Jump to content

365 Gün Uydurma Mucizesi


Recommended Posts

365 küsur eyyam

dünyamızın güneşi 1 kere dolanma süresidir

ve Kuran bu süreye SENE der.

Kanıt isteyene örneğin Yûnus 5 yeter:

 

Kamere menazil verendir Allah 

ki senelerin sayısını öğrenebilin.

 

Kamere ölçülüp verilmiş olan "menazil"den biri de 

kamerin % 99.999... dolu olan evresidir, örneğin "Şehru Ramazan"dır,

ki dolunayların en parlak ve en büyük görünenidir;

o yüzden öteki dolunaylardan kolayca seçilebilir.

 

Yaşamı çölde geçen Arap aşinadır ona.

 

İşte o Arap

"Şehru Ramazan"ı her gördüğünde değneğine bir çentik atsa,

sonra "seneler"in sayısını öğrenmek istese

yapması gereken tek şey çentikleri saymaktır.

 

Çentikleri sayısı

yani 

Şehru Ramazanları sayısı = senelerin sayısı.

 

Ama

kamerî senelerin değil,

şemsî senelerin sayısı.

 

Örneğin

33 Şehru Ramazan = 33 şemsî sene

66 Şehru Ramazan = 66 şemsî sene

99 Şehru Ramazan= 99 şemsî sene.

 

Oysa

33 Şehru Ramazan = 34 kamerî sene eder;

 

Allah kamere menazil ölçüp vermiştir ki

kamerî senelerin sayısını öğrenebilin

deyip te

Allah'ı yalancı çıkarmanın lüzumu da yok.

 

Kamerin menazilinden

şemsî senelerin sayısı öğrenilir,

kamerî senelerin sayısı değil.

 

Senenin 365 küsur eyyam olduğu ise

basit bir gerçektir, mucize filan değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 61
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

On 30.07.2020 at 08:13, Hasan Akçay yazdı:

Elbet mümkün değil

çünkü Kuran'ın inmesi mucizedir;

o mucizeye

isteyen iman eder istemeyen etmez.

 

Sen 94 milyar isik yili capina genislemis (devam ediyor) bir evren yarat sonra o evrene göre minicik bir kütle üzerinde yasayan kici boklu biriyle muhatap olup kitap yazdir ve milyonlari pesinden sürüklemesine sebep ol. Bu mucize degil, cilginlik, delilik.

Bu kecinin koca koyun sürüsünü ucurumdan asagi yollamasina benziyor. Fakat burada olup biten kecinin sucu degil , onu takip etme ihtiyaci duyan koyunlar baska bir yol deneyememisler.

 

On 30.07.2020 at 08:13, Hasan Akçay yazdı:

Yani 

zevkler ve renkler ne ise

iman bir bakıma odur; 

tartışılamaz.

 

Zevkler ve renkler zamanla degisiyor ama sizin kafalar hep ayni. Baska bir yöne bakma ihtiyaci hic duymuyor. Zaman cok degerlidir, ölüp gideceksiniz ve arkanizdan gelenlere umutsuz/kötü/siyah bir gelecek birakacaksiniz. Istediginiz de bu sanirim. Ben ne yasiyorsam/yasamiyorsam benden sonra herkes onu yasasin/yasamasin diye düsünen bencil canlilarsiniz.

 

On 30.07.2020 at 08:13, Hasan Akçay yazdı:

Müşrikler "Muhammed'e rabbinden mucizeler indirilseydi ya" dediler;

sana Kuran'ı indirmemiz onlara yetmedi mi?

 

Kısacası

vahiy konusunda

Kuran'da ne söyleniyorsa siz onu sözylüyorsunuz.

Allah'la ağız birliği içindesiniz. 

 

Bende ucabiliyorum.

Derlerse hadi oradan sen kim ucmak kim?

Havada giden ucagi göstereyim. Bak koca demir yiginini görüyor musun? O nasil ucuyorsa istersem bende öyle ucarim.

Ama simdi sen istiyorsun diye degil canim ne zaman isterse o zaman ucarim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 28.07.2020 at 09:26, Hasan Akçay said:

Evet

4:103'te te belirtildiği üzere

namaz vakitleri farzdır;

artı, örneğin 23:62'de belirtildiği üzere

müminlere yüklenen yükün yalnızca kaldırabiecekleri kadar olabilceği de farzdır;

gündüzün 6 ay sürdüğü kutup bölgelinde müminlerin 6 ay yemeksizin içmeksizin  oruç tutması müminlerin kaldıramıyacağı bir yüktür.

(Orucun günlük uygulamsında orucun başlama ve sona erme anları namaz vakitlerinin başlama ver sona erme anlarıyla aynıdır.)

 

Farzları insanlar mı belirliyor o zaman??

Ederi nedir bunun?

 

Ya da allah farzı koyarken, yükünü kestiremiyor mu ki, sonradan yontmak gerekiyor bunu?

Çok afedersiniz ama "ben bokunu çıkardıysam eğer, siz kafanıza göre ayarlayın işte bi şeyler.." demek mi bu?

 

Yalnız kutuplar değil ki mesele, kutup dairesine girdiğiniz andan itibaren sorun..Az buz yer de değil..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kutublarda  namaz oruç olur mu?


namaz genelde güneş vakitleri ile berlirlenmiş oruçta esasen bu vakitlere denk gelir.
kutub için verilen fetvalardan birisi en yakın ülkenin  zamanlarını kullanıp ona uymak iftar ve imsakı ona göre belirlemek 

ve yine mekke vaktini  esas alınır diyen fetvalarda mevcuttur.
ancak bu takdir durumu bir hadis esas alınarak açıklanmış :
" ما لبثه في الأرض؟ قال: أربعون يوما، يوم كسنة، ويوم كشهر، ويوم كجمعة، وسائر أيامه كأيامكم، فقيل: يا رسول الله، اليوم الذي كسنة أيكفينا فيه صلاة يوم؟ قال: لا، اقدروا له قدره. رواه مسلم"
hz peygambere deccal ile ilgili soruluyor:
-deccal dünyada ne kadar kalır?
-40 gün 
öyle günü olur ki sene gibidir
diğer günü ay gibidir
diğer günü hafta gibidir (keelcumati cuma haftada bir olduğu için haftaya işarettir)
ve diğer günleri de normal günlerimiz gibi yani 24 saatlik gün gibidir buyrur hz peygamber
ashab sorar:peki  1 sene gibi olann günde 5 kez namaz kılmak yeterli mi?(ashab burda  sene gibi olsa ismi gün olduğu için 5 vakit namazı yeterli görüyor)
hz peygamber  der ki: hayır yeterli değil zamanı takdir edersiniz(hz peygamber ise sene gibi olan günde 5 vakiti uygun görmüyor  o seneyi günlere bölüp her günde 5 vakiti esas alıyor ki bu ince bir hesaptır.)
imdi kutuplarda bir sene bir gün gibidir   yani 6 ay gece 6 ay gündüz olduğu için sanki bir yıl bir gün gibidir öyle bir gün ki gündüzü 6 ay gecesi de 6 aydır
yani öyle gün olur ki sene gibidir demek bir gün 12 ay gibi uzundur
6 ay gece 6 ay gündüz olan gün gibi zira gün içinde gece ve gündüz barındıran zaman dilimdir
gece 6 ay gündüz 6 ay olması onu günden çıkarmaz
bu hadise göre bu  6 aylık gece ve gündüz 24 saate bölünerek normal gün bulunur o normal günde yarı yarıya gece ve gündüz  kabul edilir oruçta namaz da o vakit içinde eda edilir

***
takdir kelimesi kökü k-d-r dir yani kader sözcüğü ve miktar sözcüğüde aynı kök
ve ana anlamı  bellirsiz bir şeyi  belirli olan bir ölçüye göre oranlamak 
yani misal 1 metre uzunluğu belli dir  bir kumaş var uzunluğu belli değil
10  eşit parçaya bölünecek 10 kişiye dağıtılacak işte bu kumaşın metreye vurulup kesilmesi olayı takdirdir
veya çok şişman olan birine bir takım elbise çıkarken aynı kumaş normal ağırlıkta kişilere 2 takım çıkabilir yani burada biraz izafiyet vardır gece ve gündüz de bu bakımdan sure bakımından izafiyet taşır
adeta  dünyanın şişman olan ekvator göbeğinde  gece gündüz 12 saat iken zayıf ve ince ve nokta gibi olan kutuplarda 6 ay gece ve gündüz olmuş ve uzamıştır.
veya takım elbise için kişinin ölçülerini alıp o ölçüye göre kumaşı kesip piçip elbise dikmede kaderedir yani takdir etmedir

şunu biliyoruz ki 6 ay gece ve gündüz olması o mıntıkadar 24 saatlik zamanı ortadan kaldırmaz orda da 24 saatlik süre vardır ve 2 eşit parçay bölünüp 12 saatlik olarak dilimlenip ve dahi 6 saatlik olarak ta dilimlenebilir ve uygulamalar yapılabilir
yine gündüzleri yaklaşık 20 saat süren yerler vardır bunlarında uzun süre oruç tutması adil değil
takdir uygulanıp normal standart süre bulunabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
40 minutes ago, nogodbutAllah said:

Kutublarda  namaz oruç olur mu?


namaz genelde güneş vakitleri ile berlirlenmiş oruçta esasen bu vakitlere denk gelir.
kutub için verilen fetvalardan birisi en yakın ülkenin  zamanlarını kullanıp ona uymak iftar ve imsakı ona göre belirlemek 

ve yine mekke vaktini  esas alınır diyen fetvalarda mevcuttur.

 

Namaz ve oruç vakitleri "farz" değil mi...?

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 28.07.2020 at 00:49, teflon said:

Namaz vakitleri farz değil mi?

 

 

Elbette. 

namaz müminlerin üzerine

vakten farz kılındı (4:103)

 

Vakten: vakitleri belirtilerek.

 

Namaz inananların üzerine kesinlikle vakten yazıldı,

innes salâte kânet alel müminîne kitaben mevkûtâ.

 

Kriter budur.

Bu kritere uyan namazlar farz namazlarıdır;

örneğin sabah ve akşam namazlarının vakitleri Kuran'da var;

sabah ve akşam namazları farzdır.

 

Öğlen namazının,

ikindi namazının,

yatsı namazının vakitleri Kuran'da yok;

bu namazlar nafile yani boşunadır.

 

Hûd 114:

 

Ve yerine getir namazı -Ve akımis salâte  

gündüzün iki ucunda -tarafeyin nehari 

ve gecenin yakınlarında -zülefen minel leyl.

 

Akşam namazının vakti

gündüzün akşamki ucunda

yani gün batımında başlar,

"gasakil leyl"e kadar yani gecenin karanlığına kadar sürer (17:78).

 

Sabah namazının vakti

gecenin karanlığı dağılıp ak ip kara ipten seçilir hale geldiği anda başlar (2:187),

gündüzün sabahki ucuna kadar

yani gün doğumuna kadar sürer.

 

Bu iki farz namazının ikisi de gece namazıdır

yani akşam namazı gün batımından sonra klınır

sabah namazı ise gün doğumundan önce.

 

Bu  iki namaza ait vakitlerin tanımındaki

"zülefen minel leyl"in anlamı budur:

sabah va akşam namazları

gündüzün "gece"ye yakın uçlarında kılınır,

gündüzün gündüze yakın uçlarında değil.

 

Gündüz farz namazı yok.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sabah namazı

gündüzün sabahki ucuna yakın

gece saatlerinde kılınır.

 

Akşam namazı 

gündüzün akşamki ucuna yakın

gece saatlerinde.

 

Orucun günlük uygulaması da bu anlara göredir

yani oruç 

gecenin karanlığı dağılıp ak ip kara ipten seçilir hale geldiği anda başlar,

gündüzün akşamki ucuna kadar yani gün batımına kadar sürer.

 

Kutuplarda bu süre o kadar uzundur ki

müminler o uzun sürede oruçlu kalamaz, ölürler;

Allah o yüzden örneğin 23:62'de şöyle der:

 

Biz

hiç kimseye

gücünün üstünde yük yüklemeyiz.

Ve lâ nükellifu nefsen illa vüs'ahâ. 

 

Allah'ın hükmüdür bu,farzdır. "6 ay yemeksizin içmeksizin oruçlu durun!" demiyor Allah, "Ölün!" demiyor. Sevgili teflon'un o çıkarımı yanlış.

 

Dünyanın o bölgelerinde

orucun

başlama anı şudur,

sona erme anu budur diye Kuran'da bir hüküm, bir karar yok. 

O halde kararı insanlar verecek; insanları Allah yetkilendirmiş. 

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
20 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

Sabah namazı

gündüzün sabahki ucuna yakın

gece saatlerinde kılınır.

 

Akşam namazı 

gündüzün akşamki ucuna yakın

gece saatlerinde.

 

Orucun günlük uygulaması da bu anlara göredir

yani oruç 

gecenin karanlığı dağılıp ak ip kara ipten seçilir hale geldiği anda başlar,

gündüzün akşamki ucuna kadar yani gün batımına kadar sürer.

 

Kutuplarda bu süre o kadar uzundur ki

müminler o uzun sürede oruçlu kalamaz, ölürler;

Allah o yüzden örneğin 23:62'de şöyle der:

 

Biz

hiç kimseye

gücünün üstünde yük yüklemeyiz.

Ve lâ nükellifu nefsen illa vüs'ahâ. 

 

Allah'ın hükmüdür bu,farzdır. "6 ay yemeksizin içmeksizin oruçlu durun!" demiyor Allah, "Ölün!" demiyor. Sevgili teflon'un o çıkarımı yanlış.

 

Dünyanın o bölgelerinde

orucun

başlama anı şudur,

sona erme anu budur diye Kuran'da bir hüküm, bir karar yok. 

O halde kararı insanlar verecek; insanları Allah yetkilendirmiş. 

 

 

kuranda namaz vakitlenmiş bir ibadettir ve vakitleri de güneşin hareketlerine göre kuranda bahsedilmiştir kutuplarda orucun vakti uzarken namazlar arası sürede buna bağlı olarak uzar namaz açısından rahat ama oruçta meydan okuyucu bir zorlukta. Bu problemin sebebi islam dininde orucun belli vakitler arasında açlık ve cinsellilkten kendini alıkoyma olarak tanımlanmasıdır eğer hristiyan tipi bir oruç olsaydı vakitlenmiş olsa da tüm gıdaları kapsamadığından sorun yaratmayacaktı, müslümanlar namaz ve oruç vakitlerini o kadar ciddiye aldılar ki astronomik faaliyetlerini dahi dini sebep motivasyonlarla yaptılar hal böyleyken vaktin önemsizliği iddia edilemez, allah kimseye aşan sorumluluk yüklemez bu ayetle bağdaştırıp işi kurtarırım diyebilirsin ama işe yaramaz çünkü bu ayetin böyle bir yere çıkacağı beklenebilir bir şey değildi basitçe hastaysan oruç tutma demek o ayet için daha basit ama kutuplar işin içine girince iş apaçık bir dinden beklenenden daha kompleks bir hale geliyor saçmalaşıyor bu benim düşüncem, insanlar kararı verecek diyorsanız bunu teolojik olarak destekleyecek bir şey getirirseniz müslüman okuyucularınız için iyi olur. Muhammed islam dinini getirirken bu kadar derin düşünmemiş bu tip durumları hesaplamamış olamaz mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

İnsanlardan başka karar verecek uzaylılar filan mı var ki

uzaylılar karar verecek diyeyim,

insanlar karar verecek demiyeyim?

 

daha açık olayım rey ehli de amele yönelik fetva verirken dini bir dayanağa ihtiyaç duyar, yoksa kendi hevanızdan konuştuğunuz anlaşılabilir. Kuranda gece, gündüz ve bunların bölümleri, güneşin hareketleri ve fecrin durumuna göre ibadet vakitleri belirlenmiştir kutuplara doğru gidildikçe daha önceki iletimde yukarıda belirttiğim durumlar meydana geliyor namaz için pek problem teşkil etmese de oruç için problem teşkil edecek uzunlukta ve nakile dayanıldığı takdirde söz ettiğim ibadet vakitleriyle ilgili kavramlar dikkate alınır bunlar size göre allahtan farz niteliğindedir ve devamlı allah siz anlayasanız diye ayetlerimizi uzunca açıklıyoruz diyor. Allah gücünün yetmeyeni farz kılar mı islamda tartışmalıdır ama kılmaz dediğini varsayalım o zaman neden coğrafi şartlara bağlı olarak allah oruç vaktini bazı insanlar için uzatıyor oldukça adaletsiz bunla ilgili bir gazete haberinin linkini bırakayım, kutuplarda zaten tutulmaz allahın farzının sınırlarını bir insanın yeniden belirlemesi uğraşı dini değildir ve nakli aşar, bir ateist olarak böyle bir dini uğraş içine girilmesini zorlama buluyorum. Kutuplara gittin 24 saate namazları paylaştırdın çünkü 24 saatte 5 vakit namaz kılınması tüm müslümanların yaptığı bir şey ama bir yerde 24 saat gündüzse o nakle vurgularsam allahın kelamına uymaz. Uzaylılar olsaydı  sizden daha büyük problemimiz olurdu hasan bey.

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

İnsanlardan başka karar verecek uzaylılar filan mı var ki

uzaylılar karar verecek diyeyim,

insanlar karar verecek demiyeyim?

 

 

Tabiki insanlar karar verecek. Dinleri insanlar uydurduğu için kuralları da insanlar koyacak. 

tarihinde Teşup'unOğlu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 02.08.2020 at 06:54, Hasan Akçay yazdı:

Biz

hiç kimseye

gücünün üstünde yük yüklemeyiz.

Ve lâ nükellifu nefsen illa vüs'ahâ. 

 

bu ifade bile ateist olmak için tek başına yeterlidir.

şöyle bir etrafınıza bakın, dünyaya bakın...

gücünün üstünde yük taşıyan nice insan göreceksiniz.

bu yükü taşıyamayıp altında ezilenleri görmemek için kör olmak gerekir.

etiyopya'da kıtlık-kuraklık zamanlarında kamplara doğru yola çıkan bir anne,

yanında getirdiği iki çocuğundan en zayıf olanını yolda bırakır, yani doğaya terk eder,

kampa ulaşabilecek olanıyla yoluna devam eder.

tabii onların da kampa ulaşıp ulaşamayacağı

veya kampta umduğunu bulup bulamayacağı meçhuldür.

yaşam bu kadar vahşi ve zorken, "gücünün üstünde yük yüklemeyiz" demek insanla dalga geçmektir.

gidin, çocuğunu aç-bîlaç doğaya bırakmak zorunda kalan anneye bu sözü söyleyin!

kaldı ki mesele sadece karnını doyurmakla sınırlı değildir.

canlıların bir de psikolojisi vardır.

psikiyatrik vakalar da bir yerde gücün tükenmesi, ağır yükün altında kalmakla ilgilidir.

psikiyatri hastalarına gidin ve onlara bu sözü söyleyin.

söyleyebilir misiniz?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 02.08.2020 at 05:54, Hasan Akçay yazdı:

Biz hiç kimseye gücünün üstünde yük yüklemeyiz.

 

Bu kitabı yazanlar/yazdıranlar yalan söylüyorlar, çünkü bunu kendimden ve ailemden biliyorum.

Beni duyuyor musun,  yoksa yine kör ver sağırları oynamaya devam mı edeceksin?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
22 minutes ago, kavak said:

 

Bu kitabı yazanlar/yazdıranlar yalan söylüyorlar, çünkü bunu kendimden ve ailemden biliyorum.

Beni duyuyor musun,  yoksa yine kör ver sağırları oynamaya devam mı edeceksin?

 

 

 

Oruçla ilgili ayetler (2:184, 2:185...)

senin kendine ve ailene 

kaldıramıyacağınız hangi yükü yükledi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 dakika önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

Oruçla ilgili ayetler (2:184, 2:185...)

senin kendine ve ailene 

kaldıramıyacağınız hangi yükü yükledi?

 

Sen ne sayıklıyorsun?

Bu yük mevzusu, sadece oruçlar ile ilgili mi diyorsun?

 

Dipnot: Bir de şu tek satıra yazılabilecek bir cümleyi, 10 satıra parçalayıp yazmasan iyi olur.

Nasıl yani, böyle yazarsan daha mı havalı oluyor?

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
16 dakika önce, Hasan Akçay yazdı:

Sayıklamak?

Senin iletilerini bırak okumayı cevlapmıyordum;

Hadi bi deneyeyim dedim. Hay demez olaydım.

 

Cevapladığım için özür dilerim kardeşim; bir daha okumayacayacağım.

 

Evet; sayıklıyorsun!

Sana oruçtan falan mı bahsettim de, hemen oraya saptırıyorsun. Yoksa anlaman mı kıt?

Halbuki yılların tecrübesine sahip birisin.

Hayır özür dileme, çünkü üç gün beş gün sonra yine buraya damlayıp kafana göre gazel okuyorsun.

Sen ne yazmıştın:

On 02.08.2020 at 05:54, Hasan Akçay yazdı:

Biz hiç kimseye gücünün üstünde yük yüklemeyiz.

 

Ben sadece bu cümleni alıntılayıp, şunu yazmıştım:

51 dakika önce, kavak yazdı:

Bu kitabı yazanlar/yazdıranlar yalan söylüyorlar, çünkü bunu kendimden ve ailemden biliyorum.

Beni duyuyor musun,  yoksa yine kör ver sağırları oynamaya devam mı edeceksin?

 

Ve benim oruçtan bahsetmediğimi, hınzır gibi biliyorsun aslında!

Yan çizeceğini önceden biliyordum zaten ve mevzuyu başka yere getireceğini de.

Sonra zırvalarsınız, bu kitap möcize möcize diye!

 

Dipnot: Bak mesela @Geta´ının iletisini de görmezden gelmişsin!

O da mı oruçtan dem vurmuş?

 

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim anlamadığım nokta bir kitabın içinde bir kelimeyi belirli bir sayıda kullanmak çok mu zor bir şey? Hele Kuran gibi aynı cümlelerin papağan gibi tekrarlandığı bir kitapta bu çok daha kolay.

 

Ayrıca güneş yılı esaslı takvimin İslam'dan yüzlerce yıl önce bile kullanıldığını herkes biliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...