Hasan Akçay 0 Ağustos 8, 2020 gönderildi Raporla Share Ağustos 8, 2020 gönderildi 4 hours ago, Geta said: Dipnot: Bak mesela @Geta´ının iletisini de görmezden gelmişsin! O da mı oruçtan dem vurmuş? hasan bey'in bu soruya cevap verme ihtimali sıfırdır. Cevap verme ihtimalim sıfırdır çünkü "Biz hiç kimseye kaldıramıyacağı yük yüklemeyiz" diyen 23:62'yi örneğin altı ay yemeksizin içmeksizin oruç tutmanın getireceği yük bağlamında hatırlatmıştım, Geta'nın üzerinde durduğu yüklerin ise bununla ilgisi yok. Geta aslında iman üzerinde duruyor; oysa iman şu ya da bu rengi seçmek gibi bir karardır, tartışılmaz. Bir daha: renklerle zevkler nasıl tartışılmazsa iman da tartışılmaz. Tamam, isteyen tartışır, özgürdür; saygı dayarım ama ben tartışmam. Benim de bu kararıma saygı duyulacak; sanki bilinmeyen bir şeymiş gibi imanı hasan beyin tartışma ihtimali sıfırdır denmiyecek gerçekten sıfırdır. Bir çok kere söyledim. Link to post Sitelerde Paylaş
Geta 0 Ağustos 9, 2020 gönderildi Raporla Share Ağustos 9, 2020 gönderildi 1 saat önce, Hasan Akçay yazdı: Cevap verme ihtimalim sıfırdır çünkü "Biz hiç kimseye kaldıramıyacağı yük yüklemeyiz" diyen 23:62'yi örneğin altı ay yemeksizin içmeksizin oruç tutmanın getireceği yük bağlamında hatırlatmıştım, Geta'nın üzerinde durduğu yüklerin ise bununla ilgisi yok. Geta aslında iman üzerinde duruyor; oysa iman şu ya da bu rengi seçmek gibi bir karardır, tartışılmaz. Bir daha: renklerle zevkler nasıl tartışılmazsa iman da tartışılmaz. Tamam, isteyen tartışır, özgürdür; saygı dayarım ama ben tartışmam. Benim de bu kararıma saygı duyulacak; sanki bilinmeyen bir şeymiş gibi imanı hasan beyin tartışma ihtimali sıfırdır denmiyecek gerçekten sıfırdır. Bir çok kere söyledim. hasan bey öyle kıvırmak yok! karşınızda 10 yaşında çocuk da yok! ne "ben iman mevzuunu tartışmıyorum" demeniz, ne de ayette geçen bu ifadeyi "oruçla ilgili olarak" belirtmeniz sizi kurtarmaz! sizden istediğimiz şey şu: "biz hiç kimseye kaldıramayacağı yük yüklemeyiz" ifadesinin anlamı nedir? ben diyorum ki, hasan bey'in bu ifadeye makul bir açıklama getirme olasılığı sıfırdır. nitekim bunu açıklamak yerine bakın yukarıda nasıl kıvırıyorsunuz! yahu bir cümlenin açıklamasını istiyorum sizden. el insaf! bu iman mevzuudur, bu oruç mevzuudur demeniz bu cümlenin anlamını ortadan kaldırır mı? mugalata yapmayın! Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Ağustos 9, 2020 gönderildi Raporla Share Ağustos 9, 2020 gönderildi 10 hours ago, RadikalKemalist said: ... güneş yılı esaslı takvimin İslam'dan yüzlerce yıl önce bile kullanıldığını herkes biliyor. Sevgili Radikal Kemalist, Önemli olan, güneş yılını esas alan takvimin ayırdında olmak deği ki. Kuran'daki sene güneş yılıdır; önemli olan, islam diye piyasada alınıp satılan din bunun ayırdında değil. Uygulama Kuran'dan savrulup gitmiş. Kuran yok piyasada, Kuran'daki islam yok; bir sürü çarpıtma var. Ateist kardeşlerimiz işte o çarpıtmaları istismar ediyorlar; Don Kişot nasıl yel değirmenlerine saldırdıysa ateistler de çarpıtmalara saldırıyorlar. Link to post Sitelerde Paylaş
Teşup'unOğlu 0 Ağustos 9, 2020 gönderildi Raporla Share Ağustos 9, 2020 gönderildi (düzenlendi) 1 saat önce, Hasan Akçay yazdı: Sevgili Radikal Kemalist, Önemli olan, güneş yılını esas alan takvimin ayırdında olmak deği ki. Kuran'daki sene güneş yılıdır; önemli olan, islam diye piyasada alınıp satılan din bunun ayırdında değil. Uygulama Kuran'dan savrulup gitmiş. Kuran yok piyasada, Kuran'daki islam yok; bir sürü çarpıtma var. Ateist kardeşlerimiz işte o çarpıtmaları istismar ediyorlar; Don Kişot nasıl yel değirmenlerine saldırdıysa ateistler de çarpıtmalara saldırıyorlar. Hassiktir ordan efenim Kur'an gayet anlaşılabilir, salak saçma şeyler anlatıyor İşine gelmeyen dinciler yok orda onu demedi de bunu dedi diye anlamini değiştirmeye çalışıyor Kuranin mucizevi,yapılmayacak,yazılmayacak hiçbir yanı yoktur, içindeki bilgiler sacmaliklardan ibarettir. Dinciler kendi okuduklarını anlayamadiklari için buda beyinsiz olmalarından kaynaklanıyor, dansöz gibi kıvırıp duruyorlar. Siz de bunu çok güzel ornekliyorsunuz. İzlemek için ; Dansöz_hasan_kıvırıyor.avi Ağustos 9, 2020 tarihinde Teşup'unOğlu tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
kavak 0 Ağustos 9, 2020 gönderildi Raporla Share Ağustos 9, 2020 gönderildi (düzenlendi) 8 saat önce, Hasan Akçay yazdı: Cevap verme ihtimalim sıfırdır, çünkü "Biz hiç kimseye kaldıramıyacağı yük yüklemeyiz" diyen 23:62'yi örneğin altı ay yemeksizin içmeksizin oruç tutmanın getireceği yük bağlamında hatırlatmıştım, Geta'nın üzerinde durduğu yüklerin ise bununla ilgisi yok. Geta aslında iman üzerinde duruyor; oysa iman şu ya da bu rengi seçmek gibi bir karardır, tartışılmaz. Bir daha: renklerle zevkler nasıl tartışılmazsa iman da tartışılmaz. Tamam, isteyen tartışır, özgürdür; saygı dayarım ama ben tartışmam. Benim de bu kararıma saygı duyulacak;sanki bilinmeyen bir şeymiş gibi imanı hasan beyin tartışma ihtimali sıfırdır denmiyecek gerçekten sıfırdır. Bir çok kere söyledim. Utanmadan kıvırıyorsun, bu kesin Cevap verme ihtimali sıfırmış...mıışss. Yine saçmalıyorsun ve kaçak güreşmeye başlıyorsun. Başlarım senin oruç kıvırmana. Adamsan, evet, adamsan düzsün durursun. Veee dün söylediklerini bugün yalamışsın, hani benim yazılarımı okumayacaktın? 1 saat önce, Hasan Akçay yazdı: Ateist kardeşlerimiz işte o çarpıtmaları istismar ediyorlar; Don Kişot nasıl yel değirmenlerine saldırdıysa ateistler de çarpıtmalara saldırıyorlar. Atma Recep! Resmen kuru iftira! Bu arada bizler senin kardeşin falan değiliz, çünkü taptığın Arap tanrısı bizi insan yerinde koymuyor. Madem ki okuyorsun...hadi yanıt ver: On 02.08.2020 at 05:54, Hasan Akçay yazdı: Biz hiç kimseye gücünün üstünde yük yüklemeyiz. Hadi açıkla! Bu cümlenin neresinde oruç ritüeli var? Ayrıca hadi taptığın Arap tanrısın gööya bu lafının yalan olmadığını, insanlık tarihine ve yaşama bakarak ispatla. Eğer bunu ispatlama yerine yine aydan maydan güneşten veya oruçtan bahsetmeye kalkarsan, senin sahtekăr olduğun resmileşecek. Ağustos 9, 2020 tarihinde kavak tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
deadanddark 0 Ağustos 9, 2020 gönderildi Raporla Share Ağustos 9, 2020 gönderildi " Yaptiklarimdan pisman degilim, aklim hala yapmadiklarimda" Bunu bir hanzo (davarogludavar) söylerse farkli, Bir bilim adami söylerse farkli , Bir sanatci söylerse farkli, Bir bilmem kim söylerse farkli anlasilir. Kurani yazanlara bakiyorum , bu gruptan acaba hangisine giriyor diye. Birinci grup daha uygun cünkü yazildigi yer zaman ve ortam buna cok yakin. Birde bunu anlayanlara bakalim. Bir davar oglu davar söylediginde sanki bir filozof konusuyormus gibi agzi acik ayran budalasi gibi bakanlar hangi gruba giriyor. Onlar kanalizasyon borularinda gezenler. Link to post Sitelerde Paylaş
Kaz 0 Ağustos 9, 2020 gönderildi Raporla Share Ağustos 9, 2020 gönderildi (düzenlendi) Bu tartışmada tansiyon biraz fazla yükselmedi mi, dindarlar her şeyi inanmak istedikleri şekilde anlamaya çalışırlar tanrıyla aralarındaki bağ gereği bunu yaparlar bir de belli bir yaşa ulaşmış insanların fikirleri çok zor değişir bu yüzden yazarken soğukkanlı olmak veya hiç yazmamak daha iyi.. Ateistler dindeki çarpıtmaları istismar etmez, öncelikle Bay Akçay mezhep kurucularının mutlaka sınırlarını belirlediği bir kitap olmak zorundadır fikirleriniz forumlardaki dağınık mesajlardan ibaret olamaz aksi takdirde görüşünüz yok hükmündedir bakın maturidiye tevhid kitabını yazmış, diğer mezheplere bakın görüşlerini kitaplaştırırlar, tarihsel dönemden uzaklaşıldığı ölçüde istisnasız herkes o dönemin dininden uzaklaşır, o çarpıtma dediğin şeyler üzerine çalışmadıysan bu seni bilgisiz yapar üstüne üstlük bu zamana kadar ortaya bir çalışma koyduğunuz yok, gelenek deyip geçen kurandaki din görüşündeyseniz onu savunabilmek için kelam bilmek zorundasınız sonra kendi kelam anlayışınızı geliştirirsiniz, geleneğe karşı çıkmak için geleneği bilmek gerekiyor yoksa önyargılısınız, geleneği boşver diyenler de genellikle önyargı dağıtırlar oysa en köklü anlayış odur ve muhatap da gelenektir. Ağustos 9, 2020 tarihinde Kaz tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Ağustos 9, 2020 gönderildi Raporla Share Ağustos 9, 2020 gönderildi (düzenlendi) İslamda şartlara göre ibadetin hafifleşmesi ve kişinin takatine göre yük yüklenmesi Görmekteyiz ki şartlara göre farz olan ibadetler sakıt olabilmektedir yani mükellefiyeti düşmektedir. misal nasıl askerlikten muaf olan durumlar vardır kişi rapor alır ve askerlik ondan sakıt olur misal kadınlar askerlikten muaf ancak bazı ülkelerde askere alınır esasen muaf affa uğramış bağışlanmış cezası veya yükümlülüğü silinmiş kişi demek kökü aff tır islamda kişi fakir ise zekat vermeye değil almak durumunda kalabilir veya sağlık ve mal açısından hacc düşebilir el ayak gibi organları yok ise abdest alma zorunluluğu yok veya hastalıkta yaşlılıkta gebelerde zorlu işlerde çalışanlar sefere çıkanlar oruc tutmayabilir hatta tutmuş ise bozabilir veya daimi yaşlılık zafiyet ve hastalık halinde hiç tutmaz fidye verir fidye verecek gücü yok ise ondan da muaf olur namaz yine seferide kısalır veya su bulunmadığı zaman veya su sağlık bozacak derecede soğuk veya kirli ise teyyemmüm yapılır v.s görmekteyiz ki ibadetler öyle sabit donmuş şeyler değildir hal ve şartta göre kısalmadan tamamaen muaf olma durumuna kadar değişik dereceleri vardır esasen bu durumlar ibadetin ve şeklinin ve zaman ve mekanının mutlak değil izafi olduğu asıl olanın samimi halis niyet olduğudur niyet öyle bir şeydir ki halis değil ise ibadet etsen bile yapılmamış gibidir boşa gider halis ise yapamadığı halde o ibadeti yapmış gibi olur bu da gösterir ki niyet amelden evvel ve evladır bu şuna benzer: sen birini öldürmek için tuzak hazırlarsın misal zehir verirsin ama o zehir panzehir gibi onda ki bir hastalığı iyileştirebilir burda zehir verenin niyet, öldürmek olduğu için verdiği kişininin iyileşmesi ona sevab veremez tam tersi niyeti icabı kişiyi öldürmek kasdı ile ceza alır veya kişi uçuruma tutunmuş kişiyi kurtarmak için giderken baskı ile o tutunduğu yer kopar aşağı düşer kişi ölürse dahi bu kasden değil kazaendir ibadet esasen sadece bizim bildiğimiz klasik ibadetler değildir kök olarak ubudiyet demektir ki buda islamın emrettiği şeyleri yapmak nehy ettiğini yapmamak esasen ibadettir misal içki haram onu içmemek te ibadettir veya helal olanı içmek te ibadettir veya yalan söylememekte ibadettir doğru söylemek te ibadettir hatta alimin uykusu ibadet addedilir zira islamda bir saatlik tefekkür ilim bir senelik ibadetten evladır denir veya tartıda ölçüde hile yapmamakta ibadet ne yazık ki iabdet klasik mantık ile namaza hapsedildi oruca hapsedildi şekilsel bir takım şeyleri içine aldı oysa islam ibadet dini değil ahlak dinidir hz peygamber namazda perde gerisinde kadınlarda kıldığı için bebekli gelen annelerde var orda bir bebek ağlaması duyar namazı hızla kısa şekilde kılar ki annesi hemen bebeğe baksın veya torunu hz hasan ve hüseyin namaz esnasında üstüne çıkarlar kalktığında düşecekler zarar göreceler diye secdeyi uzatır ** islam da ibadet kapsamı geniştir şayet daraltırsak işte namazında orucunda iyi beş vakitli eskilerin deyimi ile gece kıyam gündüz siyam iledir ama ahlakı pek güzel değildir çünkü kimse ona ibadetin ahlak olduğunu geniş olduğunu söylememiş klasik gelenekçi islam hz peygamberin bir hadisi var: zaman gelecek bir işi mesleği yapanlar çoğalacak ancak doğru dürüst iş yapacak biri bulunmayacak bunada şu misali verir: bir adam çölde argın yorgun susuz gitmekte takati kesilmiş sussuz umutsuz vaziyette derken ileride 100 tane deveden oluşan bir sürü görür çok sevinir hemen gidip birine bineyim hızla menzilime varayım der develerin yanına gelir birine biner kör diğeri topal derken herbirinin bir kusuru var adam umutsuz şekilde devesiz yoluna devam eder bir iş için 5-10 usta çağırısın herbiri iyice bozar öyle gider sonra dürüst biri denk gelirse onların dağıttıklarını büyük bedel ile toplasın ** kutuplarda yaşam zorlukları mevcuttur bir nevi seferidir ancak zorunluu daimi seferi o yüzden bazı ibadetler düşebilir veya hafifleyebilir. ekvatorda da çok sıcak yine benzer durumlar var şartlara göre ibadet şartları değişebilir ve değişiyor. ** islam hayatı merkeze almış ve hayata zarar verecek hiç bir ibadeti mecbur kılmamış tam tersi hayaten zarar görmeyecek şekilde ya tebdil ya tağyir yada tehir etmiş veya tamamen sakıt olmuş düşmüştür. misal o an ibadetini yapamayan sonra kaza edebilir ila vaktinde yapacak diye bir şey yok Ağustos 9, 2020 tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Smile Buddha 0 Ağustos 9, 2020 gönderildi Raporla Share Ağustos 9, 2020 gönderildi 12 saat önce, Hasan Akçay yazdı: Sevgili Radikal Kemalist, Önemli olan, güneş yılını esas alan takvimin ayırdında olmak deği ki. Kuran'daki sene güneş yılıdır; önemli olan, islam diye piyasada alınıp satılan din bunun ayırdında değil. Uygulama Kuran'dan savrulup gitmiş. Kuran yok piyasada, Kuran'daki islam yok; bir sürü çarpıtma var. Ateist kardeşlerimiz işte o çarpıtmaları istismar ediyorlar; Don Kişot nasıl yel değirmenlerine saldırdıysa ateistler de çarpıtmalara saldırıyorlar. güneş yılı kuranda varsa mucize olarak görmüyorsan sorun ne? Konu başlığı senin gibiler için açılmamış. Kuranda bunlar var deyip mucize yoluyla ateistleri müslüman yapmaya çalışanlar için açılmış. Link to post Sitelerde Paylaş
Sütlü Kase 0 Ağustos 9, 2020 gönderildi Raporla Share Ağustos 9, 2020 gönderildi 2 saat önce, nogodbutAllah yazdı: İslamda şartlara göre ibadetin hafifleşmesi ve kişinin takatine göre yük yüklenmesi Neyse ki bu başlıktaki son tartışmalar "insanın üstünde ki yük" ile ilgili. Tabii sen yükü ibadet olarak algıladığın için bu eksik ve gereksiz açıklaman da çöp oluyor. Yinede insan merak ediyor coğrafya farkı yüzünden bir kişi her türlü ibadetten muaf olurken bir başkası her şeye farz kaldığı zaman bu iki durumu nasıl adaletli kılacağız ? Muaf olan elemanı cezalandırsak coğrafya onun suçu olmadığı için doğru olmaz. ikisine de eşit davransak hayatının belli bir yüzdesini ibadete harcamış eleman benim başım kel miydi ? Hayatımdan vakit harcadım nasıl eşit oluruz diyecek. Birine az birine çok ödüllü davransak, muaf kalan eleman beni de öyle test etseydin, elimde olmayan sebeplerden çok ödülden yoksun kaldım diyecek. Denecekte denecek...... Sizin allah bu işlerde biraz acemi galiba ? Sana zahmet allahını bana savunup onu bu çıkmaz işten çıkartmaya çalışabilir misin ? Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Ağustos 9, 2020 gönderildi Raporla Share Ağustos 9, 2020 gönderildi (düzenlendi) 36 minutes ago, Smile Buddha said: güneş yılı kuranda varsa mucize olarak görmüyorsan sorun ne? Konu başlığı senin gibiler için açılmamış. Kuranda bunlar var deyip mucize yoluyla ateistleri müslüman yapmaya çalışanlar için açılmış. Sorun ne, sana ne... Bana "Sen sus bakayım!" diyorsun yani. Oysa herkes konuşmalı. Smile Buddha konuşmalı, Hasan Akçay konuşmalı. "Kral çıplak!" diyen birileri ancak o zaman ortaya çıkar. Ağustos 9, 2020 tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
kavak 0 Ağustos 9, 2020 gönderildi Raporla Share Ağustos 9, 2020 gönderildi 34 dakika önce, Hasan Akçay yazdı: Sorun ne, sana ne... Bana "Sen sus bakayım!" diyorsun yani. Oysa herkes konuşmalı. Smile Buddha konuşmalı, Hasan Akçay konuşmalı. "Kral çıplak!" diyen birileri ancak o zaman ortaya çıkar. Buyur, tıksırıncaya kadar konuş ve adamsan sorulan soruları yanıtlarsın. Nasıl, beğendin mi? Link to post Sitelerde Paylaş
kavak 0 Ağustos 9, 2020 gönderildi Raporla Share Ağustos 9, 2020 gönderildi (düzenlendi) 5 saat önce, nogodbutAllah yazdı: İslamda şartlara göre ibadetin hafifleşmesi ve kişinin takatine göre yük yüklenmesi Görmekteyiz ki şartlara göre farz olan ibadetler sakıt olabilmektedir yani mükellefiyeti düşmektedir. ,, ,, ,, `` misal o an ibadetini yapamayan sonra kaza edebilir ila vaktinde yapacak diye bir şey yok Sen de uçmuşsun, safkan kankan gibi. Bu her şeye gücü yeten Arabistan ithali tanrın, bu ibadetleri ve ritüelleri ne yapacak? Bu saçma sapan ritüeller/ibadetler olmazsa, olmuyor muymuş? Hele şu birincil amacı taptığın tanrıyı hoşnut etmek olan ve her sene tekrarlanan dinsel kurban ritüeli ise tam bir vahşet! Söylesene hele bir, yoksa sen de mi boş beleş gazelden okuyanlardansın?! Ağustos 9, 2020 tarihinde kavak tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Ağustos 10, 2020 gönderildi Raporla Share Ağustos 10, 2020 gönderildi (düzenlendi) On 28.07.2020 at 10:38, bayşapka said: Ramazan ayı ay takviminden geliyor. Kuran'da ve islamiyetin genelinde ay takvimi kullanılır. Ay takvimi o devirdeki cahil cühelanın kullandığı yılda 10 gün kaybeden, 18 yılda bir yazla kışın yer değiştirdiği bir takvim. Hicri takvim de ay takvimini baz alır ve yıl olarak da bir başlangıç verilir. Gelenek görenek diye kullanmaya devam ediyorlar. Yoksa çoktan çöpe atılırdı. Kuran'da (o devirdeki cahil cühelanın kullandığı) ay takviminin kullanıldığı iddiası bir çarpıtmadır, iftiradır. Böyle iftiralar uydurarak Kuran'a saldırmak ise tıpkı Don Kişot'un yel değirmenlerine saldırması gibi trajikomektir; size yakışmıyor. Hayır, Kuran'da hiç bir takvim kulanılmaz; gökteki aylar kullanılır. Gökteki aylardan ise yıl olmaz, dolayısıyla takvim olmaz. Ağustos 10, 2020 tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
kavak 0 Ağustos 10, 2020 gönderildi Raporla Share Ağustos 10, 2020 gönderildi (düzenlendi) Sorular hălă yanıtlarını bekliyor... "Biz hiç kimseye gücünün üstünde yük yüklemeyiz." iddiası mı çok önemli ve hayati yoksa ay, güneş, takvim zımbırtısı mı? Görünen o ki, malum elçi bu yük yükleme mevzusunda bir hayli uçmuş! Ağustos 10, 2020 tarihinde kavak tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Ağustos 12, 2020 gönderildi Raporla Share Ağustos 12, 2020 gönderildi On 26.07.2020 at 20:00, Hubble_ said: 5. Gün değişkendir mesela bir kaç milyon yıl önce bir yıl 366 gündü ilerideki bir zamanda da 364 gün olacaktır o zaman kurandan 1 gün kelimesini daha mı çıkaracağız? Elbette haklı bir itirazdır bu. "365 gün mucizesi"ni uyduranlar, kanıt diye "Bak bak! Kuran'da 365 tane GÜN kelimesi var!" diyorlar. Tipik bir minareye kılıf dikiverme hinliği. Yetmedi, bir iddia daha uyduruyorlar: ay kelimesi 12 kez geçer şehr olarak. Demek ki neymiş, 1 sene 12 ŞEHR imiş (= 354 gün) Yine tipik bir minareye kılıf uydurma hinliği. O sözde 12 ŞEHR kelimesinin biri Mâide 97'dedir: ve el şehrel haram... ve bu ifade Hz Muhammed sağken harekesizdi, muhtemelen eşhurul hurum diye kıraat ediliyordu (öyle ki mevcut bazı meallerde ifademiz haram aylar diye tercüme edilmiş); mushafa harekeler eklenirken ise günümüzdeki kıraat tercih edilmiş, o kadar yani söz konusu olan şey harekelemeyi kotaran beşerin tercihidir, Allah'ın hükmü değil. Bu durumda sayı 1 (bir) eksildiğine göre ay kelimesi 11 kere geçer şehr olarak; demek ki neymiş, bir sene 11 ŞEHR imiş (= 324 gün). Uydurulan mucize hatırına 1 sene 324 gündür mü diycez? Link to post Sitelerde Paylaş
kavak 0 Ağustos 12, 2020 gönderildi Raporla Share Ağustos 12, 2020 gönderildi Gereken lüzum üzerine yeniden... On 10.08.2020 at 16:10, kavak yazdı: Sorular hălă yanıtlarını bekliyor... "Biz hiç kimseye gücünün üstünde yük yüklemeyiz." iddiası mı çok önemli ve hayati yoksa ay, güneş, takvim zımbırtısı mı? Görünen o ki, malum elçi bu yük yükleme mevzusunda bir hayli uçmuş! Link to post Sitelerde Paylaş
bayşapka 0 Ağustos 12, 2020 gönderildi Raporla Share Ağustos 12, 2020 gönderildi On 10.08.2020 at 14:55, Hasan Akçay said: Kuran'da (o devirdeki cahil cühelanın kullandığı) ay takviminin kullanıldığı iddiası bir çarpıtmadır, iftiradır. Böyle iftiralar uydurarak Kuran'a saldırmak ise tıpkı Don Kişot'un yel değirmenlerine saldırması gibi trajikomektir; size yakışmıyor. Hayır, Kuran'da hiç bir takvim kulanılmaz; gökteki aylar kullanılır. Gökteki aylardan ise yıl olmaz, dolayısıyla takvim olmaz. Malesef hiçbir yazdığında kale alınacak bir içerik yok. Kendini islamiyetten üstün görme çabasındasın, İslamiyetin bütünü ise bu. Yani aslında yeldeğirmeniyle savaşan sensin. Onu bırak da şunu açıkla sayın don kişot: Kadir gecesi kaç yıldan daha hayırlıdır? Link to post Sitelerde Paylaş
Hasan Akçay 0 Ağustos 21, 2020 gönderildi Raporla Share Ağustos 21, 2020 gönderildi On 12.08.2020 at 13:55, bayşapka said: Malesef hiçbir yazdığında kale alınacak bir içerik yok. Kendini islamiyetten üstün görme çabasındasın, İslamiyetin bütünü ise bu. Yani aslında yeldeğirmeniyle savaşan sensin. Onu bırak da şunu açıkla sayın don kişot: Kadir gecesi kaç yıldan daha hayırlıdır? Kadir gecesi yıl ile kıyaslanmaz; onu hiç kimse yıl ile kıyaslamıyor, Kuran da kıyaslamıyor; kadir gecesini yıl ile SiZ niye kıyaslıyorsunuz? Link to post Sitelerde Paylaş
bayşapka 0 Eylül 10, 2020 gönderildi Raporla Share Eylül 10, 2020 gönderildi On 21.08.2020 at 07:52, Hasan Akçay said: Kadir gecesi yıl ile kıyaslanmaz; onu hiç kimse yıl ile kıyaslamıyor, Kuran da kıyaslamıyor; kadir gecesini yıl ile SiZ niye kıyaslıyorsunuz? Niye kıyaslamıyoruz? Görünmez geçilmez bir engel mi var önünüzde? Perde mi indi? Ha saniye ha ayla kıyaslamışsın ne fark eder? Öyle yapılmaz! yapılamaz! Başlığı açanla hemfikir iken aynı zamanda sırf çıkıntılık olsun diye cevap yazıyorsun. Antin kuntin işler bunlar. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts