Jump to content

Orjinal nutuktaki parlak hitabet ve sönük kalmış tercüme nutuk :Padişaha Soysuz dedi meselesi


Recommended Posts

https://acikerisim.tbmm.gov.tr/xmlui/handle/11543/75

tbmm nin açık arşivinden ulaşılabilinen 1927 orjinal osmanlıca nutkun ilk sahifesini okudum
bir çok tercüme latinize edilmiş nutkuda okudum orjinal mana ile kopuk pek çok şey gördüm
esasen orjinal nutuk gazi paşayı daha sağlam anlatır.duygu düşüncelerini tam tamına vurgular
https://tr.wikisource.org/wiki/Nutuk/1._b%C3%B6l%C3%BCm/Samsun%27a_%C3%A7%C4%B1kt%C4%B1%C4%9F%C4%B1m_g%C3%BCn_umum%C3%AE_vaziyet_ve_manzara

burda orjinal osmanlıcanın latinize edilmiş transkripsiyonu var.
arapça farsça osmanlıcayı az çok bilen biri olarak söylemeliyim ki gazi paşa gözlemi kuvvetli değerlendirmesi detaylıdır. hitabeti yüksektir.taktik ve strateji sahibidir
adeta onun gözünden anadolu haritası çizilmiş her köşesi yer yer gezdirilimiş  ve canlandırılmış gibi bir tarihi belgesel gibi anlatmakta 
önce umumi manzarayı tarif edip sonra detaylıca tafsil ediyor  ilk sahife tamamen genel fotoğraf ve haritayı çizmekte.
kullanılan kelimeler tercüme nutuklardan çok daha farklı ve geniş manalara sahib
misal tercümede vahdettin soysuzlaşmış diye mana verilen orjinal cümle şudur:

image.png.a4b85c23bd267e09b8de9f78bc8c958a.png

saltanat ve hilafet mevkiini  işğal eden vahidedin mütereddi 
imdi bu  mütereddi kelimesi arabi bir kelime ve doğal olarak a arabi farsi terkiblerden oluşan osmanlıca da da kullanılmakta. Gazi paşa bir osmanlı paşasıdır her ne kadar sonradan fikren batı felsefesinden etkilense de son damlasına kadar da doğuludur osmanlıdır ve Türk kültürü ile yoğrulmuştur
en çok dinlediği vakit dinlendiği musikilere bakılırsa bu rahatça görülür
mütereddi kelimesi aynı zamanda Kur'an da da geçen bir kelimedir 
arabi çıplak manası bir hayvanın yüksekten dağdan yuvarlanması  düşmesi yaralanması ve hatta helak olması ölmesi
92:11 "وَمَا يُغْن۪ي عَنْهُ مَالُهُٓ اِذَا تَرَدّٰىۜ"  "Vemâ yuġnî ‘anhu mâluhu iżâ teraddâ"
orjinal elmalılı meali:" Ve yuvarlandığı zaman onu malı kurtaramıyacak"
yani  burda da cehenneme yuvarlanan düşenlerin  dünyada kazandığı malı mevkisi onlara fayda vermeyecek onları kurtarmayacak manasındadır

ve 5:3 ayetinde  وَالْمُتَرَدِّيَةُ yani mütereddi olmuş dağdan yuvarlanarak ölmüş hayvanın eti haramdır zira canlı iken kesilmemiş kan akmadığı için leş hükmündedir
 kanaatimce gazi paşa  soysuz manasında bunu asla kullanmamıştır.tam tersi yüksek bir makam olan saltanat ve hilafet makamı işgal ile beraber düşmüştür etkisiz kalmıştır orda oturan zat ta adeta yuvarlanmış yüksek bir mevkiden aşağıya düşmüştür bir nevi acziyet zaafiyet manasında veya helak manasında kullanmıştır.zira daha sonraki cümlede   

image.png.ba94efb82be487655e13f1d4bc81ac57.png
  denni tedbirler araştırmakta demektedir.denni kelimesi dünya kelimesi ile aynı köktür. dünya alçaltılmış cennete göre semaya göre aşaıda olan demektir. cennete meyveler cennetliklere yemesi kolay olsun diye adeta ağaç salkımları  yemek masalarının üzerindeki tabaklara sarkmata dolmakta o kadar yaklaştırılmış
eğer alçak soysuz manasında kullansa idi deni kelimesi daha uygun idi.bunu kullanmamış
bazı yerlerde 20 yüzzyılın başlarında mütereddi kelimesinin fransızcadan gelen dejenere kelimesi manası ile anlam kayması yaşamıştır
ancak burda bile yozlaşmış bozulmuş manası daha baskındır ki bu manada kullanılmış ise bile soysuz değil  yozlaşmış manası verilebilir
Vahdedin soyu sopu belli biridir. en fazla osmanlının çökme gerileme si döneminde başa geldiği için ve işgal altında olan başkente bulunduğu için eski padişahlara nazaran düşmüş zayıflamış aciz yönü vurgulanmış olmalıdır
acizlik ve zaafiyetten deni tedbirler araştırması onu deni yapmaz aciz ve zayıf ve çaresiz yapar
kaldı ki gazi paşada istanbulda bir şey yapamadı anadoluya geçince serbest hareket edebildi
son mebusan üyeleride zaten ankaraya kaçtı veya kaçırıldı meclis öyle açıldı bir çok üyede burdan gelmedir. yine silah cephane vb şeyler kaçırılmıştır .zira ingilizler göz açtırmıyor ve adeta halifenin kıpırdanmasına izin vermiyorlar. gazi paşayıda samsun ve civarındaki huzursuzluğu çözmek amacı ile gönderiyorlar yoksa bilseler milli mücadele başlatacak daha istanbulda yakalarlar .

orjinal nutkun ilk sahifesinden kesit:

 

image.thumb.png.a6147dbac4db36e60a88d64e7245f171.png

 

tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

nutuk ilk sayfasından bir alıntı:

image.png.4ff25e55787cee469e43cff2d2408272.png

 

kaç kişi bunu okuyup anlayabilir acaba?

yunan salib-i ahmeri resmi muhacirin komisyonu mavri mira heyetinin teshili mesayisine hadim

yani yunan kızıl haçı resmi  göç komisyonu mavri mira heyetinin işlerini kolaylaştırmasına hizmetkar. hizmet ediyor

bizim kızılayın eski adı da hilali ahmer dir. salibi ahmerde kızıl haç

teshil kökü sehldir suhulettenn gelir    uhulet ve suhulet gibi.

demek ki yardım örgütü perdesi ile kızılhaç mavri mira gibi zararlı bir derneğin işini kolaylaştırıyor

bizim kızılay tam samimi bir yardım kuruluşu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

http://www.osmanlicaturkce.com/?k=mütereddi+&t=%40

 

57.000 kelime ile internet'in en kapsamlı Osmanlıca - Türkçe Sözlüğü
 
y.gif Osmanlı'da kullanılan ölçü birimlerini, günümüz ölçülerine dönüştürebilirsiniz!
Aranacak kelime:
- Yardımcı Klavye -
Arama şekli: Sadece bu kelimeyi ara
İçinde bu kelime geçenleri de ara
Türkçe anlamları içinde ara

Arama sonuçları:
"mütereddi" deyimiyle ilgili toplam 1 kelime bulundu.
Mütereddi (Rediy ve Redeyan. dan) Soysuzlaşmış, soyca bozulmuş, alçalmış.
  Sayfalar [ 1 / 1 ]: << ilk sayfa | < önceki sayfa [ 1 ] sonraki sayfa > | son sayfa >>
Link to post
Sitelerde Paylaş

iki hususu gözden kaçırmamak gerek:

 

1) atatürk'ün vahdettin'e bakışı nasıldı? 

anadolu'ya geçtiğinde verdiği mesajlarda padişahı kötülememiş, aksine padişahın da zor durumda olduğu vurgusunu yapmıştır.

verilecek mücadeleyle hem vatan hem de padişah bulunduğu zor durumdan kurtarılacaktır.

ancak atatürk'ün gerçek düşüncesi yeni bir rejim tesis etmek ve yeni bir anlayışı hakim kılmaktır.

osmanlı'nın kurtarılması için ortaya çıkan fikirler osmanlıcılık, islamcılık, batıcılık ve türkçülüktür.

atatürk türkçü ve batıcıdır. yeni cumhuriyeti de bu temeller üzerine kuracaktır.

nitekim daha sonra yaptıkları da bu doğrultudadır.

ülke kurtarılmış fakat vahdettin yurttan kovulmuştur.

yani atatürk'ün sözlerini bu perspektiften görmek ve okumak gerekir.

 

2) hiçbir dil, hiçbir dile bire bir tercüme edilemez.

milliyetçilik ve batıcılık anlayışı doğrultusunda dil sadeleştirilmiş, yeni harfler kabul edilmiştir.

şunu da belirtelim ki latin harfleri türkçeye en uygun alfabedir.

aslında hem sadeleşme hem de yeni harf arayışı tanzimat'ın ürünüdür.

yenileşmenin önemli adımları bu dönemde atılmıştır denebilir.

atatürk'le birlikte bu yenileşmeler kurumsal bir kimlik kazanmıştır.

bazı uygulamalarda aşırıya kaçıldığı bile görülür.

atatürk o denli eskinin izlerini silmek istiyordu.

osmanlı müziğini sahiplenmediği gibi radyolarda çalınmasını da yasaklamıştır.

güneş-dil teorisi ortaya atılmış, doğal olarak bu fikir taraftar bulamamıştır.

fakat türkçe; arapça ve farsçanın hakimiyetinden bir ölçüde kurtarılmıştır.

cumhuriyet sonrası yazılan romanların, hikayelerin, şiirlerin dili sadedir.

bu arada halk zaten divan edebiyatından bir şey anlamamıştır.

haliyle divan edebiyatı seçkin bir zümreyle sınırlı kalmış, halka inememiştir.

halkın divan edebiyatını anladığını ileri süren yazarların bu savı pek ciddiyetsizdir.

divan edebiyatı zaten ömrünü tamamlamıştı.

sadeleşme kaçınılmazdı.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsan ürünü oran "dil" yani "lisan" her toplulukta belirli düzeyde değişir. Kelimeler değişir, manaları değişir , kelimelerin yapisi değişir. Her topluluk kendine özgü dili farklılaştirir bu yüzden her dönemde konuşulan dil aynı dil olsa bile kelimelerin anlamlari farklılaşır. 

 

Bu yüzden evrensel bir mesaj vermek istediğinizde insan ürünü olan dil kullanmak dezavantajdir. Bu yüzden her yüzyılda anlatılanlar sonraki yüzyıllarda tam olarak anlasilamamaktadir. Sizin çok sevdiğiniz dini kitapların anlam karışıklığı da bu sebeptendir. 

 

Sevr antlasmasini imzalayan Devleti Ali'yenin savunulacak bir tarafı yoktur.Zira Devleti Aliye başta kalsaydı bugün Türkiye'nin 1/4 i kadar topraklarda yasamak zorunda kalacaktınız. İstanbul'a gitmek için vize başvurusunda bulunacaktınız. Zaten Devleti Aliye soysuzlarinin kendi tahtını korumak uğruna ülkeden vazgeçtiği topraklara bakacak olursanız idrak edebilirsiniz.

tarihinde Teşup'unOğlu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...