yediği yemekleri, Müslümanlara da helal kılarak, Kitap Ehlinin yediği yemeklerin de temiz olduğunu vurgulamaktadır.
Isteee.
Yahudiler
HIrIstIyanlar
Kitap ehli olduglarIna göre,onlarin yedigi DOMUZU yemekte ne mahzuru olabilirki.
Tolonbeg
cccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccc
Naci
Eğer Kur’an’ın, yenmesini yasakladığı lehmü hınzır, bilhassa Hristiyan dünyasının yediği domuz eti olsaydı, âyet Hristiyanların yediği yemekleri Müslümanlara helal kılmazdı.
ccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccc

Bir önce verdiğimiz ve------- lehmü hınzır’a --------dikkat çeken âyetin, lehmü hınzır’ın yenmesini, ------pis --------olduğu için yasakladığı açıkça anlaşılıyor.
Âyetin dikkat çektiği -------pisliğin--------, maddi bir pislik olduğu da anlaşılıyor.
Madden pis olan bir yiyeceğin, insan sağlığını mutlaka etkileyeceği de kaçınılmazdır.
Bu durumda, yüz yıllardan beri, domuz eti yiyen Hristiyan dünyası, domuz etinden olumsuz yönde etkilenmediğine göre, domuz etinin de temiz olduğu anlaşılmaktadır.
Bir kitap, temiz olan bütün yiyecekleri, önce helal kılıp, sonra da, temiz olduğu yüzlerce yıllık tecrübe ile bilinen bir yiyeceği haram kılarsa, çelişkiye düşmüş olmaz mı?

Veya Yüce Allah, Kitap Ehli Hristiyanların yediği yemekleri Müslümanlara da helal kılarken, domuz etinin, Hristiyanların temel bir yemeği oldugu bir gercek.Ama sanirim Nacicigimin bu yazisindan birseyler alirsiniz)
====================================================
Hemen Asrı Saadet sonrası yapılan yanlış yorumların, İslâm anlayışında oluşturduğu bu çelişkiyi, sadece Türkiye’de bulunan 27 ayrı ilahiyat fakültesinin, yüzbinlerce ilahiyatçının, onbinlerce doktor, doçent ve profesörün, 100 bin mensubu bulunan ve bu fakir milletin bütçesinden kattrilyonları götüren, Diyanet Teşkilatının, müridlerine hidayet dağıtan, kalb gözleri açık Allah dostu! yüzlerce tarikat şeyhinin iza’nına ve insafına sunuyorum.
====================================================
Yenilecek etler veya yiyecekler için temel kuralın, temiz olmaları kuralı ise de, bazı hallerde veya bazı hayvanların boğazlanmasının yasak olduğu da, yukarda verdiğimiz âyetten anlaşılıyor. Âyete göre, bazı hayvanların yenmesinin yasak olduğu, Kur’an’da bize okunmaktadır. Acaba Kur’an’da okunan, yani Kur’an’ın yenmesini yasakladığı hayvan, hangi hayvan veya hangi hayvanlardır.

Eti yasak olan hayvanlar

Âyetler, belli bir dini eğitim almamış veya klasik dini rivayetlere şartlanmamış her insanın, kolaylıkla anlayacağı gibi, yavrulama, yumurtlama veya hamilelik dönemlerinde, evcil veya vahşi, her tür hayvanın avlanmasını veya boğazlanmasını yasaklamaktadır. Yani âyetler, hayvan haklarına dikkat çekerek, her tür hayvan neslinin mutlaka korunmasını vurgulamaktadır.
Aşağıda vereceğimiz âyetten de, evcil veya vahşi, her tür hayvan etinin, esas itibariyle helal olduğu ve insanlar istedikleri takdirde, sağlığa zararlı olmayan, her tür hayvan etini yiyebilecekleri anlaşılmaktadır.
Yahudilere bütün tırnaklı(hayvan)ları haram ettik. Sığır ve koyunun da, yağlarını onlara haram kıldık; yalnız (hayvanların) sırtlarının yahut bağırsaklarının taşıdığı, yada kemiğe karışan yağlarını haram etmedik. Aşırılıkları yüzünden onları böyle cezalandırdık. Biz elbette doğru söyleyenleriz.” (6/1

Âyetten, Yüce Allah’ın; Yahudileri cezalandırmak için, onlara, kedi, köpek, kurt, ayı, tavuk, kuş gibi pençeli bütün hayvanların etini yasakladığı anlaşılıyor. Ancak, aynı âyetten ve aşağıda vereceğimiz âyetten, bu yasağın, sadece Yahudilerle sınırlı olduğu, diğer insanlar ve Müslümanlar açısından bağlayıcı olmadığı, pençeli, pençesiz bütün hayvanların Müslümanlara helal kılındığı da anlaşılıyor.

Yahudilerin yaptıkları zulümlerden, çok kimseyi Allah yolundan çevirmelerinden dolayı kendilerine helal kılınmış temiz ve hoş şeyleri onlara yasakladık.”
(4/160 S. Ateş çev.)
De ki: BANA VAHYOLUNANDA (bu haram dediklerinizi) YİYEN KİMSE İÇİN HARAM EDİLMİŞ BİR ŞEY BULAMIYORUM.

Veteriner hekimlerden ve kasaplardan edindiğim bilgilere göre, hayvanlar boğazlanırken, boğazlarından geçen belli damarlar kesilmediği takdirde, hayvanların vücutlarındaki kan yeterince akmaz ve etleri fazla kanlı kalır.

Kan mikroplu olduğu için de, fazla kan, fazla mikroba yol açar ve bu tür etler, insan sağlığı için zararlı (muzır) olurlar.
Bir de, hiç boğazlanmadan, kendiliğinden ölen bir hayvanı düşünelim.
Çok taze ölmüş de olsa, doğal olarak mikroplu olan kan bütünüyle vücutta kalacak ve kandaki bütün mikroplar ette de olacaktır.
HINZIR: Âyetin orjinalinde geçen ve domuz hayvanına yorulan hınzır kavramı, Türkçe’ye de MUZIR şeklinde girmiş olup, zararlı, zararı dokunan, anlamında kullanılmaktadır.
Kavram, esas itibariyle Kur’an’da da bu anlamda kullanılmasına rağmen, zaman içinde anlam değişikliğine uğrayarak, domuz anlamına dönüşmüş bulunmaktadır.
LEHM, et demektir.
LEHMU HINZIR; zararlı et,
Yani mikroplu veya bozuk et demektir.
Lehmü hınzır kavramının, domuz eti anlamını ihtiva ettiğini veya Kur’an’ın, domuz etini haram kıldığını düşünmek, hem mantığa, hem de Kur’an’ın içerdiği usluba da uymamaktadır.

Çünkü, kedi, köpek, at, eşek dahil, sağlıklı kesilen, sağlıklı hiçbir hayvan etini yasaklamayan Kur’an’ın, somut bir gerekçe olmadan, domuz etini yasakladığı düşünülemez.

Domuz etinin haramlığına, domuzun pis oluşunu, domuzun pis oluşuna da, domuzun et ve dışkı yemesini gerekçe göstermek, hiç tutarlı bir gerekçe değildir.

Çünkü, köpek de et ve dışkı yemektedir. Kur’an, köpek etini veya köpeği pis saymazken, neden domuzu veya domuz etini pis saysın?
Yine veteriner hekimlerden aldığım bilgiye göre, kedi, köpek ve domuz gibi hayvanlar da sağlıklı oldukları ve usulüne uygun kesilip, usulüne uygun pişirildikleri takdirde, besin yönünden ve insan sağlığı açısından, koyun, keçi ve inek gibi diğer hayvanlardan farksızdırlar.
Güney Kore,
Çin,
İspanya
İtalya gibi ülkelerde

kedi
köpek eti yenmesi,
domuz etinin dünyada çokça tüketilmesi, veteriner hekimlerden aldığım bilgilerin doğru olduğunu, zaten kanıtlamaktadır.
Eğer bu etler, insan sağlığına zararlı olsa idi, bugüne kadar mahzurları çoktan ortaya çıkardı.

Lehmü hınzır kavramının domuz eti anlamını içermesi, Kur’an’ın içerdiği hitabet uslubuna da aykırıdır. Çünkü Kur’an, etten söz ederken, sözünü ettiği etin ait olduğu hayvanın cinsinden hiç söz etmez.

Örneğin; Türkçe’deki gibi, dana eti, koyun eti, inek eti, balık eti veya bıldırcın eti gibi ifadeler kullanmaz.

Etlerden genel olarak söz eder ve sözünü ettiği etin, ait olduğu hayvandan söz etmez.

Kur’an sadece bir yerde kuş eti tabirini kullanır ki, kuş tabiri de gökte uçan bütün kanatlı hayvanları tanımlayan genel bir tabirdir.

“Fıskan uhille li ğayrillahi bihi:Allah adina deyil usuluna uygun kesilmeyen etler yasak.

Ancak ölmüş, yani kanı akmamış, yani zararlı bir et olursa ki, öylesi pistir, çünkü Allah’ın emrine uygun boğazlanmamıştır.

“Allah’ın emrine uygun boğazlanmamış”
Âyet, yenmesi yasaklanan etlere ve bu etlerin elde ediliş biçimine dikkat çekmekte ve konuyla ilgili diğer âyetleri (6/145, 2/173, 16/115) daha geniş ve başka bir açıdan tefsir etmektedir.

Hamsi Naci Celigin arastirmasi
Gercekten bir DOMUZ icin bukadarda eziyet cok fazla,helal benim hemserime emegine.
Bundan sonra Domuzu yerken Naciye ve bana dua edin
Hadi yarasIn domuz eti.
Insandan baska bütün canlIlarI yiyebilirsiniz.
Saka bir yanada gerceyi böyle.

Buraya asan hamsi tolonbeg

                  

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayin nogodbutAllah,

                                      yazina tesekkürler.

Hemserim Naci Celigin arastirmasinda söyle diyor,insan disinda her canli yenilebilir.Dolayisiyla DOMUZ etide yenilebilir.Domuz etinin yenmesi yasak degildir.Yahudilerin,Hiristiyanlarin yiyecekleri,yedikleri ayette sizede HELAL dendigi halde bu din adamlari nasil domuz etini neye dayanarak yasaklamislardir.Domuz etine Hiristiyanlarin yedigidir.

              Simdi Naci Celigin arayip buldugu bu gercege ne diyorsunuz?Ayet cok acik.Yahudi ve hiristiyanlarin yedikleri sizede helaldir deniyor.

Lütfen fikrinizi yazarmisiniz.

Dedeniz

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu pırıl pırıl kafaları görünce Ülkenin neden hep geriye gittiğini ve sömürü devletimsi birşey olduğumuzu daha iyi anlıyorum. 

Ama kafamız Nassı güzel...

 

Zor durumda iken yenilebilirlik listesinde yarasa da olduğuna göre, Yarasanın Haram olmadığı bir dinde yarasa yenildi diye virüs bulaşınca Yarasanın yenilecegini ön göremeyen ama her şeyi bildiğini iddia eden tanrıya Kızacaklarına, Yarasayı yiyeni suçlayan Pırıl Pırıl Kafalar...

 

Böyle Malca bir konunun 3 sayfa uzatılması da nasıl bir Kafa yapısı ise... 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, tolonbey said:

Sayin nogodbutAllah,

                                      yazina tesekkürler.

Hemserim Naci Celigin arastirmasinda söyle diyor,insan disinda her canli yenilebilir.Dolayisiyla DOMUZ etide yenilebilir.Domuz etinin yenmesi yasak degildir.Yahudilerin,Hiristiyanlarin yiyecekleri,yedikleri ayette sizede HELAL dendigi halde bu din adamlari nasil domuz etini neye dayanarak yasaklamislardir.Domuz etine Hiristiyanlarin yedigidir.

              Simdi Naci Celigin arayip buldugu bu gercege ne diyorsunuz?Ayet cok acik.Yahudi ve hiristiyanlarin yedikleri sizede helaldir deniyor.

Lütfen fikrinizi yazarmisiniz.

Dedeniz

 

Sevgili dede...

 

Bazi şeyleri açıklığa kavurşturmak lazım. Din, haram, helal, bunlar zaten zırvalık, onlarla amel mi edilir? 

 

Herşey, her hayvan yenmez. Her yıl köpekbalığı yediği için ölen insan sayısı, köpekbalıklarının saldırdığı insan sayısının bir kaç bin katıdır. Denizden çıkan babası olsa yiyeceklere, aman dikkat derim, balon balığı mesela, son yemeğiniz olabilir, ki iyi bilinir, ama daha bir sürü şeyde öyledir.

 

İnsan bünyesinin bazı gıdalara ihtiyacı vardır, avam dilinde söyleyeyim. Biraz bilmişlik ederek söylersem, vitamin, protein falan falan. Her canlının da benzer şekilde çeşitli gıdalara ihtiyacı vardır. Evrimsel sürecimiz, bu gıdaların ne olduğunu tespit eder. Yani, köpeğin ihtiyacı ile, kedinin ihtiyacı aynı değildir. Bir köpek, ekmekle, sebze yemeğiyle falan hayatta kalabilir, ama bir kedi, sürüngen ve kemirgen eti dışında şeyler yiyerek hayatta kalamaz. Ha, sürüngen eti ile kuş etleri de benzerdir, biri diğerinin atası sayılır. 

 

Şimdi kediden köpekten bize ne? Ama öyle anlaması kolay olacak. Kedi, daha vahşi bir hayvan, hala öyle, tam evcilleşmiş değil. Bunun sebebi sürü canlısı olmaması, bize adapte olamıyor tam olarak. O yüzden de bizim gıda fazlamızla yaşamaya da adapte olamıyor. Bu yüzden kedi genel olarak başının çaresine de bakıyor. Çıkıp gidiyor evden ve işin görüyor, fare, kuş, kertenkele ne olursa. Ama köpek öyle değil, o bizim var ettiğimiz bir tür. Biz onu yetiştirirken, bizim yediklerimizinden vermişiz. Ve ne olmuş, 10 bin yılda kurt köpek olurken, aynı zamanda bizim beslenme alışkanlığımıza adapte olup bir tür omnivore olmuş. 

 

Peki, 10 bin yılda, köpek, etçilden, herşeycil olmaya evrilir de, insan bir şeylere evrilmez mi? İşte asıl soru burada. 

 

Elbette, insanlarda, yaşadıkları yerdeki besinlere göre şekillendiler. Ortadoğu örneğin, tarım toplumu oldu herkesten önce, ekti biçti. Peki ne ekti biçti, tahıl, buğday, arpa falan. Ve buna adapte oldu, yüksek karbonhidrat ve dahası gluten. Gluten sıkıntılı bir şey, bünye için. Bunu sindirmek pahasına, beyin kapasitelerinden fedakarlık ettiler. İşte o zamanında piramitleri, babili falan inşa eden insanların bugün kazık çakmaktan aciz angutlara dönüşünün ardında yatan gerçeklerden biri de budur. Neyse, bu biraz spekülatif bir mevzu. 

 

Şimdi, hal buyken, çeşitli insan grupları, amazon yerlisi, afrika yerlisi, avrupalı, asyalı, orta asyalı vs. farklı diyetlere göre evrildiler. Gidip, amanda tavuk faydalı, inek pek iyi, yarasa şöyle kötü falan gibi laflar, ancak dinci lafı olur, boş laflardır. Hiç bir et/besin türü, tüm insanlar için aynı şekilde faydalı, zararlı değildir. 

 

Ortadoğu insanı için domuz, evrimsel diyetinde yer alan bir besin değildir. Sebebi din değil, daha çok. Asıl sebep, ortadoğunun coğrafya olarak domuz yetiştirmek için uygun olmayışıdır. Özellikle, geçmişe doğru gidilince. Yani ortadoğu insanı için domuz, cidden zararlı olabilir. Bilhassa, ondan gelebilecek parazitlere falan karşı. Fakat, aynı şey, keçi ve deve dışında, diğer yenen canlılar içinde geçerlidir, bilhassa sığırlar için. Zira sığırlar da bölgenin native canlısı değildir, ondan gelecek parazitler vs. de bölge insanı için tehlikelidir. 

 

Ama gidi bir anadolu (Ankara'dan batısını düşün), bir avrupa insanı için, domuz, doğal bir besindir ve gayet faydalıdır. Zira evrimsel diyetinde yer almış, insan ona adapte olmuştur. Sığır ise, bu bölgenin insanı için az buçuk düşünülmesi gerekir. Zira sığırların doğal olarak yaşadığı bölge, daha çok avrupadır, trakyadır. 

 

Şimdi gelelim yarasaya. Yarasa, bizler için, başta kuduz olmaz üzere, pek çok zararlı virüs, bakteri falan taşıyan bir zehir torbasıdır. Biz, yarasalar ile beslenmedik, o parazitlere alışkın değiliz. Dahası, bizde beslenmelik yarasa da pek yok zaten. Velakin, çinli için aynı şeyi söylemek mümkün değil. O yarasa yiyenlerin olduğu bölgede, yarasalar onbinlerce yıldan beri yeniyor. Ve insanlar onlardan gelebilecek hastalıklara da dirençli. Dahası, o yarasadan alınacak besinlere de muhtaç, işin en can alıcı noktası bu.

 

Yani, mevzu bahis yemekse, insanın makro ve mikro ölçekte evrimsel sürecinde beslendiği besinlerle beslenmesi elzem. Basite indrigersek, bazı insanlar için yarasa yemek elzem, bazıları için domuz yemek, bazıları için inek yemek. Ha, bazıları iç,in fok ve balina eti yemekte elzem, ama bunlarla biz beslenmeya çıkarsak, çok uzun yaşamayız. 

 

Belli başlı bilinen bir şeyler var. Yenmesi sakıncalı olan. Ama asıl olay şu. Bir primat olarak aslen otoburuz. Tamam da, otobur dedikte, to, çimen falan değil, başta incir olmak meyveler bizim asıl besinimiz. Bu yüzden, genel olarak meyveler, sebzeler hemen her insan için aynı şekilde etkili, faydalı, zararlı. Çünkü onlara dair metabolizmamız, çooook daha eski ortak atalarımızdan geliyor. Fakat, et yemeye başlamamız, bizi diğer primatlardan önemli ölçüde ayırna bir husus ve çok çok yeni ortaya çıkan bir özelliğimiz. 

 

Şimdi et yeme mevzusu denince. Geyiklerde et yer, bilir misin? Evet, otoburun şahı olarak bildiğimiz geyiklerin bazı türleri, bizzat avlayıp et yerler. Garip ama gerçektir. Buradan, şempanze, babun vs. et yiyor, o da ortak atadan gelmiş, bir et sindirim metabolizmamız var gibi düşünmemek gerekiyor. Zira, biz ayı değiliz, bizim buna dair metabolizmamız, primat olarak, proteinlere falan dayanmıyor. Daha az önemde olan bazı vitaminlere falan yarıyor. Ki, o geyiklerde et yerken, aslen et değil, kemiklerdeki kalsiyum için yiyor. Fakat insan, evriminin son döneminde, ayrışmış ve etteki bir sürü şeye, özelliklere B12 gibi vitaminlere bağımlı. Daha da önemlisi, hayvansal proteinlere ihtiyaç duyuyor. Yani, artık biz et yemezsek olmuyor, et bizim asıl yiyeceklerimizden biri.

 

Ve en can alıcı olan nokta, biz insanlar dağılmış, ayrışmışız. Hemen her bölgedeki insan nesli, kendi et modelini geliştirmiş. Bu yüzden, her insan için mutlak zararlı/faydalı bir et kaynağı hayvan yok. İşte can alıcı nokta bu.

 

Ve bu noktada, domuz etini haram deyip, o etten beslenmesi gerekenlerin sağlığını tehdit etmek, ancak dinci yüzsüzlüğü olmaktadır. Ve birde çıkıp, amanda bakın bakın, allah nasıl sağlığı düşünmüş demek ise, rezilliğin daniskasıdır. 

 

Aynı şekilde, yarasa yiyerek evrilmiş insanlara, amanda yarasa haramdı da diye sallamak, tabi ki utanmaz arlanmaz bir dinci denyoluğudur. 

 

Bu gibi şerefsiz, rezil yorumu, tespiti falan, ancak böyle işleri güçleri amsatanlık, götverenlik, oğlancılık ve sübyancılık olan dinciler yapar sadece. 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 20.04.2020 at 15:29, nogodbutAllah yazdı:

çinde köpek vb et yiyen hayvanların yenilmesi ile veya diğer etçil hayvanların tüketilmesi ile virüsün

insana geçtiği söyleniyor.

bu bakımdan islam da vahşi etçil hayvanların yenilmesinin yasak olmasının hikmeti bence anlaşılmış olur

 

şu linklerde  bazı bilgiler var:

https://www.weforum.org/agenda/2020/04/coronavirus-animals-wildlife-biodiversity-tiger-boar-pandas-zoos/

https://www.bbc.com/news/science-environment-51496830

 

ne hikmet ise diğer virüslerde çoğunlukla başta vahşi hayvanları tüketen çinden çıkıyor

bu bir tesadüf ola bilir mi?

hiç sanmıyorum

resmen çin işkencesi şu korona

ey çin besmele çek ve helal gıda tüket:)

tüm dünyanın ve çinin de tek kurtuluşu bu bence.

Rahip paneloux sen misin?

Link to post
Sitelerde Paylaş
22 saat önce, anibal yazdı:

çinli için aynı şeyi söylemek mümkün değil. O yarasa yiyenlerin olduğu bölgede, yarasalar onbinlerce yıldan beri yeniyor.

Ve insanlar onlardan gelebilecek hastalıklara da dirençli.

 

uzak doğuluların yemediği canlı yok gibi. kedi, köpekten her türlü haşereye kadar çatır çutur yiyorlar. 

yarasayı bilmiyorum ama  hem kedi-köpek olsun hem de her türlü böceği yemeleri; geçen yüzyıldaki savaşlar ve yaşanan kıtlıklardan zorunlu olarak başlayan, sonra da yemek kültürlerinin bir parçası olan bir durum diye biliyorum. ayrıca böcekler çok yararlı ve lezzetli (imiş).

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 minutes ago, Geta said:

 

uzak doğuluların yemediği canlı yok gibi. kedi, köpekten her türlü haşereye kadar çatır çutur yiyorlar. 

yarasayı bilmiyorum ama  hem kedi-köpek olsun hem de her türlü böceği yemeleri; geçen yüzyıldaki savaşlar ve yaşanan kıtlıklardan zorunlu olarak başlayan, sonra da yemek kültürlerinin bir parçası olan bir durum diye biliyorum. ayrıca böcekler çok yararlı ve lezzetli (imiş).

 

Böyle bir şey yok. 

 

Durum biraz bölgesel. Yani, diyelim, taylandaın bilmem neresinde köpek yenir, ama 20 km ötede yenmez. Bunun gibi. 

 

Çinde de, böcek yeme olayı abartılır. Böcek yemenin en yaydığı olduğu yer, orta - güney amerika, peru, şili vs. bölgesidir. Çinde, böcek bizdeki karides, ebe gümeci falan gibi tüketilir çok yerde. Yani mainstream gıda değildir. Fakat, bazı bölgelerde, çekirge gibi böcekler mainstream yemekler arasında yer alır. Akrep vs., arada yenen, çerezlik gibi şeylerdir. 

 

Ki, zaten hemen hepimiz, gerek gıdaların içinde, gerekse uyurken falan, baya bir böcek yeriz. Karmen denen kırmızı gıda boyası, böceklerden elde edilir mesela. 

 

Teknik olarak, böcek yemek ne öyle aman aman besleyici, ne de aman aman zararlıdır. Tavuk eti gibi düşün, bir tür protein kaynağı. Gelecekte, artacak nüfusun böcekler ile desteklenmesi kaçınılmaz görünüyor. 

 

Uzak doğu için, o tür şeylerin yenmesi, daha geleneksel, geçen yüzyıldan çok daha gerilere gidiyor. Böceklerin, bir gıda olarak menüde yer bulması için, öncelikle kolay temini, sürekliliği, bir şekilde yenecek enerji ve tat sağlıyor olması gibi unsurlar gerekiyor. Bunun geçerli olduğu bölgeler çok nadir. Savaş dönemi, insanlar, insan yemişlerdir hatta, buyrun 2. dünya savaşı ve ukrayna/rusya, öyle uzak değil. WW2 esnasında, hermitage müzesinin çalışanlarının besini, müzenin kadrolu kedileri olmuştur örneğin. Ama bu, koşullar kalkınca ortadan kalkar.

 

Pek anlaşılmayan şey, kedi, köpek, böcek vs.nin yemesi hoş gelen şeyler olmadığıdır. Köpek eti örneğin, kokar, yağlıdır ve genelde çok mide kaldırmaz. Şöyle bak, keçi... Keçi, yenmez. Ancak, oğlaksa, çok küçükse, güzel olur. Erkek keçi, yani erkeç, yani küçük, 2 yaşından ufak erkek keçi, yemesi iyi olur. Ama büyüyünce, teke olur, kokar. Dişisi, 6 aylıktan sonra kokar. O yüzden çok yerde yaygınlaşmamıştır. Pek çokları da koyun etini aynı nedenle yemez, koktuğu ve çok yağlı olduğu için. Ağız tadı olan tek biz değiliz. Öyle kokan bir eti her bünye yemek istemez, taaa ki, alternatif yok olana kadar. Uzak doğunun pek çok bölgesinde de, bol bol alternatif var zaten. 

 

Kısaca, bunlar halkın gündelik yiyeceği değil. Bugün istanbulda marketlerde salyangoz, istiridye falan var mı, satılıyor mu, evet. Ama kaç kişi yiyor, kaçı alıp düzenli tüketiyor, işte onun gibi bir mevzu o durum. Köpekler, uzak doğunun bazı toplulukları için, egzotik hayvanlar. Yani, o bölgede köpek yok aslen, sonradan gelmiş. Tıpkı bizdeki deve gibi. Bizde kaç kişi var, deve yemiş, düzenli yiyen? Onlarda bu yeni gelen hayvanı yemişler, bir tür egzotik tad olarak. 

 

Köpekbalığı yüzgeci, kırlangıç yuvası vs. vs. bunlar ana yemek değiller genel kaide olarak. 

 

Velakin, yarasalar örneğin, bazı bölgeler için klasik yemeklerden biri. Bölgede, yarasa bol, değerlendirmiş adamlar zamanında. Bizim köyde, tüfeği alır ava gidersin, arı kuşu vurursun. Alakabak denir, ala karga vurursun. Sarı asma, kara tavuk vs. vs. Ha, keklik, bıldırcın vs. de var tabi. Ama bunlar var; ve vuran getirir, pişirir yer. Başka yerlerde giderler, ördek, kaz vururlar, göllerde. Pişirir yerler afiyetle. Birde kara meke vardır. Yemez pek çokları, çünkü öyle berbat kokarki, öyle olur. Ama işi bilip, elma ile vs. pişirirsen, yenebilir baya baya ki, ben çok yemişimdir. İşte çinde bazı bölgelerde, ama daha çok ekvator bölgesinde kalan amerika'da, yarasalar bu listeye eklenir. 

 

Tavşan örneğin, aslen farenin irisi, bir kemirgen. Daha hatta sincap. Sincap, eti güzel bir hayvandır. Yer insanlar Türkiye'de. Tavşan, alevilerde haramdır bir miktar. Aleviler yemekten kaçınır, ama diğerleri, basbaya oturur yer. Bol kanlı ve gene kokuludur tavşan, düzgün pişirilmelidir. Genelde, sarımsakla falan kokusu bastırılır. 

 

İşte, türkiye'de yenen şeyler. Bunlar sanıyor ki, sanıyor mu ki, Türkiye'de insanlar saf koyun, sığır vs. yiyor? Türkiye için, halkın beslenmesinde, sincap, keklik, tavşan ne kadar yer tutuyorsa, bunlarda öyle aslen o bölgeler için. 

 

Bu mevzu abartılmış bir mevzu, bu kaynaklarca. Aynı lafı eden reziller, zamanında çinliler bebek yiyor diye de yaygara etmişlerdi. Evet, dünyanın bazı yerlerinde, bazı şeyler baya baya yeniyor. Ve yenecekte. BU gayet normal, gayet sıradan bir durum zaten. Ama bunu alıp, bir şeylerden sorumlu tutmak, kınamaya falan çıkmak, ancak kendini herşeyin sahibi sanan müslümanlar gibi amsatan ve orospu çocuklarının yapacağı iş olur. 

 

 

 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, anibal yazdı:

Durum biraz bölgesel. Yani, diyelim, taylandaın bilmem neresinde köpek yenir, ama 20 km ötede yenmez. Bunun gibi. 

 

elbette çok geniş bir coğrafya için yaptığımız bir genellemedir, uzak doğuluların her şeyi yedikleri. 

ama doğrusu bizdeki intiba budur, gözümüzün önüne uzak doğu pazarları geliyor..

TV'den o bölgenin pazarlarını izleyince midem kalkıyor (muhtemelen tayland gezilerine denk geliyorum)

ama elbette yemek kültürlerimiz çok farklı ve o tezgah manzaraları her zaman aynı kötü etkiyi bırakıyor bende.

bu durumun yarı vejetaryen olmamla da ilgisi var. zaten ete mesafeliyim..

vejetaryenlik demişken elbette uzak doğudaki vejetaryen beslenmeyi de ıskalamamak gerek. 

bu defa da ters yönde bir genelleme yapıyoruz: hepsi vejetaryenmiş gibi geliyor bize.

güney asya'da durum nedir? şöyle sorayım: bir hindu, inek eti yerse dokunur mu?

yazınızda böceklerle ilgili hususta belirttiğiniz durum et için de geçerli değil mi?

şöyle ki; biz domuz, at, eşek eti yemiyoruz ama Türkiye'de hatırı sayılır ölçüde kaçak kesim yapılıyor!!!

damak tatlarımız arasında bulunmayan bu hayvanlara da alıştık mı?

son olarak; orta doğu'da domuzun pek bulunmaması yenmemesinin bir nedeni olabilir

ama zaten çok az bulunan bir şeyin yasak (haram) kılınması ilginç değil mi?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Geta said:

sevgili @fumes tayland'da mıydın sen, umarım keyifler yerindedir.

sen anlatır mısın oraların yemek kültürünü? neler yenir, neler yenmez?

 

Virus egitim sistemini de etkiledi. Okullarin acilisi (1. semester) Mayis 14 ten, Temmuz 1 e ertelendi. Ama okul Mayis in sonu ve Haziran in sonunda yarim aylik maas calismadan odeyecek.

 

Burada agirlikli olarak domuz eti, tavuk, deniz urunleri ve sebze tuketiliyor. Yemekle birlikte eriste veya pilav (yagsiz ve tuzsuz) olmazsa olmazi burda. Elbette birde fried rice (kizarmis pirinc, pirinc haslandiktan sonra yagda kizartiliyor). Yemeklerin coguna, baharat, ozellikle chili katiliyor. Burada bizdeki gibi sulu yemeklerde salca kullanilmiyor. Bu da ilk baslarda damak tadina uymuyor. Sonra alisiliyor. 

 

Burda her yerden yemek fiskiriyor desem abartmis olmam. Sokaklar yemek saticilariyla dolu. Eger burada Tay mutfagina alistiysan ve sokak saticisindan veya kucuk lokal restorantlardan yemek almak, evde yemek yapmaktan daha ucuza geliyor.

 

Burada Tay mutfaginin yanisira Japon, Kore, Cin restoranlari cok populer. Yani buradaki insanlar aksam yemegini Kore restoraninda yiyim, sabah kahvaltisini Japon restoraninda yapiyim diyor. AVM lerin icinde ve caddelerde boyle bir cok ulkeden restoranlar var. 

 

Bocekler, akrepler ve timsahlar yeni seyler arayan turistler icin turistik yerlerde satiliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu nelerin yenilebilir veya yenilemez zımbırtısı, müslümanların inandığı gibi Muhammed´e öyle gökten zembille inmedi.

Yok böyle bir şey.
Peki, ne var?
Musevilerin yemek kuralları var ve müslümanlar bu kurallarının önemli bir kısmını onlardan araklamışlardır. Eh, bu da gayet doğal bir durum, çünkü İslam´ın yeni yeni yeşermeye başladığı coğrafi bölgede museviler ve hrıstiyanlar cirit atıyordu, dolayısıyla bu yemek kuralları da biliniyordu.

 

Tam anlaşılması adına musevilerin yemek kurallarının kısa bir özetini geçeyim. Musevilikte bu kurallara Kaşrut adı verilir. Onlar da temiz, yenilir - pis, yenilmez ayırımı yaparlar. Sadece geviş getiren ve ayrık toynaklı memeli hayvanlar yenilebilir: sığır, kuzu, keçi vs. Bunların ürünlerine de izin var, yani sütleri mesela. Yırtıcı olmayan tüm kanatlı hayvanlar ve hem pullu hem de yüzgeçleri olan balıklar da temiz sınıfındadır ve yenilebilir. Buna mukabil yırtıcı hayvanlar, deniz ürünleri ve kabuklu hayvanları yemek yasaktır.

 

Musevilere göre hayvanların ruhu kanın içinde yaşadığı için, kan yasaktır. Bu nedenle kesilmiş hayvanların kanı dışarıya tamamen akmış olmalı. Bu kan akıtma eylemini güvenceye almak için hayvanlar belirli bir yönteme (İbranice "Schechita") göre öldürülür. Bu yöntemle tek ve keskin bir bıçak darbesiyle hayvanın nefes ve yemek borusu kesildiği gibi belirli sinirler de aynı anda öldürülür. Bunun için çok keskin, çentiksiz ve uzun bir bıçağın kullanılması şart.

 

Süt ve et mamüllerini aynı anda yemeye izin yoktur. Et yedikten birkaç saat(farklı adetlere göre 6 saate kadar) sonra süt mamülleri yenilebilir. Tersi durumda ise bir saat sonra et mamüllerini yemekte bir sakınca yok. Süt ve et mamüllerinin ayırımının çanak ve çömleklere de etkisi var elbette. Bilhassa geleneksel museviler, et ve süt mamülleri için ayrılmış farklı çanak ve çömlek kullanırlar. Yumurta, balık, sebze ve mevyeler nötr("parwe") olarak görülür; bunlar ne sütlü ne de etlidir ve beraberce yenilebilirler.

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 26.04.2020 at 04:24, Geta said:

 

elbette çok geniş bir coğrafya için yaptığımız bir genellemedir, uzak doğuluların her şeyi yedikleri. 

ama doğrusu bizdeki intiba budur, gözümüzün önüne uzak doğu pazarları geliyor..

TV'den o bölgenin pazarlarını izleyince midem kalkıyor (muhtemelen tayland gezilerine denk geliyorum)

ama elbette yemek kültürlerimiz çok farklı ve o tezgah manzaraları her zaman aynı kötü etkiyi bırakıyor bende.

bu durumun yarı vejetaryen olmamla da ilgisi var. zaten ete mesafeliyim..

vejetaryenlik demişken elbette uzak doğudaki vejetaryen beslenmeyi de ıskalamamak gerek. 

bu defa da ters yönde bir genelleme yapıyoruz: hepsi vejetaryenmiş gibi geliyor bize.

güney asya'da durum nedir? şöyle sorayım: bir hindu, inek eti yerse dokunur mu?

yazınızda böceklerle ilgili hususta belirttiğiniz durum et için de geçerli değil mi?

şöyle ki; biz domuz, at, eşek eti yemiyoruz ama Türkiye'de hatırı sayılır ölçüde kaçak kesim yapılıyor!!!

damak tatlarımız arasında bulunmayan bu hayvanlara da alıştık mı?

son olarak; orta doğu'da domuzun pek bulunmaması yenmemesinin bir nedeni olabilir

ama zaten çok az bulunan bir şeyin yasak (haram) kılınması ilginç değil mi?

 

 

TV'de gördüğün pazarlar, genelde turistlere hitap eden pazarlar oluyor. 

 

Bir hindu, inek eti yerse büyük ihtimalle dokunur. En azından uzun vadede, sağlığını kötü etkileyecektir, büyük ihtimalle. 

 

Mevzuyu iki ayrı noktada ele almak gerekiyor. Marjinal gıda kaynakları, yani arada yenen şeyler. Birde mainstream, ana akım, temel gıda kaynakları; besinlerin ağırlıklı olarak sağlandığı kaynaklar. 

 

Ana akım gıda kaynaklarında et önemli bir yere sahip. Bu etin de kaynağı, sığırlar, küçükbaş hayvanlar, domuzlar ve balıklar olarak ayrılabilir. Uzak doğu özelinde, balık et ihtiyacının ana kaynağı olarak görülmelidir, pek çok yer için. Benzer şekilde, yosun vs. gibi diğer deniz kaynaklı ürünlerde buna eşlik eder. Bu şekilde beslenen bölgeler, mesela okinawa gibi, genel olarak kırmızı et tüketimi olmayan bölgelerdir. 

 

Hemen her yerde, marjinal olarak böcek falan yenir. Böceklerin falan ana akım besinler içinde sayılabileceği yerler, daha çok orta - güney amerika bölgesidir. 

 

Yarasa gibi bazı bizce egzotik, uç, marjinal hayvanlar ise, gene orta - güney amerika ve uzak doğunun özellikle iç bölgelerinde, filipinler gibi ada devletlerinde yer yer olmak üzere ana akım yemekler arasında yer alır. Şu biraz atlanmamalıdır. Bizdeki yarasa, fare kadarcık bir şey. Gidip yakala, pişir, et derken, astarı yüzünden pahalı bir şey aslen. Ama ana yemek olan yarasalar, meyve yarasası gibi, 1 kg ve üzerinde olan, etleri de görece kaliteli olan hayvanlar. Bizdeki ördek, sülün vb. muadili sayılabilir bunlar. 

 

Özellikle, orta afrika gibi bölgelerde, ana yemeklere, fareler, maymunlar falanda eklenir. Bilhassa afrikanın bazı bölgelerinde, et kaynağı, filler, gergedanlar, özellikle su aygırı gibi hayvanlardan elde edildiği gibi, buna önemli ağırlıkta, fare türü sürüngenler (köstebekler vs.) eklenir. Yılanların diyetlerde yeri, marjinal olmaktadır, ana akım olarak değerlendirilecek kadar bol yılan temini pek olası değildir zira. 

 

Timsah, monitör gibi büyük sürüngenler tropik büyük nehirler bölgesinde özellikle, ana akım yemekler arasında yerini alır. Buna, ABD'nin güney eyaletleri de dahildir. Florida'da mesela, timsah eti düzenli olarak alınıp satılıp yenen bir şeydir. Fakat bunun genetik olarak o ete adapte olmuş kişiler ortaya çıkarmış olması pek beklenmemektedir. Velakin, pek çok amazon yerlisi için, timsah eti, beslenmesinin önemli bir parçasıdır ve pke çok esansiyel besini, vitamini vs. sadece timsahlardan karşılayabilirler. 

 

Burada mevzu, belli bir diyet tipinin herkese dayatılmaya çıkılmasıdır. Amanda o yarasa yiyor, yok bu domuz yiyor... Yiyecek tabi, adamlar nesiller boyu onlarla beslenip gelmiş. Ve nerden bulacak senin deveni, ineğini, yağmur ormanının göbeğinde, andların tepesinde?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 27.04.2020 at 19:42, seseferever1 said:

https://dosya.co/um2uy99o85yu/genis_bilgi.txt.html

genis bilgi.txt -  8 KB


<a href="https://dosya.co/um2uy99o85yu/genis_bilgi.txt.html" target=_blank>genis bilgi.txt - 8 KB</a>
 

yaratılısın baslangıcı
ve alemler ınsan cın secımlerı
tek ve cıftın acıklamaları
ve varlıkların ıcınde bulunan
bılgıler ve en ıyı yaptıkları
kımlerın ne zaman oldugu
ve tek cıftın nelerden geldıgı
bazi bilimin kısısel goruslerı
ve matamatık gıbı

 

 

 

Ne diyon leyn sen, sibop?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...