Jump to content

KÜRT TARİHİ


Recommended Posts

iste böyleee,

                     Gerceekleri kapatmaya calismiyalim.Önce osmanlidaki TÜRK düsmanligini arap dostlugunu ögrenelim olmazmi?

 

                     

aleviler-28052018-690x360.jpg
13 Haziran

‘KÜRT ALEVİSİ’, ‘ARAP ALEVİSİ’ OLUR MU

Yazan yonetici
yonetici
‘Alevi KÜRT’ ya da ‘Alevi ARAP’ tanımı, en az ‘Alevi Fransız’ kadar bozuk ve yanlış bir tanımlamadır.
Alevilik, TÜRKLÜGE özgü olan ve onun yaşam biçimini oluşturan bir Orta Asya kavramıdır.Alevi olmak için TÜRK olmak ya da TÜRKLESMiS olmak gerekir. ‘TÜRKLESMiS KÜRT’ ya da ‘TÜRKLESMIS ARAP’ olur ama ‘KÜRT Alevisi’ ya da ‘ARAP Alevisi’ olmaz.
Alevilerin önemli bir bölümü, bugün ne olduklarını, nereden geldiklerini bilmemektedir. Yüzyıllarca baskı altında yaşamanın korkusuyla kimliklerini gizlemişlerdir. Önemli bir bölümü, zulmünden kurtulmak için,
OSMANLI’nın ayrıcalık verdiği KÜRTLÜGE ya da ARAPLIGA sığınmış, zamanla gerçek kimliğini unutmuştur. Dağlara çekilerek ya da İran’a göçerek yabancı bir ortamda yaşamak zorunda kalan aleviler, toplumsal geleneklerini kendi içlerinde yaşattılar. Yaşadıkları baskının şiddetini hiçbir zaman unutmamışlar ve TÜRK kimliğini, bilinçli bir unutkanlık içine soktular. Kendilerini ne TÜRK, ne KÜRT, ne ARAP ve ne de bir başka etnik kümeden saydılar. Yalnızca Alevi olduklarını bildiler.

KÜRT Ayrıcalığı

OSMANLI yönetimine giren KÜRTLER, Müslüman olduğu için

haraç

ve cizye ödemiyor,

tımar dışında bırakıldıkları için de

aşar vermiyorlardı. (adaletli müslüman osmanliyi görüyormusunuz)

Çevreleri koruma altında olduğu için, hiçbir dış tehdit altında değildiler. Bu koşullar, KÜRTLERiN tarihlerinin hiçbir döneminde ulaşamadıkları ayrıcalıklardı.

-

Buna karşın, TÜRKMENLER sistemli bir baskı altına alınmıştı. Anadolu TÜRKLÜGÜ bu uygulamadan büyük zarar görmüştür. Gördükleri baskı sürekli artarak toplu öldürmelere varan TÜRKMENLER ya İran’a göçüyor ya da KÜRTLERE tanınan haklardan yararlanmak için gerçek kimliğini gizliyordu. Dağlara çekilip, KÜRTCE öğreniyor ve kendilerini KÜRT olarak gösteriyorlardı.

-

KÜRT aşiretleri, özellikle dağlık bölgelerde olanlar özerk yönetimleriyle, TÜRKMENLER için kırımdan korunabilecekleri sığınak yerleri olmuştu.

Günümüzde KÜRT olarak bilinen, KÜRTCE ile TÜRKCE’yi birlikte kullanan TÜRKMEN boyları, bu dönemin ürünleridir.1

ARAP ayrıcalığı

OSMANLI İmparatorluğu’nda ARAPLAR, Müslüman oldukları için

vergi ödemiyor,

askere gitmiyor,

angaryada çalıştırılmıyorlardı.

Kavm-i necip (soyu temiz kavim) denilerek yüksek saygı görüyorlar, ‘korunmaya layık halkların’ en başında yer alıyorlardı.

-

OSMANLI koruması nedeniyle dünyanın hiçbir devleti tarafından rahatsız edilemiyorlardı. ‘Kutsal yerlerin bakımı için’ Mekke emirine düzenli ve yüksek para yardımı yapılıyordu. O denli ayrıcalıklara sahiplerdi ki, ‘ARAP vilayetlerinde TÜRKLER ‘yabancı’ gibi kalıyorlardı’.2

-

İstanbul, bunlara her yıl önemli miktarda altın gönderirdi.

Bu altınlar, değerli padişah armağanlarıyla birlikte, en şerefli görev sayılarak Surra Alayı tarafından gösterişli törenlerle gönderilirdi.

ARAP ileri gelenlerinden kimi kişiler, İstanbul’da Ayan üyesi yapılır ancak Ayana uğramadan aylıklarını alırlardı.

Hepsinin Boğaziçi’nde muhteşem yalıları, köşkleri vardı.(osmanli mik...........lari ayrimcilik yapmiyorlarmis,yalana bakin hele)

KÜRT ya da ARAP ‘Alevisi

Son dönemde, kimi parti ve örgüt yayınlarında, televizyon söyleşilerinde, köşe yazılarında;

KÜRTt Alevisi’,

‘ARAP Alevisi’ gibi bilimsel dayanağı olmayan tanımlar kullanılıyor.

-

‘Alevi KÜRT’ ya da ‘Alevi ARAP’ tanımı, en az ‘Alevi Fransız’ kadar bozuk ve yanlış bir tanımlamadır.

-

Alevilik, TÜRKLÜGE özgü olan ve onun yaşam biçimini oluşturan bir Orta Asya kavramıdır.

Alevi olmak için TÜRK olmak ya da TÜRKLESMiS olmak gerekir.

TÜRKLESMiS KÜRT’ ya da ‘TÜRKLESMiS ARAP’ olur ama

‘KÜRT Alevisi’

ya da ‘ARAP Alevisi’ olmaz.

-

Alevilerin önemli bir bölümü, bugün ne olduklarını, nereden geldiklerini bilmemektedir.

Yüzyıllarca baskı altında yaşamanın korkusuyla kimliklerini gizlemişlerdir.

Önemli bir bölümü, zulümden kurtulmak için,

OSMANLI’nın ayrıcalık verdiği

KÜRTLÜGE ya da

ARAPLIGA sığınmış, zamanla gerçek kimliğini unutmuştur.

Örneğin, Tunceli yöresinde Cem törenlerini TÜRKCE yapıp kendisine KÜRT diyen insanlar vardır.

Kendini Gizlemek

  1. Selim (Yavuz) Safevi seferine çıktığında, Sivas’a doğru gelirken,
  2. yolda 60 bin TÜRKMENi öldürdü.(Yavuz DOMUZU)
  3. Bunu duyan yöredeki Aleviler Dersim (Tunceli)
  4. ve Malatya Akçadağ başta olmak üzere dağlara kaçtı
  5. ya da Tokat, Aydın, Isparta yörelerine göçtü.(anli sanli müazzam osmanliyi görüyormusunuz hani müslüman osmanlinin din kitabinda SENiN  DiNiN  SANA , BENiM DiNiM  BANA  yaziyordu osmanlinin din kitabinda)

Dağlara çekilerek ya da İran’a göçerek yabancı bir ortamda yaşamak zorunda kalan bu insanlar, toplumsal geleneklerini kendi içlerinde yaşattılar ancak dilleri ve milli duyguları bu zorlama karşısında büyük zarar gördü. (dindar ve adaletli osmanli yüzünden.)

 

İlişkiye geçtikleri

Kormanço,

Zaza gibi aşiretlerin dillerini öğrendiler.

Bu dilleri ana dilleri Türkçeyle karıştırarak kullandılar.

Yaşadıkları baskının şiddetini hiçbir zaman unutmadılar ve TÜRK kimliğini, bilinçli bir unutkanlık içine soktular.

Kendilerini

ne TÜRK,

ne KÜRT,

ne ARAP

ve ne de bir başka etnik kümeden saydılar.

Yalnızca Alevi olduklarını bildiler.3

-

Akçadağ,

Maraş,

Zara,

Gürün

ve Dersim’e yerleşip

Kırmançi

ya da Zazacayı kullanmaya başlayan TÜRKMENLER, bu dilleri KÜRT boylarının anlayamayacağı hale getirdiler.

-

Bunların kullandığı Zazaca, bugün yüzde yetmiş beşi TÜRKCE’den oluşan bir dil haline geldi.4

Zazaca ya da Kırmançiye çok sayıda TÜRKCE sözcük yerleşti ama koşulların zorunlu kıldığı bu olay, dağlara çekilen ve Oğuz TÜRKCESi konuşan TÜRKMENLERiN diline büyük zarar verdi.

-

Çocuklarına iki dil birden öğrettiler ve çok ilginç bir durum olarak bu iki dili anadil konumunda yaşattılar.

Büyük çoğunluğu, etnik kökenini gizleyip yalnızca ‘Ali’nin soyundan geldiklerini’ söylediler.

TÜRK Kimliği

Orta Asya’dan getirdikleri tarihsel ve toplumsal geleneklerini sürdürdüler.

Günlük yaşamda Zazaca ya da Kırmançi karışımı dil kullanıyorlar ancak dinsel törenlerini TÜRKCE yapıyorlardı.

Örneğin, Bektaşilerin temel özelliği Gülbank ve Gülbank törenleri, deyiş, nefes ve cem törenlerinde, edep-erkan usulleri her zaman TÜRKCE olarak yapıldı.5

-

İçinde bulundukları koşulların ağırlığına karşın, bir şeyden vazgeçmediler. Orta Asya’dan getirdikleri tarihsel ve toplumsal geleneklerini sürdürdüler.

TÜRK yaşam biçiminden ödün vermediler.

TÜRK geleneklerini yaşattılar.

-

İnsana ve doğaya bakış,

toplum yaşamı,

kadın erkek ilişkileri,

dayanışma duygusu,

dürüstlük ve paylaşımcılık,

konukluk,

yurda ve töreye bağlılık,

ahlak anlayışı… Bunlar Orta Asya’dan Anadolu’ya getirilen yaşam biçiminin temel özellikleriydi.

Bu kavramlar, Türklerde bir bütün haline gelerek yaşam biçimine dönüşmüştür ve binlerce yılda oluşan geleneklere dayanır.

Bütün toplumlarda bunlara benzer özellikler vardır ancak bu özellikler TÜRK yaşam biçiminde, kendine özgüdür ve yüksek bir niteliğe dayanıyordu.

TÜRKLESME

Aleviliğin ileri yapısı, yaşadıkları yörelerde başka toplulukları etkilemiş ve onların bu yaşam biçimini benimsemesine neden olmuştur.

Bunun anlamı, yüksek kültürleri nedeniyle gönüllü kabule bağlı olarak çevrelerini Türkleştirmeleridir. Bunu, yalnızca

KÜRT ve ARAP çevrelerde değil;

Batı Trakya’da,

BULGARiSTAN hatta

ROMANYA’da da yapmışlardır.

OSMANLI Devleti, kuruluş ve genişleme dönemlerinde, feth ettiği yerlere yerleşmek, oraları Türkleştirmek için, uç bölgelere AleviTÜRKMENLERi bu nedenle göndermiştir.

Din Değil Kültür

Aleviliği, din inancıyla sınırlayıp açıklama yapmak gerçeği ortaya koyamaz. Din ve etnik yapı farklı kavramlardır.

Birbirine karıştırılmamalıdır.

Birçok ırktan insan Alevi yaşam biçimini benimseyip ona göre yaşayabilir ve bunların dinleri farklı da olabilir.

TÜRKLER, farklı dönemlerde farklı dinleri kabul etmişlerdir.

TÜRK gibi yaşamışlar ama dinleri farklı olmuştur.

Din inancının etnik yapıyla karıştırılması tarihi anlaşılmaz kılar ve güncele yönelik sağlıklı sonuç çıkarılmasını karmaşık hale getirir.

İran’da yaygın olan Şiiliktir.

ACEMLER yani İran’ın çoğunluğunu oluşturan kesim,

Anadolu Alevileri gibi

Müslümanlık anlayışlarında Hz. Ali’yi öne çıkaran bir mezheptendir.

Ancak, onların yaşam biçimi Alevilerden Yani TÜRKLERDEN farklıdır.

EMEViLER,

ACEMLERE ve TÜRKLERE vahşet uyguladığı için bunların Müslümanlılık anlayışı ARAP Müslümanlığından farklı nitelik kazanmıştır.

 

DİPNOTLAR

 “Oğuzlar” Faruk Sümer, sf. 16; ak. D.Avcıoğlu, “Türklerin Tarihi” Tekin Yay., 5.Kitap 1996, sf. 2041
2   “The Resources of Turkey” J. Lewis Farley, 2, 3; ak. Z.N. Zeine, “Türk Arap İlişkileri ve Arap Milliyetçiliğinin Doğuşu” Gelenek Yay., 2003,  sf. 19
3   “KÜRTCE Konuşan Aleviler” Cem-Siyasi Haber Gaz.Antalya, Ocak 2003, Sayı 73, 4
4   a.g.g. sf. 4
5   a.g.g. sf. 4

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 127
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Tolon pasa,

Osmanli imp. icin Kürt/Arap/ azicik rus /ucundan avrupali ortak imparatorlugu diyebilir miyiz? Durum buysa eger,

Neredeyse besyüz sene bu topraklarda bir Türk devleti var olmadi. 

Birde osmanliya diger Türki devletlerin bakisi nasildi, simdi nasil. Bunlardan da bahsedebilir miyiz?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 saat önce, kabara yazdı:

Şimdi olaya nasıl bakarsanız nasıl inanırsanız öyle okursunuz. Iraktaki devlet kurulmadan önce engel olmaya çalışıldı neden ? Suriye'de özerk bir bölge kurulmaya çalışıldı engel olunmaya çalışıldı neden ? İran'da olsa yine engel olunmaya çalışılacaktır. Ve şunu söyleyeyim Kürtler hep iyi niyetli oldukları için kaybediyorlar. Şu an Türkiye'ye karşı bir savaş olsa cepheye yine ilk Kürtler gidecektir. Tıpkı Kurtuluş savaşında olduğu gibi. Çünkü Kürtler baştan beri ayrı bir devlet istemiyordu, eğer gerçekten ayrı bir devlet isteselerdi şu an çoktan kurulmuş olurdu diye düşünüyorum. Kürtler baştan beri aynı devlet altında Türklerle kardeşçe yaşamaktan yana oldular. Ayrıca pkk bitirilmek istense bir haftaya bitirilebilir ama operasyonla değil. Bitirilirse siyasi rant nereden sağlanacak ? Emin olun ki çok karışık işler var işin içinde.Yıllarca aynı ülkenin gariban halkı birbirini öldürdü boş yere. Gerçekten de boşuna !

Bir zamanlar hatırlarsanız ekonomi baya güzel yerlere gelmişti çözüm süreci esnasında. Bu ülke çok şey kaybetti ve kaybetmeye devam edecek. Bütün ceremesini gariban halk çocukları ödeyecek. 20 yaşında ömrünün baharında iki gözlü evdeki çocuğun annesinin acısını biz anlayamayız.

 

Valla benim bildiklerim hiç öyle değil, Kürtler epeyce bir zamandır ayrı bir devlet istiyor ve bunu da gayet net biçimde teröre araç olarak kullanıyor. PKK'nın kurucusu Apo'nun ta başından beri demeçleri açık. Hiç olmadı özerklik falan deyip durdular.

Kürtlerin de iyilikten kaybettiğini düşünmüyorum.

 

Kürt toplumu geri kafalı, yobaz, saçma geleneklerine sıkı sıkıya bağlı, şiddete fazlasıyla meyyal bir toplum. Seviyorlar bu işleri, bunu da gizlemiyorlar. 

Yani Kürt sorunu dedikleri şey başından sonuna kadar kültür meselesidir.

Bu insanlar ağa olmadan tuvalete bile gidemiyor. Kafası çok kızan kaçıp bu tarafa, batıya geliyor ve kafa ne kadar değişiyor ki...

 

Bunları söylerken hoşnutluk duymuyorum. Ülkemizin en önemli sorunlarından biridir bu. Bu toplumun kendini bu ülkeye ait hissetmemesinin tek bir nedeni yok, suçlusu da tek başına onlar değil. Ama haklarımız yeniyor, eziliyoruz yalanlarından gına geldi, cumhuriyetin değerlerine düşmanlıkları ve terörü desteklemeleri de kendilerinden nefret edilmesine neden oldu.

Kürt güzellemesi çekemeyeceğim, kimse kusura bakmasın. Beni kardeşten saymayanı, iyi niyet beslemeyeni ben hiç sevmem. Hümanizm kasamayacağım.

 

Bu arada, AKP geldiğinde terör sıfır noktasına çekilmişti, Apo falan çoktan içeri tıkılmıştı. AKP geldi ve kadim Kürt-şeriatçı ortaklığı harekete geçti. Bu kez Kürtçülüğe evrilmiş solculuğun mensupları ve liberalleri de güzelce yanlarına alıp ülkenin dibini oydular.

 

Kürtler HDP'den çok AKP'ye oy verir arkadaşım. Yukarıda bir arkadaş bahsetmiş, MHP'ye bile oy veren yerler oldu.

Mesele açık aslında.

Link to post
Sitelerde Paylaş

iste böyleee,

                     Önce deadanddark,a yanit verelim.

Gagur osmanlinin düsmanlarida GAVURDUR.Bumu nasil oluyor.Osmanli bize GAGUR görünüyor ama gavurlar osmanliyi nasilsa hepp müüslüman görüyürler.Bu nedenle her türlü yollu deneyip osmanliyi yiktilar.

                    Avrupa RONESANSLA uyaninca BiLiM ve TEKNIKTEDE büyük sicrama yapti.Osmanliysa heo fellahin dedigine uydu.

Ne diyordu fellah ALLAH isterse verir ,istemezse verrmez.Onun icin kic yirtmaya gerek yok.Avrupa modern silahlara kavusunca saldiri sirasi osmanlidan avrupaya gecti.Osmanli artik girdigi her savasi kaybeder oldu.Hatta bazi savaslara girmeden yenilmisligi kabul ediyordu.Artik osmanli soygun yapamadigindan,kabakla HIYARDA satmayinan parada kazanamayince borc almaya basladi.Borc taksitlerinide ödeyemeyince para verenler osmanlinin para getiren herlerine gelip oturdular.Böylelikte onmanlidan alacaklari taksitleri kendileri cikarmaya basladilar.Osmanli hergelirini kaybedip parada kazanamayinca cok büyük gürültülerrle FERYADU FiGANLARLA batti gitti.Milyonlarca insanda öldü.Cokda büyük topraklar kaybetti.Osmanlinin borclarini bile ATATÜRK ödedi.

                   Diger TÜRK devletleri TÜRKiYE icin söyle diyor,Türkiye batililara kendini kullandiracagina ÖNÜMÜZE  GECIPDE bizlere yol göstermesini bekliyoruz ama Türkiye yanimiza bile yanasmadan hem aRAPLARA hemide batilara kullandiriyor kendini diyor TÜRK kardeslerimiz.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

iste böyleee,

                       Türkateist arkadas diyorki kürt bölgesindenbatiya kacanlar var bunlar batidan ne alabilirlerki.

-

Arkeri okuldan yaz tatiline cikinca 3 ay kizilayda calisiyorduk 3 arkadas.Tabiki basimizdada bir saglikci var.Erzincanin desime yakin köylere,dersimin erzincana bakan köylere yardima gidiyorduk.Evlerini ahirlarini dezenfekte ediyor bazi ilaclarida ücretsiz bölge insanina veriyorduk.

                      Bir gece saat 23,00 de erzincanin son köyüne girdik.Köyde hic lamba yanmiyordu.Aradik isik gördügümüz bir evin kapisini caldik.Adam acti kapiyi durumu anlattik.Dedikki validen elimizde bir kagit var kim köyde bulunursa bize yardimci olacak.Adam güldü.Bunlara valideen degil reisi cumhurdan kagidiniz olsa bile size yardinci olmazlar.Peki ben niye size yardimci olacam biliyormusunuz.Dersim olaylarinda Bursaya sürgüne gönderildim,oranin insanindan insanlik ögrendim 15 yilda dedi.Bu gece bende kalabilirsiniz.Yarinda muhtara gidersiniz dedii.Gercekten Kürtler oldukca karsi,Türklere karsi olmalari yanindada kendi aralarinda bile günleri hep kavga ile gecer.Bir tavuga kis demeden bile rahat adam öldürebilirler.Sarikamisda gazinodayip kim gönerdiyse Abi senden coh büyük bir ricam var bana bir tabanca.Napcan tabancayi dedim.Ben sarikamisa geldikten sonra köy karismis,3 e bölünmüs bizimkiler habar gönderdiler sakin bir tabanca bulmadan gelme.Oglum dedim,ben kacak tabanca saticisi deyilim.Benim belimdeki tabancada ordunun.Abi sen bilirsin,sen bulabilirsin nolur bana yardim et.Dedimki bende birtabanca var ama namlusu su borusundan yapilmis karadeniz tabancasi var istersen onu sana veriyim.Yok abi eyi bir tabanca isterim dedi.Gel benimle o zaman dedim götürdü onu hemserimin magazasina dedimki sen kendi tabancani satmak istiyordun sat bu kürt gardasa.Hemserimm cikardi tabancayi gösterdi.Kürt cok beyendi fiyatini sorduk 1500tl deynce kürt abi ben yoksul insanim okadar parayi nasil ödiyim dedi.Velhasil kürde silah bulamadik adam silahsiz gitti köye.

                       Kütlerde gecimsizlik coktur.Dag yasami bunlari vahsilestirmistir.Osmanli bunlari cok ehlilestirmeye calisti ama basarilli olamadi.

                     Dersimde köyün birine girdik,kadinlar cocuklar bizi taslamaya basladilar.Arkadan yetisen biri bagirinca cocuklarda kacti kayboldular.Meger adam köyün muhtariymis.Bu siralarda tarih 1960 lardi.Sonraki yillarda KÜRTLER bati anadoluya akin akin göce basladilar.1985 lerde egeyi akdeniz kiyilarini turladigimda gördümkü her taraf kürt dolmus.Cogu cadirlarda duruyorlardi.

                     1957de balikesirin Edremit ilcesine tayinim cikti.Egede gördüklerim beni sasirtti.Hak komsuya giderken yakin biryere giderken kapiyi cekip gidiyordu.Kitlemek falan yoktu.Nasil olsa 10-15 dakkaya gelirim diye.Aradan 5-10 yil zaman gecti dogu insani egeye akin edince noldu biliyormusunuz?kapilara,pencerelere hatta her deliye demir parmakliklarr yaptirma zorunda kaldilar.Bir sabah sahildeki evimde uyuyorum hanim namaza kalkmisti bana gelip dediki kapiyi biri acmaya calisiyor.Tanancayi aldim kapiya anahtari sokup acana kadar adam duvardan atlayip kacti.Erzincanli yasli bir köylüye sordum kürtlerle araniz nasi deyince su sözleri söyledi bana.

KÜRTTEN  EVLiYA

KOYMA  AVLUYA

YA  SAMIYI  CALAR

YADA SAMBAGIYI

 

SAMI boyunduruktta okuzlerin boynunu tutan yuvarlak 2 adet tahta cubuklardir.

Sambagiysa bu cubuklari birbirine baglayan ufacik ip.

                    Köylü derdiki ates yakmaya korkuyorduk.Dumani gören kürtler hemen duman cikan evi gelip basiyorlardi yiyecek birsey buluruz deye.

ACLIH YOKSULLUH insana ne yaptirmazki.

Kürtlerdede cok suc var.Kürdün birine gazataci soruyor kac garin var,kürt diyorki 3.Peki kac cocugun var kürt diyorki 34 tane.Pekiii hepisinin adi aklinda kaliyormu,Bazan unuttugum oluyor demis gazataciya.

               Gazataci sorar pekii bukadar cocuk neden yapiyorsunuz?

Kürt hakli olarak söyle der.Agam iS yoookkkkk güc yoh,Sabahdan aksama kadar garinin yaninda insan olunca atyom gariyi yataga ver ALLAHIM.Ondan sonra ikizler,ücüzler pespese geliyor agam der kürt.

Kürtte hakli.

20milyonluk nufus olacak ülkeye 80 milyon insani dogurtturursak olacagi budur.

                 Bulgaristanin nufusu 9 milyondu,Türkiyeninse 60 milyon.Bulgaristandaki TÜRKLERE Bulgarlar ZULUM eddince demokrat ppartiden bir bakan bulgaristana söyle der nufusumuzz 80 milyona bir ciksin o zaman gösterecez size.

                   Aradan yillar gecti türkiyenin nususu cikti 82 milyona 8 milyonluk isreil Filistine yardim götüren gemimize saldirdi,10 kisimizide öldürdü AKP 8 milyonluk isreile GIG bile diyemedi.Kurandada söyle bir ayat varr 1 müslüman 20 gagura bedeldir.Bunu söyliyen kim acaba,ALLAHMI  yoksanam FELLAHMI?

Dedeniz

Link to post
Sitelerde Paylaş

neden öfkeli olduğunuzu anlatmanız başka bir şey,

burdan hakaretler yağdırmanız başka bir şey.

ziya gökalp de kürt'tü, cahit sıtkı tarancı da...

malazgirt'te savaşan da kürt'tü, çanakkale'de savaşan da...

 

ülkeyi kaç yıldır yöneten iktidarın sorumlusu da kürtler oldu iyi mi?
kürtlerin pkk'lısı da vardır, akp'lisi de, chp'lisi de ve hatta mhp'lisi de.

benim çok sayıda kürt arkadaşım ülkücüdür.

elazığ, malatya ve çevresinde öteden beri mhp'li kürtler vardır.

parti teşkilatlarında da görev alırlar, ülkü ocakları'nda da.

bu şehirlerin nüfusu yaklaşık yarı yarıya türk ve kürt'tür

hani depremde ilk olarak arama motoruna elazığ kürt mü diye yazanlar var ya!

 

geri kafalılık, yobazlık, saçma geleneklere bağlılık, şiddet yanlısı olmak...

bu vasıflar hiçbir millete mahsus değildir.

bize düşen bu kafalarla mücadele etmektir.

bu mücadele, aydın insanın namus borcudur.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

farsça kürtçe zazaca ya baktığımız vakit kadim dillerdir

evet kürtçe zazaca farsça nın altında dır dil ağacında

ancak misal zazaca da öyle kelimeler var ki modern farsça da yok

misal pehlevicede var 

buda gösterir ki zazaca modern farsçadan bile daha eskidir

kürtçe de böyledir

 

zaza ve kürtlerin irani halklar olduğu söylenmektedir

dillerin bağlantıları bunu pekte yalanlamıyor

 

misal terzi kelimesi osmanlıcada derzi dir

derzi esasen kürtçede iğne demek

zazacada derzen derzin demek

farsça  suzen ancak derzen duze de denir

misal çuval-duz esasen çuval diken büyük iğnedir

iğneyi kendine cuvaldızı başkasına batır da burdan gelir:)

duz iğne demek

biduze  farsça dik demek emir dir.

 

dil bağlantıları tarihin köklerine götürür

Gazi paşa boşuna tdk ttk larını kurmuyor

 

**

kürt kardeşlerimizin dilini kültürüne saygımız sonsuz

emperyalistlerin gazına gelip Türkiye ile kavga etmesinler

bundan hem kürt kardeşlerimiz hem Türk halkı hemde Türkiye zarar görür

sadece emperyalsitler fayda görür

 

her kesin faydasına olan kardeşliktir

ülkemize sadakat ve birliktir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

farsça kürtçe zazaca ya baktığımız vakit kadim dillerdir

evet kürtçe zazaca farsça nın altında dır dil ağacında

ancak misal zazaca da öyle kelimeler var ki modern farsça da yok

misal pehlevicede var 

buda gösterir ki zazaca modern farsçadan bile daha eskidir

kürtçe de böyledir

 

zaza ve kürtlerin irani halklar olduğu söylenmektedir

dillerin bağlantıları bunu pekte yalanlamıyor

 

misal terzi kelimesi osmanlıcada derzi dir

derzi esasen kürtçede iğne demek

zazacada derzen derzin demek

farsça  suzen ancak derzen duze de denir

misal çuval-duz esasen çuval diken büyük iğnedir

iğneyi kendine cuvaldızı başkasına batır da burdan gelir:)

duz iğne demek

biduze  farsça dik demek emir dir.

 

dil bağlantıları tarihin köklerine götürür

Gazi paşa boşuna tdk ttk larını kurmuyor

 

**

kürt kardeşlerimizin dilini kültürüne saygımız sonsuz

emperyalistlerin gazına gelip Türkiye ile kavga etmesinler

bundan hem kürt kardeşlerimiz hem Türk halkı hemde Türkiye zarar görür

sadece emperyalsitler fayda görür

 

her kesin faydasına olan kardeşliktir

ülkemize sadakat ve birliktir.

fars dili kürtçeden daha eski değildi, persler ile kürtler zaten komşular birbirlerine. bugün bile kürtlerin kan harıtasına bakıldığında 4 atadan geldikleri biliniyor ki tarihleride oyledir. bir dönem iranın yaptıgını fetihler sonrası zerdüştlüğü kabul etmişlerdir bir kısım kürtler ama sosyolojik ya da kültürel yapılarında gözle görülür bir tema bulunmuyor. yani islam kadar etkili olamadılar. kürtler yasadığı bölge sebebiyle tarıma ilk defa gecen halkta olabilme özelliğini elinde bulunduruyor.. mısıra hindistana dahi tarım buralardan gittiği söyleniyor. hatta avesta ya bile kürt tanrılarının isimlernin zamanla isim değiştirerek geçtiği düşünülüyor

Link to post
Sitelerde Paylaş

iste böyleee,

                     Kim derseki KÜRTLERDE,  CANAKKALE savaslarinda,iSTiKLAL savaslarinda .vardi,cok büyük YALAN söylüyorlar.TÜRK  genel kurmayi sehit olan askerlerin ilini,ilcesini,köyünü adini adresini bilmektedir.Bilmektedirki istiklal savaslarinda Kürtler Yunanlilar saflarindaydilar.Siz Türkleride kendiniz gibi GERi zekalimi saniyorsunuz.Sitki sakik Canakkalede taraftarlarina yaptigi konusmalarinda bastan sona kadar yalan söylemistir.CANAKKALE ve iSTiKLAL savaslarikonusundaki yazilar asagidadir.

Bakin bakalim TÜRK genel kurmayi Kürtler hakkinda ne diyor?

 

                    Kurtuluş Savaşında ve Çanakkalede kürtler varmıydı ? Atatürk kürtlere özerklik sözü verdi mi ? Yunan ordusundaki kürtler!

 
16-22 Minuten

                     İstiklal Marşı’nın bile okunmadığı---- DTP---- Çanakkale il kongresinde konuşan Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Atatürk’e hakaret ederek “Mustafa Kemal ve arkadaşları, 1924′te ret ve inkar politikalarıyla toprağa gömülenlere ihanet ettiler” dedi.(ATATÜRK ihanet etmedi sen yalan söyledin UTANMADAN)

-

Muş Milletvekili Sırrı Sakık kongrede ihanet içinde yaptığı konuşmada

“İşte burası Çanakkale’dir. Türkiye’nin harcı burada atıldı. 1921′lerde Cumhuriyet kurulurken Cumhuriyet’in temel hedefi; Kürtler ve Türkler bu Cumhuriyet’in asıl sahipleridir. Çünkü, Çanakkale’de ölenler ortak vatan için mücadele ettiler.(tuh utanmaz) Ama ne yazık ki, 1921′de Anayasa’da ‘Bu vatan Kürtler’in ve Türkler’in ortak vatanıdır’ diyen Mustafa Kemal ve arkadaşları, 1924′te ret ve inkar politikalarıyla Çanakkale’de toprağa gömülenlere ihanet ettiler. 1924′te tek ırk, tek dil yarattılar. O gün, bugündür. Kürtler ve Türkiye demokrasi güçleri bu tekçiliğe, ırkçılığa karşı bedenini önüne yatırıyor, kimliğine sahip çıkıyor, özgür bir kimlik için bedel ödüyor.”

Ama Sırrı Sakık’ın bu bölücü tezlerini bugün Türkiye’de neredeyse herkes savunuyor. Kimisi hararetle, kimisi inanarak, kimisi inanmak isteyerek.Ama tarih elbette bambaşka. Kimileri inanmak istemese de, kabullenmek istemese de, Kürtler ne Çanakkale Savaşı’nda ne de Kurtuluş Savaşı’nda vardı.

-

Çanakkale’de ve Kurtuluş Savaşı’nda Kürtler neredeydi?

-

Çanakkale Savaşı’nda Osmanlı Ordusu’nun resmi kaybı 48 bin asker.

Peki bu 48 bin şehidimizin nerelerden gelip Çanakkale’de öldüğü biliniyor mu? Elbette biliniyor.

-

Her bir şehidin, ana-baba adından tutun köyüne kadar kim oldukları biliniyor.

Peki Çanakkale’de kimler şehit olmuş? 48 bin şehidin

-

992 tanesi Güneydoğu’dan katılmış.

Yani %2’si. Ama bu rakam da bizi yanıltmasın, bu 992 kişinin

502’si de Antep’ten katılmış.

-

Mesela Sırrı Sakık’ın memleketi Muş’tan kaç kişi şehit olmuş?

7 kişi!

-

Diyarbakır’dan 49,

Van’dan 36,

Siirt’ten 40,

Mardin’den 7 kişi.

Görüldüğü gibi rakamlar ortada: Kürtler pek Çanakkale’ye uğramamış!

Peki Kurtuluş Savaşı’nda durum farklı mı?

-

Orada da durum oran olarak aynı.

Toplam 35 bin resmi şehidimiz var Kurtuluş Savaşı’nda. Bunların 685’i Güneydoğu doğumlu. Oran olarak yine %2!

-

Sırrı Sakık’ın memleketi Muş’tan katılım bu defa çok yüksek olmuş ki şehit sayısı 18!

-

Yani rakamlara baktığımızda görüyoruz ki Kürtler Kurtuluş Savaşı’nda da ortalıkta gözükmüyor...

Kürtlere kardeşlik soruları

Ama biz yine de geçmişi çok kurcalamaktan yana değiliz. Kürtler bu rakamları unutabilirler, biz de unutabiliriz, yeter ki günümüze gelelim ve anlaşalım.

O halde bir de şu sorulara cevap arayalım.

Mesela Sırrı Sakık ve diğer DTP’li milletvekillerine ya da onlarla aynı yolda yürüyenlere soralım.

Ailenizde kaç kişi Çanakkale Savaşı’nda,

kaç kişi Kurtuluş Savaşı’nda şehit oldu?

-

Şehit olmasa bile ailenizde hiç bu savaşlara katılmış dedeleriniz var mı?

Onlar size Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı anılarını anlattılar mı?

Ve devam edelim sormaya...

Ailenizde kaç kişi şu ana kadar PKK için savaşırken öldü?

Hâlâ PKK’da savaşan akrabalarınız var mı?

Mesela Sırrı Sakık’ın yanıtlaması çok kolay olacaktır çünkü ağabeyi Şemdin Sakık PKK’nın Apo’dan sonraki ikinci adamıydı ve şu an hapiste!

Bu arada şunu da soralım kaç akrabanız PKK davasından içerde yatıyor?

Bu soruların cevapları yeterince aydınlatıcı olacaktır elbette.

Peki kurtuluş savaşına katılmayan kürtler daha sonra ne yaptı?

-

kurtuluş savaşına katılmayan kürtler isyanlar çıkardılar ve bu isyanlarda ölenlerin sayısı kurtuluş savaşında ölenlerin on mislidir !

-

Babanzade Abdurrahman Paşa isyanı (1806- Musul)

Babanzade Ahmet Paşa isyanı (1812 – Musul)

Zaza isyanı (1820)... Devamı

Yezidi isyanı (1830- Hakkari)

Şerefhan isyanı (1831- Bitlis)

Bedirhan isyanı (1835- Botan)

Garzan isyanı (1839- Diyarbakır)

Ubeydullah İsyanı (1881- Hakkari)

Bedirhan Osman Paşa ve kardeşi Hüseyin Paşa isyanı (1872-Mardin-Cizre)

Bedirhan Emin Ali isyanı (1889- Erzincan)

Bedirhaniler ve Halil Rema isyanı (1912-Mardin)

Şeyh Selim Şehabettin ve Ali isyanı (1912- Bitlis)

Koşgari isyanı (1920- Koşgiri)

Nasturi isyanı (1924- Hakkâri)

Jilyan isyanı (1926- Siirt)

Şeyh Sait isyanı (1925- Bingöl-Muş-Diyarbakır)

Seit Taha ve Seit Abdullah isyanı (1925-Şemdinli)

Reşkotan ve Reman isyanı (1925- Diyarbakır)

Eruhlu Yakup Ağa ve oğulları (1926-Pervani)

Güyan isyanı (1926-Siirt)... Devamı

Haco isyanı (1926- Nusaybin)

I. Ağrı isyanı (1926)

Koçuşağı isyanı (1926- Silvan)

Hakkâri-Beytüşşebab isyanı (1926)

Mutki isyanı (1927- Bitlis)

II. Ağrı isyanı

Biçar harekâtı (1927- Silvan)

Zilanlı Resul Ağa isyanı (1929- Eruh)

Zeylan isyanı (1930- Van)

Tutaklı Ali Can isyanı (1930- Tutak-Bulanık-Hınıs)

Oramar isyanı (1930- Van)

III. Ağrı harekâtı (1930)

Buban aşireti isyanı (1934- Bitlis)

Abdurrahman isyanı (1935-Siirt)

Abdulkuddüs isyanı (1935-Siirt)

Sason isyanı (1935-Siirt)

Dersim isyanı (1937-Tunceli)

PKK terörü (1984-.......)

226520_195639650480063_4764106_n.jpg?_nc

228581_195639690480059_8225042_n.jpg?_nc

Atatürk kürtlere özerklik sözü verdi mi ?

Öncelikle 1921 anayasası.1921 Anayasası'nı iyice anlamayanlar, sözde "Kürt Özerkliği"ni öne çıkartırlar. Oysa 23 maddelik 1921 Anayasası'nın kürt lafı bile yoktur.İşte tartışma yaratan 11.madde:

"Vilayet mahalli işlerde manevi şahsiyete ve özerkliğe sahiptir. Dış ve iç siyaset, şer'i, adli ve askeri işler, uluslararası iktisadi ilişkiler ve hükümetin genel vergileri ile birden fazla vilayeti ilgilendiren hususlar istisna olmak üzere Büyük Millet Meclisi tarafından konacak kanunlar gereğince vakıflar, medreseler, eğitim, sağlık, iktisat, tarım, bayındırlık ve sosyal yardım işlerinin düzenlenmesi ve idaresi vilayet şûralarının yetkisi içindedir."

Yani her ilde il genel meclisleri kurulacak,üyeler seçilecek,o illerden o meclisler sorumlu olacaktır.

Gazi Mustafa Kemal Paşa, 1921 Anayasası'na göre özel olarak Diyarbakır, Van ve Bitlis'ten değil, Türkiye'deki bütün illerin yerel yönetimlerinden söz etmektedir !!!

-

Şimdi gelelim can alıcı soruya: 1921 Anayasası'nın 11-21. maddeleri, 1924 Anayasası'nda neden yer almamıştır?

-

Resmi tarihi kabul etmeyen gayri resmi tarihçilerin ileri sürdüğü gibi amaç Kürtlere kazık atmak mıdır? Yoksa Büyük Millet Meclisi, 1921 Anayasası'nın 11-21. maddelerinin dile getirdiği "şûralar yönetimi"ne engel olmak için mi bu değişikliği yapmıştır?

Elbette ikincisi.Değişiklik, "Devlet Sosyalizmi"ne giden anayasal yolu kapatmak için yapılmıştır

----------------------------------------------------------------------------

Gazi Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı öncesinde, esnasında veya sonrasında, en kritik dönemlerde dahi Kürtlere özerklik tavizi vermemiştir. 1918-1924 arası tüm gelişmeler bunun somut kanıtıdır.

Kaldı ki 1923 yılına gelinceye kadar çok kritik dönemlerden geçilirken bile Kürtlere böyle bir taviz verilmemiştir.

-

Örneğin Milli Mücadele’ye karşı ilk isyan hareketi, Mustafa Kemal Paşa’nın tam da Samsun’a çıktığı günlerde,

Midyat,

Nusaybin,

Ömerkan,

Dirilömer çevresinde İngiliz güdümünde ve desteğinde bir Kürt devleti kurmak için başlatılan Ali Batı Ayaklanması’dır. (11 Mayıs-18 Ağustos 1919). Bir taraftan ülke baştan aşağı işgal edilirken ortaya çıkan bu isyancılara en ufak bir taviz verilmemiş, anlaşma yoluna gidilmemiş, sonunda isyan bastırılmıştır.

-

Gene İngiltere ve Fransa’nın kışkırtmasıyla, Güneydoğu Anadolu’da bir Kürt devleti kurmak üzere Siverek civarında ortaya çıkan Milli Aşiret Olayı aynı şekilde zor da olsa bastırılmış ama bir taviz noktasına gelinmemiştir. (1 Haziran-6 Eylül 1920).

-

Diğer bir aşiret isyanı Cemil Çeto Olayı’dır. (20 Mayıs-7 Haziran 1920). Nihayet tam da 2. İnönü Savaşı sürerken, Sıvas, Erzincan ve Tunceli bölgelerinde iki ay süreyle etkin olan Koçkiri Ayaklanması (6 Mart-17 Haziran 1921) bile sonucu değiştirmemiştir. Kaldı ki, bu isyanı çıkartanların amacı Zara, Divriği, Refahiye, Kuruçay ve Kemah havalisinde “özerk bir yönetim” kurmaktı.

-

Durum son derecede kritikti.

Yunan ordusu 2. İnönü Savaşı’nı kaybetmese, Ankara yolu açılmış ve her şey bitmiş olacaktı. O yüzden Çankaya Muhafız Birliği’nin 100 kişilik kuvveti dahi cepheye sürülmüştü. Buna rağmen Batı’da Yunanla, Doğu’da Kürt asileriyle mücadeleye girildi ama taviz verilmedi, böyle bir özerklik,bağımsızlık kabul edilmedi.

-

YUNAN ORDUSUNDAKİ KÜRTLER !

-

Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması ile birlikte Kürtler de Doğu bölgelerinde Ruslarla birlikte hareket edecektir.

-

O dönem bölgede etkili olan Rus Elçiliği Kürtleri ele geçirmiştir.

Nitekim hemen 1914 yılında Kürt isyanları başlar.

Rus Orduları Doğu Anadolu’yu işgal ederken Kürtler de bağımsızlık hayaliyle Ruslara yardım ederler.

-

Ünlü -------Sykes-Picot -----------Antlaşması’na göre Doğu’da

Ermenistan

ve Kürdistan kurulacak ve Rusya’ya bağlanacaktır.

Kürtlerin Çanakkale’de savaşmamalarının nedeni de budur.

1916 yılında Antlaşmaya dökülen plan, Rusların 1830’dan beri uyguladığı plandır zaten.

-

Fakat Birinci Dünya Savaşı tüm dengeleri alt üst eder.

Kürtler de bu dönemde hem Ruslarla hem İngilizlerle hem Fransızlarla hem de Amerikalılarla işbirliği yapar. Kürtlerin bağımsızlığına Sevr Antlaşması ile karar verilir.

-

Yani Birinci Dünya Savaşı’ndan Kurtuluş Savaşı’na giden dönemde Kürtler hep Türkiye’yi işgal eden kuvvetlerle birlikte hareket eder.

-

Bu durum, yani Kürtlerin Birinci Dünya Savaşı’nda Türklerle birlikte savaşmaması o dönemin raporlarında açıkça geçmektedir.

-

Rus Gordlevski aynen şu satırları yazar:

“Türkler vatan savunmasına katılmadıkları için Kürtlere çok kızmaya başladılar.”

Fakat Rusya’da Bolşevik İhtilali gerçekleşince işler değişir. Çünkü Lenin Kürtleri değil Mustafa Kemal’i destekler. Sykes-Picot Antlaşması’nı fesheder. Bunun üzerine Türk-Sovyet Antlaşması gelir ve Kürtler yalnız kalır.

-

Bu tarihten itibaren Kürtlerin esas hamisi Ruslar değil İngilizler olacaktır.

Türkiye’deki komünistler ve Sovyetler de Kürt isyanlarını değil Mustafa Kemal’i destekleyecektir.

-

Kürtler Sarıkamış’ta var mıydı?

Tüm bu anlatılanlardan sonra Kürtlerin neden Çanakkale Savaşı’na katılmadığını anlamak kolaylaşır.

Daha 1830’lu yıllarda başlayan Kürt ihaneti çoktan kökleşmişti, Birinci Dünya Savaşı sırasında da Kürtler Türkiye için değil Ruslar için savaşıyordu.

-

Böyle olduğu için de Çanakkale Savaşı sırasında Kürtlerin şehit listesinde olmamasına şaşırmamak gerekir: Çanakkale uzak olduğu için değil Türklere uzak oldukları için katılmadılar savaşa.

-

Kimileri bu gerçeği daha fazla gizleyemeyeceklerini biliyor.

O nedenle de Kürtlerin diğer cephelerde, Sarıkamış’ta çarpıştığını söylüyorlar.

Elbette bu da büyük bir yalan.

-

Genelkurmay arşivlerinde Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı şehitlerinin listesi, askerlik şubesi kayıtlarına göre tutulmuştur. Dolayısıyla Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı rakamları gerçektir, kimse bunlara itiraz edemez.

-

Ama Kürtlerin Sarıkamış’ta savaştığını iddia edenler varsa, buyursunlar rakamları açıklasınlar.

-

Yani bizim yaptığımızı yapsınlar, belgeye karşı belgeyle ortaya çıksınlar.

Ama Sarıkamış’ta Kürtlerin Ruslara karşı savaşma ihtimali bile yoktur ortada çünkü Kürt aşiretlerini o dönemde zaten Rus Elçiliği kontrol ediyor ve yönlendiriyordu.

-

Hain bir Kürt aşiret reisi Mutkili Hacı Musa

Kurtuluş Savaşımızın başlangıcı 19 Mayıs 1919’dur. 24 Ağustos 1919’da Kurtuluş Savaşı’nı idare etmek üzereHeyet-i Temsiliye oluşturulmuştur. 9 kişilik kurulda bir de Kürt vardır. Mutki Aşireti reisi Hacı Musa Bey.

-

Ancak bu Kürt ağası içeri sokulan bir haindir.

Nitekim Hacı Musa Bey, 1923 yılı Mayıs ayında Erzurum’da kurulan Kürt Azadi Cemiyeti’nin de lideridir.

Azadi Cemiyeti’nin üyelerinden biri de Şeyh Sait’tir.

Azadi Cemiyeti

İngilizlerle,

Fransızlarla

ve Sovyetler Birliği ile temas kurarak Bağımsız Kürdistan için destek aramıştır.

Daha sonra bu örgüt İngiliz desteği ile başlayan Nasturi Ayaklanması’na katılır. Nasturi Ayaklanması’nın bastırılmasından sonra ise İran’a kaçarlar.

-

Daha sonra Mustafa Kemal bu hain Kürt aşiret reisi hakkında Nutuk’ta açıklama yapacaktır.

İlk Meclisteki hain Kürt milletvekilleri

Ankara’da Millet Meclisi’nin kuruluşu 23 Nisan 1920’dir. Bu tarihten itibaren TBMM Ordusu da kurulmuş ve Kurtuluş Savaşı’nı vermiştir.

O dönemki mecliste de bugünkü Mecliste olduğu gibi bölücü Kürt milletvekilleri vardır. İşte bu Kürt milletvekilleri Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’na yardım etmemiş, tam tersine bu Kurtuluş Savaşı’na karşı bir ayaklanma örgütlemişlerdir.

-

Bitlisli Kürt milletvekili Yusuf Ziya Bey de Azadi örgütünün içindedir.

Yusuf Ziya Bey aynı zamanda İngiliz ajanıdır.

Mustafa Kemal Paşa, Yusuf Ziya Bey’den kuşkulanmakta ve onu takip ettirmektedir.

Gerçekten de Mustafa Kemal’in kuşkuları gerçek olur ve Yusuf Ziya Bey Nasturi İsyanı’na katılır.

-

Tevfik Cemal ve Teğmen Ali Rıza da Kürt örgütünün üyesidir ve isyan sırasında 270 askerle birlikte karşı tarafa geçerler!

-

Görüldüğü gibi Kurtuluş Savaşımıza katılan ve Türklerle savaşan Kürtlerle değil, Kurtuluş Savaşı’nın içine sızan, ancak kendi Kürt örgütlenmesini devam ettiren, İngiliz, Fransız işgalcilerle işbirliği yapan ve en sonunda da Türk askerine karşı cephe açan Kürtleri görüyoruz.

-

Bu örgütün İngiliz desteğini sağlamak için Nasturi isyanından üç yıl önce 1920 yılında yine Hakkari’de başka bir isyan çıkarttığını da kaydedelim.

Mustafa Kemal’e idam kararını da bir Kürt verdi

Peki Kürtlerin Kurtuluş Savaşımız sırasındaki tek ihanetleri bu mudur?

_

Aslında Kurtuluş Savaşı’nın başından itibaren Mustafa Kemal’in karşısındadır Kürtler. Mustafa Kemal’in idam emrini veren Kürt Mustafa Paşa’dır!.

Aynı Kürt Mustafa Paşa’nın eniştesi ise Kürt İzzet Bey’dir ve İstanbul Hükümeti’nin İçişleri Bakanıdır.

-

Kürt İzzet Bey de İngiliz ajanıdır.

Kürt İzzet Bey’in bir de yeğeni vardır Şerif Paşa, o da Kürdistan Teali Cemiyeti’nin Paris temsilcisidir.

-

İstanbul Hükümeti’nin ve İngilizler’in Mustafa Kemal hareketini engellemek için kullanmayı düşündükleri kütle ise Kürtlerdir.

 

Damat Ferit, Kürdistan Teali Cemiyeti ile görüşerek onlara özerklik karşılığında Mustafa Kemal’e karşı savaşmayı teklif eder.

Damat Ferit Yüksek Komiser De Robeck ile görüşerek Sevr koşulları gereğince 15 bin kişilik bir Kürt ordusu kurulmasını ve Kürtleri Mustafa Kemal’e saldırtmayı teklif eder.

-

Bu yönde en önemli girişim Ali Galip olayıdır.

İngiliz ajanı Binbaşı Noel, Ali Galip ve Kürdistan Teali Cemiyeti liderleri Malatya’ya geçerler. Burada bir Kürt birliği kurarak Sivas yolunda Mustafa Kemal’i öldürecekler ve Kongre’nin toplanmasına engel olacaklardır.

-

Ancak Mustafa Kemal girişimi haber alır ve tedbir alır. Malatya’da Türk birlikler İngiliz ajanı, Ali Galip ve Kürdistan Teali Cemiyeti liderlerini kıstırırlar. Tutuklama emri vardır. Noel, İngilizlerden yardım ister. Saraya baskı yapılır fakat sonuç varmez. En sonunda kaçmak zorunda kalırlar.

-

Görüldüğü üzere daha Sivas Kongresi öncesinde bile Kürtler İngilizlerle, İstanbul Hükümeti ile birlikte Mustafa Kemal’e karşıdır.

-

İngiliz gizli belgeleri de bunu doğrulamaktadır.

-

28 Kasım 1919’da Mr. Kindson’un Londra’ya gönderdiği raporda şöyle yazılıdır:

-

“Kürtlere her ne kadar inanmasak da onları kullanmamız çıkarlarımız gereğidir.”

9 Aralık 1919 tarihli Yüksek Komiser Robeck’in Lord Curzon’a raporunda ise şunlar yazılıdır:

“Kürtler bütün ümitlerini İngiliz hükümetine bağlamış durumdalar.

Bu ara Mustafa Kemal gittikçe tehlikeli olmaya başlıyor.

Kuvvetler, Kürtleri Mustafa Kemal Paşa’ya karşı kullanmak için para ödemeye hazırdırlar”

-

Yunan ordusundaki Kürtler

Ama Kürtler bununla da yetinmemektedir.

İngiliz Gizli Belgeleri’nin verdiği bilgiye göre Kürtler aynı zamanda Yunanlılarla da temas halindedir.

-

Amasya’da Yunan temsilcisi ile görüşen Kürtler,

Yunanlılara Türk ordusunda ele geçirilen Kürt esirlere iyi davranılmasını ve bu esirlerin Türk ordusuna karşı kullanılmasını önerir. Teklif kabul edilir ve esir Kürtler Yunan ordusunun hizmetine girerler.

-

Kürt-Yunan işbirliğinin en büyük sonucu ise Koçgiri İsyanı’dır.

Yunan ordusu büyük ilerleyişe geçmeden hemen önce Kürtler isyan eder.

Yunan ordusu Bursa’ya doğru ilerlerken Kürtler Sivas’a doğru yürümeye başlar.

-

Amerikan Askeri Ateşesi durumu şöyle rapor eder:

“... Yunanlılar önemli bir zafer kazanırlarsa Kürt isyanı Türkiye’nin arkasını ciddi bir şekilde tehdit edebilir.

Ancak Batıdaki savaş Türklerin lehine gelişirse, Türkler, ellerindeki yarım düzine yetenekli liderden biriyle Kürt sorununa son verebilir.

-

İngilizler kuşkusuz bu durumu bilmektedirler.

Gene de Kürt sorunu ile meşgul olduğu sürece Mustafa Kemal’in Musul’a el koyamayacağını düşünmektedirler.

Dolayısıyla Kürt akımına yardımcı olmaktadırlar.”

-

Koçgiri İsyanı’nın başlangıç tarihi sadece Yunan ilerleyişine değil aynı zamanda Londra ve San Remo Konferansları’na da denk gelir. Ankara Hükümeti böylece sıkıştırılmaktadır.

Kürtler Sevr’i istiyor

-

Koçgiri İsyanı’nın liderlerinden Baytar Nuri isyan programını şu şekilde açıklar:

“İlk önce Dersim’de Kürt istiklali ilan edilecek, Hozat’a Kürdistan bayrağı çekilecek, Kürt milli kuvveti Erzincan, Elazığ ve Malatya istikametlerinden Sivas’a doğru hareket ederek Ankara Hükümeti’nden Kürdistan istiklalinin tanınmasını isteyecekti.

 

-Türkler bu isteği kabul edeceklerdi.

Çünkü isteğimiz silah kuvvetiyle desteklenmiş olacaktı.”

Ayaklanma büyür ve isyancılar Ankara Hükümeti’ne bir muhtıra yollarlar. Telgraf yoluyla iletilen muhtıra şu maddelerden oluşmaktadır:

-

“1-İstanbul Hükümeti’nce kabul edilen Kürdistan özerkliğinin Ankara Hükümeti’nce de tanınıp tanınmayacağının açıklanması

2-Kürdistan özerk yönetimi konusunda Mustafa Kemal hükümetinin ivedi yanıt vermesi

3-Elazığ, Malatya, Sivas ve Erzincan cezaevlerindeki Kürtlerin hemen salıverilmesi

4-Kürt çoğunluğu bulunan illerden Türk memurlarının çekilmesi

5-Koçgiri yöresine gönderilen birliklerin geri alınması.”

-

Kürtler bununla da kalmaz, 25 Kasım 1920 tarihinde Batı Dersim Aşiretleri reisleri adına TBMM’ye şu şekilde başvurur:

“Sevr Antlaşması gereğince Diyarbakır, Elazığ, Van ve Bitlis illerinde bağımsız bir Kürdistan kurulması gerekiyor. Bu nedenle bu oluşturulmalıdır. Yoksa, bu hakkı silah zoruyla almaya mecbur kalacağımızı beyan ederiz.”

-

Yunanlar Bursa’ya Kürtler Sivas’a saldırıyor

Ankara Hükümeti, Batıda Yunanların Bursa’yı ele geçirmesine rağmen Kürtlere karşı geri adım atmaz. Merkez Ordusu Komutanı Nurettin Paşa isyanı bastırmak için bir plan hazırlar. Topal Osman komutasındaki Giresun alayı da Nurettin Paşa’nın emrine verilir.

Türk Ordusu 11 Nisan 1921 günü Kürtlerin üzerine yürüyüş başlatır. 45 bin kişilik Kürt milisleri ile çapışmalar 3 ay sürer. 17 Haziran 1921 günü isyancılar teslim alınır.

-

Görüldüğü üzere, daha Sivas Kongresi’nin toplanma hazırlıklarından başlanarak Kürtler, Kurtuluş Savaşı için çalışmamış, tam tersine hep Kurtuluş Savaşı’na karşı savaşmışlardır. Koçgiri ayaklanması bunun en büyük kanıtıdır.

-

Genelkurmay Başkanlığı da bu isyanı şu şekilde değerlendirmektedir:

“Siyasi bakımdan büyük bir önem taşıyan bu harekât dolayısıyla, Kürt bağımsızlık davasının ilk basamağının Koçgiri olayları ile kurulmak istendiği, bu dış etkilerin en açık ve kesin delilidir.”

-

Bu değerlendirmeden de anlaşılacağı gibi, olay münferit bir isyan değil, bir davanın ilk adımıdır! Ardından gelecek olan Kürt isyanları da bunu kanıtlayacaktır. Nitekim isyanın liderleri de olayı böyle değerlendirmektedir:

“Koçgiri, Kürt İstiklal Savaşı’nın bir merhalesidir, onunla bir meydan muharebesi kaybettik, fakat harp bitmedi. Biz son zaferi kazanacağız.”

Demek ki Türk İstiklal Savaşı için değil Kürt İstiklal Savaşı için savaşmışlar.

-

Tarihi gerçek budur, bunu ne Türk Genelkurmay Başkanı, ne Türk Başbakanı, ne gazeteciler, ne de Kürtler değiştirebilir.Kürtler tarihleriyle yüzleşeceklerdir...

           Türkler esir alinipmisira götürülürler.Orda iki devlet kurarlar .Birinscisi kölemenler ikincisiyse TOLON devleti ve Misirda bircok yere cesitli eserler birakmislardir-Türkler misirdaki iki devletide kavgasiz kurmuslardir.

                 Türkler 3 büyük imparatorluk ,16 byük devlet yüzlercede beylikler kurmuslardir.Bu bir beceri isidir.Her isteyen devlet kuramaz.Devlet kurma bir beceri isidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bazı arkadaşlar gözlerini kör eden "din gözlüğü" çıkartıp, atmayı başarmışlar ama milliyetçilik gözlüğünü atamamışlar gibi gözüküyor. Özellikle "Kürt toplumu geri kafalı, yobaz, saçma geleneklerine sıkı sıkıya bağlı, şiddete fazlasıyla meyyal bir toplum. Seviyorlar bu işleri, bunu da gizlemiyorlar" diyen @Türk Ateist isimli arkadaşa sormak lazım. Türk milleti çok mu farklı? Kürtler için "geri kafalı, yobaz, saçma geleneklerine sıkı sıkıya bağlı" demişsin ama ben senin şu yazdığında aynı zamanda Türkleri de görüyorum. Türkler de Arap geleneği olan İslam'a sıkı sıkıya bağlanmıyorlar mı? Geri kafalılık yapmıyorlar mı? Yobazlık yapmıyorlar mı?  Kürtler, HDP'den çok AKP'ye oy verir demişsin ama hatırlatmak isterim ki 82 Milyonluk Türkiye nüfusunun en fazla 13-14 Milyonu hadi belki 20 Milyonu Kürttür. AKP'yi bugünlere getiren yine Arap geleneği olan İslam'a sıka sıkıya bağlanmış, "Erdoğan'ı annemin üzerinde yakalasam suç annemdedir diyen" yobaz gerici Türk nüfusu olmuştur. Son seçim sonuçları da aynen bunu göstermektedir. Vaktinde Erdoğan için "Sen Türklüğün Yaşayan Düşmanısın.." diyen Devlet Bahçeli ve onun partisi MHP, 2018'de yani AKP'nin güç kaybettiği zamanlarda hemen AKP ile Cumhur İttifakını kurarak AKP'nin tekrar iktidara gelmesine yardımda bulunmuştur.

 

Sen Türk oldun diye karşında ki Kürdü, Ermeniyi veya başka bir milletten olanı küçümsemeye, kendini üstün görmeye hakkın yok. Aynı şekilde bir Kürt, Ermeni veya başka bir milletten olanında bir Türk'ü küçümsemeye hakkı yok. Eğer sen bir millet için "geri kafalı, yobaz" dersen aynı şeyi senin milletin içinde söylerler, bunlar hep etki-tepki meselesidir. Senin burada yapmış olduğun ayrıştırmayı Erdoğan zaten her gün yapıyor. Ben senin burada yapmış olduğun ayrıştırıcı ifadeler ile Erdoğan'ın yaptığı ayrıştırıcı konuşmalar arasında bir fark göremiyorum. Lütfen bunu yapmayalım artık... Bu ülkenin insanları son 20 yılda dinli, dinsiz, türk, kürt, ermeni, alevi diye yeterince ayrıştırıldı ve bölündü zaten. Birde sizin gibi  "din gözlüğü" çıkartıp, atmış ama milliyetçilik gözlüğünü atamamışlar AKP'nin açmış olduğu yaraların üstüne tuz dökerek bu yarayı daha derin hala getiriyorsunuz. Ülkemizde ne kadar uygulanmasa da veya adı pek geçmese de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 2.Maddesine göre hepimiz eşit insanlarız. Yıl olmuş 2020, Avrupa'da artık sınırlar kalkmış. Polonya'dan bir çıkıyorsun, Portekiz'e kadar sadece kimlik göstererek seyahat ediyorsun kimse de sana sormuyor burada ne işin var diye. Bizim ise şurada konuşuyor olduğumuz şeylere bakın. Hal bu ki Dinlisi, Dinsizi, Türkü, Kürdü, Ermenisi vs. tartışmayı bıraksak, daha iyi bir Türkiye için mücadele versek bugün ne Erdoğan ile ne de AKP ile uğraşıyor olurduk ne de bu İslamcı zihniyet ülkenin tüm kurumlarını ele geçirmemiş olurdu. Zaten bu ülkenin aydınlık günler göreceği konusunda çok ufak bir ümidim vardı, böyle ayrıştırıcı ifadeleri gördükçe o ümidim de yavaş, yavaş kayboluyor....

Link to post
Sitelerde Paylaş
58 dakika önce, 322 yazdı:

Bazı arkadaşlar gözlerini kör eden "din gözlüğü" çıkartıp, atmayı başarmışlar ama milliyetçilik gözlüğünü atamamışlar gibi gözüküyor.

 

Yukarida iki video paylastim farkedildi mi, anlasildi mi bilemedim.

Ilk videoda egitimin ne kadar önemli oldugunu, ikincide de ekonomik kosullarin, yasam standardinin etkisini görebiliyoruz.

Türkiye gercekten ekonomisi ile süper bir güc olsa bugün kimse kimsenin ne dinine ne diline ne irkina bakacak.

Cografi etkileri minimuma indirmek icin elinden gelenin daha fazlasi ile ilk olarak egitim diyeceksin.

 Doldurulma problemi var.

Ebeveyn, yakin akaraba, arkadas doldurmalari. Bu tür doldurmalarin bir sekilde önüne gecilmeli. Doldurmali/kiskirtmali her türlü kusurun önüne gecilmeli.

Türkiye konusamayan, derdini anlatamayan, hemen inanan, kolay etkilenen insanlarla dolu. Bu yüzden yakin zamanda bir düzelme beklenmesi mucize olur.

Cok kültürlülük, cesitlilik bunlar hazine degildir. Okullarda bunun cok güzel bir özellik oldugunu anlattilar.

Cesitlilik karin agrisidir. Bunun da tek cözümü mükemmel egitim ve iyi bir ekonomidir.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, 322 yazdı:

Bazı arkadaşlar gözlerini kör eden "din gözlüğü" çıkartıp, atmayı başarmışlar ama milliyetçilik gözlüğünü atamamışlar gibi gözüküyor. Özellikle "Kürt toplumu geri kafalı, yobaz, saçma geleneklerine sıkı sıkıya bağlı, şiddete fazlasıyla meyyal bir toplum. Seviyorlar bu işleri, bunu da gizlemiyorlar" diyen @Türk Ateist isimli arkadaşa sormak lazım. Türk milleti çok mu farklı? Kürtler için "geri kafalı, yobaz, saçma geleneklerine sıkı sıkıya bağlı" demişsin ama ben senin şu yazdığında aynı zamanda Türkleri de görüyorum. Türkler de Arap geleneği olan İslam'a sıkı sıkıya bağlanmıyorlar mı? Geri kafalılık yapmıyorlar mı? Yobazlık yapmıyorlar mı?  Kürtler, HDP'den çok AKP'ye oy verir demişsin ama hatırlatmak isterim ki 82 Milyonluk Türkiye nüfusunun en fazla 13-14 Milyonu hadi belki 20 Milyonu Kürttür. AKP'yi bugünlere getiren yine Arap geleneği olan İslam'a sıka sıkıya bağlanmış, "Erdoğan'ı annemin üzerinde yakalasam suç annemdedir diyen" yobaz gerici Türk nüfusu olmuştur. Son seçim sonuçları da aynen bunu göstermektedir. Vaktinde Erdoğan için "Sen Türklüğün Yaşayan Düşmanısın.." diyen Devlet Bahçeli ve onun partisi MHP, 2018'de yani AKP'nin güç kaybettiği zamanlarda hemen AKP ile Cumhur İttifakını kurarak AKP'nin tekrar iktidara gelmesine yardımda bulunmuştur.

 

Ben milliyetçiyim zaten. Vatansever demeyi yeğlesem de milliyetçiyim demekten çekinecek değilim. Atatürkçülük, vatanseverlik kimliğimin parçalarından ikisi. Hatta kişiliğimin bile... 

 

Kürtler hakkında söylediklerim tamamen doğru. Eksiği var, fazlası yok. Bu söylediklerimin değer kazanması için Türkler hakkında da mı tespit yapmam lazım? Türklerin yobaz, geri kafalı, zorba ve ahlaksız (Kürtler için bunu söylememişim gerçi) olduğunu söylersem tartışma bitecek, sen de Kürtler hakkındaki fikirlerimi, milliyetçilik gözlüğünü atmış ve aşmış bir kişinin düşünceleri şeklinde mi değerlendireceksin?

 

Geçmişte Müslüman bir kadın kafayı epeyce bir takmıştı bana, nereden vursam diye 7/24 düşünüyordu. Alevi olduğumu öğrenmiş, her başlıkta "hadi Aleviliğe de sapıklık de ki samimiyetini görelim" demeye başladı. Her başlıkta aynı terane...

 

Seninki de ona benziyor. Basbayağı safsata yani.

Burada konu Türk kökenli kitle değil, Kürt kökenli ve genel olarak ülkenin Güneydoğu'sunda yerleşmiş kitle.

Tespitlerimin de tamamen arkasındayım, vatanseverlilke ilgisi olmadığını da belirtmek isterim. Olabilirdi, ama yok. Aynı cümleleri ve daha fazlasını 2008'de forumda ilk yazdığım yıllarda da yazdım. Çünkü o düşünceler benim duygularımla, vatan sevgimle ilgili değil. Kürtlerin kendisiyle ilgili.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Neyin geri kafalılığı, ne yobazlığı? 

 

Niye tüm Kürtler hakkında genelleme yaparak bize hakaret ediyorsun? 

 

Irçısın işte kabul et. Kürtlerin yobazı da var modern olanında tıpkı Türkler gibi. Ama kalkıp sadece Kürtlere bu ithamlarda bulunursan bu seni düpedüz ırkçı yapar. Hiç vatansever fala diye sayıklama. Bizde vatanseveriz şüphen olmasın. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ulan bu ülkede çocoklara defalarca kere yurtlarda tecavüz edildi. Sabah akşam kadınlar öldürülüyor. Her anlamda devlet din batağına saplandı. Bununda mı sorumlusu Kürtler yoksa? 

 

Peki Türkler nerdeymiş biz bu kötülükleri yaparken? Şaka gibisiniz. Ülkücüler böyle aşağılamıyor bizleri. Yuh yani. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sorun EĞİTİM Kürtler artık pkkya destek vermiyor emin olun. Pkk ya destek veren adam siyaset yapar mı? Gider dağa çıkar. 

 

Zamanında Kürt babalar kızını okula göndermiyor, şimdi ise Türk babalar kızını erasmusla yurtdışına göndermiyor. Her anlamda cahillik içimize işlemiş. Kimsenin kimseden eksiği yok. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
52 dakika önce, Türk Ateist yazdı:

 

Ben milliyetçiyim zaten. Vatansever demeyi yeğlesem de milliyetçiyim demekten çekinecek değilim. Atatürkçülük, vatanseverlik kimliğimin parçalarından ikisi. Hatta kişiliğimin bile... 

 

Kürtler hakkında söylediklerim tamamen doğru. Eksiği var, fazlası yok. Bu söylediklerimin değer kazanması için Türkler hakkında da mı tespit yapmam lazım? Türklerin yobaz, geri kafalı, zorba ve ahlaksız (Kürtler için bunu söylememişim gerçi) olduğunu söylersem tartışma bitecek, sen de Kürtler hakkındaki fikirlerimi, milliyetçilik gözlüğünü atmış ve aşmış bir kişinin düşünceleri şeklinde mi değerlendireceksin?

 

Geçmişte Müslüman bir kadın kafayı epeyce bir takmıştı bana, nereden vursam diye 7/24 düşünüyordu. Alevi olduğumu öğrenmiş, her başlıkta "hadi Aleviliğe de sapıklık de ki samimiyetini görelim" demeye başladı. Her başlıkta aynı terane...

 

Seninki de ona benziyor. Basbayağı safsata yani.

Burada konu Türk kökenli kitle değil, Kürt kökenli ve genel olarak ülkenin Güneydoğu'sunda yerleşmiş kitle.

Tespitlerimin de tamamen arkasındayım, vatanseverlilke ilgisi olmadığını da belirtmek isterim. Olabilirdi, ama yok. Aynı cümleleri ve daha fazlasını 2008'de forumda ilk yazdığım yıllarda da yazdım. Çünkü o düşünceler benim duygularımla, vatan sevgimle ilgili değil. Kürtlerin kendisiyle ilgili.

 

 

O kadar yazdığım yazıdan bunları anladıysan eğer yapacak bir şey yok. Demek ki biz boşuna kürek çekiyoruz...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...