Jump to content

ATEIZMIN ALTERNATIF TANIMI....


Recommended Posts

 

 

Ateizm basit bir red midir? Yalniz bir Tanri’nin, yaraticinin varligini inkar midir? Ateizmin bir inkar oldugu kuskusuzdur. Ama yalniz o mudur? Tanri’nin varligini kabul etmemesi disinda baska ne gibi nitelikler icermektedir, ateizm..

Ateizm, teizm gibi bir saplanti ve tek yonlu bir inanclar sistemi degildir. Cok boyutludur.

Bu boyutlarin ilki atesit dusunceye olan gereksinimdir.. Ateizm gereklidir. Cunku insanlik teizm tarafindan tehdit edilmektedir. Gunumuzde insanligin gelecegi bazi varsayimlar ve fantaziler uzerine insa edilemez. Dinler araciligi ile insanliga empoze edilen Tanri inanci son derece karmasik bir somuru duzeninin ilk halkasidir. Dinler olmasaydi bu masum ve zararsiz bir inanc olarak kabul edilebilirdi. Ama dinler Tanri kavramina kapitalize olup, onu kurumlastirarak, insanligin gelecegine sahip cikmaktadirlar. Buna izin verilemez. Ateizm gereklidir. Ateizmin bu boyutu teizme bir alternatif degil, antagonizma olusturur. Onu notralize, hatta yok etmeye calisir. Teizmin ve dinlerin tehlikesine deginilir. Bu konuda sayisiz ornek oldugu vurgulanir. Bu boyutta insanlarin inancini kirmak mumkun degildir. Hatta onlar daha da pekisir.. Ateizmi zorla empoze etmeye, ya da teizmi zorla ortadan kaldirmaya tesebbus etmek basarili olmamistir.

Teizme saldirarak onu yok edemeyecegini anlayan ateizm
kavgalarini diger bir boyuta goturmek ve mucadelelerine orada devam etmek zorunda kalmistir. Bu ikinci boyut, bilgidir. Ateizm bilimi kullanarak, teizmin ortaya cikis nedeni olan yaratilis kavramina saldirir. Bunda henuz kesin bir zafer elde edilememistir. Yoktan var olusu quantum fizigi kolaylikla aciklayabilmektedir. Ancak bu fizik turunu simdilik dindarlara aciklamada basarili olunamamaktadir. Binlerce yillik tabulari yikmak kolay degildir.

Ateistler kavgalarina ucuncu boyutta devam ederler. Bu boyutta dinlerle ilgili kusurlara ve inanclarin temelini olusturan akil almaz sacmaliklara yer verilir. Isa’nin Tanri’nin oglu olmasindan, cin, melek ve seytanin varligina kadar butun inanclarin temeli sorgulanir. Kur’anin ayetlerindeki tutarsizliklara, cagdisiliklara, yalan ve yanlislara, kusur ve eksikliklere isaret edilir... Bu boyutta da buyuk bir direncle karsilasilir. Inanirlarin Kur’ani kendilerine gore yorumladiklari gozlemlenir. Onlari ikna etmeye olanak yoktur.

Ateizm teizmin insanlarla ilgili kusur, mantik hatasi veya bir tur defo oldugu uzerinde kuramlar gelistirir. Teizmin insan maneviyatina sonradan yerlesen parazitik egilimler oldugu vurgulanir. Bu dorduncu boyutu destekleyen cok sayida delil mevcuttur.

Ateizm dinsel inanclarin ve teizmin moral ve etik temelini sorgular. Felsefelerini sapkin bulur. Ahlak ogretilerini elestirir. Kendi ustun felsefesini kurar ama, nedense teistleri ikna edemez. Tanri’nin yoktan var olmasinin kendi disinda bir guce gereksinim
gosterdigini, bunun da Tanri kavrami ile bagdasmadigini, dolayisiyla Tanri’nin olmadigini aciklamak, insan mantigi ile mukemmel bir sekilde ortusur ama, yine de inanirlar tarafindan
yeterli bulunmaz. Teistlerin nasil bir mantik guttugunu anlamak mumkun degildir.

Ateistlerin usu bu bagnazlik, gerilik, tutuculuk, yobazlik, mantiksizlik, hatta ahlak eksikligi, ice kapanis ve inatci bir ulasilmazlik karsisinda dus kirikligi icinde isyan eder.

Evet, evet..... Ateizm usun batila isyani olmalidir..
Baska ne olabilir?

Haci...
 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
29 dakika önce, haci yazdı:

...

Teistlerin nasil bir mantik guttugunu anlamak mumkun degildir.

...

Teistlerin mantığı psikolojik olabilir mi? Mesela 3-5 yaşındaki çocukların sık kullandığı "Babam öyle diyo" temeline dayanan mantık süstemi.

Teistlerin konuları da, yazıları da, argümanları da, nihayetinde "Babam öğle diyo" ile başlıyor ve "Babam öğle diyo" bitiyor. Teistlerdeki "baba" Tanrıdır, Kurandır, peygamberdir, hadislerdir, din alimi diye bildikleri tarihi/hayali kişiliklerdir -ki onlar da "Babam öğle diyo" ile ezberlenmiş/ezberletilmiş kişiliklerdir-, günümüzde "alim" sıfatıyla piyasada dolaşan otoritelerdir (hocalar, imamlar, üfürkcüler, cemaat liderleri, tekke ileri gelenleri, Diyanet yetkilileri).

"Baba"nın çizdiği çerçevenin dışına çıkmak testi her zaman terletir, huzursuz eder, endişelendirir, korkutur, ayaklarının altındaki zeminin kaybolduğunu, bir boşluğa düştüğünü hissettirir. Boşluğun nedeni, kendisine ait fikir ve düşüncenin olmamasıdır. Bilinçli ama genellikle bilinçsizce bunun farkına varmaya başladığında, çıldıracak, delirecek  hale dahi gelebilir.

 

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş
32 dakika önce, DreiMalAli yazdı:

Teistlerin mantığı psikolojik olabilir mi? Mesela 3-5 yaşındaki çocukların sık kullandığı "Babam öyle diyo" temeline dayanan mantık süstemi.

Teistlerin konuları da, yazıları da, argümanları da, nihayetinde "Babam öğle diyo" ile başlıyor ve "Babam öğle diyo" bitiyor. Teistlerdeki "baba" Tanrıdır, Kurandır, peygamberdir, hadislerdir, din alimi diye bildikleri tarihi/hayali kişiliklerdir -ki onlar da "Babam öğle diyo" ile ezberlenmiş/ezberletilmiş kişiliklerdir-, günümüzde "alim" sıfatıyla piyasada dolaşan otoritelerdir (hocalar, imamlar, üfürkcüler, cemaat liderleri, tekke ileri gelenleri, Diyanet yetkilileri).

"Baba"nın çizdiği çerçevenin dışına çıkmak testi her zaman terletir, huzursuz eder, endişelendirir, korkutur, ayaklarının altındaki zeminin kaybolduğunu, bir boşluğa düştüğünü hissettirir. Boşluğun nedeni, kendisine ait fikir ve düşüncenin olmamasıdır. Bilinçli ama genellikle bilinçsizce bunun farkına varmaya başladığında, çıldıracak, delirecek  hale dahi gelebilir.

 

Sevgiler

 

Evet. Haklısın sevgili DMA. Din inancının temeli kesinlikle psikolojik. Bu inancın bilimsel temele dayanan bir mantığı yok ama. Hiç bir şekilde açıklanamaz yani.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, DreiMalAli yazdı:

Teistlerin mantığı psikolojik olabilir mi? Mesela 3-5 yaşındaki çocukların sık kullandığı "Babam öyle diyo" temeline dayanan mantık süstemi.

Teistlerin konuları da, yazıları da, argümanları da, nihayetinde "Babam öğle diyo" ile başlıyor ve "Babam öğle diyo" bitiyor. Teistlerdeki "baba" Tanrıdır, Kurandır, peygamberdir, hadislerdir, din alimi diye bildikleri tarihi/hayali kişiliklerdir -ki onlar da "Babam öğle diyo" ile ezberlenmiş/ezberletilmiş kişiliklerdir-, günümüzde "alim" sıfatıyla piyasada dolaşan otoritelerdir (hocalar, imamlar, üfürkcüler, cemaat liderleri, tekke ileri gelenleri, Diyanet yetkilileri).

"Baba"nın çizdiği çerçevenin dışına çıkmak testi her zaman terletir, huzursuz eder, endişelendirir, korkutur, ayaklarının altındaki zeminin kaybolduğunu, bir boşluğa düştüğünü hissettirir. Boşluğun nedeni, kendisine ait fikir ve düşüncenin olmamasıdır. Bilinçli ama genellikle bilinçsizce bunun farkına varmaya başladığında, çıldıracak, delirecek  hale dahi gelebilir.

 

Sevgiler

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, bilgivehis yazdı:

 

İnkar demek var olanı ret etmek, ateist ise yok der, burayı yanlış yazmışsın, herhalde düzeltirsiniz.

 

Uyarı için teşekkürler. Bir dereceye kadar haklısın ama, karşıt bakış açısından var olduğu söyleneni reddetmek de inkardır.

Ben o kadar ince eleyip sık dokumuyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ateizmin varlığını teizm tehtide bağlamak ateizmin temelsiz, tepkisel bir duruşa indirger. böyle bir söylem ateizmi belli argümanlar üzerine kurulu bir düşünce değil, tepkisel bir politik duruş olarak tanımlamış olur.


varsayımlar ve fantaziler üzerine kurulmamış düşünce de ateizmin de tekelinde değildir. bilimsel çalışma yapmak için ateist olmak ön koşul değildir. 


dinlerin kurumsal yapıları ayrı bir konu dinlerin kendileri ayrı bir konudur. merkezi bir kurumu reddedip dini reddetmeyenler de vardır. en bariz örnek protestanlık. 


kurumsallaşmaya karşı olmak da ateistlerin hem fikir olduğu bir konu değil. kurumsallaşmanın zıttı ateizm değil anarşizmdir. ateizm ile  anarşizm arasında da bir korelasyon bulunmuyor. ateist çoğunluğun iktidarında bu yönde bir dayatma da söz konusu olabilir. örnek sovyet rusya. 


quantum fiziği yoktan var oluşu açıklamaz. fizik zaten felsefi anlamda bir yokluk veya hiçlik kavramıyla ilgilenemz. fiziğin böyle felsefi bir sorumluluğu da yoktur. bilimi politize etmeye çalışmak felsefi sorumluluk yüklemek bilimsel düşüncenin bilgisiz kişiselce marjinal olarak değerlendirilmesine, bilimsel düşünce kosununda bilgisiz kişiselin bilimsel düşünceden uzaklaşmasına sebep olur. fizik bardağın yere düşüşünü nasıl açıklıyorsa enerji/madde dönüşümünü de öyle açıklar. işin içine varlık/yokluk/hiçlik vs. katmaz. neyi ölçüp neyi biçiyorsa, teorik olarak neyi temellendiriyorsa onu açıklar.


Teizm, deizm, agnostisizm gibi akımları formel bilimler ya da doğa bilimleri ile incelemek mümkün değildir. Bu nedenle "parazitik eğilim" gibi kavramlar "delil" niteliğinde ele alınamaz. Bunlara en fazla sosyal bilimlerdeki ateist "yorum" diyebiliriz. akademik anlamda da böyle tabirlerin kabul gördüğü bir çalışma yoktur çünkü bu kavram "parazitik eğilim" bilimsel bir tabir, teşhis değildir. 


Dinlerin ahlak anlayışı elbette eleştirilebilir. Bunun tanrı kavramıyla doğrudan bir ilgisi yoktur. Ateistlerin de ortaya mutlak doğru bir ahlak koyabilmesi mümkün değildir. Çünkü ahlak bilimin değil felsefenin konusudur ve görecelidir. 


Bağnazlık, gericilik, tutuculuk, yobazlik, mantıksızlık, ahlak eksikliginin karşısında olmak için de ateist olmaya gerek yoktur. Akıl ve vicdan sahibi olan bu kavramlara değer veren her insan bunların karşısındadır. Bu değerler de ateizm tekelinde değildir. 


Tanrı, inanç, ahlak dinlerin tekelinde değildir. Akıl, vicdan, bilim de ateistlerin tekelinde değildir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

inkar redd arefe irfan ilim cehl küfür mühlid münkir mürted   irfan bilim farkı
inkar kelimesi  Kur'an-ı Kerim de daha çok var olanı redd etmek değil bilmeme tanımama anlamındadır.esasen münkir mechul manasında  da kullanılmıştır inkar tersi arefe arif mechul tersi malumdur biri cehalet ile oluşur biri ilim ile
inkar da bilmeme tanımama ile oluşur.
misal belkisin tahtı hz süleymana getirildiğinde : tahtı tanınmaz hale getirin değiştirin bakalım belkis tahtını tanıyacak mı?  dediğinde nekkiru kelimesini kullanır tanınmaz hale getirin nekir inkarın köküdür ve ilginçtir tahtını tanıyacakmı derken arefe kullanmaz hidayet edecekmi yani değişmiş tahtın doğrusunu anlayacak mı der ve belkis geldiğinde  şüphe içindedir sanki ona benzer demektedir.sanki temel sağlam yakini bir bilgi değil şüphe ve zann ifade eder.
yine hz ibrahim gelen misafirler yemek yemeyince içinde bir korku duyar zira gelenler melektir ve yemek yemezler ancak insan suretindedir işte burda onları anlayamaz tanıyamaz zira  sureten insan ancak sireten melektir ki bunu zahiren anlamak imkansızdır burdada nkr inkar kökü kullanılır
inkarın karşıtı marifettir marifet bilmenin daha üst mertebesidir bilme ilmin kökü olan aleme dir alim muallim malum da aynı kökten türemiş. bilmek  biliminde köküdür bilmek daha yüzeyseldir bir nevi zahiri maddi görüneni bilmedir marife veya irfan tanımadır tanıma daha üst düzey hem madden hem manen bilmedir hem ruhen hem bedenen bilmedir
bir kişi zahiren görürsün güzeldir ancak arkadaşlık yaparsın uzun süre birlikte kalırsın sonra tanırsın
ruhen tanırsın şayet ruhen fena bedenen güzel ise fıtrat icabı  soğur kaçarsın
bir kişinin nereli olduğunu veya ismini bilirsin yani alame bu yüzeysel bilgidir 
ancak nasıl biri dürüstmü yalancı mı hilekar mı ahlaklı mı bunlar bilinmez ancak tanırsın oda zaman ve çaba ister daha derini bilmeyi  gerektiri ki buda arafe dir tanımadır
o yüzden bilim hep kalıba takılır bir dünya teori geliştirir sonra pat diye o yanlışlanır bambaşka  ve tersine bir paradigma  ortaya çıkar derken bu böyle sürer gider
derine inmek irfan iledir bilim denizin yüzeyine dalgalanmasına bakar irfan denize dalar denizin dibinde inci mercan maden bulur rengareng canlıları izler görür
işte manken güzel kızlarımız ağızları kapalı iken heykel gibi güzeller
ancak bir konuşurlar saçmalamaya başlarlar soğursun ürkersin zira konuşma biraz akıl biraz ruh biraz kişilik biraz bilgi seviyesi yani ruhani görünmeyen manevi yönünüde ortaya serer
hz yusufun kardeşleri kıtlık yıllarında  mısıra yiyecek almaya gittiklerinde hz yusuf onları tanımıştı ayette arafe kullanır ancak kardeşleri onu tanımıyorlardı inkar yani nekire içinde idiler zira kuyuya atıp öldü kayboldu gitti sandılar ama yusuf karşılarına mısırın adeta maliye bakanı tarım bakanı olarak karşılarına çıkmıştı.
esasen inkar bir çeşit küfürdür ancak kafir olan kefere eder yani gizler eskiden araplar çiftçilere kafir derlermiş zira çiftçi tohumu ekim ile toprağın altına koyar yani gizler görünmez kılar ancak o tohum başak olup toprağın dışına çıkar yani marife olur kefere etmek örtmek fayda vermez er yada geç hakikat güneş gibi ortaya çıkar.
insan da  ölüdüğünde tohum gibi toprağın altına girer ancak zamanı geldiğinde marife olur zahir olur dirilir.
ateizmin adeta belkisin tahtının değişmesi ile tahtını tanıyamaması gibi    perde hükmündeki maddeyi tanrı sanması illüzyonu olduğunu düşünüyorum zira Allaha ait ne kadar sıfat var ise maddeye verilmiş  
esasen arapçada ateist için mülhid kullanılır münkir münafık kafir kazzib farklı farklıdır
ancak Kur'an da direk mülhid kelimesi geçmez  yulhidune diye fiil hali geçer 
misal: 41:40:"اِنَّ الَّذ۪ينَ يُلْحِدُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا لَا يَخْفَوْنَ عَلَيْنَاۜ اَفَمَنْ يُلْقٰى فِي النَّارِ خَيْرٌ اَمْ مَنْ يَأْت۪ٓي اٰمِنًا يَوْمَ الْقِيٰمَةِۜ اِعْمَلُوا مَا شِئْتُمْۙ اِنَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَص۪يرٌ"
meali:"Ayetlerimiz konusunda çarpıtma yapanlar, Bize gizli kalmazlar. Öyleyse ateşin içine bırakılan mı daha hayırlıdır yoksa kıyamet günü güvenle gelen mi? Siz dilediğinizi yapın. Çünkü O yaptıklarınızı gerçekten görendir."
burda mülhid kökü olan lahade çarpıtan tahrif eden tanınmaz hale getiren veya cehaleti bilgisizliği ile o yola sapan demektir.bir nevi belkisin tahtını değişim ve çarpıtmadan dolayı tanımaması şüpheye düşmesi gibidir.
kezebe ve kefere de kezebe kefereden daha şiddetli ve küfre götüren bir amildir zira kizb yani yalan söylemek için doğruyu bilmen gerekir  ancak tahrif tahvilde cehalette için içine girebilir
kefere de örtmek için örtüleni bilmek gerekir
mülhid sanki kezzab gibidir 
redd inkar ikiside arapçadır redd geri dönmek demektir return turn back gibi manası vardır mürted kökü redd olup dinden dönen demektir esasen islam her doğanın  müslüman fıtratı üzerine yaratıldığı için islama dönenleri convert demez  revert der yani aslına döndü
mürted ise tam tersi asıldan batıla sapıyor dönüyor demektir.
bu yüzden esasen inkar da redd de kafir de ateiste uyabilmekte iken mülhid  ve münkir daha çok uymaktadır zira tahrif tevil veya cehalleten kaynaklanan bir sapmadır islami literatürde.
 
adeta perde önünde koşan konuşan karagöz kuklasını asıl ve esas sanıp perde gersinde asıl konuşan ve hareket ettireni görmeme problemidir
şayet madde perdesini yırtsallar maddenin asıl manasını ruhunu görecekler 
***
düzenli intizamlı nizamlı varlık bizi otomatikmen ilim hikmet kudret basiret sahibi bir yaratıcıya kesinkes götürür çünkü intizamlı hikmetli varlık kendisinden çok sahibini hükmedenini gösterir
bu fıtridir kainatta umum gökyüzü yer yüzü ve diğer yaratılanların hepsinin hikmetli nizamlı yaratılması bunu mecbur kılar asıl bunu redd ilme akıla münafidir
misal: bir pazar günü caddede nizamlı intizamlı aynı üniforma içinde aynı anda aynı ayaklarını kaldırıp aynı anda indiren aynı marş ve sloganları söyleyen askerlerdeki nizam ile
kaldırımda her türlü renkte değişik giyisiler giymiş sağa sola yalpalayarak hatta birbiri ile çarpışan kalabalık sivillerin yürümesi ile bu nizamlı askerler kıyas edilse
katiyen askerdeki bu nizam ve intizamlı yürüyüş kati şekilde bunun bir komutan  emri ile ve askeri kanunlar ile olduğunu bilir anlar fehmeder
adeta bir manga asker gibi güneşin etrafında marş marş aynı yönde ve kendi yörüngesinde dönen gezegenlerin  atomdaki elektronların hareketleri yıldızlar galaksilerdeki nizami hareketler insan bedeninin dünya güneş ay besinler hava su vb ile mutabakatı hepsi hikmet ilim ile dizayn edilmiştir

 

**

bu arada psikoloji yani insanın ruhani yönü fıtraten insan olmanın ve insanı insan yapan bedenin üstünde bedene de hükmeden

bir özdür bir cevherdir ve ayrılmaz parçasıdır psikolojik deyip her şeyi bedene indirgemek ve manayı redd etmek

 

ışığı kabul edip güneşi redd etmek gibidir asıl olan öz olan bizzat kaynak güneşin kendisidir

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bizim batıl olarak gördüğümüz her türlü dini uygulamalar ve öğretiler teistler için güç ve ilham verici unsurlardır, beyinleri binbir hurafeyle dolu bu insanlar ateistlere önce sorun merkezli yaklaşmakta haliyle ateizmi anlayamamaktadırlar müslümanlar devamlı ibadetinde kuranında ve beş vakit namazında insanlar olduklarından ve pratikte ateist bir şekilde bir gün dahi geçirmediklerinden sadece teorik olarak ateizmi bilmeleri yeterli olmuyor güvenli konfor alanlarında yaşamanın çekiciliğinden ayrılamıyorlar böylelikle güvende kalıyorlar, sistemde insanları bu yönde kalıplaştırmaya devam ediyor bu böyle devam ederse dinden çıkmak veya en baştan dinsiz olmak ateistler için problemli bir durum olmaya devam edecek çünkü aynı dinden insanların homojen ortamlarına maruz kalıyoruz ve şeriatları doğal dışlayıcı görevini üstleniyor ya bizdensin ya değilsin anlayışı baskın geliyor dolayısıyla ateizm toplumsal bir başkaldırışa da işaret eder onların çok hoşgörülü toplumlarında bizim psikolojik olarak rahat olmamız zor tebüğe katılmayan sahabilere bakın, düşünsenize islami bir toplumda islami amaçlarla bir savaş çıksa biz de o toplumda olduğumuz için o amaçlar uğruna savaşmak zorunda mıyız? laiklik öne sürülerek bu yapılabilir ama böyle bir toplumda böyle bir laiklik olmayadursun, çoğunluk müslümansa belki de şeriat gelmeli dersek bu daha tehlikeli yine aynı toplumda ateistler asimile olsun diye ateistlerle kız alış verişinde bile bulunulmamakta bununla beraber müslüman erkeklere helal sınırları geniş olduğundan müslüman yapar evleniriz modundalar sonuçta aydın bir neslin yetişmesi dirençle karşılaşıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
olguculuk, -ğu
 

1. isim, felsefe Araştırmalarını olgulara, deneylere, gerçeklere dayayan, fizikötesi açıklamaları kuramsal olarak olanaksız ve yararsız gören Auguste Comte'un açtığı felsefe çığırı, pozitivizm.

2. isim, edebiyat Bu çığırın gerçekçilik akımını doğuran edebî eserlerde uygulanmış biçimi.

 

maddecilik, -ği
 

1. isim, mecaz Para, mal vb.ne çok önem verme.

2. isim, mecaz, felsefe Dünyada, yalnızca maddenin varlığını kabul eden, Tanrı, ruh vb. manevi kavramları ret ve inkâr eden felsefi görüş, özdekçilik, materyalizm, materyalistlik.

 

doğalcılık, -ğı
 

1. isim Gerçeğin doğaya uygun biçimde yansıtılmasını amaçlayan sanat akımı, natüralizm.

2. isim, felsefe Gerçeğin yalnız doğa ile açıklanması, natüralizm.

 

tanrıtanımazlık, -ğı
isim, felsefe

Tanrı'nın varlığını inkâr eden öğreti, ateizm.

 

inkâr etmek
 

yaptığı bir işi, söylediği sözü veya tanık olduğu bir şeyi yapmadığını, bilmediğini, görmediğini söylemek, yaptığını saklamak, yadsımak:
      "Yine insanlar fenalar elinde esir olacak, çalışmanın faziletini, birçok adamlar inkâr edecek." - Ömer Seyfettin

 

Türkçe sözlük  inkar etmenin anlamını biliyor mu?  :)

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...