Jump to content

Neden sonuç ilişkisi inançtır.


Recommended Posts

1 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

Posta verebileceğiniz  cevap  buysa vay halinize.

ne varmış halimde.

Bir mesajı yazmadan yazmış gibi  cevap veremiyorsan bunun neresi inanç oluyor? :)

birde inancın tarifini yapsana?

tanrı inancı ile bilim inancı nasıl aynı oluyor o kısmı anlamadım.

Birinde deneyim var tanrı hakkında hiçbir deneyimin yok.

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
29 dakika önce, Smile Buddha yazdı:

ne varmış halimde.

Bir mesajı yazmadan yazmış gibi  cevap veremiyorsan bunun neresi inanç oluyor? :)

birde inancın tarifini yapsana?

tanrı inancı ile bilim inancı nasıl aynı oluyor o kısmı anlamadım.

Birinde deneyim var tanrı hakkında hiçbir deneyimin yok.

 

 

 

 

Bilimdeki sebep sonuç  ilişkisi  inançtır.Yani x y ye neden  olur  derken  gerçekten  neden olma yok burada sadece  zamanda ardışık  geldikleri  için biz neden oldu diyoruz ama bunun  temeli  yok.Fakat tecrübe  olarak  bir şeye  gerçek  anlamda  neden olmak için  irade ve bilgi  gerekir bu da tamamen  insana yaşatılan  tecrübedir.Maddenin  kendisinde  neden  olabilecek  bir irade bilgi de mevcut değildir.En azından  biz bir şeyi (insan tecrübesi  ve düşüncesini referans  alıyoruz  ve diyoruz ki maddede neden olmaya  sebep olabilecek  özellikler  yok bu yüzden  bunları  an be an yapacak  bir olay gerekir diyoruz ve bu inançtır ama en makul  inançtır. Fakat siz ise; zamansal olarak  gelen şeyleri  neden  oldu  diyorsunuz  ama bu nedensellik  değildir  bunun  temeli  de yoktur.) Işte buna da inanç denir.aralarında  seçim  size  aittir.Bilim bir olgunun  gerçek  nedeni  hiç-bir  zaman açıklamaz. Sadece  size  sıralamayı  ve zamanda  ardışık  gelen  olayları  söyler.Size de der ki bu x olay y ye neden olmuştur bunun  nedeni  budur der.Sizde sorgulamazsiniz  bilimin  dediğini.BIlimin  yöntemi dedikleri  şey  bile bilimsel  değildir  ön kabullere  bilim  işe başlar.mesela  evrende  kurallilik  var diyerek bilim  başlar işe  ve bu düzenlilik  ve kurallılik  varsayiminin  üzerine  araştırmalar  yapar. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

Bilimdeki sebep sonuç  ilişkisi  inançtır.Yani x y ye neden  olur  derken  gerçekten  neden olma yok burada sadece  zamanda ardışık  geldikleri  için biz neden oldu diyoruz ama bunun  temeli  yok.Fakat tecrübe  olarak  bir şeye  gerçek  anlamda  neden olmak için  irade ve bilgi  gerekir bu da tamamen  insana yaşatılan  tecrübedir.Maddenin  kendisinde  neden  olabilecek  bir irade bilgi de mevcut değildir.En azından  biz bir şeyi (insan tecrübesi  ve düşüncesini referans  alıyoruz  ve diyoruz ki maddede neden olmaya  sebep olabilecek  özellikler  yok bu yüzden  bunları  an be an yapacak  bir olay gerekir diyoruz ve bu inançtır ama en makul  inançtır. Fakat siz ise; zamansal olarak  gelen şeyleri  neden  oldu  diyorsunuz  ama bu nedensellik  değildir  bunun  temeli  de yoktur.) Işte buna da inanç denir.aralarında  seçim  size  aittir.Bilim bir olgunun  gerçek  nedeni  hiç-bir  zaman açıklamaz. Sadece  size  sıralamayı  ve zamanda  ardışık  gelen  olayları  söyler.Size de der ki bu x olay y ye neden olmuştur bunun  nedeni  budur der.Sizde sorgulamazsiniz  bilimin  dediğini.BIlimin  yöntemi dedikleri  şey  bile bilimsel  değildir  ön kabullere  bilim  işe başlar.mesela  evrende  kurallilik  var diyerek bilim  başlar işe  ve bu düzenlilik  ve kurallılik  varsayiminin  üzerine  araştırmalar  yapar. 

önkabul dediklerin şeylerde deneyime dayanıyor.

Boş bellek ile hangi varsayımı ortaya  atabilirsin? 

Neden sonuç ilişkisi inanç ise  odanın klimasını neden bir termostat ile çalıştırma ihtiyacı hissediyorsun.

Takma termostatı kendiliğinden odayı istediğin sıcaklığa ayarlasın. :)

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

ŞAKİRT OSMAN BULUT'un  saçma sapan cümlelerini burda satmaya çalışmayın.  Kendisini 100 kere tartışmaya çağırdım büzüğü yemediği için gelemiyor. Onlarca kişi bu adama reddiye çekti ama o hala maval okuyor çürütün beni çürütün diye ağlıyor.Bu tip adamları zaten bilim camiasında ciddiye alan olmaz biz ders verelim diyoruz ama kaçıyor. 

O adamın yazılarını buraya kopyalayanlara da HE deyip geçmek lazım.

 

Osman = Nurcu Kafile Kanalı  soytarısı

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 dakika önce, Hubble_ yazdı:

ŞAKİRT OSMAN BULUT'un  saçma sapan cümlelerini burda satmaya çalışmayın.  Kendisini 100 kere tartışmaya çağırdım büzüğü yemediği için gelemiyor. Onlarca kişi bu adama reddiye çekti ama o hala maval okuyor çürütün beni çürütün diye ağlıyor.Bu tip adamları zaten bilim camiasında ciddiye alan olmaz biz ders verelim diyoruz ama kaçıyor. 

O adamın yazılarını buraya kopyalayanlara da HE deyip geçmek lazım.

 

Osman = Nurcu Kafile Kanalı  soytarısı

Evet onun düşünceleri olduğu doğru tabi bu tarihte de söylenmiş bir anlamda gazali gibi david hume gibi ama konu kimin söylediği değil delillendirilip delillendirilemediği bence.Neden- sonuç zorunluluğu var mıdır ispat edebilir misiniz.Yani sürekli ardı ardına gelen olayların zamansal korelasyon değilde neden sonuç olduğunu nasıl ispatlıyorsunuz merak ediyorum? En azından biz referans olarak insanı ve tecbrübesini alıyoruz ve diyoruz ki irade lazım böyle bir neden olma mümkündür peki siz neyi referans alıyorsunuz doğada zorunlu nedensellik var derken?

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 dakika önce, Hubble_ yazdı:

ŞAKİRT OSMAN BULUT'un  saçma sapan cümlelerini burda satmaya çalışmayın.  Kendisini 100 kere tartışmaya çağırdım büzüğü yemediği için gelemiyor. Onlarca kişi bu adama reddiye çekti ama o hala maval okuyor çürütün beni çürütün diye ağlıyor.Bu tip adamları zaten bilim camiasında ciddiye alan olmaz biz ders verelim diyoruz ama kaçıyor. 

O adamın yazılarını buraya kopyalayanlara da HE deyip geçmek lazım.

 

Osman = Nurcu Kafile Kanalı  soytarısı

Ayrıca kim bu adamın düşüncelerini çürütmüş isim verir misiniz bakayım hemen ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
32 dakika önce, Smile Buddha yazdı:

önkabul dediklerin şeylerde deneyime dayanıyor.

Boş bellek ile hangi varsayımı ortaya  atabilirsin? 

Neden sonuç ilişkisi inanç ise  odanın klimasını neden bir termostat ile çalıştırma ihtiyacı hissediyorsun.

Takma termostatı kendiliğinden odayı istediğin sıcaklığa ayarlasın. :)

 

 

 

Zamansal korelasyonlara güveniyorum çünkü Allah her an yaratıcı olduğu için bir sonrakinde bunun böyle olacağına dair korelasyonlara da güvenebilirim ki güvendiğim için günlük yaşamıma devam ediyorum her zaman yaptığım eylemleri yapıyorum.Tek farkı evreni yaratıp neden sonuç zinciri koyan bir yaratıcı değil an be an yaratıcı fikri bu 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı:
12 saat önce, Smile Buddha yazdı:

önkabul dediklerin şeylerde deneyime dayanıyor.

Boş bellek ile hangi varsayımı ortaya  atabilirsin? 

Neden sonuç ilişkisi inanç ise  odanın klimasını neden bir termostat ile çalıştırma ihtiyacı hissediyorsun.

Takma termostatı kendiliğinden odayı istediğin sıcaklığa ayarlasın. :)

 

Zamansal korelasyonlara güveniyorum çünkü Allah her an yaratıcı olduğu için bir sonrakinde bunun böyle olacağına dair korelasyonlara da güvenebilirim ki güvendiğim için günlük yaşamıma devam ediyorum her zaman yaptığım eylemleri yapıyorum.Tek farkı evreni yaratıp neden sonuç zinciri koyan bir yaratıcı değil an be an yaratıcı fikri bu 

Korelasyonlara(bağıntılara) her zaman   güvenilmez.

Her değişken ile oynayıp  onun sonuca etkisini gözlemlemen deney yapman gerekiyor.

Örneğin  astrolojide bir korelasyon ama ona hiçbir zaman güvenmem.

Hem ben sana zamansal bağıntılarını sormadım.

 

Termostat olmadan klimanın odayı istediğin sıcaklığa  ayarladığını  gözlemledin mi?

Allah sana al bu termostat bunu kullan mı dedi? 

 

Allah neden sonuç zincirine başvurmadan  direk olaya kendisi  müdahele ediyorsa neden kendisi olur.

Allah'ı veya Allah'ın yaratma eylemini hangi deneye gözleme dayanarak söylüyorsun?

İnanç  deney gözlem yapmadan bağlantı kurmaya denilir.

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
32 dakika önce, Smile Buddha yazdı:

Korelasyonlara(bağıntılara) her zaman   güvenilmez.

Her değişken ile oynayıp  onun sonuca etkisini gözlemlemen deney yapman gerekiyor.

Örneğin  astrolojide bir korelasyon ama ona hiçbir zaman güvenmem.

Hem ben sana zamansal bağıntılarını sormadım.

 

Termostat olmadan klimanın odayı istediğin sıcaklığa  ayarladığını  gözlemledin mi?

Allah sana al bu termostat bunu kullan mı dedi? 

 

Allah neden sonuç zincirine başvurmadan  direk olaya kendisi  müdahele ediyorsa neden kendisi olur.

Allah'ı veya Allah'ın yaratma eylemini hangi deneye gözleme dayanarak söylüyorsun?

İnanç  deney gözlem yapmadan bağlantı kurmaya denilir.

 

 

 

 

 

Tamam bu inanç  zaten  ama mantıklı bir inanç.Mesele burada termostat  veya başka  bir şeyi  Allah vesile  olarak  kullanıyor ateş  pamuğu  yakmıyor  gerçekte sadece  vesile olarak kullaniliyor  her şeyi an be an yaratan  Allah.Bunu nerden çıkardık; neden  olmak için irade gerekiyor  peki bu nerden  çıktı  kendi  tecrubemizden  başka  referans  alabilecegimiz  bir sey  varsa söyleyin lütfen? Doğada  bir şey bir şeyin  nedeni  olamaz çünkü  irade gerekir ancak irade varsa  neden olunabilir  bize hep öyle  yaşatıldı bu yüzden bilimin  soyledigi gazlar ısıtılınca  genleşir x y nin  nedenidir  sözü de inançtır. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

Tamam bu inanç  zaten  ama mantıklı bir inanç.Mesele burada termostat  veya başka  bir şeyi  Allah vesile  olarak  kullanıyor ateş  pamuğu  yakmıyor  gerçekte sadece  vesile olarak kullaniliyor  her şeyi an be an yaratan  Allah.Bunu nerden çıkardık; neden  olmak için irade gerekiyor  peki bu nerden  çıktı  kendi  tecrubemizden  başka  referans  alabilecegimiz  bir sey  varsa söyleyin lütfen? Doğada  bir şey bir şeyin  nedeni  olamaz çünkü  irade gerekir ancak irade varsa  neden olunabilir  bize hep öyle  yaşatıldı bu yüzden bilimin  soyledigi gazlar ısıtılınca  genleşir x y nin  nedenidir  sözü de inançtır. 

Gazlar ısıtılınca genleşir inanç değil olgudur.deney gözlem ile doğrulanabilir şeylerdir.

Allah gözlem deney ile doğrulanamıyor.Onu  sebep olarak sokarsan bir başkasıda başka bir varlık uydurur onu araya sokar.

Said nursi ye göre radyo nasıl çalışıyor? yazar mısın? :)

 

 
Alıntı

 

vesile
(vesi:le), Arapça vesīle

1. isim Sebep, bahane:
      "Arkadaşlar birer vesile ile dağıldılar ve beni Besim Bey'le yalnız bıraktılar." - Memduh Şevket Esendal

2. isim Elverişli durum, fırsat:
      "Biz, ancak her vesile ile bize yapılan yersiz hakaretlere, istihfaf ve tezyiflere layık olmadığımızı söylüyoruz." - Asaf Halet Çelebi

 

 

sebep, -bi
isim, Arapça sebeb

Bir şeyin olmasına veya belli bir hâlde bulunmasına yol açan şey:
      "Her medeniyet çöküş sebeplerini kendi içinde taşır." - Cemil Meriç

 

neden
 

1. zarf Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz; niçin:
      "Biz Şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?" - Haldun Taner

2. isim Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep:
      "İzmir'in işgali faciası, özel nedenlerden onu ayrıca ilgilendiriyor." - Attila İlhan

3. zarf, felsefe Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet.

 

 

 

Allah'ın termostatı vesile  olarak kullandı diyorsun onun anlamı zaten sebep neden demek. :)

Sonra buraya gelip Allah neden sonuç ilişkisini takip etmez diye kafa ütülüyorsun.

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 16.07.2020 at 13:47, akılsızşuursuzatom said:

Öncellikle  konuya  karşı  önyargı  beslememenizi  temenni ediyorum. 

 

Doğada  gözlemlenen  neden sonuç  olayı  sadece  zihnimizin  tanımladığı bir durum gibi  gözüküyor.Fakat gerçekte  ateş pamuğun  yanmasına  neden olmaktadır  demek için temelimiz  yoktur diye düşünüyorum. Tek gördüğümüz bin defa ateşin  pamuğa  dokunmasını  gördük ama bu sadece  zamanda  ardışık  gelen . Iki  durumdur  aralarında nedensellik  yoktur diye  düşünüyorum. Tek çıkarım  bin  kez böyle  oldu  1001 de de böyle  olur dememiz  değil  midir? Fakat bizler iradeli  varlıklar  olduğumuz için neden olma  deneyimine  sahibiz  fakat dış  dunyada  olan olayların  neden  sonuç  zorunluluğu  olduğunu  düşünmek için gerekçemiz  nedir? Bu bağlamda  bilimin  neden diye  söylediği her durum aynı  tanrı inancı gibi  inançtır. Neden sonucun  temeli  yoktur.

 

Salaklığın sınırı olmadığını bir kere daah gösterdin yani.

 

Sana bir iki bir şey söyleyeyim, hoş, anlamayacak kadar salaksın, ama olsun. Olurda bir gün salaklıktan kurtulmaya niyet eder ve kurtulursan, belki işini görür.

 

Sistemler, ki herşey aslen bir sistemdir, sürekli zaman ve ayrık zaman olarak işlenebilir. Ayrık zaman, bu dediğin gibi, iki farklı an için geçerli modellerdir. 

 

Ayrık zamanlı sistemlerin işlenmesi, senin sayıkladığın gibi olmaz. Onlar impuls cevabı vs. vs. gibi dinamiklerle işlenir. Sen doğayı, bir ayrık zaman modeline koyup, kendince çıkarım yapmaya çalışıyorsun. Ama ayrık zamanda işlemenin, yani bir sonuç çıkarmanın kuralları farklı. Örneğin, elde edebileceğin bilgi falan. Nyquist sıklığı denen bir şey var vs. Ama bunlardan bihabersin. 

 

Şimdi sen ne yapmış oluyorsun? Sürekli zamanda, işler kesintisiz yürür. Her hangi iki anın arası, sonsuz sayıda zaman parçasına bölünebilir. Ve bu sonusz sayının sonsuzu, sayılamaz sonsuzdur. Ve sayılamaz sonsuzlarla işlem yapılamaz. İşte bu yüzden, insanlar o değerleri, sayılabilir değerlere çevirmek üzere, dediğin şekilde, iki noktayı ele alırlar ve bu iki notka üzerinden işlemlerini yaparlar. Ve nyquist der ki: İki noktan varsa, tek bir bilgi çıkarabilirsin. Tamam, bunu demez tam olarak, ama oturup kasarsanız bu sonuca ulaşırsınız. Sen bu iki noktayı zaman üzerinde ele alarak çıkarabileceğin bilgi, tek bir bilgidir ve işte onu çıkarıyorsun: Pamuk yanar. Senin o salak kafanın almadığı şey bu. Bu iki noktadan, iki bilgi çıkaramazsın zaten, iki bilgi çıkarmak için, en az 4 anı işlemen gerekir. Yeterince fazla anı ardışık işlersen, bir sürü bilgi çıkarırsın. Örneğin fourier analizi. Bir bakarsın ki, o sekans, aslında bir sürü farklı sekansın birleşiminden oluşuyor. Hah, eğer elinde yeteri kadar an ve yeterince çözünürlük varsa, yani mevzuyu pamuk ve ateşten, karbon bileşiği, oksijen, enerji seviyesi yada daha alta inerek elektronlar, enerji seviyeleri vs. vs. çözünürlükte de işleyebilirsin. Ve sonuçta elde edeceğin ayrık zamanlı bilgilerin ifade ettiği bir bilgiler yekünü olacaktır.

 

Hah, bu laflardan senin anlamadığın şey, o salak aklının anlamadığı şey şudur: "Sen bu iki noktayı zaman üzerinde ele alarak çıkarabileceğin bilgi, tek bir bilgidir ve işte onu çıkarıyorsun". Yani, o şey, artık bir bilgidir. O, kesin olduğu bilinen bir durum olduğu için bilgidir. Ve sen bilgiyi ne kadar doğru elde etmek istiyorsan, bunun yolu, çözünürlüğü ve örnekleme sayısını artırmaktır. 

 

Şimdi senin aklın neden bunu almıyor? Çünkü, ne kadar salak olsan da, bir beynin var. Ve bu beyin, sen salak olsanda işliyor. Elinde sadece iki örnek ve doğaya uymayan şekilde ayrık zamanlı iki örnek olduğunu, bundan da böyle kapsamlı bilgi çıkamayacağını bir şekilde anlıyor. Bir şeyler yanlış diyor. Ama sen salak olduğun için, ne yanlış, doğrusunu nasıl buluruz gibi bir çıkarım yerine, ahanda böyle atlıyorsun. Salaklık nedir, aslen biraz zeka eksikliğidir haliyle. Şimdi sen salaksın ya, iki ayrık zamanda bilgiyi yeniden ölçekledin ve tek örneğe düşürüp, bunu bilgi olarak kabul attin. Aynı ayrık zamanlı olayda, tek bir an var elinde şimdi: Amanda bu böyledir. Ama salak olduğun için, tek örnek olan yerden, en fazla yarım bilgi çıkacağını anlamıyor, farketmiyor, o zekan eksik, salaksın çünkü. 

 

İşte senin elindeki bilgi, yarım bir bilgi, hani şu diyorlar ya, yarım yamalak... Bu hiç bir anlam ifade etmez, çünkü, doğada, yarım, buçuk, çeyrek falan yoktur. Bir bilgi ya vardır, ya da yoktur. Yarı var, yarı yok olmaz, olamaz. VE gene salak olup, bunu anlamadığın, kavrayamadığın için, gelip burda bu yarım yamalak lafları sayıklıyorsun.

 

Yani sorun ateş ve pamukta değil. Sorun senin yarım aklının ürettiği yarım yamalak bilgiyi anlamayacak kadar salak olmanda.

Link to post
Sitelerde Paylaş

eskiden evet imkanlar kısıtlı idi insanlar daha basit mantığı kullanmış misal kapı açık ise 1 kapalı ise 0 veya tersi

ancak bulanık mantık ile bu iki değerli mantık tarihe gömülmüştür bu bir nevi mantığın kuantumize edilmesidir yani atık kesikli iki değer değil

belki iki nokta arasında sonsuz değer vardır buda esasen elektron hareketi konumu gibi bir belirsizlik doğurur ancak buna rağmen gerçeğe daha yaklaşır

misal kapı artık 90 derece açılıyorsa  0- dan 90 kadar değer alabilir yok öyle 1 -0 mantığı  esasen 0-90 arası dahi kesiklik taşır zira araları tam dolmuş değil

zira gerçek dünya analogdur sinüs dalgasıdır  ancak dijital ortamda bunu simule ederken mecburen kesik kesik yaparsın

kaldı ki dijital simulasyonda çağ atladı artık gerçeğe yakın sonuçlar simule ediliyor 

eskiden veriler bilgisayar delikli kartlar la girilir sonra klavye fare şimdi sesle kameralar vb daha gelişmiş input sistemler var

bilgisayar insandan modellenmiş basit bir modeldir

misal insanda ki beş duyu bir nevi input sistemdir dıştaki veriyi  beyne iletir beyin bir nevi cpu denilen işlemcidir hafıza bellek ram rom disk olarak kodlanmış hatta uzun süreli kısa süreli bellek olayı dahi insandan alınma 

ve insan jest mimik el kol hareketleri sesi  ile de bir nevi output yani dışarıya sinyal gönderir

bu yüzden basit bir bilgisayarı yada robotları insanla kıyaslamak abesle iştigaldir

 

insan göz kulak hafıza beyinin fonksiyonları basit düzeyde bile simule edilmiş değil.

 

kısaca mantık paradigma değiştirdi 

klasik ikili mantıkta üçüncü halin imkansızlığı yani ya 1 dir ya 0 dır mantığını bulanık çoklu mantık redd eder

zaten quantum bunun üzerine kurulu bir şey aynı anda hem var hem yok olması kedinin canlı veya cansız olması gibi.

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...
On 16.07.2020 at 13:47, akılsızşuursuzatom yazdı:

Öncellikle  konuya  karşı  önyargı  beslememenizi  temenni ediyorum. 

 

Doğada  gözlemlenen  neden sonuç  olayı  sadece  zihnimizin  tanımladığı bir durum gibi  gözüküyor.Fakat gerçekte  ateş pamuğun  yanmasına  neden olmaktadır  demek için temelimiz  yoktur diye düşünüyorum. Tek gördüğümüz bin defa ateşin  pamuğa  dokunmasını  gördük ama bu sadece  zamanda  ardışık  gelen . Iki  durumdur  aralarında nedensellik  yoktur diye  düşünüyorum. Tek çıkarım  bin  kez böyle  oldu  1001 de de böyle  olur dememiz  değil  midir? Fakat bizler iradeli  varlıklar  olduğumuz için neden olma  deneyimine  sahibiz  fakat dış  dunyada  olan olayların  neden  sonuç  zorunluluğu  olduğunu  düşünmek için gerekçemiz  nedir? Bu bağlamda  bilimin  neden diye  söylediği her durum aynı  tanrı inancı gibi  inançtır. Neden sonucun  temeli  yoktur.

 

Sevgili dostum çok güzel bir konuya değinmişsin. Evet bana göre de olayların gözlemci tarafından nedensellikle izah edilmesi evrenin nedenselliğe bağlı işleyen bir mekanizma olduğunu İspatlamaz. Nedensellik  din ve bilimi bu konuda özdeş kılar.  Ancak bilimsel nitelendirmeler mukaddes veya mutlak  bilgi iddiası ile öne sürülmez. Mevcut bilgileri değiştirmek için  birçok bilimadamı yetiştiriliyor. Başarılı bilim adamı papağan gibi kendinden öncekini tekrar eden değil önceki bilgiyi yıkan ve yerine yenisini ortaya koyan olarak görülüyor.  Kendine Hiç sordun mu bilmiyorum; İnsanın nedensellikle düşünme mekanizması nasıl ve nereden gelmektedir. Ben bunun Edimsel koşullanma ile açıklıyoum. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yarı cahillerin sık düştüğü hata matematiği ,fiziği, kimyayı.... kısaca tüm bilimi ilahlaştırmasıdır. 

 

Neden sonuç dediğimiz olgu fiziksel bir yaklaşımdan doğar, tamamen gözlemseldir. Bardağı masadan iterseniz düşer. Aksiyle hiç karşılaşmadığımız için bunu bir neden sonuç ikilemine oturturuz. 

 

Öte yandan bardağı asıl düşüren kütleçekimdir. Ancak hiç bir zaman kütleçekiminin, her seferinde o bardağı düşüreceğini ispat edemezseniz. 

 

Bardağın her seferinde düşeceğini söylemek bir yaklaşımdır. Sizin bu işi genelleştirmenize müsade eder. Genelleştirmeler de üretimi sağlar. 

 

Özünde bardağın her seferinde düşeceğini söylemek, hesaba katılmasına gerek olmayacak bir durumda sürtünme kuvvettini yok saymak gibidir.

 

Bilim ilah değildir. Her açıdan hatalıdır, ancak bu bir araba üretmeye engel değildir. O yüzden kullanmaya devam ediyoruz. Gerçeğe karşılığı olmayan bilimin bir değeri yoktur.

 

 

tarihinde Sütlü Kase tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 17.07.2020 at 19:40, nogodbutAllah yazdı:

 

insan göz kulak hafıza beyinin fonksiyonları basit düzeyde bile simule edilmiş değil.

 

 

 

Gören de derki dünyada yapay zeka calişmalarini yapan en baştaki kişi. Teknoloji onun elinde ve bütün dünyadaki çalışmaları an ve an takip ediyor.

 

Ne biliyorsun simule edilmediğini ?? Bu gerikafali cahillerin bilmedikleri konu hakkında böyle kesin ve net konuşmaları yokmu... Evet evet yapay zeka hiç yaklaşamadı, dünyadaki en üstün en bilge en mükemmel şey senin beynin. Sen çok özelsin. Kendini burada harcama.

tarihinde Teşup'unOğlu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, Teşup'unOğlu said:

 

Gören de derki dünyada yapay zeka calişmalarini yapan en baştaki kişi. Teknoloji onun elinde ve bütün dünyadaki çalışmaları an ve an takip ediyor.

 

Ne biliyorsun simule edilmediğini ?? Bu gerikafali cahillerin bilmedikleri konu hakkında böyle kesin ve net konuşmaları yokmu... Evet evet yapay zeka hiç yaklaşamadı, dünyadaki en üstün en bilge en mükemmel şey senin beynin. Sen çok özelsin. Kendini burada harcama.

 

Bu salak konuşuyor işte... Yapay zeka, insanı ezip geçeli çok oldu. En basit örneği, deep blue. En baba satranç şampiyonları bile duramadı karşısında.

 

Bugün, finansal fonların al-sat işlemleri, yani borsa izleme vs. işleri tamamen yapay zeka tarafından yürütülüyor. Polis, yapa zeka ile suç örgütlerini buluyor, suç işlenmeden müdahale edebiliyor vs. vs.

tarihinde anibal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 17.07.2020 at 18:40, nogodbutAllah yazdı:

insan göz kulak hafıza beyinin fonksiyonları basit düzeyde bile simule edilmiş değil.

 

 

Eeee...yani?

Farzedelim ki bugün itibari ile bu böyle olsun.

Peki, teknolojinin 100, 200, 500 sene sonra geleceği konumu hayal edebiliyor musun?

Mesela bugünlerde suni et pekala üretilebiliniyor ve daha bu başlangıç.

Mesela bugünlerde sebze üretiminde, toprağa ihtiyaç neredeyse kalmadı ve daha bu başlanğıç.

Mesela bugünlerde organlarımız(kulak, kemik vs.) 3D yazıcılarda küçük çapta üretilmeye başlanmıştır ve saha bu başlangıç.

Yapay zeka mevzusuna hiç girmiyorum bile.

...

...

Peki, sen bu gerici kafanla 50-100 sene sonraki gelinen noktayı  gördüğünde, taptığın tanrıya siktiri çekme cesaretin var mı?

Cesaretin var mı da, insan göz kulak ....simule edilemiyormuş....muş...

...diye habire salmamasyondan başka ne yaparsın?!

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Buradaki anlaşmazlığın en büyük nedeni kullanılan dilde uzlaşılamaması. Doğa bilimleri neden-sonuç kavramını felsefi bir anlamda kullanmıyorlar. Basitçe yaptıkları gözlemleri belirtmek için kullanıyorlar. Sizin bu kavrama irade atfetmeniz, sürekli bir yaradılışın sonucu olarak görmeniz vs. bilimsel açıdan bir şey ifade etmiyor. Fizik diyor ki iki kütle arasındaki kütle çekim kuralı şudur, kütlelerin çarpımı uzaklığı ile doğru orantılı, kütleleler uzaklığın karesi ile ters orantılıdır. Bunu da deney gözlemle inceledim, tutarlı olarak gözlemledim diyor. Bu noktada bu formule göre atomlar kendi iradeleriyle sürekli aynı davranışı gösterek hareket etmişler ya da iradeleri yok ama sürekli yaradılış vs. ile gitmişler falan fiziğin, bilimin konusu değildir. felsefenin, dinin, inancın konusudur. Doğa bilimleri çok daha pratik gerçekler ile ilgileniyorlar, bu gerçeklerin arkasındaki felsefi nedenler, varoluşsal motivasyonlar ile ilgilenmiyorlar. 


Bilimsel çalışmaların bir çok alanı var ve bu çalışmalardaki en önemli nokta kullanılan yöntem. Doğa bilimleri buldukları olguların doğruluğunu kabul etmek adına yöntem olarak deney/gözlemi kullanıyolarlar. Bu yöntem ile ilerleyerek teoriler, formuller ortaya koyuyorlar. Bu sistematik çalışma bir disiplin ve bilgi birikimi sağlıyor. Tüm bu yöntem ve bilgi birikimin de pratikte bir karşılığı var ve gündelik hayatta da kullanılıyorlar. Bu teoriler üzerine kurulu sistemler, cihazlar sürekli çalışarak bu formullerin, bilgi birikiminin tutarlılığını sürekli ispatlıyorlar. Doğa bilimleri insan tecrübesini ve düşüncesini değil, deney gözlem yoluyla nesnel çalışmalar yaparak ortaya kouyor bunu ve gayet de tutarlı sonuçlar üretiyor. 


Nesnel gözlem, teorik bilgi üzerine kurulu doğa bilimlerinin tutarlılığa bir diğer güzel örnek teorik fizik çalışmalarının pratikte karşılık bulmasıdır. Daha önce hiç gözlemlenmemiş görelilik kuramını Einstein teorik olarak öne sürmüştür. Bugün yapılan çalışmalarda bu teori ispatlanmıştır. Hızlı hareket eden cisimlerde zamanın daha yavaş geçtiği gözlemlenmiştir, bugün bunun pratik uygulaması da vardır. Yörüngede hareket eden uyduların dünya ile saat senkronizasyonunda kullanılır. Burada matematik ve doğa bilimlerinin birlikte ne kadar tutarlı sonuçlar ürettiğini görüyoruz.


Neden sonuç ilişkisi ve deney gözlem temel anlamda fizik, kimya gibi doğa bilimlerinin yöntemidir. Tüm bilimi bundan ibaret olarak düşünüp bu anlayışı hedef alınca bilimsel düşünce yöntemini çökertmeyi hedeflemedek çok sığ bir yaklaşım. Matematik de bilimdir ve deney gözleme dayalı değil önceki aksiyomlar üzerine kurulu aksiyomlar ile ilerler. İspatlarını da bu şekilde ortaya koyar. Geometri de benzer şekilde çalışır. Doğa gözlemleriyle vs. işi yoktur. Tabi ki matematik de geometri de  bilimin dalladıdır ve bu noktada araya sürekli yaradılış, irade vs. koymak son derece zordur. Bilimsel çalışmalarda kullanılan neden sonuç ilişkisi eleştirilirken içine düşülen kavram kargaşasını bu bile ortaya koyuyor. İddia edilen sürekli yaradılış, atomların iradesi gibi kavramların formel bilimlerde bir karşılığı olmuyor. Bunların dışında sosyal bilimler de bambaşka yöntemler kullanır. Tarihteki neden sonuç ilişkisi ile fizikteki neden sonuç ilişkisi aynı şey değildir. Biri analitik gözleme dayalı tutarlı deneyler ile ilgiliyken diğeri yoruma dayalı çok daha genel ve yüzeysel gerekçelendirmelerdir. Bu başlıkta bahsedilen irade ile yaradılış ile ilgili neden sonuç kavramı da tüm bu bilimsel tanımlardan farklı çok daha felsefi, varoluşsal bir kavramdır. Bunlar birbirine karıştırılıp sığ bir bilimsel düşünce eleştirisi yapılıyor. 


Fiziğin evreni gözlemlemesi ve buna bağlı kurallar ortaya koyması "evrende kurallilik var" gibi bir felsefi önerme üzerine kurulu değildir. Bu bilimsel açıdan net bir önerme bile değildir. Kimi bunun determinizme işaret ettiğini söyleyebilir. Bugün determinizim fizik dahil doğa bilimlerinde yaygın kabul gören bir görüş değildir. Kuantum teorisi ve modern fizik determinizmi büyük oranda sarsmıştır. 


Daha önce de basettim ana daha net bir şekilde söyleleyim. Fizik temelde çok basit olguları açıklar. Dünya üzerinde elimizdeki bardağı yere bıraktığımızda yere düşmesi gözleminin analitik olarak, sistematik olarak evrenin her yerinde tekrar tekrar gözlemlenmesi bu gözlemler üzerine yeni teoriler ortaya konulup bunların test edilmesidir fizik ve doğa bilimlerinin çalışma yöntemi. Felsefi söylemlerle vs. işi yoktur. Her şeyi açıklama, felsefi sorulara cevap olma vs. gibi bir amacı hedefi de yoktur. "Her şey kurallardır", "irade vardır yoktur", "yaradılış vardır yoktur" vs. fizikle ilgili doğa bilimleri ile ilgili sorular konular önermeler değildir. Fizik, doğa bilimleri bunları kabul etmez, reddetmez, komple konu olarak işlemez bunları. Edebiyat neyse fizik için bu sorular da felsefe de din de inanç da odur. Komple alakasız, konu dışı, bambaşka bir şeydir. 


Bu bilimsel düşünce eleştirisinin temelindeki motivasyon bilimi ilahlaştırmaya çalışan, bilimin tüm varoluşsal soruların cevabını ortaya koyacağını iddia edenler ise topun ucuna bilimsel düşünce değil bu kişiler konmalı. Bilimin böyle bir iddiası yoktur. Birileri çıkıp varoluşsal sancılarını bilim ile bastırmaya çalışması bilimsel düşüncenin kendisini tutarsız hale getirmez. Açıkçası ben bu bilimsel düşünce eleştirisinde de bunun tam tersini görüyorum. Felsefi, dini görüşleri yüceltmek için bilimsel düşünceninin kavram kargaşası yaratarak eleştirilmeye çalışılması söz konusu. Bilim felsefeye, dine, inançlara göre çok daha dar bir alanda çok daha tutarlı cevaplar üretmeye çalışırken nedense sanki her şeye cevap verme iddiasındaymış gibi tepkisel olarak hedef tahtasına konuyor. Temel olarak bilimsel düşüncenin felsefeyle, inançla falan hiçbir sorunu yoktur. Bilimin ortaya koyduğu her gözleme isteyenler "evet bunlar doğru çünkü öyle yaratılmışlardır, sürekli olarak öyle yaratılmaktadırlar, aslında tüm bu gözlemlere konu alan atomların vs kendi iradeleri vardır ama kendi aralarında fikir birliği sağlayıp fizik kurallarına riayet etmektedirler" vs. diyebilirler. Bunlar tamamen sizin keyfinize inancınıza kalmış şeylerdir. Bilimin konusu falan değildir bunlar. Bilimle çelişmeleri de gerekmez çünkü bilim böyle varoluşsal konularda yorum yapmaz. Bunlarla alakalı bir şey değildir bilim.


Bu arada ön yargılı olmayın derken forum ateistleri bakalım ne dicek vs. diyerek ön yargının da kralını yapmışsınız. Sanki ateist olmayan insanlar bilimsel yöntemi, bilimsel düşünceyi reddetmek zorundaymış gibi. 
 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...