Jump to content

Kuran’a göre kozmos!


Recommended Posts

Kuranda ki 7 kat gök fikri de yine kurana özgün değildir!

Kendinden önceki mitolojilerden (afrika, maya, şamanizm, ibrani, vb..) alınıp kuranda kullanılmıştır.

 

Şamanizm’de yedi,dokuz,on iki,on altı,on yedi katlık farklı biçimlerden söz edilir.

Dogonlara göre ise Tanrı Amma’nın yarattığı göklerin,yani gök katlarının sayısı on dörttür,yer katlarının sayısı da on dörttür.

Mayalar yedi,Aztekler on üç,Yahudiler yedi kat göğe inanırlar.

 

Gök Tanrısı Anu, Sumerlerin Anosmas dedikleri, 'göklerin yüksek yerindeki saray'ındadır. 

Altaylıların büyük Tanrısı Kara Han ile oğlu Ülgen de Şamanlarca 17 kat kabul edilen göklerin üst katlarında oturur.

Yakutların Kayadan'ı dokuzuncu,Altaylıların Günana'sı yedinci katta,Ayatas'ı altıncı katta,Yakutların Orangay'ı dördüncü,Kuday ile Tanrıça Ayzıt üçüncü katta otururlar.  

Sümerlerin kimi tanrıları da yıldızlarda oturmayı uygun bulmuşlardır.  

Tunguzlara göre de,yedinci kat gökte Güneş,altıncı katta Ay bulunmaktadır

 

Hint inançlarında karşımıza çıkıyor..

eski Hint inançlarından, Brahmanizm dinine bağlı olanların,kutsal kitaplarına göre:  

'Yedi kat gök ve yedi kat yer, sudaki Brahmandan meydana geldi.Yerin en aşağı tabakasının altında,bin başlı yılan bulunduğu gibi,yerin tam tepesinde,Kuzey Kutup Yıldızı'nın altında,''Meru Dağı'' bulunur.Yerin üzerinde 7 kat gök vardır ki,Güneş,Ay,yıldızlar ve gezegenler,bunun içindedir.En kutsal ırmak Ganj ırmağıdır,cenetten gelir.Güneş,Ay ve yıldızların Rabbleri(efendileri) vardır. 

 

” Brahmanizmin kutsal kitaplarından ve İ.Ö 600-300'lerde düzenlendiği belirtilen Upanişadlar(Gizli Bildiriler) adlı kitapta şunlar anlatılmakta;  

“Yaratılıştan önce,yalnızca Atman(Ben,Brahman) vardı.Başka hiçbirşey yoktu.Atman(Brahman) ''dünyalar yaratayım'' diye düşündü.

En yüksek dünyayı,gökyüzünü: ölümler dünyası olan yeryüzünü ve yeraltı dünyasını yarattı.

 

Afrika mitolojisinde Bambara inanışına göre evren işitilemeyen tek bir ünlemden,yani kök ses Yo'dan yaratılmıştır.

Yo gökyüzünü,yeryüzünü ve tüm canlı şeyleri yaratır.

İnsan bilinci Yo'dan ve yaratıcı cinler Faro,Teliko ve Pemba'dan gelir.

Su cini Faro yeryüzünün yedi parçasına denk düşmek üzere yedi gök kubbeyi yaratır ve yağmurla döller.

 

Hristiyan kaynaklarda da yine benzer şekilde yedi gök gürlemesi.

İncil’de yedi melekten, yedi borazan ve yedi mühürden, yedi kiliseden,Tanrı’nın yedi ruhundan, yedi yıldızdan, yedi boynuzlu ve yedi gözlü kuzudan,yedi altın tastan vs. de bahsedilir.

Yani hristiyanlıkta da yedi rakamı kutsal  bir rakam.

 

Bazı farklı mitolojilerde gök sayıları daha yüksek sayıda da tasvir edilmiştir.

Orta Doğu’dan Uzakdoğu’ya kadar neredeyse her milletin mitolojisinde “katmanlı” bir gök inancı vardı

İslamiyet'ten çok önce Şaman dinlerde bile gök ve yerin yedi kat olduğu belirtiliyordu.

Örneğin Ural Türklerine göre gök yedi kattan meydana geliyordu ve arkeologlara göre bu düşüncenin nedeni gök kuşağının yedi renkten meydana gelmesiydi.  

 

Sonuç olarak 7 gök inancı kesinlikle bilimsellikle alakası olmayan mitolojik bir inançtır.

7 gök inancının kaynağı kimi toplumlarda gök kuşağının 7 renginden kimi toplumlarda gözle görülebilen 7 gezegenden kaynaklanmakta idi

Veya insanda 7 çakranın olduğuna inanılan toplumlarda her çakra bir gök katına eş tutulmuş olabilir.

 

Kurandaki tüm bilgiler çağının baskın inançları ve bilgileri doğrultusunda olduğu için birçoğu hatalı, bilim dışı veya eksiktir.

Günümüzdeki mevcut bilgiler ışığında müslümlerin inançların tutunmaya devam etmek adına zavallıca ve biçare şekilde ayetleri büküp başka başka anlamlara ve zorlama yönlere çekmek dışında şansları kalmamıştır. Temennimiz islamın biçare çırpınışlarının yakın gelecekte dinmesi ve tarihin tozlu raflarında diğer mitoloji kitapları arasındaki hak ettiği yeri alması.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet, içinde yaşadığımız sistem bu şekildedir. Dünya küresel değildir. Düzdür. Tepsi gibi yani. Yer ve yerdekiler önce yaratılmış, sonra da gök yedi kat olarak düzenlenmiştir. Sonra da güneş, ay ve yıldızlar yoktan, birdenbire var edilerek, göğe yerleştirilmişlerdir. Yedi katlı gökte dolaşan şeytanlar da yıldızlarla taşlanmakta, cinler de alev toplarıyla vurulmaktadır. Yer ve yedi katlı gök sisteminin dışına da üstün bir güç olmadan geçemezsiniz. Bazıları bu ayette dünya atmosferinden söz ediliyor deseler de bu kuranla uyumlu bir düşünce değildir. Çünkü zaten cinler yedi katlı gökte cirit atıp, üst katlarda dolaşabilmekte, göğün oturulabilir yerlerine oturup, allahın yanında toplantı yapan yüce melekler topluluğunu dinlemektedirler. Ama kendileri allahın tahtının bulunduğu kısma geçemezler. Yoksa onların dedikleri, dünya atmosferinden söz edilmiş olsa, çok saçma bir durum olur. Yedi katlı gökte cirit atan cinlere dünya atmosferini üstün bir güç olmadan geçemezsiniz diyip meydan okunması gibisinden saçma bir durum ortaya çıkar. Atmosferde oturup, melekleri dinlemeye çalışıyorlar diyen varsa bilemem tabi.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
6 dakika önce, Abdülmalik yazdı:

İslamın sunduğu bu ilkel evren sunumunu yanlışlayabilecek müslüman var mı?

 

Niye ? Çok mu umurunda ? Sayacak sövecek müslüman mı arıyorsun ? Ukalalık yapacak birisini mi ? Siz seçilmiş ırk üstün kalite kokuyorsunuz size söz söylemek ne haddimize siz öyle buyurmuşsunuz madem o öyledir bunu hiç bir güç değiştiremez.. değiştirmeye kalkanı iteler kakalar maymuna ceviririsiniz..

Link to post
Sitelerde Paylaş

az çok ayetleri arapçasından okuyoruz

evet ayetlerde yeryüzü düzlüğünden bahsedilir

ancak bu umumi manada dünyanın genel şekli yuvarlaklığı için bir vurgu değil

zira düzlük ile beraber dağlardan da bahsedilir.

ikisi birlikte okunduğunda dünyanın yeryüzü şekillerinden dağ plato ova vadi den bahsettiği anlaşılır

başka ayetlerde yaydık genişlettik der.buda yeryüzü ve umumi manada ovalar düzlükler çöller ile alakalıdır.

 

ovalar umumi manada tarım dağlar hayvancılık denizler balık vs geçim kaynakları olduğu için bunlara vurgu var.

 

Atatürkün hattı müdafa yoktur sathı müdafa vardır dediği o satıh kelimesi arapçadır ve düzlük manasında Kur'an da geçen kelimedir.s-t-h

satıh alan düzlük düzlem demekti.  Kur'anda yayılmış düzleştirilmiş  ovalar düz yerler manasındadır

nasıl yatak yorgan gündüz dürülür gece serilir dünya daki düzlükler bir nevi böyle yayılmış serilmiş manası vardır.

satıh kelimesi 

gaşiye de geçer 88:20: وَإِلَى ٱلسَّمَآءِ كَيْفَ رُفِعَتْ } * { وَإِلَىٰ ٱلْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ } * { وَإِلَى ٱلأَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ }

ancak burda göklerin nasıl yükseltildiği dağların nasıl dikildiği ve yeryüzünün nasıl düzleştirildiği ni bir arada anar ki burda

dağlar dünyanın bir parçası olduğu için onları ayrı anıp sonra yeryüzünün düzlüğüne vurgusu ovalık düzlük alanlar içindir umumi manada toptan dünyanın şekli değildir

 

başını sağa çevir dense  daha burnunuda çevir denmez zira burun başa bağlı oda otomatikmen döner

ama kulaklarını oynat ve  gözlerini kapat dense bunlar ayrı ayrı fiilerdir 

dağ ve düzlükler beraber anıldığı ve bunlar dünyanın birer parçası olduğu için her birine ayrı bir fiil kullanılmıştır

 

ancak bazı eski tefsirlerde bu düz manası dünyanın genel  düzlüğüne haml edilmiş ise de cumhuru bunu kabul etmemiştir.

 

ard arda gelen fiiler: gök yüzü için  رُفِعَتْ yani yükseltme aynı raf kelimesi de burdan geliyor yükseltilmiş

dağlar için نُصِبَتْ yani dikilmiş misal bazı hayvanlar tehlike anındda kulaklarını diker aynı kelime dağlar için kullanılmış yani ova bir nevi gevşetilmiş yayılmış dağdır

dağlarda yükseltilmiş daraltılmış ovadır

 

yeryüzü düzlüğü için سُطِحَتْ kullanılmış

 

arapçada oklava bu  سُطِحَ kelimesinden türemiş مِسْطَحٌ  dır. yani nasıl hamur topları dağ gibi yükseltilmiş onu oklava ile ezer genişletirsin lavaş ekmek olur

aynı birebir dağlar ile ovalar aynı mantık ile anlatılmış.

 

gerçekten ovalar tahıl tarlaları ile dolu güneş fırınında o ekmekler yayılarak orda pişerler

dağlar ise umumiyetle su maden hayvan vb nimetlerin kaynağıdır

 

nasıl ki hamur topu  az yer kaplar genişletip yayılırsa düzleşir çok yer kaplar yeryüzü şekilleride dağ ova vadi böyle özenle şekillendirilmiştir

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
19 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

az çok ayetleri arapçasından okuyoruz

evet ayetlerde yeryüzü düzlüğünden bahsedilir

ancak bu umumi manada dünyanın genel şekli yuvarlaklığı için bir vurgu değil

zira düzlük ile beraber dağlardan da bahsedilir.

ikisi birlikte okunduğunda dünyanın yeryüzü şekillerinden dağ plato ova vadi den bahsettiği anlaşılır

başka ayetlerde yaydık genişlettik der.buda yeryüzü ve umumi manada ovalar düzlükler çöller ile alakalıdır.

 

......

 

 

arapcada küre ve top kelimesinin bir karsiligi var mi, varsa kutsal kitapta geciyor mu?

Geciyorsa Dünyanin sekli icin kullanilmasi cokta güc olmamali. Hatta günes ve Ay icinde.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, nogodbutAllah yazdı:

az çok ayetleri arapçasından okuyoruz

evet ayetlerde yeryüzü düzlüğünden bahsedilir

ancak bu umumi manada dünyanın genel şekli yuvarlaklığı için bir vurgu değil

zira düzlük ile beraber dağlardan da bahsedilir.

ikisi birlikte okunduğunda dünyanın yeryüzü şekillerinden dağ plato ova vadi den bahsettiği anlaşılır

başka ayetlerde yaydık genişlettik der.buda yeryüzü ve umumi manada ovalar düzlükler çöller ile alakalıdır.

 

ovalar umumi manada tarım dağlar hayvancılık denizler balık vs geçim kaynakları olduğu için bunlara vurgu var.

 

Atatürkün hattı müdafa yoktur sathı müdafa vardır dediği o satıh kelimesi arapçadır ve düzlük manasında Kur'an da geçen kelimedir.s-t-h

satıh alan düzlük düzlem demekti.  Kur'anda yayılmış düzleştirilmiş  ovalar düz yerler manasındadır

nasıl yatak yorgan gündüz dürülür gece serilir dünya daki düzlükler bir nevi böyle yayılmış serilmiş manası vardır.

satıh kelimesi 

gaşiye de geçer 88:20: وَإِلَى ٱلسَّمَآءِ كَيْفَ رُفِعَتْ } * { وَإِلَىٰ ٱلْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ } * { وَإِلَى ٱلأَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ }

ancak burda göklerin nasıl yükseltildiği dağların nasıl dikildiği ve yeryüzünün nasıl düzleştirildiği ni bir arada anar ki burda

dağlar dünyanın bir parçası olduğu için onları ayrı anıp sonra yeryüzünün düzlüğüne vurgusu ovalık düzlük alanlar içindir umumi manada toptan dünyanın şekli değildir

 

başını sağa çevir dense  daha burnunuda çevir denmez zira burun başa bağlı oda otomatikmen döner

ama kulaklarını oynat ve  gözlerini kapat dense bunlar ayrı ayrı fiilerdir 

dağ ve düzlükler beraber anıldığı ve bunlar dünyanın birer parçası olduğu için her birine ayrı bir fiil kullanılmıştır

 

ancak bazı eski tefsirlerde bu düz manası dünyanın genel  düzlüğüne haml edilmiş ise de cumhuru bunu kabul etmemiştir.

 

ard arda gelen fiiler: gök yüzü için  رُفِعَتْ yani yükseltme aynı raf kelimesi de burdan geliyor yükseltilmiş

dağlar için نُصِبَتْ yani dikilmiş misal bazı hayvanlar tehlike anındda kulaklarını diker aynı kelime dağlar için kullanılmış yani ova bir nevi gevşetilmiş yayılmış dağdır

dağlarda yükseltilmiş daraltılmış ovadır

 

yeryüzü düzlüğü için سُطِحَتْ kullanılmış

 

arapçada oklava bu  سُطِحَ kelimesinden türemiş مِسْطَحٌ  dır. yani nasıl hamur topları dağ gibi yükseltilmiş onu oklava ile ezer genişletirsin lavaş ekmek olur

aynı birebir dağlar ile ovalar aynı mantık ile anlatılmış.

 

gerçekten ovalar tahıl tarlaları ile dolu güneş fırınında o ekmekler yayılarak orda pişerler

dağlar ise umumiyetle su maden hayvan vb nimetlerin kaynağıdır

 

nasıl ki hamur topu  az yer kaplar genişletip yayılırsa düzleşir çok yer kaplar yeryüzü şekilleride dağ ova vadi böyle özenle şekillendirilmiştir

 

esasen s-t-h kelimesi hep yüzey ile ilgilidir

Kur'an da gök yüzü korunmuş bir çatı  yeryüzü düzleştirilmiş  bir taban ve dağlar ise adeta çatı ile taban arasında bir direk gibi anlatılmış

gerçekten güneş gök tavanına asılmış bir lamba ay bir kandil gibidir 

 

Kur'an ın bu yer gök dağlar güneş tasviri adeta ilk geldiği  çöllerde çadırlarda yaşayan bedevi arapların muhayyilelerine tam mutabıktır

 

zira bedevi çadırları düz bir tabana oturtulur   ve merkezden bir direk dikilir çadır o direk üzerinde  tavanı çatısı yükseltilir

 

tavan olabilidiğince yükseltilmeli

taban olabiliğince düşük ve düz olmalı

ve direkler olabildiğince sağlam olmalı

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

küre kelimesi Kur'an ayetlerinde geçer

yükevviru şems der tekvir süresinde zaten tekvir süresi küre anlamındaki k-v-r kelimesinden türemiş

ayrıca gece ve gündüzün yükevviru leyl ve nehar ın yuvarlatılmasını anlatır

araplar baş gibi yuvarlak şeye sarılan sarıklar içinde yükkeviru derler yani yuvarlatma bohça gibi

 

malumdur ki baş yuvarlak olduğu için ona sarılan sarık bezi de başın şekline göre şekil alır ve oda yuvarlanır yuvarlak bir şekil alır

nasıl topa bir bez sarılsa oda yuvarlak şekil alır

 

zaten bazı ayetlerde gece leyl için libas kelimesi geçer geceyi libas kıldık

libas elbise kelimesinin köküdür örtü örten gizleyen şeydir libasta

gece de her şeyi karanlığı ile örtüğü gizlediği için libas denmiş

sonra bu libas olan gece adeta sarık gibi baş dünyanın yuvarlak başına yuvarlanmış 

malum bir  topu sprey boya ile boyasan o boyamada topun şeklini alır o boya tanecikleri topun yüzeyine düşer topun şeklini alır yani yuvarlanır

 

ışık tanecikleri de karanlık ta  dünyayı aydınlatma ve karartmada aynı yuvarlama halini alır

 

başka ayetlerde deha kelimesi geçer oda devekuşu yumurtası ve yuvarlak ceviz gibi taşların golf gibi çukurlara düşürülmesi ile oynanan bir oyun topu anlamı vardır

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

küre kelimesi Kur'an ayetlerinde geçer

yükevviru şems der tekvir süresinde zaten tekvir süresi küre anlamındaki k-v-r kelimesinden türemiş

ayrıca gece ve gündüzün yükevviru leyl ve nehar ın yuvarlatılmasını anlatır

araplar baş gibi yuvarlak şeye sarılan sarıklar içinde yükkeviru derler yani yuvarlatma bohça gibi

 

.....

 

Ben kutsal kitapda dünyanin isminin gectigi/seklinin anlatildigi bütün ayetleri görmek istiyorum. Bunu senden istiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, deadanddark said:

 

Ben kutsal kitapda dünyanin isminin gectigi/seklinin anlatildigi bütün ayetleri görmek istiyorum. Bunu senden istiyorum.

 

Öyle bir şey yok. Bir ara bir devekuşu yumurtası falan çıkarmışlardı, uyduracağız bu işi diye, ama yemedi.

 

Bu arada, 7 kat gökyüzü falan hikayesi, astronomiden gelir. Gözle görünür gezegenlerin falan hareket ettiği "katlar" mevzusu. 

 

440px-Ptolemaic_system_(PSF).png

 

Ha, bu arada, amerikanın kafadan yarısının yarısı (%25) bunun böyle olduğuna inanıyor hala. Hal buyken bu zavallı müsloşların bu mevzuyu çözecez diye çırpınması takdire şayan olduğu kadar, islam denen şeyin acziyetini de ortaya koyuyor. Düşünün, hrsityanlar hiç uğraşmadan, %25'i buna inandırabilirken, müsloşlar bir taraflarını yırtmaktalar, zavallı müsloşlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 dakika önce, anibal yazdı:

...., bu arada, amerikanın kafadan yarısının yarısı (%25) bunun böyle olduğuna inanıyor hala. Hal buyken bu zavallı müsloşların bu mevzuyu çözecez diye çırpınması takdire şayan olduğu kadar, islam denen şeyin acziyetini de ortaya koyuyor. Düşünün, hrsityanlar hiç uğraşmadan, %25'i buna inandırabilirken, müsloşlar bir taraflarını yırtmaktalar, zavallı müsloşlar.

 

 bu bilim ve fen zaten bizim kitabimizda var demeleriyle baslamis olmali.

Her yeni gelisme, yeni kesif sonrasi bakarsin zaten kitapta var.

Evren genisler, kitapta var. Kitalar ayrilir, kitapta var.... 

Dünya yuvarlak, kitapta mutlaka vardir. Olmazsa bile yapariz. Cünkü en gercek bizim dinimiz..

Böyle iste durum.

Amerikadaki durum daha vahim. Yüzde 25 , Türkiye nufusu kadar.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, nogodbutAllah yazdı:

arapçada oklava bu  سُطِحَ kelimesinden türemiş مِسْطَحٌ  dır. yani nasıl hamur topları dağ gibi yükseltilmiş onu oklava ile ezer genişletirsin lavaş ekmek olur

aynı birebir dağlar ile ovalar aynı mantık ile anlatılmış.

 

yeryüzünün oluşumunu bilim kitaplarından değil de, az biraz öğrendiğin arapçayla kuran'dan açıklamaya kalkarsan saçmalamak kaçınılmaz olur.

gökle, uzayla ilgili konularda da ipe sapa gelmez bilgiler bulursun; dağlarla ovalarla ilgili de. 

tabii kıvırmak serbest. oklavayla ezer gibi genişletirsin lavaş ekmek gibi olurmuş!

o zaman coğrafya kitaplarındaki bilgileri çöpe atalım, oklavayla düzleştirir gibi düzlük alanlar oluştu diyelim!

her bi boktan da anlıyosunuz...

 

iç kuvvetlerin etkisiyle yükselen kısımlar dağları, çöken kısımlar ise ovaları oluşturmuştur. elbette dış kuvvetler de dünyanın şekillenmesinde rol oynarlar. örneğin, akarsular taşıdıkları alüvyonları alçak kesimlerde biriktirerek verimli alanlar oluştururlar. ama bir düşünsene coğrafya öğretmeninin derste bu konuları oklava örneğiyle anlattığını! öğrenciler kıçıyla güler öğretmene!..

 

 

 

Horst ve Graben nedir

 

Birbirine doğru hareket eden levhalar arasında sıkışan tortul tabakalar yükselerek dağ sıralarını oluşturmaktadır. Dağların oluşumu kırık ve kıvrım olmak üzere iki şekilde gerçekleşmektedir. Levhalar arasında sıkışan tortul tabakalar sert bir yapıda ise tabakalar, belirli bir hat boyunca kırılırlar. Kırılma hattı fay olarak adlandırılır. Bu olay sonucunda faylar boyunca tabakalar dikey yönde yer değiştirirler. Kırılma sonucunda yükselen kısımlara horst, çöken kısımlara graben denir. Horst alanları kırık dağları, grabenler ise çöküntü hendeklerini oluşturur.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...