Jump to content

Bir erkek ve bir kadının asansörde başbaşa olmasına ateistler ne der?


Recommended Posts

23 minutes ago, Abdülmalik said:

Sevgili @Türk Ateist , Hasan Bey doğruyu kendi aklında değil, kendine dikte ettirilmiş şeylerde arıyor. Düşünme kapasitesine sahip değil. Herşeye rağmen kadın o erkeği sevmiş ya da maddi çıkar bekliyor olabilir. Başka ne sebep olabilir? Kuran ayetleriyle buna çözüm bulunabilir mi? Kafa baştan sakat.
Sevmişse kadın haklıdır, sevmeyip maddi sebeplerle bunu yapıyorsa bunun geniş bir sosyal, ekonomik analizi yapılmalı, çözüm aranmalıdır. Dogma kafalarıyla bunlara çözüm bulunamaz.

 

Yahu, kadın maddi sebeplerle de bunu yapabilir. 

 

Artık doğada olduğunuzu bir unutmayın. Aslan, ceylanı yer. Tamam, aslanlar ceylan yemez pek, ama zebrayı, zebra yavrusunu, mandayı, zürafayı falan yer. Doğa böyle bir şey. Bu gerçeği artık bir kabullenin. 

 

Adam, bir kadını elde edemiyor, ulaşamıyor. Kadın da bundan istifade ederek, onu yiyor işte, bunun yanlış bir tarafı yok. Zira doğada, avcılık kadar, asalaklıkta var. Sülükler, keneler, bitler falan her zaman vardır, var olacaktır. 

 

Burada, bunun sebebinin kadının ihtiyaç sahibi olması olduğunu sanmak, abesle iştigaldir. Bunun sebebi, kadınları elde etmeyi ve elde tutmayı beceremeyen erkeklerin var olmasıdır. 

 

Kadın psikolojisi çok basittir. Ama anlaması çok zordur. Kadının bir erkek beklentisi vardır. Aslında o erkek çok iyi tanımlıdır: Sürü lideri olan alfa birey. 

 

Ama bugün artık öyle bir birey yok. Baba mı, dede mi, köyün/mahallenin muhtarı mı, müdür mü, imam mı, belediye başkanı mı, cumhurbaşkanı mı? Yani, kadın için sorgusuz ideal erkek olayı artık imkansız. 

 

O zaman ne kalıyor geriye? Kadını mutlu edecek erkek. Kadında bunu seçmeye yöneliyor. Basit, en temel biyolojik içgüdülerle.

 

Kendin gibi olanı seç: Gidip gorille, lemurla falan çiftleşip genleri bozma.

Seni anlayanı seç: Ki, acıktım dediğinde seni anlayıp yemek getirsin, sen gebeyken.

Erkek olanı seç: Erkek olsun ki, sperm ihtiyacını karşılayabilsin.

 

Şimdi, kadınların tüm kriterleri bunlar. Bunlar "ne" sorusunun cevabı. Bunların nasıl test edildiği, seçildiği ise başka bir soru. Ve bu süreç, aslen ilkel kız/kadın beyni, içgüdüleri ile sürüyor, gerçekleşiyor. Peki, bu ilkel kadın doğru erkeği göremez, bulamazsa, ne oluyor? Basit, üst beyin, yani akleden beyin, işi devralıyor. O da bakıyor, ahanda parası var, en azından başım rahat, karnım tok olur diyor. Ha, mutlu oluyor mu, genelde olmuyor, ama bulabildiği o. Zira, kadının şansı çok fazla değil. Çok fazla erkek seçebilme imkanı falan yok. 9 ay gebelik, 2 yıl bebek bakımı falan dersen, makul ilişkiye girebilme sayısı limitli. Hatta öyle ki, bu çok zaman 1, sayıyla bir. Bir kadın, tamam, bu erkek dediği zaman, başka erkeklere bakmaz, onlarla uğraşmaz, ilişkiye girmez. Çünkü buna vakti ve takati yoktur. 

 

Olaya bu kapsamda bakmalısın önce. Bu noktada sorun o kadınlarda değil. Bakman gereken, erkeklerin hali. Doğru düzgün erkek olamayan, kadınlara hitap edemeyen... Bu yüzden de daha neyin ne olduğuna aklı ermeyen çocukları, bakireleri isteyen... Görmedin, duymadın mı? Prof'un teki diyor ki, 12-17 arası kızların bedeni süperdir, en doğurgan zamanıdır falan. Neden sanıyorsun, bunlar kendi imkanlarıyla, bir kadını ikna edebilecek yapıya sahip değildir. Eksikleri nelerdir:

 

Kendin gibi olanı seç: Bu adamlar, insandan çok, homo habilisten bile ilkel mahluklardır, kadın bunları kendi gibi görmez.

Seni anlayanı seç: Bunlarda değil kadını, evrimi bile anlayacak beyin yoktur ki, nasıl anlasınlar?

Erkek olanı seç: Bunlar erkek falan olamaz, zira erkek demek, eli şeyinde abaza olmamak önkoşuluyla tarif edilir.

 

İşte bu, amanda evlilik önceis ilişki şöyle boktan, aldatma böyle zart zurt, amanda parası için falan falan teraneleri, bu gerçeğe dayanır. Bu teraneleri edenler, kadınlar tarafından asla "budur" denerek seçilemeyecek olanlardır. Kız, ufak olacak, aklı başında değilkne, babasından falan alınacak. Becerilecek. Evlilik öncesi ilişki falan olmadığı için, erkek denen şeyi tanıyamayacak. Evlilik başa gelip kafese girdi mi, orda kalacak. Zira artık bakire değil vs. vs. Ve bu erkek olamamış kuyruksuz maymun msüvettelerinin üreme ihtiyacına hizmet edecek. İşte bunların olayı bu.

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 152
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

52 dakika önce, Abdülmalik yazdı:

Sevgili @Türk Ateist , Hasan Bey doğruyu kendi aklında değil, kendine dikte ettirilmiş şeylerde arıyor. Düşünme kapasitesine sahip değil. Herşeye rağmen kadın o erkeği sevmiş ya da maddi çıkar bekliyor olabilir. Başka ne sebep olabilir? Kuran ayetleriyle buna çözüm bulunabilir mi? Kafa baştan sakat.
Sevmişse kadın haklıdır, sevmeyip maddi sebeplerle bunu yapıyorsa bunun geniş bir sosyal, ekonomik analizi yapılmalı, çözüm aranmalıdır. Dogma kafalarıyla bunlara çözüm bulunamaz.

 

Ben Hasan Bey!i okuyunca kadınla adam arasında bir ilişki olmadığını, kadının adamla asansöre binmek istemediğini, adamın kadını istismar ettiği, sıkıştırdığı izlenimi aldım, o yüzden bir ilişki varmış gibi düşünmedim.

Eğer varsa da vardır, oturup analiz bile yapmaya gerek yok. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
57 dakika önce, anibal yazdı:

 

Kaz kafalı... Beyinsiz...

 

Ama daha önemlisi, rezil... Şerefsiz...

 

Evlilik öncesi, sornası ilişki neden ahlaksızlık oluyor, bunu hangi götünden uydurdun? Zira sende birden çok göt var anlaşılan uydurabilecek?

 

 

 

Sonraki yazdıklarımda ne demek istediğimi açıkladım.Ahlaksızlık olarak görmüyorum ama topluma zarar verdiğini düşünüyorum .Tabi kız gelse kimsede  hayır demez.

 

 

5 dakika önce, Türk Ateist yazdı:

 

Ben Hasan Bey!i okuyunca kadınla adam arasında bir ilişki olmadığını, kadının adamla asansöre binmek istemediğini, adamın kadını istismar ettiği, sıkıştırdığı izlenimi aldım, o yüzden bir ilişki varmış gibi düşünmedim.

Eğer varsa da vardır, oturup analiz bile yapmaya gerek yok. 

 

Sonradan yazdı ama bunu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

Güzel kardeşim,

 

Evindeki temizlikçi kadının etek altını kurcalayan

o emekli hakimdi; biz müminler değil, Kuran değil; örneğin Nûr 58 değil.

Kadını asansörde kendisiyle başbaşa bulunmaya o adam mecbur etti.

 

Ben, Nûr 58'e dayanarak,

o kadın ekmek parasını kazanmada da iffetli kalmada da 

özgür olsun diyorum.

Kadın madem asansörde o adamla başbaşa bulunmak istemedi

bırakın bulunmasın, bırakın adamdan ayrı insin.

 

Sanırım

en baştaki iletimi alıntılasam iyi olacak.

Lütfen okuyun ve doğru anlayın.

 

*

 

Tanıdığım bir adamın evinde

temizlik işlerini 

aileden olmayan bir kadın yapıyor. 40 yaşında. Dul. 

 

Adam, emekli hakim. 55 yaşında

 

Kadın 

adamın evine önce minibüsle gelip gidiyordu;

sonra adam, "corona günleri"nde bunu riskli bularak,  

onu arabasıyla götürüp getirmeye başladı. 

 

Tabii, yalnızca arabanın içinde değil,

asansörde de başbaşa idiler artık.

 

Adamın oturma odasında

bir dolap vardı; eskimiş.

Adam onu parçalayıp çöpe atmaya karar verdi.

 

Kendi gördüğümü anlatıyorum,

lütfen nasıl gördüğümü sorun etmeyin.

 

Adam ve kadın dolabı birlikte hallettiler;

bazan yere düşen bir parçaya birlikte uzanarak. 

 

İş bitti;

parçaları asansöre taşıdılar. Bazı uzun tahtalar dahil bildiğiniz moloz.

Adam tahtaları asansörün kenarına dikti, molozu onların önüne. 

Asansör 4 kişilik ama 3 kişi bile binse mutlaka birbirlerine sürtünürler. O kadar küçük.

 

Adam kadına "Hadi," dedi;

kadın: "Abi, ben ayrı geleyim."

"Hayır, hayır... gel."

 

Girdi.

Her zamanki gibi birlikte indiler.

ama bu kez kucak kucağa.

 

Ne dersiniz?

 

 

 

Hasan Bey, bu meselenin sizin değindiğiniz seks köleliği ayetiyle ne ilgisi var acaba?

Sizin senaryoda kadın para karşılığı profesyonelce temizlik yapan bir kadın. Köle değil. İşine gelmediğinde çeker gider, temizleyecek başka iş bulur. Ya da adamın mesajlarını alıp kabul eder karşılıklı rızaya dayanan bir ilişki yaşanır. Bu ilişkinin ahlaki, etik boyutu başka mesele, eğer değerlendirmek isteyen olursa değelendirir.

 

Sizin yapmaya çalıştığınız şey çok zorlama olmuş. 

 

Bir kadını birçok erkek isteyebilir. Zorlayabilir bile. Patronlar, amirler, müdürler arasında bunları yapanlar var. Emin olun çalışan birçok kadının başına gelmiştir.

Ama burada inisiyatif daima kadındadır; erkekte değil. Yani ben bir kadınsam ve patronumun, amirimin vs tacizini püskürtmeyi aslında gayet iyi bilirim. Adam sapık falansa, katil ruhu her an kenarda hazır bekliyorsa zaten başka şeyler oluyor. Son yıllarda çokça oluyor güzel Müslüman ülkemde...

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Türk Ateist said:

 

İyi de bu iletinize bakınca işin içinde basbayağı istismar var. Kadın eve temizliğe gelmeye başlamadan önce neredeyse yarı aç yarı tok yaşayan bir gariban. İşini kaybetmemek için adamın tacizlerine göz yummuyorsa da pek ses çıkaramıyor. Karısı duyarsa işinden olacak falan...

 

Buradaki asıl mesele bu Hasan Bey.

Bunun dışında, hepimiz çeşitli adam ve kadınlarla asansörlere tek başımıza binip duruyoruz zaten, ama bazı durumlar oluyor ki binmeyi reddediyoruz bir bahaneyle. Adamın tipinden hoşlanmamak bile binmemeye yeter neden. Ama sizin bu senaryonuzda konu, bir adamla bir kadının asansöre yalnız binmesi değil. 

 

 

Benim sözünü ettiğim durum 

dışarda kalan genel durum değildir,

yalnızca bu durumdur.

Gördüm. O gördüğümü anlatmaya çalışıyorum. 

 

Evet, istismar var.

 

Kuran'ın yaptığı

o emekli hakim misillu istismarcıların mazur,hoş görülmek suretiyle istismara çanak tutulmasını önlemektir;

Kuran'ın aldığı önlem ise potansiyel mağdurların değil, potansiyel istismarcıların izin almak zorunda bırakılması. 

Kadın madem "Abi ben ayrı ineyim" dedi, ona arka çıkılmak gerekir.

 

Bu arka çıkma görevinin tam olarak nasıl yerine getirileceği 

elbet hukuk tarafından belirlenebilir ve onu devlet hayata geçirir;

hukuk devleti varsa var önlem, yoksa yok. 

 

Şimdilik bu kadar sevgili Türk Ateist;

tercihim bir kerede bir şey söylemektir.

Görüşmek üzere. 

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, silver123 yazdı:

 

Sonradan yazdı ama bunu.

 

Neyi?

 

Valla ben başlığa yeni geldim ve ilk iki sayfayı okudum, Hasan Bey'in alıntıladığım ve yanıtladığım iletisini değerlendirdim. O  iletide de kadınla adamın ilişkisi yokmuş, hatta kadın istemiyormuş gibi bir izlenim edindim ve ona göre yazdım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 minutes ago, silver123 said:

 

Sonraki yazdıklarımda ne demek istediğimi açıkladım.Ahlaksızlık olarak görmüyorum ama topluma zarar verdiğini düşünüyorum .Tabi kız gelse kimsede  hayır demez.

 

 

 

Sonradan yazdı ama bunu.

 

Ne zararı veriyor topluma? Nil kan akıp, gökten kurbağa falan mı yağıyor? Yoksa ilk doğan erkek çocuklar mı ölüyor, ha?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 dakika önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

Benim sözünü ettiğim durum 

dışarda kalan genel durum değildir,

yalnızca bu durumdur.

Gördüm. O gördüğümü anlatmaya çalışıyorum. 

 

Evet, istismar var.

 

Kuran'ın yaptığı

o emekli hakim misillu istismarcıların mazur,hoş görülmek suretiyle istismara çanak tutulmasını önlemektir;

Kuran'ın aldığı önlem ise potansiyel mağdurların değil, potansiyel istismarcıların izin almak zorunda bırakılması. 

Kadın madem "Abi ben ayrı ineyim" dedi, ona arka çıklılmak gerekir.

 

Bu arka çıkma görevinin tam olarak nasıl yerine getirileceği 

elbet hukuk tarafından belirlenebilir ve onu devlet hayata geçirir;

hukuk devleti

varsa var önlem,

yoksa yok. 

 

Şimdilik bu kadar sevgili Türk Ateist;

tercihim bir kerede bir şey söylemektir.

Görüşmek üzere. 

 

İstismarcının izin almak zorunda bırakılması ne demek Hasan Bey? Kimden, ne için izin alıyorlar?

 

Bir kadını sıkıştırmanın, taciz etmenin, istemediği bir şeye zorlamanın kötü olduğunu bilmek için kalkıp da kitap incelemeye lüzum yok. 

Ayrıca sizinle tartışmak çok anlamlı değil ama, yeri geldiği için söylemek zorundayım ki Kur'an kadına küfür bir kitaptır. Kadının seks kölesi yapan bizzat bu kitaptır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, silver123 yazdı:

Sonraki yazdıklarımda ne demek istediğimi açıkladım.Ahlaksızlık olarak görmüyorum ama topluma zarar verdiğini düşünüyorum .Tabi kız gelse kimsede  hayır demez.

 

 

Ben bekar bir adamım ve bekar bir kadınla ilişkim var diyelim. İkimiz de işi gücü olan yetişkinleriz. Veya işimiz gücümüz olmasın; öğrenci gençleriz.

 

Bunun topluma ne gibi bir zararı vardır, açıklar mısınız lütfen?

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, Türk Ateist yazdı:

 

Ben bekar bir adamım ve bekar bir kadınla ilişkim var diyelim. İkimiz de işi gücü olan yetişkinleriz. Veya işimiz gücümüz olmasın; öğrenci gençleriz.

 

Bunun topluma ne gibi bir zararı vardır, açıklar mısınız lütfen?

 

Başkasına zarar vermeleri kendi ahlaki ve psikoljk durumlarına bağlı.Herkesin yaptığını düşünsek hasta ve bakıma muhtaç insanlar var onların ahlaki durumunu kim koruyacak peki ? Dediğim gibi kimse kimseye zarar vermeyecekse sorun yok ve bunu ileride zaten sağlayacaklar bir şekilde.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, silver123 yazdı:

 

Başkasına zarar vermeleri kendi ahlaki ve psikoljk durumlarına bağlı.Herkesin yaptığını düşünsek hasta ve bakıma muhtaç insanlar var onların ahlaki durumunu kim koruyacak peki ? Dediğim gibi kimse kimseye zarar vermeyecekse sorun yok ve bunu ileride zaten sağlayacaklar bir şekilde.

 

Hasta ve bakıma muhtaç insanlar ve onların ahlaki durumunun konuyla ilgisi ne?

Kafanız mı iyi nedir...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, Türk Ateist yazdı:

 

Hasta ve bakıma muhtaç insanlar ve onların ahlaki durumunun konuyla ilgisi ne?

Kafanız mı iyi nedir...

 

İnstagram bile artık insanların psikolojisini bozuyor.Farketmiş olucaklar ki birşeyler yapmak istediler ama ne yaptılar hatırlamıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

Güzel kardeşim,

 

Evindeki temizlikçi kadının etek altını kurcalayan

o emekli hakimdi; biz müminler değil, Kuran değil; örneğin Nûr 58 değil.

Kadını asansörde kendisiyle başbaşa bulunmaya o adam mecbur etti.

 

Ben, Nûr 58'e dayanarak,

o kadın ekmek parasını kazanmada da iffetli kalmada da 

özgür olsun diyorum.

Kadın madem asansörde o adamla başbaşa bulunmak istemedi

bırakın bulunmasın, bırakın adamdan ayrı insin.

 

Sanırım

en baştaki iletimi alıntılasam iyi olacak.

Lütfen okuyun ve doğru anlayın.

 

*

 

Tanıdığım bir adamın evinde

temizlik işlerini 

aileden olmayan bir kadın yapıyor. 40 yaşında. Dul. 

 

Adam, emekli hakim. 55 yaşında

 

Kadın 

adamın evine önce minibüsle gelip gidiyordu;

sonra adam, "corona günleri"nde bunu riskli bularak,  

onu arabasıyla götürüp getirmeye başladı. 

 

Tabii, yalnızca arabanın içinde değil,

asansörde de başbaşa idiler artık.

 

Adamın oturma odasında

bir dolap vardı; eskimiş.

Adam onu parçalayıp çöpe atmaya karar verdi.

 

Kendi gördüğümü anlatıyorum,

lütfen nasıl gördüğümü sorun etmeyin.

 

Adam ve kadın dolabı birlikte hallettiler;

bazan yere düşen bir parçaya birlikte uzanarak. 

 

İş bitti;

parçaları asansöre taşıdılar. Bazı uzun tahtalar dahil bildiğiniz moloz.

Adam tahtaları asansörün kenarına dikti, molozu onların önüne. 

Asansör 4 kişilik ama 3 kişi bile binse mutlaka birbirlerine sürtünürler. O kadar küçük.

 

Adam kadına "Hadi," dedi;

kadın: "Abi, ben ayrı geleyim."

"Hayır, hayır... gel."

 

Girdi.

Her zamanki gibi birlikte indiler.

ama bu kez kucak kucağa.

 

Ne dersiniz?

 

 

 

Boşa dememişim içiniz kirli diye... Şu alıntıladığın zorlama mizansen içinin kirini sergiliyor. O durumdaki asansöre normal erkek gel diye kadını çağırmaz, "sen öbürüyle in veya sonra gel" der. Haa ikisi de kendi rızası ile kucak kucağa binip indiyse, mevzuya ne sen ne senin Nur suren karışamaz...  

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, silver123 yazdı:

 

Senin bir bok bilmediğini zaten anlamıştım sayın gerizekalı.Bana yazacağına keşke biraz araştırsaydın.Sovyetler ailesiz toplum deneyleri bile yaptı ve başarısız oldular.

 

 "the government of the Soviet Union first attempted to weaken the family and then to strengthen it."

"“Our demands grow day to day. We need fighters, they build this life. We need people.”[1] The wider campaign to encourage the family unit elevated motherhood to a form of Stakhanovite labor. During this time, motherhood was celebrated as patriotic and the joys of children and family were extolled by the country’s leaders."

 

https://en.wikipedia.org/wiki/Family_in_the_Soviet_Union#Family_Code_of_1926

 

"The Family Edict of 1944 would be a continuation of the conservative trending of the 1936 code. Citing the heavy manpower losses and social disruption following World War II, the Presidium of the Supreme Soviet enacted laws that would further encourage marriage and childbirth."

 

Sovyetler ailesiz toplum olamayacağını anladı ve aileyi yok etme planından vazgeçti.Daha özgür aşk ne demek onu bilmez sıçtımın cahili bunu yazar birde.

 

Lan beyin özürlü göt, şu alıntıladığın şeyin kökenine inip araştırdın mı? Biz özgür birliktelikten söz ediyoz, sen neyi getiriyon beyinsiz teneke. Ne sovyetler Birliğinden haberin var, ne de okuduğunu anlıyorsun. Süzme geri zekalısın...

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 hours ago, Türk Ateist said:

 

İstismarcının izin almak zorunda bırakılması ne demek Hasan Bey? Kimden, ne için izin alıyorlar?

 

Bir kadını sıkıştırmanın, taciz etmenin, istemediği bir şeye zorlamanın kötü olduğunu bilmek için kalkıp da kitap incelemeye lüzum yok. 

Ayrıca sizinle tartışmak çok anlamlı değil ama, yeri geldiği için söylemek zorundayım ki Kur'an kadına küfür bir kitaptır. Kadının seks kölesi yapan bizzat bu kitaptır.

 

 

İzin almak,

adı üstünde,

izin almaktır;

örneğin:

anne-babanın odasına girmeden önce kapıyı tıklatmak,

asansörün içindeki kadına "Asansöre girebilir miyim?" demek.

 

Niçin izin istenecek?

Çünkü oralar güvende olunması gereken yerler;

apışarası açıksa kapatılacak,

taciz endişesi varsa giderilecek (Benim anlattığım olayda CiNSEL taciz).

 

Nûr 58'in ilgili bölümü:

 

Mü'minler!

Avret vakitlerinizde sizden izin alsın

sözleşmelerinizin size bağladığı* kimseler, 

ihtilama ermemiş olanlarınız.

 

Siz bir iletinizde

buradaki "sözleşmelerinizin size bağladığı kimseler"den kastın

köleleriniz, cariyeleriniz olduğunu öne sürerek çıkarımlarda bulunmuşsunuz.

Hayır... Bunu ayetlere dayananarak konuşmamız lazım. 

 

_____________________________________________________________

 

*meleket eymân ukum

 

Meleket: melik yaptı, yükümlü kıldı

eymân ukum: yeminleriniz, sözleşmeleriniz 

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
12 hours ago, Türk Ateist said:

 

 

Hasan Bey, bu meselenin sizin değindiğiniz seks köleliği ayeti ile ne ilgisi var acaba?

Sizin senaryoda kadın para karşılığı profesyonelce temizlik yapan bir kadın. Köle değil. İşine gelmediğinde çeker gider, temizleyecek başka iş bulur. Ya da adamın mesajlarını alıp kabul eder karşılıklı rızaya dayanan bir ilişki yaşanır. Bu ilişkinin ahlaki, etik boyutu başka mesele, eğer değerlendirmek isteyen olursa değelendirir.

 

Sizin yapmaya çalıştığınız şey çok zorlama olmuş. 

 

Bir kadını birçok erkek isteyebilir. Zorlayabilir bile. Patronlar, amirler, müdürler arasında bunları yapanlar var. Emin olun çalışan birçok kadının başına gelmiştir.

Ama burada inisiyatif daima kadındadır; erkekte değil. Yani ben bir kadınsam ve patronumun, amirimin vs tacizini püskürtmeyi aslında gayet iyi bilirim. Adam sapık falansa, katil ruhu her an kenarda hazır bekliyorsa zaten başka şeyler oluyor. Son yıllarda çokça oluyor güzel Müslüman ülkemde...

 

 

 

Lütfen!

 

Nûr 58'in seks köleliğiyle ilgisi yok;

tam aksine, Nûr 58 

ihtilama ister ermemiş olsunlar (Nûr 58) ister ermiş (Nûr 59), ÖZ çocuklarınız ile

sözleşmelerinizin size bağladığı (köleleriniz diye anlamı çarpıtılan) kimseleri

eşit gösteren bir ayet.

 

Bunlar ailenizin içinde EŞiT konumdadır

yani aile içindeki konumları bakımından

öz çocuklarınız ne ise yeminlerinizin size bağladığı kişiler odur.

Öyle ki kapıyı tıklatarak odanıza girme hakkına sahip olanlar

1.öz çocuklarınızdır,

2.yeminlerinizin size bağladığı kimselerdir. EŞiT.

 

Önce bu hususta aynı dili konuşalım,

benim gördüğüm olaydaki kadının konumunu 

ondan sonra bi daha konuşalım. 

Örneğin, işine gelmediğinde çekip gidebilir miydi, 

temizleyecek başka iş bulur muydu... anlatayım.

 

Bir de şu var:

size anlattıkça

ben de

daha bir ayırdına varıyorum gerçeklerin.

O kadın suçsuz ve çaresizdir.

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

 

Lütfen!

 

Nûr 58'in seks köleliğiyle ilgisi yok;

tam aksine, Nûr 58 

ihtilama ister ermemiş olsunlar (Nûr 58) ister ermiş (Nûr 59), ÖZ çocuklarınız ile

sözleşmelerinizin size bağladığı (köleleriniz diye anlamı çarpıtılan) kimseleri

eşit gösteren bir ayet.

 

Bunlar ailenizin içinde EŞiT konumdadır

yani aile içindeki konumları bakımından

öz çocuklarınız ne ise yeminlerinizin size bağladığı kişiler odur.

Öyle ki kapıyı tıklatarak odanıza girme hakkına sahip olanlar

1.öz çocuklarınızdır,

2.yeminlerinizin size bağladığı kimselerdir. EŞiT.

 

Önce bu hususta aynı dili konuşalım,

benim gördüğüm olaydaki kadının konumunu 

ondan sonra bi daha konuşalım. 

Örneğin, işine gelmediğinde çekip gidebilir miydi, 

temizleyecek başka iş bulur muydu... anlatayım.

 

Bir de şu var:

size anlattıkça

ben de

daha bir ayırdına varıyorum gerçeklerin.

O kadın suçsuz ve çaresizdir.

 

 

Çok özür dilerim, ben Nur 33'le karıştırdım ve onu referans aldım. 

 

Ancak... ...daha önceki tartışmalarımızdan bildiğiniz ve ifade ettiğiniz gibi ben bu ayetteki sözleşmeli kişilerin köleler, cariyeler olduğunu düşünüyorum, yine aynı şeyi tekrar edeceğim. Ancak bu, ayetin bahsini ettiğiniz anlamını çok da etkilemiyor.  Ayet netice olarak ev hayatını, evdeki sosyal ilişkileri bir düzene bağlamaya çalışan bir ayet. Hizmetçi, cariye veya köle aynı anda efendi kişisinin seks kölesidir, ancak buna rağmen odasına vs girerken kapı çalmalıdır mesela, izin istemelidir vs. Merak ettiğim, efendi için de aynı kural geçerli mi? Bu karşılıklı bir saygı ve mesafe anlaşması mı acaba? Malum, Kur'an hemen hep efendi olan erkeği muhatap alır ve kadın hayatını da  bu erkek üstünden düzenlemeye koyulur.

 

Madem konuştukça düşünüyorsunuz, -ki sanıyorum hepimiz için zaman zaman öyle oluyor- hizmetçi (köle ve cariyeler oluyor bunlar) ile çocukların, önem derecesi bakımından duygusal anlamda pek farkı olmadığını da farkedebilirsiniz. Kur'an çocukları da pek düşünmez, önemsemez. Yeri yok denecek azdır. Çocuktan bahsedilen ayetler genelde aman da ana babana saygı duy, ne yaparlarsa yapsınlar of deme vs vs şeklindedir.

 

Biz şimdi karşılıklı böyle bir şeyler yazıp duruyoruz ama ben hala sizin bu asansör meselesindeki kadın ve adamın ilişkisinin, baktığınız ayetle bir ilişkisi olmadığını düşünüyorum.

Burada kadın adamın hizmetçisi, kölesi vb değil. Belli bir miktar ücretle çalışan, işini yapıp evine dönen özgür bir birey. Çalışma alanı, işi gereği bir ev olduğu için siz evin içinden bir birey gibi algılama eğilimindesiniz, ancak durum öyle değil. Hatta inanın bana sizin bu bakış açınız veya ayetle ilişkilendirme çabanızın vardığı yer çok kötü ve tehlikeli. Evimize yardıma gelen kadınları aileden biri gibi görebiliriz, duygusal bağ veya dostluk kurabiliriz. Bunlar gayet mümkün; ve muhtemelen, benim de dahil olduğum birçok insanın yaşadığı bir durum. Ama burada bile çizgi çok keskindir. O kadın bizim özel çalışanımız, kölemiz, evimizin hizmetçisi vb değil, dilediği zaman ilişkiyi kesip işi bırakabilecek bir profesyoneldir.

 

Velhasıl, özel bir yakınlığımızın olmadığı her kadına mesafeli olmak, inisiyatifi kadına bırakmak zorundayız. Asansöre binerken kadına "Buyrun, siz de binin" demek bile gereksizdir, kadın binmek isteyip istemediğini kendisi bilir ve ona göre pozisyon alır zaten.

Ben şahsen, erkeklerin, apartmandan tanıdığı karısının arkadaşına bile sokakta selam vermemesi taraftarıyımdır. Kadın selam verirse versin erkek. Çok ciddiyim. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
53 minutes ago, Türk Ateist said:

Velhasıl, özel bir yakınlığımızın olmadığı her kadına mesafeli olmak, inisiyatifi kadına bırakmak zorundayız. Asansöre binerken kadına "Buyrun, siz de binin" demek bile gereksizdir, kadın binmek isteyip istemediğini kendisi bilir ve ona göre pozisyon alır zaten.

Ben şahsen, erkeklerin, apartmandan tanıdığı karısının arkadaşına bile sokakta selam vermemesi taraftarıyımdır. Kadın selam verirse versin erkek. Çok ciddiyim. 

 

Mesafeli olmak, elbette. Ama o da değil.

 

Eğer sokakta bir şekilde tanıdığın bir erkeğe selam veriyorsan, kadına da aynı şekilde selam vereceksin. Kadını, insani olguların içinde, her zaman, her şekilde, erkekle aynı tutman gerekiyor. Ancak o zaman sağlıklı bir kadın erkek ilişkisi ve özellikle kadınların toplumda hak ettiği yeri almasını sağlayabilirsin.

 

Asansöre binerken vs. belki nezaket gereği yol verilir, öncelik tanınır. Bunlar kabul edilebilir. Ama bunu bir kadın erkek işi gibi görmek, kadınlara en çok zarar verecek şeydir. Gerek kadın, gerekse erkek, kendini ötekinden ayrı bir şey olarak konumlandırmamalıdır. İşte o nezaket, bir noktada tacizin kaynağı olmaya döner aksi halde. Çok erkeğin aklına, o nezaketi yaptığı kadınla bir şeyler falan geçer mesela. Bunu tetikleyen, ona bir tür yatırım yapmış olmasıdır. İşte bunlara imkan tanınmaması önemlidir. Bunu öyle engellemek değil, asansöre herkesin aynı koşullarda binmesini sağlamak gerekir. 

 

Asansör olayı detay. Kadınları günlük hayattan çekip çıkarırsan, elbette, mecburen karşı karşıya geldiğin asansör gibi yerler başka bir anlama bürünecektir. Ama olması gerekn bu değildir tabi. Bir kadınla en ıssız, en yalnız kalabileceğin yerde de, en kalabalık mekanda da, öncelikle birer insan olarak yaşamayı öğrenmek gerekir. Bunun yolu da, basittir aslında, kadınlara her zaman, erkeklere davranıldığı gibi davranılması. Yani sokakta, kadın olduğu için selam verilmez kafasının kaldırılması.

Link to post
Sitelerde Paylaş
38 dakika önce, anibal yazdı:

 

Mesafeli olmak, elbette. Ama o da değil.

 

Eğer sokakta bir şekilde tanıdığın bir erkeğe selam veriyorsan, kadına da aynı şekilde selam vereceksin. Kadını, insani olguların içinde, her zaman, her şekilde, erkekle aynı tutman gerekiyor. Ancak o zaman sağlıklı bir kadın erkek ilişkisi ve özellikle kadınların toplumda hak ettiği yeri almasını sağlayabilirsin.

 

Asansöre binerken vs. belki nezaket gereği yol verilir, öncelik tanınır. Bunlar kabul edilebilir. Ama bunu bir kadın erkek işi gibi görmek, kadınlara en çok zarar verecek şeydir. Gerek kadın, gerekse erkek, kendini ötekinden ayrı bir şey olarak konumlandırmamalıdır. İşte o nezaket, bir noktada tacizin kaynağı olmaya döner aksi halde. Çok erkeğin aklına, o nezaketi yaptığı kadınla bir şeyler falan geçer mesela. Bunu tetikleyen, ona bir tür yatırım yapmış olmasıdır. İşte bunlara imkan tanınmaması önemlidir. Bunu öyle engellemek değil, asansöre herkesin aynı koşullarda binmesini sağlamak gerekir. 

 

Asansör olayı detay. Kadınları günlük hayattan çekip çıkarırsan, elbette, mecburen karşı karşıya geldiğin asansör gibi yerler başka bir anlama bürünecektir. Ama olması gerekn bu değildir tabi. Bir kadınla en ıssız, en yalnız kalabileceğin yerde de, en kalabalık mekanda da, öncelikle birer insan olarak yaşamayı öğrenmek gerekir. Bunun yolu da, basittir aslında, kadınlara her zaman, erkeklere davranıldığı gibi davranılması. Yani sokakta, kadın olduğu için selam verilmez kafasının kaldırılması.

 

Kadın zaten arkadaşınsa, ailece samimi sayılabilecek bir ilişki varsa hiç sorun yok elbette. Ama eşinin arkadaşı, pek öyle arkadaşlığın falan yoksa selam vermemek, o selam önceliğini kadına terketmek en doğrusu.

Bunu açıklamak bir zor olabilir ama deneyeceğim.

Kadının kafası çoğu zaman erkek gibi çalışmaz, bu konuda hemfikiriz sanırım. Kadın, anlık durumlara göre davranış geliştirir çok zaman. Siz, medeniyet ve iyi niyet öyle gerektirdiği için selam verirsiniz, ama kadın o anda sizi tanıdığını belli etmek istemeyebilir. Bir erkekle selamlaşmak bulunduğu çevre içinde kendisi için o an sakıncalı olabilir. Bir şekilde rahatsız olabilir. Veya ruhu o anda karışıktır, rahatsız olur...

Çokça karşılaştığım, dinlediğim, bildiğim için söylüyorum. Ailemdeki erkekleri özellikle tembihlemişliğim vardır mesela, hepsi de çok medeni adamlar olduğu halde. Hatta şu sıra başka insanların sevimli bebek ve çocuklarına sevgiyle bakmayın, gülümsemeyin sakın da diyorum.

 

Kadının erkekten farklı olmadığını önce kadının kendisi anlamalı. Bunu sağlamak için en önce istediği alanı tanımalı, rahatlamasını sağlamalı. Kadınlar uzunca bir süredir kendisine selam veren, hele de gülümseyen erkeğin, kendisine direkt asıldığını düşünecek kadar rahatsız. Bunun tek bir nedeni yok elbette ama, kısa vadede yapacak bir şey de yok.

Erkekler yakın olmadıkları, arkadaşları sayılmayan kadınlara daha mesafeli olmalı, mümkünse görmezden gelmeli. İki tarafı da uzun vadede eğitebilir bir durum bu. Kadınların, erkeklerden öcü gibi kaçmasına gerek olmadığını, arkadaşının kocasının ona asılmadan da selam verebileceğini, erkeklerin her önüne gelene asılıp kesilen organizmalar olmadığını ve kadın olmasının her zaman seks istemek için yeter gerekçe sayılmayacağını da öğrenmesi lazım. En azından eleyebilme şansı olduğunu, bu şansın/inisiyatifin kendisinde olduğunu bilme rahatlığına erişmesi lazım. Nice erkekler tacizcilikle suçlanmaktan korkuyor medeni kadınlar tarafından, bir bilsen...

 

Gelişmiş toplumlarda böyle sorunlar zaten pek yok. Türkiye'nin de büyük şehirlerinde, en azından bu şehirlere ait çoğu ortamda yok. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...