Jump to content

Kuran mucize iddiaları hakkında


Recommended Posts

Müslüman dostlarım ve  ateist dostlarım   Kurandaki mucizeler hakkında uzun zamandır çok fazla  içerik var ve özellikle müslümanlara sormak istediğim bazı şeyler var. 

Dini kitapları araştırırken karşılaştığım Vedalar kitabında cidden ilginç şeylere rastladım. Özellikle uzun zamandır genel göreleliğin kanıtı olduğu öne sürülen  Hac 47 (Bir de senden acele azap istiyorlar. Hâlbuki Allah asla va’dinden caymaz. Şüphesiz Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir.)'nin kaynağının bu kitap olduğunu öğrendim  Bg. 8.17 (İnsan hesabıyla bin yıl  Brahma'nın bir gününe eşittir.) 

Ayrıca  Kurandan 300 yıl önce inmesine rağmen bir çok ayette cidden Kurandakinden çok daha şaşırtıcı bilimsel bilgiler vardır bazı örnekler daha çok var:

Dünyanın şekli basık küremsidir.. (Rig VedaXXX. IV. V)  dünyanın şekli

O dünyayı çivi şeklinde dağlar tepeler gibi farklı oluşumlarla güçlendirip sabitlemiştir ama dünya hala dönmeye devam eder. Güneş asla batmaz, dünyanın bütün her yeri karanlığa gömülmez.. (Rig Veda) (Aitareya Brahmana (3.44) dünyanın dönüşü ve aynı zamanda Kuranda da dağ konusunda aynı ayet var  nebe 6,7(Biz, yeryüzünü bir döşek, dağları da (yeri tutan) kazıklar yapmadık mı?)

Rig Veda(7.32.22): Süt vermeyen inekler gibi yüksek sesle sesleniriz sana Kahraman! ve seni öven şarkılar söyleriz,görkemli göksel ışık,hareket eden bu dünyanın Efendisi ve hareket etmeyen herşeyin efendisi,İndra! (dünanın hareketi)

Eğer mücizeler iddia ettiğiniz gibi dinin kesin bir kanıdı ise neden Hinduizme inanmayalım?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 year later...

Merhaba kardeşim, dağlardan çivi olarak bahsetmiş Kuran'da da kazık der. Ayrıca dağlar için sabitleyici diye bahsetmiş Kuran'da da revasiye kelimesi geçer, dağlar için kullanılır ve sabitleyici anlamına gelir. Senin verdiğin benzerlikleri de gördüm brahmanin katında bir gün sizin saydiklarinizdan bin yıl gibidir diyor aynısı Kuran'da da var. Yani ya yazanları ortak ya da kopyalama mevcut. Ayrıca dünyanın yuvarlak şekilli olduğu Kuran'da da geçer Zümer Suresi 5: Gökleri ve yeryüzünü gerçek ile yarattık. Geceyi gündüzün üzerine yuvarlıyor, gündüzü de
gecenin üzerine yuvarlıyor.
Bu ayette “yuvarlıyor” diye çevrilen kelimenin Arapçası “yükevviru”dur. Bu kelimeyle aynı kökten gelen “küre”
kelimesi “top” anlamında kullanılmakta; “kurretul kadem” (kurre: küresi; kadem: ayak) günümüz Arapçasında “futbol
topu” için kullanılmaktadır. Türkçedeki “küre” kelimesi de aynı kökten gelmektedir. Bu fiil başa sarık sarmayı ifade etmek için de kullanılır, “gecenin gündüzün üzerine ve gündüzün gecenin üzerine yuvarlanmasını” ifade etmek için de kullanılmıştır. Ayette “gecenin gündüzün üzerine yuvarlanması” ifade edilirken aynı zamanda “gündüzün gecenin üzerine yuvarlanması” ifade edilmektedir. Dünyamızın küremsi yapısı, gece ve gündüzün oluşma sebebidir. Ayrıca Kuran'da güneşin (yasin 38) ve ayın (yasin 39) hareket ettiği söylenmiştir. Asıl şaşırtıcı olan ise yasin 40ta ayın ve güneşin farklı yörüngelerde gittiğinin söylenmesi çünkü bir insan yazacak olsa herhalde yukarı bakar ve yörüngeleri aynı yazardı dimi. El takısı belirlilik belirtir. Yani el kalem olunca bir kelime belli bir kalem demektir. Yasin 40ta el felek deseydi tek bir yörünge anlamı olurdu fakat kelime fi felekin diye geçiyor. Yine bir mucize örnek vermemiz gerekirse tarık 1de gökyüzüne ve tarığa yemin olsun diyor yüce Allah tarık arapça vurmak ve yol anlamlarına geliyor yani ayet "gökyüzüne ve yola yemin olsun" diyor ikinci ayet ise "siz tarığı nerden bileceksiniz" diyor. Ardından üçüncü ayette "O delen yıldızdır." Diyor yüce Allah. Karadelik evreni deler ve karadelikler yıldızdır yıldızların en yoğunu diyebiliriz yanı yıldızdır. Ve gövdesi boyunca bilinmeze giden yol açar. "O delen yıldızdır" ayeti Kur'an'ın Allah'tan olduğuna tek başına müthiş bir ispattir zaten. Hinduizm ise MÖ 2000 yılında başlamış peygamber efendimiz ile aralarında baya zamansal mesafe var ayrıca o dönemde aynı ülkede şehir değiştirmek bile aylar sürüyordu Hindistandaki dini peygamberimiz bilemezdi diye düşünüyorum. Ayriyetten Kuran'da Allah'ın her millete peygamber gönderdiği yazıyor (mesela Nuh tufanı her millete peygamber gönderildiğini ispatliyor çünkü küresel olmamasına rağmen nerdeyse dünyanın her yerinde mitlerinde efsanelerinde Nuh tufanı anlatısı bizi karşılar her millette Nuh tufanınının geçmesi her millete peygamber gönderildiğinin ispatıdır). Bunun doğru çıkması için de Hinduizmde, Yahudilikte, Hristiyanlıkta tanrıdan geldiğine kanıt olarak bilimsel mucizeler olmak zorunda. Ya da benzer ifadeler olmak zorunda. Ki senin de belirttiğin gibi var zaten.  Hatta Kuran'da peygamberimizin geleceğini diğer dinlere vahyedildiği söylenir. İncildeki faraklit anlatısı, Tevrattaki İslam ve Muhammed kökünden gelen Himda ve Şalom kelimeleri ("bütün milletlerin himda'sı gelecek. Haggay 2, 7" Kuran'da da peygamberimizin alemlere rahmet olarak geldiği yazar. "Sonraki evin ihtişamı önceki evden büyük olacak. Göklerin sahibi Allah böyle diyor. Ve bu yere Şalom vereceğim. Haggay 2, 9") gibi bir çok delil peygamberimizin geleceğinin kutsal metinlerde anlatıldığını ispatlar. Hinduizmde de böyle bir işaret vardır. İşte o işaret:

Gerçek ilim kitapları tarafından öğretilen hareket ve fiiller, hukuki müesseseler mevcudiyetlerini tam kaybedecekleri sırada bu karanlık çağların sona ermesi yaklaşacak ve Tanrının son tenasuhu bir "cenkçi  muharip" şekilden tezahür edecektir.
Bu muharip, Sambla Dip (Kumlu Ada'da) Arif ve namlı bir aileden meydana gelecek Babasının adı Visnuyaşa (Allah'ın kölesi: Abdullah. Abd, abid köle demektir) , anasınınki ise Somti (Emin olunan kimse: Emine) olacaktır.

Bilindiği gibi peygamberimizin babasının adı Abdullahtir annesinin adı Emine / Aminedir. Sorun falan varsa her türlü yardımcı olmaya çalışırım seni hak din İslam'a çağırıyorum 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...