Jump to content

Bir sac ayağı daha çıktı: Muharrem İnce parti kuruyor


Recommended Posts

Biz muhalif partiler birleşsin derken, muhalefete en büyük darbeyi Muharrem ince vurmaya hazırlanıyor.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde ne kadar korkak biri olduğunu hepimiz gördük, böyle birinin sırf kendi çıkarı için bir de CHP ve dolayısıyla muhalif gücü bölmeye çalışması AKP'nin 18 yılda bu ülkeye verdiği zarar kadar büyük bir zarar niteliği taşıyor.

Tam iktidar sorunlar yaşarken, anketlerde büyük düşüş gösterirken muhalefeti bölmeye çalışmak iktidarı kurtarma operasyonundan başka bir şey değildir.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 49
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bir saat önce, bilgivehis yazdı:

Biz muhalif partiler birleşsin derken, muhalefete en büyük darbeyi Muharrem ince vurmaya hazırlanıyor.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde ne kadar korkak biri olduğunu hepimiz gördük, böyle birinin sırf kendi çıkarı için bir de CHP ve dolayısıyla muhalif gücü bölmeye çalışması AKP'nin 18 yılda bu ülkeye verdiği zarar kadar büyük bir zarar niteliği taşıyor.

Tam iktidar sorunlar yaşarken, anketlerde büyük düşüş gösterirken muhalefeti bölmeye çalışmak iktidarı kurtarma operasyonundan başka bir şey değildir.

 

Bu adamı başkanlığa aday olduğunda heyecanlı bir şekilde desteklemiştim, hatta işi gücü bırakıp mitinglerini izliyordum. Yazıklar olsun. 
Büyük ihtimal aç kaldı ve yüklü bir rüşvetle bu işlere sürükleniyor. Muhtemelen partinin sponsorluğunuda örtülü ödenek karşılayacak. 
Ah Türkiyem vah Türkiyem. Bir tane adam çıkmaz mı senden! 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kapsamlı bir kamuoyu araştırması falan mı yapmış da, yeni bir parti kurmaya kalkıyor?

Yoksa bulunduğu yerden umduğunu bulamayınca, gidip yeni bir parti kurunca başarılı olacağını mı zannediyor?

Kursun, umduğunu bulamayacağı kesin gibi.

Benzer şeiklde karşı cenahta olan Davutoğlu ve Babacan´ın parti girişimleri de kaybetmeye mahkum.

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu işi 2018'de yapması gerekiyordu, geç kaldı ama sonunda yaptı. Sonunda oyumuzu gönül rahatlığıyla, içimize sine sine verebileceğimiz bir parti olacak umarım.

Bakalım kadrolarında kimler var, kimlerle oturup anlaşmış, görelim. 

 

Anlamadığım, Muharrem İnce'nin, muhalefetin oyunu nasıl böleceği. Muhalefet senelerdir seçimlerde işbirliği yapıyor, ortak aday çıkarıp duruyor zaten. İnce neden yapmasın?

Ayrıca bakalım CHP kimi aday çıkaracak, ne olacak...

 

İnce muhalefeti bölmez. Barajı geçerse ki geçer, en fazla meclise girer. CHP'den alır, CHP'den İyi Parti'ye kaçan Atatürkçüleri falan alır ve meclise girer.

Ama işte CHP'nin milletvekili sayısı düşse ne olacak, onu da ben anlamıyorum. Ortada parlamenter sistem varmış da koltuk sayısı önemliymiş gibi... Ayrıca parlamenter sistem bile olsa farketmez, CHP'nin oylarını almasında hiçbir yanlış, kötü taraf yok. 

Ben sonuna kadar destekliyorum, çok yanlış veya kötü bir şey görmezsem oyum kendisinin. Muharrem İnce dururken de gidip İyi Parti'ye oy verecek değiliz herhalde.

O yüzden sevindim. Muharrem İnce CHP'dir. Partinin adının hiç önemi yok. 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, bilgivehis yazdı:

Biz muhalif partiler birleşsin derken, muhalefete en büyük darbeyi Muharrem ince vurmaya hazırlanıyor.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde ne kadar korkak biri olduğunu hepimiz gördük, böyle birinin sırf kendi çıkarı için bir de CHP ve dolayısıyla muhalif gücü bölmeye çalışması AKP'nin 18 yılda bu ülkeye verdiği zarar kadar büyük bir zarar niteliği taşıyor.

Tam iktidar sorunlar yaşarken, anketlerde büyük düşüş gösterirken muhalefeti bölmeye çalışmak iktidarı kurtarma operasyonundan başka bir şey değildir.

 

 

Hocam iyi akşamlar, ben rüşvet aldığını sanmıyorum. Chp yi Kılıçdaroğlu ve onun kuyruğuna takilanlardan kurtarmaya çalıştı ama delegeler ona oy vermedi.Sonuçta idealleri olan cesur birisi.Ya ne yapmalıydı? 

 

Ayrıca size sormak istediğim bir şey var,Dsp her yerde aday çıkardı ve Chp nin oylarını böldü. Peki ama her yerden aday çıkarıp destekleyecek "parayı " nerden buldular?

Link to post
Sitelerde Paylaş

CHP yi tamamen silip bütün sol oyu almasını tercih ederim isimlerin değil ideallerin önemi vardır.

 

Hoş, sırf bir partiyi Atatürk kurdu diye gözlerini ve kulaklarını kapatarak oy veren insanlarda gördüm. Canı gönülden, altında başka hiç bir sebep yatmaksızın Atatürk'ün partisi diye oy verenlerden bahsediyorum . Kendim gördüm biliyorum. Bu ülkeden fazla umudunuz olmasın.. Salağın çok olduğu, çoğunluğun da kazandığı bir dönemdeyiz. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 saat önce, bilgivehis yazdı:

Biz muhalif partiler birleşsin derken, muhalefete en büyük darbeyi Muharrem ince vurmaya hazırlanıyor.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde ne kadar korkak biri olduğunu hepimiz gördük, böyle birinin sırf kendi çıkarı için bir de CHP ve dolayısıyla muhalif gücü bölmeye çalışması AKP'nin 18 yılda bu ülkeye verdiği zarar kadar büyük bir zarar niteliği taşıyor.

Tam iktidar sorunlar yaşarken, anketlerde büyük düşüş gösterirken muhalefeti bölmeye çalışmak iktidarı kurtarma operasyonundan başka bir şey değildir.

 

 

Muhalefete en büyük darbeyi İnce mi vuruyor? Yoksa muhalefet çoktan o darbeyi yedi mi?

CHP geçen başkanlık seçiminde Abdullah Gül'ü aday göstermeyi önerdi. İnce ve Akşener karşı çıkmasaydı aday olacaktı. Sevdiğiniz CHP bu mu?

CHP,  bulunduğu durumda işgal edilmiş bir partidir. İlkeleri ve kökleriyle hiçbir bağı kalmamış, ne muhalefet olmayı becerebiliyor ne de tabanında heyecan yaratabiliyor. Sezgin Tanrıkulu, Canan Kaftancıoğlu gibi tipler de cabası...

"Muhalefeti bölmek"miş... CHP'ye koluna girdiği HDP,  İngilizci ve hiçbir milli duruşu bulunmayan Ali Babacan ve Abdullah Gül ikilisiyle başarılar diliyorum. Genel başkan yardımcısı Sadullah Ergin olan bir partiden cumhurbaşkanı adayı gösterme planları yapan bir parti bu...

"Tıpış tıpış" sandığa gidecekmişiz... Beni esas güldüren ise CHP seçmenlerinin bu kara cahilliği. Oy bölecekmiş, hainmiş, muhalefet çok güçlüymüş, en iyi dönemini yaşıyormuş.

Üstte saydığımız gruplara koca ülkeyi yönetecek anahtarı verecekmişiz.

%2, belki %3 alan partilere yaranmak için her türlü ilkesizlik yapılacak, ama gerçek seçmeninizi yıllarca yok sayacaksınız. Kimse aptal değil.

 

Muharrem İnce'yi henüz tanımıyoruz. İyi bir hatip olduğunu ve halkta heyecan uyandırabildiğini söyleyebiliriz. Kalanını önümüzdeki süreçte göreceğiz.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

24 Haziran akşamı kendisinin ne mal olduğunu tüm Türkiye gördü, adam resmen ortadan kayboldu o gece. Şimdi Parti kursa bile biraz CHP'nin biraz da İYİ Parti'nin oylarını alır belki barajı geçer ama işin sonunda İslamcı Çetenin ekmeğine yağ sürmüş olur, değişen bir şey olmaz.

 

Biz yıllardır söylüyoruz seçimle gelen İslamcı seçimle gitmez diye ama Muhalefet bunu anlamak istemiyor. Türkiye'de ki İslamcı kitle tarafından çok sevilen Muhammed Mursi'de seçimle göreve gelmişti ama Mısır Ordusu tehlikenin farkına vardı adamın hemen fişini çektiler. Yine Türkiye'de ki İslamcı kitle tarafından sevilen başka bir isim olan İnsan Kasabı Ömer el Beşir'de bir takım seçimler yaptırarak 30 yıl boyunca iktidarda kalmayı başardı ama onunda fişini en sonunda halk çekti.

 

Uzun lafın kısası demek istediğim şey şu. Seçimle gelen İslamcı ya bir darbe ile gider, ya da bir halk hareketi sonucu aşağı indirilir, üçüncü bir seçenek yok. Bizde TSK'nın içini boşattıkları için artık öyle darbe filan olmaz. Ancak bir halk hareketi olursa bu İslamcı çeteden kurtuluruz. Seçim olmasını beklemek boşuna. Muhalefet seçimlerle uğraşmak yerine bir halk hareketi organize etmeli ama onlarda İslamcı çetenin ekmeğine yağ sürmek dışında başka bir işe yaramadı şu güne kadar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Komik komik konuşuyorsunuz. Öyle hemen kolay mıydı isyan bayrağını çekmek. 

 

Darbe işine gelince,

 

Bu ülkede darbe oldu, hani olmasa bilmeyecez belki de.. sonucu ise İslamcı çetenin ekmeğine yağ sürmek oldu. O zaman olmasa da şuana etkisi öyle.

 

30 sene sonra tekrar piyasaya çıkacak olan İslamcı çeteye yeni bir mağduriyet vermiş olursunuz hepsi bu. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ülkemin ateistleri de bu halde ise ölüye toprak atıp helvayla tatmin olmanın zamanı geldi demektir.

94 belediye seçimlerinde de aynı formül uygulandı, SHP adayı DSP adayı yüzünden Ankara’yı 25 yıllığına Melih Gökçek denen puşta teslim etmişti.
Muharrem İnce dürüstçe niyetini açıklasın, ne yapacak ? Ne edecek? CHP’li aday’a rakibi çekmeyecek mi? Göreceğiz. 
Kaleyi feth etmenin en kolay yolu kalenin içindekileri bölmektir! Muharrem bu oyunun parçası mı? Ki öyle gözüküyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 dakika önce, Abdülmalik yazdı:

Ülkemin ateistleri de bu halde ise ölüye toprak atıp helvayla tatmin olmanın zamanı geldi demektir.

94 belediye seçimlerinde de aynı formül uygulandı, SHP adayı DSP adayı yüzünden Ankara’yı 25 yıllığına Melih Gökçek denen puşta teslim etmişti.
Muharrem İnce dürüstçe niyetini açıklasın, ne yapacak ? Ne edecek? CHP’li aday’a rakibi çekmeyecek mi? Göreceğiz. 
Kaleyi feth etmenin en kolay yolu kalenin içindekileri bölmektir! Muharrem bu oyunun parçası mı? Ki öyle gözüküyor.

Muhalefet bölünmeyecek diye pkk dhkpc vb terör    üyelerini barındıran partiye mi oy vereceğiz?

Mevlana gibi ne olursan ol gel diyen partiye oy vermem.

Ekonomi görüşleri aynı zaten.

Akp yandaşı yerine benim yandaşım ülke kaynaklarını yesin diyen parti.

Bir  tane partinin dokunulmazlıklar kaldırılsın dediğini görmedim.

 

Milliyetçi partilerinde adı milliyetçi.

Pkkya karşı olunca milliyetçi.

Ama gidip yabancı sermayenin uşaklığını yapıyorlar.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
49 dakika önce, Smile Buddha yazdı:

Muhalefet bölünmeyecek diye pkk dhkpc vb terör    üyelerini barındıran partiye mi oy vereceğiz?

Mevlana gibi ne olursan ol gel diyen partiye oy vermem.

Ekonomi görüşleri aynı zaten.

Akp yandaşı yerine benim yandaşım ülke kaynaklarını yesin diyen parti.

Ha siktir. Sen git AKP’ye tepki göster önce! CHP’nin PKK ile ne ilişkisi var göt? Açıkla bakalım!  
Benim yandaşım yesin ne lan? CHP bu ülkenin kurucu partisidir, eğer dincisi, solcusu, sağcısı biraz nefes alıyorsa CHP sayesindedir.
Sen böyle yavşaklığa devam et, AKP hepinizin götünden kal alacak, devam böyle!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Zamaninda cok destekledik Muharrem Ince'yi. Fizik hocasi olmasi, endustri 4.0 devriminden bashsetmesi, bilimsel konulardan konusmasi. Hepimizi heyecanlandirdi. Kilicdaroglu'nun yerine keske lider o olsaydi dedik. O artik, Cumhuriyeti, medeniyetimizi, gencligimizi, gelecegimizi bogazlayanlarla birlikte Ayasofya'da namaz kilmis, ittifaki bolmeye calisan, AKP destekcisi biridir.  Yazik, insan kime guvenecegini sasiriyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

   Kılıçdaroğlu kitleleri peşinden sürükleyecek birisi değil, lider vasfı yok, ayrıca ülkeyi düze çıkaracak işler yapacağına dair güven de vermiyor, aksine kürtçüler ve dinci tayfayla fazlaca fingirdemesi ciddi güvensizlik hissi yaratıyor. Bu işi öyle abarttı ki yarın şeriat ilan edilse neredeyse çıkıp kutlama mesajı geçecek! Kendisi şans eseri chp gibi markaya çökmüş çapsız bir adam. Sonuç olarak kılıçdar efendi koskoca ülkenin kaderi teslim edilecek kalibrede birisi değil.

Karşısına birisi çıkıp kılıçdarı rezil etmesi gerekiyor, ama muharrem ince chp markasına rağmen bu işi kotaramaz.

 

  Koskoca ülkede idealist, vatansever, bilim ve teknolojiye aşina, din pisliğine, etnik milliyetçilik hastalığına bulaşmamış, liyakata öncelik verecek gerçek bir lider çıkaramamış olmak da bizim ayıbımız..

Link to post
Sitelerde Paylaş

CHP'den umut olmamasına bağlayarak İnce'nin parti kurmasını doğru bulmak, bölünmüş bir muhalefetin iktidarın ekmeğine yağ sürdüğünü bile bile görmezden gelmektir.

Bırakın İnce'nin şusunu-busunu Atatürk gibi dahi olsa sonuçta iktidarı güçlendiren bir harekete kalkışıyor.

Bu hareket normal zamanlarda olsaydı elbette bir çoğumuz alkışlar ve desteklerdik ama ülkenin kaderi seçimler de dahil tamamen bir kişinin iki dudak arasına kilitlendiği ve ne olacağı meçhul bir ortamdayken, muhalefetin tek umut olduğu, iktidarın bir hayli puan kaybettiği böylesi kilit bir noktada muhalefeti bölen iktidarı güçlendiren bu hareketin kabul edilecek hiç bir yanı yoktur.

Bundan 2 yıl önce böyle bir girişimde bulunsaydı belki sıradan bir eleştiriyle yetinecek ve belki daha iyi olur gibi umutlar besleyebiliyor olacaktık.

Davutoğlu, Babacan gibi iktidar zihniyeti taşıyanlar dahi AKP oylarını azaltma girişiminde bulunurken, artık kötü ekonomiyi gizleyecek bir tarafı kalmamışken, İstanbul seçimlerini yenileme adaletsizliği ile puan kaybederken, birlikte yola çıktıkları herkesi kaybetmişken, sadece yakın akrabalarına sığınan bir iktidar kalmışken, milletin tek umudu muhalefeti bölme girişiminden medet beklemek gerçekten içler acısı bir durum.

Hani siyasileri anlıyoruz da bu halkı bir türlü anlayamıyoruz, "muhalefetin bölünmesi demek iktidarın güçlenmesi" demektir, bundan daha kısa daha net bir açıklama olamaz.

Üstelik Cumhurbaşkanlığı seçiminde İnce'nin bu halkı açıktan sattığına da değinmiyorum, zaten bilen biliyor.

Abdülmalik arkadaşımız bu içler acısı durumu çok iyi izah etmiş.

13 saat önce, Abdülmalik yazdı:

Ülkemin ateistleri de bu halde ise ölüye toprak atıp helvayla tatmin olmanın zamanı geldi demektir.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, Abdülmalik yazdı:

Ha siktir. Sen git AKP’ye tepki göster önce! CHP’nin PKK ile ne ilişkisi var göt? Açıkla bakalım!  
Benim yandaşım yesin ne lan? CHP bu ülkenin kurucu partisidir, eğer dincisi, solcusu, sağcısı biraz nefes alıyorsa CHP sayesindedir.
Sen böyle yavşaklığa devam et, AKP hepinizin götünden kal alacak, devam böyle!

 AKP yi övdüğüm bir yazım yok.

 Yavşak olan pkk ile fetöye destek verenlerdir.

Akpde destek verdi CHPde.

Demokrat partiyide unutmayalım. :)

8 dakika önce, bilgivehis yazdı:

CHP'den umut olmamasına bağlayarak İnce'nin parti kurmasını doğru bulmak, bölünmüş bir muhalefetin iktidarın ekmeğine yağ sürdüğünü bile bile görmezden gelmektir.

Bırakın İnce'nin şusunu-busunu Atatürk gibi dahi olsa sonuçta iktidarı güçlendiren bir harekete kalkışıyor.

Bu hareket normal zamanlarda olsaydı elbette bir çoğumuz alkışlar ve desteklerdik ama ülkenin kaderi seçimler de dahil tamamen bir kişinin iki dudak arasına kilitlendiği ve ne olacağı meçhul bir ortamdayken, muhalefetin tek umut olduğu, iktidarın bir hayli puan kaybettiği böylesi kilit bir noktada muhalefeti bölen iktidarı güçlendiren bu hareketin kabul edilecek hiç bir yanı yoktur.

Bundan 2 yıl önce böyle bir girişimde bulunsaydı belki sıradan bir eleştiriyle yetinecek ve belki daha iyi olur gibi umutlar besleyebiliyor olacaktık.

Davutoğlu, Babacan gibi iktidar zihniyeti taşıyanlar dahi AKP oylarını azaltma girişiminde bulunurken, artık kötü ekonomiyi gizleyecek bir tarafı kalmamışken, İstanbul seçimlerini yenileme adaletsizliği ile puan kaybederken, birlikte yola çıktıkları herkesi kaybetmişken, sadece yakın akrabalarına sığınan bir iktidar kalmışken, milletin tek umudu muhalefeti bölme girişiminden medet beklemek gerçekten içler acısı bir durum.

Hani siyasileri anlıyoruz da bu halkı bir türlü anlayamıyoruz, "muhalefetin bölünmesi demek iktidarın güçlenmesi" demektir, bundan daha kısa daha net bir açıklama olamaz.

Üstelik Cumhurbaşkanlığı seçiminde İnce'nin bu halkı açıktan sattığına da değinmiyorum, zaten bilen biliyor.

Abdülmalik arkadaşımız bu içler acısı durumu çok iyi izah etmiş.

 

Düşmanımın düşmanı dostumdur denildiği için chp saçma sapan bir parti oldu.

AKP ye karşı PKK  FETÖ ile uzlaşmak aptallıktır.

Ondan  sonra ağlayıp duruyorsunuz.

CHP ATATÜRK 'ün partisi olmaktan çıktı diye.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Alıntı

 Fethullah Gülen bu yıllarda Erzurum’da Komünizmle Mücadele Derneği’nin kurucuları arasında idi.[2] Derneğin önde gelen üyeleri, daha sonra İlim Yayma Cemiyeti'nin kuruluşuna da önayak olmuşlardır.

Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, 16 Temmuz 1965 tarihinde, TİP'in Bursa mitingine yapılan saldırı sonrasında Komünizmle Mücadele Derneği fahri başkanlığından ayrılmıştı. Bunun üzerine Adalet Bakanlığı dernekle ilgili soruşturma başlattı.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Komünizmle_Mücadele_Derneği

Alıntı

İlim Yayma Ödülleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Bilimsel çalışmaları ve araştırmaları desteklemek adına "Büyük Ödül", "Sosyal Bilimler" ile "Doğa ve Sağlık Bilimleri" olmak üzere 3 ana kategoride verilmektedir.[8] İlk ödüller İlim Yayma Cemiyeti ve İlim Yayma Vakfı ortaklığıyla 22 Aralık 2019 tarihinde verilmiştir.[9] Dolmabahçe Sarayında gerçekleşen ödül töreninde Recep Tayyip Erdoğan'ın[10] takdim ettiği ödülleri; Prof. Dr. Fikrettin Şahin, Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu ve Prof. Dr. Mehmet Zahmakıran kazanmıştır.[11]

https://tr.wikipedia.org/wiki/İlim_Yayma_Cemiyeti

217887434_bilalerdoan.thumb.jpg.216310e6a771bc4b3ebbb0d08a89e555.jpg

https://www.iyv.org.tr/tr/mutevelli-heyeti-0/21/necmeddin-bilal-erdogan.html

https://www.habervakti.com/egitim/gulen-in-cenazesini-kildirdigi-gulek-le-nasil-bir-h72457.html

 

bu bağlantı adresinde sözde fethullah gülen ile kasım güleke karşı çıkıyorlar.

Üyesi oldukları derneğin kurcuları olduklarını sanki bilmiyorlar. :)

 

Bu kasım gülek hangi partiden acaba? :)

https://tr.wikipedia.org/wiki/Kasım_Gülek

 

 

 

 

tarihinde Smile Buddha tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

@Abdülmalik

 

Pkk sevici yavşak partini al bir tarafına sok.

 

https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-43019313

HEP'ten HDP'ye 28 yılda yaşananlar

Hatice KamerAnkara
HDP kongreTelif hakkıDHA

Halkların Demokrasi Partisi (HDP) Ankara'da 3. Olağan Kongresi'ni gerçekleştiriyor. Çözüm sürecinde İmralı heyetinde görev alan ve Meclis Grup Başkan vekilliği de yapan Iğdır milletvekili Pervin Buldan ve 25. dönem İstanbul Milletvekili seçilen, KHK ile İstanbul Üniversitesi'ndeki görevinden ihraç edilen Sezai Temelli HDP'nin yeni Eş Başkan adayları.

Partinin kurucu Eş Başkanları olan Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksedağ ile birlikte dokuz HDP milletvekili tutuklu.

Figen Yüksekdağ'ın hapis cezası kesinleştiği için milletvekilliği düşürüldü.

Onunla birlikte milletvekilliği düşürülen diğer yedi HDP'li ise şunlar: Ferhat Encü, Nursel Aydoğan, Besime Konca, Abdullah Zeydan, Leyla Zana, Tuba Hezer Öztürk, Faysal Sarıyıldız.

HDP'nin meclisteki kürsü sayısı 59'dan 51'e düştü. Vekillikleri düşen Şırnak milletvekili Faysal Sarıyıldız ve Van milletvekili Tuba Hezer yaklaşık iki yıldır yurtdışında yaşıyorlar.

HDP'ye destek veren bazı siyasi parti ve oluşumun temsilcileri de son bir haftada yapılan operasyonlarla gözaltına alındılar.

HDP'nin fiili eş başkanı Serpil Kemalbay için de gözaltı kararı çıkartıldı.

Kemalbay ve Anakara milletvekili Sırrı Sakık, bu operasyonların kongreyi engellenmesi amacıyla yapıldığını öne sürdüler.

HDP, 1990'da HEP ile başlayan bir sürecin bir nevi dedamı.

HDP'nin kökleri HEP'te

90'da Halkın Emek Partisi (HEP) ile başlayan siyasi yolculuk, Demokrasi Partisi (DEP), ÖZDEP, Halkın Demokrasi Partisi (HADEP), Demokratik Halk Partisi (DEHAP), Demokratik Toplum Partisi (DTP), Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ve son olarak Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile yoluna devam etti.

Leyla Zana ve Orhan DoğanTelif hakkıGETTY IMAGES

HEP'ten, HDP'ye partinin ismi birçok kere değişti, ancak benzer gerekçelerle tıpkı HEP gibi HDP'nin de milletvekilleri tutuklandı, birçok vekilin milletvekilliği düşürüldü.

Kürt siyasi hareketinin meclisteki ilk temsili 7 Haziran 1990'da kurulan HEP başladı. 7 Haziran 90'da kurulan HEP'in Genel Başkanı Fehmi Işıklar oldu.

20 Ekim 1991 Genel Seçimlerinde SHP ile ittifak yapan Halkın Emek Partisinden Fehmi Işıklar, Salih Sümer, Mahmut Uyanık, Sedat Yurttaş, Hatip Dicle ve Leyla Zana Diyarbakır'dan; Ahmet Türk ve Mehmet Sincar, Ali Yiğit Mardin'den; Mahmut Alınak, Orhan Doğan ve Selim Sadak Şırnak'tan; Zübeyir Aydar, Naif Güneş, Siirt'ten; Nizamettin Toğuç, Batman'dan; Remzi Kartal Van'dan; Sırrı Sakık Muş'tan; Mahmut Kılıç Adıyaman'dan, Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) listesinden 19. dönem milletvekilleri olarak TBMM'ye girdiler.

1993'de Yaşar Kaya'nın Genel Başkanı olduğu Demokrasi Partisi (DEP) kuruldu.

Dokunulmazlık krizi ve tutuklamalar

SHP ittifakı ile milletvekili olan HEP'li vekiller, partilerine açılan davalar yüzünden mecliste DEP grubunu kurarak SHP'den ayrıldılar.

Leyla Zana'nın Kürtçe yemini ile başlayan kriz 94'te dokunulmazlıkların kaldırılmasına kadar devam etti.

4 Eylül 1993 tarihinde DEP'in Mardin milletvekili Mehmet Sincar Batman'da öldürüldü.

2 Mart 1994'te Hatip Dicle, Leyla Zana, Orhan Doğan, Ahmet Türk, Sırrı Sakık, ve Şırnak bağımsız milletvekili Mahmut Alınak'ın dokunulmazlığı kaldırıldı.

Aynı gün Orhan Doğan ve Hatip Dicle meclisten çıkarken gözaltına alındı.

Bunu protesto eden arkadaşları mecliste iki gün sabahladı ama karar değişmedi,

Leyla Zana, Ahmet Türk, Sırrı Sakık, Sedat Yurttaş, Selim Sadak, Mahmut Alınak, Hatip Dicle, Orhan Doğan "Vatana ihanet ve devletin hakimiyeti altındaki topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya ve bu topraklar üzerinde müstakil bir devlet kurmaya yönelik eylem" suçlamalarıyla 16 Mart'ta DGM Mahkemesince tutuklanarak Ankara Merkez Cezaevi'ne gönderildiler.

Tutuklanan vekillerTelif hakkıGETTY IMAGES

Remzi kartal, Zübeyir Aydar, Naif Güneş, Nizamettin Toğuç, Mahmut Kılınç ve Ali Yiğit ise yurt dışına kaçmak zorunda kaldılar.

Anayasa Mahkemesi DEP'i 16 haziran 1994'te kapattı.

En büyük sorun: Yüzde on barajı

11 Mayıs 1994'de Murat Bozlak başkanlığında kurulan Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) 1995 milletvekilliği seçimlerinde bir buçuk milyona yakın oy aldı ama yüzde onluk seçim barajı parlamentoya girmeleri önündeki en büyük engeldi.

Aynı parti 1999 yerel seçimlerinde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere Ağrı, Batman, Bingöl, Hakkari, Siirt, Van ile birlikte toplam 37 belediye kazandı.

HADEP Kongresi'nde açılan Öcalan posteri ve PKK bayrakları, Murat Bozlak ve bazı parti yöneticilerinin tutuklanmasına neden oldu.

Anayasa Mahkemesi , "PKK'ya yardım ve yataklık ettiği, yasadışı eylemlerin odağı haline geldiği" gerekçesiyle 13 Mart 2003'de HADEP'i kapattı, parti yöneticilerine de beş yıl siyaset yasağı verildi.

Bundan sonra farklı tarihlerde tutuklanacak olan Murat Bozlak da 2011 yılında BDP Adana milletvekili olarak parlamentoya girdi, 4 Ocak 2015 tarihinde milletvekiliyken kanserden hayatını kaybetti.

24 Ekim 1997'de kurulmuş olan Demokratik Halk Partisi (DEHAP) ise "örgütlenmesini tamamlamadan seçime girdiği" iddiası üzerine 2002'de Anayasa Mahkemesi tarafından kapatma davası açıldı. DEHAP, 19 Kasım 2005'de kendini feshetti.

DEP milletvekilleri Hatip Dicle, Orhan Doğan, Selim Sadak ve Leyla Zana 10 hapis yattıktan sonra 9 Haziran 2004'te hapisten çıktılar ve 2005'de Demokratik Toplum Hareketi (DTH) adıyla yeni bir siyasi hareketin öncüleri oldular.

DTH, Demokratik Parti (DTP) adıyla 9 Kasım 2005'de Türkiye'de "Eş Başkanlık" sistemini uygulamaya başlayan ilk parti oldu.

Ahmet Türk ve Aysel TuglukTelif hakkıAFP

DTP'nin ilk eş başkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk oldu. Ancak YSK Eş Başkanlık sistemini kabul etmediği için genel başkanlığına Ahmet Türk seçildi.

DTP, hem DEP milletvekillerinin yeniden siyaset sahnesine döndüğü hem de yeni siyasetçilerin öne çıktığı bir platform oldu.

2007: Bin Umut Adayları

2007 yılında "Bin Umut Adayları" adıyla seçime bağımsız giren DTP, aralarında Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, Leyla Zana gibi isimlerin olduğu siyasetçileri meclise gönderdi.

Anayasa Mahkemesi, 16 kasım 2007 yılında "devletin bölünmez bütünlüğü" eylemlerin odağı haline geldiği, terör örgütü tarafından kurulduğu, Abdullah Öcalan'dan talimat aldığı" gibi çeşitli suçlamalalra DTP hakkında kapatma davası açtı.

Bir de Genel Başkanları Ahmet Türk'ün aralarında olduğu 221 parti üyesi için beş yıl siyaset yasağı istendi.

11 Aralık 2009'da Anaya Mahkemesi oy birliği ile DTP'nin kapatılmasına ve 37 kişiye beş yıl siyaset yasağı uygulamasına, Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un milletvekilliklerinin düşürülmesine karar verdi.

Anayasa Başkanı Haşim Kılıç açıklamasında "Bir siyasi parti; terör ve şiddet içeren eylem ve söylemleri kullanma hakkına sahip değildir., hukukun yükünü mahkemeler, siyasetin yükünü de siyasetçiler çeker" demişti.

Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un milletvekilliğinin düşmesiyle, DTP'nin meclisteki grubu da düşmüş oldu. İstanbul bağımsız milletvekili Ufuk Uras'ın katılımıyla grup kurmak için yeterli sayı olan 20 milletvekiline ulaşınca, 2 Mayıs 2008'de mecliste Barış ve Demokrasi Partisi adıyla yeni bir grup kuruldu.

BDP'nin genel başkanlığına Muş milletvekili Nuri Yaman getirildi.

BDP Kürt sorununun çözümünde PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yol haritasının önemli olduğunu ve bu yolda adımlar atılması gerektiği mesajını verdi.

1 Şubat 2010 tarihinde gerçekleşen olağanüstü kongrede Selahattin Demirtaş Genel Başkanlığı kazandı.

BDP 2011'de 36 milletvekili çıkardı

2011 Genel seçimlerinde 61 bağımsız aday ile seçime girdiler. 6, 58 oy oranıyla 36 milletvekili çıkardılar. YSK, o tarihte 2011 yılında KCK davasından beş yıl tutuklu kalan, Hatip Dicle'nin kesinleşmiş yaklaşık iki yıllık hapis cezası olduğu gerekçesiyle milletvekilliğini düşürünce sayı 35'e düştü.

Dicle'nin yerine Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili adayı Oya Eronat meclise girdi.

Ancak siyasi yasağı olan vekiller bağımsız kalınca, BDP 29 milletvekiliyle mecliste grup kurdu.

Çözüm sürecinde aktif rol

2013'de başlayan çözüm sürecinde BDP aktif bir rol aldı. 2015 Temmuz'unda son bulan Çözüm süreci için İmralı ve Kandil ile görüşmek üzere heyetler oluşturuldu.

Bu arada 27 Ekim 2013 tarihinde Ertuğrul Kürkçü ve Sebahat Tuncel Eş Başkanlığında mecliste Halkların Demokratik Partisi adıyla yeni bir parti kuruldu.

Barış ve Demokrasi Partisi, Devrimci Sosyalist Parti, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi, Yeşiller ve Sol Gelecek gibi partiler Halkların Demokratik Partisi çatısı altında birleşti.

Böylece Kürt siyasi hareketi ile Türkiye solunun bazı parti ve örgütleri, HDP adı altında bir araya geldi.

28 Nisan 2014'de BDP milletvekilleri HDP'ye geçti ama BDP'li belediye başkanları ve yerel yöneticiler partilerinde kaldılar.

Kürt siyasi hareketi HDP adıyla milletvekilliği seçimlerine, BDP adıyla yerel seçimlere girmeye karar verdi. Her iki parti de "eş başkanlık sistemini" tüzüklerine yazdı.

Selahattin DemirtaşTelif hakkıGETTY IMAGES

HDP, 7 Haziran 2015 seçimlerinde yaklaşık altı milyon oyla yüzde 13, 12 alarak 80 milletvekili çıkarttı. 1 Kasım 2015'de yenilenen seçimde ise 10, 76 alarak 59 milletvekili çıkartabildi.

BDP 30 Mart 2014 Yerel seçimlerinde de "eş başkanlık" sistemiyle seçime girdi, 102 belediye kazandı.

DBP, fiili öz yönetim ilanları ve çatışma süreci

11 Temmuz 2014'te "Demokratik Özerklik ile özgür yaşamı inşa ediyoruz" sloganıyla 3.Olağan Kongresi'ni gerçekleştirdi ve isim değiştirerek Demokratik Bölgeler Partisi adını aldı. Kamuran Yüksek ve Emine Ayna DBP'nin ilk eş genel başkanları oldular.

Fiili öz yönetim ilanları ile başlayan yeni süreçte birçok ilçe merkezinde hendekler kazıldı, barikatlar örüldü.

Hendek ve barikatların kaldırılması için sokağa çıkma yasakları ilan edildi, güvenlik operasyonları başladı. Yoğun bir çatışma süreci yaşandı.

DBP'nin 10 il, 72 ilçe, 12 belde olmak üzere 94'üne kayyum atandı. 95 belediye eş başkanı tutuklandı. 22'si kadın, 58 belediye eş başkanı halen tutuklu.

Selahattin DemirtaşTelif hakkıGETTY IMAGES

11 belediye eş başkan hüküm giydi, toplam 78 yıl ceza aldı. Ceza alan 11 belediye başkanından 3'ü ise yurt dışına çıkmak zorunda kaldı.

Türkiye kamuoyu, HEP'ten HDP'ye 28 yıl boyunca Kürt siyasi hareketine yakın çeşitli partilerle tanıştı.

Bu partilerde farklı olan, basitçe isimleri ya da lider kadroları değildi.

Söz konusu partiler, siyaset sahnesinde, yeni politikalar ve yeni stratejilerle yer almaya çalıştı.

HDP de bir yanıyla HEP çizgisinin devamcısı olmakla birlikte bir yanıyla da yeni bir partiydi.

HDP'nin özellikle 'Türkiyelileşme' açılımı onu öncüllerinden farklı bir yere koydu.

HDP şimdi bu kongreyle yeni döneme yenilenerek girmeyi hedefliyor. HDP'nin nereye evrileceğini önümüzdeki dönem gösterecek olsa da, kongre gelecek dönem hakkında fikir verecek gibi duruyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 saat önce, medyumasker yazdı:

Zamaninda cok destekledik Muharrem Ince'yi. Fizik hocasi olmasi, endustri 4.0 devriminden bashsetmesi, bilimsel konulardan konusmasi. Hepimizi heyecanlandirdi. Kilicdaroglu'nun yerine keske lider o olsaydi dedik. O artik, Cumhuriyeti, medeniyetimizi, gencligimizi, gelecegimizi bogazlayanlarla birlikte Ayasofya'da namaz kilmis, ittifaki bolmeye calisan, AKP destekcisi biridir.  Yazik, insan kime guvenecegini sasiriyor.

 

Esasen hiçbir siyasetçinin gözler önünde namaza durmasının kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Fakat, içinde bulunduğumuz dönem normal değil. 

Namaz kılanları dışlayarak kazanılacak hiçbir şey olmadığı gibi, böyle olağanüstü bir dönemde dindar kesimle ters düşmekten daha büyük bir hata da olamaz.

Onların da çağdaş değerleri benimseyebileceklerini kanıtlamak adına İnce'nin bu davranışı yerindedir, siyaseten de doğru bir hamledir. 

 

İttifak ? Ne ittifakı? Senin kafa hala parlamenter döneme takılı kalmış anlaşılan. Artık meclis göstermelik bir aygıt olmanın dışında hiçbir gerçek işleve sahip değil.

İş C.B. seçimlerinde bitiyor. 

Belediye seçimlerinde bölücük yapacak adam da değil İnce. Gerçi ona daha çok var.

 

CHP tabanının %85'inin partinin başında görmek istediği adam M. İnce'dir. 

Ve İnce ne kadar çok ekranda görünürse onu destekleyeceklerin sayısı o kadar artacaktır. 

 

Kursun bakaım partiyi. Fırsatım olursa ben de gider canla başla çalışırım. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...