Jump to content

iSLAMI NERDEN ALDIK?


Recommended Posts

iste böyleee,

                       Islamin kökü hinduizimdir.Ordan arap putpereslerine gecmistir,ordanda biz müslümaniz deyenlere.

Buuyurun:

 

PUTPEREST İBADETLERİ

Posted on 25/10/2009 by pante

PAGAN ADET VE İBADETLERİ

77351515_o
Müslümanlarin putperest dediklerinin yaptiklari ibadetler
 1 -Ayinler
2- Namaz
3- Oruç
4- Hac ve Tavaf
5- Kurban ve Adak
6- Sünnet
7- Takı, tütsü ve büyüler
8- İlahiler, şiirler
9- Sembol ve dövmeler

1- Ayinler:

Kutsal

ve özel günlerde genellikle mabetlerde toplanan putperestler geleneklerine göre çeşitli gösterilerde bulunur,

ilahiler söyler,

toplu ritüeller yaparlar.

Ateş üzerinden atlama ya da ateş üzerinde yürüme,

vücutlarına şiş batırma bu gösteri örneklerindendir.

Kutsal bir puta, geçmişteki kutsal saydıkları kişiden kaldığına inandıkları bir nesneye saygı gösterisinde bulunur, etrafında döner ya da koklayıp öperler. Yıllık ayinlerin dışında mevsim başlarında, özellikle ilkbahar ve sonbaharda yapılan ayinler de vardır. Belirli günlerde güneş ve ay festivalleri yapılır. Türlerine göre ayinlerde kutsal saydıkları sudan içer, kutsal saydıkları yiyecekten yerler.
Dualar eder, dileklerde bulunurlar.

                          Putperestlerin bu ayin adetlerinin İbrahimi dinlere de geçtiği görülmektedir. 

Putperest Arapların yevmül Arabu dedikleri

cuma toplantıları,

kandil geceleri,

aşure günleri,

cem ayinleri .

Bunlarin  cogu halen müslümanlarca yapilmaktadir

2- Namaz

 

Putperest ibadetlerinden biri namazdır. Namaz,  Hint kökenli bir ibadettir.

İslam öncesi Araplar da namaz kılarlardı.

Günümüzde Hindular da namaz ritüellerini devam ettirirler.müslümanlar gibi.

HINDULAR namaza“Namaskara  derler.

Arap putperestlerinin namaz kıldığı Kur’an’da yazılıdır.

-

Enfal-35. Ve ma kane salatühüm ındel beyti illa mükaev ve tasdiyeh fe zukul azabe bi ma küntüm tekfürun

Bilindiği üzere Arapça’da “salat” namaz demektir.


Namaz törenlerindeki ıslık ve alkışlar nedeniyle putperestlerin kıldığı namaz eleştiriliyor. Putperestler de günde 5 vakit namaz kılarlardı.
Bu namazlar şunlardı:

Şaharit namazı -sabah namazı
Musaf namazı – öğle namazı
Minha namazı – ikindi namazı
Neilat Şerarim namazı – akşamüstü namazı
Maarib namazı – akşam namazı

(Hayrullah örs, Musa Ve Yahudilik, s.399-405; Doç.Dr. Ali Osman Ateş, Asr-ı Saadette İslam; Şaban Kuzgun, Hz. İbrahim Ve Hanifilik, s.117; Epstein, Judaism, s.162.)

Kur’an’da geçen namaz vakit sayısı 3 olmasına rağmen 5 vakit kılınıyor olması zamanla putperest döneme dönüldüğü şüphesi taşımaktadır.
Aynı şekilde abdest de putperestlerde vardı. Cünup olunca boy abdesti alırlardı.
(İbn-i habib, Muhabber, s.319; Halebi)

-

 

3- Oruç

ORUCDA putperestlerin ibadetlerinden biri de oruçtur. Namaz vakitlerini güneş zamanlı ayarladıkları gibi oruçlarını da güneşin doğuş ve batışına göre ayarlarlardı.

Orucun başlangıcı bile İslamiyet’teki gibi ay’a göre tespit ediliyordu. Tıpkı, bugünkü müslümanlar gibi, ay’ı görmek için gözetleme heyetleri bile kuruluyordu. (Hayrullah Örs, Musa Ve Yahudilik, s.409)

İslamiyet öncesi araplarin ilginç gelenekleri vardı. Bunlar Ramazan dedikleri ayda bir ay oruç tutarlar, Mekke’ye Hacca gidip Kabe’nin etrafında yedi kez dönerler, “Kara Taş” ı ( Hacerül Esved) kutsal sayar onu öper ve günde dört veya beş vakit namaz (salat) kılarlar, şeytan taşlarlardı.
Varmii bir degisiklik aranizda?

“Aişe anlatıyor: Islam öncesinde Kureyş, Aşure gününde oruç tutardı..”
(Buhari, e’s-Sahih, Kitabu’s Savm/1.)

Sabiilik, yıldız kültüne sahip bilinen en eski pagan dinidir. İlginçtir ki Sabiiler de 3 vakit namaz kılar ve 1 ay oruç tutarlardı. Farz orucun dışında nafile oruçlara da sahiptiler.İbn Nedim, El Fihrist, s. 442-445)

-

Kur’an’da önceki toplumlarda da orucun olduğu yazılıdır:

Bakara-183. Ey iman edenler, sizden öncekilere yazıldığı gibi, oruç, size de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki sakınırsınız.

-

ORUCU hemen hemen bütün dinler tutardi

4- Hac ve Tavaf

Önce Diyanet forumdan bir alıntı yapalım:

ÇEŞİTLİ DİNLERDE HAC

 

Hac ibadeti pek çok toplumda bulunmaktadır.

Japonlar, ataları Güneş’in, bir gün, hâlen kendilerinin üzerinde ikamet ettikleri adaya inip çevrede dolaştıktan sonra tekrar göğe hareket etmiş olduğunu düşünürler. Atalarının kendilerine bahşetmiş olduğu bu şerefin hatırası olarak Japonlar, yaya olarak aynı güzergâhı izlerler ve bu onların haccı olmaktadır.

-

Hindistan’ın Hinduları başka bir hac telakkisine sahiptirler. Tanrı görülmediğinden, O’na tazimde bulunmak için ilâhî yaratıcı gücün en büyük tezahürlerinin ortaya çıkmış olduğu yerleri, ziyaret etmek gerekir. Ganj, en önemli nehirdir, tâ Himalayalardan Bengal Körfezi’ne kadar kıtayı sular ve hattâ denize açıldığı bir kayadan çıkan Ganj’ın kaynağını ziyaret etmek için yolculuk yapmak Hinduların en önemli haccıdır.

Ganj,

Alfahabad yakınında, diğer bir büyük nehir olan

Jumma ile birleşir ve bu birleşme yerinde bilhassa ay ve güneşin tutulmaları gibi özellikle önemli vakitlerde yıkanmak da, Hindu dininin en büyük haclarından biridir.

-

Gotama Buda, kendi dinin vahyini bir yabani incir ağacı altında almış olmakla meşhurdur. Önce bu ağacı, sonra da bu kutsal ağacın eskiden varolduğu yeri ziyaret etmek Budistlere göre haccın konusunu oluşturmuştur ve oluşturmaya devam etmektedir

 

 

İslam öncesi Araplar’da Kabe putperestlerin en kutsal mabediydi ve bölge halklarının hac mekanıydı.

Kabe eldeki kanıtlara göre İbrahim peygamber tarafından yapılmamıştır,

yaklaşık MÖ800 lü yıllarda yapıldığı bilinmektedir.

Ayrıca Kabe hiçbir zaman yahudiler ve hristiyanlar tarafından kutsal sayılmamıştır.

Tevrat ve İncil’de Kabe ile ilgili tek bir ayet dahi olmaması bunu kanıtlamaktadır.

Kabe MÖ 800 lü yıllardan sonra putperestler tarafından “Allah’ın evi” olarak anılmaya başlanmıştır.

Putperestler Kabe etrafında 7 kez tavaf yaparlardı.Bunu müslümanlarda yapiyor.  Hacerül Esved taşına el sürme ve öpme, Safa ve Merve tepeleri arasında gidip gelme, şeytan taşlama hac ibadetinin en önemli ritüellerindendi.

Putperestlerin hac sırasında hep bir ağızdan yaptıkları telbiye de aynen şöyleydi:

Lebbeyk allahümme lebbeyk.
La şerike leke illa şerikun huve lek.
Temlikuhu ve ma-melek  bugün bunu müslümanlarda yapmaktadir.

5- Kurban ve Adak

Kurban Hinduizm’de çok önemli bir yere sahiptir.

Tanrılara sunulan her şey kurbandır.

Hinduizm’de yaygın olan kansız kurbanlardır.

Ancak yaz ve kış gün dönümleri münasebetiyle kanlı kurbanların da Tanrılar’a sunulduğunu görmekteyiz.

Bu kanlı kurbanların en büyüğü ve özel bir tören gerektireni “Soma “kurbanıdır. Soma’da keçi ve inek gibi hayvanlar kurban edilir.

Hinduizm’de sunaklarda en iyi hayvanların kurban edilmesi ve etlerinin iyi kısımlarının yine burada bulanan ateşlerde yakılma geleneği vardır. Hinduizm’in bir özelliği de ölmüş kişiler için kurban kesme şartını getirmiş olmasıdır.
Hinduizm’e göre, ölüler kurbansız aç kalırlarmış.

-

 

Eski çağlarda insan kurban edilmesi, bir nevi temizlenme ve sihir vasıtasıydı. Ailenin ilk çocuğu Tanrı’ya ait kabul edilir ve kurban edilmesi gerekirdi. Mısırlılar ise köpek başlı olarak tasvir ettikleri insanlara “Ani” diyorlar ve onları “Ay Tanrısı”na kurban olarak sunuyorlardı.

M. Eliade, Anadolu’da özellikle ilk çağlarda hasat mevsimi dolayısıyla yapılan insan kurbanı ve kafa kesme ayinlerine örnek olarak Frigyalılar’ı ele alır. Frigyalıların yüzyıllar önce hasat zamanında insanları, başlarını kesmek suretiyle kurban ettiklerini, hatta elde mevcut delillere göre, o zamanlar bu âdetin Doğu Akdeniz’in her tarafında yaygın olduğunu kaydetmektedir.

İslam öncesi Arapların da eski dönemlerde Sabah Yıldızı’na daha doğmadan büyük bir acele ile insan ve beyaz deve kurban ettikleri, yine önemli putlardan Uzza’ya oğlanlarla, kızların ve esirlerin de kurban edildikleri ileri sürülmektedir. Yakın dönemde ise insandan vazgeçilmiş, hayvan kurbanına geçilmişti.

Putlara özel kurban kestikleri gibi genelde Safa ve Merve tepelerine dikilmiş kayadan putlara kurban keserlerdi. Bu kayaların bir İsaf diğeri Naile adlı puttu. İsaf ve Naile iki sevgiliydi ve Kabe’nin kutsallığını kirlettikleri için öldürülmüş, daha sonra efsaneleşerek kutsallaştırılmışlardı.

Araplar, putlara adak da adarlardı. Dilekleri gerçekleştiğinde, önemli işlerinde ve uzun seyahatlerinde adak keserlerdi. Adaklarının çoğu da ilk çocuklarının erkek olması içindi.

6- Sünnet

Sünnet, yazılı tarihten önce başlamıştır. Antropologlar sünnetin başlangıcı hakkında görüş birliğine varamamıştır. Sünnetin tarihini M.Ö. 15.000 yıllarındaki taş devrine kadar götürenler varsa da antropolog Ashley Montagu’nun da savunduğu gibi 6.000 yıl önce antik Mısır’da sünnetin varolduğu kesinleşmiştir. Eski mısır piramitlerinde bulanan bazı mumyaların sünnetli oldukları görülmüştür. Tarih boyunca mısırlılar, Yahudiler ve Babillilerin sünnet adetine sahip oldukları tespit edilmiştir.

 

Sünnet pagan geleneğinin tek tanrılı dinlere uzantısıdır.
İslam öncesi putperestler de sünnet adetine sahiptiler. Putperest Araplarda hem kadın hem de erkekler sünnet edilirdi. Erkeğin sünneti için “hıtan” kadınların sünneti için “hafd” kelimesini kullanmaktaydılar. Ancak “el-hıtanan” ifadesi sünnet edilen yer anlamına hem kadın hem erkek için müşterek kullanılırdı.
Hadislerde Muhammed’in, halifelerin ve ashabın sünnetinden bahsedilmemesi, onların zaten putperest adeti gereğince sünnetli olduklarını gösterir.

Kadın sünneti sadece putperest Araplarda değil, eski Mısırlılarda da mevcuttu. Mısır’da yapılan arkeolojik kazılarda bulunan bazı kadın mumyalarının sünnetli olduğu belirlenmiş, kadın sünnetinin nasıl yapıldığı M.Ö 1600’lü yıllardan kalan duvar resimlerinde detaylı bir şekilde tasvir edilmiştir. Bu, kadın sünneti geleneğinin kökeninin çok eski çağlara dayandığının göstergesidir ve sünnet geleneğinin tarihinin tek tanrılı dinlerden daha eski olduğunu, asıl olarak bir pagan geleneği olduğunu, tek tanrılı dinlere pagan toplumlardan geçtiğini gösterir.

BM istatistiklerine göre bugün dünyada 130 milyon kadın ve kız çocuğu sünnetli.
Kadın sünneti esas olarak, Afrika kıtasının orta şeridinde yer alan 30 Afrika ülkesinde uygulanıyor. Bu bölgedeki kadınların neredeyse tamamı sünnetli.
Sünnetsiz kadınlar aşağılanıyor, pis ve fahişe olarak suçlanıyor. Umman, Yemen, Birleşik Arap Emirliği’nde, Endonezya ve Malezya’nın bazı bölgelerinde, Kuzey Irak’ta bazı Kürt bölgelerinde yaşayan kadınlar arasında da daha az oranlarda olmakla beraber sünnet geleneği yaşatılmakta. Bunların içinde Müslüman, Yahudi ve Hristiyanlarla birlikte çok tanrılı din inanırları da var.

Tıpta erkek sünnetinin az da olsa bir yararına değinilse dahi kadın sünnetinin hiçbir yararı olmadığı, kadının cinsel isteğini öldürdüğü, ölüm ve yaralanmalara neden olduğu biliniyor. Buna rağmen bu ilkel, çağdışı adet ısrarla sürdürülmekte, hem de Allah’a, ilahlara dayandırılarak.

7- Takı, tütsü ve büyüler

 

Putperest toplumlarda şans, uğur ve hayır getirmesi için birtakım taş ve takılar kullanmak adettendi. Kendilerini kötü ruhlardan, cinlerden, nazardan koruması için çeşitli nesneleri vücutlarına, boyunlarına takar ya da üzerlerinde taşırlardı.

Büyü günümüzde de süregelen ilk çağ pagan ritüellerinden biridir. Sıradan insanlarda bulunmayan gizli bir gücün sahibi olmak, düşmanlarını, rakiplerini altetmek, aşk ve cinsellikle ilgili isteklerine kavuşmak amacıyla çok çeşitli büyü yöntemleri uygulanırdı.

Tütsü ise arınma, temizlenme, kötü ruhları ve cinleri kovma amacıyla paganların okült seremonilerinde, Antik Yunan‘da, Hitit Uygarlığı‘nda, Babil‘de, Firavunlar dönemi Mısır‘ında, Roma İmparatorluğu‘nda, Hindistan, Tibet ve Japonya’da çok eski zamanlardan beri kullanılmaktadır.

Tek tanrılı dinlerde bunlar yasaklanmış ve günah sayılmışsa da değişik versiyonlarla sürdürüldüğü bir gerçektir. Örneğin muskalar, ayet yazılı kağıtların evlere, arabalara asılması, hastalığa ve nazara karşı okuyup üfleme, nazar boncukları, mum yakma vb.

8- İlahiler, şiirler

Putperest toplumlar ayinlerinde telbiyeler, ilahiler söylenirdi.
Cenaze törenlerinde ağıtlar yakılır, naatlar okunurdu.
Örneğin eski Mısır’da ölü evinden kadınlar sokaklara çıkar dövünerek ölüye ağıtlar söylerlerdi. İslam öncesi Araplar , ilahiler, şiirler çok önemliydi.
En beğenilenleri Kabe’ye asarlar, putları için okurlardı.
İslam öncesine ait ne varsa yakılıp yokedildiği için ne yazık ki bu kültürden elde çok az bilgi kalmıştır. Bunlardan biri de “Yedi Askı” denilen şiirlerdir.

9- Sembol ve Dövmeler

Pagan inançlarda dilin sembollerle kullanılmasına yoğun olarak rastlanılır. Hemen hemen her pagan toplumda çeşitli semboller mevcuttur. Pentagram denilen beş köşeli ters yıldız en ünlüleridir.

 

Dövme de pagan toplumlarda sıkça kullanılan bir sembol yöntemidir. Hintliler, Japonlar, Amerika Yerlileri ve Afrika’daki bazı kabileler dövmeyi bir süs olarak yaparlarsa da pek çok toplumda dövmenin hastalıklara ve kötü ruhlara karşı koruyucu bir tılsım olarak uygulandığı, bireyin toplumdaki konumunu (köle, efendi, ergen, işçi, asker) vurgulamak için kullanıldığı bilinmektedir.

Dövme yapma geleneği hayli eskidir. İ.Ö 2000’lerde Eski Mısır toplumunda dövmenin yapıldığı mumyalardan anlaşılmıştır. Mısırlıların dışında Britonların, Galyalıların ve Trakların da dövmeleri vardı. Eski Yunanlılar ve Romalılar, “barbarlara özgü bir uğraş” saydıkları dövmeyi suçlular ile kölelere yaparlardı..

Hun kurganlarında çıkan cesetlerde son derece kıvrak çizgilerle ve dekoratif bir anlayışla yapılmış düşsel yaratıklar ve koç figürlerinden olusan dövmeler görülmektedir. Dinsel-büyüsel kaynaklı bu dövmelerin is olduğu ihtimali ve deriye şırınga edilmesi ile oluştuğu düşünülmektedir. Hunlara ait Pazırık kurganında bulunan bir başkana ait cesetten anlaşıldığı üzere Hunlarda asil ve kahraman kişilerin dövme yaptırabildiği, daha sonraları Kazak ve Kırgızlarda da devam eden bu geleneğin yine kahramanlık niteliği taşıyan bireylere uygulandığı bilinmektedir.

İlkel topluluklarda dövme yapılırken törenler düzenlenir. Dövmeyi yapan kişi birtakım dinsel ve büyüsel kuralları yerine getirmek zorundadır.

Sonuç:

Buraya kadar anlattığımız putperest adet ve ibadetleri konusunda sanırım herkes hemfikirdir. Müslümanlar da putperestlerin bu ibadetlere sahip olduğunu reddetmez. Bilmeyenler de inceleyip araştırdıklarında doğruluğunu göreceklerdir. Bunlar din derslerinde, din kitaplarında pek anlatılmadığı için sanılır ki Kur’an’da yazılı olanların tümü Muhammed peygamber tarafından getirildi. Görüyoruz ki İslam’ın ve Kur’an’ın getirdiği yeni birşey yok. Zekat ve sadakaya varana kadar hepsi putperestlerde mevcut. Putperestlerde olmayanlar da Yahudilerde var. Peygamberlik, melekler, kıyamet, ahiret, cennet, cehennem gibi..

 

Bu durumda putperestlikle tek tanrı dinlerindeki ortak ibadetleri nasıl açıklayacağız?
Örneğin İslam dininin ibadetleri ile İslam öncesi Arap putperestlerinin hemen hemen aynı ibadetlere sahip olmasının sebebi nedir?

Dinlerden özgür düşünenler bu durumu dinlerin evrimine bağlar. Totemizmle başlayan ilkel dinler daha sonra ruhçuluğa ve putataparlığa, çok tanrılı dinlere ve sonunda da tek tanrılı dinlere evrilmiştir. Geçiş yapan toplumların önceki inançların etkisiyle eski adet ve ibadetlerini kısmen değiştirerek de olsa sürdürdükleri görülmüştür.

İslam’ın kurucusu Muhammed’in yeni hiçbir şey getirmediği, Kur’an’da yazılı olanların tümünün putperestlerden ve Yahudilerden derleme, toplama olduğu gerçeği karşısında İslamcı görüş ve inanış:
Dinlerin evriminin doğru olmadığı, İslam’ın Adem’den itibaren varolduğu, değişik adlarla da olsa peygamberlerin daima İslam’a çağrı yaptıkları, namaz, oruç, hac, zekat, kurban, sünnet vb. ibadetlerin başından beri olduğu ancak toplumların zamanla İslam’dan saparak putlar ve ilahlar edindikleri, İslam’dan miras aldıkları ibadetleri bu putlara ve ilahlara yaptıkları şeklindedir.

Örneğin büyük çoğunluğu müslüman olan Türk toplumunun zamanla İslam’dan saptığını, putlar edindiğini ve Allah’a ilaveten ay tanrısı, güneş tanrısı vb. ilahlara taptığını ama namaz kılmaya, oruç tutmaya, hacca gitmeye, zekat vermeye, sünnet olmaya devam ettiğini düşünelim.
Bu mümkün müdür?

Ya “Tanrı denmez Allah denir” diye ısrar eden zihniyet, Allah ismi Adem’den beri var ise Sümer’de, Mısır’da, Hind’de, Çinlilerde, Türklerde, Yahudiler’de, hristiyanlarda “Allah” isminin unutulmasını ya da yokedilmesini ama Arap putperestlerince korunmasını nasıl izah edebilir?
Her toplumun kendi dilinde “Allah” a karşılık gelen bir isme sahip olduğu şeklinde mi?
Yani Eloha, Brahma gibi..
Öyleyse ne diye Tengri’ye, Tanrı’ya karşı çıkarlar?

 

Serdar Kaangil

Link to post
Sitelerde Paylaş

iste böyleee,

                     islami cokmu cok aydin olan HiNDU-iSTANDAN aldiik.

 

Kureysin EL--ILAHI ben Allahim deyince kandik kandik,NAL olduk

Pesine durmmadan dinlenmeden hemide dört nala gittik dapdar olduk

Eyyyyyy ümmeti camaati ahaliyi  kebirler

Bu yolda usumuzu kullanmadigimizdan

Yandik  yandik yan OLDUK.

 

Tutusarak kömür oduk. kül olduk.

Nigada ugrasdiksa ancak SEYDE kil OLDUK

Viyag,viyag deye deye bagirrarak

Suyu cekilmis gölcüklerde kurbagaar gibi  KALDIK

 

Hani cennet,hani huri, hani tüysüz olglanlar

Hani SARAP,hani RAKI,hanni SERBET söyle bakem neler VAR

Bu gidisle öteki dünyada

Bu dünyadan halimiz olcek cok daha DAR.

 

Orda kandik, burda kandik,

kana kana  KAN  olduk 

Araplarra ,fellahlara ,uyduk uyduk

Sarilarak Yan OLDUK .                            

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...