Jump to content

İSLAM’IN TEMELİ KUR’AN OLMAYABİLİR Mİ?


Recommended Posts

 

İslam’ın temeli Kur’an mıdır?

Başka ne olabilir? Kur’an İslam’ın anayasası değil midir? İslam’ın başka bir anayasası var mıdır?

İslam’ın temeli olarak Kur’an’ı sorgulamak Müslümanlara olduğu kadar ateistlere de ters gelebilir. Ama son gelişmelerin ışığında bunu yapmak zorunluğu vardır.  

Son yıllarda bilimin İslam’a bakış açısında bazı önemli gelişmeler olmuştur. Bu gelişmelerden Kur’an derin bir şekilde etkilenmiştir. Onlara göre Kur'an 23 yıl içinde değil, çok daha uzun bir zaman dilimi içinde kodlanmış (değiştirilemez hale getirilmiş) ve ardından kutsallaştırılmış bir kitaptır.

Son bulgulara göre Kur’an Emeviler zamanında, Arap emperyalizmini yasallaştırmak için, halk arasında yaygın öykü, masal ve menkibelerden derlenerek kitap haline getirilmiş ve İslam'ın kutsal kitabı olarak kabul edilmiştir. Kutsallaştırılmadan önce bu kitaba çeşitli öykü ve menkibelerin eklenmesi mümkündür.

İslam ve Kur'an yüzlerce yıl içinde evrilerek 8’inci yüzyılda bir araya getirilmişler ve günümüzde de geçerli olan son şekillerini almışlardır.

Mitolojik bir kahraman olan Muhammed'in ne İslam'la ne de Kur'an'la uzaktan yakından bir ilişkisi vardır.

Hadislerin ne zaman başladığı ise çok daha gizemli bir konudur.

Büyük bir olasılıkla ilk hadisler Kur'an ve İslam evrilirken ortaya çıkan dedikoduların yazılı şekillerinden başka bir şey değillerdir. Büyük bir olasılıkla onlardan bazıları Kur’an’ın içeriğine katılmış olmalıdırlar.

Kur'an ve İslam son şekillerini aldıktan sonra hadislerde ani bir çoğalma olmuş ve geçmişte vuku bulduğu iddia edilen çok sayıda olgu, geçmişe dönük hadisler şeklinde kayda geçirilmiştir.

Muhammed mitini ve macerelarını en ince ayrıntılarına kadar kaydeden yazıların hepsi hadis kökenlidir.

Tabii Muhammed'in yaşamı İslam ve Kur'an'dan soyutlanmadığı için, hadisler aslında onların çıktığı efsaneler olmak zorundadırlar.

Kur'an'ın kutsallaştırılması ve İslam'ın ritüellerinin kesinlik kazanmasından sonra da hadisler yazılmaya devam edilmiştir.

Aslında hadislerin yazılması günümüzde de devam etmektedir.

Her yıl yeni hadisler ortaya çıkmakta ve onlar Muhammed zamanına, İslam'ın başlangıcına ve Kur'an'ın vahiy yolu ile yazılışına ışık tutmaktadırlar.

610-632 yılları arasında vuku bulan olguların en ince ayrıntılarına kadar bilinmesinin nedeni budur.

Hadisler daha çok bu zaman dilimini aydınlatmaktadırlar.

Ondan sonraki zamana ışık tutan hadisler de vardır elbette. Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali'nin maceraları hadisler aracılığı ile tarihe geçmişlerdir.

Onlar da yaşamamışlardır ama, hadisler onların yaşamını da oldukça ayrıntılı bir şekilde bize iletmektedir.

Mekke ile yapılan savaşlar, Muhammed'in karıları, cariyeleri, çocukları, Hasan, Hüseyin, Kerbela bize hep hadisler aracılığı ile ulaşan ilginç masallardır.

Yalnız İslam dininin ve Kur'an'ın değil, bütün İslam tarihinin kökeninde hadisler vardır.

Onlarsız bir İslam düşünülemez.

Hadisleri reddetmek, İslam'ı reddetmek demektir..

 

 

 

Hadislerle Kur'an arasında ne fark vardır?

Hadislerin Kur'an'dan önce var olması mümkün müdür?

Yani biz burada arabayı atların önüne koyuyoruz.

Bu mümkün müdür?

Eğer hadisler Kur'an'ın temeli iseler, onların Kur’an’dan önce var olması elbette mümkündür.

Günümüzde hadislerle Kur'an arasındaki en önemli fark Kur'an'ın kodlanması ve kutsallaştırılmasıdır.

Kur'an kodlanıp, kutsallaştırılmadan önce hadislerden etkilenmiş ve zenginleştirilmiş olabilir mi?

Olması lazım. Çünkü Kur'an'ın ne zaman ortaya çıktığı kesin olarak bilinmediği gibi, Muhammed gibi, belli bir yazarı da yok.

Gökten zembille inmediğine göre, birilerinin onu yazmış olması gerekiyor.

Kur'an'ın Arap kollektif bilincinin bir ürünü olduğu iddia ediliyor. Ve bunda büyük bir gerçek payı var.

Hadislerin temeli halk arasında kendiliğinden ortaya çıkan dedikodu mahiyetindeki söylentilerdir.

Onlar zamanla kurumlaşmış ve ilk Kur'an ortaya çıkmış olabilir.

Ondan da zamanla bildiğimiz Kur'an evrilmiş olmalıdır.

Bu hesaba göre Kur'an'ı “at” kabul edersek, “araba” atların önünde gitmektedir.

Kur'an'ı at kabul etmemizin nedeni, İslam'ı çekip götürmesidir. Yoksa başka ve kötü bir amacımız yoktur.

Aslında İslam arabasını Kur'an değil, hadisler götürmektedirler.

Kur'an cahiliye dönemine atıflarda bulunur.

Oysa İslam cahiliye dönemini aşmış bir din değildir.

Cahiliye dönemi İslam tarafından resmileştirilmiş ve kurumlaştırılmıştır. İslam Kur’an’da atıfta bulunduğu cahiliye döneminin devamıdır.

Bu gözlemler İslam’ın temelinin Kur’an olmayıp, hadisler olduğu teorisini destekliyor. Çünkü Kur’an hadislerden kaynak alan bir kitap gibi duruyor.

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...